BORSA
SOSYAL MEDYA HİSSE TAVSİYE TUZAĞINA SORUŞTURMA
Sosyal medya üzerinden yüksek kazançlı hisse tavsiyesi vaadiyle milyonlarca lira dolandırıldıklarını belirten bazı mağdurların savcılıklara başvurması üzerine soruşturma başlatıldı.

Yayınlanma:
4 ay önce|
Yazan:
BankaVitrini
Burada sahte banka isimleri ve kurumsal kimlik izlenimiyle mağdurlarda güven oluşturan şüpheliler, kurdukları yazılımla hisse senedi alım satımı yapıldığını öne sürdükleri uygulamanın indirilmesini istedi.
Bu uygulamayı indiren mağdurlardan kişi başı 10 bin lira giriş ücreti talep edilerek başlayan dolandırıcılık zinciri, bazı kişilerde 6 milyon liraya kadar çıkan ek ödemelerle sürdürüldü.
Bir süre sonra dolandırıldıklarını anlayan yüzlerce mağdur, bulundukları illerin cumhuriyet başsavcılıklarına başvuruda bulundu. Savcılıklar da söz konusu iddia üzerine soruşturma başlattı.
MAĞDURLAR NASIL DOLANDIRILDIĞINI ANLATTI
Mağdurlar sundukları suç duyurusu dilekçesinde yaşanan dolandırıcılık olayında paralarını nasıl kaptırdıklarını anlattı.
Bu kişilerden Burcu H, savcılığa verdiği dilekçede, daha önce sisteme girmek için verdiği parasını kurtarmak için bir kez daha dolandırıldığını ifade etti.
Parasını çekmek istediğinde kendisinden 130 bin 522,94 lira vergi yatırması gerektiğinin söylendiğini aktaran Burcu H, dilekçesinde şunları kaydetti:
“Ben de kolaylık olsun diye 94 kuruş eksikle 130 bin 522 lira gönderdim ancak tam tutar olmadığı gerekçesiyle ödeme kabul edilmedi. İade yapılmadan, belirtilen tutarın tekrar yatırılması söylendi. Zararımdan kurtulmak için belirtilen tam tutarı bir kez daha gönderdim. Ertesi gün ‘Paranız yanlış hesaba geçti, işlemi tamamlamak için 200 bin lira sermaye fonu yatırmanız gerek.’ cevabı verildi. Bunun üzerine korku ve paniğe kapılarak 200 bin lirayı verilen ‘Tunahan Taş YFT’ IBAN hesabına gönderdim ancak işlemi yaparken alıcı adını YFT ibaresini yazmadan ‘Tunahan Taş’ olarak girdiğim için ödemenin gerçekleşmediği belirtilince artık dolandırıldığımı anladım.”
“YAPAY ZEKAYLA KURULAN BİR TUZAK”
Bir kısım mağdurların avukatı Başbuğ Kürşad Safi, AA muhabirine, örgütün uluslararası bağlantıları olduğundan şüphelendiklerini belirterek, “Elde ettiğimiz belgeler ve yürüttüğümüz araştırmalar, bu sistemin yapay zeka destekli bir dolandırıcılık ağı olduğunu gösteriyor. Dolandırıcılar, ‘Arif Elkin’ isimli bir yatırım danışmanının kimliğiyle mağdurları kandırdı ancak bu ismin gerçek bir kişi olmadığı, yapay zeka tarafından oluşturulmuş sahte kimlik olduğu anlaşıldı.” diye konuştu.
Mağdurların, önce WhatsApp gruplarına alınarak buradan da bir banka ismiyle oluşturulan uygulamaya yönlendirildiklerini anlatan Safi, uygulamada mağdurların hesaplarındaki tutarların her gün arttığının gösterildiğini söyledi.
Gerçekte ise herhangi bir hisse senedi alımının veya kar durumunun olmadığına dikkati çeken Safi, “Paralarını çekmek isteyen mağdurlara, puanlarının yetersiz olduğu veya önce vergi ödemeleri gerektiği gibi bahaneler sunuldu. Ödeme taleplerini yerine getirenler dahi hiçbir şekilde paralarını geri alamadı.” dedi.
“HER BİR MAĞDURUN ZARARI 500 BİN İLE 6 MİLYON LİRA ARASINDA DEĞİŞİYOR”
Dolandırıcıların ekim ayında oluşturduğu WhatsApp grubunun 6 Aralık’ta kapatıldığını aktaran Safi, her bir mağdurun zararının 500 bin ile 6 milyon lira arasında değiştiğini ifade etti.
Başbuğ Kürşad Safi, toplam mağdur sayısının 200’ün üzerinde olduğunu belirterek, şu ana kadar Türkiye’nin farklı illerinden birçok kişinin bu konuda savcılıklara giderek şikayetçi olduğunu anlattı.
“YATIRIM DANIŞMANLIĞI LİSANSI OLMAYANLARA GÜVENMEYİN”
Bilişim hukuku alanında çalışmalar yapan Avukat Rıdvan Yıldız da son dönemde sosyal medya ve dijital platformlar üzerinden artan dolandırıcılık faaliyetlerine dikkati çekerek, borsa ve kripto para piyasalarının finansal bilgisi sınılı küçük yatırımcılar için büyük riskler oluşturduğunu söyledi.
Yıldız, WhatsApp, Telegram gibi platformlar üzerinden kurulan grupların sahte referanslar, yanıltıcı dekontlar ve kazanç vaatleriyle kısa sürede güven sağladıktan sonra büyük dolandırıcılıklar yapabildiklerini anlattı.
Sermaye piyasaları mevzuatına göre, lisansı bulunmayan kişi ve kurumların yatırım danışmanlığı yapmasının suç olduğunu vurgulayan Yıldız, şunları kaydetti:
“Yasal aracı kurumlar ve bankalar üzerinden işlem yapan yatırımcılar, dolandırıcılık riskinden korunabilir ancak sosyal medya üzerinden yatırım tavsiyesi veren ve para transferi talep eden kişilerle işlem yapmak, hem dolandırılma hem de yasal sorunlarla karşılaşma riskini artırır. Örneğin bilmeden para yatırdığı kişi, uygulama ya da internet sitesi; terör, yasadışı bahis gibi suçlara karışmış olabilir. Böyle bir durumda dolandırılmanın yanı sıra bu suçlarla ilgili soruşturmayla da muhatap olunabilir.”
Avukat Yıldız, borsa ve kripto para piyasalarının oyun yeri olmadığını, yüksek kazançların olabileceği gibi büyük kayıpların da yaşanabileceğinin bilinmesi gerektiğinin altını çizerek, şu uyarıları yaptı:
“Yatırıma meraklı olanlar öncelikle finansal bilgilerini arttırmak için araştırma yapmalı, hatta eğitim almaları da büyük zararlardan kendilerini koruyacaktır. Borsa gibi acımasız piyasalarda kimsenin kimseye bedavadan büyük paralar kazandırmayacağını, bunu vadedenlerin gerçekçi olmadığını yatırımcıların bilmesi gerekiyor. Bu gibi dolandırıcılıkları yapanların çoğunlukla bulunamadığı, dolandırılanların ise dolandırıldıklarıyla kaldıkları birçok örnek var. Bu durumu yaşamamak için sosyal medya ya da farklı iletişim araçlarıyla yatırımcıları etkilemeye çalışan yetkisiz yatırım danışmanlarının tavsiyelerinden uzak durmak gerekiyor.”
Anadolu Ajansı
İlginizi Çekebilir
ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA
Trump-FED gerilimi tırmandı: Dolar ve borsalar sert düşüşte, altın ışıldıyor

