Connect with us

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Ekonomide İkarus Sendromu mu?

Yayınlanma:

|

  • Atinalı mimar Daedalus, işlediği bir suç nedeniyle sürgün edildiği Girit’te Kral Minos tarafından, insan yiyerek beslenen yarı boğa yarı insan biçimindeki, Minotaurus adlı oğlunu hapsetmek için bir labirent inşasıyla görevlendirilir. Daedalus’un yaptığı labirent öyle karmaşıktır ki, kendisi bile çıkış yolunu bulamaz. Daedalus, üstü açık olan labirentin üzerinden uçan kuşların dökülen tüylerini toplar, sonra bu tüyleri balmumuyla yapıştırarak kanatlar yapar. İkarus’la birlikte bu kanatları kollarına bağlarlar ve uçmak için hazırlanırlar.
  • Daedalus, İkarus’a, çok ‘alçaktan’ uçmamasını çünkü öyle yaparsa denizin neminin kanatları ağırlaştıracağını ve dolayısıyla uçmayı engelleyeceğini, çok ‘yüksekten’ de uçmamasını çünkü o zaman da güneş ışınlarının tüyleri tutan balmumunu eriteceğini anlatır. Birlikte uçarak labirentten çıkarlar ve yükselmeye başlarlar. Girit halkı şaşkınlık ve sevinçle onları izler. İkarus, uçmanın verdiği keyifle babasının sözlerini unutur ve yükselmeye devam eder. Yükseldikçe, her şeye tepeden bakmaya ve kendisini üstün görmeye başlar, güneşe yaklaştıkça, balmumunun eridiğini, kanatların kopmaya başladığını fark edemez. Sonunda kanatlar kopar ve İkarus Ege Denizi’ne düşerek boğulur.
  • İfrat; herhangi bir konuda çok ileri gitme, ölçüyü aşma, aşırı davranma mânâsına gelir. Tefrit ise herhangi bir konuda geri kalma, yeterli ölçüde olmama anlamını taşır. ‘Dengeyi‘ bulmak veya ekonomiyi denge noktasında tutmak oldukça önemlidir. Bültenimiz bugün İkarus ile açmamızın arkasında, Cuma günü İstanbul Sanayi Odası‘nda yaşanan gelişmeler ve elbette dün açıklanan makroekonomik verilerin büyük bir payı var.
  • Hatırlanacağı üzere, TCMB Başkanı Kavcıoğlu, şirketleri stokçuluk yapmak ve döviz almakla itham etmesi ardından yaşananlar hâlen daha gündemin ilk sıralarında yer almaya devam ediyor. Sanayi yatırımlarını özendirmek için izlenen düşük faiz politikasına rağmen sanayicilerden gelen krediye erişim güçlükleri eleştirilerine Kavcıoğlu sert bir üslupla karşılık vermiş, düşük politika faizine rağmen kredilerde maliyetlerin %40 aştığı eleştirileri üzerine sanayicileri ucuz kredi kullanıp bunlarla yüksek hammadde stoku taşımak ve ucuz kredi çekerek döviz alımına gitmekle suçlamıştı. Kavcıoğlu, bugün de Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinde (TOBB) sektör meclisleri ve üyeleri ile Ankara’da 14:00’de bir araya geleceğini hatırlatalım.
  • Büyüme zarureti ağrıları olan bir hastaya benzetilirse, kredi vermek suretiyle büyümeyi daha da tetiklemek asıl sorunlara odaklanmamaya, ağrıları artarak devam eden hastaya hep bir doz daha fazla morfin vermeye ama tedavi etmemeye benzemektedir. Bu hasta bir gün morfine karşı bağışıklık kazanacak ve ağırlara artık morfin bile etki etmeyecektir. Dolayısıyla acı son morfinden gelecektir. Düşük faizle kredi vermek suretiyle zoraki veya görece büyümek (başka bir ifadeyle piyasaları şişirmek ve ekonomik balonlar sebebiyet vermek), sonu ekonomik krizlerle biten bir morfin tedavisidir. Bir örnekle desteklemek gerekirse, paranın fiyatının (faiz) doğru olmaması ve patlayan enflasyona karşı ‘koruma’ arayan Türk insanın taşıt kredilerine olan talebi sene başına göre %108 artış gösterdi!
