EKONOMİ
Enflasyonda tepe noktasının artık bugün görülmesi bekleniyor…
Yayınlanma:
4 ay önce|
Yazan:
BankaVitrini- TCMB’nin swap ve kamu dövizleri hâriç net yabancı para pozisyonu 30 Mayıs tarihi itibariyle 1 milyar dolar daha iyileşirken, manşet rakam da eksi 7 milyar dolar seviyesine geldi. Hazine’nin TCMB’de tuttuğu 8,8 milyar döviz mevduatını da hesaplamalarımıza dâhil ettiğimide (eklediğimizde), manşet rakamın yaklaşık artı 1,9 milyar dolar seviyesine gelerek 4,5 yıl ardından artıya geçtiğine şahit oluyoruz. Biz, Hazine’nin TCMB’de tuttuğu dövizi eurobond (vadesi geldiğinde) ödemesinde kullanacağından hesaplamalarımıza dâhil etmiyoruz. TCMB’nin hangi metrikle bakılırsa bakılsın, swap ve kamu dövizler hâriç net rezervleri günler içerisinde artıya geçecektir.
- USDTRY kuru, yerel seçimler ardından TCMB’nin biriktirdiği 67 milyar dolar rezerve rağmen hâlen daha 32,20’li seviyelerde salındığını görüyoruz. Cuma günü kaleme aldığımız raporumuzda, son açıklanan verilerin dolarizasyon eğiliminin azaldığına işaret ettiğini söylemiştik. Hatırlanacağı üzere, dijital dolar piyasasında işler karmaşık bir hâl alınca gözümüzü diktiğimiz fiziki dolar piyasası, KapalıÇarşı, bu sefer de işler iyiye giderken yine piyasanın kalbinde bize neler olduğunu çok güzel özetliyor. Cuma günü fiziki dolar piyasasında yurtiçi yerleşiklerin Türk Lirasına olan ilgisinin kuvvetlendiğini gösteren fiyatlama eğilimine tanıklık ettik. Çarşı’da döviz kuru psikolojik 32 seviyesinin de altına gerileyerek fiziksel döviz satışının ivme kazandığına işaret ediyor. Ne demiştik “İçimdeki TL âşkı bambaşka” yani TL talebi tabana yaygın bir şekilde de devam ediyor.
- USDTRY kurunda ‘işler’ yolunda giderken, borsa cephesinde ise yeni para girişinin eksikliğinde kararsız hatta satıcılı seyire Cuma günü büyük çaplı bir volatilite de eklendi. Günün ilk yarısında %2’nin üzerinde artıda işlem gören endeks, günün son işlem saatlerinde kazanımlarını koruyamayarak %0,8 geriledi. Düşüşün arkasında Koç Holding’in Yapı Kredi Bankası (YKB) ile yaptığı açıklamasının yattığını düşünüyoruz. Bir türlü doğrulanamamasına karşın, FAB’ın YKB’yi satın alacağına ilişkin haber akışı ile hisse fiyatı 40 TL seviyesini test eden YKB, neredeyse son 2 haftada %8 düşerek 32 TL seviyesine geriledi. YKB’nin sadece Cuma günü %5,6 düştüğünü not etmiş olalım. Yapı Kredi’nin sert düştüğü günde Garanti Bankası’nın %5 yükselişi bankacılık endeksini tabir caizse imdadına yetişti. Büyük resimde, borsa cephesinde iyimserliğin devam etmesi için özellikle ana endekste dolar bazlı 322 dolar seviyesinin üzerinde kapanış yapması gerektiğini yakından takip edeceğiz. Alternatif piyasalarda 5 yıl vadeli CDS risk primi 257 baz puan ile son 4 yılın dibinde işlem görürken, faiz cephesinde ise sakin seyrin korunmaya devam ettiğini gördük.
