Connect with us

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Kripto para düzenlemesinin perde arkasında ne var?

Merkez Bankası, kripto para düzenlemesiyle özetle; Türkiye dışındaki borsalara para çıkışını engellemek üzere adım attı. Blockchain uzmanı Turan Sert, merak edilenleri yanıtladı

Yayınlanma:

|

Türkiye’de kripto paraların düzenlenmesine yönelik Merkez Bankası yönetmeliği Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayımlandı. 30 Nisan’da yürürlüğe girecek düzenlemeye göre;

Kripto varlıklar ödemelerde doğrudan ve dolaylı olarak kullanılamayacak.

Kripto varlıkların ödemelerde doğrudan veya dolaylı şekilde kullanılmasına yönelik hizmet sunulamayacak.

‘ŞİMDİ NE OLACAK?’ PANİĞİ

Merkez Bankası’nın bu adımı, özellikle Papara, İninal gibi şirketler üzerinden Türkiye dışındaki borsalarda da işlem yapanlarda endişeye ve “30 Nisan’dan sonra ne olacak, paramın akibeti ne olacak?” sorularını yöneltmesine neden oldu. 

Merkez Bankası’nın kararının ne anlama geldiğini, ne gibi sonuçlar doğuracağını, işlemlerin bundan sonra nasıl yapılabileceğini, ‘Sorularla Blockchain‘ kitabının yazarı, blokzincir (blockchain) uzmanı Turan Sert‘e sorduk. 

KRİPTO PARA BORSALARINA NAKİT AKIŞI ENGELLENDİ

Devletin, kripto paralarla ilgili düzenleme çalışmalarının uzun süredir devam ettiğini, bu alanda belli çalışmaların yapıldığının bilindiğini belirten Turan Sert, şu değerlendirmede bulundu:

“Bu konuda atılan ilk adım oldu. Hangi kurum bu kripto paralarla ilgilenecek, bu konunun biraz daha netleşmesi açısından yardımcı mı oldu emin değilim ama en azından kurumlar kendi denetimleri, nüfusları altındaki şirketlerle ilgili olarak aslında yavaş yavaş faaliyete başlamış oldular. Merkez Bankası bu anlamda ödemelerde kullanılamayacağını söyledi, ikinci olarak para ödeme şirketlerinin kripto para borsalarına nakit akışını engelledi.

BANKALAR ÜZERİNDEN DEVAM EDECEK

Ancak bankaları engellemiyor, sonuçta kripto para borsalarını kullananlar yine bankalar üzerinden işlem yapabilecek. Özel ödeme şirketleri bu kapsam içine giriyor, bu şirketler üzerinden borsalara para gidişinin, akışının uygun olmadığına karar vermiş Merkez Bankası. Ancak bankalardan alım satımlar (para gönderip, çekebilme kripto para borsalarına) devam ediyor.
Türkiye’de yerleşik olmayan borsalara da buradan para çıkışı oluyordu. Görüldüğü kadarıyla devlet artık bunu istemiyor, bu kanunun gelmesinin nedenlerinden bir tanesi bu olabilir.”

“BU ALANDA YENİLİKLER KISITLANMAMALI’

Merkez Bankası yönetmeliğinin fintech şirketlerinin yurtdışına çıkışına neden olacağı yorumları da yapıldı. Blockchain uzmanı Turan Sert yepyeni, çok gelişen ve inovasyona açık bir alanın söz konusu olduğuna dikkat çekerek, “Bu alandaki kısıtlayıcı her hüküm inovosyan konusunda sıkıntı yaratabilir. Bu konuda şirketlerin büyümesi, potansiyelini geliştirmesi, ülkemize para getirmesi açısından sıkıntı yaratma ihtimali var tabii. Yeni bir sektör olduğu için daha serbest bırakılması, bu işin büyümesi, ekonomiye katma değer açısından daha iyi olabilirdi. Bu kesin o gider bu gider demek değil. Çok yeni bir alan, 6 ay sonra, 1-2 sene sonra ne olacağını bilemiyoruz” değerlendirmesinde bulundu. 

 Kripto para Borsası Coinbase’in ABD üzerinden halka arz edildiğine de hatırlatan Turan Sert “ABD’de borsaya açıldığını gördük, yavaş yavaş kabul gördüğünü görüyoruz. Her devlet de olduğu gibi Türkiye Cumhuriyeti de normal olarak bir bekle-gör politikası izledi. Daha adımları yavaş yavaş atıyor, umarım bundan sonra daha inovasyonu destekleyici adımlar atar” diye konuştu.

