Connect with us

BANKA HABERLERİ

Yerli Sermayeli Bankaya ŞOK : Şube Müdürü MOBBING cezası aldı

İlklerin bankası olarak kendini lanse eden yerli sermayeli büyük banka bir ilke daha imza attı. Banka tarihinde ilk defa Şube Müdürüne açılan şahsi Mobbing davası Müdür aleyhine sonuçlandı ve “mobbing nedeni ile manevi tazminat” ödemeye mahkum edildi. Banka Üst Yönetimin şube müdürü ile ilgili kararı bekleniyor.

Yayınlanma:

|

İnsan Kaynaklarından sorumlu GMY TV – TV dolaşıp, “Personeli ne güzel motive edip, şevk ile çalıştırıp yeni bir KÜLTÜR oluşturduklarını” anlatırken sahada işlerin TV’lerde gösterildiği gibi olmadığı ortaya çıktı.

Bir sanayici ailenin ana hissedar olduğu Büyük Yerli Sermayeli bankanın Eski Muğla – Yeni Fethiye Müdürü K.A.C.‘ye Muğla Şubesinde birlikte çalıştığı Bireyselden sorumlu Yeşim K. tarafından 2019 yılında açılan “MOBBİNG Davası” 05.0.2021 tarihinde onaylanarak sonuçlandı. Yerli Sermayeli Bankanın ilk defa bir Şube Müdürü MOBBİNG nedeni ile kişisel ceza aldı. Dava müdür K.A.C.’ye açıldığı için para manevi tazminat olan 10.000.-TL cezayı da Şube Müdürü ödeyecek.

Şube Müdürüne açılan Mobbing Davasının özeti  

13 yıl süre ile Yerli Sermayeli bankada çalışan Yeşim K. 2013-2019 arası Bankanın Muğla Şubesinde görev yaptı. Sorunlar 2017 yılında Bodrum Şube Müdür olan K.A.C.’nin Muğla Şubesine Müdür olarak atanması ile başladı. Yeşim K. anlam veremediği şekilde MOBBİNG’e maruz kalmaya başlıyor. Baskıları azaltmak için Bankanın resmi Sendikası olan BANKSİS‘in  Muğla Şube temsilciliğine seçilmesi de mobbingi azaltmadığı gibi artarak devam etmesine neden oluyor. Zira o yıllarda banka sendikayı saf dışı bırakmak için “hukuksuz ve yasak olmasına” rağmen Müdürlere personelin sendikadan ayrılmaları için baskı yapıldığı gibi İK’dan telefon ile personellerin aranıp sendika üyeliğinden çıkmaları için ayrı bir mobbing uyguladığı yıllar aynı zamanda. Banka, “Sendikanın gerekli üye adetine sahip olmadığı için çalışanları temsil edemeyeceği” gerekçesi ile açtığı davanın görüldüğü ve sendikanın kazandığı dava yılları aynı zamanda.

Mobbing belirtileri; şubede personeller arasında ayrımcılık yapma, dışlama, işleyişten haberdar etmeme ve irtibatı kesme, personel şubede yokmuş gibi davranma, toplantılarda tersleme, küçük düşürücü tavırlar alma, çalışma hayatında hiç savunması dahi alınmamış personel üzerinde uydurma baskı yapma, uyarı yazılar gönderme, seviyesiz kurumsal olmayan mail – mesaj trafiği; siciline olumlu performans yönünden hiç katkı sağlamama, hedeflemede ayrımcılık yapma o noktaya geldi ki yıllardır severek yaptığı işi sürdürebilmek için psikolojik destek almak ve ilaçlar kullanmak zorunda kalıyor. Şube içinde dışlama, diğer pazarlamacıların müşteri ziyaretlerine eşlik ederken Yeşim K.nın müşterilerine gitmeme, müşteri ayrımı yapma işler o kadar çekilmez hale geliyor ki 2019 Mart ayında baskılar yetmiyormuş gibi düşük performans gerekçe gösterilerek işine son veriliyor. Oysa yasa diyor ki “önce personeli kazanmaya çalışacaksın, eğitimler ile eksiklerini tamamlayacaksın” hiçbiri yapılmıyor tabi ki.