  • Dün açıklanan İstanbul Ticaret Odası (İTO) enflasyon verileri ve beraberinde büyümenin öncü göstergesi olan PMI (satın alma müdürleri endeksi) pek de iyimser bir tabloya işaret etmedi. İmalat Sanayi PMI endeksi, Temmuz ayında üst üste beşinci ayda da büyüme ile daralmanın ayrıştığı eşik değer olan 50’nin altında kalarak 46,9 değerini aldı. İmalat sektöründeki yavaşlamanın ivmelenerek sürdüğünü görüyoruz. Temmuz verisi, Covid-19’dan bu yana gerçekleşen en belirgin düşüş olarak da kayıtlara geçmiş oldu. Öte yandan, İstanbul Ticaret Odası (İTO) Temmuz ayına ilişkin perakende ve toptan eşya satış fiyatlarını açıkladı. Buna göre perakende fiyatlar %4,1 , toptan fiyatlar ise %3,1 artış kaydetti. Bu gerçekleşmelerle yıllık enflasyon sırasıyla %99,1 ve %88 olarak sonuçlandı. Özellikle manşet perakende enflasyonunun 1998 yılından bu yana (son 24 yılın) en yüksek seviyesine çıktığının altını çizmek gerekiyor.
  • Enflasyon mütemadiyen yükselirken, imalat üretiminin ise 5 aydır peş peşe daralma bölgesinde yer almasının kitabî karşılığı ise ‘slumpflasyon‘ olarak ekonomi literatüründe yer alıyor! TÜİK’in resmî enflasyon rakamlarını Çarşamba günü açıklayacağını not edelim. Son dönemlerde İTO verileri ile TÜİK verileri arasında korelasyonun azalırken, İTO’nun TÜİK’in çok üzerinde sonuçlar vermeye başladığını da altını çizmek gerekiyor.
  • Ayın son iş günü, piyasaların gündemine düşen bir haber, kısa süreli de olsa heyecan yaratmıştı. Rusya Devlet Enerji Şirketi Rosatom, Akkuyu Santrali‘nin harcamaları için Türkiye’ye parçalar halinde yüklü miktarda para gönderdiği yönünde haber, USDTRY kurunu kısa bir süreliğine de olsa 17,75 seviyesine kadar itmesi ardından yeniden son dönemlerde yatay bir seyir izlediği psikolojik 18 seviyesinin hemen altına hızla geri döndüğünü gördük. Mersin Akkuyu’da toplam 20 milyar dolar yatırımla kurulacak santral toplam 4,800 MW elektrik üreten dört reaktörden oluşacak. Santral, tüm reaktörleri faaliyete geçtiğinde Türkiye’nin enerji üretiminin yaklaşık %10’unu sağlayacak.
  • Buna bağlı olarak, Türkiye’nin yabancı indinde risklerini yansıtan CDS risk primi dün 800 baz puanın altına geriledi. Bu gerçekleşmenin arkasında, Cuma günü gündeme düşen Rusya’dan nükleer santral kapsamında gelecek paranın (teminat kapsamında) kısa vadeli Türkiye eurobondlarına gideceği beklentisinin yattığını düşünüyoruz. Henüz resmî ve somut bir bilgi olmasa da, eurobond ve hisse senedi piyasalarında yaşanan iyimserliğin bir nedeninin de bu beklenti olduğunu düşünüyoruz. Dün BIST100 ana ve bankacılık endeksi günü %2,5 artıda tamamlarken, 10 yıllık Türkiye USD cinsi eurobondun getirisi %10,5 seviyesine geriledi (geçen ay ortası %12 seviyesine dayanmıştı.)