PARIBU: İŞLEMLER DEVAM EDİYOR

Yerli kripto para borsası Paribu ise konuya ilişkin yaptığı açıklamada, 30 Nisan’da yürürlüğe girecek olan yönetmeliğin kripto para borsalarını ve bankaları içermediğini belirtti. Açıklamada, şöyle denildi:
“30 Nisan’da yürürlüğe girecek yönetmelik kapsamında ödeme ve elektronik para kuruluşları, kripto para işlem platformlarına ve bu platformlardan yapılacak fon aktarımlarına aracılık edemeyecektir. Dolayısıyla yönetmelik sadece ödeme ve elektronik para şirketlerine yöneliktir. Kullanıcılarımız tüm bankalar aracılığıyla TL yatırma ve çekme işlemi yaparak Paribu’daki işlemlerine devam edebilir.”

Öte yandan Ekonomist Uğur Gürses ise sosyal medya hesabından yaptığı değerlendirmede, “İlk bakışta bankacılık dışındaki ödeme ve elektronik para kuruluşlarını kısıtlayan, daha fazla ‘kara para kaygılı’ bir düzenleme gibi görünüyor. Düzenlemeye yasakla giren her otorite hüsranla çıkar. Geçmişte de birçok örneği var. Bu tür yasaklar Fintech girişimlerini yurt dışına taşınmaya teşvik ediyor” yorumunda bulundu.

MERKEZ BANKASI NE DEDİ?

Türkiye’de kripto varlık, Merkez Bankası yönetmeliğiyle tanımlanmış oldu. Bu konuda, yönetmelikte şu satırlar yer alıyor: “Dağıtık defter teknolojisi veya benzer bir teknoloji kullanılarak sanal olarak oluşturulup dijital ağlar üzerinden dağıtımı yapılan, ancak itibari para, kaydi para, elektronik para, ödeme aracı, menkul kıymet veya diğer sermaye piyasası aracı olarak nitelendirilmeyen gayri maddi varlıkları ifade eder.”

Getirilen kısıtlamalara ilişkin bölüm ise şöyle: “Ödeme hizmeti sağlayıcıları, ödeme hizmetlerinin sunulmasında ve elektronik para ihracında kripto varlıkların doğrudan veya dolaylı olarak kullanılacağı bir şekilde iş modelleri geliştiremez, bu tür iş modellerine ilişkin herhangi bir hizmet sunamaz. Ödeme ve elektronik para kuruluşları, kripto varlıklara ilişkin alım satım, saklama, transfer veya ihraç hizmeti sunan platformlara veya bu platformlardan yapılacak fon aktarımlarına aracılık edemez.”

Duvar – Sinan Saygılı

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Piyasalar temkinli: Ticaret ateşkesi yetmedi, İran riski ön planda!

Yayınlanma:

|

Yazan:

Dün küresel mali piyasaların gözü bir tarafta ABD ile Çin arasında yürütülen ticaret müzakerelerinde, öte yandan ABD’de açıklanan Mayıs ayı TÜFE enflasyonuna çevrildi. ABD Başkanı Trump, ABD ile Çin arasında geçtiğimiz ay Cenevre’de varılan geçici ticaret uzlaşmasının ardından Londra’da yürütülen görüşmelerle yeni bir çerçeve anlaşmaya varıldığını ve bu anlaşmayla ticaret ateşkesinin yeniden rayına oturduğunu açıkladı. Trump, ABD’nin Çin mallarına uygulayacağı toplam gümrük tarifesinin %55, Çin’in ise %10 olacağını belirtti. Anlaşma kapsamında Çin’in nadir toprak elementleri üzerindeki ihracat kısıtlamaları kaldırılırken, Trump, sosyal medya hesabında “Çin ile harika bir anlaşma yaptık” ifadesini kullanırken, ABD’nin yapay zekâ çipleri üzerindeki ihracat kısıtlamalarının ise devam edeceğini belirtti.

