BANKA HABERLERİ
Erol Taşdelen yazdı: GES’de sıfır KDV şart, Teşvikler devam etmeli

Yayınlanma:
9 ay önce|
Yazan:
Erol Taşdelen
TÜRKİYE’DE GÜNEŞ ENERJİ SANTRALLERİ
Türkiye’de 2000’lerde GES’ler dillendirilmeye başlasa da fiiliyatta 2020’den sonra büyük GES projeleri; Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları-YEKA ihaleleri, Çatı GES projeleri ile hayatımıza hızlı bir giriş yaptı.
Elektrik üretiminde Güneş Enerjisinin payı %10’ları 2024’de yeni geçti. Kısaca, bu alanda yolun daha başındayız.
Türkiye’de alternatif Elektrik üretimine bakıldığında Yeşil Enerjinin toplam içinde payının artmasına rağmen yetersiz olduğu, Doğalgaz gibi kontrolümüz dışında, dışa bağımlı üretimin bile Güner Enerjisi üretimin 2 katından fazla olduğu dolayısı ile bu alanda dışa bağımlılığı azaltmak için hızlı yol almamız gerektiğini gösteriyor. GES yatırımının kendi maliyetini karşılama süresi 2-3 yıla indiği düşünüldüğünde sanayici için maliyetleri düşürmeye yönelik öncelikli yatırımlar sıralamasında yerini almış durumda.
Türkiye’de kaç panel imalatı ne durumda?
Güneş Enerjisi Santralleri (GES) yatırımları son 2 yılda hızla artmaya başladı. GES’lerde önemli ana unsur da Güneş Panelleri. Türkiye’de 89 panel imalatçı firma mevcut. Şu an en az 80’ni aktif imalat yapar durumda. Bir panel imalatçı fabrikada en az 150 kişi çalışıyor. Sektör imalatta en az 15.000 kişi istihdam sağlıyor. Düzenlemeden sonra çoğu üretici üretim kapasitesini düşürmüş durumda. Sektör, GES panel üretimi için gerekli olan hammadde, özellikle fotovoltaik hücreler ve silikon gibi malzemelerin ithalata bağımlı.
Çatı GES fabrika ihtiyaçları için yeterli mi?
Fabrika Çatılarının GES ile kaplanması maalesef fabrika elektrik ihtiyacını karşılar kapasitede olmuyor. Bir fabrika çatı GES’de 5 dönümlük çatı alanda 1 MWp elektrik üretimi yapılabiliyor ki, gece de imalat yapan bir sanayi fabrika ise bu elektrik üretimi yetersiz kalıyor.
Arazi GES geçiş çok gecikti, daha yolun başındayız?
Arazi GES için izinlerde Türkiye olarak çok geciktik. 2023 yılında buna izinler çıktı. Fakat arazinin tespit edilmesi gerilim hatlara ve trafoların yeterli olmasına göre belirlendiği için her istediğiniz yeri buna uygun hale getiremiyorsunuz. Bir de burayı uygun hale getirip lisansları almanız da ciddi maliyet, çünkü onaylandığı halde burası sanayi imalat yeri ticarethane statüsünü alıyor. Arazide ise sehpalar şeklinde 25 derece acı ile yapılmakta dolayısı ile sevdaların birbirini gölge etmeyecek şekilde konumlanmış olması bakım işletme yolları imar mevzuatı çerçevesinde yoldan 5 m2 çekme mesafesi gibi unsurlardan sebep 11-12.000 m2 alan gerekiyor. Buralar ticarethane olduğu için zarar görmemesi için en az 1 bekçi de istihdam ediliyor. Bekçiye aynı zamanda ufak teknik müdahaleleri de yapacak eğitim veriliyor. Arazide mevcut tarla vasıflı arazi imar planına sokuluyor, ruhsatlandırılıyor, iskan alınıyor, arazinin statüsü arsa vasfına dönüyor. “Yenilenebilir Enerji Tesisi” yazacak bu yerlerin tapusunda. Tabi tüm işlemler için ciddi maliyet.
Türkiye’nin yıllık GES talebi ne kadar?
Türkiye şu an 3 GWh (3000 MW ) GES talebi mevcut. Henüz GES yatırımları çok yetersiz. Örneğin, Almanya 1 yıllık Enerjisini depolar hale gelmişken Türkiye henüz depolama aşamasına geçemedi bile. Daha yolun çok başındayız.
Türkiye’de piyasada en büyükler kim?
