GÜNCEL
CEO Cem Köksal Vakasından “Yönetim Dersleri”

Yayınlanma:
4 ay önce|
Yazan:
BankaVitrini
Yönetim alanında sahada aktif çalışan danışman ve bu alanda akademik uzmanlığı olan biri olarak, iş dünyasında yaşanan olaylara sadece yüzeysel bakmanın ötesinde, onların derin yapısını analiz etmenin önemli bir sorumluluk olduğuna, aynı zamanda her vakanın bizlere bir şeyler öğrettiğine inananlardanım.
Diğer yazılarımda olduğu gibi bu yazımda da akademi ve uygulamacı gözlüğü takarak Zorlu Holding’in CEO’su ile yine grup şirketlerinden olan Vestel’in CEO’su Ergün Güler arasında geçen e-posta yazışmasının yönetsel analizini yapmak istedim.
Cem Köksal’ın Zorlu Holding CEO’su olarak bir şirket içi yazışmada sergilediği tutum ve ardından yaşanan gelişmeler, bana göre sadece bir Ramazan kutlamasına verilen tepki değil, “kurumsal siyaset”, “şirket içi güç dinamikleri”, “liderlik ve yöneticilik arasındaki farklar” bağlamında incelenmesi gereken önemli bir vaka olarak değerlendirilmeli. Öyleyse, bu vakaya sadece manevi, siyasi veya gündelik tartışmalar üzerinden değil, bilimsel çerçeveler ve yönetim teorileri bağlamında bakarak anlamaya çalışalım.
Ne dersiniz?
Buzdağının Görünmeyen Kısmı: Kurumsal Siyaset, Güç Mesafesi ve Ajans Teorisi
Olayın görünen tarafında bir Ramazan kutlaması içeren bir e-posta var. Ancak bana göre buzdağının altına baktığımızda, bu mesele yalnızca bir dini tebrik mesajına karşı verilen bir tepki değil.
Burada kurumsal siyaset, iki üst düzey yönetici arasında cereyan eden güç savaşı ve Türk iş kültürüne özgü bazı yöneticilik yaklaşımları da devrede.
Bana göre bu vaka; aslında gün yüzüne çıkmış bir olay fakat bizlerin duymadığı, “kurumsal kapıların ardında” yaşanan buna benzer hatta bundan daha fazla etki barındıran yönetim olayların iş dünyasında her daim şiddetli bir şekilde yaşandığını düşünmemiz gerekir.
Kurumsal Siyaset ve Güç Savaşları
Yönetim alanında kurumsal siyaset, organizasyon içinde bireylerin kendi otoritelerini güçlendirmek, çıkarlarını korumak ve organizasyon içinde söz sahibi olmak için yaptığı hamleler bütünü olarak tanımlanır.
Bu vakada, Zorlu Holding CEO’su Cem Köksal ile Vestel CEO’su Ergün Güler arasındaki çekişme, aslında kurumsal güç savaşlarının bir bir e-postaya yansımasıdır. E-posta’da geçen “daha önce buna benzer bir konuda seni uyarmıştım” cümlesinden de anlaşıldığı üzere bu olay aslında ilk defa yaşanan bir olay da değil.
Kimi zaman büyük organizasyonlarda yöneticiler, kendilerini daha görünür kılmak ve bağlı çalışanların desteğini almak için yeri ve zamanı geldiğinde çalışanların değerleriyle örtüşen mesajlar vermeye özen gösterirler. Vestel CEO’su Ergün Güler’in de bu mesajı çalışanlarla olan ilişkisini ve liderlik etkisini artırmaya yönelik bir adım olarak değerlendirilebilir. Güler, belki de manevi bir duygu ile çalışanlarına Ramazan tebriği göndermesi görünürde çalışanların moralini artırmak amacıyla yapılan bir mesaj gibi görünse de, aynı zamanda onun duygusal toplum olarak müslüman çalışanlarıyla daha güçlü bir bağ kurma ve liderlik otoritesini pekiştirme stratejisi olarak da yorumlanabilir.
Cem Köksal’ın buna sert bir yanıt vermesi ise, görünürde kurumsal politikaların uygulanmasını sağlama çabası gibi niyet barındırsa da, özünde tüm şirket çalışanlarının gözü önünde kendisine bağlı çalışan, belki de halefi olabilecek başka bir üst düzey yöneticisine “sen bizim tanıyamamışsın” “kurum kültürümüzü ben biliyorum sen bilmiyorsun” dercesine mesaj içerikli yazısı ile “kendi otoritesini pekiştirmeye yönelik bir hamle” olarak okumak sanırım yanlış olmaz.
Tabi bu noktada bazıları bunun bir kızgınlıkla olabileceğini, kurumsal yapılarda böyle yazışmaların olabileceğini düşünülebilir. Bu gibi durumlarda
Sigmund Freud’un “sinirliyken söylenen her söz, sakinken düşünülmüştür” cümlesini bana hatırlatır.
Ajans Teorisi: Yönetim Kurulu ve CEO İlişkisi
Ajans teorisi (agency theory), yöneticilerin, şirket sahipleri veya yönetim kurulları adına kararlar alırken “her zaman organizasyonun çıkarlarını gözetmeyebileceğini” ve bazen kendi güçlerini artırmaya yönelik hamleler yapabileceklerini savunur (Jensen & Meckling, 1976).