Yayınlanma:
10 saat önce|
21/04/2025Yazan:
BankaVitrini
Finansal piyasalarda yeni haftanın yüksek tansiyon ile başladığını görüyoruz. Asya borsaları ve ABD borsalarının vadeli endeksleri düşerken, doların da baskı altında olduğunu not edelim. Doların büyük para birimleri karşısında değerini gösteren sepet kur (DXY) bu sabah 98 seviyelerinin diplerine kadar gerileyerek son üç yılın yeni en düşük seviyesini test etti. ABD Başkan Trump’ın FED Başkanı Powell’a yönelik sert eleştirileri ve FED’in bağımsızlığı tartışmaya açan açıklamalarının yanı sıra, Trump’ın ekibinin Powell’ı görevden almanın yollarını değerlendirdiği yönünde iddia, hatta kamuoyu önündeki eleştirileri piyasa algısını bozarak yatırımcıları rahatsız etti.
Geçen hafta Perşembe günü Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) peşpeşe yedinci kez faiz indirimine gitmesi ardından FED’in enflasyon kaygısı ile sergilediği temkinli duruş, Trump’ı çileden çıkardığını anlıyoruz. Ticaret savaşına soyunan ve ABD’nin cari açığını azaltmak adına zayıf dolar ve ihracata odaklanan Trump, izlediği politikaların resesyona neden olmaması adına düşük faiz talebinde ısrarcı oluyor. Trump’ın ABD Dolarını bilinçli olarak değersiz kılmasının çok riskli bir durum arz ettiğini kesinlikle göz ardı etmemek gerekiyor!
Artan siyasi baskının para politikasını etkileme riski, hâlihazırda jeopolitik endişelerle dalgalanan piyasaları daha da belirsizliğe sürüklemeye devam ettiğini görüyoruz. Bu gelişmelerin en belirgin sonucu ise kuşkusuz yatırımcıların ABD varlıklarından kaçışının hızlanması olarak tezahür ettiğini not edelim. ABD’de 10 yıllık gösterge tahvil faizi satışların gölgesinde (fiyatı düşüp getirisi yükselirken) bu sabah %4,35 seviyesine kadar yükseldi. Dolar euro karşısında 1,1515 seviyesine gerileyerek Kasım 2021’de bu yana en düşük seviyeden işlem görürken, İsviçre frangı gibi güvenli limanlar karşısında da son on yılın en düşük seviyesi test edildi. Yatırımcılar, dolar varlıklardan arkasına bakmadan koşarak kaçarken, sığınılacak yegâne liman olan olarak görülen altının ons fiyatı (bu yıl %26 değer kazandı) 3,385 dolar ile yeni bir rekor kırdı! Direnişin parası Bitcoin de dolar zayıflığından faydalanarak 87 bin dolar seviyesinin üzerine yükseldiğini görüyoruz.
Dönelim Türk mali piyasalarına… TCMB geride bıraktığımız hafta sonuçlanan olağan Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında, artan risk karşısında getiriyi artırmak suretiyle haftalık repo ihale faizini 350 baz puan faiz artırırken, faiz koridorunun da üst bandını, yani günlük olarak borç verme faiz oranını da 300 baz puan artırmak suretiyle ilave olarak kendisine faiz artırmadan faiz artıracak bir imkân tanımıştı. Bu imkânı daha ilk günden kulladığını görüyoruz. Aşağıdaki grafilten de görüleceği üzere, TL Referans faiz, faiz koridorunun üst bandı olan %49 seviyesine dayanarak Cuma günü %48,99 olurken, ağırlıklı ortalama fonlama faizi de %47,97 seviyesine yükseldi.
TCMB’nin finansal istikrarının temini için geçen hafta attığı adımı önemli ve yerinde olarak görsek de, elbette reel sektörün üzerindeki yükü de artırdığını göz ardı etmememiz gerekiyor. Bu noktada, sıklıkla ifade ettiğimiz üzere, TCMB’yi tek başına Türkiye ekonomisi olarak görmemek gerektiğini düşünüyoruz. Ekonomide diğer aktörlerin de yükün altında olan TCMB’ye destek vermeleri gerektiğini, Trump sonrası dünyada dinamiklerin hızla değiştiği ve üretimin ön plana çıktığı bir noktada, yeni bir ekonomi programına da ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz. Bu minvalde, dezenflasyon sürecinde TCMB’nin kuru kontrol etmek istemesini anlamak ile birlikte, tek başına yeterli olmadığını, bunun da maliyetinin reel sektör için ağır bir yük olduğunu görüyoruz. Mesela, TCMB’nin fonlamayı politika faizi yerine faiz koridorunun üst bandına yönetlmesi ardından, faizin yükselmesinin hiç de ‘yaramadığı’ bankacılık sektörü, haftanın son iş gününü (XBANK) yaklaşık %3 düşüşle tamamlarken, 2025 performansını eksi %21, 17 Mart tarihi baz alınırsa, endekste kaybın %32 olduğunu görüyoruz!