Türkiye’de Güneş Enerjisi Santralleri (GES) sektöründe faaliyet gösteren önemli firmalar arasında Kalyon PV, Zorlu Enerji, Talesun Solar, GENSED (Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstrisi Derneği) Üyesi Firmalar, Smart Energy, CW Enerji, Akfen Yenilenebilir Enerji, Borusan EnBW Enerji, GES Anonim Şirketi ilk akla gelenler.
Yerli Panel üretimi ne kadar?
Yerli panel üretimi 39 GWh talebin oldukça üzerinde dolayısı ile çoğu firma ihracat yapabilmek için arayış içine girdi. Sektörde talep fazlasından doğal bir eleme olması kaçınılmaz aslında. Eprom Enerji, Göktekin Enerji, Esenboğa Enerji, Konkordato başvurusunda bulundu. Çok dillendirilmiyor ama kamuoyunca yakından bilinen bazı firmalarında finans sıkıntısı yaşadığını sektör içindekiler biliyor.
Yalnızca Yerli Hücre üretimi ile üretilen panellere teşvik gelmesi sektörü nasıl etkiledi?
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı 24.08.2024 tarihinde yayınladıkları Yatırımlarda Devlet Yardımlarının Uygulanmasına İlişkin Tebliğ ile Türkiye’de üretilmeyen panellerde yerli hücre kullanılma koşulu getirdi. Peki yerli hücre ile panel üreten var. Var! Tek firma: KALYON PV! Kalyon PV, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından düzenlenen Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) ihalelerinde kazanan firmalardan biridir. Devlet eli ile yapılan yeni düzenlemede panel imalatında TEKEL yaratıldı iyi mi! Türkiye’de Panel üretim lisansı olan 89 firma arasında sadece KALYON PV hücre üretimi yapıyor. İthalatı önleyelim derken GES’de TEKEL yaratmış olduk. GES yatırımları bıçak gibi kesilir hale geldi. Teşvik hazırlığı yapan firmaların evraklar ellerinde kaldı.
KALYON PV’nin hücre imalatı yeterli mi?
Yerli Panel üretiminde tekel konumuna getirilen KALYON PV’nin hücre üretimi yeterli değil. Zira, 3 GWh talebe karşılık KALYON PV’nin panel üretimi yaklaşık 1 GWh dolayında, bunun ne kadarının yerli üretim hücreler ile yapıldığı ise henüz netleşmiş değil. Ama tüm ülke ihtiyacını karşılamadığı biliniyor. İmalat talebi karşılamadığı için yerli hücreyi KALYON PV ürünleri piyasada watt başına0,28-0,30 cent’ten fiyatlanır hale geldi. Oysa, diğer paneller watt başına 0,17-0,18 cent dolayında. Al size enflasyonu besleyen bir enden daha. Avrupa ülkelerinde bu maliyet 10 cent’e kadar düştü. %20 vergiyi ekleyince üstelik teşvikten de çıkarılınca GES yatırımcı sanayicinin maliyetleri nerede ise 2 katına çıktı. KALYON PV ürünlerine yönelik diğer önemli bir eleştiri de piyasadaki en iyi ve verimli hücre olmadığı yönünde. Zira, test sonuçlarını karşılaştırıyorum KALYON PV ürünlerinden daha verimli global ölçekteki panel üreticileri mevcut. Hal böyle iken devlet eli ile tekel yaratılarak bir taraftan GES yatırımı yapan sanayicinin yatırım maliyeti artırılırken, diğer taraftan da daha verimsiz panellere mahkum hale getiriliyor. KALYON PV gibi büyük projeler, devlet tarafından sağlanan finansal teşviklerden yararlanılmıştır. Bu teşvikler arasında düşük faizli krediler, vergi indirimleri ve hibe programları yer alır. Bu kapsamda, KALYON PV’nin performansı hızlı bir şekilde kalıcı ve tekel sürdürülebilirliğini sağladı.
Tekelleşme Anayasaya aykırı