  • Dönelim biraz da küresel piyasalara. FED‘in enflasyonla mücadeledeki kararlılığını ortaya koyması ardından küresel mali piyasalarda baş gösteren iyimserlik, ABD borsasının Temmuz ayını son iki yıldaki en büyük aylık kazançlarla tamamlamasına neden oldu. Cuma günü, FED’in favori enflasyon göstergesi olan PCE’nin (gelir ve harcama rakamları) beklentileri aşması sonrası resesyon kaygıları hafiflerken, Avrupa’da ikinci çeyrekte GSYH büyümesi, bir önceki çeyreğe göre %0,7 artış kaydederken (yıllık büyüme oranı tahminlerin üzerinde %4 oldu), AB ekonomilerinin daraldığı yönünde kaygıları da hafifletti. Lâkin, dün dünya genelinde açıklanan veriler ise yavaşlamanın devam ettiğine işaret edince kafalar yeniden karıştı. Küresel piyasalar yoyo misali savrulmaya devam ederken, enerji fiyatları olası talep düşüşü beklentisi ile dün sert bir şekilde geriledi. Brent cinsi petrolün varil fiyatı 100 dolar seviyesinin altına sarktı.
  • Hafta sonunda jeopolitik risklerde ciddi bir artış yaşandığını gördük. Çin, ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin Tayvan’ı ziyaret etmesi halinde Çin ordusunun buna kayıtsız kalmayacağını belirtti. Çin’in bu son uyarısı, Dışişleri Bakanlığı’nın rutin bilgilendirme toplantısı sırasında yapıldı. Bakanlık Sözcüsü Lijian, Pelosi’nin “ABD hükümetinin 3 numaralı yetkilisi” olmasından dolayı olası Tayvan ziyaretinin “muazzam siyasi sonuçlarının” olabileceğini ifade etti. Çin, Tayvan’ı kendi toprağı olarak kabul ediyor. Pelosi’nin Asya’da dört ülkeyi ziyaret edeceği turundaki ilk durağı Singapur olacak. Bir diğer gerginlik haberi de Sırbistan ile Kosova arasında patlak verdi. Diplomatik temasları artması ile şu an Sırıstan-Kosava’da majör bir risk görünmese de, gözler Tayvan’a çevrilmiş durumda. Piyasaların korku endeksi VIX’in şimdilik 23 seviyesinin hemen altında olduğunu görüyoruz. Daha basit bir yaklaşımla, ‘para’ şimdilik (küçüktür 30) rahatsız değil!
  • Jeopolitik risklerin tırmandığı dönemlerde, piyasaların güvenli liman olarak sığındığı ABD 10 yıllık tahvil faizi bu sabah geçen hafta ön plana çıkardığımız %2,58 seviyesini test etti. Faiz getirisinin düşmesi, faiz getirisi olmayan altın ve gümüş gibi kıymetli madenleri ise dinamik tutmaya devam edeceğini düşünüyoruz. Gümüşün ons fiyatında 18,65 seviyesinden uzun pozisyonumuz tutmaya devam ederken, yukarıda ilk etapta 20,80 dolar seviyesini takip ediyoruz. Benzer bir şekilde, altının ons fiyatında 1,695 dolar seviyesinden uzun pozisyondayız. Yukarıda ilk teknik seviye olarak ön plana çıkardığımız 1,760 dolar geçilirken, daha da yukarıda 1,835 dolar seviyesini takip ediyoruz.
  • ABD borsaları dün geceyi hafif düşüşler ile tamamlaması ardından ardından bu sabah vadeli işlemlerde de düşüş isteğinin korunduğunu görüyoruz.  Pasifiğin diğer ucunda, Pelosi gerginliği ile Asya borsalarında koyu kırmızı bir renk hâkim. Gösterge endeks Tokyo borsası, %1,6 , Çin %3 , Tayvan borsası ise küresel risk iştahının olumsuz etkilenmesi ile %2 aşağıda işlem görüyor. ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Pelosi’nin bugün geç saatlerde Taipei’ye gelmesi bekleniyor. ABD’nin ziyaretle ilgili Çin’in “kılıç sallamasından” korkulmayacağı söyledi!
  • ABD Başkanı Joe Biden Pazartesi günü yaptığı açıklamada, El Kaide lideri Ayman el-Zawahiri’yi hafta sonu Afganistan’da düzenlediği hava saldırısında öldürdüğünü söyledi. Kasım seçimleri öncesi oldukça çok zayıf bir profil çizen Biden’ın bu açıklamayı canlı yayında paylaşması da dikkatlerden kaçmadı.