Banka o kadar Kurumsal ki 13 yıl sonra personelin performansının düşük olduğunu anlıyor

Banka o kadar kurumsal ki 13 yıl sonra personelinin Performansının düşük olduğunu anlıyor. Bu veri bile başlı başına işin kurmaca olduğunun kanıtı aslında. Aslında Sendika Temsilcisi olması özellikle hedef haine getirirken sendikanın çıkarma karşısında sessiz kalması ayrı sorgulanması gereken bir konu.  Sistematik, baskı ve mobbing karşısında banka Teftiş Kurulu ve Üst Yönetim hakkında 10’larca şikayet olan K.A.C.’ye tepki göstermeyerek yaptığı mobbing uygulamalarını aslında üstü kapalı kabul etmiş ve desteklemiş oldular. Zira K.A.C.’ni çalıştığı Bodrum, Muğla, Fethiye gibi şubelerden sayısız şikayetler medyaya dahi yansımış durumda.

Çare Dava : Tabi Yeşim K. yapılanları sineye çekmeyerek işi yargıya taşıyor. Şube müdürü K.A.C. banka üst yönetimin de desteğini alarak kendinden emin mahkeme huzurunda yapılan mobbing uygulamaları İNKAR ediyor. Yaptıklarını, söylediklerini delikanlıca savunamıyor yani. Kendisine yönetilen tüm yaptıklarını inkar ediyor. Hatta o kadar çaresiz kalıyorlar ki mobbing’in zaman aşımına uğradığını dahi iddia etmeleri dava kayıtlarına geçiyor.  “Geçti Gitti” mantığı yani. Uyarıların performans düşüklüğü nedeni ile  verildiği belirtiliyor ama performansı geliştirici, personeli kazanmak için neler yaptığını anlatamıyor, yok çünkü. 13 yıldır performansı yeterli olan personel bir anda düşük performans gösteriyor yani. İddialar soyut ve afaki olarak savunma yapma acizliği içine düşülüyor. Bankanın Sendika ile ilgili baskı yapmadığı yalanı bile dillendiriliyor. Yeşim K.’nın Sendika Temsilciliği nedeni ile işten çıkarıldığına yönelik dava ise devam ediyor. Bu dava sonucu ile Sendika davasında da eli güçlenmiş durumda.

Mahkeme Kararı : MOBBİNG gerçekleşmiş     

Dosyayı değerlendiren Mahkeme Şube Müdürüne tokat gibi bir gerekçe ile 10.000.-TL artı masraflar olmak üzere “uyguladığı mobbing nedeniylemanevi tazminat” olarak para cezasına mahkum etti.

T.C. Muğla 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/255 Esas, 2020/490 nolu Karar Gerekçesinde ise yapılanlara tokat gibi cevaplar var:

Mobbing ( bezdirme / yıldırma )’nın varlığı için  kişilik haklarının ağır şeklinde ihlaline gerek olmadığı gibi kişilik haklarına yönelik haksızlığın yeterli olduğu ayrıca mobbing iddialarda şüpheden uzak kesin deliller aranmayacağı haksızlığı yeterli olduğu, Yargıtay İçtihatları ile de kesinleştiği belirtiliyor.

Mahkeme Mobbing tanımını da yaparak : “Aynı ortamda bulunan veya aynı organizasyona bağlı olan bir veya birden fazla kimsenin, bir kişiye belli bir amaçla, sistematik bir şekilde, yılgınlık, korku, tedirginlik, endişe, bunalım, sıkıntı veya kaygı oluşturacak söz, tutum ve davranışlarla psikolojik ve duygusal baskı kurarak onu belli bir şekilde davranmaya ya da davranmamaya, ortak alandan uzaklaştırmaya, güçsüzleştirmeye, değersizleştirmeye, aşağılamaya, küçük düşürmeye veya pasifize etmeye yönelik çabalarına mobbing denilir” ifadesine yer verdi.