- Haftanın son iş günü TÜİK’in açıkladığı 2024 yılı 1. çeyrek dönemi GSYIH büyümesine göre Türkiye ekonomisi yıllık bazda %5,7, çeyreklik bazda ise %2,4 oranında büyüme kaydetti. Büyümenin beklentinin az da olsa üzerinde gerçekleştiğini not edelim. Harcama yöntemine göre büyüme iç tüketim kaynaklı olurken, üretim tarafından bakınca en çok dikkat çeken kalem ise inşaat sektörünün %11,1 büyümesi oldu (deprem?). Öte yandan, GSYIH büyümesine harcama ve üretimin yanı sıra gelir yöntemi ile bakarsak ücretlilerin ekonomiden aldığı payın %42 ile 1998’den bu yana rekor düzeye gerçekleştiğini görüyoruz. Asgari ücrete yapılan zamlara rağmen ücretli kesimin satın alma erozyonuna nasıl maruz kaldığını bildiğimiz bir dönemde gelir dağılımındaki keskin bozulmanın da altını çizmek gerekiyor. Mahfi hoca hafta sonu kaleme aldığı yazısında 2022 yılında 906 milyar dolar tutarındaki GSYIH’nın yarısını nüfusun en yüksek gelir elde eden %20’sinin paylaştığını, nüfusun geri kalan %80’nin ise geriye kalanını paylaştığını yazıyor. Neydi, gini katsayısı mıydı 🙂
- Yurtdışı piyasalarda ise benzer şekilde haftanın son iş günü ABD’de açıklanan PCE verisi (kişisel tüketim harcamaları fiyat endeksi) beklentilere paralel sonuçlanarak piyasalarda var olan endişeyi de kısmen azalttı. Şöyle ki, PCE aylık bazda %0,3 yıllık olarak ise %2,7 artış gösterdi. Çekirdek rakamın da beklentilere dâhilide yıllık %2,8 artış kaydettiğini not edelim. FED üyelerinin enflasyon noktasında tonlarını şahinleştirdikleri bir ortamda, favori enflasyon göstergeleri olan PCE’nin beklentilere paralel sonuçlanmasını hatta kişisel gelirlerin de aylık beklentiler dâhilinde %0,3 artış kaydetmesini (maaş baskısının azalması) bizler olumlu karşıladık.
- PCE verisi sonrası ABD borsalarının da haftanın son iş gününü olumlu tamamladıklarını not edelim. Dow Jones sanayi endeksi neredeyse 2 hafta önce 40bin endeks seviyesini test ederek rekor kırması sonrasında teknik bir seviyeye olan 38bin seviyesine kadar gevşemesi ardından haftanın son iş gününü %1,5 yükselişle 38,686 puan seviyesinden tamamladı. Belki de yeri gelişken bir not düşmek de gerekiyor. ABD borsa endeksleri için 2024 yılı iyi bir yıl olurken, önemli bir gösterge olarak kabul edilen Dow Jones Taşımacılık endeksi bu yıl yaklaşık %5 düştü! S&P 500, Nasdaq Composite ve Dow dâhil önemli endeksler bu yıl tüm zamanların en yüksek seviyelerine ulaşırken, taşımacılık endeksinin henüz Kasım 2021 rekorunu kıramaması ekonomideki zayıflığın öncü göstergesi olabileceğini düşünüyoruz.
- PCE verisi ardından hafta ortası enflasyon endişeleri ile %4,63 seviyesine kadar yükselen 10 yıllık gösterge ABD tahvil getirisi %4,50 seviyesinin hemen altına geriledi. Doların piyasa faizinin gerilemesine rağmen, kıymetli madenlerin haftanın son işlem gününü satıcı bir seyirle tamamladığını gördük. Gümüşün ons fiyatı yukarı yönlü kırıp geçtiği 30 dolar seviyesine doğru gerilerken, altının ise ons fiyatı 2,325 dolardan haftayı tamamladı. Kıymetli madenler cephesinde uzun pozisyonlarımızı sabırla korumaya devam ediyoruz. Ağırlıklı olarak pozisyon taşıdığımız gümüşte 30 dolar seviyesinin altında haftalık kapanış görmemiz durumunda uzun pozisyonlarımızdan çıkacağız.
- Yeni gün ve hafta başlangıcında Asya piyasalarında iyimser bir seyrin hâkim olduğunu görüyoruz. Çin ve Japonya’da açıklanan olumlu PMI verileri sonrasında gösterge endeks Tokyo borsası %1 yukarıda işlem görürken, Tayvan ve Kore borsalarında ise %2 civarı artılar dikkat çekiyor. ABD borsalarının vadeli işlemlerinin de haftaya artıda başladığını not edelim. Petrol karteli OPEC+, Pazar günü, grubun durgun talep büyümesi, yüksek faiz oranları ve artan rakip ABD üretimi ortamında piyasayı desteklemeye çalışması nedeniyle derin petrol üretim kesintilerinin çoğunu 2025’e kadar uzatma konusunda anlaşmaya vardığını okuyoruz. Arz fazlası ve talep eksikliğine paralel brent cinsi ham petrolün varil fiyatı düşüşünü dördüncü güne de taşıyarak 81 dolar seviyesine kadar gerileyerek son 4 ayın dibini test etti.
