BANKA HABERLERİ
MÜŞTERİLERİ SUÇLAYAN BANKALARDA GÜVENLİK AÇIĞI BÜYÜK

Yayınlanma:
5 ay önce|
Yazan:
Erol Taşdelen
Son yıllarda Dijital Bankacılık yeni dolandırıcılık yöntemleri de hayatımızın merkezine yerleştirmiş durumda. Bankalar ve Telefon Operatörleri baş aktör oyuncu olmalarına rağmen hiç bir sorumlulıuğu kabul etmeyip; “sorumluluğun müşterilerde oluğunu kendileri açısında bir sorumluluk ve güvenlik açığı olmadığını” vurguluyorlar. Mahkemelere gönderdikleri yazılar da bu yönde konusunda uzman olmayan mahkeme heyetleri de mağlesef Bankaları Resmi kurum olarak gördükleri için yazılan cevaplara itibar edip müşterilere yeni mağduriyetler yaratıyor. Zira, Müşteri, Banka, Telefon Operatörleri üçgeninda güvenlik protokollerinin müşteri tarafından kırıldığı suçlaması da ne mantıki ne de hayatın olağan akışına uygun değil.
Mahkemeler dolandırıcılıkta Bankalardan 2 net cevap almalı:
1- Müşterinin bağlandığı Mobil veya HI-FI bağlantısı ve müşterinin IP numarası mı?
2- “Gönderdim” dediği SMS müşterinin kullandığı telefonun IMEI’e gittiğini kanıtla! Bunları kanıtlayamayan banka sorumlu tutmalı!
BDDK Bankalara Mobil uygulamalarındaki Güvenliğin sağlanamsı yönünde tebliğ ve yönetmelikler yayınlamasına rağmen bunun tam olarak sağlayıp sağlanamadığı yönünde kontrol ve denetim ile bu sonuçların kamuoyu ile paylaşımı yapılmamaktadır.
Bankaların Ön Kredi, Hazır Kredi gibi isimlendirdikleri kullanıma hazır kredi limitleri hemen iptal edilmelidir. Müşterinin onayı olmadan hazır limiti sistemde tutup dolandırıcıların kullanma sunmanın sorumsuzluğu olmamalı.
Daha önce sube müdürlüğü yaptığım ve 8 yıldır çalışmadığım hasebmın dahi olmadığı müşteri numarama tanımlı 60.000 TL limiti iptal ettirmek için 2 aydır uğraşıyorum; iptali bir kenara bıraktım gelri beyanı 0(sıfır) olmasına rağmen limit 250.000 TL olarak güncellendi. Şı an birisi hesaplarıma girse bu parayı alıp gidecek. Çıldırmamak elde değil. BDDK bazı bankaların Dijital Bankacılık izinlerini acil gözden geçirip kuralları sertleştirmeli.
Asıl Dijital Güvenlik açığı BEYAN ile hesap açılan Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri firmalarında. Mahkemeler hesap sahibini sorunca kimlik gibi belge yok BASİT USULDE DOĞRULAMA diye hesap sahibi İSİM, TCKN bildiriyorlar. Belki adınıza dolandırıcılar hesap açtı haberiniz yok! Bu ayrı rezillik…
Bankalar açıkça dolandırıcılık olayını çarpıtıyor. Kendi sistem güvenliğini sağlayamayıp, müşterileri suçluyorlar. Önce senin mobil uygulamanın öyle bir yapısı olacak ki dışardan 3. kişiler müdahale edemeyecek! Sen önce bunu sağla, sonra müşteriyi suçla!
Banka şube anahtarları çalınsa, şube alarmını da etkisiz hale getirip gecenin bir vakti bankayı soysa; banka, “anahtar çalınmış, sorumluluğumuz yok” mu diyecek! Bankalar kabul etmiyor ama Sanal ortamda da olan bu! Sistemine girenin gerçek müşteri olmadığını SEN tespit edeceksin!
Dolandırıcı şubeye girse hesap sahibinin çalıntı kimliğini uzatım hesaptaki paraları alsa, üzerinde kredi çekse banka zararı karşılar mı? Kesinlikle karşılar! Gerçek müşterin olup olmadığını anlamamışsın, aynı işlem sanal ortamda olunca niçin karşılanmıyor?
Soyguncu müşterinin kafasına silah dayayıp banka şubesine girse ve gişe ödemeyi yapıp tüm hesabını boşaltsa banka zararı karşılar mı? Karşılar! Müşteriye sen çektin diyemez! Bu iş sanal ortamda olunca; üstüne bankanın oluşturduğu hazır krediyi çekip alınca niçin ödenmiyor?
MİLLİ GÜVENLİK SORUNU BU!