Öte yandan, her gün nakış gibi işlediğimiz üzere, 17 Nisan işlemlerinde, TCMB’nin swap hâriç net yabancı para pozisyonu bir önceki gün kaydedilen 2,4 milyar iyileşmeyi geri vererek 3 milyar dolar yeniden bozulmuş. Böylelikle, 19 Mart sonrasında TCMB’nin rezervlerinde yaşanan erime 44,4 milyar dolar olurken, manşet rakam da 14,5 milyar dolar seviyesine geldi. Bu rakamın tepesinin Şubat ortasında 61 milyar dolar olduğunu, son günlerde altın ve parite fiyatlarında yaşanan yükselişi de göz önüne aldığımızda, aslında erimenin daha da fazla olduğunu göz ardı etmiyoruz. USDTRY kuru yeni haftaya 38,20 seviyesinden başlarken, Türk insanının göz bebeği ya da bir numaralı yatırım aracı olan gram altın 4,150 TL seviyesine yükseldi. CDS risk priminin ise 330 baz puan seviyesinden yatay bir seyir izlediğini görüyoruz. Borsanın yurt dışı limon havaya paralel bugün de satıcılı bir seyir izleyeceğini düşünüyoruz.
Çoğu piyasanın Paskalya tatili nedeniyle hâlâ kapalı konumda olduğu yeni gün başlangıcında, dolar karşısında yedi ayın zirvesine yükselen güçlü YEN, ihracat odaklı Tokyo borsası üzerinde baskı kurdu. Risk iştahının sınırlı kaldığını günde, ABD borsalarının vadeli işlemlerinde %1’e yaklaşan oranda değer kayıpları görülürken, pasifiğin diğer ucunda Japonya’nın Nikkei endeksi %1,5’e yakın değer kaybetti. Yatırımcılar, Trump’ın ticaret politikalarındaki dalgalanmalar ve FED’e yönelik müdahale sinyalleriyle sarsılırken, gözler bu hafta açıklanacak Alphabet, Intel ve Tesla gibi dev şirketlerin bilançolarına çevrildi. 2025 yılında “Muhteşem Yedili” olarak bilinen teknoloji devlerinin hisseleri genel olarak satıcılı bir seyir izliyor. Alphabet’in hisseleri yılbaşından bu yana yaklaşık %20 değer kaybederken, Tesla’nın hisseleri ise %40 gerilemiş durumda. Tesla’nın uzun zamandır beklenen uygun fiyatlı araç planları, en çok satan elektrikli SUV modeli Model Y’nin sadeleştirilmiş ve ABD’de üretilecek bir versiyonunu içeriyor. Ancak Reuters’a konuşan üç kaynağa göre, bu modelin üretim başlangıcı ertelendi. Bu hafta gözler ayrıca Japonya-ABD maliye bakanları görüşmesinde olacaktır.
TCMB Ağırlıklı Ortalama Fonlama Faizi vs TL Referans Faiz (TL Ref)
Finansal okuryazarlığa önem veren bültenimizde, öncelikle kavram karmaşasının önüne geçelim: TCMB Ağırlıklı Ortalama Fonlama Faizi (AOFM) Merkez Bankası’nın piyasaya verdiği paranın (fonlamanın) ortalama maliyetini ve dolayısı ile Merkez Bankası’nın piyasa üzerindeki fiili para politikası duruşunu gösterir. Yani bankaların Merkez Bankasından borç aldığı paranın gerçek ortalama faizidir. Türk Lirası Referans Faiz (TLREF) ise banka dışı kurumların borçlanmalarında (örneğin şirket tahvillerinde) kullanılmak üzere oluşturulan piyasa temelli bir gösterge faiz oranıdır. Borsa İstanbul’daki repo işlemleri baz alınarak hesaplanır. Özetle, AOFM, Merkez Bankası’nın günlük para politikasının etkisini yansıtırken, TLREF ise piyasadaki kredi ve borçlanma işlemleri için bir gösterge faizdir.
TCMB Net Döviz Pozisyonunda Yaşanan Günlük Değişim
Emre Değirmencioğlu
ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA
BÜLTEN: Kral Kaybederse

