Connect with us

BANKA HABERLERİ

BDDK, Kredilerde Banka Yönetim Kurulu sorumluluğunu artıran düzenlemler yaptı

Yayınlanma:

|

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından hazırlanan “Bankaların Kredi İşlemlerine İlişkin Yönetmelik“, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Bankaların kredi işlemlerine ilişkin yönetmelik uyarınca, bankalarca 5 milyon TL’nin üzerinde verilecek nakdi ve gayri nakdi krediler için müşterilerden hesap durumu belgesi alınması zorunlu olacak. Daha önce bu uygulama, 2 milyon TL’yi geçmeyen kredi talepleri için geçerliydi.

Tüketici kredileri hariç olmak üzere, verilen krediler 5 milyon TL eşik tutarın üzerinde kaldığı sürece bunlara ilişkin hesap durumu belgelerinin her yıl hesap dönemini izleyen 9 ay içerisinde alınmasına devam edilecek. Yurt içi bankaların kendi aralarındaki vadesiz veya vadesi 3 ayı aşmayan işlemler için hesap durumu belgesi alınmayabilecek.

Kredi derecelendirme notu zorunlu

Bankalar, kredileri nedeniyle maruz kalınacak riskleri ölçmek, karşı tarafın malî gücünü düzenli olarak analiz etmek ve izlemek, gerekli bilgi ve belgeleri temin etmek ve bunlara ilişkin esasları belirlemek zorunda olacak.

Canlı alacak olarak izlenen müşterilerden, kredi tahsis aşamasında; denetlenmiş en güncel finansal tablolarının ve bağımsız denetim raporlarının, yönetmelikte belirtilen finansal tablolarda yer verilen bilgilerden hareketle hazırlanacak ve bağımsız denetim kuruluşunun güvence raporunu içeren analiz tablosunun, anonim ortaklıklardan kurumsal yönetim ilkelerine uyum raporunun bankalarca alınması zorunlu tutuldu.

Bu kredilerden, BDDK tarafından kapsamı belirlenecek olanlar için yetkilendirilmiş bir kuruluşun verdiği kredi derecelendirme notunun alınması da diğer zorunluk olarak belirlendi.

Teminat oranı BDDK tarafından belirlenecek

Yönetmeliğe göre, konut teminatlı kredilerde, kredi teminat oranının azami sınırı ve binek araç edinimi amacıyla kullandırılacak taşıt kredilerinde ve taşıt teminatlı kredilerde veya yapılacak finansal kiralama işlemlerinde, kredi teminat oranının azami sınırı, tüketici kredilerinde ve tüketici kredilerinin yeniden yapılandırılmasında uygulanacak azami vadeler Strateji ve Bütçe Başkanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığının görüşü alınarak BDDK tarafından belirlenecek.

İkinci el binek araçlarda taşıtın değerinin tespitinde kasko değeri esas alınacak. BDDK, bu kapsamda yer alan sınırlamaları belirlemeye veya ilave sınırlamalar getirmeye yetkili olacak.

Kredi açma yetkisi

Yeni düzenlemeye göre, kredi açma yetkisini haiz olanlar, kendileri ile eş ve velâyeti altındaki çocuklarının veya bunlarla risk grubu oluşturan diğer gerçek ve tüzel kişilerin taraf olduğu kredi işlemlerine ilişkin değerlendirme ve karar verme aşamalarında yer alamayacak.

Banka genel müdürü veya yönetim kurulu üyelerinden, yalnızca bu sıfatları dolayısıyla bankanın dâhil olduğu risk grubu içinde yer alanlar hakkında, bankanın dâhil olduğu risk grubuna kullandırılacak kredilere ilişkin olarak bu hüküm uygulanmayacak.

Bankanın dâhil olduğu risk grubu ve bankacılık kanununun 50. maddesinde belirtilen kişiler ile yapılan; kredilendirme ve diğer işlemlerde aranan koşullar, bu işlemlere ilişkin tahsis, ödeme, teminatlandırma dâhil tüm aşamalarda piyasa koşullarından farklılık arz edemeyecek.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK)‘nın Resmi Gazetede’de yayınlanan, BANKALARIN KREDİ İŞLEMLERİNE İLİŞKİN YÖNETMELİK‘te aşağıdaki ifadeler yer aldı:

 

21 Aralık 2023 PERŞEMBE Resmî Gazete Sayı : 32406
YÖNETMELİK
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumundan:

BANKALARIN KREDİ İŞLEMLERİNE

İLİŞKİN YÖNETMELİK

 

BİRİNCİ BÖLÜM

Başlangıç Hükümleri

Amaç ve kapsam

MADDE 1- (1) Bu Yönetmeliğin amacı, bankalarca verilen kredilere ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.

(2) Bu Yönetmelik hükümleri;

a) Kredi açma yetkisinin devri, bankanın dâhil olduğu risk grubu ve mensupları ile ilişkileri, kredi komitesinin oluşumu ve çalışması,

b) Kredilerin izlenmesi, hesap durumu belgesi alınması, bankalarca alınması zorunlu olan ilave belgeler, kredi derecelendirme notu ile sektörel ve mali analiz raporları,

c) Konut, taşıt ve diğer tüketici kredilerine ilişkin sınırlamalar,

ç) Sorunlu alacakların çözümlenmesi,

d) Katılım bankalarının fon kullandırma yöntemleri,

ile ilgili usul ve esasları kapsar.

Dayanak

MADDE 2- (1) Bu Yönetmelik, 19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 43 üncü, 48 inci, 50 nci, 51 inci, 52 nci, 53 üncü ve 93 üncü maddelerine dayanılarak hazırlanmıştır.

Tanımlar

MADDE 3- (1) Bu Yönetmelikte yer alan;

a) Banka: Kanunun 3 üncü maddesinde tanımlanan bankaları,

b) Finansal kuruluş: Kanunun 3 üncü maddesinde tanımlanan finansal kuruluşu,

c) Kanun: 19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununu,

ç) Kredi: Kanunun 48 inci maddesi uyarınca kredi sayılan işlemleri,

d) Kredi teminat oranı: Kredi tutarının teminat olarak alınan varlığın değerine oranını,

e) Kurul: Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunu,

f) Kurum: Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunu,

g) Merkezi yönetim: 23/10/2015 tarihli ve 29511 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Bankaların Sermaye Yeterliliğinin Ölçülmesine ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmeliğin 3 üncü maddesinde tanımlanan merkezi yönetimi,

ğ) Özkaynak: 5/9/2013 tarihli ve 28756 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Bankaların Özkaynaklarına İlişkin Yönetmelikte belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde hesaplanacak özkaynağı,

h) Risk grubu: Kanunun 49 uncu maddesi uyarınca belirlenen risk grubunu,

ı) Risk Merkezi: Kanunun ek 1 inci maddesinde belirtilen Risk Merkezini,

i) Satıcı: 16 ncı maddenin birinci fıkrasında sayılan yöntemlere dayalı finansmana konu mal, hak ve hizmeti satan, sağlayan, üreten, kiralayan ve/veya dağıtan gerçek ya da tüzel kişiyi,

j) Sorunlu alacaklar: 22/6/2016 tarihli ve 29750 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Kredilerin Sınıflandırılması ve Bunlar İçin Ayrılacak Karşılıklara İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik kapsamında yeniden yapılandırılmış alacak ve donuk alacak olarak kabul edilen alacakları,

k) Üst yönetim: 11/7/2014 tarihli ve 29057 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Bankaların İç Sistemleri ve İçsel Sermaye Yeterliliği Değerlendirme Süreci Hakkında Yönetmeliğin 3 üncü maddesinde tanımlanan üst yönetimi,

l) Yeniden yapılandırma: Kredilerin Sınıflandırılması ve Bunlar İçin Ayrılacak Karşılıklara İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 7 nci maddesinde belirtilen yeniden yapılandırmayı,

ifade eder.

