Connect with us

BANKA HABERLERİ

2022 İktisat Nobeli: Bankalar ve patolojileri

Yayınlanma:

|

2022 İktisat Nobel Ödülünü Ben Bernanke, Douglas Diamond ve Philip Dybvig kazandılar. Bu iktisatçıları birleştiren ortak konu mali aracılık, özellikle de bankacılık çalışıyor olmaları.

Banka diye bir kurum neden var? Neden köftecilik krizinden bahsetmiyoruz da bankacılık krizi herkesin aşina olduğu bir korku? Bankacılık krizi neden bankalardan başkalarını, sadece bankada mevduatı olanları değil bankadan borç alanları da ilgilendiriyor? Ödül, Bernanke, Diamond ve Dybvig’e bu sorulara verdikleri cevaplar için verildi.

Bankaların ekonomideki işlevini anlamak kolay değil

Mali aracılık, üzerine düşünmesi kolay bir konu değil. Genel olarak aracılık, bir kolaylaştırıcı olmaktan öte işlev taşıyor mu? Menajerler olmasa futbolcular ile kulüpler birbirlerini bulamayacaklar mı? Bankaların bundan öte bir işlevi var mı? Mali piyasalar ne işe yarıyor? Şirketlerin bankadan kredi almak, hisse senedi satmak, patronun cebinden finanse olmak gibi değişik finansman yöntemlerinden hangisini seçtikleri fark ediyor mu?

Bu son sorunun makroiktisat ve finans yazınının başına bela olmuş çok önemli bir cevabını Modigliani-Miller teoremi veriyor. 1950’lerde başladıkları bir seri makale ile Modigliani ve Miller standart bazı varsayımlar altında bir şirketin değerinin, şirketin nasıl finanse edildiğinden bağımsız olduğunu gösteriyorlar. Modigliani ve Miller’in daha sonra ayrı ayrı Nobel aldıkları[1] bu fikir finansman sorunu, bankacılık krizi gibi meselelerin standart modellerde sorun olarak görülemeyeceğini gösteriyor. Banka yoksa ve banka kredisi alınamıyorsa şirketler kendilerini hisse senedi satarak ya da tahvil ihraç ederek finanse edebilirler, şirket değeri ve dolayısıyla şirket davranışı için fark etmez. Şirket davranışı için fark etmiyorsa makroiktisadi sonuçları da olmaz. Dolayısıyla mali krizlerin reel ekonomiye, gelire, işsizliğe, enflasyona etkisi olmaması gerekir. (Bankalar eliyle yaratılan para arzı değişiklikleri ayrı bir kanal, burada bahsedilen finansman etkisi.)

Bir yandan iktisatçıların mutat olarak kullandıkları modellerin finans tezahürünü en temiz şekliyle ortaya koyarak bu konunun temelini oluşturduğu için çok önemli olan Modigliani-Miller teoremi (Bernanke’nin derste anlatışıyla, pastanın boyunun nasıl dilimlendiğinden bağımsız olması) diğer yandan gördüğümüz dünyayı anlamayı da çok zor hale getiriyor. Mali sektör krizlerinin reel sektörü etkilememesi mümkün olabilir mi? Böyle bir çerçeve ile Büyük Buhran’ı nasıl anlayabiliriz?

Modigliani ve Miller’ın çalışmalarından sonra uzun zaman şirket bilançolarının reel etkileri, mali sistemin sağlığının makroekonomik önemi gibi konular “…ama Modigliani-Miller…” duvarına çarptılar. Buradaki önemli sorulardan biri bankaların ne iş yaptıkları ve neden önemli olduklarıydı. Modigliani-Miller bankaların önemli olmadıklarını söylüyordu ama yaptıkları iş ne ki önemli olmadığını düşünelim, önemli değillerse de neden bankacılık krizleri tarih boyunca bu kadar yaygın gibi sorular cevapsızdı.

Kendisi de daha sonra Nobel almış olan Fama[2]  önemli bir makalesinde bankalar ne iş yaparlar sorusuna, özetle, defter tutarak insanların hayatlarını kolaylaştırırlar ama çok da özel bir iş yapmazlar cevabını veriyor.  Bu da bankaların neden krize bu kadar yatkın olduklarını ve bankacılık krizlerini neden dert ettiğimizi iyice anlaşılmaz hale getiren bir cevap.