Yayınlanma:
7 gün önce|
15/04/2025Yazan:
BankaVitrini
Savaş Sanatı kitabını okumadıysanız mutlaka okumanızı tavsiye ederim. Sun Tzu, “Düşmanı yenme fırsatı, düşmanın kendisi tarafından sağlanır.” der. Uzun yıllar boyunca küresel finans sisteminin tartışmasız hâkimi olan dolar, bugünlerde kendi iç çelişkileriyle oldukça zayıf bir seyir izliyor. Uzun bir süredir, doların adeta ‘silah’ olarak kullanılmasından yorulan pek çok ülkenin rezerv çeşitlendirmesine yönelmesinin yanı sıra, artan jeopolitik belirsizlikler karşısında artan altın talebi ile ‘krala’ karşı bir meydan okumanın zeminini zaten yavaş da olsa hazırlanmıştı.
Sun Tzu’nun savaş stratejilerinde söylediği gibi: Rakibin zaafı, fırsat yaratır. Belki de bu kez, doların tahtı onun kendi eliyle sarsılıyor. Trump’ın başkanlık dönemindeki en tartışmalı politikalarından biri olan tarifeler, özellikle Çin ile olan ticaret savaşında etkilerini göstermeye devam ediyor. Son dönemde, Trump’ın tarifelere yönelik yaklaşımı, sadece küresel piyasalarda değil, kendi hükûmetinin içinde de derin ayrılıkların yaşanmasına sebep olduğunu görüyoruz. Bu bağlamda, Trump’ın ticaret danışmanı Navarro ve Tesla CEO’su Musk arasında derin görüş ayrılıkları yaşandığını okuyoruz. Tesla satışlarında yaşanan keskin düşüş sonrası, Trump’ın yanından bir an bile ayırmadığı Musk bile tarifelerin üreticiler üzerinde maliyetleri artırarak olumsuz etkiler yarattığını ve (Tesla’nın) küresel rekabet gücünü zayıflattığını dile getirdi. Tesla’nın hisse değerinin son dört ayda yarı yarıya düştüğü düşünülürse, ticaret politikalarının öngörülemezliğinin yatırımcı güvenini sarstığını ve sürdürülebilir olmadığını açık bir şekilde gösteriyor.
Trump’ın küresel ticaret politikalarında yarattığı belirsizlik, ABD dolarını ya da manşetten gidersek ‘kralı’ sarsmaya başladığını çok açık bir şekilde söylememiz gerekiyor! Trump’ın uygulamaya koyduğu karşılıklı gümrük tarifeleri sonrası doların değeri, önde gelen altı para birimine karşı (DXY) hesaplanan endeks bazında 100 seviyesinin altına gerileyerek son iki yılın en düşük seviyesini test etti. Bu düşüş, yalnızca teknik bir seviye kaybı değil; aynı zamanda piyasalarda ABD’nin güvenli liman algısının sorgulanmaya başladığının da açık bir göstergesi olarak okunmalıdır. Daha da basit bir anlatımla, kriz anlarında değer kazanan ve sığınılan güvenli liman dolar ve ABD tahvilleri, bu kez yatırımcıların ‘kaçtığı’ varlıklar olarak ön plana çıktı! Bu durum, uzun süredir dolar bazlı yatırımlarında kur riskini göz ardı eden küresel yatırımcılar için de yeni bir dönemin habercisi olabileceğini düşünüyoruz!
Reuters’da okuduğum bir analizde, yatırımcıların hedge (korunma) oranlarını sadece %1 artırmasının bile 320 milyar dolarlık dolar satışına neden olabileceği, bu oranın 10-15 puan artması durumunda ise piyasada trilyonlarca dolarlık dolar satışının gündeme gelebileceğin altı çizilmiş. Özellikle düşük getirili tahvillere yatırım yapan emeklilik ve sigorta fonları gibi büyük oyuncuların ABD pozisyonlarını ya hedge etmeleri ya da tamamen çıkmaları gündeme gelirse, doların değer kaybının daha da artması ve ABD piyasalarının küresel yatırımcılar nezdindeki çekiciliğinin önemli ölçüde azalabileceğini düşünüyoruz.
Biraz daha açmaya çalışırsam… Bizim sene başında EUR ile ilgili görüşümüz son derece olumsuzdu. Hatta EUR’nun dolar karşısında parite seviyesinin altına geleceğini düşünerek pozisyon alıyorduk. Gelinen noktada, Trump’ın Avrupa ile kavga etmesi ve akabinde Almanya’nın süper harcama paketini devreye sokması ile EUR ayağa kalkarken, geride bıraktığımız hafta, Kral Kaybederse endişe ile EUR son üç yılın en yüksek seviyesi olan 1,14 doların üzerine çıktı! Yatırımcılar, Trump’ın öngörülemez politikaları ve Çin ile tırmanan ticaret savaşı nedeniyle dolardan uzaklaşmaya son sürat devam ederken, ABD’nin para birimi üzerindeki bu güven kaybı, dünyanın güvenli limanı hatta rezerv parasının sorgulanmasına neden oluyor!
