ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA
MB’nın Döviz Varlığı Son 10 Yılın En Düşük Seviyesindeydi
Yayınlanma:
4 yıl önce|
Yazan:
BankaVitriniMerkez Bankaları ülkenin para biriminde tuttukları kaynaklarının yanında rezervlerinde altın ve döviz de bulundururlar. Çeşitli kaynaklarda uluslararası rezerv veya döviz rezervi olarak nitelendirilen bu rezervleri kullanarak merkez bankaları bazı faaliyetleri gerçekleştirirler. Hükümetin iç ve dış borç servisini gerçekleştirmek, yurtdışından gelebilecek ani şoklara karşı gerekli döviz likiditesini bulundurmak, yurt dışı para birimlerinin ani değer artışlarına göre likit olarak bulundurduğu dövizi kullanmak bu faaliyetlerden birkaçı. Fakat merkez bankalarının döviz rezervlerinin en önemli fonksiyonu ekonomik sıkıntılarda başvurulmak üzere bir sigorta görevi görmesidir. Son haftalarda Türk Lirası’nın yaşadığı değer kaybının nedenlerinden biri de Merkez Bankası’nın piyasaya güven verebilecek bir döviz rezerv miktarına sahip olamayışıdır.
Peki Türkiye’nin döviz rezervi yıllar içerisinde nasıl değişmişti? Dünyada en çok döviz rezervine sahip ülkeler hangileri? Gelişmekte olan ülkeler kategorisinde Türkiye’nin yeri nasıl?
Son 10 Yılda Türkiye’nin Döviz Rezervleri
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası güncel döviz rezervlerini uluslararası rezervler ve döviz likiditesi tablosu ile açıklıyor. Fakat geçmiş verileri Elektronik Veri Dağıtma Servisi (EVDS)’nin veri setinde kamuoyuna sunuyor. Bu verilere göre 2010 yılında Türkiye’nin 4,5 milyar $ değerinde altın varlığı, 70,7 milyar $ değerinde döviz varlığı toplamda ise 76,8 milyar $’lık resmî rezerv varlığı bulunuyordu. Son 10 yılda resmî rezerv varlığın en çok bulunduğu zaman ise 134,6 milyar $ ile 2013 yılının Kasım ayı. Ayrıca Kasım 2013’teki toplam döviz varlığı da 112,6 milyar $ ile son 10 yılın zirvesindeydi. Bununla birlikte 2014 yılında benzer seviyelerde seyreden döviz rezervleri 2015 yılından sonra ara ara artış gösterse de 2018 yılının 2. yarısında oldukça düşük seviyelere indi.
2018 yılında yaşanan döviz krizi ve Türk Lirası’nın yabancı para birimleri karşısında kısa bir sürede oldukça değer kaybetmesi beraberinde enflasyonu, dış ticaret sorununu, işsizliği ve faizlerde yaşanan artışı getirdi. Eylül 2018’de TCMB’nin resmî rezerv varlıkları 84,7 milyar $ değerindeydi ve bu da Kasım 2010’dan Eylül 2018’e kadar açıklanan en düşük resmî rezerv varlığıydı. Buna ek olarak Eylül 2018’de döviz rezervleri 65,5 milyar $, altın rezervleri ise 17,7 milyar $ seviyesindeydi.
Merkez Bankası’ndaki resmi rezerv varlıkların yaşandığı dönem ise 2020 yılının 2. yarısındaki Eylül ayı. Eylül ayı sonunda Merkez Bankası’nın resmî rezerv varlıkları 79,7 milyar $ değerindeyken bu Temmuz 2010’dan o tarihe kadar yaşanan en düşük seviyeydi. Ayrıca eylül ayında rezervlerdeki altın varlığı 41,8 milyar $ iken, döviz varlığı 36,3 milyar $ seviyesindeydi.
Bu kötü gidişatın ardından ise 6 Kasım 2020 tarihinde Resmî Gazete’de yayınlanan kararname ile TCMB Başkanı Murat Uysal görevden alındı ve göreve eski Maliye Bakanı Naci Ağbal atandı.
TCMB’nın yeni başkanı Naci Ağbal döneminde rezerv varlıklarla ilgili en güncel veriler ise 18 Aralık 2020’ye ait. Bu veriler eşliğinde son zamanlarda TL’nin dolar karşısındaki pozitif seyri ile beraber TCMB rezervlerinin de iyimser bir hava olduğunu söylemek mümkün. Buna göre TCMB’nin toplam rezervleri 91,8 milyar $ olarak açıklandı. Bu rezervin 42 milyar $’ını altın oluştururken, 49,8 milyar $’ını ise brüt döviz rezervleri oluşturmakta.