Bu bağlamda Cem Köksal’ın tepkisi, holding yönetim kurulunun prensiplerine uygun mu, yoksa kendi yönetici otoritesini artırmaya yönelik mi? sorusunu gündeme getiriyor. Eğer gerçekten Zorlu Holding’in kurumsal prensipleri açısından bir hata yapılmış olsaydı, bunu özel bir toplantıda veya daha yapıcı bir dil kullanarak çözmek bulunduğu görevin sorumluluğunun farkında olan bir lidere yakışan bir davranış olurdu. Ancak Köksal’ın bunu sert ve aleni bir şekilde yapması, organizasyon içindeki hiyerarşiyi ve kendi otoritesini net bir şekilde vurgulamak istemesinin bir göstergesi olduğunu söyleyebiliriz.
Güç Mesafesi: Ormanın Kralı Kim?
Güç mesafesi teorisi, Geert Hofstede tarafından ortaya atılan bir kavramdır ve farklı kültürlerde güç ve otoritenin nasıl algılandığını inceler.
Güç mesafesi yüksek olan kültürlerde, hiyerarşi vurgulanır, otorite sorgulanmaz ve yöneticilerin emirleri kesin bir şekilde uygulanır. Güç mesafesi düşük olan kültürlerde ise yöneticiler daha erişilebilir, çalışanlarla daha eşitlikçi bir ilişki kurar ve otoriteyi paylaşırlar.
Cem Köksal’ın e-postasındaki otoriter tonu, katı kurallara bağlılığı ve kendisinden sonra gelen üst düzey başka bir yöneticiyi doğrudan uyarması, onun yüksek güç mesafesi anlayışına sahip bir lider olduğunu düşündürüyor. Öyle ki; Cem Köksal, doğrudan ve sert bir üslupla başka bir üst düzey yöneticiye “Bu konuyu daha önce de uyardım, tekrar etme” diyor. Güç mesafesi düşük olan bir lider olsaydı, daha yumuşak bir iletişim dili kullanır, neden böyle bir kural koyduğunu açıklayarak çalışanı anlamaya veya ikna etmeye çalışırdı. Diğer yandan, yüksek güç mesafesine sahip yöneticiler, kurumsal otoritenin korunmasını çalışanların duygularından daha önemli görürler. Oysa Türkiye gibi güç mesafesi orta-yüksek olan bir ülkede, kültürel değerlere duyarlı bir liderlik yaklaşımı daha etkili olabilirdi.
Hoşgeldin Binlerce Yılın Sultanı “Kültürel Zeka!”
Kültürel zeka (Cultural Intelligence – CQ), bireylerin farklı kültürel bağlamlarda etkili bir şekilde iletişim kurma, doğru tepkiler verme ve duyarlılık gösterme yeteneğini ifade eder.
Bu kavram özü itibariyle, bilişsel, duygusal ve davranışsal olmak üzere üç temel bileşenden oluşur: farklı kültürel normları ve değerleri anlamak, bunlara karşı empati geliştirmek ve uygun davranışlar sergileyerek uyum sağlamak.
Kültürel zekası yüksek liderler, yalnızca kendi inanç ve değerleri doğrultusunda hareket etmez, aynı zamanda farklı sosyal ve kültürel dinamikleri gözeterek, toplumun genel hassasiyetlerine duyarlı kararlar alır.
Cem Köksal’ın, Vestel CEO’su Ergün Güler’in çalışanlara gönderdiği Ramazan tebriğine karşı verdiği tepki, iş dünyasında bir yöneticinin yalnızca teknik yetkinliklerinin değil, aynı zamanda kültürel zekasının da önemli olduğunu gösteren bir örnektir. Türkiye gibi nüfusunun büyük çoğunluğu Müslüman olan, dini ve kültürel ritüellerin toplumsal dokuda önemli bir yer tuttuğu bir ülkede, bir CEO’nun bu hassasiyeti göz ardı etmesi, kültürel zeka eksikliğinin en belirgin göstergelerinden biridir. Köksal, Ramazan kutlamasını yalnızca bir “kurumsal politika ihlali” olarak yorumlayıp, olaya daha geniş bir kültürel perspektiften bakmadığı görülüyor.
CEO, Kurumsal Değerlere Uygun mu Hareket Etmiştir?
Kurumsal değerler, bir organizasyonun karar alma süreçlerini, iş yapış biçimini ve kültürel yapısını şekillendiren temel ilkelerdir. Bunlar genellikle şirketin misyonu, vizyonunu ve kurucuların değerlerine bağlı olarak oluşturulur ve çalışanların, yöneticilerin ve liderlerin uyum sağlaması beklenen normları belirler.
Liderler de, özünde kurumsal değerlerin taşıyıcısı ve uygulayıcısıdır. Bir liderin organizasyon içinde nasıl hareket ettiği bu değerlere bağlıdır. Liderlerin de bu kurumsal değerleri içselleştirerek doğrudan şirketin değerleriyle örtüşen düşünce, tutum ve davranışlarla çalışanlara rol model olması beklenir.