Anlaşmanın detayları henüz belirsizliğini korurken, her iki ülke de uzlaşı çerçevesini liderlerine sunarak onay sürecine geçecek. Ticaret görüşmeleri olumlu yönde ilerliyor olsa, sürece yönelik belirsizlik risk iştahını bir nebze de olsun bozduğunu itiraf etmek gerekiyor. Trump’ın diğer ülkelere ticaret anlaşması şartlarını içeren mektuplar göndereceğini açıklaması da piyasalarda belirsizliği artırdı. Dolar tabana yaygın bir şekilde değer kaybederken, EURUSD paritesi 1,15 seviyesinin üzerine yükselerek son altı haftanın zirvesini test etti. Tersinden bakıldığında, doların önde gelen para birimlerine göre değerini gösteren sepet kur DXY ise altı haftanın dibine geriledi.

ABD’de dün açıklanan Mayıs ayı çekirdek TÜFE enflasyonu, yıllık bazda %2,9 beklenirken gerçekleşme %2,8’de kaldı. Enflasyonun bir çıt da olsa beklentilerin altında kalmasının yanı sıra, görev süresi 2026 Mayıs ayında dolacak Başkan Powell yerine en güçlü aday olarak şu an görev yapan Hazine Bakanı Bessent ya da Warsh isminin ön plana çıkması, FED’in önümüzdeki hafta sonuçlanacak olağan FOMC toplantısında faiz indirimine gidebileceği beklentisini kuvvetlendirmeye başladı. Her ne kadar Trump’ın uyguladığı tarifelerin enflasyonist olduğunu kabul etsek de, ABD’de enflasyon Kasım 2022 zirvesinden bu yana mütemadiyen düşerken, FED ise Aralık 2024’ten bu yana faiz indirimine gitmeyerek bekle ve gör stratejisine geçti. Acaba yine mi geç kalıyor? (bakınız grafik)

Enflasyon verisi ve FED’e yeni dönem için zikredilen isimler ardından risksiz faiz oranı olarak görülen ve gelişmekte olan ülkelerin yurt dışı borçlanmasına temel teşkil eden 10 yıllık ABD tahvil faizinin getirisi %4,50 seviyesinden %4,40 seviyesine doğru gerilediğini görüyoruz. Faizlerin gerilemesi, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler için iyi haber olarak görülse de, dün akşam saatlerinde petrol fiyatlarında yaşanan yükselişin ise hanemize biraz da olsun olumsuz bir gelişme olarak yazıldığını not etmemiz gerekiyor.

Başkan Trump, İran’la artan gerilim nedeniyle Orta Doğu’daki bazı ABD personelinin bölgeden çekileceğini açıkladı. Bu karar, Irak’taki ABD büyükelçiliğinde kısmi tahliye hazırlıkları ve Bahreyn ile Kuveyt’te gönüllü ayrılma yetkilerinin verilmesi ile başladı. ABD, İran’ın nükleer silah edinmesine kesinlikle izin vermeyeceklerini vurgularken, İran tarafı da olası bir saldırıya ABD üslerini hedef alarak karşılık vereceklerini bildirdi. Bu gelişmeler, özellikle petrol fiyatlarında %4’ün üzerinde artışa yol açarken, Brent cinsi ham petrolün varil uzun bir süredir sıkıştığı 60-65 dolar bandından kurtularak gece geç saatlerde 70 doların üzerini test etti.

ABD’nin bölgedeki askeri varlığı sürse de, gerginliğin nükleer müzakereler öncesi daha da tırmandığı görülüyor. İsrail’in kısa sürede İran’a yönelik bir askeri saldırı gerçekleştirme ihtimali gündemi meşgul ederken, risk algısında ise bir miktar bozulma yaşandığını ve güvenli liman ihtiyacının ise arttığını görüyoruz. Öyle ki, dün güne 3,300 doların diplerinden başlayan altının ons fiyatı bu sabah 3,380 dolar seviyesine dayandı. Bitcoin, salı günü 110bin dolar seviyesini aşması ardından 108bin dolar seviyesinin altına çekilirken, gümüşün ons fiyatı ise 36,30 dolar seviyelerinde gelişmeleri takip etmeye başladı. Piyasaların korku endeksi VIX ise henüz anlamlı bir yükseliş kaydetmedi.

ABD borsaları dün geceyi cereyan eden olumsuz gelişmeler ardından hafif de olsa düşüşle kapatırken, bu sabah vadeli işlemlerde de kırmızı renk dikkatimizden kaçmadı. Pasifik’in diğer ucunda ise karmaşık ama genel hatlarıyla olumsuz bir tablo hâkim. Gösterge endeks Tokyo borsası %0,7, Tayvan borsası ise %0,8 gerilerken, Kore borsasının ise %0,8 yükseldiğini görüyoruz.