Bunlara ek olarak yıllık değişime bakıldığında ise TCMB toplam rezervlerinin 2019 yıl sonuna göre %13’2 azaldığını, döviz varlıkların %35,4 azaldığını, altın varlıklarının ise %55 oranında arttığını söylemek mümkün.
Dünya’da En Çok Döviz Varlığına Sahip Ülkeler Hangileri?
IMF’nin 2020’nin 3. çeyreği itibarıyla açıkladığı verilere göre dünyada resmî döviz rezervlerinin %60,4’ünü Amerikan Doları oluşturuyor. Bu dağılımda doları %20,5 ile euro, %5,9 ile de Japon Yeni takip ediyor. Ülkeler arasında ise Çin yaklaşık 3,4 trilyon $ ile en çok döviz rezervine sahip ülke konumda. Çin’in yanı sıra Japonya 1,4 trilyon $, İsviçre 1 trilyon $, Rusya 585 milyar $, Hindistan ise 563 milyar $ ile bünyelerinde en çok döviz rezervi bulunduran diğer ülkeler.
Piyasalara en çok döviz sağlayan ABD’nin 143,2 milyar $’lık döviz rezervi bulunuyor. Almanya’nın 254,5 milyar $, Fransa 221,1 milyar $, Birleşik Krallık ise 216,4 milyar $’lık döviz rezervine sahip.
Gelişmekte Olan Ülkelerin Döviz Rezervleri
Bilindiği gibi Türkiye’nin farklı makroekonomik göstergeleri son dönemlerde gerek kamuoyu gerekse de siyasiler tarafından sıkça “gelişmekte olan ülkeler” ile karşılaştırılıyor. IMF’nin raporlarında “gelişmekte olan ülkeler” başlığı altında 100’ü aşkın ülke bulunsa da küresel ölçekte gelişmekte olan ülkeler olarak kabul edilen ve kamuoyu tarafından da bilinen ülkelerin başında ise Arjantin, Brezilya, Rusya, Hindistan, Endonezya, Güney Afrika ve Meksika gibi ülkeler geliyor. Ayrıca bu ülkeler ekonomik büyüklükleri bakımından da gruplarındaki diğer ülkelerden daha iyi seviyede.
Gelişmekte olan ülkeler olarak kabul edilen bu ülkelerin 2020 yılı rezerv varlık performansına bakıldığında Rusya kasım ayındaki yaklaşık 585 milyar $’lık rezerv varlığı ile listenin ilk sırasında yer alıyor. Hindistan ve Brezilya ise 563 ve 356 milyar $’lık rezerv varlıklarıyla gelişmekte olan ülkeler arasında en çok rezerv bulunduran diğer ülkeler. Türkiye ise ekim ayındaki 84 milyar 526 milyon $’lık rezerv varlığıyla sekiz ülke arasında 6. sırada. Bununla birlikte gelişmekte olan ülkeler arasında 2019 yılı sonuna göre rezervleri yüzdesel olarak en çok azalan ülke %20 ile Türkiye.
Emircan Yüksel – Doğruluk Payı
İlginizi Çekebilir
ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA
PROGRAMLAR İŞE YARAMADI, YENİ REÇETE ŞART!
Yayınlanma:
1 gün önce|
13/09/2024Yazan:
Mustafa AkpınarEnflasyonla mücadele adı altında iç piyasa katliamına dönen uygulamalar, sahadan gelen sesi duymaksızın devam ederken, elinde rakamla bomboş bir ülkede yaşamaya niyetli gibi ortaya çıkan ekonomi yönetimi tarzı, uyarıları da duymazlıktan geliyor.
Halen 2025 yılında dünyada ihracat pazarlarının açılmasından medet umarak, umut dağıtma kampanyası devam ediyor. Oysa hatırlayacaksınız, 2024’te de strateji bunun üzerine kurgulanmıştı ve geldiğimiz nokta ortada.
Ayrıca dünya piyasası açılsa bile, ki beklendiği gibi coşmayacak, bu TL maliyetlerle ve kur dezavantajıyla hiçbir ihracatçının netice alabilmesi, alsa da sürdürebilmesi mümkün değil. Fakat bu mesele de görmezlikten geliniyor.
İç piyasa ise gerek kalmayan ve eksiye geçen satın alma gücü, gerekse firmaların maliyetlerini burada da yansıtabilmesine olanak tanımayan fotoğraf, üzerine kredi mekanizmasının da kesilmesiyle birlikte tam bir açmaz noktaya geldi.
Bazen öyle bir gelişme ortaya çıkar ki, sayfalarca anlattığınızı, tek bir tanımlamaya sığdırarak daha çok anlam taşır. İşte şimdi bunun için bir unsur var elimizde. Pandemi dönemini hatırlayın.
