Araştırma şirketi Brand Finance‘ın “Banking500-2019” çalışmasından yaptığı derlemeye göre, Çin bankalarının toplam marka değeri yüzde 28 artış ile 407 milyar dolara erişirken, ABD banka markalarının toplam değerini 100 milyar dolar aştı. İslami bankacılığın marka değeri Orta Doğulu bankaların katkısı ile yüzde 20 artış gösterdi.
Dünyanın en değerli 500 banka markası sıralamasında ilk 4 sıraya Çinli bankalar yerleşirken, geçen senenin şampiyonu Çinli ICBC değerini yüzde 35 artırarak 79,8 milyar dolar değeriyle zirvedeki yerini korudu.
ICBC’yi 70 milyar dolarlık değeriyle China Construction Bank, 55 milyar dolarla Agricultural Bank of China, 51 milyar dolarla Bank of China takip etti.
Listede beşinci sırada 40 milyar dolarla ABD’li Wells Fargo, altıncı sırada 37 milyar dolarla Bank of America, yedinci sırada 36,4 milyar dolarla Citi, sekizinci sırada da 36,2 milyar dolarla Chase, dokuzuncu sırada 22,5 milyar dolarla China Merchants Bank, onuncu sırada da 20 milyar dolarla İngiliz HSBC yer aldı.
Türkiye’nin en değerlisi Ziraat Bankası
500 en değerli banka markası listesine giren 9 Türk bankasının tamamı bir önceki yıla göre küresel sıralamada geriledi.
Ziraat Bankası geçen yıla göre yüzde 14 artan 1,6 milyar dolarlık marka değeriyle Türkiye’nin en değerli bankası olarak küresel sıralamada 146’ncı sırada yer aldı. Banka, geçen yıl listenin 140’ıncı sırasında bulunuyordu.
Diğer Türk bankaları 1,3 milyar dolarlık marka değeriyle Garanti Bankası 169’uncu, 1,1 milyar dolarla İş Bankası 179’uncu, 934 milyon dolarla Akbank 196’ncı, 647 milyon dolarla Yapı Kredi 237’nci, 428 milyon dolarla Halkbank 323’üncü, 396 milyon dolarla Vakıfbank 337’nci, 371 milyon dolarla Denizbank 352’nci, 204 milyon dolarla TEB 481’inci oldu.
Brand Finance Türkiye Direktörü Muhterem İlgüner, zorlu geçen bir finansal yılın ardından ve kurun olumsuz etkileri sonucu Türk banka marka değerlerinin küresel sıralamada gerilemesinin olağan karşılanması gerektiğini ifade etti.
Türk bankacılığının, faaliyetlerini sadece Türkiye ile sınırlı kılmayarak büyüme fırsatlarını artırabileceğini belirten İlgüner, bu sayede risklerini de azaltabileceklerini vurguladı.
Dünyanın en değerli ilk 10 banka markası (milyar dolar) şöyle:
2019 sıra
2018 sıra
Banka Markası
Ülke
Marka Değeri
1
1
ICBC
Çin
79,8
2
2
China Construction Bank
Çin
69,7
3
6
Agricultural Bank of China
Çin
55
4
4
Bank of China
Çin
51
5
3
Wells Fargo
ABD
40
6
7
Bank of America
ABD
36,7
7
8
Citi
ABD
36,4
8
5
Chase
ABD
36,3
9
11
China Merchants Bank
Çin
22,5
10
9
HSBC
İngiltere
20,2
Listede yer alan Türk Bankaları ve marka değerleri (milyar dolar) şöyle:
Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın bugün (15.06.2025) yayınladığı veriler baz alınarak Merkezi Yönetimin 2024 Mayıs ayı sonu (önceki dönem) ile 2025 Mayıs ayı sonu (cari dönem) kıyaslanarak değerlendirme yapılmıştır. Açıklanan verilerden hazırladığımız tablo aşağıda sunulmuştur.