İnsanların tüm kimlik ve iletişim bilgileri çalınmışken, Herkesin sesi Yapay Zeka ile bire bir benzetilirken, Bankalar ve operatörler, “müşteri verilerini koruyamamış dolandırılmış” diyemez. Hizmet sunan DİJİTAL GÜVENLİĞİ de kaynağında, Bankada sağlamalı!
Bankalar, bilgi sistemlerini siber saldırılardan korumalı, güvenlik duvarları ve izleme sistemleri kullanması, şüpheli ağ bağlantılarını tespiti dahil yasal zorunluluktur:
Tebliğ ver denetim ve sorumluluk yükleme yok
BDDK‘nın 15.03.2020 tarihinde 31069 RG’de BANKALARIN BİLGİ SİSTEMLERİ VE ELEKTRONİK BANKACILIK HİZMETLERİ HAKKINDA YÖNETMELİK Dijitalde Bankacılıkta GÜVENLİ Hizmet vermeyi emrederken, bankaların dolandırıcılık işlemlerinde müşteriyi suçlayıcı savunmasının yasal dayanağı yok!
Bankalar ve Operatörler, konuyu çarpıtıyor: Bankacılıkta, Dijital Güvenliği hizmet alan değil, hizmet veren sağlamalı. Müşterinin kullanmadığı krediler müşterinin değil, bankaların parası olarak kabul edilmeli! Yok öyle, “evim soyuluyor ama karışmam” diyerek kenara çekilmek!
Bankalardaki DİJİTAL BANKACILIK altyapısını kurup gerekli güvenlik önlemlerini alamayan bankaların CEO ve Yönetim Kurulları, IT ekibi yargılanmadan, bankalara tüm mağduriyetler faizi ile ödettirilmeden, telefon Operatörlerindeki açık nedeni ile aynı yaptırımlar bunlara da uygulamadan bu soygun bitmez!
Saldırı Tespit ve Önleme Sistemleri (IDS/IPS); DDoS Koruma Oluşacak zararları Bankalar karşılamalı!
Bankalar-Telefon Operatörleri-Müşteri Bu üçgende herkes olay mahalinde ama herkes “bu dolandırıcılıkta benim rolüm yok” diye birbirini suçluyor! “Siz dolandırdınız” demiyoruz zaten, “bu üçgende dolandırıcıların içeri sızmasını sağlayan deliği kim açıyor?” diye soruyoruz!
e-devletten hesabınız olan bankaları görebiliyorsunuz. Tavsiyem aktif çalışmadığınız bankalardaki hesapları kapatıp; hazır kredi limitlerinin iptal edilmesi ve çağrı merkezine yeni hesap ve yeni hazır kredi limit istediğinizi özellikler belirtilmesi.
“MÜŞTERİ DAVRANIŞI” diye bir şey var. MÜŞTERİNİ TANI kavramı bankaları da bağlıyor. Kaç müşteri gecenin 3-4’ünde kredi kullanır. Bankalar mesai sonrası dijital da olsa kredi kullandırımını durdurmalılar. Gündüz olsa telefonu blokeli olan müşteri fark eder gece 3-4’de banka CEO’su dolandırılsa ruhu duymaz. Tekrarlıyorum, Bankalar müşteri onayı olmadan, Hazır Limit ve limit artışı rezilliğine son vermeli!
Türkiye’de mobilde “ikiz kart” terimi, genellikle bir SIM kartın klonlanmış bir kopyasını ifade eder. İkiz kart, aynı telefon numarasını ve aynı ağ bilgilerini paylaşan iki ayrı SIM kart anlamına gelir. Bu tür kartlar, kullanıcıların iki farklı cihazda aynı telefon numarasını kullanmasına olanak tanır. Örneğin, bir kişi hem bir cep telefonunda hem de bir tablet veya başka bir mobil cihazda aynı numarayla arama yapabilir ve alabilir. İkiz kartlar, özellikle iş dünyasında, birden fazla cihazla aynı numarayı kullanmak isteyenler için popüler olabilir. Ancak, güvenlik açısından dikkat edilmesi gereken bazı noktalar vardır çünkü yetkisiz klonlama durumlarında bu tür kartlar dolandırıcılık faaliyetlerine de yol açabilir. Bununla birlikte, Türkiye’deki operatörler bu hizmeti genellikle “ikiz kart” adıyla değil, “Çift SIM” veya “Multi SIM” gibi isimlerle sunabilir.