Mart ayında ilk vakanın görülmesinin ardından tüm ekonomi kapatılmış, perakende noktaları ve bağlantılı olarak ticaret tamamen durma noktasına gelmiş, sadece e-ticaretle iş yapmaya çalışanların, yetersiz cirolarla ‘hiç olmazsa’ diyerek günü kurtarmaya çalıştığı o sıfır noktasını anımsayın.
O dönemde bilhassa ticaretle uğraşanlar ne yaşadıklarını çok iyi biliyorlar. Fakat o dönemin koşullarında bile, en azından kredi alan vatandaş zorunlu harcamalarını yapmaya çalıştı. İş hacmini kurtarmaya yetti mi, hayır. Ama atlatılması gereken bir dönemdi.
Son gelinen nokta, büyük bir alarmın habercisi gibi. Noktasına virgülüne dokunmadan önce bilgiyi aktarayım: “…ticari satışlarda pandemi dönemi olan Mayıs 2020’den sonraki en sert düşüş gerçekleşti. Ticaret satış hacmi temmuz ayında bir önceki aya göre ise yüzde 0.6 azaldı…”
Ticarette satışların 2020 yılının Mayıs ayı seviyesine düşmüş olması, ekonomi yönetiminin işi gücü bırakıp, konsantre olması gereken bir başlık olarak ortada duruyor. Ama görüyoruz ki, halen rakam tutkusuyla, sahadan gelen sese kulak tıkamaya devam edecekler.
Türkiye’nin gerçekçi bulunmayan bir enflasyonu 10’ar puan düşürerek oluşturmaya çalıştığı bir ortamda, tamamen duran bir piyasada, nakit akışının açmaza doğru sürüklendiği bir nokta, insanların gelirlerinin açlık seviyesinin altında, kredi puanlarının sorunlu olduğu ve satın alma için vadelerin de yok seviyesine getirildiği şartlarda nasıl bir ekonomik sonuç bekliyorlar?
Mesele artık bir ekonomi tercihi olmaktan çıktı, kumarhanenin müşterisini değil, ekonominin gerçek aktörlerini korumak gereken bir fotoğrafla ortada duruyor. Buna karşılık viraneye bakıp, yalı methiyesi düzen bir yönetim anlayışıyla binanın yıkılmasını izleyen yöneticilere sahibiz. Durun, okuyun, yeni bir strateji belirleyin. Yoksa topluca yıkıntının altında kalacağız.
Mustafa AKPINAR
ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA
FED’den 50 bsp indirim fiyatlanıyor: Nerdesin âşkım, burdayım âşkım #altın
Yayınlanma:
1 gün önce|
13/09/2024Yazan:
BankaVitriniAvrupa Merkez Bankası (ECB), Euro bölgesindeki enflasyonun yavaşlaması ve ekonomik büyümenin zayıflaması nedeniyle faiz oranlarını bir kez daha düşürdü ve önümüzdeki aylarda daha fazla faiz indirimi sinyali verdi. Ancak ECB Başkanı Lagarde, kararların veri odaklı olacağını ve önceden belirlenmiş bir yol izlenmediğini vurguladı. ECB’nin yeni ekonomik tahminleri enflasyonun 2025’te %2 olan hedefe ulaşacağını ön görürken, büyüme tahminleri ise aşağı yönde güncellendi.
ECB’nin Haziran’dan bu yana ikinci çeyrek puanlık faiz indirimine soyunduğu günün devamında yılın geri kalanına yönelik sürecin nasıl devam edeceğini tam olarak bilmiyoruz. Bu sabah itibariyle vadeli faiz kontratları, ECB’nin 17 Ekim tarihinde düzenlenecek olağan faiz toplantısında 25 baz puan indirimine gitme olasılığına sadece %30 ihtimal tanıdığını not edelim. ECB ardından yatırımcıların dikkati FED’in önümüzdeki Çarşamba günü iki günlük toplantısının sonunda faiz indirimi kararı alması beklendiği toplantısına çevrilmiş durumda. Çeyrek puanlık indirime kesin gözüyle bakılırken, 2020’den bu yana ilk faiz indirimi olacağını da not edelim. Vadeli kontratların 50 baz puanlık faiz indirimine %50 ihtimal tanımaya başlaması ile, doların değer kaybının yeniden hızlandığını görüyoruz.