Bana göre Cem Köksal’ın şirket içi yazışmalarda sert ve dışlayıcı bir üslup kullanarak Ramazan ayı tebrik mesajını engellemesi, Zorlu Holding’in değer seti olarak yayınladığı “birlikte üretmenin gücüne inanırız”, “güvenilir, şeffaf ve açığız”, “ülke ve toplum için değer yaratma hedefiyle çalışırız” “çalışanların çeşitliliğini ve toplumsal değerleri kapsayan bir şirket kültürüne sahibiz” gibi değer setleriyle yorumladığımızda Zorlu Holding CEO’su Cem Köksal’ın Ramazan tebriğine verdiği tepki, kurumsal değerlerin uygulaması açısından değerlendirildiğinde kapsayıcılık, çeşitlilik ve çalışan bağlılığı ilkeleriyle çelişen bir durum yaratmışa banziyor. Diğer yandan holdingin etik ilkeleri kapsayıcı, açık, topluma değer katan ve şeffaf bir yönetim anlayışına vurgu yaparken, Köksal’ın iletişim dili otoriter, dışlayıcı ve sert olmuş. Bu durum, şirket kültürüyle ters düştüğü için hem kurum içi güven ortamına zarar vermiş hem de kamuoyunda olumsuz algı oluşturmuştur.
Türk Kamuoyunun Tepkisi
Türkiye, milli ve manevi değerlere sahip çıkan, toplumsal duyarlılığı yüksek bir ülkedir. Cem Köksal’ın e-postası, yalnızca bir şirket içi yazışma olarak kalmamış, sosyal medya platformlarının da etkisiyle toplumun geniş kesimlerinde bir tepkiye yol açmıştır. Bu olay, iş dünyasında toplumsal değerlerle kurumsal normlar arasındaki dengenin nasıl korunması gerektiği konusunda bize önemli bir ders verirken Türkiye’de, iş dünyasının önemli figürleri, batı şirketlerinde olduğu gibi yalnızca şirket politikalarını değil, toplumun genel hassasiyetlerini de göz önünde bulundurma zorunluluğunda olduğumuzu bize hatırlatıyor.
Yönetim Kurulu Açıklaması Yerli Yerinde mi?
Zorlu Holding Yönetim Kurulu’nun bu olayın ardından yaptığı açıklamada, Cem Köksal’ın istifasını duyurdu ancak bu istifanın zorunlu bir görevden alma mı yoksa Köksal’ın kendi kararı mı olduğu konusunda net bir ifade kullanmadı. Yönetim kurulu, Cem Köksal açıklamasını kurumsal değerlerle bağdaşmadığı için mi yoksa sadece kamuoyunda oluşan baskıyı yönetmek için mi yayınladı? Açıkçası yapılan bu kurumsal açıklamadan herhangi bir çıkarım yapılamıyor. Bu açıklama bile, kurumun değerlerinde vurgu yapılan “şeffaflık” ilkesine dair bir eksikliğin olduğunu gösteriyor.
Kuşkusuz bu bir tür kriz. Kriz anlarında bir yönetim kurulunun hızlı, net ve güven verici bir açıklama yapması önemlidir. Yapılan açıklama olayın bir şirket içi tartışma olduğuna vurgu yaparak konuyu kurumsal bir çerçevede ele alıyor, ancak bu durum kamuoyundaki rahatsızlığı gidermede ne kadar etkili olacağını yeterince önemsemiyor. Eğer yönetim kurulu, Cem Köksal’ın açıklamalarının şirketin genel politikasına veya toplumun hassasiyetlerine aykırı olduğunu düşünüyorsa, kendi inisiyatifiyle görevden alma kararı daha isabetli olabilirdir. Bunun yerine “istifa” vurgusu yapılması, yönetim kurulunun Köksal’ın arkasında durduğu mesajını veriyor. Eğer Cem Köksal’ın tutumu şirket içinde yanlış bulunuyorsa, yönetim kurulu bunu açıkça ifade edip, şirketin kurumsal değerleriyle uyumlu bir duruş sergilemediğini net bir şekilde ilan etmesi daha başarılı sonuçlar ortaya koyabilirdi. Ancak açıklama daha nötr bir ton taşıyor ve olayın ateşinin bir süre daha sönmeyeceği hatta marka imajına zarar verecek boykot veya hukuksal sürecin başlatılması büyüyen bir kriz olma yönünde bir eğilim gösterdiğini söyleyebiliriz.
Sadede Gelelim: Yetiş Ya Mevlana!
Cem Köksal vakası, iş dünyasındaki değerler, kapsayıcılık, şeffaflık gibi bazı kurumsal kavramların altının ne denli boş olduğunu bir kez daha göstermiş oldu. Diğer yandan koltuğundan aldığı güç ile kimi zaman değerlere aykırı hareket ettiğimizi bize bir kez daha göstermiştir oldu.
Diğer yandan lider olmanın unvanlarla mümkün olmadığını, bu rolün ne denli zor bir müessese olduğunu bize bir kez daha hatırlatmış oldu. Öyle ki; liderlik, üst düzey yöneticilik yalnızca otorite kurmak değil, insanları değerler etrafında toplama, rol model olmak ve kapsayıcılığı sağlamaktır. Özellikle üst düzey görevlerde bulunan kişiler, temsil ettikleri şirketin değerlerine ve toplumun hassasiyetlerine uygun hareket etmek zorunda olduğunu hatırlamalıdır. Yönetim kurulları da bu gibi kriz anlarında daha tutarlı ve şeffaflık ilkesiyle kararlar alarak “tabelalarına yazdıkları değerlerini” gerçekten içselleştirdiklerini göstermelidir.
Bunu da öz’ü ve söz’ü bir olarak yapmalıdır. Tıpkı kadim öğretmenlerimizde Mevlana’nın şu öğretisi gibi; “Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol…”
Sevgi, saygı ile.
Dr. Kamil BAYAR – Yönetim Danışmanı/ Yönetim Bilimleri Uzmanı
İlginizi Çekebilir
ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA
Ateşkesle petrol geriledi. Faiz indirim umuduyla Türk piyasaları canlandı