Banka dolandırıcılık olaylarında banka “biz bilgilendirici mesaj ve şifre” gönderdik diye mahkemelere yazı yazıp aradan sıyrılıyor ya o zaman müşterisinin kullandığı o hattın takılı olduğu Telefonun Kimlik Numarası olan-IMEI telefona gönderdiğini kanıtlasın kanıtlayabiliyorsa! Kanıtlayamaz, sorun da bu zaten bunu kanıtlayamayan tüm zararları banka karşılamalı.
Bankalar kayıtlı numaraya mesaj gönderiyorlar; operatörler de o mesajları teyit ediyor ama gönderdikleri numara size ait olmasına ikiz kart numarasına gidiyor; operatörlerde de ciddi güvenlik açığı var. Şu ana kadar operatörler hiç ceza almadı almalı mı kesinlikle. Numara güvenliğinden onlar da sorumlu. O nedenle, bankalar+operatörler+bddk+adalet bakanlığı+emniyet siber suçlar bir araya gelip çözüm üretmeliler… Tek çözüm de IMEI+kart eşitlenmesi.
Para akatarılan kişiler de mağdur olabilir
Dolandırıcılıkta bir sıkıntı da Havale/EFT yapılan hesaplar. Genelde “hesabımı kiraya verdim” diyenler. Hesap hareketlerinden kime gittiği belli. Müşteri bankaya bunu bildirdiğinde “git mahkeme kararı getir” dememeli. POS’larda olduğu gibi “şüpheli işlem “diye ön bloke konmalı. BDDK’nın bu yönde bir düzenleme yapması şart!
Yine başa dönüyorum. Bankalar Mobil uygulamalarındaki güvenliği tam sağlamalı. Mobile giren müşterinin gerçek müşteri olmadığını banka yakalamalı. Bunu yapamayıp müşteriyi suçlamak tam vicdansızlık, akıl tutulması.
BDDK ve Yargı Bankalaırn en azından aşağıdaki güvenlik tedbirlerinin alınamsını zorunlu hale getimeli, bunu sağlayamayan bankaların Dijital Banka izinleri askıya alınmalı, yok öyle “sorumluluğum yok, müşteri güvenliği sağlayamamış” diyerek kenara çekilmek:
- Anti-Keylogging: Keylogging, kötü amaçlı yazılımların klavye girdilerini kaydetmesi ve bu yolla hassas bilgilere erişmesi anlamına gelir. Anti-keylogging özellikleri, bu tür saldırılara karşı koruma sağlayarak yazılımın kullanıcı bilgilerini gizli tutmasına yardımcı olur.
- Anti-Injection: Kod enjeksiyonu saldırılarına karşı koruma sağlar. Bu tür saldırılarda, sisteme kötü amaçlı kodlar yerleştirilerek veri çalınması veya kontrolün ele geçirilmesi amaçlanır. Anti-injection önlemleri, yalnızca güvenli ve doğrulanmış kodların çalıştırılmasını sağlar.
- Anti-Debugging ve Anti-Emulation: Anti-debugging, yazılımın kodlarının analiz edilmesini ve incelenmesini zorlaştıran bir güvenlik önlemidir. Anti-emulation ise yazılımın bir simülatör veya sanal ortamda çalıştırılmasını önlemeye çalışır, çünkü sanal ortamlarda saldırganlar yazılımın davranışlarını gözlemleyebilir.
- Device-Binding: Bu özellik, uygulamanın yalnızca belirli bir cihazda çalışmasını sağlar. Uygulama, cihazın benzersiz kimlik bilgilerini doğrulayıp, yetkisiz erişimi önleyerek güvenlik sağlar.
- Anti-Malware: Zararlı yazılımlara karşı koruma sağlar. Anti-malware önlemleri, sisteme giren kötü amaçlı yazılımların algılanmasını ve engellenmesini sağlar.
- Jailbreaking Kontrolleri: Jailbreaking, özellikle iOS cihazlarda sistem kısıtlamalarının kaldırılması işlemidir. Jailbroken cihazlar güvenlik risklerini artırdığı için, bu kontroller uygulamanın güvenliği sağlamak amacıyla yalnızca güvenli ortamlarda çalışmasına izin verir.
Kurumsal kimliğe bürünmüş bankalar ve Telefon Operatörleri; mahkemeler dahil yanlış ve yanlı bilgiler ile mağduriyetler yaratmayı ısrarla sürdürsün; biz de ısrarla uzmanı olduğumzu Bankacılık konusunda hiç bir mağdur kalmayana kadar yazmaya devam edeceğiz.
Erol TAŞDELEN -Ekonomist, Adalet Bakanlığı-İzmir Bölge Bankacı Bilirkişisi
İlginizi Çekebilir
BANKA HABERLERİ
MEVDUATTA STOPAJIN DÜŞÜRÜLMESİ NE ANLAMA GELİR?