Diamond ve Dybvig, bankaların önemli bir işlevini tanımlayıp krizler için önlem öneriyor

Diamond ve Dybvig’in kendilerine Nobel getiren ortak çalışmaları bankaların ne iş yaptıkları üzerine. (Burada banka dense de anlatılan mekanizma başka bazı mali aracılık türleri için de geçerli.) Makalelerinin[3] ana fikri insanların tasarruflarına ne zaman ihtiyaç duyacaklarını bilmedikleri için likit kalmak—kaynaklarını her an ulaşılabilir tutmak—istemeleri; ancak yatırımların tamamlanması vakit aldığı için yatırım yapacak müteşebbislerin uzun vadeli borç almak istemeleri uyumsuzluğunu bir aracının çözebilecek olması. Bu aracının avantajı kimin tasarrufuna ihtiyacı olacağını bilmese de herkesin birden ihtiyaç duymayacağını bilmesi ve buna göre bir miktar likit rezerv tutup toplam tasarrufun geri kalanını yatırıma yönlendirebilecek olması. Aracı, tasarruf sahiplerine ihtiyacınız olduğunda gelip bendeki varlığınızı alabilirsiniz deyip yatırımcılara uzun vadeli kredi veriyor. Bu aracı, banka.

Diamond ve Dybvig’e göre bankanın yaptığı temel işlerden biri bu vade dönüşümü, bankanın kısa vadeli yükümlülükler ile uzun vadeli varlıkları fonlaması. Aynı vade dönüşümü, bankanın kendisini likidite sorunu yaşar hale getiriyor. Diamond ve Dybvig bankaların olduğu bu ekonomide iki denge olduğunu gösteriyorlar. Biri, yatırım dönemi bitmeden sadece gerçekten likidite ihtiyacı olanların bankaya gidip mevduatlarını çektikleri iyi denge. Bu durumda herkes memnun, bankanın rezervleri erken gelenleri tatmin edecek düzeyde, bekleyenler de yatırımın getirisini paylaşıyorlar (faiz geliri elde ediyorlar).

Ancak bir denge daha var. Eğer insanlar, başkalarının likidite ihtiyacı olsun olmasın, ne olur ne olmaz diyerek kendi mevduatlarını çekeceklerinden endişe ederlerse, bankanın rezervlerinin herkesin mevduatını erken çekmesine yetmeyeceğini bildikleri için, sırada önde olmak için bankaya koşarak gidecekler. Bu bankaya hücum edildiği, bankanın işini iyi yapmadığı için değil, yaptığı işin bir yan etkisi olarak battığı denge. Bu hücumun bir sonucu henüz bitmemiş olan yatırımın devam etmemesi, bankanın mümkün olduğunca fazla ödeme yapmak için müteşebbisleri yarı tamamlanmış yatırımları hızla satmaya zorlaması ve bunların tamamlandıklarında sahip olacakları değerlerden çok düşüğe satılmaları. Diamond ve Dybvig bu kötü dengenin engellenmesi için bankalara likidite desteği sağlanmasının (gerektiğinde sağlıklı bankalara rezerv sağlayacak olan bir merkez bankası olmasının) ve mevduat sigortasının önemine dikkat çekiyorlar.

Türkiye’de 2001 krizinin tetiklenmesini Diamond ve Dybvig’in kötü dengesine geçiş olarak görmek mümkün. Ecevit’in “devlet krizi” sözleri insanları zaten sağlıksız olduğunu bildikleri bankacılık sisteminden mevduatlarını çekmeye, bunu başkalarından önce yapmak için bankalara hücum etmeye yöneltti. Devlet krizinin bankacılık krizinden çok farklı bir şey olması burada önemli değil; insanların, başkalarının bu sözleri bankaya hücum için sinyal olarak düşüneceklerini düşünmeleri yeterli.

Bernanke ve Büyük Buhran’dan iktisat öğrenmek

Bernanke’nin katkısı ise Büyük Buhran’ı çalışarak, uygulamada banka krizlerinin reel etkileri olduğunu göstermiş olması. (Bernanke’nin, özellikle Mark Gertler ile birlikte, mali hızlandırıcı fikrini geliştirdiği çok önemli teorik katkıları da var ancak Nobel komitesi ödülü Büyük Buhran çalışması için verdiğini vurguladı.) Bu Modigliani-Miller teoreminin uygulamada geçerli olmadığını gösteriyor ve teoriye, anlayışa yol gösteren uygulamalı çalışma olarak çok önemli.[4]

Elbette baktığımızda banka kredilerinin azaldığı dönemlerde iktisadi faaliyetin de azaldığını görüyoruz. Ancak bu, nedensellik ile ilgili bir şey söylemiyor. Kötü zamanlarda iş yapmayan şirketler kredi aramadıkları için de kredi talebi azalıyor olabilir. Bernanke zarif bir gözlem ile, ABD’de Büyük Buhran sırasında bankaların batışlarıyla iktisadi küçülme arasında, ilk defa, kredi arzından kaynaklanan nedensel bir bağ buluyor. Dolayısıyla bankaların sadece para arzı üzerinden değil, kredi arzı üzerinden iktisadi faaliyeti etkilemiş olduğunu gösteriyor.