Devlet eli ile Güneş Enerjisi Santralleri (GES) Panel imalatında TEKEL yaratılması açıkça Anayasamızın 167. Maddesine de aykırı. Anayasamızın Madde 167 – “Devlet, para, kredi, sermaye, mal ve hizmet piyasalarının sağlıklı ve düzenli işlemelerini sağlayıcı ve geliştirici tedbirleri alır; piyasalarda fiili veya anlaşma sonucu doğacak tekelleşme ve kartelleşmeyi önler” ifadeleri ile piyasa güvence altına alınmışken; GES panel imalatında devlet eli ile TEKEL yaratılmış durumda. Rekabet Kurumu’nun ana görevlerinden biri de piyasada TEKEL oluşmasının önüne geçmesi şeklidedir. Dolayısı ile GES’de yapılan yerli hücre koşulu haksız yere rekabeti bozan bir ortam oluşturdu. GES imalat temsilcileri, “teşvik düzenlemesinin 1 Ocak 2025’e ertelenmesi gerektiğini, aksi takdirde, sektörde konkordato ilanlarının yaygınlaşacağını” belirtiyor.
Sanayici yatırım maliyetleri artmış durumda, düzenlemeden zararlı çıktı
Yerli hücre dışındaki panellerin teşvik kapsamından çıkarılması sanayici de ciddi zarar eder hale geldi. Bir defa watt başına 0,17-18 cent’e aldığı panelleri Kanyon’dan alması halinde maliyet 0,28-30 cent’e yükseldi. Diğer bir kaybı da yerli hücreli ürünlerin yetersizliği piyasada mal sıkıntısı da yaratacağı için montaj süreci uzayacak ve Enerji kayıplarına neden olacak. 2024 kışında yatırımını bitirmeyi planlayan fabrikalar 2024 yaz güneşini de kaçıracağı için nerede ise 1 yıllık bir GES Enerji kaybı ile karşı karşıya kaldı. Zira, yazın günlerin uzaması ve güneş etkisi ile GES verimi kıyaslanmayacak kadar kıymetli.
GES yatırımlarının yavaşlamasında TEİAŞ rolü
TEİAŞ’ın mevcut kapasiteyi artırmaması, altyapı yatırımlarını yavaşlatması Sanayicilerin GES yatırımlarını da yavaşlatmakta. Dağıtım ağındaki yetersizlikler GES önünde ciddi engel olmuş durumda.
Yerli hücre üretiminin yatırım maliyeti ne kadar?
Yerli panel hücre yatırımının maliyeti yaklaşık 150-300 milyon USD. Bu kadar büyük yatırımını şu an panel üreten firmaların tek başına yapması çok zor. Fakat zaman verilir se 3-4 firma bir araya gelip ortak yatırım yapması mümkün. Yeni düzenlemelere hazırlıksız yakalanan panel üreticilerin bir araya gelip yerli hücre imalat yapma koşullarını da zor duruma sokmuş durumda.
Panel imalatçılarını iflaslar yaşanacak
Mevcut durum 89 panel imalat lisansı alan firmayı sıkıntılı hale getirmiş durumda. Zaten talebin kat ve kat üzerinde panel imalatı, kar marjlarının düşmesi söz konusu iken diğer taraftan da panellerin teşvik dışında bırakılması sektörde ciddi rahatsızlık yarattı. Yatırımlarını dahi finans edememiş konumundaki çoğu firma bu ani değişikliğe hazırlıksız yakalandı. En az 15.000 istihdam sağlayan sektörden sadece kendi çalışanları değil, montaj hattında çalışanlarla birlikte 250 binden fazla çalışanı da olumsuz etkileyecek.
Panel İmalatçıları Yatırım Teşvik Belgeli-YTB ile İhracat Sayılan Satış ve Teslimler Hakkında Tebliğ (İhracat: 2005/2) kapsamında haklar kullanıyor; D3 Belgesi özel bir imtiyaz belgesiyle gümrük, gözetim ve hatta KDV gibi vergilerinden özel muafiyet sağlanarak hammadde ithal ederek müşteriye uygun maliyetlerle Panel satılabiliyordu. Yeni düzenleme ile bu belgeler ile avantaj da ortadan kalkmış oldu.
Emekleme aşamasındaki GES yatırımları devam etmeli
Enerji maliyetlerini aşağıya çekmek için GES yatırımı devam etmeli. Son yıllarda tekstil başta olmak üzere Mısır gibi ülkelere yatırımlarını kaydırmada Türkiye’de Enerji maliyetlerinin yüksekliği direkt etkili oldu. Mısır’da Sanayi Elektrik maliyeti %56, Doğalgaz maliyeti %29 daha ucuz. Sadece Mısır’a sanayi yatırımı 2,5 milyar USD’yi geçti ve bu ülkede 90 bin istihdam sağladı. Yazık!
Genel Maliyet içinde Panel Maliyeti ne kadar?