Yayınlanma:
2 saat önce|
25/06/2025Yazan:
BankaVitrini
İran ve İsrail, 12 gün süren çatışmaların ardından Trump’ın aracılığıyla ilan edilen ateşkese büyük ölçüde uyarken, taraflar zafer ilan etse de ateşkesin kırılgan olduğu ve karşılıklı ihlâl suçlamalarının sürdüğü görülüyor. ABD Savunma İstihbarat Teşkilatı’nın ön raporuna göre, Trump’ın “nükleer programı yok ettik” iddiasına karşın İran’ın nükleer kapasitesi yalnızca birkaç ay geriye itildi; yeraltı tesislerin girişleri kapansa da altyapı büyük ölçüde sağlam kaldı. Bu gelişme, Trump’ın İran’a yönelik hava saldırısının başkanlığının en büyük siyasi kumarı olarak görülmesine yol açarken, “sınırlı müdahale ile büyük diplomatik zafer” stratejisinin uzun vadede ters tepebileceği vurgulanıyor. Özellikle Trump’ın kampanya döneminde verdiği “sonsuz savaşlara son” sözleriyle çelişen bu adım, hem MAGA hareketinde kafa karışıklığına neden oldu hem de dış politikada kırılganlık yarattı. Nitekim Reuters/Ipsos anketine göre kamuoyunun sadece %36’sı saldırıyı destekliyor, Trump’ın genel onay oranı ise %41’e gerileyerek ikinci döneminin en düşük seviyesine inmiş durumda.
Dün ateşkesin kırılganlığına dair gelen haber akışlarına rağmen piyasalar, yaşananları bir belirsizlik değil, taşların yerine oturması için gereken bir geçiş süreci olarak yorumladı ve günü iyimser bir havada tamamladı. Jeopolitik tansiyonun düşmesi ve Hürmüz Boğazı’nın kapanmayacağına dair beklentiler, arz endişelerini yatıştırırken, tahterevalli misali hareket eden petrol fiyatları savaş öncesi seviyelere geri döndü. Brent petrolün varil fiyatı %12 gerileyerek 67 dolar seviyesini test etti.
Güvenli liman altın, geçtiğimiz hafta artan risklerle 3,450 doları görmesinin ardından, ateşkes haberiyle birlikte 3,295 dolara kadar geri çekildi ve bu sabah itibarıyla 3,330 dolar seviyesine toparlandı. Altındaki bu düzeltme, gümüş fiyatlarını da baskıladı. On üç yılın zirvesine yürüyen hareketin başlangıç noktası olan 35,25 dolar seviyesi dün bir kez daha test edilse de, bu sabah gümüşün yeniden 36 dolar seviyesine toparladığını görüyoruz. Öte yandan, fiat para sistemine olan güvenin sarsıldığı bu dönemde alternatif değer saklama aracı olarak öne çıkan Bitcoin, 107bin dolar seviyesine yükselerek direnç hattını zorlamaya başladı. Asıl ivmenin ise 113 bin dolar seviyesinin aşılmasıyla hız kazanacağı görüşündeyiz (bakınız grafik).
FED Başkanı Powell, Kongre’de yaptığı yarıyıl sunumunda, henüz faiz indirimine gitmek için acele etmeyeceklerini yineledi. Yaz aylarında gümrük tarifelerinin enflasyonu yukarı çekmeye başlayabileceğini belirten Powell, bu gelişmelerin para politikası kararları açısından belirleyici olacağını vurguladı. Güçlü seyreden işgücü piyasası ve tarifelerin nihai etkisine dair belirsizlik nedeniyle temmuz toplantısı dâhil, kısa vadede faiz indiriminin gündemde olmadığını açıkladı. Powell, FED’in Trump yönetiminin ticaret politikalarına destek ya da karşı durmak gibi bir amacı olmadığını, ancak bu politikaların enflasyon üzerindeki etkisinin dikkatle izlenmesi gerektiğini ifade etti.
Powell’ın ifadeleri, yatırımcıların temmuzda faiz indirimi beklentilerini azaltmasına, bunun yerine eylül ayında bir indirim olasılığını daha fazla fiyatlamasına neden oldu. FED’in mevcut para politikası duruşunu koruduğunu yineleyen Powell, enflasyonun gerçekten sınırlı kalması durumunda faiz indiriminin erkene çekilebileceğini de söyledi. Öte yandan, Trump’ın Powell’a yönelik eleştirileri yeniden gündeme gelirken, Başkan’ın FED’in politika faizini en az 2-3 puan daha düşük seviyeye çekmesi gerektiği yönündeki açıklamaları da dikkat çekti.
Vadeli kontralara göre, FED’den sene sonuna kadar 60 baz puan yani en az iki kez 25 baz puan faiz indirimi fiyatlanıyor. Powell’ın açıklamalarına rağmen son üç haftadır gerileyen 10 yıllık gösterge ABD tahvil faizi %4,30 seviyesini test etti. Dolar zayıflığı ise şiddetini daha da artırdı: DXY 97’li seviyelere kadar gerileyerek son üç yılın en düşük seviyesini test ederken, EURUSD paritesi ise 1,1640 seviyesini test ederek son dört yılın zirvesine yürüdü. Daha basit bir anlatımla, eğer dolar sene başı 100 seviyesinde ise bugün 90 seviyesine gerilerken, EUR ise 112 seviyesine yükseldi!