Makro-finans araştırmalarında çığır açan bu çalışma, finans tarafının makroekonomiye sadece tepki vermediğini, etki de ettiğini gösterip bunun neden böyle olduğunu anlamaya çalışan büyük bir akademik yazının önünü açıyor. Buradaki teorik işin epey bir kısmında da birlikte çalıştığı iktisatçılarla birlikte Bernanke’nin katkısı var.

2008-09 krizi sırasında bu uzmanlığa sahip Bernanke’nin ABD Merkez Bankası Fed’in başkanı olması para politikası tepkisini belirledi ve bu dönemdeki mali sektör desteği ve likidite sağlama mekanizmaları ikinci bir Büyük Buhran yaşanmasının önüne geçti. Öte yandan Bernanke’nin de dahil olduğu karar alıcıların önemli bir yatırım bankası olan Lehman Brothers’ın batmasını önlemeyerek krize davetiye çıkardıkları, miktarsal genişleme ile Fed bilançosunu fazla büyüttükleri eleştirileri de devam ediyor. Bunlar da, akademik yazın bir karara varırsa, bu yeni krizden çıkardığımız dersler olacak.

2022 İktisat Nobel ödüllerinin, ilk bakışta açık, özelliksiz gibi görünen bazı vakıanın neden aslında açık da özelliksiz de olmadığını gören, daha sonra bunlara zarif açıklamalar getiren iktisatçılara verildiğini ve ödül alan çalışmaların iktisat politikasına kuvvetle etki etmiş olduklarını görüyoruz. Türkiye de, maalesef, finans sektörünün bazen yeterince denetlenip düzenlenmemesi, bazen de fazla cendere altına alınması nedeniyle büyük makroekonomik sorunlar yaşamış ve yaşayan bir ülke. Dolayısıyla bu çalışmaların ülkemizde ve bizlerin hayatında da karşılıkları var. Kısmen böyle olduğu için de bu konularda yerli çalışmalar mevcut. Bilkent Üniversitesi’nde meslektaşlarım Hakan Kara, Burçin Kısacıkoğlu, Sang Seok Lee, Koç Üniversitesi’nde Kamil Yılmaz, Yale Üniversitesi’nde Türkiye üzerine de çalışan Alp Şimşek ve birçok başka kıymetli hocamız benzer konularda dünya çapında önemli çalışmalar yapmaya devam ediyorlar.

Refet Gürkaynak
Bilim Akademisi üyesi, Bilkent Üniversitesi İktisat Bölümü 

Notlar/Kaynaklar

Notlar/Kaynaklar
1 Franco Modigliani 1985’te, Merton H. Miller ise 1990’da Nobel Ekonomi Ödülüne layık görüldü.
2 Eugene F. Fama, 2013 Nobel Ekonomi Ödülü, https://www.nobelprize.org/prizes/economic-sciences/2013/press-release/
3 Diamond, D.W. ve Dybvig, P.H. (1983) Bank runs, deposit insurance, and liquidity, Journal of Political Economy 91, 401–419.
4 Bernanke, B.S. (1983) Nonmonetary effects of the financial crisis in the propagation of the Great Depression, American Economic Review 73, 257–276.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

DENİZBANK’TA İKİNCİ ERZAN VAKASI: YER ANTALYA!

Antalya’nın Manavgat İlçesi’ndeki Denizbank Manavgat Side Ticari Şube Müdürü R.E.B. ve yardımcısı U.E. bir otelin hesabını boşaltarak bahis sitelerinde oynamışlar. Sorgulanan banka personelinden ikisi tutuklanırken, rakamın da en az 3 milyon Euro ( 205 milyon TL) olduğu ileri sürülüyor. Şube müdürü R.E.B., müdür yardımcısı U.E., 2 banka personeli ve U.E.’nin tanıdığı 4 kişi olmak üzere 8 şüpheli tutuklandı.

Yayınlanma:

|

2023’de Türkiye’de gündem S. Erzan olmuştu. Denizbank Levent  Büyükdere Caddesi Şube Müdürü olan Erzan, hayali fon bir fon yaratarak futbolcu ve iş insanlarını dolandırmasının ortaya çıkması ile tutuklanmış, zimmet suçundan yargılanmaya başlamıştı. Mahkemenin Banka üst yöneticilerini de duruşmaya çağırırken duruşma devam etmekte. Erzan’ın bu yönetemle 55 milyon 633 bin 222 Dolar topladığı iddia edilmişti.