GES yatırımında Panellerin maliyeti genel maliyetin %45-50’sini oluşturuyor. Dolayısı ile yatırımın yarısını oluşturan panel maliyetindeki düzenleme direkt yatırımcının maliyetini de etkiliyor.
Güneş enerjisi projeleri nasıl finanse ediliyor?
GES yatırımların çoğu Özkaynaklar yafa Banka-Leasing gibi finansal kuruluşlar tarafından Proje bazlı finans sağlanıyor. EXİMBANK ve Kamu bankaları bu tür projelere 1-2 yıl ödemesiz 10 yıla kadar kredi vadesi sağlayan finans seçenekleri sunuyor. Bankaları yurt dışından kullandıkları krediler genelde Yeşil Finansman, Hibrit Fİnansman koşulu ile olduğu için bankaların çoğu bu alandaki finansmana sıcak bakıyor. Faiz oranlarının artması ise yatırımcılar için ciddi maliyet oluştursa da özellikle ihracatçı firmaların 2024’de değişken faizli döviz kredi tercih etmeleri zamanın ruhuna da uygun. Bazı GES imalatcı ve yapımcı firmalar müşterilerine finans kaynakları yönünden danışmanlık hizmeti de vermeye başlaması bu alanda müşterileirn işini de kolaylaştırıyor.
Sürdürülebilir yatırımlarda vergi niçin var?
Dünyanın birçok ülkesinde GES yatırımlarına ciddi sürdürülebilir destek ve vergi avantajı sağlanıyor. Türkiye’deki bankalar yurt dışından buldukları sendikasyon kredilerin son yıllarda nerede ise tamamı sürdürülebilir alanlarda kullanılma üzere verilir hale geldi. EXİMBANK dahil bankalar GES yatırım kredi vermek için istekli. GES yatırımda %20 KDV mevcut. Kurumlar vergisinden de istisna değil, olmalı mı kesinlikle. Özellikle Avrupa’ya ihracat yapan firmaların Sürdürülebilir Enerji kullanmaları ciddi avantaj sağlayacak.
GES iletim ve dağıtım maliyetleri artırıldı
Maç oynanırken kurallar değişti, “lisansız üretimlerde” başlangıçta iletim ve dağıtım bedeli 5 bin -10 bin TL iken 150-300 bin TL’ye artırıldı. Ortalama 1 MWp üretimde 5- 10 bin $ iletim bedeline artırıldı bu da 20 -30 kat artışa karşılık geliyor bu beklenmedik artış yatırımcıyı caydırıcı etki yapmaya başladı. Bu konuda açılmış davalar var. Yerliler kaybetti, yabancılar tahkime gitti.
GES yatırımda Sanayici “KDV kalkmalı” diyor
Sanayici öztüketim için yapılan GES yatırımlarda teşviklerin devam etmesi, yerli hücre şartının gevşetilmesini; yatırımdaki %20 KDV’nin kaldırılmasını talep ederken bu yatırımların vergi istisna kapsamında olmasını da talep ediyor.
Panel imalatçıları KDV’de TEKEL’de kalkmalı
Panel imalatçıları da başta anayasaya ve Serbest Piyasa ekonomisi düzenlemelerine aykırı olan devlet eli ile yaratılan KALYON PV’ye sağlanan TEKEL avantajının iptal edilerek eşit rekabet koşullarının yaratılmasını talep ediyor. Sektörün henüz yatırım aşamasında olduğu için bu tür yasal düzenlemenin erken ve rekabeti bozduğunu öne sürüyorlar ki çok haklılar. Sektör temsilcileri Panelde KDV’nin kalkması sektörü rahatlatacağı konusunda da sanayiciler ile aynı çizgide buluşmuş durumda. Hücre bazlı teşvik daraltılmasında da ciddi zararlarının olduğunu en azından eldeki stokların bitirilmesi, evrakları hazırlanan teşvik başvurularının tamamlanması için öncelikli olarak teşviklerde ek süre verilmesi gerektiği üzerinde sanayicilerle birlikte hemfikirler.
Erol TAŞDELEN – Ekonomist www.bankavitrini.com
İlginizi Çekebilir
BANKA HABERLERİ
Garanti BBVA’dan 3,5 trilyon TL’lik sürdürülebilir finansman taahhüdü
Garanti BBVA belirlediği 400 milyar TL’lik sürdürülebilir finansman hedefini, 2025’in ilk yarısında tamamladığını yeni hedefinin ise 2029 yılının sonuna kadar 3,5 milyar dolar olarak açıkladı.