- Haber akışında, İsrail Başbakanı Netanyahu’nun Gazze savaşını sona erdirmeye yönelik ABD Başkanı Biden tarafından ileri sürülen bir çerçeve anlaşmasını -yeteri kadar iyi bulmasa da- kabul ettiği doğrulandı. Jeopolitik riskleri petrol ve kıymetli madenler cephesinden ayrıca takip edeceğiz. Güney Afrika’da büyük bir sürprizle 1994’ten bu yana iktidarda olan ANC partisi çoğunluğu kaybetti; Güney Afrika piyasaları sonucu sevmedi! Hindistan’da ise Modi üçüncü kez kazanmaya çok yakın olduğunu okuyoruz. İngiltere’nin ise 4 Temmuz seçimlerinin büyük bir belirsizliğe gebe olduğunu not edelim. Dünyada seçim yılı…
- Bugünün veri takvimi yoğun görünüyor. Türkiye cephesinde imalat PMI ve TÜİK’in açıklayacağı Mayıs ayı TÜFE verileri takip edilecektir. Enflasyonun bu ay tepe yapması ardından baz etkisi ile önümüzdeki aylarda keskin bir düşüşe geçeceğini not edelim. TSİ10:00’da açıklanacak veride aylık artışının %3,0 yıllık gerçekleşmenin ise %75 seviyesinde olması bekleniyor. Hafta sonu İstanbul için enflasyon verilerini açıklayan İTO’ya göre Mayıs ayında enflasyon %3,6 artarken, yıllık enflasyon ise %82,20 seviyesine yükseldi. Bu hafta gözler ayrıca ABD’de açıklanacak verilerde olacaktır. Her ayın ilk cuması olduğu üzere istihdam raporu önem arz edecek.
*Kur Korumalı Mevduat istatistikleri
TCMB’nin taze açıkladığı KKM verilerine göre, 2023 Temmuz ayında 97 milyar dolar seviyesine kadar yükselen kadar yükselen orijinal anapara Döviz Dönüşümlü Kur Korumalı Mevduat (DDKKM) Nisan ayında 72,8 milyar dolar seviyesine kadar geriledi. Kompozisyonuna baktığımızda ise gerçek kişiler 51,4 milyar dolar, tüzel kişiler ise 21,3 milyar dolar. TL KKM ise 38 milyar dolar seviyesinden yaklaşık 2 milyar dolar (65,1 milyar TL) seviyesine kadar gerilediğini görüyoruz.
*TCMB swap ve kamu dövizleri hâriç net döviz rezervleri iyileşmeye devam ediyor
Emre Değirmencioğlu
İlginizi Çekebilir
ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA
ABD’nin ulusal borcu tüm zamanların rekoru olan 34,5 trilyon dolara ulaştı, ya diğer ülkeler?
Yayınlanma:
17 saat önce|
12/10/2024Yazan:
BankaVitriniABD ulusal borcu Şubat ayı sonunda ~ 34.5 trilyon dolara ulaştı ve şimdiye kadar kaydedilen en yüksek rakam oldu. Haziran ayından bu yana borç her 100 günde bir 1 trilyon dolar artıyor. Bir hatırlatmak gerekirse, bir ülke vergilerden ve diğer gelirlerden kazandığından daha fazlasını harcadığında borç seviyesi artar. Grafikte de görebileceğiniz gibi, ABD hükümetinin toplam borcu 15 Haziran 2023’te 32 trilyon doları, 15 Eylül 2023’te 33 trilyon doları ve 4 Ocak’ta 34 trilyon doları geçti. Hız devam ederse, Nisan ayında 35 trilyon dolar sınırına ulaşılacak.
Ayrıca, Şubat 2019’dan bu yana ABD’nin ulusal borcu 12,5 trilyon dolar veya yılda yaklaşık 2,5 trilyon dolar arttı. Öte yandan, ABD ekonomisi (GSYİH) aynı dönemde 7,2 trilyon dolar veya yılda yaklaşık 1,44 trilyon dolar büyüdü. Bu, son beş yılda bir birim ekonomik büyüme (GSYİH) için ABD hükümetinin 1,7 birim borç yarattığı anlamına geliyor. Başka bir deyişle, ABD ekonomisi zaman geçtikçe daha az üretken ve daha borçlu hale geliyor.
Global Markets Investor, okuyucu destekli bir yayındır. Yeni gönderiler almak ve çalışmalarımı desteklemek için ücretsiz veya ücretli abone olmayı düşünün.
Bir ülkenin borcuna baktığımızda, en önemli ölçüt, bir ülkenin borçlarını (faiz ve anapara) ödeme ve geri ödeme kabiliyetini anlamaya yardımcı olduğu için ekonominin gayri safi yurtiçi hasılasının (GSYİH) yüzdesi olarak borçtur. Şu anda, ABD borcunun GSYİH’ye oranı %123,7 seviyesinde bulunuyor ve bu süre zarfında ABD GSYİH’sının önemli ölçüde düşmesi ve kilitlenmeler nedeniyle borcun artması nedeniyle pandemi sırasında elde edilen tüm zamanların rekoru olan %126,2’ye yakın. Grafikte görüldüğü gibi, bu oran 2007’den bu yana kabaca %60’tan hızla yükseliyor. Kongre Bütçe Ofisi tarafından 2034 yılında bu oranın %130,6’ya ulaşacağı tahmin edilmektedir.
ABD Kongre Bütçe Ofisi’nin bariz nedenlerden dolayı hiçbir zaman bir durgunluk öngörmediğini ve ekonomik gerilemeler her zaman daha büyük hükümet açıkları ve GSYİH’da düşüşlerle sonuçlandığından, bir durgunluk meydana gelirse oranın çok daha yüksek olacağını belirtmek önemlidir.