ECB kararı sonrası, küresel mali piyasalarda -günün son işlem saatlerinde- büyük çaplı bir volatilitenin hâkim olduğunu gördük. Önde gelen merkez bankalarının faiz indirimlerine başlayıp devam edeceğini beklentisinin yarattığı rüzgâr ve hâliyle FED’den 50 baz puan indirim ihtimalinin potaya girmesi, kıymetli metal fiyatlarını yukarıya itti. Altının ons fiyatı, 2,530 dolar direncinden defalarca ‘kırmızı kart’ görmesi ardından dün yeni ufuklara yelken açarak 2,565 dolar seviyesini test etmek suretiyle tüm zamanların zirvesine yükseldi. Ons altın ile ilgili çok uzun bir süredir olumlu bir tonumuz olduğunu okurlarımız pekâlâ biliyorlar. Bir kez daha hatırlatmak gerekirse: Doların adeta ‘silah’ olarak kullanılması nedeniyle Merkez Bankalarının dolar rezervlerini azalttığını; doların rezerv kompozisyonundaki payının %70’ten %58’e gerilediğini, ABD Hazinesinin her 100 günde ~ $1 trilyon artan borcu ve bunun da yarattığı kaygılar, artan jeopolitik riskler ve faiz indirimleri öncesinde altını daha cazip bir yatırım aracı olarak görülmeye başlanması… Bu görüşler ışığında altın ile ilgili uzun pozisyonlarımızı korumaya devam edeceğiz. Büyük resimde, her ne kadar kısa vadede bir miktar volatiliteye imkân versek de, zayıf dolar temasının korunmaya devam edeceğini, altının 2,550 dolar seviyesindeki hedefimize ulaşması ardından artık 3bin dolar seviyesinin radar menzilinde olacağını düşünüyoruz.
Türkiye cephesinde de, tıpkı yurt dışında olduğu üzere, günün son işlem saatlerinde volatilitenin etkili olduğunu gördük. Borsa cephesinde son yedi gündür kesintisiz bir şekilde korunan satış baskısı, sekizinci güne de taşınmaya hazırlanırken, 9,400 teknik seviyesinin altına sarkan endeks, kapanışa doğru bankalar öncülüğünde gelen güçlü alımları ile kayıplarını telafi ederek günü %1,1 artıda tamamlamayı başardı. Bankacılık endeksi ise günü %2,3 yükselişle tamamladığını not edelim. TCMB’nin kaybettiği döviz rezervlerini son bir haftadır hızla yerine koyması ardından kur cephesinde düşen tansiyonun da yardımı ile USDTRY kuru 34 seviyesinin kıyısında gün boyu salınmaya devam ederken, akşamüzeri 33,90 seviyesine kadar gerilediğini gördük. Altının rekor kırdığı, USDTRY kurunda da yönün yavaş bir yükseliş şeklinde olsa da yukarı olduğu bir ekosistemde, gram altın 2,800 TL seviyesinin de üzerine yükseldi. Bültenimizi takip eden değerli okurlarımızın, gram altında cephesinde, iki yükselen nedeniyle rekorların peş peşe gelmeye devam edeceği görüşümüzü pekâlâ hatırlayacaklardır.
Her hafta Perşembe günü açıklanan TCMB ve BDDK’nın haftalık bültenlerini yine dikkatle irdeledik. Bu minvalde, 6 Eylül ile biten haftada menkul kıymet istatistiklerinin ön plana çıktığın görüyoruz keza yabancı yatırımcı söz konusu haftada satış düğmesine basmış: yabancının hisse senedi portföyü 50 milyon dolar, devlet tahvili portföyü ise 863 milyon dolar azalmış. Yabancının hisse senetlerinden sene başından bu yana yaklaşık 2 milyar dolar satış yaptığını bilmemize rağmen, tahvil cephesindeki satışı pek de anlamlandıramadık. Öte yandan, TCMB’nin brüt döviz ve altın rezervleri 2,6 milyar dolar düşüşle 146,7 milyar dolar seviyesine gerilerken; 11 Eylül gününe ait TCMB’nin analitik bilançosuna göre, swap ve kamu dövizleri hâriç net pozisyon 0,9 milyar dolar artışla 15,1 milyar seviyesine yükseldi. BDDK verilerine göre ise KKM bakiyesi 0,5 milyar dolar düşüşle 46,5 milyar dolar seviyesine geriledi. KKM’den çıkış kesintisiz bir şekilde Eylül 2023’den beri devam ediyor. Yabancı para mevduatlar 10 milyar dolar artışla 199,2 milyar dolar seviyesine gelirken, yurtiçi yerleşik tüzel kişilerin 1,2 milyar dolar mevduat artışına karşılık bireyseller 0,2 milyar dolar döviz çıkışı gerçekleştirdiklerini görüyoruz. Bu veriler neticesinde, KKM’nin toplam mevduat havuzundaki payı %9, dövizin %39, TL’nin oranı ise %52 seviyelerinde göreceli olarak yatay seyretti.
Yurt dışına geçmeden önce, dün TCMB tarafından açıklanan Temmuz ayı cari işlemler dengesinin 0,6 milyar dolar fazla verdi. Geçen yılın aynı ayında cari dengenin 5,3 milyar dolar açık verdiğini hatırlatalım. Bu sonuçla birlikte 12 aylık birikimli açık 19,1 milyar dolar ile son yılların en düşük seviyesine geriledi. Bu iyileşmenin arkasında altın ithalatındaki sert düşüşün ve ihracatta yaşanan artışın büyük payı olduğunu görüyoruz. Veriyi olumlu olarak ‘okuyoruz’.