ABD Hazine tahvilleri, geride bıraktığımız hafta 2001’den bu yana en sert haftalık yükselişini kaydederken, 10 yıllık hazine tahvil faizleri yalnızca bir hafta içinde 50 baz puan artarak tarihi kriz dönemlerini aratmayacak bir sıçrama kaydetti. Hisse senetlerinde başlayan türbülans tahvil piyasalarına da sıçrayınca, Amerikan uzun vadeli tahvilleri de hırpalandı. 2 ile 30 yıl vadeli tahviller arası fark 100 baz puana kadar açılırken, getiri eğrisi de keskin bir şekilde dikleşti! Trump’ın ticaret savaşlarını tırmandırması ve öngörülemez gümrük tarifeleriyle yatırımcı güvenini zedelemeye başlaması ile bankalar, müşterilerinin likidite taleplerini karşılamak adına tahvil satışına yöneldiklerini anlıyoruz. Halbûki Trump, fabrikaların yeniden çalışması ve üretimin ABD’ye kayması için ucuz dolar ve düşük faiz talep ediyordu! Tahvil piyasasında gözlenen bu türden sert dalgalanmaları yalnızca faizlerle değil, güven erozyonu ile alakalı olduğunu itiraf etmemiz gerekiyor. Güvenli liman kavramı keskin bir şekilde değişirken, normalde bu gibi durumlarda sığınılan yegâne liman olan Amerikan tahvilleri, FED’den beklenen faiz indirim ihtimâline rağmen son derece sert satışlara boyun eğdiğinin altını çizmemiz gerekiyor.
ABD ekonomisi ve ABD Doları güvenilmez bir noktaya doğru sürüklenmeye başlayınca ve geçe hafta ABD’de açıklanan zayıf enflasyon verisi de üzerine tuz biber olunca, yatırımcıların dolar ve ABD tahvillerinden arkasına bakmadan uzaklaşması ile güvenli liman altın son beş yılın en iyi haftasını geçirerek 3,245 dolar seviyesine yükselmek suretiyle tüm zamanların zirvesini test etti. Altın gümüş rasyosuna bakılırsa, gümüş pandemi döneminden bu yana altın karşısında en değersiz hâle gelirken, direnişin parası bitcoin ise bir sonraki paragrafta okuyacağınız teknoloji hisselerinin yardımı ile yeniden 85bin dolar seviyesine yükseldi.
Apple, üretimini Çin’den ABD’ye kaydırmanın kısa vadede mümkün olmadığını, bunun milyarlarca dolara mal olacağını ve yıllar süreceğini belirtmesi ardından hafta sonu, ABD, Çin’den gelen telefon, bilgisayar ve bazı teknoloji ürünlerine uyguladığı ek vergileri geçici olarak kaldıracağını açıkladı. Koskoca ABD, dünyanın bütün dengesini son haftalarda topyekûn bozarken, Mahfi Hocanın da dediği gibi, (Trump) konuyu hiç çalışmadan yola çıkmış ve demek ki etrafına da kendisi gibi cahil cühelayı toplamış ki hiç uyaran olmamış! Neyse, hafta sonu bir kez daha değişen tarife haberleri ardından Apple ve Dell gibi büyük teknoloji şirketlerinin hisseleri dün geceyi %4 civarında yükselişle tamamladı. Lâkin, Trump’ın bu hafta içinde yurt dışından gelen çipler için yeni vergiler getireceğini açıklaması, tedarik zincirinde kısa süreli bir rahatlama yaratan muafiyetlerin ardından sektör üzerindeki baskının devam edeceğine işaret ediyor. Yaşanan bu “gelgit”in piyasa için büyük belirsizlik kaynağı olduğunu artık herkes kabul etmiş durumda! Hatta, FED yetkilisi Waller tarife hamlelerini “son on yılların en büyük ekonomik şoklarından biri” olarak nitelendirdi.
Kralı yeterince konuştuğumuzu düşünüyorum, dönelim biraz da Türk mali piyasalarına… Siyasi iklimde geçen ay yaşanan ani değişiklik ardından TL ve TL cinsi varlıkların göreceli olarak zayıf bir performans izlediğini itiraf etmemiz gerekiyor. Avrupa borsalarının dün %3’e yakın yükseliş kaydettiği günde, ya da dünyanın genel hatları ile iyimser bir günü geride bıraktığı dünkü günde, BIST100 endeksi günü sadece %0,45 oranında artışla tamamladı. İki yıl vadeli gösterge tahvilin bileşik faizi %50 seviyesine yükselirken, Hazine’nin dün düzenlediği üç ay vadeli bono ihalesinde bileşik faiz %49,64 oldu.