BU KADAR YÜKSEK BİR BORÇ SEVİYESİ NEDEN ÖNEMLİDİR?
Tarih, bir ülke borç-GSYİH oranı için %100 eşiğini geçtiğinde, hükümetin bir tür temerrütten kaçınma olasılığının küçük olduğunu gösteriyor. Bir yükümlülüğü yerine getirememe anlamında temerrüt, burada hükümetin tahvillerine sürekli olarak enflasyondan daha düşük faiz ödediği durum olarak da kabul edilir. Başka bir deyişle, yatırımcılar (alacaklılar) enflasyona göre düzeltilmiş olarak paralarını kaybederler veya satın alma güçlerini kaybederler. Normal koşullarda, böyle bir ortamda yatırımcılar, ülke içinde daha yüksek borçluluk riskini telafi etmek için daha yüksek faiz talep ederler. Bununla birlikte, çoğu durumda, borç “çok yüksek” olduğunda, GSYİH’nın yaklaşık% 100’ü ve üzerine çıktığında, bir merkez bankası devreye girer ve aynı zamanda büyük miktarlarda devlet tahvili satın almaya başlar ve aynı zamanda getiri seviyesini (faiz) bastırır.
Bu fenomen, Lyn Alden tarafından yapılan ve Büyük Mali Krizden sonra, 2009’dan 2020’ye kadar TÜFE enflasyonuna göre düzeltilmiş Hazine bonosu (bir yıl veya daha kısa vadeli) getirilerinin negatif getirileri olduğunu gösteren analizle mükemmel bir şekilde gösterilmiştir. Aynısı 1940’larda ABD ulusal borcunun GSYİH’ya oranının da %100’ün üzerinde olduğu zaman oldu.
Geçmişe baktığımızda, bir ülkede borç-GSYİH oranlarının yüksek olduğu dönemlerde tahvil sahiplerinin satın alma gücünü kaybetmesinin mümkün olan en kötü senaryo olmadığını görebiliriz. Hirschman Capital tarafından Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) 1800 yılından bu yana yaptığı çalışmalara dayanarak yaptığı analize göre, borcun GSYİH’ye oranı %130’un üzerinde olan 52 ülkeden 51’i yeniden yapılandırma, devalüasyon, yüksek enflasyon veya tamamen temerrüt yoluyla temerrüde düştü. Bunun tek istisnası Japonya idi.
Bu, ABD’nin yakında temerrüde düşeceği anlamına gelmez, özellikle de ülkenin bir rezerv para birimine sahip olduğu ve dramatik bir şey olmadıkça yabancılar tarafından ABD dolarının talep edileceği gerçeği göz önüne alındığında. Bununla birlikte, önümüzdeki yıllarda nakit ve tahvil sahiplerinin (vadeye kadar tutulursa) Federal Rezerv para politikasını normalleştirdiğinde enflasyona göre düzeltilmiş bir temelde para kaybedeceği neredeyse kesindir. Buna finansal baskı denir.
Satın alma gücünü kaybetmenin yanı sıra, bir ülkedeki GSYİH ile ilgili yüksek borç seviyesinden kaynaklanan sıradan insanlar için birkaç olumsuz etki daha vardır:
- Yüksek faiz ödemeleri, özellikle vergi makbuzlarıyla ilgili olarak, eğitim, altyapı, sağlık veya sosyal güvenlik için gelecekteki yatırım harcamalarını sınırlayabilir (dışarıda bırakabilir) ve aslında gelecekteki ekonomik büyümeyi düşürebilir ve yaşam kalitesini kötüleştirebilir. Faiz maliyetleri, yıllık bazda nominal olarak 1 trilyon doları çoktan geçti ve vergi gelirlerinin %35’ini oluşturuyor, bu da 25 yıldan fazla bir süredir en yüksek seviye.
Ayrıca 2023 Mali Yılında faiz harcamaları Medicaid ve diğer bütçe kategorilerinden daha yüksekti.
- Yüksek düzeyde borç, bir durgunluğa veya krize yanıt vermede daha az esneklik sağlar. Başka bir deyişle, Büyük Mali Kriz gibi bir olay meydana gelirse, hükümetin borç vermek için daha az yeri olacak ve kriz sonrası toparlanma, yeni yatırımların yanı sıra onu finanse etme kabiliyetinin daha az olması nedeniyle daha yavaş olacaktır.