Brent cinsi ham petrolün varil fiyatı, talep ve büyüme endişelerinin gölgesinde son üç yılın en düşük seviyesini test etmesi ardından, Meksika Körfezi’ni vuran Francine Kasırgası’nın ABD üretimini ne kadar etkileyeceği konusundaki belirsizliklerle birlikte dün günü %2’nin üzerinde yükselişle 72 dolar seviyesinden tamamladı. Doların değer kaybettiği, EUR ve Sterlin paritelerinin hafif de olsa yükseldiği dünkü günün gecesini ABD borsaları yükselişle tamamladı. Teknoloji hisselerinin işlem gördüğü Nasdaq endeksi %1 yükselirken, bu sabah pasifiği diğer ucuna iyimser havanın topyekûn taşınmadığını görüyoruz. Japon Yen’i 140 psikolojik seviyesine doğru gerileyerek dolar karşısında yılın en değerli seviyesine gelmesi, ihracat odaklı Japonya şirketlerini olumsuz etkileyeceği beklentisi ile gösterge endeks Tokyo borsası %1 düşerken, teknoloji ağırlıklı Hong Kong borsası %1 yükseldi.
Reuters/Ipsos anketine göre, ABD Başkan Yardımcısı Harris, 5 Kasım’daki başkanlık seçimleri yarışında Trump karşısında %47’ye %42’lik bir üstünlük sağladı. Harris, seçmenlerin çoğunlukla kazandığını düşündüğü münazara ardından son dönemlerde kapanan farkı yeni açtı. Bu sonuç, Harris’in seçim yaklaşırken seçmenler üzerinde artan bir avantaj elde ettiğini gösterirken, piyasa dostu politikalar izlemesi beklenen Trump’ın geriye düşmesi ile bitcoin hâlen daha 58bin dolar seviyesinin etrafında salındığını ve ralliye ayak uyduramadığını görüyoruz. Yükselişin başlaması için 68-69bin dolar seviyelerinin üzerinde haftalık bir kapanışa ihtiyaç olduğunu altını peşinen çizelim. Herkese iyi bir hafta sonu dileriz.
Altın
Menkul Kıymet İstatistikleri
TCMB net döviz pozisyonunda yaşanan günlük değişim
Emre Değirmencioğlu
ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA
Petrol üç yılın dibinde, FED kararına günler kala gözler TÜFE verisinde
Yayınlanma:
3 gün önce|
11/09/2024Yazan:
BankaVitriniTürkiye’de enflasyon dinamikler ve para politikası ön planda kalmaya devam ederken, bilançoların yüksek seyreden faiz oranları nedeniyle zorlandığı bir ortamda, hisse senetlerinin yönelik yatırımcı ilgisizliği de kendisini çok açık bir şekilde hissettirmeye başladı. Otoritenin hemen hemen her platformda, enflasyon makul düzeye gerileyene kadar uygulamaya kararlı göründüğü sıkı para politikasının şifa etkisi kadar yan etkisinin de hisse senetlerini baskı altına aldığını çok net bir şekilde gözlemliyoruz. Bu bağlamda, Fitch’in haftanın son iş günü Türkiye’nin kredi notunu bir basamak daha atırmasına adeta omuz silken hisse senetleri, haftanın ilk günü olduğu üzere dün de satış baskısına boyun eğerek günü %0,8 oranında düşüş ile son iki haftanın en düşük seviyesinde tamamladı. Borsanın lokomotifi konumunda bankacılık endeksi ise dün %1,7 oranında ve daha da kötü bir performans kaydederken, son dört günde %7 kayıpla negatif ayrıştı.
Döviz kuru Ağustos ayında süratli bir seyir izlemesi ardından son haftalarda psikolojik 34 seviyesinin etrafında sakin bir seyir izlemeye başladığını görüyoruz. Şöyle ki, TCMB’nin analitik bilançosuna göre, 3 Eylül günü 4,8 milyar dolar kötüleşen ve +7,8 milyar dolar seviyesine gerileyen swap ve kamu dövizleri hâriç net pozisyon, müteakip günlerde TCMB’nin net alımları ile 5,3 milyar dolar artış göstererek yeniden +13,1 milyar dolar seviyesine yükseldi. Böylelikle, TCMB’nin kaybettiği rezervlerin önemli bir kısmını yerine koymasına paralel, artan döviz girişlerinin de yardımı ile kurun daha sakin bir patikada yol aldığının görüyoruz. En azından, birkaç ay daha, otoritenin faiz oranlarını sabit tutacağını, enflasyonun da baz etkisi ile gerilemeye devam edeceği bir ortamda, TL’nin sunduğu %6 civarında reel faizin azımsanmayacak düzeyde olduğunu, bunun da TL’yi bir müddet daha desteklemeye devam edeceğini düşünüyoruz. Lâkin, reel faizin uzun süre yüksek devam etmesinin yarattığı tahribatı da göz ardı etmeden, senenin son demlerinde TCMB’nin faiz indirimini gözden geçireceğini düşünmeye devam ediyoruz. Dün açıklanan sevimsiz sanayi üretim rakamlarını da bu perspektifte ele alıyoruz.