Toparlamak gerekirse, küresel mali piyasaların güne hafif de olsa satıcılı bir şekilde başladıklarını görüyoruz. ABD-Çin arasında sağlanan ticaret ateşkesi ve beklentinin altında kalan ABD enflasyon verisine rağmen, Orta Doğu artan jeopolitik gerilimler petrol ve altın fiyatlarını yükseltirken, hisse senetleri ve dolar değer kaybetti. FED’in faiz indirimi ihtimali masada olsa da, gelişmeler piyasaları tatmin etmedi. Dolar endeksi yılbaşından bu yana %9 düşerken, İran’ın nükleer görüşmeler başarısız olursa ABD üslerini hedef alacağı açıklaması ise güvenli liman arayışını körükledi. Makro cephede bugün ABD’de Mayıs ayı üretici enflasyonu bulunuyor. Türkiye cephesinde ise Nisan ayı sanayi üretimi takip edilecektir.

Türkiye cephesinde ise geçen hafta açıklanan olumlu enflasyon verisi ardından egemen olan iyimser hava korunmakla birlikte dün göreceli olarak sakin bir günün geride kaldığını görüyoruz. USDTRY kuru için alışıldık ‘bebek adımlarıyla yükseliyor’ söylemi yerine, düşüş yönlü bir seyirden söz etmek gerekiyor. Keza, bayram tatili sonrasında iki gündür USDTRY kurunun TL’de reel değerlenmeye de yer verecek şekilde 39,15 seviyesine gerilediğini görüyoruz. Enflasyon verisi ardından egemen olan faiz indirim beklentisine paralel coşan bankacılık hisseleri son dört iş gününde yaklaşık %14 yükseliş kaydetmesi ardından dün günü neredeyse yatay tamamladı. Risk göstergesi CDS primi 290 baz puana yakın bir seyir izlerken, TL tahvil cephesi ise anlamlı bir değişim kaydetmedi.

Gözler dün yine TCMB’nin repo ihalesini takip etti. TCMB, bir hafta vadeli repo ihale faizi olan %46 seviyesinden dün de 100 milyar TL tutarında repo ihalesi açarken, piyasanın geriye kalan fonlama ihtiyacını da faiz koridorunun üst bandı olan gecelik borç verme faiz oranı %49’dan karşılayınca, ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti (AOFM) dün itibariyle %47,99 seviyesine geriledi. Piyasada oluşan Türk Lirası referans faiz oranı ise (TLREF) hâlâ %48,99 seviyesinde yer almaya devam etti (bakınız grafik). Lâkin, kısa vadede, ‘işler’ normalleştikçe, tüm faiz oranlarının TCMB’nin politika faizi olan %46 seviyesine doğru gevşeyeceğini düşünüyoruz. Bir kez daha belirtmek gerekirse, 19 Haziran toplantısında faiz indirimi beklemiyoruz. TCMB’nin fonlamayı %46 seviyesine getirmesini, bunun da üstü kapalı da olsa 300 baz puan faiz indirimi anlamını taşıyacağını, politika faizinden ise asıl indirimi Temmuz toplantısında 350 baz puan ile bekliyoruz.

ABD Tüfe ve FED Politika Faizi

1749701984a95b81317a0236823d89e19331e3e9a7_1_1200.jpg

TL REF ve AOFM

1749701984179438254c50349c93a9264c77470179_2_1200.jpg

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

DEVALÜASYON OLUR MU SORUSUNUN CEVABI: 3’LÜ AÇMAZDA…

Yayınlanma:

|

Yazan:

Sermaye hareketlerinin serbest olduğu Türkiye gibi ekonomilerde hem faiz hem de döviz kuru aynı anda kontrol edilemediğinden (ekonomi literatüründe üçlü açmaz/imkansız üçleme diye tanımlanır) merkez bankaları para politikası faizini kontrol etmekte ancak döviz kurunu ise serbest bırakmak zorunda kalmaktadır. Türkiye de bu nedenlerle dalgalı döviz kuru yöntemini uygulamakta olup, döviz kuru piyasa dinamikleri ve arz-talep çerçevesinde belirlenmektedir.

Ancak, sürekli cari açık veren ülkelerin parası orta ve uzun vadede mutlaka değer kaybeder. Türkiye’de kur riskinin temel nedeni de budur.