- Bir hükümet, daha fazla harcamayı finanse etmek veya bütçe açığını azaltmak/ortadan kaldırmak için vergileri artırmaya karar verebilir. Vergiler yükselirse, bu, insanların ve özel sektörün mal ve hizmetlere harcayabileceği daha az gelir anlamına gelir. Bu, özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nde, tüketici harcamalarının GSYİH’nın %67,6’sını oluşturması nedeniyle daha az ekonomik büyüme anlamına gelecektir:
ÖZET
ABD’nin ulusal borcu son birkaç yılda sadece nominal olarak değil, aynı zamanda GSYİH’nın bir payı olarak da hızla artıyor. Her 30 saniyede bir 1 milyon dolar ekleniyor, bu daha önce hiç görülmemiş bir hız. Hükümetin ve gelecek nesillerin bu konuyla başa çıkması birçok zorluk yaratacaktır. Geçmişte, bu kadar yüksek borç seviyeleriyle mücadele etmek için finansal baskı politikaları uygulandı ve sıradan insanları ve tahvil yatırımcılarını on yıllarca finansal olarak daha kötü durumda bıraktı. Büyük Mali Krizin ardından son on yılda Amerika Birleşik Devletleri’nde bile son zamanlarda yapıldı. Ancak pandeminin ardından enflasyon kontrolden çıktı ve tekrar böyle bir ortama geri dönmek için birkaç yıla ihtiyaç var. Her şey düşünüldüğünde, herkesin yapabileceği en iyi şey, kendilerini finansal olarak eğitmek ve geleceklerini korumak için sermayelerini akıllıca tahsis etmektir. Bu durumda, yüksek kaliteli hisse senetleri, gayrimenkul ve değerli metaller (özellikle altın) uzun vadede en iyi performansı gösterir. DAHA AZ riskten kaçınan yatırımcılar için (Riskten kaçınma, riskten kaçınma ve düşük risk toleransına sahip olma eğilimidir.), risk toleransına bağlı olarak Bitcoin ve Ethereum gibi bazı kripto para birimleri de bir portföyde uygun olacaktır.
BANKA HABERLERİ
Kredi kartından, Noter işlemlerine…. Savunma Sanayi Fonu vergileri geliyor
Yayınlanma:
1 gün önce|
11/10/2024Yazan:
BankaVitriniAKP grubunun TBMM Başkanlığı’na sunduğu yeni kanun teklifine göre Savunma Sanayi Destekleme Fonu için yeni kaynaklar oluşturulacak.
Vergi beyannamelerinden damga vergisi tutarının yarısı, tapu ve kadastro, noter işlemlerinden maktu tutarda, limiti 100 bin TL ve üzerinde olan kredi kartlarının sahiplerinden her bir kart başına yıllık olarak belirlenen maktu tutarda ‘katılma payı’ alınacak.
Teklifin detayları ile ilgili konuşan AKP Grup Başkanı Abdullah Güler de AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan gibi İsrail’in bir sonraki hedefinin Türkiye olabileceğini öne sürdü:
“İsrail Lübnan’ı ve İran’ı hedefe koyan bir saldırı silsilesi sürdürüyor. Bir sonraki hedefin Türkiye olmayacağının garantisi yok. Tüm bunlar yaşanırken sınırımızdaki terör koridoru kurma çabaları bitmiş değil. Coğrafi olarak tüm bu sıcak gelişmelerin tam ortasındayken, bizim savunma sanayimizi her zamankinden daha güçlü hale getirmemiz şarttır.”
GAYRİMENKUL ALIM SATIMINDA DA PAY ALINACAK
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) modernizasyonunun sağlanması amacıyla oluşturulan Savunma Sanayii Destekleme Fonu’na para aktarmayı amaçlayan kanun teklifinin diğer maddeleri ise şöyle:
– Vergi beyannamelerinden, gümrük idarelerine verilen beyannamelerden, sosyal güvenlik kurumlarına verilen beyannamelerden alınan damga vergisi tutarı kadar, yıllık gelir vergisi beyannamelerinden ise damga vergisi tutarının yarısı kadar.
– Gayrimenkul alım satımında alıcı ve satıcıdan ayrı ayrı 750 lira, tapuda yapılan diğer işlemlerden 375 lira.
– Noterlerde yapılan sıfır araç tescillerinde 3.000 lira, ikinci araç alım satımında 1.500 lira, diğer işlemlerden 75 lira.
– Limiti 100 bin lira ve üzerinde olan kredi kartlarından yıllık 750 lira Savunma Sanayii Destekleme Fonuna katılma payı alınacak.
MOTOSİKLETLERE VERGİ
Tahsil edilirken Sanayii Destekleme Fonu’na pay ayrılan Motorlu Taşıtlar Vergisi’nde de yeni düzenleme yapılıyor. Buna göre halen vergilendirilmeyen motor silindir hacmi 100 cm³’ün altında olan motosikletlerle motor gücü 6 kW ve altında olan motosikletler de motorlu taşıtlar vergisinin kapsamına alınacak. Bunlar tarifenin en düşük tutarı ile vergilendirilecek.
Özel Tüketim vergisinde drone’lar ve ÖTV matrahı 5 bin TL üzerinde olan kol saatleri verginin kapsamına alınacak.