Bu arada dün TCMB tarafından açıklanan cari işlemler dengesinin Şubat ayında 4,4 milyar dolar açık verdiğini gördük. Yılın ilk iki ayında kaydedilen açık 8,4 milyar dolar ile geçen yılın aynı dönemine göre %50 artış göstererek olumsuz bir tablo ortaya koyduğunu not etmemiz gerekiyor. TCMB’nin ya da ekonomi yönetiminin kuru tutarak enflasyonu dizginleme stratejisini ivedi bir şekilde gözden geçirerek, ayakları daha yere sağlam basan, üretimi de göz ardı etmeyecek yeni bir ekonomi politikası benimsemesi gerekiyor. Sizlerden ayrı kaldığım son günlerde, Türkiye’de yaptığım temaslarda, işlerin zorlu bir patikada ilerlediğini tecrübe ettim. Şöyle ki, paranın maliyeti yukarıdaki paragraftan da görüleceği üzere artarken, paranın miktarı azalıyor; hatta dönüşüm hızı da (velocity) düşüyor. Enflasyonun bir bacağı talep ise, diğer bacağının da arz eksikliği olduğunu göz ardı etmemiz gerekiyor! Hülâsa, cari işlemler dengesinin de işaret ettiği üzere, TL’deki reel değerlenme yönünde izlenen politikanın dış denge üzerinde olumsuz mânâda etkili olmaya başladığını alıyoruz! USDTRY kuru 38 seviyesinin etrafında dar bantta son üç haftadır olduğu üzere dün de salınmaya devam etti. TL’nin reel mânâda yeniden değerlenmeye başladığını not edelim.
Bu arada, siyasi iklimde yaşanan değişiklik ve Trump politikalarının getirdiği risk off moduna hazırlıksız yakalanan TCMB’nin swap hâriç net yabancı para pozisyonunun son on dört iş gününde (İmamoğlu sonrası) 44 milyar dolardan fazla gerilemesi ardından, 11 Nisan valörlü işlemlerde 2,3 milyar dolar artış göstererek 16,7 milyar dolar seviyesine yükseldiğini görüyoruz (zirve 61 milyar dolar). TCMB’nin net yabancı para pozisyonunda yaşanan iyileşme moral verici bir unsur teşkil etmesi ile CDS risk primi yaklaşık 20 baz puan gerileyerek yeniden 350 baz puan seviyesine geriledi.
Gözler bu noktada hâliyle Perşembe günü sonuçlanacak TCMB’nin olağan Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısına çevrildi. Anketlerin de işaret ettiği üzere bizler de TCMB’nin politika faizini %42,50 seviyesinde sabit tutacağını düşünüyoruz. Özellikle, TCMB’nin yeniden rezerv biriktirmeye devam etmesi ve manşet rakamın yeniden yükselişe geçmesi durumunda, TCMB’nin üstü örtülü de olsa geçen ay %46 seviyesine yükselttiği koridor stratejisini devam ettireceğini (faiz artırmadan) düşünüyoruz.
ABD borsaları geceyi kazanımlarını koruyamayrak %0,7 yükselişle tamamlarken, risk göstergelerinin de bir miktar gerilediğini not edelim. Korku endeksi VIX Cuma gününe nazaran %18 gerilerken, geçen hafta pandemi dönemine dönen ve 58 dolar seviyesini test eden Brent cinsi ham petrolün varil fiyatı yeni haftaya bir miktar da olsun yükselerek 64 dolar seviyelerinden başladı. ABD ile İran arasında yapıcı görüşmeler olduğu okuyoruz. Henüz somut bir sonuç alınmasa da görüşmelere hafta sonu Roma’da devam edileceğini not edelim. Öte yanda, Çin Devlet Başkanı Xi, Hanoi’de düzenlenen ve iki komünist ülke arasında onlarca iş birliği anlaşmasının imzalandığı törende, ABD tarifelerinin yol açtığı tedarik zinciri aksaklıkları karşısında Vietnam ile ticaret ve tedarik zincirlerinde işbirliğinin güçlendirilmesi çağrısında bulundu. Çin’in küresel anlamda ABD karşıtı bir blok oluşturma çabasına girdiğini gözlemliyoruz.
Yeni gün başlangıcında Asya borsaları, Trump’ın otomobil tarifelerinde muafiyet sinyali vermesiyle hafif de olsa yükseldi. Toyota ve Denso gibi otomotiv hisseleri öne çıkarken, Tokyo, Şangay ve Tayvan borsalarında %1 civarında tepki alımları görüyoruz. ABD borsalarının vadeli işlemlerinde de ise hafif de olsa kırmızı rengin hâkim olduğun not edelim. ABD 10 yıllık tahvil faizi %4,35 seviyesinde sabit kalırken, dolar ise genele yaygın bir şekilde zayıf seyrini sürdürdü. Güvenli limanlar arasında yer alan İsviçre Frangı, dolar karşısında 0,80 seviyesinin diplerine kadar gelerek son on yılın en güçlü seviyesine imza attı. Trump yönetiminin ilaç ve çip ithalatına %10-25 arasında değişebilecek yeni tarifeler getirmeyi planlaması yönünde haber, tarife savaşlarının yayılması riskini artırırken, FED üyeleri ise bu politikanın resesyon riskini artırdığı uyarısında bulundu. FED vadeli faiz kontratlarına göre, yıl sonuna kadar 85 baz puan faiz indirimi fiyatlarken, altın ise rekor seviyeye yakın kalmaya devam etti.
Mali piyasaların gündeminde bugün Türkiye cephesinde Bütçe Dengesi, dışarıda ise Euro bölgesi sanayi üretimi, Almanya ZEW eğilim endeksi ve ABD NY FED imalat endeksi takip edilebilir.
TCMB net döviz pozisyonunda yaşanan değişim
Emre Değirmencioğlu
ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA
ABD Tahvil Faizleri Düşerken Gelişen Ülkeler Ne Kazanır, Ne Kaybeder?