İsrail-İran savaşında taraflar ateşkesi resmî olarak kabul etmeleri ve petrol fiyatlarının savaş öncesi döneme geri gelmesi Türk mali piyasalarını belirgin derecede olumlu etkiledi. Jeopolitik riskler ve beraberinde artan enerji fiyatlarına paralel Haziran toplantısını pas geçen TCMB’nin Temmuz toplantısında 350 baz puan faiz indirimine gideceğine kesin gözüyle bakılınca, TL ve TL cinsi varlıklara alım geldi. Şöyle ki, savaş süresince negatif etkilenen hisse senetleri, dün de bültenimizde belirttiğimiz üzere alımlara sahne olarak günü %3,4 yükselişle tamamladı. Teknik mânâda yukarıda 9,800 endeks seviyesine kadar yükseliş isteğinin korunacağını düşünüyoruz. Bu da ilave %3 yükseliş potansiyeli demek. Öte yandan, faiz indirimlerinin ‘yarayacağı’ bankacılık sektörüne de alıcı gözle bakmak gerektiğini belirtmiştim. Dün XBANK günü %4,3 yükselişle günü tamamlarken, yine faiz indirimi beklentisi ile iki yıl vadeli gösterge bileşik faiz yaklaşık 2,5 puan düşüşle %42,5’e kadar geriledi. USDTRY kuru 39,70’li seviyelere kadar yükselmesi ardından yönünü hafifçe de olsa aşağıya çevirerek 39,58 seviyesini test etti. CDS risk primi yeniden 300 baz puanın altına geriledi.
Havanın olumluya dönmesi ile Hazine 2030 vadeli USD cinsi sukuk ihracı için bankaları dün yetkilendirdi. İhaleye gelep talep 5 milyar doları aşarken, Hazine 2,5 milyar dolar borçlandı; nihai getiri %6,85 oldu. Benzer bir şekilde bir önceki gün de Eximbank da %7 getiri ile 500 milyon dolar büyüklüğünde 3 yıl vadeli tahvil ihracı yapmıştı.
Dün Türkiye cephesinde açıklanan reel sektör güven endeksi ve finansal kesim dışındaki firmaların net döviz pozisyonu dikkatimizi çekti. Haziran ayında mevsimsellikten arındırılmış seriye reel sektör güveni son 10 ayın en düşük düzeyinde gerçekleşirken, enflasyon beklentilerindeki düzelme ise devam etti. Öte yandan, finansal kesim dışındaki firmaların net döviz pozisyonu Nisan ayında bir önceki aya göre yaklaşık 12 milyar dolar daha bozulurken, toplam açık pozisyon 172 milyar dolar seviyesine gelerek son yedi yılın en yükseğine ulaştı. Açıklanan İSO 500 verilerinde, şirketlerin yaptığı faaliyet kârın neredeyse tamamının finansman maliyetine gittiğini düşünürsek, şirketlerin yüksek TL faiz yerine faaliyetlerini sürdürmek adına riskli olsa da döviz kredisine baş vurduklarını görüyoruz!
ABD borsalar geceyi %1’in üzerinde yükselişle tamamlarken, yeni gün başlangıcında, Pasifik’in diğer ucunda iyimser havanın koruduğunu görsem de kazanımların çok da güçlü olmadığını not edelim. ABD borsalarının vadeli işlemlerinde de hafif de olsa eksiler göze çarpıyor. Öte yandan gözler Lahey’de toplanan NATO Zirvesini takip ediyor. Liderler, ABD Başkanı Trump’ın baskısıyla savunma harcamaları hedefini GSYH’nin %5’ine çıkarma konusunda uzlaştı. Bu yeni hedef, Trump’ın uzun süredir dile getirdiği müttefikler daha fazla ödemeli talebine yanıt niteliğinde ve 10 yıl içinde hayata geçirilmesi planlanıyor. Harcamaların %3,5’i doğrudan savunma (askerî harcamalar, silahlar vb.), %1,5’i ise siber güvenlik, altyapı ve enerji güvenliği gibi destekleyici kalemlere ayrılacak.
NATO Zirvesi kapsamında Sn. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Trump bir araya geldiler. İkili ilişkiler, bölgesel ve küresel konular ele alınırken, Trump’ın Netanyahu’ya daha fazla ABD saldırısı beklememesi gerektiğini ilettiğini okuyoruz. Mali piyasaların makro gündemi bugün sakin görünüyor. ABD’de açıklanacak yeni konut satışları takip edilebilir. Her ne kadar küresel arenada haber akışı yoğun olsa da, gözler bir diğer taraftan 30 Haziran tarihinde CHP Kurultayına yönelik iptal duruşmasına çevrildi. İptal yönünde (mutlak butlan) bir karar ihtimalinin zayıf olmadığını özellikle Kılıçdaroğlu’nun basına yansıyan açıklamalarından düşünmeye başladık!
Bitcoin
Teknik mânâda Ters Omuz Baş Omuz (TOBO) görünümü hâkim olsa da, hareketin akım yönü biraz kafamızı karıştırıyor. Normalde TOBO için akım yönünün yani hareketin başlangıç kısmının aşağı yönlü olması gerekirdi. Yine de, 113bin dolar civarında olan boyun çizgisine dikkat edeceğiz. Üzerinde kapanış görmemiz durumunda, teknik mânâda 150bin dolar seviyesinin önünün açılacağını düşünüyoruz.
Emre Değirmencioğlu
GÜNCEL
Veri Okumayan Yönetici, Karanlıkta Yürür