Genel müdürlük uzmanları tarafından yapılan incelemeler sırasında Side Şube Müdür Yardımcısı U.E.’nin bankadaki hesabında olağan dışı hareketlilik tespit edilmesi üzerine müfettiş görevlendirildi. Banka müfettişleri Nisan ayı başında şubeye gelerek soruşturma gerçekleştirdi. Müfettişlerin yaptığı inceleme ve soruşturma sonucunda U.E.’nin 2021 yılından Nisan 2024’e kadar müşterilerin hesaplarından parça parça toplam 205 milyon lirayı çok tanıdığı kişilere aktardığı tespit edildi. Bu kişilerin daha sonra bu paraları U.E.’nin hesabına gönderdiği belirlendi.

 

DENİZBANK SİDE TİCARİ ŞUBE MÜDÜRÜ TUTUKLANDI

Türkiye’de aylarca konuşulan bu olay daha unutulmadan bir skandal da Denizbank’ın Antalya‘nın Manavgat İlçesi’ne bağlı Side Ticari Şube‘de yaşandı. Ramazan Bayramı öncesi ortaya çıkan olayda Denizbank Side Ticari Şube Müdürü R.E.B. ve yardımcısı U.E.’nin mudileri olan ünlü oteller grubunun hesabını boşalttığı belirlendi. Yapılan inceleme sonrası konu adli makamlara taşındı.

KRİPTO PARA BORSASINDA KAYBETMİŞ

Bankanın, çalışanlar hakkında suç duyurusunda bulunması üzerine Manavgat Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından bir savcı görevlendirilerek soruşturma başlatıldı. İlçe Jandarma Komutanlığı JASAT Timi ekibi tarafından yürütülen soruşturma kapsamında bankanın şube müdürü R.E.B., müdür yardımcısı U.E. ile 2 banka personeli ile U.E.’nin yakın arkadaşı 4 şüpheli 6 Nisan cumartesi günü gözaltına alındı. Gözaltına alınan şüphelilerden müdür yardımcısı U.E., verdiği ifadede, 2021 yılından bu tarafa müşterilerin hesabından fark edilmeyecek şekilde paraları alıp arkadaşlarına gönderdiğini, daha sonra bu paraların kendi hesabına geri geldiğini, toplanan paraları yurtdışında sanal bahis sitelerinde ve kripto para borsalarında kaybettiğini söylediği belirtildi.

Jandarmada işlemleri tamamlanan şüpheliler 8 Nisan pazartesi günü adliyeye sevk edildi. Savcı tarafından ifadesi alınan R.E.B. ve U.E. ile diğer 6 kişi çıkarıldıkları nöbetçi sulh ceza hakimi tarafından tutuklandı.

MÜŞTERİ HESAPLARINI BOŞALTMIŞLAR

İddiaya göre ikilinin fon yoluyla değil, hesabın içerisini boşalttığı öğrenildi. Buradan alınan para ile yurt dışı bahis sitelerinde yüksek miktarda kumar oynandığı, zaman içersinde hesaptaki açığın büyüdüğü ve otel sahipleri tarafından durumun tespit edildiği iddia edildi.

 

İDDİALAR KARŞISINDA BANKA SESSİZ

Seçil ERZAN olayında olduğu gibi bankanın bu olayda da sessiz kaldığı görüldü. Bankanın haberin yayılması üzerine önümüzdeki günlerde kapsamlı bir açıklama yapması beklenirken; banka şube yönetici seçiminde gerekli özeni gösterip göstermediği de sorgulanır hale gelirken BDDK’nın bankayı bu yönde uyarması da gündeme geldi.

Kaynak: DHA/akdenizpazarı/antalyaningündemi

**********************************

DENİZBANK DENİZ ERZAN AÇIKLAMASI ŞİFRELERİ VE GRİ ALANLAR

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

VakıfBank’tan uluslararası piyasalarda 550 milyon dolarlık ilave ana sermaye tahvil ihracı

VakıfBank Genel Müdürü Abdi Serdar Üstünsalih, “Söz konusu işlem, VakıfBank tarihindeki uluslararası piyasalarda gerçekleştirilen ilk ilave ana sermaye tahvil ihracı olma özelliğini taşımaktadır” dedi

Yayınlanma:

|

Yazan:

VakıfBank, 550 milyon dolarlık ilave ana sermaye tahvil ihracını başarıyla tamamladı.