Yayınlanma:
2 gün önce|
24/06/2025Yazan:
BankaVitrini
Garanti BBVA, 2018–2025 dönemi için belirlediği 400 milyar TL’lik sürdürülebilir finansman hedefini, 2025’in ilk yarısında tamamladığını açıkladı. Bu başarının ardından banka, 2018–2029 yıllarını kapsayan yeni hedefini 3,5 trilyon TL olarak paylaştı.
Garanti BBVA bu taahhütle; iklim değişikliğiyle mücadele, doğal sermayenin korunması, döngüsel ekonomi, sosyal kalkınma ve finansal kapsayıcılık alanlarında güçlü etki yaratmayı amaçlıyor.
Bu rakam, Türkiye’de faaliyet gösteren bankalar arasında en yüksek sürdürülebilir finans taahhüdü oldu.
Garanti BBVA, 2029 yıl sonuna kadar yaklaşık 3,1 trilyon TL’lik yeni kaynağı sürdürülebilir yatırımlara yönlendireceğini taahhüt ediyor
Garanti BBVA Genel Müdürü Mahmut Akten, bu performansta, sürdürülebilirliği stratejik öncelik haline getirmelerinin önemli bir rol oynadığını vurguladı. Akten, yeşil/sosyal kredilerden çevreci taşıt kredilerine, sürdürülebilir tahvillerden, çevresel ve sosyal yatırımlarda aktif danışmanlık hizmetlerine ve su verimliliğiyle ilgili projelere yönelik “mavi finans” gibi sürdürülebilir finansman ürünü sunduklarını söyledi.
Mahmut Akten, yeni hedefi ise şu sözlerle değerlendirdi: “Şimdi, bu başarıyı daha ileri taşıyarak 2029 yılı sonuna kadar 3,5 trilyon TL’lik sürdürülebilir finansman sağlamayı taahhüt ediyoruz. Bu yeni hedef, yalnızca hacim açısından değil, sürdürülebilir finansman hızımız açısından da çarpıcı bir sıçrama anlamına geliyor. 2025’in ikinci yarısından 2029 sonuna kadar yaklaşık 3,1 trilyon TL’lik yeni kaynağı sürdürülebilir yatırımlara yönlendireceğiz. Bu taahhüdün büyüklüğü, Türkiye’nin düşük karbonlu ve kapsayıcı bir geleceğe geçişinde Garanti BBVA’nın giderek daha da etkin bir rol üstleneceğini gösteriyor.”
BBVA Grubu’nun küresel taahhüdü 1 trilyon euro
Garanti BBVA’nın ana hissedarı BBVA Grubu, 2018-2025 yılları için ilk etapta 100 milyar euro sürdürülebilir finansman hedefi koymuştu. Hedef önce 300 milyar euroya çıkarıldı ve 2024 yılı sonunda tamamlandı. Grup şimdi, 2025–2029 dönemi için 700 milyar euroluk yeni taahhütle toplam hedefini 1 trilyon euroya yükseltti.
BBVA’da Türkiye’nin Payı yüzde 9’a yükseldi
2025’in ilk dört ayında BBVA Grubu’nun sağladığı toplam sürdürülebilir finansmanın yaklaşık 140 milyar TL’si Garanti BBVA tarafından sağlandı. Bu rakamla Türkiye’nin BBVA Grubu içindeki payı sürdürülebilir finansman rakamların raporlanmaya başlandığı 2018 yıllarındaki yüzde 3 seviyesinden bugün yüzde 9’a yükselmiş durumda.
BANKA HABERLERİ
Tahvil Yerine Kredi: Türk Şirketlerinin Finansman Kaderi

