Connect with us

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Prof. Dr. Demiralp, MB politika faizini yüzde 25’lere getirirse kurdaki değer kaybı devam eder

Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selva Demiralp, Merkez Bankası politika faizini yüzde 25’lere getirirse kurdaki değer kaybının da devam edeceğini dile getirerek “Çünkü eğer faizi yüzde 25’e getirirseniz bu en fazla kurdaki değer kaybını yavaşlatır ama enflasyonun önüne geçecek, KKM’den doğal çıkışı sağlayacak bir faiz olmaz” dedi.

Yayınlanma:

|

Merkez Bankası’ndan faiz artırım beklentileri yüzde 15-40 arasında değişiyor. Ne bekliyorsunuz TCMB’den?

Ne beklemem gerektiği konusunda aslında kafam çok net değil. Çünkü yeni ekip devraldığından beri aslında henüz bize bir yol haritası verilmedi. “Ne söylendi, nasıl ipuçları var?” diyecek olursak bir Sayın Mehmet Şimşek’in “Rasyonaliteden başka yolumuz yoktur, şeffaflık ve tutarlılık gerekiyor” şeklinde yeni politikanın ana temellerini söylediği açıklaması var. İlave olarak Şimşek’in geçmişteki icraatını biliyoruz. Piyasa dostu, ortodoks politikalara yakın bir anlayışla kurumsal bağımsızlığa önem veren bir bakanlık dönemi vardı. Üstüne de Hafize Gaye Erkan’ın merkez Bankası Başkanı olduğunu biliyoruz. Her ne kadar Erkan’ın Merkez Bankası konusunda düşüncelerini bilmesek bile… Çünkü öyle bir geçmişi yok. Yine de aldığı formasyon, Amerika’da bankacılık sisteminde çalışmış olması ortodoks politikalara yakın olduğu konusunda ipuçları veriyor. Dolayısıyla ortodoksa dönüş var. Buna da ‘U Dönüşü’ diyoruz. Çünkü mevcut iktidar seçim döneminde ve hatta zafer konuşmasında hep eski politikaların başarısına, seçim sonuçlarının bunun bir teyidi olduğuna değinmişlerdi ve o dönemde ortodoks politikalar gündemde değildi. Fakat yeni ekip ile birlikte biz bir ‘U Dönüşü’ olabileceğini düşünüyoruz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçen hafta ‘kabullendik’ açıklaması tam bir U dönüşü olamayacağının da sinyali mi acaba?

Herşeye rağmen de Cumhurbaşkanımızın daha geçen hafta dile getirdiği “enflasyon ve faiz arasındaki ilişki konusunda fikrim değişmedi, Şimşek ve Merkez Bankası’nın atacağı adımları kabul edeceğiz” ifadeleri nedeniyle bir miktar faiz artışlarına izin verileceği ama ‘%100 artık ortodoks bir sayfa açtık, yolun bundan sonrasında da böyle devam ederiz’ şeklindeki bir anlayıştan uzak olduğumuzu düşünüyorum. Hep yüzde 20’ler 25’ler alt sınır gibi görünüyor. Neden alt sınır diye düşünüyorum. Çünkü eğer şeffaflıktan kastedilen, rasyonaliteden kastedilen artık “bundan sonra biz faizi düşük tutup, kuru tutmak için Merkez Bankası rezervi satmayacağız” anlamına geliyorsa, çünkü o rezervler malum hiçbir zaman bir resmi müdahale şeklinde olmadı. Hep arka kapı dediğimiz analistlerin bilanço analizleriyle anlamaya çalıştıkları üstü kapalı, şeffaf olmayan bir takım kapalı müdahalelerdi. Dolayısıyla şeffaflık döneminde bu müdahale ortadan kalkacaksa kurun çok fazla değer kaybını engellemek için Türk Lirası varlıkları cazip hale getirecek kadar yüksek bir faiz gerekecek. Onun için de alt sınır iyiymiş gibi düşünüyorum ama yetmeyecektir. Çünkü enflasyon beklentileri yani bir sene sonrasına dair enflasyon beklentileri en iyimser tahminle 31’lerde… Dolayısıyla 25 bile reel olarak negatif bir faiz olacak. Ancak bir kademeli geçiş olursa diye 25’ler düşünüyorum. Daha realistik olarak gelmesi gereken yer ise pozitif bir reel faiz ki hem bizler, yerli tasarruf sahipleri hem de yabancı yatırımcılar tasarruflarını kur korumalı mevduata, arabaya, eve, dolara değil Türk lirası varlıklara içimiz rahat bir şekilde kanalize edebilelim.