Yayınlanma:
1 hafta önce|
14/04/2025Yazan:
Chat GPT
ABD tahvil piyasasında son dönemde önemli gelişmeler yaşanıyor. Özellikle 10 yıllık tahvil faizleri, %3,9150 seviyesine gerileyerek Ekim 2024’ten bu yana en düşük seviyeyi gördü
Bu düşüş, küresel piyasalarda artan risk algısı ve güvenli liman arayışının bir sonucu olarak değerlendiriliyor. ABD Başkanı Donald Trump’ın Çin’e yönelik tarifeleri ve karşılıklı misillemeler, ekonomik belirsizlikleri artırarak tahvillere olan talebi yükseltti.
Uzmanlar, tahvil faizlerindeki bu düşüşün kamu borçlanma maliyetlerini azaltabileceğini ve doların değer kaybıyla dış ticaret açığını daraltabileceğini belirtiyor.
Ayrıca, ABD tahvil piyasasını takip etmek isteyen yatırımcılar için çeşitli ETF’ler mevcut:

Bu gelişmeler, yatırımcıların portföylerini yeniden değerlendirmelerine neden olabilir. Tahvil piyasasındaki hareketlilik, ekonomik göstergeler ve jeopolitik gelişmelerle yakından ilişkilidir.
GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELER NASIL ETKİLENİR?
ABD tahvil piyasasındaki gelişmeler, özellikle faiz oranlarının düşmesi veya yükselmesi, gelişmekte olan ülkeleri doğrudan etkiler. 2025 başı itibariyle ABD tahvil faizlerinin düşme eğilimine girmesi, gelişmekte olan ülkeler açısından karmaşık ama çoğunlukla olumlu sonuçlar doğurabilir. İşte ana başlıklarla etkileri:
1. Sermaye Akımları Artabilir
-
ABD tahvil faizleri düştüğünde, yatırımcılar daha yüksek getiri arayışıyla gelişmekte olan ülkelere yönelir.
-
Türkiye gibi ülkelerde borsalar canlanabilir, yerel para değer kazanabilir.
-
Portföy yatırımlarında artış görülür (tahvil, hisse senedi alımları).
2. Döviz Baskısı Azalabilir
-
ABD tahvilleri güvenli liman olarak görülür. Faizler yükseldiğinde gelişmekte olan ülkelerden döviz çıkışı olur.
-
Faizlerin düşmesi, döviz talebini azaltarak kur baskısını hafifletebilir.
-
Bu da ithalat maliyetlerini düşürerek enflasyon üzerinde pozitif etki yaratır.
3. Borçlanma Maliyeti Düşer
-
Gelişmekte olan ülkeler genellikle dış borçlanmalarını dolar cinsi tahvillerle yapar.
-
ABD faizleri düştükçe, bu ülkelerin borçlanma maliyeti de düşer. Eurobond faizleri gerileyebilir.
-
Türkiye’nin 5 yıl vadeli CDS (kredi risk primi) oranları da olumlu etkilenebilir.
4. Kırılgan Ekonomilerde Risk İştahı Artar
-
Risk iştahı arttıkça daha kırılgan ülkelere bile yatırım gider.
-
Ancak bu durum suni bir iyimserlik yaratabilir ve sermaye çıkışları yeniden başladığında bu ülkeler daha sert etkilenebilir.
5. Ticaret Dengesi Üzerinde Dolaylı Etki
-
Doların değer kaybı, gelişmekte olan ülkelerin ihracat rekabetçiliğini azaltabilir.
-
Ancak dolar zayıfladıkça emtia fiyatları artabilir → Bu da emtia ihracatçısı gelişmekte olan ülkelere olumlu yansır (örneğin: Brezilya, Endonezya).
Düşen ABD Tahvil Faizlerinin Gelişen Ülkelere Etkisi
Etki Alanı | Kısa Vadede Etki | Uzun Vadede Risk |
---|---|---|
Sermaye Akımları | Olumlu (Giriş Artar) | Ani çıkış riski mevcut |
Kur / Döviz | Olumlu (Kur baskısı azalır) | Tersine dönebilir |
Borçlanma Maliyeti | Düşer | Faizler yeniden artarsa zora girer |
Ticaret Dengesi | Karışık | Dolar zayıfsa ihracat azalabilir |
Enflasyon | Azalabilir | Döviz çıkışı olursa yeniden artabilir |
FARK YARATANLAR
FARK YARATANLAR
KATEGORİ
- ALTIN – DÖVİZ – KRIPTO PARA (808)
- BANKA ANALİZLERİ (137)
- BANKA HABERLERİ (3.035)
- BASINDA BİZ (58)
- BORSA (430)
- CEO PERFORMANSLARI (36)
- EKONOMİ (2.808)
- GÜNCEL (2.899)
- GÜNDEM (3.060)
- RÖPORTAJLAR (47)
- SİGORTA (131)
- ŞİRKETLER (2.091)
- SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK (438)
- VİDEO Vitrini (19)
- YAZARLAR (923)
- Ali Coşkun (12)
- Arif Öztan (7)
- Ayşe Muzaffer Sunguroğlu (6)
- ChatGPT (22)
- Dr. Abbas Karakaya (63)
- Erden Armağan Er (45)
- Erol Taşdelen (493)
- Gizem Taşdelen (6)
- Gülbeyaz Gergün (56)
- Kemal Emirhan Mendi (1)
- Murat Şenol (26)
- Mustafa Akpınar (36)
- Onur ÇELİK (19)
- Prof. Dr. Binhan Elif Yılmaz (76)
- Serhat Can (6)
- Süleyman Çembertaş (15)
- Tungay Dere (18)
- Uğur Durak (33)
YAZARLAR