Döviz piyasasında egemen olan sakinliğe paralel yabancı indinde Türkiye’nin risklerini gösteren 5 yıl vadeli CDS risk primi 270 baz puan civarında kalmaya devam ederken, dün Hazine ihalelerinin sorunsuz bir şekilde tamamlandığını gördük. 2 yıl vadeli gösterge tahvilin bileşik faizi %42,20 seviyesinde yatay bir seyir izlemeye devam ettiğini not edelim.
Dünyada ise gözler 18 Eylül tarihinde sonuçlanacak kritik FED faiz kararı öncesi bugün açıklanacak enflasyon verilerine çevrildi. Reuters anketine göre, ABD’de manşet TÜFE enflasyonun yıllık %2,9 seviyesinden %2,6’ya gerileyerek son 3,5 yılın en düşük seviyesini test etmesi beklenirken, çekirdek enflasyonun ise yıllık bazda %3,2 seviyesinde kalması bekleniyor. Fiyat istikrarı kadar, tam enflasyon görevi de olan FED, işgücüne yönelik son dönemlerde açıklanan verilerin beklenenden daha fazla yavaşlama göstermesi sonrası rahatsızlığını dile getirirken, piyasalar ise, FED’in yumuşak iniş senaryosunu tehlikeye attığına yönelik olumsuz bir hissiyat içinde 25 ile 50 baz puan faiz indirimi arasında kararsızlık sergilemeye devam ediyorlar. ABD enflasyon verisinin, haftaya sonuçlanacak olağan toplantıdan çıkacak karara ışık tutacağına kesin gözüyle bakıyoruz. Bu sabah itibariyle 18 Eylül toplantısına yönelik 25 baz puan indirime %70, 50 baz puan indirime ise %30 ihtimal tanınıyor. Bizler de FED’in herhangi bir panik havasına imkân vermemek adına 25 baz puan indirime gideceğini düşünüyoruz.
Haftanın ilk iş gününü alıcılı geçiren ABD’nin en büyük 500 şirketini kapsayan S&P500 endeksi, dün geceyi de, kapanışa doğru gelen alımların yardımı ile artıda tamamlamayı başardı. FED kararına ve ABD seçimlerine kadar piyasaların yön tayin etmekte zorlanacağını kanaatindeyiz. Wall Street, Kasım ayında Demokrat başkan adayı Harris’in kazanması ve vaat ettiği vergi artışlarını uygulaması durumunda, şirket kazançları ve hisse senedi piyasasının olumsuz etkilenmesinden endişe ediyor. Hatırlatma yapmak gerekirse, Trump, başkanlığı sırasında şirketlerin vergi oranını %35’ten %21’e indirmiş ve geçen hafta ABD’de üretim yapan şirketler için bu oranı %15’e düşürmeyi desteklediğini söylemişti. Harris ise geçen ay büyük şirketlerin adil bir şekilde vergi ödemesi gerektiğini belirterek bu oranı %28’e çıkarmayı planladığını açıkladı.
Ekonomik büyümenin yavaşlamasına dair endişeler ve bankaların cari çeyrek için zayıf performans uyarıları nedeniyle Dow Jones endeksi, bankacılık hisselerindeki düşüşle dün akşam geriledi. Enerji sektörü hisseleri, OPEC+’ın 2024 ve 2025 için talep tahminlerini düşürmesiyle birlikte en çok değer kaybeden sektör oldu. Brent cinsi ham petrolün varil fiyatı 70 dolar seviyesinin de altına sarkarak son üç yılın dibini test etti. Teknoloji hisselerinde aşırı değerlemelere yapay zekânın ağır siklet şirketi Nvidia, geniş çaplı bir piyasa satışından nasibini alarak son iki haftada %20’nin üzerinde düşüş kaydetmesi sonrasında haftanın ilk iki gününde yara sararak %5 yükseldi. Son dönemlerde 2,530 seviyesindeki zirvesini dördüncü kez deneyerek geçemeyen ons altın, gerilediği seviyelerden toparlanarak yeniden 2,520 dolar seviyesine dayanırken, EUR’nun bu sabah dolar karşısında hafif de olsa yükselişle 1,1040 seviyesine geldiğini not edelim. Kalabalık laflardan kurtulursak, genel hatları ile dolar zayıflığının devam edeceğini düşünüyoruz.