BİRGÜN
BANKA HABERLERİ
Parasal Sıkılaşma Dönemlerinde Firmaların Temerrüde Düşme Davranışları Nasıl Farklılaşıyor?
Yayınlanma:
3 gün önce|
09/10/2024Yazan:
BankaVitriniParasal sıkılaşma dönemlerinde finansal istikrarın gözetimi açısından yakından takip edilen göstergelerin başında firma temerrütleri geliyor. Bu yazıda, farklı parasal sıkılaşma dönemlerinde firma temerrütlerinin gelişimini inceliyoruz. 2023 yılı haziran ayında başlayan sıkılaşma döneminde firma temerrütlerinin ölçek ve sektör bazında değişimlerine ve finansal borçluluğun rolüne ilişkin çıkarımlarda bulunuyoruz.
Tarihsel olarak, ticari kredi faiz oranlarının 2018 ve 2023 sıkılaşma dönemlerinde yükseldiği görülüyor. Buna karşın, 2018 sıkılaşma döneminde artan tahsili gecikmiş alacaklar (TGA) 2023 sıkılaşma döneminde görece düşük seyrediyor (Grafik 1). TCMB para politikası faizi 2018 yılı haziran ayı sonrasındaki dört ay içerisinde yüzde 8’den yüzde 24 seviyesine çıkarılmış ve Temmuz 2019’a kadar bu seviyede tutulmuştu. Politika faizindeki artışla eşanlı olarak sıkılaşma öncesi yüzde 17,9 seviyesinde olan ticari kredi faiz oranları yüzde 35 seviyesine çıkmıştı. Bu sıkılaşma döngüsünde ticari kredi TGA oranlarının hızla yükselişe geçtiği ve sıkılaşma öncesi dönemdeki yüzde 3 seviyesinden 2019 yılı sonuna kadar yüzde 6 seviyesine çıktığı görülüyor. İçinde bulunduğumuz sıkılaşma döneminde ise ticari kredi faizlerindeki yükselişe karşın TGA oranları yüzde 1,5 seviyesinde. Bu ayrışmada, iki dönem arasındaki faiz artışlarının zamanlaması, enflasyon seviyesi, kur değişimleri ve jeopolitik gelişmeler gibi makro faktörlerin yanında, firma ve sektör spesifik özelliklerin de belirleyici olduğunu değerlendiriyoruz.
İki sıkılaşma döneminde temerrütlerde gözlenen ayrışmanın firma özellikleri ile ilişkisini göstermek amacıyla, firma bazlı yaşlandırma analizleri yapıyoruz. Yaşlandırma analizi, temel olarak belirli bir dönemde sağlıklı olarak tanımlanan firmaların, sonraki dönemde temerrüde düşme oranlarını gösteriyor.[1] Analizde öncelikle faizlerin yatay seyrettiği 2014 haziran sonrası dönem referans olarak tanımlanıyor. Bu dönemde temerrüde düşen firmaların oranının 16 ayda yüzde 5’e yaklaştığı görülüyor. 2018 parasal sıkılaşma döneminde ise sağlıklı firmalardan temerrüde düşenlerin oranının 2014-2015’le karşılaştırıldığında daha yüksek olduğu görülüyor. Ayrışma, faiz artırımının başladığı aydan 6 ay sonra belirginleşmeye başlıyor.
Sağlıklı firmaların yüzde kaçının analiz başlangıç tarihinden 16 ay geçtikten sonra temerrüde düştüğünü, firma ölçeği ve borçluluk düzeyi kırılımında özetliyoruz (Tablo 1). Firmaları ölçek bakımından, mikro, orta ve büyük olmak üzere 3 gruba; borçluluk düzeyi bakımından da firmanın kredi bakiyesini net satışlarına oranlayarak düşük, orta ve yüksek olmak üzere üç gruba ayırdık.[2] Para politikasında sıkılaşmanın başladığı Haziran 2018-Eylül 2019 ile faizlerin yatay seyrettiği Haziran 2014-Eylül 2015 dönemleri firma temerrütleri borçluluk ve ölçek açısından karşılaştırıldığında, temerrüt artışının yüksek borçlu orta ve büyük ölçekli firma grubunda daha belirgin olduğu görülüyor.