Yayınlanma:
3 gün önce|
24/06/2025Yazan:
Onur Çelik
Türkiye’de reel sektörün finansman ihtiyacını karşılamak için en çok başvurduğu yöntem banka kredileridir. Oysa gelişmiş finansal sistemlerde şirketler, uzun vadeli ve daha uygun maliyetli fon sağlamak için sermaye piyasalarında borçlanma araçlarına, özellikle tahvil ihraçlarına yönelmektedir. Peki Türkiye’de reel sektör neden bu imkândan yeterince yararlanamıyor?
Tahvil İhracının Önündeki Ekonomik Engeller
Tahvil piyasasının gelişmesi; makroekonomik istikrar, faiz oranlarının öngörülebilirliği, düşük enflasyon, istikrarlı döviz kuru, düşük kamu borçlanma ihtiyacı ve yüksek kredi notu gibi birçok değişkene bağlıdır. Ancak:
-
Türkiye’nin ülke kredi notu düşüktür ve bu doğrudan özel sektörün notunu da sınırlamaktadır.
-
Yüksek enflasyon ve faiz oranları, borçlanma maliyetlerini tahvil piyasasında da yükseltmektedir.
-
Kamu kesiminin sürekli yüksek borçlanma ihtiyacı, özel sektörün tahvil ihraçlarını piyasadan dışlama etkisi (crowding out) ile sınırlamaktadır.
Hukuki ve Kurumsal Güven Eksikliği
Sadece ekonomik değil, hukuki ve politik güvensizlik de yabancı ve yerli yatırımcıların özel sektör tahvillerine ilgi göstermemesine yol açıyor. Güçlü bir ikinci el tahvil piyasası oluşmadığı için yatırımcılar uzun vadeli bağlayıcı enstrümanlara mesafeli durmaktadır.
Banka Kredilerine Bağımlılığın Sonuçları
Bu nedenlerle reel sektör, finansmana erişimde tek kanal olarak bankaları kullanmak zorunda kalıyor:
-
Yüksek maliyetli ve kısa vadeli kaynaklara mahkûm olunuyor.
-
Kredi sınırlamaları, özellikle ekonomik kriz dönemlerinde işletmeleri zorluyor.
-
Kredi vadelerinin kısalığı ve esneklik eksikliği, uzun vadeli yatırım planlarını zorlaştırıyor.
Finansman Araçlarında Çeşitlilik Şart
Türkiye’de reel sektörün daha güçlü, sağlıklı ve uzun vadeli kaynaklara erişebilmesi için:
-
Makroekonomik göstergelerin iyileştirilmesi,
-
Sermaye piyasalarının derinleştirilmesi,
-
Hukuki güven ortamının sağlanması,
-
Tahvil piyasası için ikincil piyasa likiditesinin artırılması büyük önem taşımaktadır.
Onur ÇELİK-CFO/YMM