Şu an hem portföy yatırımı çekerek döviz açığını kapatmak hem de stabil/değerli kur politikası ile enflasyonu düşürmek için yüksek faiz bedelini ağır şekilde ödüyoruz.

Kısa vadede sürdürülebilir olsa da uzun vadede sürdürülebilir olmasının yolu ise önce yapısal reform ve mutlaka bilim ve teknoloji odaklı eğitim ve akabinde yüksek katma değerli ürün üretebilmek& sanayinin milli gelir içerisindeki payını yükseltmek ve globalde daha rekabetçi olmaktır…

Onur ÇELİK

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Faiz indirim beklentisiyle Türkiye ‘ralli’ yapıyor, gözler ABD enflasyon verisinde

Yayınlanma:

|

Yazan:

Bayram tatili sonrası haftanın ilk iş gününün Türk mali piyasaları iyimser bir şekilde tamamladı. TCMB, 22 Nisan tarihinden bu yana haftalık vadede %46 politika faizi ile sadece 1 milyar TL fonlama yaparken, dün tutarın 100 milyar TL’ye yükselmesi, olumlu enflasyon verisi ardından hâkim olan iyimser havayı daha da destekledi. Hatırlanacağı üzere, Türkiye siyasetinde yaşanan iklim değişikliği ardından Türk Lirasında yaşanan değer kaybını önlemek adına TCMB politika faizini 350 baz puan artırarak %42,50’den %46,00 seviyesine yükseltirken, gecelik faizlerin de %49’da oluşmasını sağlamıştı.

TCMB’nin faiz indirimlerine yeniden başlamadan önce gecelik faizleri koridorun üst bandı olan %49’dan politika faizine (%46) doğru düşürmesi beklendiği için repo ihaleleri uzun bir süredir yakından takip ediliyordu. Beklentilerden daha iyi gelen enflasyon verisi ardından TCMB’nin durdurduğu faiz indirimlerine tekrar başlaması için bir miktar ek alan yaratıldığını geçen hafta bültenimizde paylaşmıştık. Her ne kadar politika faizinden direkt olarak ilk indirimi Temmuz toplantısında beklesek de, TCMB’nin dünkü repo ihalesi ardından indirim sürecinin Haziran toplantısına çekilmiş olabileceğine de ihtimal vermeye başladık. TCMB’nin ilk faiz kararı 19 Haziran’da, takip eden kararı ise 24 Temmuz’da açıklanacağını not etmiş olalım.

Piyasanın TL fonlama ihtiyacı yüksek olduğundan, 100 milyar tutarında %46’dan geçen dünkü repo ihalesi ardından kalan ihtiyaç gecelik borç verme faiz oranı olan %49’dan karşılanınca, TLREF dün de %48,9922 seviyesinden gerçekleşti. Daha da basit bir anlatımla, TCMB’nin dün repo ihale miktarını artırması sonrasında TLREF’in %49 olan tavan seviyesinden kademeli olarak %46 olan politika faizine doğru gevşeyeceğini düşünüyoruz. Bu hamle üstü kapalı da olsa 300 baz puan faiz indirimine işaret ederken, TLREF’in %46,00 civarında oluşacağı bir döneme doğru ilerlediğimizi düşünüyoruz. Haziran ayının ikinci yarısında siyasetin biraz ısınmasını beklediğimizi not düşerek, eğer işler yolunda giderse, politika faizinde 350 baz puan indirimin Temmuz toplantısında geleceğini ve politika faizinin yeniden %42,50 seviyesine gerileyeceğini düşünüyoruz. Eğer ‘işler’ yolunda giderse, Temmuz sonrası yılın kalan üç toplantısında da politika faizinin kademeli bir şekilde %35,00 seviyesine gerileyeceğini düşünüyoruz.

