Connect with us

GÜNCEL

HGS ve Anadolu Sigorta saldırısında kişisel veriler çalındı mı?

Anadolu Sigorta’nın ‘Sigortam Cepte’ ve PTT’nin Hızlı Geçiş Sistemi (HGS) uygulamasına düzenlenen siber saldırı sosyal medyanın gündemine oturdu. Kullanıcıların telefonlarına gelen küfürlü bildirimler paniğe neden olurken verilerin ifşa edileceği tehdidi gerilimi tırmandırdı. Peki, HGS ve Anadolu Sigorta nasıl hacklendi? Siber saldırıda kişisel veriler çalındı mı? Siber Güvenlik Uzmanları detayları anlattı

Yayınlanma:

|

Önce Anadolu Sigorta’nın ‘Sigortam Cepte’ uygulaması, ardından PTT’nin Hızlı Geçiş Sistemi (HGS) siber saldırılara maruz kaldı. Sosyal medyanın gündemine oturan saldırılar müşterilerin ve kullanıcıların art arda paylaştığı küfürlü telefon bildirimleri ile ortaya çıktı.

Kullacılara şantaj yapıldı, fidye istendi

Kullanıcılar saldırganların küfürlü bildirimlerine maruz kaldı.  Anadolu Sigorta ve HGS sistemi üzerinden peş peşe gelen bildirimlerle bir de bir cüzdana binlerce dolarlık Bitcoin gönderilmesinin istenmesi pek çok kişide paniğe neden oldu. Saldırganlar, kullanıcılardan Bitcoin gönderilmemesi halinde kişisel tüm verilerin ifşa edileceğine yönelik de tehditte bulundu. Yapılan şantaj sosyal medyada hızla yayıldı.

Anadolu Sigorta ve PTT’nin art arda açıklama yaptı

Anadolu Sigorta, 10 Aralık’ta konuyla ilgili yaptığı açıklamada Sigortam Cepte uygulamasının “bildirim/mesaj servisine yetkisiz erişim” sağlandığını ve bu sebeple uygulamayı geçici süreliğine kullanıma kapattıklarını duyurdu. Açıklamada uygulamanın daha sonra tüm kontroller yapılarak yeniden hizmete açıldığı ve herhangi bir veri sızıntısı yaşanmadığı belirtildi.

Şirketin sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda “şirketimizle ilgisi olmayan bildirimlerin bazı kullanıcılara iletildiği tespit edilmiştir” dendi. Bu açıklamada da veri kaybı ya da kullanıcı bilgilerinin “yetkisiz kişilerin eline geçmesi” gibi bir durum yaşanmadığı belirtildi.

USOM’dan da açıklama geldi

Konuyla ilgili bir açıklama da Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na (BTK) bağlı Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi’nden (USOM) yapıldı. USOM’un 11 Aralık’ta yaptığı paylaşımda, güvenlik zaafiyetine “OneSignal” adlı bildirim hizmeti sağlayan şirkete ait sanal “anahtarların” siber saldırganlar tarafından ele geçirilmesinin yol açtığı belirtildi. Paylaşımda bu şirketten hizmet alan kurum ve kuruluşlara güvenlik açığını kapatmaları için almaları gereken önlemler de listelendi. USOM ayrıca kullanıcılara bu bildirimlere itibar etmemeleri ve herhangi bir kripto para transferi gerçekleştirmemeleri uyarısı yaptı.

Siber güvenlik uzmanları güvenlik açığına dikkat çekiyor

BBC Türkçe’nin konuştuğu siber güvenlik uzmanları, iki olayın arkasında da aynı siber saldırganların olduğunu söyledi.

OneSignal’ın yöneticisi ve kurucu ortağı George Deglin, sosyal medyada Türk kullanıcıların konuyla ilgili paylaşımlarına verdiği bir yanıtta sorunun OneSignal’ın genelinde görülmediğini belirtti.

Deglin, bahsi geçen güvenlik açığının, iki uygulamaya ait anahtarların “siber saldırganlar tarafından bulunabilecek yerlerde” olmasından kaynaklandığını söyledi. Deglin, çözüm için uygulamalarla irtibata geçtiklerini ve ileriye dönük ek güvenlik tavsiyelerinde bulunduklarını belirtti. Peki siber saldırganlar nasıl oldu da bu uygulamaların bildirim hizmetine erişim sağladı, onlarca kullanıcıya küfür ve tehdit dolu bildirimler gönderebildi?

‘Bildirim gelmesi ‘hacklendi’ demek değil’

Bu saldırının temelinde “Uygulama Programlama Arayüzü (API) anahtarı” adı verilen bir kavram yatıyor.