MERKEZ BANKASI İLETİŞİMDE ÇOK DİKKATLİ OLMALI

İletişim dili de faiz artışı kadar önemli deniliyor yabancı raporlarında. Sadece faiz artışı yeterli olmayacak galiba. PPK metninde ne gibi mesajlar verilmeli?

İletişim dili önemli. İki şekilde önemli. Bir tanesi attığınız adımların uzun soluklu olacağına dair dair bir güvence bekleyecek yatırımcı. Yabancı açısından düşünelim. Elimdeki doları getireceğim Türk tahvili alacağım, Türk borsasına gireceğim ya da daha uzun vadeli bir yatırım yapacağım. Bunu yapabilmem için sisteme güvenmem ve mevcut ortodoks duruştan kısa vadede bir tekrar dönüş olmayacağından yani o Ağbal, Elvan tecrübesini tekrar yaşamayacaklarından emin olmak istiyorlar. O güveni verebilmek için iletişim politikası önemli olacak. İkinci olarak da bu para politikası, para politikacıları açısından aslında daha ilginç geliyor bana. Maliyetsiz bir şekilde beklentilerini aşağıya çekme imkanı doğacak. Şöyle diyelim ki siz önden yüklemeli olarak faiz artışına gittiniz. Önden yüklemeli de ne demek? Diyelim ki ben Türk lirası varlıklara yönlendirmek için nihai faizlerin yüzde 40’larda olmasını yeterli görüyorum. O zaman bunu 15- 15 artıra artıra değil de baştan belki bir 30 yapıp sonra gerekirse bir 10 daha artırırım demek Merkez Bankası’nın niyeti ciddi olduğu anlamına gelir. Cumhurbaşkanı da razı olmuş, eğer gerekirse daha da fazla artırırlar diye düşünülebilir. Yani bir kerede 30 artırdıklarına göre bir 10 daha arttırmak onlar için çok da zor olmaz şeklinde bir inanç oluşursa, bir kredibilite kazanılabilirse o zaman enflasyon beklentisini siz ilave bir 10 puan daha faizi arttırmadan da aşağıya çekebilme gücüne sahip olabiliyorsunuz iletişim politikanızın becerisine göre.

Faiz artışıyla beraber kurda düşüş bekleniyor ancak bir yandan da yabancı girişi isteniyor. Dolayısıyla kur ne olabilir, denge nerede oluşur?