Dönelim kararın piyasa etkisine. Olumlu enflasyon verisi ardından TCMB’nin faiz indirim sinyali içeren repo ihalesi sonrasında, Türk mali piyasaları adeta ralli yaptı. Faiz indirimlerinin bankacılık sektörünün lehine olduğundan hareketle dün Borsa İstanbul Bankacılık Endeksi (XBANK) günü %5’in üzerinde yükselişle tamamladı. Son dört günde XBANK’ın yükselişinin %14 olduğunu not edelim. Bankacılık hisselerinde, 19 Mart sonrası yaşanan sert düşüş ile 30 Nisan tarihinde test edilen dibinin %50 düzeltme seviyesi olan 14,200 seviyesini takip edeceğiz. Lokomotif bankacılık hisselerinin de yardımı ile ana endeks dünkü günü %1,8 yükselişle tamamlarken, son dört günde %7’ye yakın yükseliş kaydetti. CDS risk primi 300 baz puanın altına gerilerken, USDTRY kuru 39,20 seviyesinde kalarak TL’de reel değerlenmenin sürdüğüne işaret etti. Faiz indirim beklentisinin ayak izlerini tahvil piyasasında da gördük: iki yıl vadeli gösterge tahvilin bileşik faiz gerilemeye devam ederek 20 Mart tarihinden bu yana en düşük (%42,7) seviyesini test etti.

Küresel cephede ise ABD ve Çin, Londra’daki iki günlük yoğun görüşmelerin ardından, nadir toprak elementleri üzerindeki ihracat kısıtlamalarını hafifletmeyi ve Cenevre’de geçen ay varılan ticaret ateşkesi anlaşmasını yeniden rayına oturtmayı amaçlayan çerçeve bir mutabakat üzerinde prensipte uzlaştı. ABD Ticaret Bakanı Lutnick, anlaşmanın Trump ve Xi arasında yapılan son telefon görüşmesiyle Cenevre’deki uzlaşmayı birleştirdiğini ve detayların liderlerin onayına sunulacağını açıkladı. Anlaşma, özellikle Çin’in nadir toprak metalleri ve mıknatıslar üzerindeki sınırlamalarını kaldırmayı ve buna karşılık ABD’nin bazı teknoloji ihracat kontrollerini geri çekmesini içeriyor.

Ancak bu çerçeve uzlaşma, ABD’nin Çin’in devlet destekli, ihracata dayalı ekonomik modeline yönelik köklü eleştirilerine ya da Trump’ın tek taraflı tarifelerine ilişkin temel farklılıkları gidermiyor. Ağustos ortasına kadar kapsamlı bir anlaşmaya varılamazsa, mevcut gümrük vergileri tekrar üç haneli oranlara sıçrayabileceğini göz ardı etmeyelim. Gelişmelere karşı piyasa tepkisi temkinli olurken, kalıcı bir çözüm umutları hâlen belirsizliğini koruyor.

ABD borsaları dün geceyi %0,5 düzeyinde yükselişle tamamlarken, bu sabah pasifiğin diğer ucunda iyimser bir seyir görüyoruz. Japonya’nın Nikkei 225 endeksi, ABD ve Çin’in ticaret ateşkesi için yeni bir çerçeve üzerinde anlaşmasının ardından dördüncü gün üst üste yükseldi. Çin’in nadir toprak elementlerine yönelik kısıtlamaları kaldırması, risk iştahını desteklerken, zayıflayan YEN sayesinde ihracat odaklı hisseler de değer kazandı.

Daha da geniş bir açıdan bakmak gerekirse, MSCI Dünya endeksinin tarihi zirvesinde yer alırken, Dünya Bankası, 2025 küresel büyüme tahminini %2,7’den %2,3’e düşürdü. Kurum, artan tarifeler ve yükselen belirsizliklerin neredeyse tüm ekonomiler için ciddi bir engel oluşturduğunu belirtti. Ocak ayında projeksiyonunu yaptığı seviyelere kıyasla, ABD, Çin ve Avrupa dâhil olmak üzere küresel ekonomilerin yaklaşık %70’inin büyüme beklentisi aşağı yönlü revize edildi. Bu keskin düşüşte, ABD Başkanı Donald Trump’ın göreve gelmesiyle başlayan ticaret politikalarının etkili olduğu vurgulandı.

Makro cephede ise gözler ABD’de bugün açıklanacak Mayıs ayı TÜFE enflasyonuna çevrildi. Öncesinde, fiat para sistemine baş kaldıran değer saklama araçları altın, bitcoin ve yeni yıldız gümüşün sakin bir seyir izleyerek veriyi beklediklerini not edelim. Altının ve gümüşün ons fiyatı sene başına göre %27 yükselirken, direnişin parası bitcoin ise %17 yükseldi. Bitcoin’de yukarı yönlü hareketin henüz başlamadığını, 113bin dolar seviyesinin üzerinde haftalık kapanış ile ‘asıl’ yükselişin başlayacağını düşünüyoruz.

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.