Yayınlanma:
5 saat önce|
24/03/2025Yazan:
BankaVitrini“Mevduatta stopaj düşürülmesi” ifadesi, banka mevduatlarından alınan stopaj vergisinin oranının düşürülmesi anlamına gelir.
Stopaj nedir?
Stopaj, gelir üzerinden kaynakta kesilen bir vergi türüdür. Mevduat hesaplarında bu, banka faiz geliriniz üzerinden vergi kesilmesi anlamına gelir. Yani siz bir vadeli mevduat hesabı açtığınızda ve faiz geliri elde ettiğinizde, bu gelirin belli bir oranı otomatik olarak vergi (stopaj) olarak kesilir ve devlete ödenir.
Mevduatta stopaj oranları nasıl?
Stopaj oranı; mevduatın vadesine ve para cinsine göre değişebilir. Örneğin TL mevduat için geçmişte uygulanan oranlar:
-
6 aya kadar vadeli hesaplar: %15
-
6 ay – 1 yıl arası: %12
-
1 yıl ve üzeri: %10
Ancak bazı dönemlerde bu oranlar düşürülerek örneğin:
-
Tüm TL vadeli hesaplarda %0 ila %5 gibi oranlara çekilebilir.
Bunun amacı vatandaşları mevduata yönlendirmek, yani tasarrufları bankalarda değerlendirmeye teşvik etmektir.
“Stopaj düşürülmesi” ne anlama gelir?
Bu şu anlama gelir:
✅ Faiz geliri üzerinden daha az vergi ödersiniz.
✅ Net faiz getiriniz artar.
✅ Mevduat yatırımı daha cazip hale gelir.
✅ Ekonomide iç tasarrufları artırmak, dövize talebi azaltmak gibi amaçlar güdülüyor olabilir.
Örnek:
Diyelim ki 100.000 TL’lik bir mevduat hesabınız var ve 3 ay sonra 5.000 TL faiz kazanıyorsunuz.
-
Eski stopaj oranı %15 ise, 750 TL vergi kesilir, elinize 4.250 TL geçer.
-
Yeni oran %5’e düşürülürse, vergi 250 TL olur ve 4.750 TL alırsınız.
Aradaki fark, stopaj indiriminin etkisidir.
ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA
Yangını TCMB bastırdı. Şimdi gözler güvenin yeniden tesisinde…