Dün akşam düzenlenen Trump – Harris canlı yayın münazarasının da oldukça çekişmeli geçtiğini görüyoruz. İki aday ilk defa yüze yüze gelirken, Başkan Yardımcısı Kamala Harris, kürtaj, yasal sorunlar ve Trump’ın göreve uygunluğu üzerinden yaptığı sert eleştirilerle Trump’ı adeta savunmaya çekti. Harris, aynı zamanda ekonomik ve göç politikalarına yönelik saldırılarıyla Trump’ın zayıf noktalarını öne çıkararak onu tartışmalı ve çoğunlukla yanlış iddialar yapmaya zorladı. Harris’in ön plana çıktığı gecede, Trump’ın agresif tavrı bir miktar tepki çekti. Politik detaylardan ziyade, iki adayın keskin ideolojik farklarını gözler önüne seren münazara, seçimlere haftalar kala kararsız seçmenler üzerinde belirleyici bir etki yaratabilecek önemli bir fırsat sundu. Harris’in münazaranın galibi geldiği algısı ile kripto paralar dün akşam değer kaybetti.
Piyasa dostu olarak nitelendirilen politikalara Trump’ın daha yakın olduğunu, lâkin Harris’in dün akşamın galibi olduğu görüşünden hareketle, yeni gün başlangıcında Asya borsalarında ve ABD borsalarının vadeli işlemlerinde hâkim rengin kırmızı olduğunu görüyoruz. Japonya Merkez Bankası (BoJ) Yönetim Kurulu Üyesi Nakagawa, enflasyonun beklentiler doğrultusunda ilerlemesi hâlinde faiz artışlarına devam edeceklerini belirtti. Geçtiğimiz Mart ayında negatif faiz uygulamasına son veren BoJ, Temmuz ayında kısa vadeli politika faizini %0,25 seviyesine yükselterek on yıllık genişlemeci para politikasından uzaklaşma sinyali vermişti. Ancak bu politika değişikliği küresel hisse senetlerinde sert gerilemeye ve YEN’in dolar karşı değer kazanmasına yol açarak carry trade olarak adlandırılan ucuz faizli parayı borçlan ve yüksek faizli paralara yatırım yap stratejisini ‘baltalayarak’ risk iştahını kesin bir şekilde azalmasına neden olmuştu. BoJ cephesinden gelen açıklamalara paralel, bu sabah YEN dolar başına 141,50 seviyesine gelerek yılın en düşük seviyesini (YEN değerlendi) test etti. Hatırlanacağı üzere, YEN dolar başına Temmuz ayı başında 162 seviyesini test etmişti. İki tarih arasında YEN %12,50 değer kazandı.
YEN’in değer kazanması, FED toplantısına kalan sayılı günler ve nihayetinde ABD seçimlerine kalan sekiz haftadan kısa bir süre öncesinde piyasalar cephesinde volatilitenin devam ettiğini ve etmeye devam edeceğini düşünüyoruz. Gösterge endeks Tokyo borsası Nikkei225 bu sabah %1’e yakın gerilerken, teknoloji odaklı Hong Kong borsasında düşüş %1,5 oldu. Mali piyasaların gündeminde bugün KKTC saati ile 15:30’da açıklanacak ABD enflasyon rakamlarının önem arz edeceğini bir kez daha hatırlatalım. Sabah saatlerinde ise İngiltere’de sanayi üretimi takip edilebilir.
ABD Enflasyon
Emre Değirmencioğlu
FARK YARATANLAR
FARK YARATANLAR
KATEGORİ
- ALTIN – DÖVİZ – KRIPTO PARA (660)
- BANKA ANALİZLERİ (140)
- BANKA HABERLERİ (2.683)
- BASINDA BİZ (55)
- BORSA (329)
- CEO PERFORMANSLARI (25)
- EKONOMİ (2.633)
- GÜNCEL (2.092)
- GÜNDEM (2.865)
- RÖPORTAJLAR (43)
- SİGORTA (117)
- ŞİRKETLER (1.722)
- SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK (344)
- VİDEO Vitrini (19)
- YAZARLAR (715)
- Arif Öztan (7)
- Ayşe Muzaffer Sunguroğlu (5)
- Dr. Abbas Karakaya (56)
- Erden Armağan Er (45)
- Erol Taşdelen (391)
- Gizem Taşdelen (4)
- Gülbeyaz Gergün (39)
- Kemal Emirhan Mendi (1)
- Murat Şenol (25)
- Mustafa Akpınar (15)
- Prof. Dr. Binhan Elif Yılmaz (69)
- Serhat Can (6)
- Süleyman Çembertaş (7)
- Tungay Dere (17)
- Uğur Durak (33)
YAZARLAR
PROGRAMLAR İŞE YARAMADI, YENİ REÇETE ŞART!