>PMI

Büyümenin öncü göstergesi olan İmalat Sanayi PMI endeksi, 2022 yılı Temmuz ayında üst üste beşinci ayda da büyüme ile daralmanın ayrıştığı eşik değer olan 50’nin altında kalarak 46,9 değerini aldı. İmalat sektöründeki yavaşlamanın ivmelenerek sürdüğünü görüyoruz. Temmuz verisi, Covid-19’dan bu yana gerçekleşen en belirgin düşüş olarak da kayıtlara geçmiş oldu.

16594221259f179c19fc4abc7705fbfac912314e07_1_1200.jpg

>İstanbul Ticaret Odası (İTO) Enflasyon

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Temmuz ayına ilişkin perakende ve toptan eşya satış fiyatlarını açıkladı. Buna göre perakende fiyatlar %4,1 ve toptan fiyatlar ise %3,1 artış kaydetti. Bu gerçekleşmelerle yıllık enflasyon sırasıyla %99,1 ve %88 olarak sonuçlandı. Özellikle manşet perakende enflasyonunu 1998 yılından bu yana (son 24 yılın) en yüksek seviyesine çıktığını görüyoruz.

1659422126f23e7acfdf34730c635ac1749766389a_2_1200.jpg

>Türkiye CDS 

Türkiye’nin ise yabancı indinde risklerini yansıtan CDS risk primi dün 800 baz puanın altına geriledi. Bu gerçekleşmenin arkasında, Cuma günü gündeme düşen Rusya’dan nükleer santral kapsamında gelecek paranın (teminat kapsamında) kısa vadeli Türkiye eurobondlarına gideceği beklentisinin yattığını düşünüyoruz.

1659422126a418de998cde43f6605e8e8f07af0961_3_1200.jpg

>ABD 10 Yıllık Tahvil

Geçen hafta ön plana çıkardığımız %2,58 seviyesi test edild. Daha da aşağıda, en önemli düzeltme seviyesi olan (Fibo %61,8) %2,36 seviyesini takip ediyoruz.

1659422126f2ae7e444b4b1a88b84fb13a4c05242d_4_1200.jpg

>Gümüş

Gümüşün ons fiyatında 18,65 seviyesinden uzun pozisyonumuzu tutmaya devam ederken, yukarıda ilk etapta 20,80 dolar seviyesini takip ediyoruz.

16594221275633bfd7a6914a72c37c4488302f0feb_5_1200.jpg

>Altın

Altının ons fiyatında 1,695 dolar seviyesinden uzun pozisyondayız. Yukarıda ilk teknik seviye olarak ön plana çıkardığımız 1,760 dolar geçilirken, daha da yukarıda 1,835 dolar seviyesini takip ediyoruz.

1659422127cf1e67c0acf89aab16033c35deb15ff8_6_1200.jpg
İKTİSATBANK

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

ABC News: İsrail İran’da bir tesisi füzelerle vurdu

Yayınlanma:

|

Yazan:

  • Fenerbahçe’nin moral bozukluğu ile yatağa yatıp, jeopolitik risklerin tırmandığı endişesi ile yataktan fırladığımız bir Cuma sabahında öncelikle herkese günaydın diyerek kısa bir bülten kaleme almaya çalışalım. ABD’li bir yetkiliye dayandırdığı ABC News haberine göre -Reuters haberin teyide muhtaç olduğunu belirtmiş- gece geç saatlerde, İsrail füzeleri İran’daki bir bölgeyi vurdu; İran devlet medyası, İran’ın İsrail’e misilleme niteliğinde bir insansız hava aracı saldırısı başlatmasından birkaç gün sonra ülkenin merkezinde bir patlama olduğunu bildirdi.
  • İsrail’in İran’a ‘cevap’ verdiği endişesi ile sabah erken saatlerde Asya piyasalarında işlem gören ve jeopolitik risklere en hassas yatırım aracı olan Brent cinsi ham petrolün varil fiyatı, ilk tepki olarak %4 artışla 90 dolar seviyesini aşarken, altının ons fiyatı ise 2,415 dolar seviyesine kadar ani bir tepki yükselişi kaydetti. Hâliyle, güvenli limanlara sığınma isteği artarken, madalyonun diğer tarafında olan ve riski varlık sınıfına giren hisse senetleri satış baskısı ile karşı karşıya kaldı. Asya’nın gösterge endeksi Tokyo borsası %2,6 gerilerken, Tayvan borsasında düşüş %3,5 seviyesi ile ilk sırada yer aldı.  JPY satış baskısı ile bir kez daha karşı karşıya kalırken, Bitcoin’in 62-63bin dolar seviyelerindeki tatsız seyrini bu sabah da korumaya devam ettiğini not edelim.
  • Her ne kadar teyide muhtaç bilgi akışı sabah saatlerinde artan jeopolitik tansiyonun gölgesinde piyasaları endişeye sevk etse de, ABD’de son dönemde açıklanan güçlü makroekonomik verilerin törpülediği faiz indirim beklentisi ardından piyasaların kılavuz kargası konumunda ABD 10 yıllık tahvil faizlerinin de %4,6’lı seviyelere kadar yükselerek son 5-6 aylık dönemin en yükseğine gelmesi, piyasa oyuncularını ve beklentileri ‘yormaya’ başladı.
  • Dün de bültenimizde söz ettiğimiz üzere, bu kadar faiz artırımına rağmen bir türlü soğuyamayan ABD ekonomisinin gölgesine piyasalar yılın geriye kalan kısmında Eylül’de başlamak kaydı ile toplam 43 baz puan yani neredeyse 2 kere faiz indirimi fiyatlıyor. Hatırlanacağı üzere, neredeyse 3 aydan kısa bir süre önce FED bu yıl ne kadar faiz indirimi yapılacağından bahsederken, hatta yılın başında 6 kez faiz indirimi konuşulurken, gelinen noktada, FED yetkililerinin ağız değiştirerek daha şahin bir üsluba geçmesi, beklentileri de yeniden şekillendiriyor.
  • FED’in son günlerde 180 derece çark etmesi mali piyasaların canını acıtırken, işgücü piyasasından gelen zayıflama belirtilerini de göz ardı etmemek gerektiğini düşünüyoruz. Şöyle ki bu hafta Tesla, işgücünün %10’unu yani 14bin çalışanını işten çıkaracağını duyururken, Amazon, maliyetleri düşürmek amacıyla bu yıl zaten işten çıkarmalar yaptığını da not edelim. ABD’de enflasyon her ne kadar yapışkanlık arz etse de, yüksek seyreden faizlerin banka finansallarına da olumsuz etkisini bu hafta sonuçlarını açıklayan BofA finansallarında görürken, yakın geçmişte, yüksek faizler nedeniyle başarısız olan 3 ABD bankasının batışı hafızamızda hâlen daha taze bir yer tuttuyor. Bu bağlamda, FED’in 1 Mayıs tarihine sonuçlanacak olağan FOMC toplantısının önemli bir gündem maddesi teşkil edeceğinin altını kalınca çizmek gerekiyor.
  • Türk mali piyasaları ise dünkü günü oldukça sakin bir seyirle tamamladı. USDTRY kuru gün boyu 32,50 seviyesinde salınırken, BIST100 cephesinde ise adeta yaprak kıpırdamadı. Her hafta Perşembe günü açıklanan TCMB haftalık verileri ise, uygulanan politikanın işe yaramaya başladığını teyit etti. Bu bağlamda, yurtiçi yerleşiklerin döviz mevduatlarında (DTH) son 2 haftada 5,4 milyar dolar azalış kaydetti. Daha basit bir anlatımla, geçen ay seçim öncesi yaşanan kur atağı ile yurtiçi yerleşiklerin DTH hacmi 10,4 milyar dolar artış göstermesi ardından, beklenilen gerçekleşmeyince -seçim sonrası kur kopacak / kaçacak endişesi- alınan dövizlerin satılmaya başlandığını görüyoruz. TCMB’nin brüt döviz ve altın rezervlerinde toparlanma başlarken, swap ve kamu dövizleri hariç net pozisyonda 12 milyar dolar iyileşerek eksi 62,9 milyar dolar seviyesine geldi. Piyasa faizlerinde 3 aya kadar vadeli mevduat faizinin ikna edici seviyelere (%67,48) yükseldiğini de not edelim.
  • İzlenen politikaların taviz verilmeden korunması ve sabredilmesi durumunda, Türkiye ekonomisinde var olan normalleşmenin ivme kazanarak devam edeceğini hatta not artırımları ile taçlandırılacağını da peşinen söyleyebiliriz. Bu görüşümüze yabancı yatırımcının da prim verdiğini düşünüyoruz keza 5 Nisan ile biten haftaya ait menkul kıymet istatistikleri göre, yabancı yatırımcı 363 milyon dolar hisse senedi, 86 milyon dolar ise tahvil aldığını görüyoruz.  Son 3 haftada hisse senedi ve tahvil piyasasına gelen sıcak paranın 1 milyar doları aştığını not edelim.
  • ABC News’de yer alan haberde İsrail’in dün geç saatlerde İran’da bir tesisi vurduğu ve İran devlet medyasında çıkan haberlere göre de ülkenin merkezinde bir patlama gerçekleştiği yönünde hâlen daha teyide muhtaç haberler ardından yeni gün başlangıcında havanın limoni olduğunu bir kez daha not edelim. Asya borsalarında var olan satıcı hava, ABD borsalarının vadeli işlemlerine de %1 düşüş yönünde yansımış. Hafta sonu riski almak istemeyen yatırımcıların güvenli limanlara sığınma ihtiyacını gün içinde takip edeceğiz.