Bu soru hep iktisatçılar için zordur. Şu anda da zor. Neden? Çünkü henüz bir serbest piyasada kurun geleceği yeri görebilmiş değiliz. Bir yandan örtülü müdahaleler devam ediyor. Geçen hafta bir gün Merkez Bankası bir süre için müdahalesinin olmadığını yüzde 7’ler civarında TL’nin değer kaybettiğini, sonradan bir anda o değer kaybının yavaşladığını gördük ki bu muhtemelen Merkez Bankası’nın rezerv sattığını ve gösteriyor. O günden beri de ılımlı bir şekilde Türk Lirası’nın değer kaybının devam ettiğini gördük. Bence amaç kademeli bir şekilde, adil piyasa değerine gelebilmek. Adil piyasa değeri nedir? Aslında piyasayı serbest bıraktığınız zaman arz ve talebin doğal olarak dengelendiği noktada oluşacak kur seviyesi o adil değer. Analistlerin farklı senaryolarda hesaplamaları var. 25’lerden 28’lere kadar giden, belki 30’lara varabilecek bir adil değerden bahsediliyor ama her bir kur hesabının altında yatan politika faizi senaryosu var. Dolayısıyla siz eğer politika faizini daha önden yüklemeli yukarılara çıkarırsanız, o adil değer aşağılara inecek. Şu anda o patika için sinyal almış değiliz. 22’sinde gelecek yönlendirmeden sonra değerlendirmek gerekir. Şu anda sadece tahmin etmeye çalışıyoruz ama benim tahminim eğer 25’ler civarında bir faiz artışına gidilirse kurdaki değer kaybının da devam edeceği şeklinde. Çünkü eğer faizi 25’e getirirseniz bu en fazla kurdaki değer kaybını yavaşlatır ama enflasyonun önüne geçecek, kur korumalı mevduattan doğal çıkışı sağlayacak bir faiz olmaz. Eğer 25’e getirilirse bunu bir ara adım olarak düşünmek ve kademeli olarak politika faizinin yükselmesini beklemek gerekecek. Şu andaki anlayış 25-28 aralığında kurun sakinleşeceği şeklinde.

Ekonomim

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Taşlar yerine oturuyor: TCMB ‘sahanın’ diğer tarafına geçti

Yayınlanma:

|

Yazan:

  • Döviz piyasasında dengelerin son haftalarda ciddi anlamda değiştiğini hep birlikte gözlemliyoruz. Dün USDTRY kuru bankalararası (dijital) piyasada 32,30 seviyesinin eteğine kadar gerilerken, fiziki döviz piyasasının kalbinin attığı Kapalıçarşı’da ise son dönemlerde alıştığımız tersine daha da aşağı seviyelerin test edildiğin görüyoruz. Bu da bizlere fiziki olarak döviz satışının yaşandığını anlatıyor! TCMB’nin ise sahanın ‘diğer’ tarafına geçtiğini sayıları dili ile de artık çok rahat görebiliyoruz. Şöyle ki, TL’nin değer kaybını frenlemek ya da kurun yükselmesinin önüne geçmek için çok uzun bir süre rezerv ‘yakarcasına’ kuru savunan (müdahale eden) TCMB, son günlerde kur daha fazla gerilemesin diye alıcı konumuna geçti!
  • Analitik bilançoya göre, 1-26 Nisan tarihleri arasında TCMB’nin net yabancı para pozisyonu yaklaşık 16,5 milyar dolar iyileşti. TCMB’nin ‘brüt’ döviz rezervleri son açıklanan verilere göre gerilerken, ‘net’ rezervlerin ise iyileşmesi zihinlerde soru işareti bırakmış olabilir. Lâkin dün de bültenimizde belirttiğimiz üzere, bunun sebebi TCMB’nin yurtiçi bankalar ile yaptığı swap işlemlerinden kaynaklanıyor. 21 Mart tarihinde yurtiçi bankalar ile yapılan swap işlem hacmi yaklaşık 58 milyar dolar seviyesinden son verilere göre 39 milyar dolar seviyesine kadar geriledi. Yurtiçi banka swap işlemlerin azalması, rezervler arasında var olan net ve brüt ayrımının da kapanmaya devam etmesi anlamını taşıyor. Eğer USDTRY kuru ayın son iş günü olarak bugün 32,3950 seviyesinin altında ayı tamamlarsa, yedi ay kesintisiz yükseliş ardında ilk kez Nisan ayında kurun gerilediğine de şahit olacağız!
  • Dijital ve fiziki dolar kurunun gerilediği dünkü günde BIST100 endeksi günü %1,7 yükselişle psikolojik 10bin seviyesinin üzerinde ve rekor seviyelerde tamamlarken, bankacılık hisseleri ise yaklaşık %2 yükselişle yine lokomotif görevi üstlendi. CDS risk primi 300 baz puan seviyesinin altına yeniden gerileyerek psikolojik bir eşiğin altını test ederken (olumlu), 10 yıl vadeli devlet tahvilinin bileşik faizi de geçen haftaya nazaran hafif de olsa geriledi. Sakinleme emareleri gösteren kura paralel enflasyonun da içinde bulunduğumuz aylarda zirve yaparak baz etkisinin de yardımı ile artık yönünü aşağıya çevireceğini öngörüyoruz. TCMB’nin para politikası anlamında üzerine düşeni yaptığını (finansal koşulların olabildiğine sıkı olduğunu) bundan sonra ‘işin’ maliye politikasına kaldığını da rahatlıkla söyleyebilirim.
  • Reuters anketine göre, Tüketici Fiyatları Endeksi’nin (TÜFE) Nisan ayında gıda ve hizmet fiyatlarındaki artışın katkısıyla %3,4 artması, yıllık TÜFE’nin Kasım 2022’den beri en yükseğe çıkarak %70,3 seviyesinde gerçekleşmesi lâkin yılsonu enflasyonun ise %43,5 seviyesinde gerçekleşeceği tahmin ediliyor. Olumlu gelişmelere paralel aylık enflasyonun olumlu yönde sürpriz yapma ihtimalini göz ardı etmiyoruz!
  • Dün uzun bir aradan sonra ilk kez uluslararası ölçeğe sahip yabancı bir banka Türk Lirası lehine ‘uzun’ pozisyon önerisinde bulundu. Citigroup, 6 aylık forward işlemlerinde Dolara karşı Türk Lirası alım önerisinde bulunurken, bu görüşünün arka planına da önümüzdeki birkaç ayda beklediği sermaye girişlerine yer verdi. USDTRY spot kurun 32,40 olduğundan hareketle 6 aylık forward kurun 39,75 seviyesine işaret ettiğini not edelim. Cuma gece piyasa kapanışı ardından Türkiye değerlendirme raporunu yayınlayacak olan Uluslararası Kredi Derecelendirme Kuruluşu S&P’den de not artırımı beklediğimizin altını yeri gelmişken çizelim.