Bankalar ekonomik sistemin en önemli finansal aktörleri olarak faaliyet gösterir. Her banka özünde kâr amacı güden bir ticari kuruluştur.
Kredi verirken öncelikle kendi risklerini ve menfaatlerini gözetmek zorundadır. Kullandırdıkları kredilerin faiz oranı veya kar payı, komisyon yapısı, vade şartları da bu doğrultuda belirlenmektedir.
Bugün piyasada bileşik faiz oranları TL cinsi kredilerde %60-65, döviz cinsi kredilerde ise %14-16 bandındadır.
Ayrıca bankaların sigorta, dosya masrafı, kredi tahsis ücreti ve banka ürün satışları gibi birçok kalemi kredi paketine dahil ettiği görülüyor.
Yani faiz veya kar payı dışında çok sayıda gizli maliyetle karşı karşıya kalınıyor.
Firmalar bu şartlar altında yalnızca finansmana erişmekle kalmıyor aynı zamanda ağır bir maliyet yükünü de sırtlanıyorlar.
Bankalar, firmalara kredi limitleri oluştururken sektörel karlılık oranlarına azami dikkat ederler. Ancak burada ciddi bir çelişki var. Bankalar kredi tahsisinde sektörün brüt kâr marjlarını esas alırken, mevcut kredi maliyetleri bu oranları çoktan aşmış durumdadır.
Brüt kâr marjı sektörlere göre ortalama %25-30 arasında değişirken, firmalar %65’in üzerinde bileşik faizle TL borçlanıyor.
Bu koşullarda, kâr eden değil borcunu çevirebilen firma başarılı kabul ediliyor. Bu ne finansal sürdürülebilirliğe ne de sağlıklı bir ekonomiye hizmet eder.
Şu an firmalar yalnızca yüksek faizle değil aynı zamanda yüksek enflasyon, düşük iç talep, yüksek maliyetler, düşük kâr, kur baskısı, iç ve dış pazarlardaki daralma, krediye erişim ve jeopolitik risklerle mücadele etmek zorunda kalıyor.
İhracatçı firmalar için döviz kuru reel anlamda destekleyici olmaktan çıkmış, rekabet gücünü zayıflatıcı bir unsura dönüşmüştür.
Bu koşullar altında firmaların ayakta kalması tesadüf değil direnç ve stratejik yönetimin bir sonucudur. Ama bu direncin ne kadar sürdürülebileceği ise meçhuldür.
Bugün konkordato alan, iflas eden şirketlere şaşırmak yerine bu ortamda hâlâ üretmeye, istihdam yaratmaya, ihracat yapmaya devam eden firmalara hayranlık duymalıyız.
Asıl konuşulması gereken, bu firmaların nasıl hayatta kaldığı ve ne tür stratejiler geliştirdiğidir. Zira bu firmalar sadece kendi faaliyetlerini değil aynı zamanda ekonominin can damarlarını da ayakta tutmaktadır.
Enflasyonla mücadele elbette gereklidir.Ancak bunu yaparken reel sektörü göz ardı etmek hastayı tedavi ederken organlarını iflas ettirmek gibidir.
Faiz politikaları ve sıkılaşma adımları kısa vadede enflasyonu aşağı çekebilir ama ardında üretim yapamayan, borç yükü altında ezilen ve finansmana erişemeyen bir özel sektör kalırsa bu başarı neye yarar?
Bugün geldiğimiz noktada reel sektörün sesine daha fazla kulak verilmesi gerekiyor.
Kredi maliyetlerinin düşürülmesi, finansmana erişimin kolaylaştırılması ve firmaların üzerindeki dolaylı maliyetlerin azaltılması şarttır.
Aksi takdirde sadece bugünü değil yarının üretim kapasitesini ve ekonomik bağımsızlığını tehlikeye atmış oluruz.
Ali COŞKUN-Finans Danışmanı
0 530 787 84 39
[email protected]
FARK YARATANLAR
FARK YARATANLAR
KATEGORİ
- ALTIN – DÖVİZ – KRIPTO PARA (848)
- BANKA ANALİZLERİ (139)
- BANKA HABERLERİ (3.144)
- BASINDA BİZ (60)
- BORSA (453)
- CEO PERFORMANSLARI (36)
- EKONOMİ (2.853)
- GÜNCEL (3.233)
- GÜNDEM (3.199)
- RÖPORTAJLAR (48)
- SİGORTA (133)
- ŞİRKETLER (2.250)
- SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK (475)
- VİDEO Vitrini (19)
- YAZARLAR (1.058)
- Ali Coşkun (24)
- Arif Öztan (7)
- Ayşe Muzaffer Sunguroğlu (7)
- ChatGPT (26)
- Dr. Abbas Karakaya (65)
- Erden Armağan Er (45)
- Erol Taşdelen (569)
- Gizem Taşdelen (7)
- Gülbeyaz Gergün (63)
- Kemal Emirhan Mendi (1)
- Murat Şenol (26)
- Mustafa Akpınar (41)
- Onur ÇELİK (35)
- Prof. Dr. Binhan Elif Yılmaz (80)
- Serhat Can (8)
- Süleyman Çembertaş (16)
- Tungay Dere (18)
- Uğur Durak (33)
- Zuhal KARABULUT (5)
YAZARLAR