İKİNCİ BÖLÜM

Kredi Açma Yetkisinin Devri, Bankanın Dâhil Olduğu Risk Grubu ve Mensupları ile İlişkiler ve Kredi Komitesi

Kredi açma yetkisinin devri ve bankanın dâhil olduğu risk grubu ve mensuplar ile ilişkiler

MADDE 4- (1) Bankalarda kredi açma yetkisi esas itibarıyla yönetim kuruluna aittir. Yönetim kurulu; kredi açma, onay verme ve diğer idarî esaslara ilişkin politikaları oluşturmak, bunların uygulanmasını ve izlenmesini sağlamak ve gerekli tedbirleri almakla yükümlüdür. Yönetim kurulu kredi açma yetkisini teşkil edeceği kredi komitesine veya genel müdürlüğe devredebilir. Yönetim kurulunca kredi açılmasında veya yetki devrinde genel müdürlüğün yazılı önerisi aranır. Yönetim kurulu, kredi komitesi, genel müdür, genel müdür yardımcısı, genel müdür veya genel müdür yardımcısının yer aldığı komiteler yetkisinde açılacak krediler için yapılacak önerilerde, kredi talebinde bulunanların mali tahlil ve istihbarat raporlarının ekli olması zorunludur.

(2) Bir gerçek veya tüzel kişiye açılacak kredi sınırının tespitinde, yönetim kurulu, en fazla, kredi komitesine özkaynakların yüzde onu, genel müdürlüğe yüzde biri tutarındaki kredi açma yetkisini devredebilir. Genel müdürlük kendisine devredilen kredi açma yetkisini diğer birimleri, bölge müdürlükleri veya şubeler aracılığıyla da kullanabilir.

(3) Yönetim kurulunca yetkinin, kredinin tutarı, cinsi, alınacak teminat başta olmak üzere kredi açılmasında mutaden tespiti gereken hususları içerecek şekilde kapsam ve sınırlarının açık ve ayrıntılı olarak belirlenmiş ve yazılı biçimde, kredi açılmadan önce devredilmiş olması gerekir.

(4) Kredi açma yetkisini haiz olanlar, kendileri ile eş ve velâyeti altındaki çocuklarının veya bunlarla risk grubu oluşturan diğer gerçek ve tüzel kişilerin taraf olduğu kredi işlemlerine ilişkin değerlendirme ve karar verme aşamalarında yer alamaz ve bu hususu yazılı olarak denetim komitesine bildirir. Banka genel müdürü veya yönetim kurulu üyelerinden, yalnızca bu sıfatları dolayısıyla Kanunun 49 uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca bankanın dâhil olduğu risk grubu içinde yer alanlar hakkında, bankanın dâhil olduğu risk grubuna kullandırılacak kredilere ilişkin olarak bu fıkra uygulanmaz.

(5) Bankanın dâhil olduğu risk grubu ve Kanunun 50 nci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen kişiler ile yapılan;

a) Kredi işlemleri ile hizmet sözleşmeleri, mal alım satım işlemleri ve benzeri işlemler için değerlendirme, onay ve iş akış süreçleri yönetim kurulunca yazılı olarak belirlenir.

b) Yönetim kurulunca belirlenecek önemlilik eşiği üzerindeki hizmet sözleşmeleri, mal alım-satım işlemleri, kredi işlemleri, kredilerin kayıttan düşülmesi ve benzeri işlemler yönetim kurulunun ön onayına tabi olarak gerçekleştirilir. Kurul söz konusu önemlilik eşiğine ilişkin olarak sınır koymaya yetkilidir.

c) Kredilendirme ve diğer işlemlerde aranan koşulların bu işlemlere ilişkin tahsis, ödeme, teminatlandırma dâhil tüm aşamalarda piyasa koşullarından farklılık arz etmemesi gerekir.

(6) Beşinci fıkrada belirtilen kişilere verilecek krediler ile bunlarla gerçekleştirilecek diğer işlemlere ilişkin karar ve süreçlerde yer alan kişilerin çıkar çatışmasını engelleyecek şekilde belirlenmesi gerekir.

(7) Üst yönetim, kredi tahsis ve izleme birimlerinin bu maddede düzenlenen şartlara uyum konusunda azami dikkati göstermesine yönelik tüm tedbirleri almakla yükümlüdür.

(8) Bankanın bu madde kapsamındaki işlemlerinin gerekli şekilde tesis edilip edilmediği ile bu işlemlerin izlenmesi ve raporlanması iç denetim birimlerince gözden geçirilir. Tespit edilen aksaklıklar, alınması tavsiye edilen tedbirler ile birlikte üst yönetime bildirilir.

Kredi komitesinin oluşumu

MADDE 5- (1) Banka yönetim kurulunun, kredilerle ilgili olarak vereceği görevleri yapmak üzere, Kanunun 25 inci maddesine göre süre hariç genel müdürde aranan şartları taşıyan üyeleri arasından seçeceği en az iki üye ile banka genel müdürü veya vekilinden oluşan bir kredi komitesi kurulabilir. Herhangi bir toplantıya katılamayacak kredi komitesi üyesi yerine görev yapmak üzere süre hariç genel müdürde aranan şartları taşıyan yönetim kurulu üyeleri arasından iki yedek üye seçilir. Kredi komitesi üye ve yedeklerinin seçiminde yönetim kurulu üyelerinin en az dörtte üçünün olumlu oyu aranır.

(2) Türkiye’de şube açmak suretiyle faaliyet gösteren yabancı bankalarda kredi komitesi kurulması halinde, müdürler kurulu aynı zamanda kredi komitesi görevini yürütür.

Kredi komitesinin çalışma esasları

MADDE 6- (1) Kredi komitesi tüm üyelerin katılımı ile toplanır.

(2) Kredi komitesinin oy birliği ile verdiği kararlar doğrudan, oy çokluğu ile verdiği kararlar yönetim kurulunun onayından sonra uygulanır.

(3) Komite gündemi genel müdür veya genel müdürün bulunmaması halinde vekili tarafından tespit edilir ve diğer üyelere duyurulur. Kredi komitesince kredi açılmasında genel müdürlüğün yazılı önerisi aranır.

(4) Yönetim kurulu, kredi komitesinin faaliyetlerini denetlemekle yükümlüdür. Yönetim kurulu üyelerinden her biri, kredi komitesinden, komitenin faaliyetleri hakkında her türlü bilgiyi istemeye ve gerekli göreceği her türlü kontrolü yapmaya yetkilidir.

(5) Kredi komitesi kararları karar defterine kaydedilir. Kredi komitesi karar defteri, yönetim kurulu karar defterinin tabi olduğu usul ve esasa göre tutulur.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Kredilerin İzlenmesi, Hesap Durumu Belgesi, Bankalarca Alınması Zorunlu Olan İlave Belgeler, Kredi Derecelendirme Notu ve Sektörel ve Mali Analiz Raporları

Kredilerin izlenmesi

MADDE 7- (1) Bankalar, kredileri nedeniyle maruz kalınacak riskleri ölçmek, karşı tarafın malî gücünü düzenli olarak analiz etmek ve izlemek, gerekli bilgi ve belgeleri temin etmek ve bunlara ilişkin esasları belirlemek zorundadır. Bu kapsamda, asgari olarak 8 ilâ 10 uncu maddelerde belirtilen bilgi ve belgelerin bankalarca temin edilmesi gerekir.

Hesap durumu belgesi

MADDE 8- (1) Bankalarca beş milyon Türk Lirası üzerinde verilecek nakdi ve gayri nakdi krediler için müşterilerden hesap durumu belgesi alınması zorunludur.

(2) Aşağıdaki belgeler hesap durumu belgesi olarak kabul edilir:

a) Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu tarafından yayımlanan muhasebe ve finansal raporlama standartlarına uygun şekilde hazırlanmış ve bağımsız denetimden geçmiş finansal tablolar.

b) 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ve ilgili düzenlemeleri uyarınca düzenlenmiş ve 1/6/1989 tarihli ve 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununda yer alan usul ve esaslar uyarınca denetlenmiş finansal tablolar.

c) Yurt dışında yerleşik kişiler için, ilgili ülkelerin mevzuatına göre düzenlenmiş ve denetimden geçmiş finansal tablolar.

(3) İkinci fıkra kapsamında belirtilen belgeleri düzenlenmeyen müşteriler için, bunların malî gücünün analizine imkan sağlayacak ve faaliyetlerinin niteliğine uygun olarak düzenlenecek belgeler hesap durumu belgesi olarak alınır.

(4) Tüketici kredileri hariç olmak üzere, verilen krediler birinci fıkrada belirtilen eşik tutarın üzerinde kaldığı sürece bunlara ilişkin hesap durumu belgelerinin her yıl hesap dönemini izleyen dokuz ay içerisinde alınmasına devam edilir.