  • Dün sabah erken saatlerde bültenimizi kaleme alırken 160 seviyesini test eden USDJPY paritesinin yine dün gün ortasında -kuvvetle muhtemel Japonya  otoritenin müdahalesi ile- 154,50 seviyelerine kadar gerilediğine şahit olduk. USD ve EUR ardından dünyada en çok işlem gören üçüncü para birimi olan YEN’in tıpkı bir “meme coin” gibi işlem gördüğünü şaşkınlıkla izlerken, piyasalara karşı kimsenin de dik duramadığını yeri gelmişken bir kez daha hatırlayalım. ABD Merkez Bankası faiz oranlarını düşürene veya Japonya Merkez Bankası para politikasını daha da sıkılaştırana kadar müdahalelerin zaman kazanmanın dışında pek de bir faydası olmayacağını düşünüyoruz keza bu sabah USDJPY paritesi yeniden 157 seviyesine dayandı.
  • Yurtdışı piyasalardan devam etmek gerekirse, hisse senetleri cephesinde göreceli olarak sessiz bir gecenin geride kaldığını söyleyebiliriz. Apple hisseleri OpenAI desteği ile yükselirken, elektrikli araç üreticisi Tesla’nın patronu Elon Musk’ın hafta sonu Çin’e yaptığı ziyaret meyvesini vermişe benziyor. ABD’den sonra ikinci büyük pazarı olan Çin’de gelişmiş sürücü destek programını başlatmak için düzenleyici onay alma konusunda Tesla’nın ilerleme kaydetmesinin ardından hisseleri dün akşam %16’dan fazla artış kaydetti. Para birimleri tarafında doların son günlerde kaydettiği güçlenme emareleri bir nebze de olsun yavaşlarken, altın ve gümüş sessiz bir şekilde yatay seviyelerini korumaya devam ettiklerini görüyoruz. Gümüşün kritik eşik seviyesi olarak gördüğümüz 26 dolar seviyesini aşarak hızla 30 dolara gitmesi ardından tekrar eşik seviyeyi test etme ihtiyacının belirdiğini görüyoruz. Teknik analizde sıklıkta görülen bu aştığı direnci geri test etme isteğinin tamamlanması ardından gümüşün yükselişine devam etmesini bekliyoruz.
  • Bitcoin cephesinde ise ‘halving’ yani yarılanma sürecinin tamamlanması ardından beklenilen ani yükselişin de henüz gerçekleşmediğini görüyoruz. Yaklaşık olarak her dört yılda bir gerçekleşen yarılanma işleminde bitcoin yaratılma hızı %50 azalmaktadır. Diğer bir deyişle, Bitcoin ağında madencilere verilen blok ödülünün her 210.000 blokta bir yarıya düşürülmesi olayıdır ve bu süreç yaklaşık dört yılda bir gerçekleşir. Geçen hafta gerçekleşen yarılanma süreci sonrasında madencilik ödülleri 6.25 BTC’den 3.125 BTC’ye düştü. Bu şekilde Bitcoin arzının her dört yılda bir daha da azaldığını not edelim. Bu arada, Asya’nın ilk spot Bitcoin ve Ethereum ETF’leri Hong Kong’daki ilk açılışta kazanç elde ettiğini de görüyoruz. Kripto para birimi her ne kadar Çin ana karasında yasaklansa da, Hong Kong, bir finans merkezi olarak cazibesini koruma çabasının bir parçası olarak kendisini küresel bir dijital varlık merkezi olarak tanıtıyor. Bitcoin bu sabah 64bin dolar seviyesine toparlanırken, dün bültenimizde grafiksel olarak da gösterdiğimiz üzere, Bitcoin cephesinde yukarıda 71bin aşağıda ise 58bin dolar seviyelerini oyun sahası olarak görerek geçildiği yöne doğru hareketine devam etmesini bekliyoruz.
  • Gözler bugün başlayacak ve yarın sonuçlanacak FED’in olağan FOMC toplantısına çevrilirken, enflasyonun son zamanlarda yavaşlama göstermemesi sonrasında, hazır piyasalar son gelişmelerin gölgesinde faiz indirim konusunda çok daha azını da beklerken, Powell’ın çok da ortalığı karıştırmadan, tonunu biraz sertleştirmesini bekliyoruz. Enflasyonun büyük bir katılık göstermesi sonrasında, piyasa tahmincileri, bu yıl için FED’den yaklaşık 30 baz puan faiz indirimi (yani bir kez 25 baz puandan biraz daha fazla) fiyatlandırıyor.
  • Yeni gün başlangıcında ya da ayın son işlem gününde Asya piyasalarında sakin bir hava görüyoruz. Mali piyasaların gündeminde bugün Türkiye cephesinde turizm gelirleri, dış ticaret dengesi, yurtdışında ise Almanya ve Euro Bölgesinde enflasyon ve büyüme; ABD’de ise Chicago PMI endeksi ile  tüketici güven endeksi takip edilebilir.