>TCMB net döviz rezervleri

Swap ve kamu dövizleri hariç net pozisyonda 12 milyar dolar iyileşme görülüyor. Net rezervler eksi 62,9 milyar dolar seviyesine geldi.
1713502778d06accb1db4a9fe083b2494546f875f9_1_1200.jpg

>DTH

Yurtiçi yerleşiklerin döviz mevduatlarında (DTH) son 2 haftada 5,4 milyar dolar azalış kaydetti. Seçim öncesi yaşanan kur atağı ile yurtiçi yerleşiklerin DTH hacmi 10,4 milyar dolar artış göstermesi ardından, beklenilen gerçekleşmeyince -seçim sonrası kur kopacak / kaçacak endişesi- alınan dövizler satılmaya başlanmış.

171350277971bb6429339ef06539b29115034ebd54_2_1200.jpg

>Fiili faiz oranları

TCMB verilerine göre, 3 aya kadar vadeli mevduat faiz, geçen hafta %67 seviyesini aştı. KKM dönüşlerine uygulanan çok yüksek oranlar ortalamaları yukarıya çektiğini not edelim.

1713502779014c14d0228bf13764df781393b4373b_3_1200.jpg

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Jeopolitik riskler hafiflerken, ‘yumuşak iniş’ ihtimali umudunu yitiriyor…

Yayınlanma:

|

Yazan:

  • Piyasaların gözü kulağı jeopolitik gelişmelerde olsa da, FED’in yapışkan enflasyon ve güçlü makroekonomik veriler ardından tavrında görülen keskin değişim, ya da faiz indirim beklentisinin her geçen gün daha da azalmasının yankıları piyasalarda hissediliyor. Lâkin, FED’in önceliğinin tam istihdam ve fiyat istikrarı olduğu düşünülürse, istihdam cephesinden sanıldığının aksine pek de iyi haberlerin geldiğini söyleyemeyiz! Şöyle ki, son açıklanan tarım dışı istihdam verisi her ne kadar güçlü sonuçlansa da, nitelik anlamında zayıf bir tablo ile karşı karşıyayız: iş gücünde 6bin tam zamanlı işi kaybı yaşanırken, 691bin yarı zamanlı iş eklenmiş. Yüksek faizlerin piyasayı yormaya mı başladı sorusunu kendimize sormadan da edemiyoruz.
  • Hatırlanacağı üzere, neredeyse 3 aydan kısa bir süre önce FED bu yıl ne kadar faiz indirimi yapılacağından bahsederken, son günlerde 180 derece çark etmesi mali piyasaların canını acıtırken, işgücü piyasasından da zayıflama ibareler görmeye başlıyoruz. Şöyle ki bu hafta Tesla, işgücünün %10’unu yani 14bin çalışanını işten çıkaracağını duyurdu. Amazon, maliyetleri düşürmek amacıyla bu yıl zaten işten çıkarmalar yaptığını da not edelim. ABD’de enflasyon her ne kadar yapışkanlık arz etse de, yüksek seyreden faizlerin banka finansallarına da olumsuz etkisini bu hafta sonuçlarını açıklayan BofA finansallarında görürken, yakın geçmişte, yüksek faizler nedeniyle başarısız olan 3 ABD bankasının batışı hafızamızda hâlen daha taze bir yer tutuyor.
  • Hülâsa, FED son aylarda umut ettiği enflasyon verisini henüz bulamasa da, faiz indirimlerinin gelip gelmeyeceği büyük bir soru işaretine dönüşerek piyasaların yön tayin etmekte zorlanmasına neden olsa da, işten çıkarmaları başlaması ve yüksek faizlerin bankacılık sektörünü hırpalamaya başlaması,  FED’in bir noktada istemese de faiz indirimlerine soyunmak zorunda kalacağını düşündürüyor! Bu sabah itibariyle, faiz vadeli kontratlarının 2024’te 2’den az faiz indirimi beklediğini not edelim. FED üyelerinin faiz yorumlarında şahin üsluplarını da korunduğunu görüyoruz. Oy hakkında sahip Cleveland FED Başkanı Mester ile Kurul Üyesi Bowman, faiz indirimlerinde acele edilmemesi gerektiğini söyledi.
  • Ortak para birimi EUR, doların güçlenmesinin yanı sıra, Avrupalı politika yapıcıların iki ay içinde faiz oranlarını düşürmeye hazırlanmaları nedeniyle baskı altında kalarak bu hafta %2’ye yakın değer kaybederek beş ayın en düşük seviyesinin gerilemesi ardından bu sabah hafif de olsa toparlanarak 1,0660 seviyesine yükseldi. Dolar cephesinde yaşanan hafif de olsa değer kaybının arkasında, ABD, Japonya ve Güney Kore arasında, Asya’daki dolar kazanımlarının yavaşlamasına yönelik yakın istişarede bulunmak üzere alışılmadık bir üçlü anlaşmaya varıldığı haberinin yattığını düşünüyoruz! Bir türlü belini doğrultamayan Japon Yen’i, dolar başına 154,25 seviyesinde ve yaklaşarak son otuz yılın en düşük seviyesine yakın işlem gördüğünü de not etmiş olalım!
  • Emtia piyasalarında ise, kıymetli madenler cephesinde keskin yükselişler tersine dönmese de duraksadığını not etmek gerekiyor. Altının ons fiyatı geçen hafta Cuma günü test ettiği 2,430 dolar zirvesi ardından 2,370 dolar seviyelerinde salınırken, gümüş, teknik bir seviye olan 30 doları neredeyse test etmesi ardından 28,50 seviyelerinde salınıyor. Petrol, gerek talep endişeleri ve İran’ın hafta sonu saldırısına İsrail veya ABD’den net bir yanıt alınamaması nedeniyle son iki buçuk ayın en sert düşüşünü gerçekleştirdi. Jeopolitik riskler hafifliyor mu sorusunu da kendimize sormadan edemiyoruz. Her ne kadar İran petrolüne dramatik yeni yaptırımlar beklenmese de, ABD Venezuela’ya yönelik petrol yaptırımlarını yeniden uygulamaya hazırlandığını okuyoruz. Brent cinsi ham petrolün varil fiyatı haftabaşı 92 dolar seviyesini aşarak son 6 ayın zirvesini test etmesi ardından dün %3 gerileyerek 87 dolar seviyesinin diplerini test etti.
  • Yeni gün başlangıcında, ABD borsalarının aksine, pasifiğin diğer ucunda daha ılımlı bir tablo görüyoruz. Jeopolitik risk algısının bir miktar iyileşmesi küresel mali piyasalar üzerindeki satış baskısını hafiflettiğini söyleyebiliriz. Brent cinsi ham petrolün varil fiyatı ve ABD Dolarının değer kaybetmesi (DXY) bu görüşümüze baz teşkil ediyor. Bugün FED ve ECB cephesinden merkez bankası yetkililerinin konuşmalarını takip edeceğiz. Her hafta Perşembe günü olduğu üzere, ABD’de işsizlik maaşı başvuruları; Türkiye cephesinde ise TCMB ve BDDK haftalık verilerine ve konut satışlarına bakacağız. Mikro cephede ise Netflix finansalları önemle takip edilecek. IMF-Dünya Bankası toplantıları sürüyor. Bugün gözler AB Liderler Zirvesi’nde olacak.
  • Türkiye cephesinde ise dün açıklanan cari işlemler dengesi, yılın ilk 2 ayında 5,8 milyar dolar açık verdi. Geçen sene aynı dönemde bu rakamın yaklaşık 20 milyar dolar olduğu düşünülürse, olumlu bir tablo ile karşı karşıyayız. Öte yandan, çekirdek veride de olumlu bir seyir gördüğümüzü not edelim. Şöyle ki, altın hariç cari işlemler dengesi Şubat ayında 2,3 milyar dolar açık verirken, bu rakam geçen yılın Şubat ayında 5,2 milyar dolar düzeyinde idi. Tablonun ‘sırıtan’ rakamı ise net hata ve noksan kaleminin yılın ilk 2 ayında 6,9 milyar dolar açık vermesi oldu! Washington’da konuşan Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, piyasaların ve yatırımcıların genel olarak enflasyonun düşeceği ve OVP’nin sonuç vereceğine inanmaya başladığını söyledi. USDTRY kuru günü 32,54 seviyelerinde başlarken, bebek adımları ile kuzey yolculuğunun devam edeceğini düşünüyoruz.