(5) Nakit, nakit benzeri kıymet ve hesaplar ile kıymetli maden karşılığında yapılan, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası ve merkezi yönetim kapsamındaki kamu idareleri ile yapılan, kanunla teşkilatlanmış para piyasalarında yapılan, merkezi karşı taraf hizmeti sunulan piyasalarda yapılan, yurt içi bankaların kendi aralarındaki vadesiz veya vadesi üç ayı aşmayan işlemler için hesap durumu belgesi alınmayabilir.

Bankalarca alınması zorunlu olan ilave belgeler

MADDE 9- (1) Risk Merkezi nezdindeki en güncel bilgilere göre, bankacılık sektöründeki toplam riski Kurulca belirlenecek tutarın üzerinde olan, ayrıca merkezi yönetim kapsamındaki kamu idareleri ve bunlara bağlı kuruluşlar, mahalli idareler ile bankalar ve finansal kuruluşlar dışında kalan ve kredileri Kredilerin Sınıflandırılması ve Bunlar İçin Ayrılacak Karşılıklara İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik uyarınca canlı alacak olarak izlenen müşterilerden, kredi tahsis aşamasında;

a) Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu tarafından yayımlanan muhasebe ve finansal raporlama standartları çerçevesinde konsolide finansal tablo hazırlama şartlarını taşıyanlardan konsolide, konsolide finansal tablo hazırlama şartlarını taşımayanlardan konsolide olmayan ve Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu tarafından yetkilendirilmiş bağımsız denetim kuruluşlarınca denetlenmiş en güncel finansal tablolarının ve bağımsız denetim raporlarının,

b) Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu tarafından yayımlanan muhasebe ve finansal raporlama standartlarında tanımlandığı şekilde başka bir işletmenin bağlı ortaklığı olanlardan, söz konusu standartlardaki tanımlamalara uyan ana ortaklıklarının Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu tarafından yetkilendirilmiş bağımsız denetim kuruluşlarınca denetlenmiş en güncel konsolide finansal tablolarının ve bağımsız denetim raporlarının,

c) Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu tarafından yayımlanan muhasebe ve finansal raporlama standartlarında tanımlandığı şekilde başka işletmelerin tek başına kontrolünde olmayan ancak müşterek kontrol edilen bir işletme olanlardan, müşterek kontrol eden işletmelerin her birinin Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu tarafından yayımlanan muhasebe ve finansal raporlama standartları çerçevesinde hazırlanmış ve Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu tarafından yetkilendirilmiş bağımsız denetim kuruluşlarınca denetlenmiş en güncel haliyle varsa konsolide, yoksa konsolide olmayan finansal tablolarının ve bağımsız denetim raporlarının,

ç) (a) ilâ (c) bentlerinde belirtilen finansal tablolarda yer verilen bilgilerden hareketle hazırlanacak ve bağımsız denetim kuruluşunun güvence raporunu içeren EK-1’de yer alan analiz tablosunun,

d) Sermaye Piyasası Kurulu tarafından 3/1/2014 tarihli ve 28871 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Kurumsal Yönetim Tebliğine (II-17.1) tabi anonim ortaklıklardan, anılan Tebliğde yer verilen kurumsal yönetim ilkelerine uyum raporunun,

bankalarca alınması zorunludur.

(2) Bu madde hükümleri yurt dışında yerleşik kişiler bakımından aşağıdaki şekilde uygulanır:

a) Bankalarca alınması zorunlu tutulan finansal tablolar, uluslararası standartlara uygun olarak düzenlenmiş ve bağımsız denetimden geçmiş finansal tabloları ifade eder.

b) Birinci fıkranın (ç) bendinde belirtilen EK-1’de yer alan analiz tablosunun, bağımsız denetim kuruluşunun güvence raporu alınmaksızın, bankalarca düzenlenmesi mümkündür.

c) Birinci fıkranın (d) bendinde belirtilen kurumsal yönetim ilkelerine uyum raporu alınmaz.

(3) Bu madde kapsamındaki belgeleri kredi tahsis aşamasında ibraz edemediğini beyan eden müşterilere, belgelerin teminine yönelik olarak, kredi tahsisi yapılan yılı müteakip azami dokuz ay süre tanınmak suretiyle kredi tahsisi yapılabilir.

(4) Beşinci fıkra hükümleri saklı kalmak ve kredi ilişkisi devam etmek kaydıyla bu maddedeki ilave belgeler; ilk kez hangi hesap dönemi itibarıyla alındıysa bu hesap dönemiyle birlikte toplam beş ardışık hesap dönemi için, ilgili müşteri ile kredi ilişkisi bulunan tüm bankalarca alınmaya devam edilir. Müşteri ile daha sonraki dönemde kredi ilişkisine giren bankalar ise müşteri ile kredi ilişkisine girdikleri tarihten itibaren, bu fıkrada belirtilen beş hesap dönemi tamamlanacak şekilde, ilgili belgeleri almakla yükümlüdür. Bu belgelerin teminine yönelik olarak, müşterilere ilgili yılı müteakip azami dokuz ay süre tanınabilir.

(5) Bu madde kapsamına girdikten sonra kredileri Kredilerin Sınıflandırılması ve Bunlar İçin Ayrılacak Karşılıklara İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik uyarınca donuk olarak sınıflandırılan müşterilerden ilave belge alınması uygulamasına son verilir.

(6) Üçüncü ve dördüncü fıkralar uyarınca müşteriye tanınan sürelerin sonunda bu madde kapsamındaki belgelerin eksiksiz olarak temin edilmemesi halinde ilgili banka durumu derhal Kuruma bildirmek zorundadır.

(7) Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Kurumca belirlenir.

Kredi derecelendirme notu

MADDE 10- (1) Kredilerin Sınıflandırılması ve Bunlar İçin Ayrılacak Karşılıklara İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik uyarınca canlı alacak olarak izlenen kredilerden Kurulca kapsamı belirlenecek olanlar için 17/4/2012 tarihli ve 28267 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Derecelendirme Kuruluşlarının Yetkilendirilmesine ve Faaliyetlerine İlişkin Esaslar Hakkında Yönetmelik kapsamında yetkilendirilmiş bir kuruluşun verdiği kredi derecelendirme notunun alınması zorunludur.

Sektörel ve mali analiz raporları

MADDE 11- (1) 23/2/2016 tarihli ve 29633 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sistemik Önemli Bankalar Hakkında Yönetmelik uyarınca belirlenen sistemik önemli bankalar;

a) Maruz kaldıkları kredi riskinin en yoğun olduğu sektörlerden, bireysel krediler hariç ilk beş sektörü belirlemek suretiyle yıllık bazda hazırlayacakları analiz raporlarını,

b) Yıl sonları itibarıyla en büyük elli risk grubu için yıllık bazda hazırlayacakları konsolide mali tahlil ve istihbarat raporlarını,

denetime hazır halde bünyelerinde saklamak zorundadır.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

Konut, Taşıt ve Diğer Tüketici Kredilerine İlişkin Sınırlamalar

Konut, taşıt ve diğer tüketici kredilerine ilişkin sınırlamalar

MADDE 12- (1) Tüketicilere, konut edinmeleri amacıyla kullandırılacak kredilerde ve taşıt kredileri hariç konut teminatlı kredilerde, kredi teminat oranının azami sınırı, dördüncü fıkra uyarınca belirlenir. Sınırlamaya konu krediler için teminat olarak alınan gayrimenkullerin değerlemesinin Kurul veya Sermaye Piyasası Kurulu tarafından yetkilendirilmiş değerleme şirketlerine yaptırılması ve sınırlamada bu değerlerin kullanılması zorunludur.

(2) Tüketicilere, binek araç edinimi amacıyla kullandırılacak taşıt kredilerinde ve taşıt teminatlı kredilerde veya yapılacak finansal kiralama işlemlerinde, kredi teminat oranının azami sınırı, dördüncü fıkra uyarınca belirlenir. İkinci el binek araçlarda taşıtın değerinin tespitinde kasko değeri esas alınır.