Yayınlanma:
2 saat önce|
25/06/2025Yazan:
BankaVitrini
Şirket yöneticilerinin etkin kararlar alabilmeleri için yalnızca içgüdülerine değil, düzenli ve doğru veri akışına da ihtiyaçları vardır. Bu bağlamda, farklı zaman dilimlerinde hazırlanan raporlar, şirketin genel sağlığını izlemek, performansını ölçmek ve stratejik planlamaları şekillendirmek açısından vazgeçilmezdir. Bu makalede haftalık, aylık, üç aylık (çeyreklik) ve yıllık olarak izlenmesi gereken temel raporlar ve bunların yönetsel önemi ele alınacaktır.
1. Haftalık Raporlar
🔹 Nakit Akış Raporu
Haftalık nakit giriş ve çıkışlarını gösterir. Likidite sorunlarını erken teşhis ederek ani ödeme problemlerinin önüne geçilmesini sağlar.
🔹 Satış ve Sipariş Raporu
Ürün bazlı satışlar, siparişlerin durumu ve iptaller bu raporda yer alır. Kısa vadeli satış stratejileri bu verilere göre şekillenir.
🔹 Operasyonel Performans Raporu
Üretim kapasitesi, makine kullanımı, vardiya verimliliği gibi metrikleri içerir. Gecikmeleri ve verimsizlikleri tespit etmeye yardımcı olur.
🔹 Stok Durum Raporu
Stokların yeterliliği, devreden ürünler ve kritik stok seviyeleri kontrol edilir. Stok fazlalığı veya eksikliğine karşı hızlı aksiyon almayı sağlar.
2. Aylık Raporlar
🔹 Aylık Gelir-Gider Tablosu (Kâr/Zarar Raporu)
Şirketin mali durumu, kârlılığı, maliyet yapısı ve gider kalemleri analiz edilir. Bütçe kontrolü açısından kilit rol oynar.
🔹 Bütçe Gerçekleşme Raporu
Planlanan bütçe ile gerçekleşen harcamalar karşılaştırılır. Sapmaların nedenleri incelenir ve bütçe disiplinini sağlamak adına iyileştirmeler yapılır.
🔹 Personel Performans ve Devam Raporu
Personel devamsızlıkları, üretkenlik, prim hak edişleri ve memnuniyet gibi göstergeleri içerir. İnsan kaynakları politikalarını yönlendirir.
🔹 Müşteri Memnuniyeti ve Şikayet Raporu
Hizmet kalitesi ve müşteri sadakatinin ölçülmesi açısından önemlidir. Marka imajının korunmasına katkı sağlar.
3. Üç Aylık (Çeyreklik) Raporlar
🔹 Finansal Durum Raporu
Bilanço, gelir tablosu ve nakit akışlarının dönemsel özeti sunulur. Mali sağlamlık ve sürdürülebilirlik ölçülür.
🔹 Stratejik Hedef Gözden Geçirme Raporu
Yıl başında belirlenen hedeflere ne ölçüde ulaşıldığı analiz edilir. Gerekirse stratejiler yeniden şekillendirilir.
🔹 Pazar ve Rekabet Raporu
Rakiplerin fiyatlama, pazar payı ve stratejik adımları değerlendirilir. Şirketin pazardaki konumu netleştirilir.
4. Yıllık Raporlar
🔹 Yıllık Finansal Raporlar
Tüm yılın bilançosu, gelir tablosu, nakit akışı ve dipnotlarla birlikte detaylı şekilde sunulur. Yatırımcılar, denetçiler ve kredi kuruluşları için temel dokümandır.
🔹 Yatırım ve Sermaye Harcama (CAPEX) Raporu
Sabit kıymet yatırımları, tesis ve ekipman harcamalarının yıllık özeti sunulur. Yatırımların geri dönüşü değerlendirilir.
🔹 Risk ve İç Denetim Raporu
Finansal, operasyonel ve hukuki riskler analiz edilir. İç kontrol sistemlerinin yeterliliği ölçülür.
🔹 Kurumsal Performans Raporu
Şirketin genel stratejik başarısı, yöneticilerin performansı ve kurumsal yönetim ilkelerine uyumu gözden geçirilir.
Neden Bu Raporlar Hayati Önem Taşır?
-
Veriye Dayalı Yönetim: Sezgisel kararlar yerine ölçülebilir, doğrulanabilir sonuçlara dayanmak.
-
Erken Uyarı Sistemi: Riskli durumlara karşı önceden tedbir alma imkânı.
-
Yatırımcı Güveni: Finansal şeffaflık sayesinde dış paydaşlara güven verme.
-
Rekabet Avantajı: Pazarın nabzını tutarak hızlı ve isabetli adımlar atma.
-
Süreç Verimliliği: İş süreçlerinde iyileştirme fırsatlarını zamanında yakalama.
Bu raporları düzenli ve disiplinli şekilde takip eden yöneticiler, sadece krizleri önlemekle kalmaz; aynı zamanda büyümeyi planlı ve sürdürülebilir şekilde yönetme becerisi kazanır. Başarılı şirketlerin ardındaki en büyük sır, doğru raporları doğru zamanda okuyabilen yöneticilerdir.
ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA
Piyasa Beklemiyordu! Bitcoin Neden Patlama Yaşadı?