Yayınlanma:
15 saat önce|
24/03/2025Yazan:
BankaVitrini
Geride bıraktığımız hafta, Türkiye’nin siyasi ikliminde yaşanan değişiklik Türk mali piyasalarında adeta erimeye neden oldu. Önünü göremeyen yatırımcıların artan güven erozyonu ile zedelenen hukuk ve demokrasi kavramlarına paralel önüne arkasına bakmadan sat düğmesine basması ve pozisyon azaltmaya gitmesi ardından Borsa İstanbul %17’ye yakın gerilerken, borsadaki şirketlerin piyasa değeri trilyonlarca TL geriledi. Belki teknik bir ibare olacak ama, bir anda USDTRY kurunun 36,60’lı seviyeden 42,00 seviyesine yükselmesi ile Value at Risk (VAR) (bir yatırımın belirli bir sürede, belirli bir olasılıkla ne kadar zarar edebileceğini tahmin eden bir ölçüdür) metriğin pek çok portföy modellemesinde tetiklenmesi ile başlayan TL varlıklardan çık yönünde emirlere paralel iki yıl vadeli gösterge tahvilin bileşik faizi %38 seviyesinden %50 seviyesine kadar yükseldi. Uzun bir süredir TCMB’nin kuru savunarak büyük dalgalanmalar izin vermeyeceği yönünde artan güvenin de sarsılması sonrası yurt içi yatırımcıları da ruh hâlinin bozulduğunu itiraf etmek gerekiyor.
Bu minvalde, Hazinenin borçlanma maliyetinin ciddi bir şekilde artması, Türkiye’nin yabancı indinden risklerini gösteren beş yıl vadeli CDS risk priminin de 75 baz puan artışla 323 baz puan seviyesine yükselerek son bir yılın en yüksek seviyesine ya da yerel seçimler öncesi Mart 2024 seviyesine geri döndü. Yurt dışı yatırımcıların bir anda TL varlıklardan çıkıp USD taleplerine yurt içi yerleşiklerin de eklenmesi ile döviz piyasası Çarşamba sabahı kontrolden çıkarken, devamında TCMB’nin kamu bankaları ile piyasa müdâhil olması ardından ilk nazarda 11,2 milyar dolar satan TCMB, akabinde Perşembe ve Cuma günü (bugün açıklanacak veriler ile teyit edeceğiz) piyasa kulislerine göre yaklaşık 5 milyar dolar daha satarak toplam 20 milyar dolara yakın rezerv kaybı yaşadı.
Her ne kadar konu ekonomik olmasa da, uzun bir süredir uyguladığı dezenflasyon programının sekteye uğramaması adına TCMB artan riske karşı Türk Lirası’nın getirisini artırmak ve rezervlerdeki erimeyi ve CDS primindeki yükselişi frenleyebilmek üzere program dışı ya da ani bir Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı kararı alarak gecelik borç verme faizini %44’den %46’ya yükselterek faiz koridorunu genişletmek zorunda kaldı. Bir hafta vadeli repo ihale faizi olan politika faizi olan %42,50’den piyasaya para vermeyi de durduran TCMB’nin piyasada iş gören faiz oranını %45,72 seviyesine itmesi ardından defacto olarak faizin neredeyse dört baz puan birden artmış olduğunun altını çizelim! Uzun bir süredir dövizin tek alıcısının sadece TCMB olduğu ve aldığı döviz karşılığında piyasa TL vermesi nedeniyle piyasada likidite fazlası olduğunu ve iş gören faizin TCMB’nin borç alma yani faiz koridorunun alt bandına (%41) yakın bir yerden geçtiğini hatırlatalım. Lâkin, son günlerde rollerin hızla değişmesi sonrası piyasaya TCMB’nin sattığı devasa büyüklükte döviz sonrası TL’nin de piyasadan geri çekilecek olması (sterilizasyon) ile likidite şartlarının her geçen gün biraz daha sıkılaşacağını göz ardı etmemek gerekiyor!
Buraya kadar özetlemeye çalıştığım finansal tahribatı iyi kötü finansal yazarlığı olan okurlarımız gözlemlediklerini pekâlâ biliyoruz. Asıl konu, bundan sonra süreç nasıl cereyan edecek? Siyasi iklimde yaşanan bozulma nereye kadar devam edecek, kaybolan yatırımcı güveni, hak hukuk gibi zedelenen kavramlar nasıl yeniden tesis edilecek? En son tahlilde ise TL ve TL cinsi varlıklardan uzaklaşma eğilimi ne kadar daha devam edecek? Elbette biz görevimiz gereği siyasi yorum yapmamız mümkün olmadığı gibi hukukî bilgimizin de oldukça sığ olduğunu peşinen belirtelim.
Dün, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun “yolsuzluk” iddiası ile tutuklanmasına karar verildi. Karar kamuoyunda ve muhalefet cephesinde büyük tepkiyle karşılandı. Toplumsal ve siyasi tansiyon yükselirken, en çok gerçekleşmesinden endişe edilen senaryo yani sokakların ‘karışması’ ise çok şükür gerçekleşmedi. Tutuklamanın “terör örgütüne yardım” suçlamasıyla olmaması, İBB’ye kayyum atanmasının da önüne geçti. İBB Meclisi vekil belediye başkanını seçeceğini de not edelim. Bu arada, CHP’nin Cumhurbaşkanı adaylığı için yapılan ön seçimde İmamoğlu’na 15 milyon oy çıkarken, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Yavaş erken seçim talebinde bulundu.