(3) Konut edinmeleri ve konut tadilatı kapsamında konutun 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 684 üncü maddesinde düzenlenen bütünleyici parçası niteliğini haiz olacak şekilde mal veya hizmet alımı amacıyla tüketicilere kullandırılan krediler, konutların finansal kiralama yoluyla tüketicilere kiralanması, diğer gayrimenkul alımı amaçlı krediler, eğitim ve öğrenim ücretinin finansmanı amacıyla kullandırılacak krediler ve kamu kurum ve kuruluşlarına olan borçların finansmanı amacıyla doğrudan ilgili kurum veya kuruluşun hesabına ödeme yapılmak şartıyla kullandırılan krediler ile bu kredilerin yeniden yapılandırılması amacıyla kullandırılan krediler hariç olmak üzere, tüketici kredilerinde ve tüketici kredilerinin yeniden yapılandırılmasında uygulanacak azami vade dördüncü fıkra uyarınca belirlenir.

(4) Kurul, Strateji ve Bütçe Başkanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığının görüşü alınarak, bu maddede yer alan sınırlamaları belirlemeye veya ilave sınırlamalar getirmeye yetkilidir.

BEŞİNCİ BÖLÜM

Sorunlu Alacakların Çözümlenmesi

Sorunlu alacakların çözümlenmesi

MADDE 13- (1) Sorunlu alacakların çözümlenmesi, bankaların sorunlu alacaklarının yönetim ve azaltım faaliyetlerini kapsar.

(2) Brüt donuk alacak tutarının sektörün toplam brüt donuk alacak tutarına oranı binde beş veya üzerinde olan bankalarca, sorunlu alacakların yönetimi ve makul bir süre içinde azaltılması amacıyla sorunlu alacak stratejisi ve çözümleme birimleri oluşturulur. Söz konusu oranın hesaplanmasında bir önceki yıl sonu verisi kullanılır.

(3) Brüt donuk alacak tutarının sektörün toplam brüt donuk alacak tutarına oranı binde beşin altında olsa dahi, belirli bir coğrafi bölgede, belirli bir sektöre ya da ilişkili müşterilere kullandırılan kredilerden oluşan bir portföyün bankaların donuk alacakları içinde önemli bir payının olması durumunda, Kurum bu bankalardan sorunlu alacak stratejisi oluşturmasını ve çözümleme birimlerinin kurulmasını isteyebilir.

(4) Yapılacak denetimler ve değerlendirmeler neticesinde bankaların sorunlu alacaklarında ya da alacaklardan dolayı edinilen varlıklarında yüksek ya da artan düzeyde artış, hızlı kredi büyümesi veya düşük karşılık ayırma oranları gibi kredi riskinde artışa işaret eden durumların tespit edilmesi halinde, Kurum bu bankalardan da sorunlu alacak stratejisi oluşturmasını ve çözümleme birimleri kurulmasını isteyebilir.

(5) Yönetim kurulu; sorunlu alacakların çözümlenmesine ilişkin politikaları oluşturmak, bunların uygulanmasını ve izlenmesini sağlamak ve gerekli tedbirleri almakla yükümlüdür.

Sorunlu alacak stratejisi ve operasyonel plan

MADDE 14- (1) 13 üncü madde kapsamına giren bankalarca hazırlanacak sorunlu alacak stratejisinin üç yıllık bir zaman dilimini öngörmesi ve asgari olarak, sorunlu alacakların çözümlenmesine ve alacaklardan dolayı edinilen varlıkların yönetilmesine ilişkin takvime bağlı niceliksel hedefleri içermesi ve buna yönelik bir operasyonel plan ile desteklenmesi gerekir.

(2) Bankalarca sorunlu alacak stratejisinde yer alan hedeflere ulaşmaya yönelik her yıl bir öz değerlendirme yapılarak sonuçları yönetim kuruluna bildirilir.

(3) Bankaların sorunlu alacak stratejileri ile operasyonel planları yönetim kurullarınca onaylanarak, her yıl mart ayının sonuna kadar Kuruma gönderilir.

(4) Bankalarca ayrıca, sorunlu alacak stratejileri ve operasyonel planlar kapsamındaki gerçekleşmeler, hedefler ve tespit edilen sapmalar ile bunlar için uygulanacak iyileştirici aksiyonlar da sorunlu alacak stratejileri ve operasyonel planlar ile birlikte her yıl mart ayının sonuna kadar Kuruma gönderilir.

(5) İhtiyaç duyulması halinde, Kurum üçüncü ve dördüncü fıkralarda belirtilen gönderim tarihini değiştirebilir.

Çözümleme birimleri

MADDE 15- (1) 13 üncü madde kapsamına giren bankalarca, olası bir çıkar çatışmasının önüne geçilmesini teminen kredi tahsis birimlerinden bağımsız bir fonksiyon olarak ayrı çözümleme birimleri oluşturulur.

(2) Sorunlu alacak stratejisi kapsamında sorunlu alacakların çözümlenmesine ilişkin faaliyetler çözümleme birimleri tarafından gerçekleştirilir.

ALTINCI BÖLÜM

Katılım Bankalarının Fon Kullandırma Yöntemleri

Katılım bankalarının fon kullandırma yöntemleri

MADDE 16- (1) Katılım bankalarının fon kullandırma yöntemleri aşağıda belirtilmiştir:

a) Satım yöntemleri: Finansman sağlama amacıyla müşterinin ihtiyaç duyduğu her türlü maddi ve gayri maddi mallar ile hakların, bedeli satıcıya ödenerek tedarik edilmesi işlemidir. Satım yöntemleri; kâr beyanı ile satım (murabaha), kârsız satım (tevliye), pazarlık usulüyle satım (müsaveme), peşin ödemeli satım (selem), açık hesaplı satım (isticrar), kâr beyanı ile emtia satımı (teverruk) ve eser sözleşmesi (istisna) türlerinden oluşur.

b) Kiralama yöntemleri: Finansman sağlama amacıyla, tüketilmeden kullanılabilen bir varlığın menfaatinin devri veya bir hizmetin sunulması işlemidir. Kiralama yöntemleri; adi kiralama, finansal kiralama, faaliyet kiralaması, ürün kiralaması, işgücü kiralaması ve hizmet kiralaması türlerinden oluşur.

c) Ortaklık yöntemleri: Gerçek veya tüzel kişilerin tüm faaliyetlerinden, belirli bir faaliyetinden veya belirli bir malın mülkiyetinin edinilmesinden doğacak kâr ve zarara katılmak üzere finansman sağlama amacıyla müşterilerle ortaklık kurulması işlemidir. Ortaklık yöntemleri; emek-sermaye ortaklığı (mudarebe), kâr-zarar ortaklığı (müşareke), yatırım ortaklığı (girişim sermayesi), mülkiyet ortaklığı, zirai ortaklıklar türlerinden oluşur.

ç) Vekâlet yöntemleri: Müşteri ile imzalanan vekâlet sözleşmesi kapsamında kârın tamamı veya önceden belirlenmiş belirli bir kısmı ile zararı bankaya ait olmak üzere, gelir getirici bir faaliyeti için finansman sağlama amacıyla müşterinin vekil olarak yetkilendirilmesi işlemidir. Vekâlet yöntemleri, adi vekâlet ve yatırım vekâleti türlerinden oluşur.

d) Diğer yöntemler: Karşılıksız ödünç (karz-ı hasen), kefalet, garanti, vaat, ödül vaadi (cuâle) türleri ile Kurulca belirlenecek diğer yöntemlerden oluşur.

(2) Birinci fıkrada sayılan yöntemlere ve bu yöntemlere ilişkin belirlenecek standartlara dayalı hukuki ilişkiler münhasıran finansman sağlama amacıyla kurulur.

(3) Katılım bankaları, gelir elde etme amaçlı olarak müşterilerine nakit finansman sağlayamazlar.

(4) Satım yöntemlerine dayalı işlemlerde satıcı tarafından müşteri adına düzenlenen belgeler sebebiyle yapılacak ödemelerin finansman sağlayan banka vasıtasıyla yapılması, bankanın kayıtlarında gösterilmesi ve alım satıma ilişkin belgenin bir suretinin bankada muhafazası zorunludur. Usul ve esasları Kurul tarafından belirlenen hallerde bedelin satıcıya ödenmesi şartı aranmaz.