Bulgularımız, borçluluk ve temerrüde düşme olasılığı arasında pozitif bir ilişki olduğunu ve bu ilişkinin faizlerin artmaya başladığı dönemde, yatay seyrettiği döneme kıyasla daha güçlü olduğunu gösteriyor. Diğer bir ifadeyle, temerrüdün borçluluğa olan duyarlılığı yüksek faiz patikası ortamında daha da yükselmekte. Buna bağlı olarak, yüksek borçluluğa sahip firmaların 2023 yılı haziran ayında başlayan faiz artırım sürecine diğer firmalara kıyasla daha olumsuz tepki vermesi beklenebilir. Ancak, bu analizde kullanılan karşılaştırma dönemleri ve mevcut faiz patikası dönemi arasında ekonominin ivmesi, faiz oranlarındaki değişim oranı, bankaların risk yüklenme kapasitesi ve reel sektör borçluluğu açısından farklılıklar mevcut. Örneğin, reel sektör borçluluğu ve mevcut TGA oranları enflasyon etkisiyle birlikte önceki dönemlere kıyasla 2023 parasal sıkılaşma döneminde oldukça düşük seviyede (Grafik 3). Ayrıca, 2018 dönemiyle karşılaştırıldığında, reel sektörün döviz pozisyon açığı da oldukça azalmış ve kur şoklarına karşı dayanıklılığı artmış durumda (Grafik 4). Bu açılardan, bankaların kredi riski taşıma kapasitesinin, firmaların da borç taşıma kapasitesinin karşılaştırılan dönemlerin üzerinde olduğunu söylemek mümkün. Bu durum, reel sektör firmalarının ve bankacılık sektörünün kredi temerrütlerine karşı daha dayanıklı olduğunu gösteriyor.
Firma temerrütlerinin 2023 yılı haziran sonrası ve 2018-2019 dönemlerinde farklılaşmasını göstermek amacıyla yaşlandırma analizini 1 Haziran 2023 – 31 Ağustos 2024 dönemi için genişlettik. Mayıs 2023 itibarıyla sağlıklı olarak tanımlanan firmaların temerrüt gelişimini önceki dönemlerle karşılaştırdık. Buna göre, 2023 mayıs ayında sağlıklı olan firmaların takip eden aylarda temerrüde düşme oranları 2018-2019 temerrüt oranlarından ve faizlerin artmadığı 2014 haziran sonrası dönemde gerçekleşen oranlardan belirgin şekilde daha düşük seyrediyor. Ayrıca, gerçekleşen temerrüt oranı ve temerrüde düşme hızı mevcut dönemde oldukça olumlu seyretmekte. Sektörel seviyede bakıldığında da 2023 dönemindeki olumlu ayrışma oldukça belirgin ve sektörler arasında homojen bir görünüm arz ediyor. Firma temerrüt oranları parasal sıkılaşma adımlarının kademeli atılması ve reel sektörün azalan yerli-yabancı para borç yükü nedeniyle ılımlı seyrediyor. Bununla birlikte, firma temerrüt oranları fiyat istikrarı ve finansal istikrar açısından yakından takip edilmesi gereken göstergelerden biri olmaya devam ediyor.
[1] Sağlıklı firmalar canlı nakdi veya gayrinakdi kredi bakiyesi olup temerrüt durumunda olmayan firmalar olarak tanımlanmıştır.
[2] Ölçek aralığı 2018 yıl sonu değerleri baz alınarak belirlenmiştir. Buna göre, 2018 yıl sonu cirosu 1 milyon TL ve altında olan firmalar “mikro”, 1-50 milyon TL arasında olan firmalar “orta”, 50 milyon TL ve üzerinde olan firmalar ise “büyük” olarak sınıflandırılmıştır. Firmaların borçluluğu ise firmanın kredi bakiye/ciro oranı üzerinden tanımlanmıştır. Kredi bakiye/ciro oranı yüzde 5’in altında olan firmalar “düşük borçluluğa sahip,” yüzde 5 ile yüzde 50 arasında olan firmalar “orta borçluluğa sahip”, yüzde 50’den yüksek olan firmalar ise “yüksek borçluluğa sahip” olarak sınıflandırılmıştır.
TCMB-Blog
Kaynakça
Bağır, Y.K., Seven, Ü., Tok, E. (2024). Yükselen Ticari Kredi Faizlerinin Firmaların Temerrüt Olasılıklarına Heterojen Etkisi Üzerine Bir İnceleme. TCMB Ekonomi Notları Serisi, 2024-11.
FARK YARATANLAR
FARK YARATANLAR
KATEGORİ
- ALTIN – DÖVİZ – KRIPTO PARA (686)
- BANKA ANALİZLERİ (144)
- BANKA HABERLERİ (2.754)
- BASINDA BİZ (55)
- BORSA (353)
- CEO PERFORMANSLARI (25)
- EKONOMİ (2.654)
- GÜNCEL (2.219)
- GÜNDEM (2.926)
- RÖPORTAJLAR (44)
- SİGORTA (119)
- ŞİRKETLER (1.790)
- SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK (358)
- VİDEO Vitrini (19)
- YAZARLAR (737)
- Arif Öztan (7)
- Ayşe Muzaffer Sunguroğlu (5)
- Dr. Abbas Karakaya (56)
- Erden Armağan Er (45)
- Erol Taşdelen (406)
- Gizem Taşdelen (4)
- Gülbeyaz Gergün (40)
- Kemal Emirhan Mendi (1)
- Murat Şenol (25)
- Mustafa Akpınar (18)
- Prof. Dr. Binhan Elif Yılmaz (70)
- Serhat Can (6)
- Süleyman Çembertaş (9)
- Tungay Dere (17)
- Uğur Durak (33)
YAZARLAR
TARIM BAKANLIĞI’nadan bir liste daha
ABD’nin ulusal borcu tüm zamanların rekoru olan 34,5 trilyon dolara ulaştı, ya diğer ülkeler?