Yayınlanma:
3 saat önce|
25/06/2025Yazan:
BankaVitrini
Son günlerde Bitcoin fiyatlarında dikkat çekici bir yükseliş yaşandı. Uzun süredir dar bir bantta hareket eden Bitcoin, 106.000 $ seviyesini aşarak yatırımcıların dikkatini yeniden üzerine çekti. Bu yükselişin arkasında hem küresel gelişmeler hem de piyasa içi dinamikler bulunuyor. İşte Bitcoin’in yükselmesinin arkasındaki dört temel neden:
1️⃣ Jeopolitik Gerilimin Azalması: Orta Doğu’da Ateşkes Umudu
İsrail ile İran arasında tırmanan tansiyon, Bitcoin gibi “güvenli liman” olarak görülen varlıklara ilgiyi artırmıştı. Ancak özellikle İran’ın sınırlı misillemesi sonrası bölgedeki sıcak çatışma ihtimalinin azaldığı yönündeki haberler, yatırımcıların riskli varlıklara dönüşünü sağladı. Trump’ın devreye girerek geçici ateşkesi desteklediğine dair söylentiler, piyasalarda olumlu bir hava estirdi. Bu gelişmeler Bitcoin fiyatında yukarı yönlü bir kırılmanın önünü açtı.
2️⃣ Kurumsal Spot Bitcoin ETF’lerine Güçlü Talep
ABD’de spot Bitcoin ETF’lerine olan kurumsal ilgi dikkat çekici düzeyde artış gösterdi. Sadece 24 Haziran’da yaklaşık 350 milyon dolarlık giriş kaydedildi. Toplamda 10 günlük süreçte 499 milyar dolara ulaşan akımlar, Bitcoin piyasasına kurumsal güvenin yeniden arttığını gösteriyor. CoinShares verilerine göre geçen hafta kripto yatırım ürünlerine 1.24 milyar dolar giriş oldu; bunun 1.1 milyar doları yalnızca Bitcoin’e yapıldı.
3️⃣ Short Squeeze Etkisi: Kısa Pozisyonların Tasfiyesi
Yükselişin önemli nedenlerinden biri de, Bitcoin’de açılmış olan 121 milyon dolarlık short (açığa satış) pozisyonunun tasfiye edilmesiydi. Kripto piyasasının genelinde ise yaklaşık 358 milyon dolarlık kısa pozisyon likiditeye uğradı. Bu tür durumlar, yükselişi hızlandıran bir “short squeeze” etkisi yaratır; yani yatırımcılar zararı azaltmak için yükselen piyasaya sonradan girmek zorunda kalır ve bu da yükselişi daha da hızlandırır.
4️⃣ Makroekonomik ve Teknik Göstergelerin Uyumu
FED’in faiz indirimi beklentileri, düşen petrol fiyatları ile birlikte enflasyon baskısının azalması ve teknik grafiklerdeki pozitif sinyaller (örneğin, hareketli ortalamaların yukarı yönlü kesişimi) Bitcoin için uygun bir zemin hazırladı. Uzmanlar, bu teknik ve temel faktörlerin birleşimiyle Bitcoin’in önümüzdeki süreçte 120.000 $ seviyesini test edebileceğini öngörüyor.
Bitcoin Neden Yükseldi?
Neden | Açıklama |
---|---|
Jeopolitik Riskin Azalması | Risk iştahını artırarak BTC’ye yönelimi tetikledi |
ETF Girişleri | Kurumsal talep ile hacim arttı |
Short Squeeze | Kısa pozisyonların kapanması ani yükselişi destekledi |
Makro + Teknik Sinyaller | Piyasa momentumunu yukarı taşıdı |
Bitcoin’in yükselişi sadece tek bir gelişmeye değil, çok katmanlı bir etkenler zincirine dayanıyor. Özellikle kurumsal talep ve teknik göstergelerin desteğiyle fiyatlarda yukarı yönlü hareketin devam edebileceği konuşuluyor.
FARK YARATANLAR
FARK YARATANLAR
KATEGORİ
- ALTIN – DÖVİZ – KRIPTO PARA (847)
- BANKA ANALİZLERİ (139)
- BANKA HABERLERİ (3.144)
- BASINDA BİZ (60)
- BORSA (452)
- CEO PERFORMANSLARI (36)
- EKONOMİ (2.852)
- GÜNCEL (3.230)
- GÜNDEM (3.198)
- RÖPORTAJLAR (48)
- SİGORTA (133)
- ŞİRKETLER (2.250)
- SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK (475)
- VİDEO Vitrini (19)
- YAZARLAR (1.057)
- Ali Coşkun (24)
- Arif Öztan (7)
- Ayşe Muzaffer Sunguroğlu (7)
- ChatGPT (26)
- Dr. Abbas Karakaya (64)
- Erden Armağan Er (45)
- Erol Taşdelen (569)
- Gizem Taşdelen (7)
- Gülbeyaz Gergün (63)
- Kemal Emirhan Mendi (1)
- Murat Şenol (26)
- Mustafa Akpınar (41)
- Onur ÇELİK (35)
- Prof. Dr. Binhan Elif Yılmaz (80)
- Serhat Can (8)
- Süleyman Çembertaş (16)
- Tungay Dere (18)
- Uğur Durak (33)
- Zuhal KARABULUT (5)
YAZARLAR