(5) Birinci fıkranın (c) bendinde sayılan ortaklık yöntemlerinden mülkiyet ortaklığı dışındaki yöntemlere dayalı finansman işlemlerinde banka ile müşteri arasında finansman ortaklığı kurulur. Finansman ortaklığı, müşterinin belirli bir faaliyetinden veya tüm faaliyetlerinden doğacak kâr ve zarara katılmak üzere Kanunun 48 inci maddesi hükümleri kapsamında münhasıran finansman sağlama amaçlı olarak kurulur ve bu madde hükümlerine uygun düştüğü ölçüde ortaklıkları düzenleyen ilgili mevzuat hükümlerine tabidir.

(6) Finansman ortaklığı, 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda düzenlenen sermaye şirketi şeklinde veya taraflar arasında imzalanan süreli ortaklık sözleşmesi ile kurulur. Tarafların kâr ve zarara katılma oranları sözleşmede belirtilir.

(7) Finansman ortaklığı sözleşmelerinde, sermayesine iştirak edilen ortaklığın yönetimi başta olmak üzere tarafların hak ve yükümlülüklerine yer verilmesi zorunludur. Finansman ortaklığı paylarının en fazla yedi yıl içinde elden çıkarılması şarttır. Kurul, ihtiyaç duyulması halinde bankaca konuya ilişkin tevsik edici belgelerle Kuruma başvurulması halinde yedi yıllık süreyi uzatabilir.

(8) Birinci fıkrada sayılan yöntemlere dayalı finansmanlar için müşteriler ile imzalanacak sözleşmelerin yeknesak bir şekilde uygulanmasını ve katılım bankacılığı meslek ilke ve standartlarına uyumunu teminen, Kurulun uygun görüşü alınmak suretiyle Türkiye Katılım Bankaları Birliği tarafından tip sözleşmeler hazırlanır.

(9) Birinci fıkrada belirtilen her bir finansman yöntemine ilişkin standartlar, Kurulun uygun görüşü alınmak suretiyle Türkiye Katılım Bankaları Birliği tarafından belirlenir.

(10) Kalkınma ve yatırım bankaları, bu madde hükümleri ile bu madde hükümlerine dayalı olarak yapılacak düzenlemelere uygun olmak ve münhasıran faizsiz yöntemlerle sağlamış oldukları kaynaklarla sınırlı olmak üzere, müşterilerine birinci fıkrada sayılan yöntemlere dayalı olarak finansman sağlayabilir.

YEDİNCİ BÖLÜM

Çeşitli ve Son Hükümler

Rehberler

MADDE 17- (1) Kurul, bu Yönetmeliğin uygulamasına ilişkin rehberler çıkarmaya yetkilidir.

Yürürlükten kaldırılan yönetmelik

MADDE 18- (1) 1/11/2006 tarihli ve 26333 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Bankaların Kredi İşlemlerine İlişkin Yönetmelik yürürlükten kaldırılmıştır.

(2) Birinci fıkra ile yürürlükten kaldırılan Bankaların Kredi İşlemlerine İlişkin Yönetmeliğe yapılan atıflar bu Yönetmeliğe yapılmış sayılır.

Yürürlük

MADDE 19- (1) Bu Yönetmeliğin;

a) 9 uncu maddesinin dördüncü fıkrası 1/7/2024 tarihinde,

b) Diğer hükümleri 1/1/2024 tarihinde,

yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 20- (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu Başkanı yürütür.

Ekleri için tıklayınız

 

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

TCMB’nin yüzü gülüyor: Net rezervler Nisan’da $14 mia iyileşti

Yayınlanma:

|

Yazan:

  • Geride bıraktığımız hafta, ABD’de açıklanan makroekonomik veriler ve şirket finansalları piyasaların sert bir şekilde dalgalanmasına neden oldu. Şöyle ki, Perşembe günü açıklanan birinci çeyrek gayri safi yurt içi hasıla (GSYİH) verisi daha önce düşünülenden daha fazla enflasyon artışına işaret ederek zayıflayan bir ekonomi ile birlikte ele alındığında, FED için en kötü sonuç olarak görülmek suretiyle yumuşak iniş beklentilerini iyice zayıflatırken, haftanın son iş günü yine ABD’de açıklanan FED’in favori enflasyon göstergesi olarak takip ettiği kişisel tüketim harcamaları fiyat endeksi (PCE) piyasa beklentilerinin (%2,6) hafif de olsa üzerinde (%2,7) sonuçlandı. Olumlu tarafta açıklanan ABD şirket finansallarının bardağın dolu tarafını temsil etmesinin de yardımı ile PCE verisi ikinci planda kaldı.
  • Perşembe günü %4,74 seviyesini test ederek son 6 ayın zirvesine yükselen ABD 10 yıllık hazine getirileri, beklentilere yakın ve uyumlu olarak görülen  PCE verisi ardından %4,6 seviyesine gerilerken, Microsoft ve Google gibi büyük şirketlerin güçlü finansal raporları, en büyük 500 şirketin işlem gördüğü S&P500 endeksinin haftanın son iş gününde %1 yükselmesine neden oldu. Teknoloji hisselerinin işlem gördüğü Nasdaq endeksi ise %2 yükseldi. Amazon ve Apple gibi büyük şirketlerin bu hafta bilanço verilerini açıklaması beklenirken, piyasaların gözü, ABD Merkez Bankası FED’in Çarşamba günü sona erecek iki günlük olağan FOMC toplantısını ve akabinde FED Başkanı Powell’ın konuşmasını takip etmeye başladı.
  • Çok açık bir şekilde, hazır piyasalar son gelişmelerin gölgesinde faiz indirim konusunda çok daha azını beklerken, Powell’ın çok da ortalığı karıştırmadan, tonunu biraz sertleştirmesini ve “son veriler bize kesinlikle daha fazla güven vermedi ve bunun yerine, bu güvenin sağlanmasının beklenenden daha uzun süreceğini gösteriyor” açıklamasını tekrarlamasını bekliyoruz. Son gelişmeler ardından, piyasa tahmincileri, bu yıl için FED’den yaklaşık 30 baz puan faiz indirimi (yani bir kez 25 baz puandan biraz daha fazla) fiyatlandırırken, ilk kesintinin de Eylül ayında olacağı tahmin ediliyor.
  • FED’in içinde olduğu durumunun da oldukça ‘sıkıntılı’ olduğunu itiraf etmem gerekiyor. Şöyle ki, bir yanda yavaşlayan bir ekonominin işaretleri artarken, diğer yanda yüksek faizler kamunun borç yükünü daha da artırıyor! Gelinen noktada enflasyon büyük bir katılık gösterirken, FED’in kredibilitesinin sorgulanmaya başlanmasından endişe ediyoruz. ABD’nin borcu rekor seviyede ve 35 trilyon dolara yaklaşırken, Japon Yen’in de serbest düşüşe geçmesini endişe ile izliyoruz. Japonya’nın kamu borcunun yaklaşık 9,2 trilyon ABD Doları veya GSYİH’nın %263’ü olduğunu ve bunun da gelişmiş ülkeler arasında en yüksek borç olduğunu not edelim. Böylesi bir devasa borç nedeniyle faiz oranlarını artırmakta zorlanan Japonya, Yen’i desteklemek için elinde mevcut 1 trilyon dolar civarında ABD hazine tahvil portföyünü de satmakta zorluk yaşıyor. Eğer Yen’i desteklemek (dolar yaratıp YEN almak için) ABD tahvillerini satarsa, yüksek getirili hazine bonoları yeni alıcıları cezbederek yeniden USDJPY paritesi üzerinde yukarı yönlü baskı kurabileceğini
  • düşünüyoruz. Japonya’nın hem Yen’i istikrarlı bir hâle getirmesi hem de getiri eğrisi aynı anda kontrol etmesi mümkün olmadığından, USDJPY paritesinde de yukarıda pek de bir kırmızı çizgi olmadığını düşünüyoruz!
  • Küresel piyasalarda her geçen gün daha da ‘tatsız’ bir durumun egemen olduğunu ve bir piyasa anomalisi olsa da, Mayıs ayında sat ve git eğiliminin yeniden vücut bulabileceğinden de endişe ediyoruz. Özellikle, Haziran ayından bu yana ABD’nin borcu, her 100 günde 1 trilyon dolar artış gösterirken, mevcut 35 trilyon dolar borcun da bu süratte devam ederse üç yıl içinde 45 trilyon dolarlık bir rakama ulaşacağının altını çizelim. Bu noktada güvenli liman olarak altının neden son dönemlerde bir başka parladığını daha iyi anlayabiliyoruz değil mi?
  • Türk mali piyasalarında ise BIST100 endeksi JP Morgan’ın tahvil endeksindeki Türkiye ağırlığını arttırması haberinin yarattığı iyimserlikle haftanın son iş gününü %2,1 yukarıda tamamlarken, endeks psikolojik 10bin seviyesine dayandı (teknik bir bakış açısı ile yukarıda hedefimiz 11,500). Bankacılık endeksi ise Cuma günü %3,4 artış kaydederken, yılbaşına göre artış oranı %51 seviyesine ulaştı. USDTRY kuru TL’ye olan talebin yavaş da olsa artmaya başlaması ile hafifçe gerileyerek 32,50 seviyesinin altını test ederken, TCMB’nin de net yabancı para pozisyonu iyileşmeye devam ettiğini görüyoruz. 23 Nisan tatili nedeniyle, Cuma günü açıklanan haftalık verilere göre, TCMB’nin net yabancı para pozisyonu geçen hafta 2,4 milyar dolar artış (iyileşme) kaydederken, Nisan ayı genelinde ise artış 14,1 milyar dolar oldu! TCMB rezervlerinde iyileşmenin devam edeceğini, TCMB’nin (swap ve kamu dövizleri hârim) eksi 59,7 milyar dolar olan rezervlerini güçlendirmeye devam edeceğini not edelim. Bir diğer deyişle, kamunun döviz piyasasında alıcı konumda olmaya devam edeceğini, kurun ise bebek adımları ile sene sonu psikolojik 40 seviyesine doğru ilerlemeye devam etmesini bekliyoruz. Bu arada Sn. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD ziyareti her iki liderin de iş yoğunlukları nedeniyle ileri ve belirsiz bir tarihe ertelendi.
  • Yeni gün başlangıcında, Japonya’daki tatil nedeniyle likiditenin de düşük seyretmesi ve beraberinde zaten gergin ortamın da yardımı ile zararı durdur emirlerini test etme girişimleri sonucunda Japon Yen’i Nisan 1990’dan bu yana en zayıf seviyelerine ulaşarak 160 seviyesine yaklaştı. Sene başına göre bakılırsa %11 geriledi. Yukarıda da değindiğim üzere, Yen’in önlenemez değer kaybına rağmen bu sabah Asya piyasalarında yeşil rengin hâkim olduğunu görüyoruz. Teknik mânâda iyi bir görünüm sergileyen Hong Kong borsası Hang Seng %2 yükselişte başı çekiyor. Petrol fiyatları, Kahire’de İsrail-Hamas barış görüşmelerinin Ortadoğu’da daha geniş bir çatışma korkusunu hafifletmesiyle birlikte 88,50 dolar seviyesine gerileyerek Cuma günkü kazanımlarını sildi. Altının ons fiyatı 2,330 dolar, gümüşün ise 27,25 dolar seviyelerinde ve hâlen daha karmaşık ortamı ‘tartmaya’ ve ‘gözlemlemeye’ devam ettiğini not edelim! Bitcoin ise 63bin dolar seviyelerinde salınmaya devam ederken, aşağıdaki grafikten de görülebileceği üzere, teknik bir bakış açısı ile yukarıda 71bin aşağıda ise 58bin dolar seviyelerini oyun alanının çizgileri olarak görüyoruz. Geçildiği yöne doğru hareketin ivme kazanmasını bekliyoruz.
  • Bu haftanın veri takvimi oldukça yoğun görünüyor. Çarşamba günü ABD’de açıklanacak açık iş ilanları (JOLTs) istihdam verisi, FED’in faiz kararı, Cuma günü ISM hizmetler dışı PMI verileri ve her ayın ilk Cuması olduğu üzere Nisan ayı istihdam raporu yakından takip edilecektir. ︎Türkiye ve KKTC cephesinde ise Cuma günü Nisan ayı enflasyon rakamları açıklanacak. Kur artışının durmasının da yardımı ile önümüzdeki aydan itibaren enflasyonda tepe seviyelerin artık görülmesini bekliyoruz.