Yerli Sermayeli Bankada bir ilk    

Bir şube müdürüne “mobbing nedeni ile manevi tazminat” davası açılıp da cezaya tabi tutulması banka tarihinde bir ilk ve kırılma noktasını teşkil ediyor. Zira banka üst yönetimi müdürlere sürekli biz bankayız, büyüğüz, kimse dokunamaz gibi telkinlerde bulunup mobbing ortamını hazırlarken bu ve benzer cezalar kısmen işin o kadar kolay olmayacağının da kanıtı aynı zamanda. Cezayı yiyen şube müdürleri cepleri yanacağı için kısmen “niçin bu kadar baskı yapıyorum moduna” ister istemez girecektir. Sonuçta bedelini öder mobbing yaparım derler ise o başka. Sonuçlarına katlanırsan personelin kafasına klasör de atarsın körfez sermayeli bankada olduğu gibi.

Cezayı banka karşılar ise takip edeceğimizi belirtelim

Söz konusu para cezası şube müdürü şahsına K.A.C.’ye kesildi, dolayısı ile tazminat ve avukatlık masraflarını kendisi karşılayacak. Kişisel hatasının bedelini ödeyecek yani. Hal böyle iken bu cezayı banka bünyesinden karşılamaya kalkarlar ise bu sayfalardan yazmaya çekinmeyeceğiz. Zira bu durumda banka “ey müdürler istediğiniz kadar baskı, mobbing yapın cezaları biz karşılarız” anlamına gelir ki böyle bir durumda bankanın kurumsal olarak da ceza alması gündeme gelir. Ayrıca, cezayı banka karşılar ise bankada mobbingin kurumsal ve sistematik halde olduğu da kanıtlanmış olur. Öyle bir hata yapacaklarını sanmıyoruz ama uyarmadan da edemiyoruz. Bu arada banka iç kontrol ve Teftiş de Müdür’ün yemek faturalarını kontrol etsin ki cezayı dolaylı olarak bankaya ödettirmesin.    

Banka eski Muğla yeni Fethiye Müdürünün arkasında duracak mı?

Eski Muğla, şimdiki Fethiye müdürü olan K.A.C.‘nin “mobbing nedeniyle manevi tazminat” cezasının mahkeme tarafından onaylanması aynı zamanda K.A.C.‘nin Disiplin Suçu işlediğini bankanın MARKA değerine uygun davranmadığının da kanıtı. Bu durumda bankanın “basiretsiz yönetici” olarak K.A.C.’nin iş sözleşmesini sonlandırarak, Tazminatsız atması gündeme gelmiş durumda. Zira, disiplin suçları işten çıkarma yasaklarına tabi değil. Bankanın Mobbingçi K.A.C.‘nin mahkemece onaylanmış kararına karar gerekçesinde “mobbing nedeniyle manevi tazminat” diye açık açık yazmasına rağmen çalışmaya devam mı edeceği, Tazminatsız kovacak mı onu da önümüzdeki günlerde görüp takip etmeye devam edeceğiz.

SONUÇ : Bu dava İnsanı yok sayıp paradan başka gözü bir şey görmeyen banka yöneticilerine bir ders olsun. “Bu daha başlangıç” diyelim. Hiç kimse, “Mobbingçi banka müdür bu işte” konumuna düşmek istemez; bazı yöneticilerin kendilerine format atma zamanı geldi gibi.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Tahvil Yerine Kredi: Türk Şirketlerinin Finansman Kaderi

Yayınlanma:

|

Yazan:

Türkiye’de reel sektörün finansman ihtiyacını karşılamak için en çok başvurduğu yöntem banka kredileridir. Oysa gelişmiş finansal sistemlerde şirketler, uzun vadeli ve daha uygun maliyetli fon sağlamak için sermaye piyasalarında borçlanma araçlarına, özellikle tahvil ihraçlarına yönelmektedir. Peki Türkiye’de reel sektör neden bu imkândan yeterince yararlanamıyor?