Eğer yeni haftada yeni bir şok ile karşı karşıya kalmazsak, piyasa penceresinden bakılırsa, Cuma günü, hafta sonu riski almak istemeyen ya da hafta sonu korkusu ile yapılan abartılı fiyatlamanın bir nebze de olsun törpülenmeye meyil tutacağını -hatalı olabiliriz- düşünüyoruz. Gözler siyasi cepheye çevrilse de, bir taraftan da AB ve ABD ile Türkiye ilişkilerinde olacaktır ki bu cenahtan yeni haberler gelme ihtimâlini yüksek görüyoruz. Hatta, pazartesi günü kaleme aldığımız raporumuzda belirttiğimiz Türkiye pozitif ekosistem geçerliliğini korusa da, yatırımcıların takdir edeceğiniz üzere konsantrasyonu şu anda başka bir noktaya çevrildi. Hafta sonu, Trump’ın Türkiye’ye F-16 ve hatta F-35 satışına yeniden olumlu yaklaştığı, CAATSA yaptırımlarının kaldırılmasının da gündeme geldiğini hatırlatmak isteriz.
Hafta sonu yaşanan gelişmeler sonrasında Türk mali piyasalarının haftaya olumsuz bir seyirle başlayabilme ihtimâlini göz ardı etmesek de, TCMB’nin devrede kalmaya devam edeceğini ve gerekli görmesi durumunda risk / getiri ilişkisine paralel TL kullanmayı daha da pahalı hâle getirmekten imtina etmeyeceğini düşünüyoruz. Bu da kur üzerinde baskının azalmaya yüz tutacağı mânâsına geliyor. Yabancı yatırımcının gelişmeleri nasıl fiyatlamaya devam edeceğini tam olarak kestiremesek de, ucuzlayan hisse senetlerine yurt içi yerleşiklerin ilgisinin yeniden artacağını düşünüyoruz. Teknik mânâda ana endekste önemli bir seviyeye olan 8,700 seviyelerine bakacağız. Faizin artış eğiliminde olması, bankacılık hisseleri ve gayrimenkul ilintili hisseler için iyi bir haber olmadığının altını peşinen çizmemiz gerekiyor. XBANK geride bıraktığımız hafta %26,50 düştü! SPK dün gece borsaya destek için birçok yeni karar açıklarken, açığa satışı bir ay süre ile yasakladı. Her zaman söylediğimiz üzere, risk yönetimine dikkat ederek mutlak surette panik eylemlerinden uzak durmamız gerekiyor. USDTRY kuru ilk işlemlerde 38,00 seviyesinde eşleşiyor.
Her ne kadar, TCMB’nin yapılacak olanları süratle yaptığının altını çizmek istesem de, hafta sonu Bankalar Birliği ile düzenlediği teknik toplantıda, ilgili tüm kurumların yakın işbirliğiyle, istikrarın sürdürülmesi için piyasa kuralları içinde her türlü aracın etkin bir şekilde ve kararlılıkla kullanılmaya devam edileceği belirtildi. Bu minvalde, toplantı sonrası Reuters haberlerinden de takip ettiğimiz kadarıyla TCMB’nin ‘kararlı’ duruşunu korumaya devam ettiğini, gerekenin de proaktif olarak yapılmaya devam edileceği yönünde mesajlarının ön plana çıktığını görüyoruz. Daha basit bir anlatımla, TCMB’nin artan riske karşı getiriyi artırıp likiditeyi de kısarak zor günlerde büyük bir faiz vererek özveri ile biriktirdiği döviz rezervlerini de kullanarak yangını kontrol altına alabilecek araç, gereç ve gücü olduğunu unutmamak gerekiyor! Bundan sonraki sürecin yatırımcı güveninde yaşanacak güven tesisine paralel ilerleyeceğini düşünüyoruz. Yaşanan tahribatın enflasyondan büyümeye, hatta artan faiz daralan likidite ile şirket kârlarına etkisi kuşkusuz olumsuz olacaktır. Bu nedenle, ortamın süratle normalleşmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Yeni gün başlangıcında, Japonya’da Mart ayında fabrika faaliyetleri üretim ve yeni siparişlerdeki düşüşle son bir yılın en hızlı daralmasını yaşarken, hizmet sektörü de beş ay sonra ilk kez küçülmeye geçti. Artan maliyetler, işgücü sıkıntısı ve küresel ticaret belirsizliği nedeniyle genel iş görünümü Ağustos 2020’den bu yana en düşük seviyeye geriledi. Japonya’nın Nikkei endeksi haftaya yatay başlarken, ABD borsalarının vadeli işlemlerinde görülen hafif yükseliş, Asya cephesinde sınırlı yansıdığını görüyoruz. Yaklaşan ABD tarifeleri yatırımcıların temkinli kalmasına neden olurken, Japonya’da Mart ayında fabrika faaliyetleri üretim ve yeni siparişlerdeki düşüşle son bir yılın en hızlı daralmasını, hizmet sektörünün de beş ay sonra ilk kez küçülmeye geçmesi ön plana çıktı.
Asya piyasalarında hâkim renk kırmızı olsa da, satış baskısının kuvvetli olmadığını görüyoruz. Altının ons fiyatı zirve seviyelerden bir adım da olsun uzaklaşarak 3,020 dolar seviyesinden işlem görürken, gümüş ise 33-34 dolar bandında kalmaya devam etti. Gümüşte asıl hareketin eğer gücünü toplarsa 35 dolar sonrasında başlayacağını unutmamak gerekiyor. Öncesinde heyecana kapılmamak gerektiğini düşünüyoruz. Direnişin parası bitcoin yeniden 87bin dolar seviyesine toparlanırken, Avrupa cephesinde Almanya süper harcama paketi ile şaha kalkan tahvil faizlerinin, Kıta Avrupasından borçlu ve kırılgan olan diğer ülkelerin de borçlanma maliyetlerini artırarak risk unsuru yarattı. Süratli bir depara kalkan EURUSD paritesi yorulma emareleri göstermesi sonrası 1,08 seviyesinin diplerine kadar çekilirken, teknik mânâda daha da aşağıda 1,0680 seviyesini takip edeceğiz. Mali piyasaların gündeminde bugün Almanya, Euro Bölgesi ve ABD’de açıklanacak PMI verileri takip edilebilir.
Emre Değirmencioğlu
BANKA HABERLERİ
EKREM İMAMOĞLU TUTUKLANMASI PİYASADA NE ETKİ YAPAR?