BTC/USD

Bitcoin’in teknik olarak sergilediği bayrak formasyonunun 3-4 hafta içinde artık sonuçlanmasını bekliyoruz. Yukarıda 71 bin aşağıda ise 58 bin seviyesini takip ediyoruz.

171436661864a49901e8a19423941e6bfac809a640_1_1200.jpg

TCMB Net Döviz Rezervleri

TCMB’nin brüt döviz ve altın rezervleri 9 – 19 Nisan haftasında 2,1 milyar dolar gerilerken, bu gerilemenin yurtiçi bankalar ile olan swap işlemlerinin azalmasından kaynaklandığını düşünüyoruz. Öte yandan, söz konusu haftada, TCMB’nin günlük döviz pozisyonunda yaşanan değişim 2,4 milyar dolar iyileşme yönünde olurken, Nisan ayında ise net yabancı para pozisyonu iyileşerek 14,1 milyar dolar artış kaydetti. TCMB’nin yavaş da olsa döviz piyasasında dizginleri eline aldığını ve rezerv biriktirmeye devam ettiğini not edelim. TCMB’nin swap ve kamu dövizleri hâriç net rezervleri eksi 59,7 milyar dolar.

1714366619270feb5a0d87da2608bb746312f5bbbc_2_1200.jpg

Fiili Faiz Oranları

17143666193f4d58f4809b14f1ed87e2e90bfee7c3_3_1200.jpg

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

HEPİMİZ DİJİTAL DOLANDICI OLARAK SUÇLANIP YARGILANABİLİRİZ

Bir gün Emniyetin “Siber Suçlar Mücadele Şube Müdürlüğü” tarafından  veya Ağır Ceza Mahkemesi Savcılığından aranıp ifadeye davet edilebilirsiniz. İlk defa duyacağınız, içinde olmadığınız “Dijital Dolandırıcılık” suçlaması ile karşı karşıya kalabilirsiniz.  “O kadar kolay mı” der gibisiniz; o zaman okuyup karar verin…

Yayınlanma:

|

Bir gün sizi Emniyetin “Siber Suçlar Mücadele Şube Müdürlüğü” tarafından  veya Ağır Ceza Mahkemesi Savcılığından aranıp ifadeye davet edilebilirsiniz. İlk defa duyacağınız, içinde olmadığınız “Dijital Dolandırıcılık” suçlaması ile karşı karşıya kalabilirsiniz.  “O kadar kolay mı” der gibisiniz; o zaman okuyup karar verin…

AKÖDE, PAPARA, Western Union, Sipay, Global, Vezne24, Pay Fix, Vodafone, Hızlıpara, CEO, Efix, Sender, Misyon, TT, Turkcell, Gönderal, UPT, Cemete… diye gidiyor liste. Ne bunlar? Belki de ismini ilk defa okuduğunu bu firmalar; TCMB ve BDDK onay, izin ve denetimi ile kurulan ve faaliyetine devam eden sayıları 36’yı bulan Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri veren firmalardan bazıları.

Bu firmalar ne zaman kuruldu ne işe yarar

İlki 2015 yılında, sonuncusu 2024 yılında lisans alan bu firmalar kısaca banka hesabına gerek kalmadan, ağırlıklı cep telefondan saniyeler içinde açılabilen hesaplar ile aktifleşen ve hesap sahibine “para transferi sağlayan bir para ödeme aracı hizmeti veren” kurumlar. Başka bir ifade ile yetkilendirilmiş bu firmalar gönderen ile alıcı arasında para transfer işlemini yürütmekte. Hesaplara geçen paralar başkalarına gönderilebilmekte, ATM’lerden nakit çekilebilmekte, alışverişte kullanılabilmekte. Bu hesapları ağırlıklı Gerçek Kişiler tarafından belirlenen limitler içinde para gönderip alınmasını sağlamakta. Bu firmalar 6493 sayılı “Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun” kapsamında kurulmuş ve bu kanuna tabi faaliyet göstermekte. Bu firmaların kurulması TCMB ve BDDK tarafından lisans, onay verilmesi sürecinde bir sorun yok fakat işleyişte ciddi sıkıntılar var. Öyle ki bu firmaların bazıları dolandırıcıların merkezi haline gelmiş ve firmalar bu alanda sınıfta kaldı. Yüzlerce masum insan hapis alırken, mahkemelerde devam eden binlerce dosya yığılmış durumda.  Hadi işleyişteki aksaklılara, hepimizi ilgilendiren güvenlik açıklarına birlikte bakalım. Okurken zaten siz de hak vereceksiniz…

Hesap açılışlarında güvenlik açığı oluştu

Bu firmaların hemen hemen hepsinde akıllı dediğimiz cep telefonu kullanılarak uzaktan hesap açabiliyorsunuz. Sorunlardan biri o aşamada oluştu. Özelikle bazı firmaların örneğin, AKBANK iştiraki olan AKÖDE- TOSLA hesabı, 2018’de ilk faaliyete başladığında hesap açılışında herhangi bir kişinin İSMİ, TC NO ve DOĞUM TARİHİ elinizde ise veya bu bilgileriniz herhangi birinin eline geçti ise (ki hayatın olağan akışında bu bilgilere ulaşmak çok zor değil) bu bilgiler ile hesap açabiliyordunuz. Kontrol sistemi sadece hesap açtığını cep telefona gelen onay kodu ve girmiş olduğunuz mail adresine gelen onay kodu. O kadar! Üstelik girdiğiniz telefon numarası sizin üzerinize olması bile zorunlu değil!