Ateşkesle petrol geriledi. Faiz indirim umuduyla Türk piyasaları canlandı

Veri Okumayan Yönetici, Karanlıkta Yürür

Piyasa Beklemiyordu! Bitcoin Neden Patlama Yaşadı?

Finans Koltuğundan CEO Masasına

Hazine’den Kripto Para ile Suç Gelirlerine Sıkı Denetim Geliyor

Garanti BBVA’dan 3,5 trilyon TL’lik sürdürülebilir finansman taahhüdü

BEYAZ YAKALININ GİZLİ PANDEMİSİ: TÜKENMİŞLİK

UŞAK’ın en köklü Market Zinciri EGEŞOK Konkordato aldı

Dolandırıcılık Davasında Şok Rapor: Banka Kusurlu!

DENİZBANK: Bir GMY istifası daha!

Yerel Halk Neden Maden İşletmeciliğine Karşı Çıkıyor?

İsrail İran’a Neden Saldırdı?

Onur Çelik yazdı: İFLAS RİSKİ

Papara’dan açıklama: Özür diledi
- Akaryakıtta indirim bekleniyor 25/06/2025
- Son dakika: Süper Loto çekilişi sonuçları belli oldu! 24 Haziran 2025 Salı akşamı Süper Loto bilet sonucu sorgulama ekranı! 24/06/2025
- Kentsel Dönüşüm Başkanlığı'ndan yatırımcıya fırsat 24/06/2025
- Trump'ın hedefi olmuştu! Fed Başkanı Powell'dan "faiz kararı" açıklaması 24/06/2025
- Maliye’den kripto varlıklara yakın takip 24/06/2025
- SON DAKİKA | Borsa günü yükselişle tamamladı 24/06/2025
- ASGARİ ÜCRET ZAMMI SON DAKİKA: Asgari ücrete ara zam gelecek mi? Asgari ücret ara zammı ne kadar olacak? 24/06/2025
- Ekonomi ve siyaset gündemi - 25 Haziran 2025 25/06/2025
- Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Trump bir araya geldi 24/06/2025
- Resmi Gazete'de bugün (25.06.2025) 24/06/2025
- Kontrolmatik'ten bedelli sermaye artırım kararı 24/06/2025
- Işıkhan'dan ikinci zam teklifi açıklaması 24/06/2025
- Almanya'da 2025 bütçe tasarısı onaylandı 24/06/2025
- Çin gerçek bir ateşkesi destekliyor 24/06/2025
ALTIN – DÖVİZ
BORSA
KRIPTO PARA PİYASASI
Popüler
-
GÜNDEM4 yıl önce
Sedat Peker’in bahsettiği otel: Günlüğü 106 bin TL
-
GÜNCEL2 yıl önce
Zara Ve Mango’ya Üretim Yapın Tekstil Devi Konkordato Talep Etti
-
BANKA HABERLERİ2 yıl önce
TCMB Başkanı için ismi geçen GAYE ERKAN First Republic Bank’tan ayrılma süreci
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
AKBANK çöktü : Dijital Bankacılık sorumlusu GMY CİVELEK ortada yok!
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
HSBC terbiyesizliği : “Sabancı alana “AKBANK bedava”
-
BANKA ANALİZLERİ3 yıl önce
YILIN İLK YARISINDA İŞBANK RAKİPSİZ LİDER AKBANK SONUNCU SIRADAN KURTULAMIYOR
-
GÜNDEM2 yıl önce
Bankacılığı bırakıp eskortluk yapmaya başladı: Haftalık kazancı dudak uçuklattı