Destekli Lisanssız GES’lerde Yeni Dönem

Trump-FED gerilimi tırmandı: Dolar ve borsalar sert düşüşte, altın ışıldıyor

JCR Kredi Derecelendirme Rapor Zorunluluğunda yeni düzenleme

Ülkemiz şirketlerinin temel sorunu: KURUMSALLAŞMA

Finansman Giderlerinin Muhasebeleştirilmesi

Bundan sonra ne olacak?

Merkez Bankaları Neden Altına Yöneldi?

Hintli Mukesh Ambani: Bedava Mobil uygulaması dağıtıp nasıl milyarder oldu?

EKREM İMAMOĞLU TUTUKLANMASI PİYASADA NE ETKİ YAPAR?

İKLİM KANUNU NEDİR, TARIM VE HAYVANCILIĞA OLUMSUZ ETKİLERİ OLUR MU?

Bankalar kredileri niçin durdurur

Merkez Bankası’nın 18 yıl sonra çıkardığı “likidite senedi” nedir?

KREDİ MUSLUKLARI KAPANIRSA NE YAPMALI?

İş Bankası’ndan sosyal medyadaki iddialara ilişkin açıklama
- Borsa günü yükselişle tamamladı 21/04/2025
- Bakan Kacır: Türksat 6A ile yeni lige yükseleceğiz 21/04/2025
- Mazot Gübre Desteği Ne Zaman Yatacak? 2025 Mazot Gübre Desteği Ne Kadar? Bakan Yumaklı Açıkladı 21/04/2025
- Trump'ın politikaları dolara değer kaybettirmeye devam ediyor 21/04/2025
- Reklam Kurulu sahte indirimlere ceza yağdırdı 21/04/2025
- Bakan Bayraktar: Diyarbakır'da petrol, Trakya'da gaz arama programı üzerinde çalışıyoruz 21/04/2025
- Marmarabirlik’ten üreticiye müjde: Son ödeme 25 Nisan’da yapılacak 21/04/2025
- Hazine alacakları 29,8 milyar lira oldu 21/04/2025
- Trump, Powell faizleri düşürmezse ekonominin yavaşlayacağı uyarısı yaptı 21/04/2025
- Mercedes-Benz/Bekdikhan: Yeni çıkacak modelimiz kırılma noktası olacak 21/04/2025
- TAV'ın teklif sunduğu Kuveyt Havalimanı ihalesi iptal edildi 21/04/2025
- Yumaklı: WFP Türkiye'yi stratejik stok merkezi olarak konumlandırmak istiyor 21/04/2025
- Musk'a Tesla uyarısı: Yeniden odaklanmalı 21/04/2025
- AMB yetkilisinden uyarı: Tarifeler resesyon riskini artırıyor 21/04/2025
ALTIN – DÖVİZ
BORSA
KRIPTO PARA PİYASASI
Popüler
-
GÜNDEM4 yıl önce
Sedat Peker’in bahsettiği otel: Günlüğü 106 bin TL
-
GÜNCEL2 yıl önce
Zara Ve Mango’ya Üretim Yapın Tekstil Devi Konkordato Talep Etti
-
BANKA HABERLERİ2 yıl önce
TCMB Başkanı için ismi geçen GAYE ERKAN First Republic Bank’tan ayrılma süreci
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
AKBANK çöktü : Dijital Bankacılık sorumlusu GMY CİVELEK ortada yok!
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
HSBC terbiyesizliği : “Sabancı alana “AKBANK bedava”
-
BANKA ANALİZLERİ3 yıl önce
YILIN İLK YARISINDA İŞBANK RAKİPSİZ LİDER AKBANK SONUNCU SIRADAN KURTULAMIYOR
-
GÜNDEM1 yıl önce
Bankacılığı bırakıp eskortluk yapmaya başladı: Haftalık kazancı dudak uçuklattı