Tahvil İhracının Önündeki Ekonomik Engeller

Tahvil piyasasının gelişmesi; makroekonomik istikrar, faiz oranlarının öngörülebilirliği, düşük enflasyon, istikrarlı döviz kuru, düşük kamu borçlanma ihtiyacı ve yüksek kredi notu gibi birçok değişkene bağlıdır. Ancak:

  • Türkiye’nin ülke kredi notu düşüktür ve bu doğrudan özel sektörün notunu da sınırlamaktadır.

  • Yüksek enflasyon ve faiz oranları, borçlanma maliyetlerini tahvil piyasasında da yükseltmektedir.

  • Kamu kesiminin sürekli yüksek borçlanma ihtiyacı, özel sektörün tahvil ihraçlarını piyasadan dışlama etkisi (crowding out) ile sınırlamaktadır.

Hukuki ve Kurumsal Güven Eksikliği

Sadece ekonomik değil, hukuki ve politik güvensizlik de yabancı ve yerli yatırımcıların özel sektör tahvillerine ilgi göstermemesine yol açıyor. Güçlü bir ikinci el tahvil piyasası oluşmadığı için yatırımcılar uzun vadeli bağlayıcı enstrümanlara mesafeli durmaktadır.

Banka Kredilerine Bağımlılığın Sonuçları

Bu nedenlerle reel sektör, finansmana erişimde tek kanal olarak bankaları kullanmak zorunda kalıyor:

  • Yüksek maliyetli ve kısa vadeli kaynaklara mahkûm olunuyor.

  • Kredi sınırlamaları, özellikle ekonomik kriz dönemlerinde işletmeleri zorluyor.

  • Kredi vadelerinin kısalığı ve esneklik eksikliği, uzun vadeli yatırım planlarını zorlaştırıyor.

Finansman Araçlarında Çeşitlilik Şart

Türkiye’de reel sektörün daha güçlü, sağlıklı ve uzun vadeli kaynaklara erişebilmesi için:

  • Makroekonomik göstergelerin iyileştirilmesi,

  • Sermaye piyasalarının derinleştirilmesi,

  • Hukuki güven ortamının sağlanması,

  • Tahvil piyasası için ikincil piyasa likiditesinin artırılması büyük önem taşımaktadır.

Onur ÇELİK-CFO/YMM

 

Okumaya devam et

Ali Coşkun

YÜKSEK BANKA KREDİLERİ

Yayınlanma:

|

Yazan:

Bankalar ekonomik sistemin en önemli finansal aktörleri olarak faaliyet gösterir. Her banka özünde kâr amacı güden bir ticari kuruluştur.

Kredi verirken öncelikle kendi risklerini ve menfaatlerini gözetmek zorundadır. Kullandırdıkları kredilerin faiz oranı veya kar payı, komisyon yapısı, vade şartları da bu doğrultuda belirlenmektedir.

Bugün piyasada bileşik faiz oranları TL cinsi kredilerde %60-65, döviz cinsi kredilerde ise %14-16 bandındadır.

Ayrıca bankaların sigorta, dosya masrafı, kredi tahsis ücreti ve banka ürün satışları gibi birçok kalemi kredi paketine dahil ettiği görülüyor.

Yani faiz veya kar payı dışında çok sayıda gizli maliyetle karşı karşıya kalınıyor.

Firmalar bu şartlar altında yalnızca finansmana erişmekle kalmıyor aynı zamanda ağır bir maliyet yükünü de sırtlanıyorlar.

Bankalar, firmalara kredi limitleri oluştururken sektörel karlılık oranlarına azami dikkat ederler. Ancak burada ciddi bir çelişki var. Bankalar kredi tahsisinde sektörün brüt kâr marjlarını esas alırken, mevcut kredi maliyetleri bu oranları çoktan aşmış durumdadır.