TESPİTLERİMİZ
1- Toplam gelirler içinde en yüksek tutarlı kalemler: Gelir Vergisi, Özel Tüketim Vergisi, İthalde ve Dahilde Alınan KDV’dir. Cari dönemde bu 4 vergi türünün toplamı, toplam vergi gelirlerinin %70,7’sini oluşturmaktadır.
2- Toplam vergi gelirlerinin önceki dönemde %17,’4’ü, cari dönemde ise %20,9’u faiz ödemelerine gitmiştir..
3- Sosyal Güvenlik Kurumlarına (SGK) Görevlendirme Giderleri ile Hazine Yardımları adı altında yapılan ödemelerde önemli artış olmuştur. SGK’ya bir önceki dönemde 593,8 milyar TL aktarılırken, bu tutar cari dönemde 891,4 milyar TL olmuştur.
4- Bütçe açığı diğer kalemlere kıyasen daha düşük artış göstermiştir. Ancak yaptığımız araştırmalarda yılların son ayındaki bütçe açığı önceki aylara göre inanılmaz artmaktadır. Örneğin yılların ilk 11aylık bütçe açıkları toplamı (milyar TL); 2022’de 20,4; 2023’te 532,4; 2024’te 1.226,9 iken Aralık aylarındaki (tek aylık) bütçe açığı 2022’de 122,2; 2023’te 848, 2024’te ise 829,2 olmuştur. Sebebini bilmiyoruz. Ancak bu bağlamda yılın bütçe açığı sene sonunda netleşmektedir.
SONUÇ
Cari dönemde, personel giderleri+SGK’ya aktarılan tutar+faiz giderleri, toplam harcamaların %54,3’ünü oluşturmaktadır. Bu harcama kalemleri ve diğer harcama kalemleri dikkate alınınca gider tarafında harcamaları azaltacak tedbirlerin alınması zor görünmektedir. Sıklıkla gündeme getirilen tasarruf tedbirlerinin de bu büyüklükteki bütçede önemli bir sonuç sağlamayacağı görüşündeyiz. Bu nedenle Merkezi Yönetimin gelirleri arttırıcı (vergi oranlarını arttırma, yeni vergiler koyma, muafiyetleri ve istisnaları kaldırma gibi) uygulamalara gideceği kanaatindeyiz.
İSO 500’de 304. sıradaydı, 6,8 milyar TL ciroya rağmen konkordatoya başvurdu!
1976 yılında kurulan ve Türkiye çelik sanayisinin köklü firmalarından biri olan Sıddık Kardeşler Haddecilik Sanayi Ticaret Ltd. Şti., konkordato başvurusunda bulundu. 2024 yılı itibarıyla 6,8 milyar TL ciroya ulaşan şirket, İSO 500 listesinde 304. sırada yer almasına rağmen mali darboğazdan kurtulamayarak mahkemeye başvurdu.
Sektörde Şok Etkisi Yarattı
Sıddık Kardeşler’in konkordato kararı, demir-çelik sektöründe yankı uyandırdı. Yüksek cirosuna ve sektördeki güçlü konumuna rağmen böyle bir adım atılması, finansal risklerin ne kadar derinleştiğini gözler önüne serdi. Şirketin konkordato talebiyle birlikte mahkemeden süre talep ettiği ve borç yapılandırması sürecine girmeyi hedeflediği öğrenildi.
Konkordato Nedir, Ne Sağlar?
Konkordato, borçlarını vadesinde ödeyemeyen firmaların, alacaklılarıyla uzlaşarak faaliyetlerine devam etmesini sağlayan yasal bir süreçtir. Bu süreçte şirketin mal varlıkları koruma altına alınır ve mahkemenin onayı ile borç ödeme planı devreye girer. Amaç, iflasın önüne geçerek şirketin faaliyetlerini sürdürebilmesidir.
Ekonomik Dalgalanma ve Sektörel Zorluklar
Son yıllarda artan enerji maliyetleri, kur dalgalanmaları ve iç piyasada yaşanan tahsilat problemleri; birçok sanayi şirketi gibi Sıddık Kardeşler’i de zora soktu. Özellikle çelik sektöründe rekabetin giderek arttığı ve marjların daraldığı bir dönemde, finansal yönetim becerileri daha da kritik hâle geldi.