Siber güvenlik uzmanı Ayşe Aktağ, saldırganların API anahtarlarını Anadolu Sigorta ve HGS uygulama dosyalarının içinde “sabit kodlanmış” bir biçimde bulduklarını ve bu açık üzerinden OneSignal hizmetine “yetkisiz erişim sağladığını” söylüyor.

Kıdemli Siber Güvenlik Uzmanı Onur Oktay da saldırının ardından HGS uygulamasını indirdiklerini ve “tersine kodlama” yöntemiyle bahsi geçen dosyalara açık bir şekilde ulaşabildiklerini ifade ediyor.

Kıdemli Siber Güvenlik Uzmanı Eyüp Çelik, siber saldırı sürecini şöyle özetliyor:

“OneSignal’ın internete açık servisi var. Uygulamalar anahtarlarıyla ona bağlanıp bildirim gönderiyor. Saldırgan bu parolayla oraya bağlanıp sanki HGS uygulaması bildirim göndermek istiyormuş gibi hareket ediyor.”

Çelik, API anahtarının dosyalar içinde bırakılmasının uygulamanın kodunu hazırlayan yazılımcıların hatası olduğunu vurguluyor ve ekliyor:

“Gömülmesi gerekiyorsa bile şifrelenmiş şekilde içeride tutulmalı. Kullanıcı ya da saldırgan onu görememeli. Ya da hepsi sunucu tarafında saklanmalı.”

Uzmanlar, Anadolu Sigorta’ya yönelik saldırı sonrasında diğer kurum ve kuruluşların sistemlerindeki açıkları taramak ve kapatmak için hummalı bir çalışma başlattığını vurguluyor.

Çelik, saldırının ardından bu açığı yakalamak üzere bir araç hazırladıklarını ve açık kaynak kod olarak bu aracı ücretsiz biçimde Türkiye’deki büyük kurum ve kuruluşlarla paylaştıklarını ekliyor.

Oktay ise “Tüm sektör dün gece ‘bizde OneSignal var mı?’ diye harekete geçti, kritik verinin döndüğü yerlerde kod analizleri gerçekleşti” diyor.

BBC Türkçe’ye konuşan ThreatMon Siber Tehdit İstihbaratı Platformu Baş Teknoloji Sorumlusu Gökhan Yüceler ise bildirim servisleri üzerinden bildirim gelmesinin, bu kurum ya da uygulamaların hacklenmesi anlamına gelmediğini söyledi.

Yüceler, “Onesignal üzerinde kişisel bilgiler kayıtlı değil, veriler HGS ve Anadolu sigortanın veri tabanında” dedi.

‘Herhangi bir kredi kartı ya da bilgi sızıntısı söz konusu değil’

Ayşe Aktağ, bu tip saldırılarda bazı durumlarda saldırganların kullanıcıların yerine geçebildiğine ve kişisel bilgilere erişebildiğine dikkat çekiyor.

Siber güvenlik uzmanı, “Bu nedenle, API anahtarlarının güvenli bir şekilde saklanması, yalnızca gerekli erişimlere izin verilmesi ve düzenli olarak güvenlik testlerinin yapılması gereklidir” diyor.

Onur Atay ise özellikle sosyal medya kullanıcılarının dile getirdiği sigorta bilgileri ya da HGS uygulaması üzerinden kredi kartı ya da araç plakası gibi bilgilerin bu saldırıda çalınmadığını, saldırganların yalnızca bildirim gönderilmesini sağlayan hizmete erişimi olduğunu söylüyor.

Atay, “Sadece bildirim atabiliyorlardı, imkanları olsa binlerce kişinin bilgisini alıp satabilirlerdi” diyor ve ekliyor:

“Bunlar tamamen bağımsız şeyler, herhangi bir kredi kartı ya da bilgi sızıntısı söz konusu değil.”

Gökhan Yüceler de “Burada bir veri kaybı yok, Sadece bildirim entegrasyonu olduğu için kullanıcıların cihaz bilgileri ve bazı parametre bilgileri var” diyor ve kullanıcılara giden şantaj bildirimlerinin de yanıltıcı olduğunu savunuyor:

“Saldırgan da bunu fırsata çeviriyor, ‘Burayı hackledim’ algısı yaratıyor. Bu durumdaysa öyle bir şey söz konusu değil.”

ekonomim

Okumaya devam et

GÜNCEL

İmalatçı KOBİ’lere 30 milyar liralık KGF geliyor….

Hazine ve Maliye Bakanlığı, imalatçı KOBİ’lerin yararlanabilmesi için 30 milyar liralık yeni destek paketini devreye alacak, kefalet limiti 25 milyar lira olacak.