Brüt kâr marjı sektörlere göre ortalama %25-30 arasında değişirken, firmalar %65’in üzerinde bileşik faizle TL borçlanıyor.

Bu koşullarda, kâr eden değil borcunu çevirebilen firma başarılı kabul ediliyor. Bu ne finansal sürdürülebilirliğe ne de sağlıklı bir ekonomiye hizmet eder.

Şu an firmalar yalnızca yüksek faizle değil aynı zamanda yüksek enflasyon, düşük iç talep, yüksek maliyetler, düşük kâr, kur baskısı, iç ve dış pazarlardaki daralma, krediye erişim ve jeopolitik risklerle mücadele etmek zorunda kalıyor.

İhracatçı firmalar için döviz kuru reel anlamda destekleyici olmaktan çıkmış, rekabet gücünü zayıflatıcı bir unsura dönüşmüştür.

Bu koşullar altında firmaların ayakta kalması tesadüf değil direnç ve stratejik yönetimin bir sonucudur. Ama bu direncin ne kadar sürdürülebileceği ise meçhuldür.

Bugün konkordato alan, iflas eden şirketlere şaşırmak yerine bu ortamda hâlâ üretmeye, istihdam yaratmaya, ihracat yapmaya devam eden firmalara hayranlık duymalıyız.

Asıl konuşulması gereken, bu firmaların nasıl hayatta kaldığı ve ne tür stratejiler geliştirdiğidir. Zira bu firmalar sadece kendi faaliyetlerini değil aynı zamanda ekonominin can damarlarını da ayakta tutmaktadır.

Enflasyonla mücadele elbette gereklidir.Ancak bunu yaparken reel sektörü göz ardı etmek hastayı tedavi ederken organlarını iflas ettirmek gibidir.

Faiz politikaları ve sıkılaşma adımları kısa vadede enflasyonu aşağı çekebilir ama ardında üretim yapamayan, borç yükü altında ezilen ve finansmana erişemeyen bir özel sektör kalırsa bu başarı neye yarar?

Bugün geldiğimiz noktada reel sektörün sesine daha fazla kulak verilmesi gerekiyor.

Kredi maliyetlerinin düşürülmesi, finansmana erişimin kolaylaştırılması ve firmaların üzerindeki dolaylı maliyetlerin azaltılması şarttır.

Aksi takdirde sadece bugünü değil yarının üretim kapasitesini ve ekonomik bağımsızlığını tehlikeye atmış oluruz.

Ali COŞKUN-Finans Danışmanı
0 530 787 84 39
[email protected]

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Yapay Zekâ Müşteri Temsilcileri Şivenizle Konuşacak

Yayınlanma:

|

Yazan:

Geleneksel çağrı merkezleri; uzun bekleme süreleri, karmaşık IVR menüleri ve tükenmiş müşteri temsilcileriyle karakterizedir. Müşteri temsilcileri genellikle katı senaryolara ve konuşma metinlerine bağlı kalarak iletişim kurar. Müşterilerin iletişim geçmişini yeterince değerlendirerek konuşmayı farklılaştırma imkânı yok denecek kadar azdır. Aynı problemi defalarca anlatmak zorunda kalan müşteriler ise bu durumdan oldukça yorulur. Bu gerginlik hem temsilcilere hem de müşterilere yansır.

Ancak son yıllarda gelişen yapay zekâ teknolojileriyle birlikte, çağrı merkezi deneyimi köklü biçimde değişiyor. Artık müşteriler aradıkları anda, IVR ile boğuşmadan, tüm iletişim geçmişlerini bilen, onları tanıyan bir yapay zeka müşteri temsilcisine bağlanabilecek. Kişisel bir dille karşılanıp, daha hızlı çözümler elde edebilecek.