Yayınlanma:
1 gün önce|
23/03/2025Yazan:
BankaVitrini
Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması gibi olağanüstü bir siyasi gelişme, Türkiye ekonomisi ve piyasaları üzerinde kısa ve orta vadede önemli etkiler yaratabilir. Bu tür bir gelişmenin piyasalara etkisi, hem iç siyasi tansiyon hem de dış yatırımcıların algısı açısından değerlendirilmelidir.
Olası etkileri şöyle özetleyebiliriz:
📉 1. Borsa İstanbul (BIST) Üzerindeki Etkiler
-
Negatif Etki Beklenir: Özellikle banka ve holding hisselerinde sert satışlar görülebilir.
-
Yatırımcı Güveni Sarsılabilir: Siyasi belirsizlik, yerli ve yabancı yatırımcının risk algısını yükseltir.
-
Yabancı Çıkışı Hızlanabilir: Zaten sınırlı olan yabancı yatırımcı oranı daha da azalabilir.
💵 2. Döviz Kurları (USD/TRY, EUR/TRY)
-
Kur Şokları Görülebilir: Politik risk primi artar, bu da dövize yönelimi artırır.
-
Merkez Bankası Baskı Altında Kalır: Döviz talebindeki ani artışa müdahale gerektirebilir.
📈 3. Faiz ve Tahvil Piyasaları
-
Faizler Yükselebilir: Risk algısı arttıkça TL cinsi varlıklardan çıkış olur, bu da faizlerde yükselişe yol açar.
-
Tahvil Satışları Artar: Devlet tahvillerine olan güven azalabilir.
🌍 4. CDS (Kredi Risk Primi) ve Dış Yatırımcı Algısı
-
CDS Yükselir: Türkiye’nin risk primi artar, bu da borçlanma maliyetlerini artırır.
-
Yatırım Notları ve Raporlar Değişebilir: Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları bu gelişmeyi raporlarında olumsuz değerlendirebilir.
🏦 5. Bankacılık ve Finans Sektörü
-
Kredilerde Yavaşlama: Artan belirsizlik nedeniyle kredi taleplerinde azalma görülebilir.
-
Bankaların Risk Algısı Artar: Özellikle yerli özel bankalar temkinli davranmaya başlar.
🔍 6. Orta Vadeli Etkiler
-
Ekonomik Reformlar Gölge Altında Kalır: Siyasi tartışmalar ekonomi gündeminin önüne geçer.
-
Seçim Güvenliği ve Demokratik Görünüm Tartışılır: Bu durum Türkiye’nin “yatırım yapılabilir ülke” imajını zedeler.
İmamoğlu gibi kamuoyunda güçlü desteği olan bir siyasi figürün tutuklanması, sadece ekonomik değil sosyal ve toplumsal tansiyonu da yükseltebilir. Bu da piyasaların kırılganlığını artırır.
BANKACILIK FİNANS SEKTÖRÜNÜ NASIL ETKİLER
Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması, bankacılık ve finans sektörü, siyasi belirsizlik nedeniyle doğrudan ve dolaylı birçok etkiye maruz kalabilir. Bu tür siyasi şoklar, özellikle sermaye hareketlerinin serbest olduğu, dışa açık ve kırılgan ekonomilerde bankacılık sektörü üzerinde hızlı ve ciddi baskılar yaratabilir.
Aşağıda, bu gelişmenin bankacılık ve finans sektörüne olası etkilerini başlıklar halinde detaylandırmak gerekirse:
🏦 1. Bankalara Güven ve Mevduat Davranışı
-
TL Mevduatlarda Çıkış Olabilir: Siyasi belirsizlik, vatandaşın dövize yönelmesine neden olabilir.
-
Kur Korumalı Mevduatlarda (KKM) Artış: Kur şoklarına karşı bireyler KKM’ye yönelebilir.
-
Bankaların Liralaşma Hedefi Zarar Görebilir.
📉 2. Bankacılık Hisseleri (BIST Bankacılık Endeksi)
-
BIST-BANK Sert Düşebilir: İlk günlerde yabancı satışlarıyla ciddi değer kaybı görülebilir.
-
Halka açık özel bankalar daha çok etkilenir.
-
Devlet bankaları da siyasi yönlü baskılar nedeniyle kırılgan olabilir.
📊 3. Kredi ve Finansman Faaliyetleri
-
Kredi Talebinde Düşüş: Belirsizlik ortamı yatırımları yavaşlatır, işletmeler kredi taleplerini erteler.
-
Bankalar Riskli Sektörlere Kredi Vermekten Kaçınır.
-
Kredi Geri Ödemelerinde Sorunlar Başlayabilir.
💰 4. Likidite ve Fonlama Kanalları
-
Bankaların Fonlama Maliyetleri Artar: CDS primindeki artışla yurt dışı borçlanmalar pahalı hale gelir.
-
Swap Kanalları Daralabilir: Merkez Bankası swap ihtiyacını artırabilir.
-
Yurt dışı borç çevirme oranlarında düşüş olabilir.
🔍 5. BDDK ve TCMB Üzerindeki Baskı
-
Yeni düzenleme ve müdahaleler gündeme gelebilir.
-
Piyasa istikrarı için geçici tedbirler alınabilir (örneğin likidite enjeksiyonu, döviz satışı).
-
Sermaye kontrolleri ya da TL likidite kısıtlamaları speküle edilebilir.
🌐 6. Yabancı Yatırımcı İlgisi
-
Bankacılık sektörü doğrudan yabancı yatırımcıların radarında olduğundan ilk çıkışlar burada yaşanır.
-
Sendikasyon kredilerine erişim zorlaşır.
-
Türkiye’nin “hukuk devleti” imajının zedelenmesi, uzun vadeli finansal istikrarı tehdit eder.
⚠️ 7. Reel Sektörün Bankalara Yansıması
-
Firmalar döviz kurlarındaki artış nedeniyle zor duruma düşerse, bankaların tahsilât riski yükselir.
-
Takipteki krediler oranı (NPL) artabilir.
-
Bankalar daha muhafazakâr davranarak kredi musluklarını kısabilir.
SONUÇ:
Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması gibi siyasi bir kriz, bankacılık sektöründe güven, kredi akışı, yabancı ilgisi ve fonlama kaynakları üzerinde ciddi baskı yaratır. İlk şok dalgası özellikle borsa ve kur tarafında hissedilirken, orta vadede aktif kalitesi, kârlılık ve büyüme gibi temel göstergeleri de zayıflatır.
Chat GPT
FARK YARATANLAR
FARK YARATANLAR
KATEGORİ
- ALTIN – DÖVİZ – KRIPTO PARA (782)
- BANKA ANALİZLERİ (136)
- BANKA HABERLERİ (3.005)
- BASINDA BİZ (58)
- BORSA (428)
- CEO PERFORMANSLARI (35)
- EKONOMİ (2.752)
- GÜNCEL (2.775)
- GÜNDEM (3.028)
- RÖPORTAJLAR (47)
- SİGORTA (128)
- ŞİRKETLER (2.049)
- SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK (428)
- VİDEO Vitrini (19)
- YAZARLAR (846)
- Arif Öztan (7)
- Ayşe Muzaffer Sunguroğlu (6)
- Dr. Abbas Karakaya (62)
- Erden Armağan Er (45)
- Erol Taşdelen (459)
- Gizem Taşdelen (4)
- Gülbeyaz Gergün (52)
- Kemal Emirhan Mendi (1)
- Murat Şenol (26)
- Mustafa Akpınar (30)
- Onur ÇELİK (12)
- Prof. Dr. Binhan Elif Yılmaz (76)
- Serhat Can (6)
- Süleyman Çembertaş (14)
- Tungay Dere (18)
- Uğur Durak (33)
YAZARLAR
MEVDUATTA STOPAJIN DÜŞÜRÜLMESİ NE ANLAMA GELİR?