Yayınlanma:

|

Yazan:

AA’nın Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan edindiği bilgiye göre yeni kefalet paketiyle imalatçı KOBİ’lere yaklaşık 30 milyar lira kredi imkanı sağlanacak.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, KGF aracılığıyla 17,5 milyar lirası işletme, 7,5 milyar lirası yatırım harcamalarında kullanılmak üzere toplam 25 milyar lira kefalet limitli destek paketini yürürlüğe alacaklarını bildirdi.

Destek paketinin kefalet oranının yüzde 85 olacağı bilgisini veren Şimşek, “Yararlanıcı başına kredi üst limitlerini, işletme harcamaları için 15 milyon lira, yatırım harcamaları için 30 milyon lira olarak belirledik. Protokol aşaması tamamlanan destek paketini kısa süre içinde kullanıma açacağız.” dedi.

Şimşek, KOBİ’lerin ekonomideki önemine dikkati çekerek, şunları kaydetti:

“Seçici politikalarla reel sektörü desteklemeye devam ediyoruz. Enflasyonla kararlı mücadelemizi sürdürürken makroekonomik istikrarı koruma hedefiyle eş zamanlı olarak reel sektörün ihtiyaçlarını da yakından takip ediyoruz. Bu itibarla üretim ve istihdamın temel taşı KOBİ’lerimizin desteklenmesi, bizim önceliklerimiz arasında yer alıyor. İmalatçı KOBİ’lerimizin büyümeye katkısını ve rekabet güçlerini artırmak için finansman imkanlarını destekleme çalışmalarımızı titizlikle yürütüyoruz. Uygun maliyetli ve erişilebilir finansman kaynakları ile KOBİ’lerimizin gücüne güç katacağız.”

Okumaya devam et

Ali Coşkun

Krediye Ulaşamayan Sanayici Batıyor…

Yayınlanma:

|

Yazan:

Türkiye ekonomisi son yıllarda daha önce hiç görülmemiş zorlu bir dönüşüm süreci yaşıyor. Bu sürecin en ağır yükünü ise sanayici çekiyor.

Finansmana erişimin zorlaştığı, bankaların kredi verme iştahının düştüğü ve faiz oranlarının yükseldiği bu dönemde özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler ayakta kalmakta güçlük çekiyor.

Kredi, işletmelerin günlük faaliyetlerini sürdürebilmesi, hammadde tedariki yapabilmesi, maaş ödemesi ve yeni yatırım planlarını hayata geçirmesi için hayati öneme sahiptir.

Ancak son dönemde ticari kredi faiz oranları basit faizde %60 bandına kadar çıktı. Aynı zamanda bankalar risklerini azaltmak adına limit tahsisinde daha temkinli davranıyor. Bu durum özellikle teminat göstermekten aciz küçük esnafı ve likidite ihtiyacı duyan sanayiciyi kredi dışında bırakıyor.

Krediye ulaşamayan esnaf, artan kira, enerji ve personel maliyetleri karşısında çaresiz kalıyor. Her ay binlerce küçük işletmenin faaliyetini durdurduğu ya da faaliyet alanını daralttığı görülüyor. Bu tablo sadece bireysel esnafları değil bağlı tedarik zincirlerini ve hizmet sektörünü de etkiliyor. Aynı zamanda işsizlik oranının da artmasına neden oluyor.

Sanayi tarafında da tablo farklı değil. Girdi maliyetlerinin yüksekliği, kur baskısı ve daralan iç talep sanayicinin üretim planlarını ciddi şekilde etkiliyor. Özellikle yatırım kredilerine erişim zorlaştığı için yeni tesis kurulumları, makine yenileme ya da kapasite artırımı gibi yatırımlar erteleniyor.

Bu durum ihracat performansını ve üretim hacmini olumsuz etkiliyor. Türkiye’nin büyüme hedefleri de bu nedenle tehlikeye giriyor.

Tüm bu gelişmeler ekonomik gerilimin giderek sosyal gerilime dönüşmesine neden olabilir. Krediye erişimin sınırlı kalması, işletmelerin borç yükünü artırıyor, ödeme vadeleri uzuyor ve ticari ilişkilerde zincirleme bozulmalara yol açıyor. Bu kırılgan yapı, bir noktadan sonra ekonomik istikrarsızlık riskini büyütüyor.

KOBİ’lerin ve sanayicinin hayatta kalabilmesi için finansmana erişim mutlaka kolaylaştırılmalı. Kamu destekli kredi paketleri, Kredi Garanti Fonu gibi araçlarla genişletilmeli.