Bankadan yapılan açıklamaya göre, VakıfBank, 550 milyon dolar tutarında, vadesiz ve 5. yıldan sonra erken itfa opsiyonuna sahip, tamamı yurt dışı yerleşik kurumsal yatırımcılar tarafından satın alınan Basel III uyumlu ilave ana sermaye ihracı gerçekleştirdi.

Açıklamada, bankanın başarıyla tamamladığı ilave ana sermaye ihracıyla, yılbaşından itibaren uluslararası piyasalardan Türkiye’ye toplam 2,5 milyar dolar kaynak getirdiği belirtildi.

Açıklamada görüşlerine yer verilen VakıfBank Genel Müdürü Abdi Serdar Üstünsalih, son ana sermaye ihracıyla bu alandaki öncü konumlarını koruduklarını belirterek, ‘Söz konusu işlem, VakıfBank tarihindeki uluslararası piyasalarda gerçekleştirilen ilk ilave ana sermaye tahvil ihracı olma özelliğini taşımaktadır. Ayrıca, Türkiye’deki kamu bankaları arasında da piyasa işlemi olarak gerçekleştirilen ilk ilave ana sermaye tahvil ihracı olduğunun altını çizmek isterim.’ ifadelerini kullandı.

İşleme, İngiltere, Kıta Avrupası, Orta Doğu, Asya ve Amerika olmak üzere dünyanın farklı bölgelerinden yoğun yatırımcı talebi gelmesinin oldukça memnuniyet verici olduğunu vurgulayan Üstünsalih, şunları kaydetti:

‘İşlem büyüklüğünün 3 katına ulaşan güçlü talep sayesinde, işlemin getirisi ilk fiyat beklentisinden 37,5 baz puan iyileşerek yüzde 10,125 seviyesinde gerçekleşti. Bu durum, uluslararası yatırımcıların Türkiye’ye ve özellikle VakıfBank’a duyduğu güvenin açık bir göstergesidir.’

Üstünsalih, başarıyla tamamladıkları işlemin, yurt dışı kaynak olma özelliğinin yanı sıra ana sermayeyle toplam sermaye rasyolarına 100 baz puanlık pozitif katkı sağlamasını beklediklerini kaydederek, ‘Bu anlamda güçlenen sermaye rasyolarımızla, Türkiye’nin en büyük 2. bankası olarak her alanda verimlilik odaklı stratejilerimizi sürdürmeyi amaçlıyoruz. Bundan sonraki dönemde de uluslararası sermaye piyasalarını yakından takip ederek farklı yapılar altında yeni fonlama işlemlerine imza atmaya devam edeceğiz.’ değerlendirmesini yaptı.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Ziraat Bankası rekor sendikasyon kredisi aldı

Ziraat Bankası sürdürülebilir temalı 1,7 milyar dolarlık rekor sendikasyon kredisi temin etti.

Yayınlanma:

|

Yazan:

Ziraat Bankası 742 milyon dolar ve 884 milyon euro olmak üzere toplamda 1,7 milyar dolarlık sendikasyon kredisi temin ederek geçen yıl sağladığı krediyi yüzde 132 oranında yeniledi.

Bankadan yapılan açıklamaya göre 32 ülkeden 70 bankanın katılımıyla yenilenen kredi, Türkiye’de bir banka tarafından tek seferde ve toplamda sağlanan en büyük ve en geniş katılımlı, sürdürülebilirlik temalı sendikasyon kredisi oldu.

Sendikasyon kredisine ilişkin açıklamalarda bulunan Ziraat Bankası Genel Müdürü Alpaslan Çakar, “Sendikasyon kredimize 7 yeni ülkeden 21 yeni bankanın katılım sağladığını görüyoruz. Ayrıca geçen
yılın aynı dönemine kıyasla sendikasyon kredisi faizlerinde 175 baz puanlık bir gerileme yaşandı. Bu kapsamda sendikasyondan elde edeceğimiz kaynaklar ile dış ticaretin finansmanının yanı sıra bankamızın ana misyonu ile uyumlu olarak sürdürülebilir tarımın finansmanını da amaçlıyoruz.
Önümüzdeki dönemde sorumlu bankacılık yaklaşımımızı koruyacak ve dış ticarette payımızı artırma
ve dış finansmanda derinleşmeyi ve çeşitlendirmeyi sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.

Okumaya devam et

KATEGORİ

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

KRIPTO PARA PİYASASI

BORSA

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKAVİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKAVİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKAVİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.