Gözler Mahkeme Sürecinde
Şirketin konkordato başvurusunun kabul edilip edilmeyeceği ve geçici mühlet kararı verilip verilmeyeceği önümüzdeki günlerde netleşecek. Sektör temsilcileri ise bu gelişmeyi sadece tekil bir iflas belirtisi değil, çelik sektörünün alarm veren yapısal sorunları olarak değerlendiriyor.
İş Bankası Türkiye’de ve gelişmekte olan piyasalarda özel banka tarafından blokzincir teknolojisi kullanılarak yapılan ilk dijital Eurotahvil ihracını gerçekleştirdi.
Euroclear tarafından işletilen Dijital Finansal Piyasa Platformu (D-FMI) kullanılarak ihraç edilen Eurotahvil, 6 Şubat 2023 tarihinde ülkemizde meydana gelen deprem felaketlerinden etkilenen illerdeki kişilerin, çiftçilerin, mikro ve küçük işletmelerin finansmanı için kullanılacak. İşlemde Citigroup Global Piyasalar ile Citibank Londra Şubesi dealer ve ajan banka rolleriyle görev aldı.
“Dijitalde doğmuş tahvil” (Digitally Native Note) olarak adlandırılan tahvil, Dağıtık Defter Teknolojisi (DLT) kullanılarak ihraç edildi. Söz konusu teknoloji; güvenli ve merkezi olmayan kayıt tutmayı sağlıyor; tahvillerin ihraç edilmesini ve takasını da kolaylaştırıyor. Bu sayede ihraç edilen Eurotahvilin takası da işlemin fiyatlandırıldığı gün içerisinde sonuçlandırıldı.
Türkiye’de ve gelişmekte olan bir piyasada özel bir banka tarafından blokzincir teknolojisi kullanılarak yapılan ilk Eurotahvil ihracı
İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, konuya ilişkin değerlendirmesinde, ikinci yüzyılına adım attıkları 2025 yılında, Türkiye’de ve gelişmekte olan piyasalarda özel bir banka tarafından ilk dijitalde doğmuş Eurotahvil ihracını gerçekleştirmekten duydukları memnuniyeti vurgulayarak şunları söyledi:
“Türk bankacılık sektörünün uluslararası finansal piyasalarına erişim gücü, gelişmişlik düzeyi ve yeni teknolojilere hızlı adaptasyonunun teyidi niteliğindeki bu işlem, İş Bankası’nın dünyadaki yeni teknolojileri hayata geçirmedeki öncü rolünü bir kez daha ortaya koyuyor. Bu ihracımızı, blokzincir teknolojisinin sermaye piyasaları işlemlerinde kullanımına örnek oluşturması açısından kıymetli buluyorum. Finansal piyasa enstrümanlarının sürekli gelişen teknolojilerle çeşitlenmesinde öncü rol oynamaktan da ayrıca gurur duyuyoruz. İşlemin dayandığı teknolojinin yanı sıra elde edilecek kaynakların deprem bölgesindeki üretici kesimlerce kullanılması ise işlemin önemini artıran bir diğer temel unsur.”
IFC Genel Müdürü Makhtar Diop da şöyle konuştu:
“Bu yatırım, finansal inovasyon alanında önemli bir dönüm noktası olup, Türkiye’nin ilk dijital tahvili olma niteliğini taşıyor. Bir blokzinciri platformunda ihraç edilen söz konusu tahvil, Türkiye’de depremden etkilenen işletmelerin finansmana erişmesine yardımcı olacak. Bu işlemle tahvil piyasasında yeni dijital teknolojileri kullanarak finansmanı daha erişilebilir hale getiriyor ve en çok ihtiyaç duyan taraflara kritik önemi haiz sermayeyi yönlendirerek depremden etkilenen bölgenin yeniden inşa ve toparlanma süreçlerini destekliyoruz.”