Yabancı uyruklu telefonlar sorun oldu

Firmalar hesap açımında girilen cep telefon numarası ile kullanıcısının aynı kişi olması veya bu telefon hattına sahip kişiye ulaşılabilirliğinin kolay olup olmamasına bakmadan hesaplar açıldı. Sorun ise bu hesaplar kullanılarak dolandırıcılıklar başlayınca ortaya çıktı. Emniyete ve Yargıya yansıyan şikayetlerde girilen telefon hat sahibi ulaşmada zorluklar yaşandı. Zira, özellikle Suriye gibi ülkelerden gelen yabancıların tespit edilmesine rağmen adreslerinin tespiti veya ülke dışına çıkması nedeni ile ulaşılması nerede ise imkansız hale geldi Özellikle dolandırıcılıkta kullanılan telefonlarda hat sahipleri yıllar önce ülkeyi terk etmiş oluyor. Mahkemeler hat sahibine ulaşamayınca TAKİPSİZLİK kararı veriyor.  Bu durumda adına sahte hesap açılan vatandaş ilk defa bilgilerinin dolandırıcılıkta kullanıldığını Ağır Ceza soruşturmasını yürüten Savcı veya Hakimin karşısında çıkınca haberi oluyor. Tabi içinde olmadığı bir organizasyona tabi olmadığınızı anlatmak kadar bir zorluk yok. Hatırlayın bir Suriyelinin üzerinde kendisine ait 9 adet kimlik çıkmıştı. Her Türkiye’ye girişte yeni geliyormuş gibi kimlikler çıkarmıştı. Yabancılara verilen kimliklerin çoğu beyana tabi çıkarılıyor.

Mahkemeler ve Bilirkişiler gerçek dolandırıcıyı tespitte zorlanıyor               

Son yıllarda özellikle dolandırıcılık davalarında bu firmaların ismi çok geçti. Bu firmalara mahkemelere veya Emniyet Müdürlüklerine kaç kişi hakkında bilgi istendiğini ve bilgi verildiğini TCMB ve BDDK isteyip kamuoyuna açıklarsa şikayet ve yargıya yansıyan olay adetini de ortaya çıkmış olur. Bu sayede vatandaş da şikayetlerin hangi firmalarda yoğunlaştığı hangi firmalarda daha fazla güvenlik açığı olduğu da anlamış olur. Mahkemeler ya da Emniyet Müdürlükler bu firmalardan bilgi istediğinde hesaba para geçen veya gönderilen hesap bilgilerinde ismi geçen  kişinin tüm bilgilerini derken elindeki İsim, TC no, hesapta açılan cep telefon no ve mail adresini paylaşıyor. Emniyet de haklı olarak bu isim üzerinden Mahkemeye sevk ediyor ve Mahkemeler de hesap sahibi hakkında soruşturma açıp davaya dönüştürüyor. Burada can alıcı nokta hesap sahibinin hesabı ile hiç ilgisinin olmama olasılığı çünkü Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri firmaları bir de “basit usulde doğrulama” diye bir kavram uydurmuşlar, mahkemelere hesap “basit usulde doğrulanarak açılmıştır” diye cevap yazıyorlar. Mahkemelerin sorduğu ise “bu hesap kime ait” olduğu; oysa basit usulde sorgulamak sadece cep telefonuna giden onay kodu ve mail adresine giden onay kodu ile bu hesapların açıldığını diğer ana can alıcı isim-TC bilgilerinin hesabın asıl sahibinin olduğunu daha doğrusu kesin KİMLİK DOĞRULAMA anlamına gelmemekte. Vahamete bakar mısınız? Sizin TC ve Doğum tarih bilgisine geçiren biri hesap açabilir vatandaşı dolandırabilir fakat sanki siz yapmışsınız gibi   mahkemeye bilgileriniz gitsin. Bir anda kendinizi bu davaların görüldüğü Ağır Ceza Savcısı ve Hakimi karşısında buluyorsunuz ve sizden bu hesabın size ait olmadığının kanıtlanması isteniyor. Mahkeme Bilirkişi Raporu talep etse bile Türkiye’deki birçok Bilirkişi bu firmalardaki hesap açma prosedürlerini bilmediği için dosyada ismi geçen ve u firmalar tarafından bildirilen ismi suçlayacak şekilde rapor hazırlıyor bu raporlarla birlikte mahkemede hiç ilgisi olmadığı halde vatandaşa dolandırıcılıktan hapis cezası veriyor.  Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri firmalarındaki güvenlik açığı nedeni ile yüzlerce insan hapis cezası almış, hapis yatanmış durumda, mahkemelerde devam eden binlerce de dava var.

Daha vahimi var: Güvensiz hesaplar hala aktif!

Mahkemelerde ve vatandaştan şikayetler gidince bu firmalar ek tedbirler aldı. Yöne örnekten davam edelim AKÖDE-TOSLA bu yönde şikayet ve dolandırıcılık davaları artınca güvenlik tedbirlerini artırmış; Dijital Kimlik Doğrulama sistemine geçmiştir.  NFC, “Yakın Alan İletişimi” doğrulama kontrolünü uygulamaya koymuş; Yabancı uyruklu, eski nüfus cüzdanı olan, kimliğinde fotoğrafı bulunmayan ve NFC destekli cihazı olmayan kişiler Tosla dijital kimlik doğrulamasını gerçekleştiremiyor ve hesap açamıyor. Ama vahim olan taraf BASİT USULDE DOĞRULAMA şeklinde açılan eski hesaplar hala açık ve aktif. Oysa bu güvenlik açığı ortaya çıktığında firmalar anında bu hesapları pasif hale getirmesi ve kimlik doğrulamadan sonra AKTİF hale getirmesi gerekiyordu. TCMB ve BDDK o 2015’den beri bu firmaları denetlerken bu açığı nasıl atlar veya bu yönde nasıl karar almaz ve eski hesaplara da kimlik doğrulama zorunluluğu getirmez, akıl alır gibi değil. Bu güvenlik açıklarını bilip tedbir almamak, sadece yeni hesaplarda güvenlik tedbirlerini artırdık demek resmen dolandırıcılar ile işbirliği yapmakla aynı anlama gelir. Milyonlarca lirası dolandırılan insanların, bu davalardan hiç ilgisi olmadığı halde yardılanan masum insanların, bu firmaların güvenlik açığı nedeni ile hapis yatan insanların hesabı sorulmayacak mı; sorulmamalı mı? Bu firmalar para kazanacak diye güvenlik açıklarını kapamak yerine tepkisiz kalmak, dolandırıcılar ile işbirliği yapmakla aynı anlama gelmez mi? Bu yazıdaki tespit ettiğim Güvenlik açıklarına rağmen bu hesapları aktif bırakan, göz yuman, üst yöneticileri TCMB, BDDK ve Bağımsız Mahkeme savcı ve hakimlerine ihbarımdır! Yok öyle mahkemelerden gelen bilgi taleplerine iki satır yazı yazıp cevaplayıp aradan çekilmek!