CGTN: Çin ve Orta Asya ülkeleri iş birliğini pekiştirme sözü verdi

“Nasıl Yatırım Yapılır?” – Kitap Özeti

KÜÇÜKLERE/BÜYÜKLERE YAZ OKUMALARI-II

Ateşkesle petrol geriledi. Faiz indirim umuduyla Türk piyasaları canlandı

Veri Okumayan Yönetici, Karanlıkta Yürür

Piyasa Beklemiyordu! Bitcoin Neden Patlama Yaşadı?

Finans Koltuğundan CEO Masasına

Dolandırıcılık Davasında Şok Rapor: Banka Kusurlu!

DENİZBANK: Bir GMY istifası daha!

İsrail İran’a Neden Saldırdı?

Papara’dan açıklama: Özür diledi

Firma Finans Bilinci Neden Stratejik Bir Güçtür?

Finansın En Önemli 10 Formülü ve Önemi

Firmanızı Kurtaracak Bilmeniz Gereken 10 Finansal Formül
- SON DAKİKA | Borsa günü düşüşle tamamladı 26/06/2025
- İkinci el araçta 6 ay 6 bin km ve ilan kısıtlaması 2026’ya uzatıldı 26/06/2025
- TEMMUZ ASGARİ ÜCRET ZAMMI: Asgari ücrete ara zam gelecek mi? Asgari ücret ara zammı ne kadar olacak? 26/06/2025
- Diyarbakır Türkiye’nin enerji arz gücüne katkı sağlıyor 26/06/2025
- İnşaat malzemesi sanayi bileşik endeksi yılın ilk artışını gösterdi 26/06/2025
- SON DAKİKA | Kamu işçilerinin zam pazarlığında ikinci teklif tarihi belli oldu 26/06/2025
- TCMB rezervlerinde 7 haftanın ardından ilk gerileme 26/06/2025
- İkinci el otoda 6 ay-6 bin kilometre kısıtlaması uzatıldı 26/06/2025
- İkinci el otomobil satışında '6 ay-6 bin km' düzenlemesi uzatıldı 26/06/2025
- "Türkiye'nin maliyet bazlı rekabet gücü 2015 yılı seviyesinin altına indi" 26/06/2025
- H&M'den ürün tedariğinde pazara yakınlık planı 26/06/2025
- ABD'de işsizlik maaşı başvurularında sert düşüş 26/06/2025
- Kredilerde büyüme yeniden hızlandı 26/06/2025
- Hatice Karahan: Dünyadaki merkez bankalarıyla sınır ötesi ödemeler konusunda çalışıyoruz 26/06/2025
ALTIN – DÖVİZ
BORSA
KRIPTO PARA PİYASASI
Popüler
-
GÜNDEM4 yıl önce
Sedat Peker’in bahsettiği otel: Günlüğü 106 bin TL
-
GÜNCEL2 yıl önce
Zara Ve Mango’ya Üretim Yapın Tekstil Devi Konkordato Talep Etti
-
BANKA HABERLERİ2 yıl önce
TCMB Başkanı için ismi geçen GAYE ERKAN First Republic Bank’tan ayrılma süreci
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
AKBANK çöktü : Dijital Bankacılık sorumlusu GMY CİVELEK ortada yok!
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
HSBC terbiyesizliği : “Sabancı alana “AKBANK bedava”
-
BANKA ANALİZLERİ3 yıl önce
YILIN İLK YARISINDA İŞBANK RAKİPSİZ LİDER AKBANK SONUNCU SIRADAN KURTULAMIYOR
-
GÜNDEM2 yıl önce
Bankacılığı bırakıp eskortluk yapmaya başladı: Haftalık kazancı dudak uçuklattı