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

VakıfBank’tan uluslararası piyasalarda 550 milyon dolarlık ilave ana sermaye tahvil ihracı

VakıfBank Genel Müdürü Abdi Serdar Üstünsalih, “Söz konusu işlem, VakıfBank tarihindeki uluslararası piyasalarda gerçekleştirilen ilk ilave ana sermaye tahvil ihracı olma özelliğini taşımaktadır” dedi

Yayınlanma:

|

Yazan:

VakıfBank, 550 milyon dolarlık ilave ana sermaye tahvil ihracını başarıyla tamamladı.

Bankadan yapılan açıklamaya göre, VakıfBank, 550 milyon dolar tutarında, vadesiz ve 5. yıldan sonra erken itfa opsiyonuna sahip, tamamı yurt dışı yerleşik kurumsal yatırımcılar tarafından satın alınan Basel III uyumlu ilave ana sermaye ihracı gerçekleştirdi.

Açıklamada, bankanın başarıyla tamamladığı ilave ana sermaye ihracıyla, yılbaşından itibaren uluslararası piyasalardan Türkiye’ye toplam 2,5 milyar dolar kaynak getirdiği belirtildi.

Açıklamada görüşlerine yer verilen VakıfBank Genel Müdürü Abdi Serdar Üstünsalih, son ana sermaye ihracıyla bu alandaki öncü konumlarını koruduklarını belirterek, ‘Söz konusu işlem, VakıfBank tarihindeki uluslararası piyasalarda gerçekleştirilen ilk ilave ana sermaye tahvil ihracı olma özelliğini taşımaktadır. Ayrıca, Türkiye’deki kamu bankaları arasında da piyasa işlemi olarak gerçekleştirilen ilk ilave ana sermaye tahvil ihracı olduğunun altını çizmek isterim.’ ifadelerini kullandı.

İşleme, İngiltere, Kıta Avrupası, Orta Doğu, Asya ve Amerika olmak üzere dünyanın farklı bölgelerinden yoğun yatırımcı talebi gelmesinin oldukça memnuniyet verici olduğunu vurgulayan Üstünsalih, şunları kaydetti:

‘İşlem büyüklüğünün 3 katına ulaşan güçlü talep sayesinde, işlemin getirisi ilk fiyat beklentisinden 37,5 baz puan iyileşerek yüzde 10,125 seviyesinde gerçekleşti. Bu durum, uluslararası yatırımcıların Türkiye’ye ve özellikle VakıfBank’a duyduğu güvenin açık bir göstergesidir.’

Üstünsalih, başarıyla tamamladıkları işlemin, yurt dışı kaynak olma özelliğinin yanı sıra ana sermayeyle toplam sermaye rasyolarına 100 baz puanlık pozitif katkı sağlamasını beklediklerini kaydederek, ‘Bu anlamda güçlenen sermaye rasyolarımızla, Türkiye’nin en büyük 2. bankası olarak her alanda verimlilik odaklı stratejilerimizi sürdürmeyi amaçlıyoruz. Bundan sonraki dönemde de uluslararası sermaye piyasalarını yakından takip ederek farklı yapılar altında yeni fonlama işlemlerine imza atmaya devam edeceğiz.’ değerlendirmesini yaptı.

Okumaya devam et

KATEGORİ

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

KRIPTO PARA PİYASASI

BORSA

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.