Anında Yanıt: “Aradığınızda Karşınızda Bir Temsilci Var”

Klasik bir çağrı merkezinde kapasite kısıtları ve vardiyalar sebebiyle çağrıların cevapsız kalması sık rastlanan bir durumdur. Profit.co tarafından yayınlanan bir çalışmaya göre, müşteri temsilcisine bağlanmak için iki dakikadan fazla bekleyen müşterilerin yüzde 60’ı çağrıyı sonlandırıyor. Bir müşterinin iletişim merkezini aradığında çağrısının yanıtsız kalması sadece anlık operasyonel gecikme değildir, “önemsizim” algısı yaratır ve bu his, gelecekteki tüm temas noktalarını olumsuz etkileyerek müşteride uzun vadeli bir sadakat riski yaratıyor. Bu da sosyal medyada olumsuz yorumlar, şikâyet artışı ve marka algısında kalıcı zedelenme anlamına geliyor.

Zendesk’in 2023 tarihli Müşteri Deneyimi Raporu’na göre, müşterilerin yüzde 76’sı yalnızca bir kötü deneyim sonrasında bile markadan tamamen vazgeçebileceğini belirtiyor.

Yapay zekâ destekli temsilciler, bulut işlemcilerle desteklendikleri için arama geldiği anda devreye girebiliyorlar. İşlemci gücü dışında bir kapasite kısıtları yok. Böylece müşteri hatta hiç beklemeden, IVR’dan geçmeden, doğrudan yapay zeka müşteri temsilciyle görüşmeye başlayabiliyor. Bu iletişim merkezinin ulaşılabilirliğini maksimuma çıkarıyor ve çok önemli bir sadakat problemini çözüyor.

Ayrıca klasik çağrı merkezlerinde müşteriler her aradıklarında farklı temsilciye bağlanıp konuyu baştan anlatmak zorunda kalıyor. Invoca tarafından yayınlanan bir anket sonucuna göre, müşterilerin yüzde 53’ü bu durumu oldukça sinir bozucu buluyor. Yapay zekâ destekli müşteri temsilcileri ise CRM ile entegre çalışarak müşterinin geçmişini hatırlıyor, sorunların tekrar anlatılmasına gerek kalmadan bağlama uygun şekilde yanıt verebiliyor. Konuşmanın her anında, daha önce yaşananları dikkate alabiliyor.

Gerçek Kişiselleştirme: “Şivesini, Tonunu, Kelimesini Seçiyor” McKinsey tarafından yapılan bir araştırmaya göre, müşterilerin yüzde 71’i markalardan kişiselleştirilmiş hizmet bekliyor. HubSpot verilerine göre, yapay zekâ kullanan temsilciler yüzde 64 oranında daha fazla kişiselleştirme sağlayabiliyor.

Yakın bir gelecekte, yapay zekâ temsilciler, müşterinin geçmiş verilerini analiz ederek onun tercih ettiği kelimeler, tonlama ve hatta bölgesel şiveyle konuşabilecek. NLP (Doğal Dil İşleme) teknolojisi sayesinde konuşma tarzını anlık değiştirebilen bu sistemler, her müşteriye farklı bir deneyim yaşatacaklar.

Yapay zeka müşteri temsilcileri gerektiğinde sohbeti yumuşatıp, tonu ayarlayacak, konuşma devam ettikçe müşteriyi daha da tanıyarak süreç boyunca kişiselleştirilmeyi artırabilecekler. Yapay zeka müşteri temsilcileri konuşma devam ettikçe müşteriyi ses biyometrilerinden ve konuşmasından, cümle yapısından tanıyarak bazı güvenlik seviyelerini otomatik geçecek. Şüpheli durumlarda veya gerginliklerde insanı ne zaman devreye alması gerektiğinin ayrımını yapabilecek.

Bu gelişme için tüm teknolojiler hazır. Müşteri temsilcisinin şivesini düzenleyen programlar hayatımıza girdi bile. Sesten ve kullanılan kelimelerden duygu analizi yapıp konuşma kalitesini değerlendiren yapay zeka sistemleri var. Konuşma devam ettikçe müşteriyi sesinden ve konuşmasından tanıyan dolandırıcılık önleme programları birçok finans kuruluşunda kullanılıyor. Önümüzdeki dönemde bu teknolojileri yapay zeka asistan platformlarında birleştiren bir çok şirket göreceğiz.