FED’den 50 bsp indirim fiyatlanıyor: Nerdesin âşkım, burdayım âşkım #altın
BofA, ABD Asgari Saatlik Ücretini 24 Dolara, Başlangıç Maaşını Yaklaşık 50 Bin Dolara Çıkardı
Karavanda lüks ve konfor dönemi
ECB enflasyon düşmeye başlayınca ikinci defa faiz indirimine gitti
Türk Lirası reel faiz yükselirken, hisse senetleri negatif ayrışıyor…
Pratik İşlem Ödeme ve Elektronik Para A.Ş.’ye onay
Kayseri’de bankacılıktan kuaförlüğe geçti, karavanda yaşamaya başladı
ELEKTRİK VE DOĞALGAZ FİYATLARI GELİRE GÖRE DÜZENLENECEK
GSD Varlık Yönetime faaliyet izni
BANKACILIK SİSTEMİNİ KULLANARAK NASIL PARA AKLANIYOR?
TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK ÖZEL BANKALAR HANGİLERİ
KONKORDATO NİÇİN ALINIR, NELER YAŞANIR, SUİSTİMAL VAR MI?
Prof. Dr. Aziz Çelik: “Emekli aylıklarını bilerek düşürdüler!”
BANKALAR VARLIK YÖNETİM ŞİRKETLERE 150 MİLYAR TL BATIK KREDİ DEVRETTİ
SİSTEM ZENGİNİ DAHA ZENGİN FAKİRİ DAHA FAKİR YAPIYOR
HAZIR GİYİMDE KRİZ DERİNLEŞİYOR, AVRUPA’YA İHRACAT DÜŞÜŞÜ ENDİŞE VERİCİ
Barış SOYDAN: Ekonomi durma noktasında
Barış SOYDAN: Konkordato dalgası, Buzdağının henüz ucunu gördük
Evinizde Güneş Enerjisi Sistemlerini Nasıl Kullanırsınız?
- ON NUMARA SONUÇLARI 13 EYLÜL 2024: On Numara sonuçları nasıl öğrenilir? 4.787.496,48 TL büyük ikramiye devretti! Milli Piyango Online ekranı 13/09/2024
- Bakan Yumaklı duyurdu! Destek ödemeleri hesaplara aktarılıyor 13/09/2024
- Son dakika! Borsa günü yükselişle tamamladı 13/09/2024
- New York borsası haftanın son işlem gününe yükselişle başladı (13.09.2024) 13/09/2024
- FLAŞ HABER | Gram altın fiyatı rekor tazeledi (13.09.2024) 13/09/2024
- Piyasada yeniden likidite fazlası 14/09/2024
- ABD, Romanya'ya F-35 satışını onayladı 14/09/2024
- Zordaki Intel'e ABD'den yeni teşvik 14/09/2024
- Spot piyasada elektrik fiyatları (14.09.2024) 14/09/2024
- Hedge fonlar petrolde hiç bu kadar karamsar olmamıştı 14/09/2024
- "Sanatta KDV olamaz, makul oran sıfırdır" 14/09/2024
ALTIN – DÖVİZ
BORSA
KRIPTO PARA PİYASASI
Popüler
-
GÜNDEM3 yıl önce
Sedat Peker’in bahsettiği otel: Günlüğü 106 bin TL
-
GÜNCEL1 yıl önce
Zara Ve Mango’ya Üretim Yapın Tekstil Devi Konkordato Talep Etti
-
BANKA HABERLERİ1 yıl önce
TCMB Başkanı için ismi geçen GAYE ERKAN First Republic Bank’tan ayrılma süreci
-
BANKA HABERLERİ3 yıl önce
HSBC terbiyesizliği : “Sabancı alana “AKBANK bedava”
-
BANKA HABERLERİ3 yıl önce
AKBANK çöktü : Dijital Bankacılık sorumlusu GMY CİVELEK ortada yok!
-
BANKA ANALİZLERİ2 yıl önce
YILIN İLK YARISINDA İŞBANK RAKİPSİZ LİDER AKBANK SONUNCU SIRADAN KURTULAMIYOR
-
GÜNDEM9 ay önce
Bankacılığı bırakıp eskortluk yapmaya başladı: Haftalık kazancı dudak uçuklattı
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
AKBANK : Tekaüt Sandığı Vakfı (Sandık) SGK devri için hazırlıklar tamam
-
BANKA HABERLERİ2 yıl önce
AKBANK ÖZEL FİRMAYA 22.000 LİRA MAAŞ PROMOSYONU VERDİ
-
GÜNCEL2 yıl önce
Eskişehir’de zimmetine 9 milyon lira geçiren banka müdürü tutuklandı