Faiz oranlarının makul seviyelere çekilmesi ve bankaların kredi tahsis süreçlerinin hızlandırılması gerekiyor. Aksi halde kredi bulamayan esnafın kepenk kapatması, yarın sanayicinin üretimi durdurması anlamına gelir.

Krediye ulaşamayan reel sektörün sorunları, sadece işletmelerin değil ülke ekonomisinin geleceğini tehdit ediyor.

Üretimin sürdürülebilirliği, istihdamın korunması ve toplumsal refahın artması için esnafın ve sanayicinin mutlaka desteklenmesi gerekiyor.

Krediye ulaşamayan bir esnafın kapattığı kepenk yalnızca bir dükkânın kapanışı değildir.

Aynı zamanda umutların emeklerin ve yılların birikiminin sessiz çığlığıdır.

Sanayicinin duran makinesi sadece üretimin değil ülkenin yarınlarının durduğunu gösterir.

Bugün finansmana erişemeyen işletmelerin çöküşü yarının işsizliğini, yoksulluğunu ve sosyal huzursuzluğunu beraberinde getirir.

Ali ÇOŞKUN-Finans Danışmanı
0 530 787 84 39
[email protected]

Okumaya devam et

Erol Taşdelen

PARKINSON YASASI: ZAMAN YÖNETİMİNİN ALTIN KURALI

Yayınlanma:

|

“Bir iş, tamamlanması için ayrılan süre kadar genişler.”
Cyril Northcote Parkinson

Günümüzde iş hayatında verimlilik ve zaman yönetimi her zamankinden daha kritik bir hâle geldi. Toplantıların uzaması, projelerin sürüncemede kalması ve gün içinde ertelediğimiz basit görevler… Tüm bunların temelinde Parkinson Yasası yatıyor olabilir.

Parkinson Yasası Nedir?

İngiliz tarihçi ve yazar Cyril Northcote Parkinson, 1955 yılında The Economist dergisinde yayımladığı bir makalede bu kavramı ortaya attı. Parkinson Yasası’na göre:

“Bir görev, ona ayrılan süre kadar genişler.”

Yani bir işe ne kadar süre verirseniz, o iş kendini o kadar yayar. İşin doğası gereği belki 1 saat yeterliyken, siz 1 gün verirseniz, bilinçli ya da bilinçsiz şekilde o iş bir günü doldurur.

İş Hayatında Parkinson Yasasının Önemi

1. Verimsizlikle Mücadele Aracı

Çoğu çalışan ve yönetici, bir işe gereğinden fazla zaman tanıdığında detaylara takılır, mükemmeliyetçilik tuzağına düşer ya da işi sürekli erteler. Bu durum, verimliliğin düşmesine yol açar. Parkinson Yasası, gereksiz zaman tüketimini azaltarak verimliliği artırma fırsatı sunar.

2. Zaman Yönetiminde Kullanımı

Parkinson Yasası’nın sunduğu bakış açısıyla kısa ama gerçekçi teslim süreleri belirlemek, işlerin daha odaklı ve hızlı yapılmasını sağlar. “Zaman kısıtı”, dikkat dağınıklığını azaltır ve işin özüne odaklanmayı teşvik eder.

3. Toplantı ve Proje Planlamasında Etkisi

Belirsiz süreli toplantılar genellikle konu dışına sapar ve verimsiz hâle gelir. Aynı şekilde, proje teslim sürelerinin gereğinden uzun olması, motivasyonu düşürür. Bu nedenle Parkinson Yasası ışığında, net ve kısa zaman aralıklarıyla planlama yapmak, kurumsal disiplini artırır.

4. Yapay Yoğunlukların Fark Edilmesini Sağlar

Kurumsal yapılarda sıkça karşılaşılan “meşgul görünme” çabası, aslında Parkinson Yasası’nın bir yansımasıdır. Çalışanlar kendilerine ayrılan süreyi doldurmak için bazen gereksiz iş üretir. Bu durum, organizasyonel verimliliği düşürür.

Uygulamada Ne Yapılmalı?

Öneri Açıklama
Kısa teslim süreleri koyun Aynı iş daha kısa sürede bitirilebilir.
Zaman blokları oluşturun Her iş için ayrı süre blokları belirleyin.
Toplantılara zaman sınırı koyun 15-30 dakikalık odaklı toplantılar etkili olur.
Gereksiz detaylardan kaçının “Yeterince iyi” olanı üretin, mükemmeliyetçilik zaman kaybıdır.

Zamanı yönetmek, iş süreçlerini sadeleştirmek ve gereksiz yükleri ortadan kaldırmak isteyen herkes için Parkinson Yasası güçlü bir rehberdir.

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.