Global örnekler giderek artıyor. Reuters’in haberine göre NatWest, OpenAI destekli Cora ve AskArchie sistemleriyle müşteri memnuniyetini yüzde 150 oranında artırdı. Commonwealth Bank, Microsoft ile birlikte geliştirdiği sistemle günde 50 binden fazla canlı sohbet isteğine yanıt veriyor. JPMorgan ise 2024 yıllık raporunda, yapay zekâ sayesinde işlem maliyetlerini yüzde 30 düşürdüğünü, müşteri bağlılığını ise yüzde 25 artırdığını belirtiyor.

Türkiye’de örnekler var. Fintechtime Haziran 2025 sayısında Aktifbank’ın yapay zeka ve veri analitiğini odağa taşıdığı aktarılıyor. Yapay zekâ müşteri temsilcileri üzerine araştırma geliştirme yapıldığını belirtiyor. Bu sayede müşterilere daha hızlı ve güvenli hizmet sunulacağı, dolandırıcılık analizlerinin güçleneceği vurgulanıyor. Vodafone Türkiye web sitesinde, müşteri hizmetlerinde yapay zekâ müşteri temsilcileri ve sesli chatbot’lar kullandığını ilan ediyor. Müşterilerle yüzde 80 oranında “botlarla” iyileştirilmiş deneyim sunulduğunu, yapay zekâ sistemlerinin iletişimleri takip ettiğini ve duygu analiziyle öfke ya da sorunlu geri dönüşleri tespit ederek gerçek personele yönlendirdiği anlatılıyor.

Sonuç :

Yapay zekâ destekli müşteri temsilcileri, yalnızca çağrı merkezlerinde bir verimlilik aracı değil, aynı zamanda markaların müşterileriyle kurduğu ilişki biçimini temelden dönüştüren bir paradigma değişimini temsil ediyor. Bu yeni nesil temsilciler, anında yanıt verebilen, kişisel bağ kurabilen ve güvenli iletişimi otomatikleştiren özellikleriyle müşteri deneyimini hem hız hem de kalite açısından yeniden tanımlıyor.

Bu dönüşüm; yalnızca çağrı merkezi operasyonlarını değil, aynı zamanda marka sadakatini, itibar yönetimini ve rekabet avantajını da doğrudan etkiliyor. Artık müşteriler, bir kurumla kurdukları ilişkinin sadece fonksiyonel değil, aynı zamanda duygusal ve kişisel olmasını bekliyor. Yapay zekâ, bu beklentilere ölçeklenebilir, sürekli ve tutarlı bir şekilde yanıt verme imkânı sağlıyor.

Finans, telekomünikasyon, e-ticaret ve kamu hizmetleri gibi pek çok sektörde, yapay zekâ temelli müşteri hizmetleri sistemleri yaygınlaşıyor. Bu modeller, yapay zekânın işlem gücünü ve tutarlılığını insan temasının empatik doğasıyla birleştirerek, her müşteri temasını değerli bir deneyime dönüştürüyor.

Yakın gelecekte, bu teknolojilerin daha da entegre olduğu, müşteriyle anlık olarak duygusal bağ kurabilen ve sürekli öğrenerek gelişen yapay zekâ sistemlerinin yaygınlaştığını göreceğiz. Bu sadece müşteri hizmetleri değil, tüm müşteri yolculuğu için bir dönüşüm anlamına geliyor.

Yapay zekâ destekli müşteri temsilcileri, kurumların geleceğe hazır olmasında kritik bir rol üstleniyor. Geçmişi bilen, anı anlayan ve geleceği öngörebilen temsilcilerle müşteri deneyimi artık bir maliyet kalemi değil, stratejik bir rekabet avantajı haline geliyor.

HBR-Dr. Erkut BALOĞLU

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.