Türkiye Bankalar Birliği’nden dijital dolandırıcılık uyarısı
‘Yorum dolandırıcılığı’ soruşturmasında 54 tutuklama
DenizBank’a Global Banking & Markets’ten 4 kategoride ödül
Kredi kartından, Noter işlemlerine…. Savunma Sanayi Fonu vergileri geliyor
ABD’nin 10. büyük bankası olan TD Bank’a 3,1 milyar dolarlık Kara Para cezası
35 yıllık HİTİT SERAMİK Konkordato aldı!
Prof. Dr. Aziz Çelik: Türkiye’de emeklilikler 35-40 yıl yan gelip yatmıyor
Parasal Sıkılaşma Dönemlerinde Firmaların Temerrüde Düşme Davranışları Nasıl Farklılaşıyor?
35 yıllık HİTİT SERAMİK Konkordato aldı!
Erol TAŞDELEN yazdı: BANKA DOLANDIRICILIĞINDA GÜVENLİK AÇIĞI BÜYÜK, MAĞDURLAR ÇARESİZ
Bankacıdan 1,5 milyon liralık “uyuyan hesap” vurgunu
DOLANDIRICILARIN SIK KULLANDIĞI İKİZ KART NEDİR?
Akbank’tan dolandırıcılık açıklaması: Sistemimiz güvenli, her bankada oluyor!
DOLANDIRICILIKTA KULLANILAN “SOSYAL MÜHENDİSLİK YÖNTEMLERİ” NEDİR Kİ?
AKBANK MAĞDURLARI MECLİS GÜNDEMİNE TAŞINDI
Akbank’tan dolandırıcılık iddialarına ilişkin açıklama
PROGRAMLAR İŞE YARAMADI, YENİ REÇETE ŞART!
Özgür Karabat: “Borsa Üzerinden Vurgun Yapılıyor, Halk Kontrollü Yoksullaştırılıyor”
- Sayısal Loto 12 Ekim 2024 sonuçları… Çılgın Sayısal Loto bilet sorgulama linki 12/10/2024
- Çiftçilere yaklaşık 190 milyon liralık tarımsal destekleme ödemesi yapıldı 12/10/2024
- Fitch'ten Fransa'ya kredi notu şoku! 12/10/2024
- Türkiye komşularına 9 ayda 18 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi 12/10/2024
- Küresel piyasaların gözü faiz kararlarında! 12/10/2024
- Spot piyasada elektrik fiyatları (12.10.2024) 12/10/2024
- Hindistan artık Rusya’nın 2 numaralı kritik teknoloji tedarikçisi 12/10/2024
- Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Kabine’de değişim mesajı 12/10/2024
- Çarklar fırtınanın merkezinde 12/10/2024
- “Kur politikası ihracatçıyı zorluyor” 12/10/2024
- Tesla’nın Şanghay’daki fabrikasında 3 milyonuncu araç üretildi 12/10/2024
ALTIN – DÖVİZ
BORSA
KRIPTO PARA PİYASASI
Popüler
-
GÜNDEM3 yıl önce
Sedat Peker’in bahsettiği otel: Günlüğü 106 bin TL
-
GÜNCEL1 yıl önce
Zara Ve Mango’ya Üretim Yapın Tekstil Devi Konkordato Talep Etti
-
BANKA HABERLERİ1 yıl önce
TCMB Başkanı için ismi geçen GAYE ERKAN First Republic Bank’tan ayrılma süreci
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
HSBC terbiyesizliği : “Sabancı alana “AKBANK bedava”
-
BANKA HABERLERİ3 yıl önce
AKBANK çöktü : Dijital Bankacılık sorumlusu GMY CİVELEK ortada yok!
-
BANKA ANALİZLERİ2 yıl önce
YILIN İLK YARISINDA İŞBANK RAKİPSİZ LİDER AKBANK SONUNCU SIRADAN KURTULAMIYOR
-
GÜNDEM10 ay önce
Bankacılığı bırakıp eskortluk yapmaya başladı: Haftalık kazancı dudak uçuklattı
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
AKBANK : Tekaüt Sandığı Vakfı (Sandık) SGK devri için hazırlıklar tamam
-
BANKA HABERLERİ2 yıl önce
AKBANK ÖZEL FİRMAYA 22.000 LİRA MAAŞ PROMOSYONU VERDİ
-
GÜNCEL2 yıl önce
Eskişehir’de zimmetine 9 milyon lira geçiren banka müdürü tutuklandı