Yangını TCMB bastırdı. Şimdi gözler güvenin yeniden tesisinde…

SPK: Tedbir kararları aldı

EKREM İMAMOĞLU TUTUKLANMASI PİYASADA NE ETKİ YAPAR?

TBB ile TCMB bankalar ile toplandı

TCMB’nin Likidite Senet İhracı ne anlama geliyor?

FİRMALAR İÇİN KUR RİSKİ NE ANLAMA GELİYOR?

SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİ VE BANKA ÖZEL EMEKLİ SANDIK VERİLERİ

Yasadışı Bahis operasyonu: Pozitifbank ve Payfix’e el konuldu!

İş hayatında Çöp Kamyonu Teorisi

Prof.Dr. Esfender KORKMAZ: TÜSİAD Neden Endişe Duyuyor?

ŞAİR HASAN HÜSEYİN KORKMAZGİL ÇEKMEKÖY’DE ANILDI

Denizli’de uygun alışverişin yeni adresi Büyükşehir Kent Market açılıyor

Dolar Neden Yükselmiyor? Ekonomik Bir Mucize mi Yoksa Zaman Bombası mı?
- Borsa günü yükselişle tamamladı 24/03/2025
- Mustafa Varank Fransa’da Türk toplumuna seslendi: Birinci markamız Recep Tayyip Erdoğan 24/03/2025
- SON GELİŞME KADEMELİ EMEKLİLİK: Kademeli Emeklilik Çıkacak Mı, Prim Gün Yaş Şartı Var Mı? 2025 Kademeli Emeklilik Son Durum 24/03/2025
- Emekli Bayram İkramiyeleri Yattı Mı? Ramazan Bayramı İkramiyesi Neden 3 Bin TL? 24/03/2025
- Londra’da Türkiye’ye yatırım fırsatları masaya yatırıldı 24/03/2025
- LİKİDİTE SENEDİ İHRACI NEDİR? Merkez Bankası Likidite Senedi İhracı Ne Demek? TCMB’den Likidite Senedi İhracı İhalesi 24/03/2025
- Borsa İstanbul haftaya pozitif başladı! 24/03/2025
- ABD'de imalat aktivitesi yeniden daralma bölgesinde 24/03/2025
- Çinli BYD'nin satışları, Tesla'yı geride bıraktı 24/03/2025
- Doğan Trend/Dağtekin: Nisan'dan itibaren motosiklette yerli üretime başlayacağız 24/03/2025
- S&P: Türkiye'de siyasi belirsizlik kur istikrarı için risk olabilir 24/03/2025
- 19 Mart'ta döviz mevduatları 1,4 milyar dolar arttı 24/03/2025
- Euro Bölgesi'nde özel sektör aktivitesi 7 ayın zirvesinde 24/03/2025
- Ekonomi yönetimi mevduat ve fonlarda stopajı düşürmeyi görüşüyor 24/03/2025
ALTIN – DÖVİZ
BORSA
KRIPTO PARA PİYASASI
Popüler
-
GÜNDEM4 yıl önce
Sedat Peker’in bahsettiği otel: Günlüğü 106 bin TL
-
GÜNCEL2 yıl önce
Zara Ve Mango’ya Üretim Yapın Tekstil Devi Konkordato Talep Etti
-
BANKA HABERLERİ2 yıl önce
TCMB Başkanı için ismi geçen GAYE ERKAN First Republic Bank’tan ayrılma süreci
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
AKBANK çöktü : Dijital Bankacılık sorumlusu GMY CİVELEK ortada yok!
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
HSBC terbiyesizliği : “Sabancı alana “AKBANK bedava”
-
BANKA ANALİZLERİ3 yıl önce
YILIN İLK YARISINDA İŞBANK RAKİPSİZ LİDER AKBANK SONUNCU SIRADAN KURTULAMIYOR
-
GÜNDEM1 yıl önce
Bankacılığı bırakıp eskortluk yapmaya başladı: Haftalık kazancı dudak uçuklattı