Beterin beteri de var: Kartınız başka bir kişinin hesabına tanımlı olabilir  

Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri firmalarındaki güvenlik açığı bunla da bitmiyor. Beterin beteri de var. “Daha ne olabilir ki” diyor insan ama var! Normal banka hesabınıza 3. Kişilerin ATM Kartı veya Kredi Kartını banka hesabınıza bağlayamazsınız. Veya sizin ATM ve Kredi Kartlarını başkasının eline geçip kendi hesaplarına bağlanamaz. Mantık da bankacılık da bunu gerektirir zaten. Ama sıkı durum bu durum Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri firmalarındaki hesaplar için geçerli değil. Siz bu hesaplara sahipseniz 3. Kişilerin kartlarını hangi bankaya ait olduğu önemli olmadan, kendi hesabınıza tanımlayabiliyorsunuz veya sizin kart bilgilerinizi eline geçiren biri kendi hesaplarına size ait kartı bağlayıp para çekebilir. Vahimin vahimi bu kart bağlanırken kart sahibinin haberi ve onayı olmuyor. Üstelik kartlar sadece bu Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri firmalardaki hesap sahibine giden onay kodu ile bağlanıyor. Komik ama dolandırıcıya dolandıracağı kartın hesabına bağlanması için onay kodu da gönderiyor. Resmen dolandırıcılarla bu kurumlar iş birliği yapmış, işini kolaylaştırmış! Bu uygulama hala aktif ve kullanıma açık! Bu firmalar şu sorunun cevabını vermek zorundalar ve veremezler: 3. kişilerin onayı ve bilgisi olmadan ATM Kartını veya Kredi Kartını nasıl olur da başka birinin hesabına bağlattırıp, para çekmesini sağlaya bilirsiniz? KVKK ihlali değil mi, dolandırıcıların işini kolaylaştırma değil mi bu?

TCMB ve BDDK durdurmaz ise Mahkeme kararları ile güvensiz hesaplar dondurulmalı

Her ne kadar bu firmalar mahkemeye “BASİT USULDE DOĞRULAMA” diye yazı yazsa da bunun ne anlama geldiğini, bu hesapların niçin gerçek kimliği yansıtamayacağını belirten bir açıklama göndermiyor hali ile mahkemelerde (bankacı bilirkişiler) gelen yazılara istinaden bu hesaplarda ismi geçen kişileri “kimlik bilgileri doğrulanmış” geçen kişiler olarak var sayıyor ki normal, hiç ilgisi olmayan vatandaşı sorguluyor, yargılıyor cezalandırıyor iyi mi!

Maddi manevi cezaları bu firmalar karşılayabilir

Beyniniz yanmadı ise devem edelim. Şu ana benim duyduğum bu firmalara yönelik böyle bir suçlama olmadı ama bir gün eminim bu yöndeki Bilirkişi Raporlarını dikkate alan bir mahkeme emsal teşkil etmesi açısında maddi manevi zararın bu firmaların güvenlik açığına nedeni ile oluştuğunu tespit eder. Bu güvenlik açığına neden olan masum insanları yargılanmasına, hapis cezası almasına neden olan bu firmalar davalara dahil edilebilir, üst yöneticiler de yargılanabilir oluşan/oluşacak zararların bu firmalar tarafından karşılanması ile karşı karşıya kalabilir. Aksi taktirde bu güne kadar masum insanların hapis cezası alması yetmediği gibi yeni mağduriyetler yaratılmasının da önüne geçemeyiz. Adaletin  ana uygulayıcısı Bağımsız Mahkemelerdir. Mahkemelerin bu bilgiler ışığında tepkisiz kalmamasını resen harekete geçerek bu tür davalara bir de bu gözle bakmasını ihbar ediyorum.

Kiralık hesaplarda patlama oldu

Dolandırıcıların sık kullandığı yöntemlerden biri de başkası üzerine olan hesap sahiplerini para karşılığı ikna edip kullanmaları. Her ne kadar hesap sahipleri “dolandırıcılıkta kullanıldığı bilmiyordum” diye açıklama yapsa da bu savunma ile mahkeme karşısında ceza almaktan kurtulamıyorlar. Firmaların hesap sözleşmelerine göz attım çoğu firmada bu yönde bir uyarı bulunmuyor. Müşteriler bu yönde uyarılamlı mı, kesinlikle evet! Bu firmalarda geç aksiyon alınmasını bir nedeni de dolandırıldığınızı arayıp bu firmaları aradığınızda “mahkeme kararı olmadan birşey yapamayacaklarına” yönelik karşılık veriyorlar. Mahkeme kararı da öyle hemen çıkacak birşey olmadığından müşteri olarak fark edip firmayı uyarmanız fazla bir işe yaramıyor. Bu kadar güvenlik açığı olan firmalar için bu tür şikayetlerde gecici bloke uygulaması olması gerekiyor mu, kesinlikle gerekiyor. Bankalar bunu Kredi Kartı, POS işlemlerinde yapıyor. TCMB ve BDDK’nın bu yönde tedbir almasını öneririm.

TCMB ve BDDK acil harekete geçmeli  

Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri firmalarına lisan vererek onaylayan sonraki işleyiş ve uygulamalarını yakından denetleyen TCMB ve BDDK’nın vatandaşın mağduriyetini giderilmesi için acilen vatandaşın dolandırılmasında Güvenlik Açığı olan eski hesapların gerçek kimlik doğrulanana kadar PASİF HALE GETİRİLMESİ için müdahale etmesi gerekir. TCMB ve BDDK Denetcileri bu açıkları nasıl sorgulamaz ve yakalayamaz anlamış değilim. Her ne kadar bu hesaplara bağlanan kartlar ile ilgili görüştüğüm Genel Müdürlerden birinin tabiri ile “sadece az miktarda para aktarılması için” dese de dolandırıcılığın küçüğü büyüğü olmaz, zaten çoğu bu tür dolandırıcılar da küçük küçük paralar ile milyonlarca lira vatandaşı zarara sokuyor. Bu kafa yapısından zaten güvenlik önlemlerinin almasını beklemek iyi niyetlilik olur! Sizin için küçük meblağlar vatandaş için büyük oluyor. Ne yani “hırsızlık küçük küçük meblağda” diye sizin gibi tepkisiz mi kalalım, göz mü yumalım.

Çoğu mahkemede Dijital Dolandırıcılık ile ilgili ayrı mahkemeler kuruldu, binlerce dosya yığılmış durumda. Bankalar yanında çoğu dosyada Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri firmaların ismi geçiyor. Meblağlar küçük olabilir ama bu alandaki kaçak deliği kapamak mahkemelerdeki dosya sayısının azalmasına neden olacağı gibi dolandırıcıların bu alandaki işlerini de zorlaştıracaktır. Sosyal Sorumluluğumuz gereği sorgulamamız da yaptığımız da budur zaten!

Erol TAŞDELEN – Ekonomist, Bankacı Bilirkişisi (sc:48413)  www.bankavitrini.com

***************

Dijital dönüşüm ve Bankacılıkta Siber Güvenlik?

Dijital bankacılıkta siber tehditlerden kurtulmanın formülleri

GASA: “Dolandırıcılık kayıpları 55 milyar doları aştı”

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

TRABZON’DA BANKA GÜVENLİK GÖREVLİSİ CANINA KIYDI

Yayınlanma:

|

Yazan:

Trabzon Yomra’da bir bankada geçici olarak görev yapan güvenlik görevlisi Malatyalı S.D. arkasında not bırakarak silahla kendisini vurdu.
Edinilen bilgiye göre Malatya’dan gelen ve depremzede olan, geçici olarak bir bankanın Yomra şubesinde güvenlik görevlisi olarak çalışan. 40 yaşındaki S.D. banka içerisinde kendini kapattığı bir odada silahla başından vurarak ağır yaralandı. Silah seslerini duyan personel Kapıyı açınca başından vurulmuş halde S.D.’i buldu.

Olay yerine çağırılan sağlık ekipleri ilk müdahalede bulunduktan sonra Banka Güvenlik Görevlisi ambulansla Kaşüstü Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybeden Güvenlik Görevlisi’nin “Oğlum seni çok seviyorum” diye not bıraktığı öğrenildi. Emniyet güçleri olayla ilgili soruşturmayı sürdürüyor.

Okumaya devam et

KATEGORİ

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

KRIPTO PARA PİYASASI

BORSA

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.