>TCMB’nin yurtiçi bankalar ile swap hacmi daralıyor

1714451042e0ade1efaa67a75cbaf5cf4e081455b3_1_1200.jpg

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

CITI: “Dolar sat, TL al” tavsiye etti

Yayınlanma:

|

Yazan:

İçinde Luis Costa’nın da yer aldığı Citi stratejistleri, “Seçimlerin artık ufukta görünmediği bir dönemde TCMB yurt içi parasal koşulların daha da sıkılaştırılması için mücadele ederek temkinli duruşunu sürdürmeye hazır” değerlendirmesinde bulundu.

Yetkililerin aynı zamanda yurt içi para akışını Döviz mevduatlarından uzaklaştırmak için kademeli bir çabaya da odaklandığı belirtilerek “Bu tavsiye önündeki riskler arasında TCMB’nin duruşunun daha güvercin bir duruşa doğru ani bir şekilde değiştirilmesi de yer alıyor. Hedef : +yüzde 5, zarar kes -yüzde 2,5” görüşüne yer verdi.

Resim

Citigroup Inc. ve JPMorgan Chase & Co., offshore ve onshore getirileri arasındaki fark genişledikçe Türk lirası satın alınmasını öneren bankalar arasında yer alıyor…

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

TCMB’nin yüzü gülüyor: Net rezervler Nisan’da $14 milyar iyileşti

Yayınlanma:

|

Yazan:

  • Geride bıraktığımız hafta, ABD’de açıklanan makroekonomik veriler ve şirket finansalları piyasaların sert bir şekilde dalgalanmasına neden oldu. Şöyle ki, Perşembe günü açıklanan birinci çeyrek gayri safi yurt içi hasıla (GSYİH) verisi daha önce düşünülenden daha fazla enflasyon artışına işaret ederek zayıflayan bir ekonomi ile birlikte ele alındığında, FED için en kötü sonuç olarak görülmek suretiyle yumuşak iniş beklentilerini iyice zayıflatırken, haftanın son iş günü yine ABD’de açıklanan FED’in favori enflasyon göstergesi olarak takip ettiği kişisel tüketim harcamaları fiyat endeksi (PCE) piyasa beklentilerinin (%2,6) hafif de olsa üzerinde (%2,7) sonuçlandı. Olumlu tarafta açıklanan ABD şirket finansallarının bardağın dolu tarafını temsil etmesinin de yardımı ile PCE verisi ikinci planda kaldı.
  • Perşembe günü %4,74 seviyesini test ederek son 6 ayın zirvesine yükselen ABD 10 yıllık hazine getirileri, beklentilere yakın ve uyumlu olarak görülen  PCE verisi ardından %4,6 seviyesine gerilerken, Microsoft ve Google gibi büyük şirketlerin güçlü finansal raporları, en büyük 500 şirketin işlem gördüğü S&P500 endeksinin haftanın son iş gününde %1 yükselmesine neden oldu. Teknoloji hisselerinin işlem gördüğü Nasdaq endeksi ise %2 yükseldi. Amazon ve Apple gibi büyük şirketlerin bu hafta bilanço verilerini açıklaması beklenirken, piyasaların gözü, ABD Merkez Bankası FED’in Çarşamba günü sona erecek iki günlük olağan FOMC toplantısını ve akabinde FED Başkanı Powell’ın konuşmasını takip etmeye başladı.
  • Çok açık bir şekilde, hazır piyasalar son gelişmelerin gölgesinde faiz indirim konusunda çok daha azını beklerken, Powell’ın çok da ortalığı karıştırmadan, tonunu biraz sertleştirmesini ve “son veriler bize kesinlikle daha fazla güven vermedi ve bunun yerine, bu güvenin sağlanmasının beklenenden daha uzun süreceğini gösteriyor” açıklamasını tekrarlamasını bekliyoruz. Son gelişmeler ardından, piyasa tahmincileri, bu yıl için FED’den yaklaşık 30 baz puan faiz indirimi (yani bir kez 25 baz puandan biraz daha fazla) fiyatlandırırken, ilk kesintinin de Eylül ayında olacağı tahmin ediliyor.
  • FED’in içinde olduğu durumunun da oldukça ‘sıkıntılı’ olduğunu itiraf etmem gerekiyor. Şöyle ki, bir yanda yavaşlayan bir ekonominin işaretleri artarken, diğer yanda yüksek faizler kamunun borç yükünü daha da artırıyor! Gelinen noktada enflasyon büyük bir katılık gösterirken, FED’in kredibilitesinin sorgulanmaya başlanmasından endişe ediyoruz. ABD’nin borcu rekor seviyede ve 35 trilyon dolara yaklaşırken, Japon Yen’in de serbest düşüşe geçmesini endişe ile izliyoruz. Japonya’nın kamu borcunun yaklaşık 9,2 trilyon ABD Doları veya GSYİH’nın %263’ü olduğunu ve bunun da gelişmiş ülkeler arasında en yüksek borç olduğunu not edelim. Böylesi bir devasa borç nedeniyle faiz oranlarını artırmakta zorlanan Japonya, Yen’i desteklemek için elinde mevcut 1 trilyon dolar civarında ABD hazine tahvil portföyünü de satmakta zorluk yaşıyor. Eğer Yen’i desteklemek (dolar yaratıp YEN almak için) ABD tahvillerini satarsa, yüksek getirili hazine bonoları yeni alıcıları cezbederek yeniden USDJPY paritesi üzerinde yukarı yönlü baskı kurabileceğini
  • düşünüyoruz. Japonya’nın hem Yen’i istikrarlı bir hâle getirmesi hem de getiri eğrisi aynı anda kontrol etmesi mümkün olmadığından, USDJPY paritesinde de yukarıda pek de bir kırmızı çizgi olmadığını düşünüyoruz!
  • Küresel piyasalarda her geçen gün daha da ‘tatsız’ bir durumun egemen olduğunu ve bir piyasa anomalisi olsa da, Mayıs ayında sat ve git eğiliminin yeniden vücut bulabileceğinden de endişe ediyoruz. Özellikle, Haziran ayından bu yana ABD’nin borcu, her 100 günde 1 trilyon dolar artış gösterirken, mevcut 35 trilyon dolar borcun da bu süratte devam ederse üç yıl içinde 45 trilyon dolarlık bir rakama ulaşacağının altını çizelim. Bu noktada güvenli liman olarak altının neden son dönemlerde bir başka parladığını daha iyi anlayabiliyoruz değil mi?
  • Türk mali piyasalarında ise BIST100 endeksi JP Morgan’ın tahvil endeksindeki Türkiye ağırlığını arttırması haberinin yarattığı iyimserlikle haftanın son iş gününü %2,1 yukarıda tamamlarken, endeks psikolojik 10bin seviyesine dayandı (teknik bir bakış açısı ile yukarıda hedefimiz 11,500). Bankacılık endeksi ise Cuma günü %3,4 artış kaydederken, yılbaşına göre artış oranı %51 seviyesine ulaştı. USDTRY kuru TL’ye olan talebin yavaş da olsa artmaya başlaması ile hafifçe gerileyerek 32,50 seviyesinin altını test ederken, TCMB’nin de net yabancı para pozisyonu iyileşmeye devam ettiğini görüyoruz. 23 Nisan tatili nedeniyle, Cuma günü açıklanan haftalık verilere göre, TCMB’nin net yabancı para pozisyonu geçen hafta 2,4 milyar dolar artış (iyileşme) kaydederken, Nisan ayı genelinde ise artış 14,1 milyar dolar oldu! TCMB rezervlerinde iyileşmenin devam edeceğini, TCMB’nin (swap ve kamu dövizleri hârim) eksi 59,7 milyar dolar olan rezervlerini güçlendirmeye devam edeceğini not edelim. Bir diğer deyişle, kamunun döviz piyasasında alıcı konumda olmaya devam edeceğini, kurun ise bebek adımları ile sene sonu psikolojik 40 seviyesine doğru ilerlemeye devam etmesini bekliyoruz. Bu arada Sn. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD ziyareti her iki liderin de iş yoğunlukları nedeniyle ileri ve belirsiz bir tarihe ertelendi.
  • Yeni gün başlangıcında, Japonya’daki tatil nedeniyle likiditenin de düşük seyretmesi ve beraberinde zaten gergin ortamın da yardımı ile zararı durdur emirlerini test etme girişimleri sonucunda Japon Yen’i Nisan 1990’dan bu yana en zayıf seviyelerine ulaşarak 160 seviyesine yaklaştı. Sene başına göre bakılırsa %11 geriledi. Yukarıda da değindiğim üzere, Yen’in önlenemez değer kaybına rağmen bu sabah Asya piyasalarında yeşil rengin hâkim olduğunu görüyoruz. Teknik mânâda iyi bir görünüm sergileyen Hong Kong borsası Hang Seng %2 yükselişte başı çekiyor. Petrol fiyatları, Kahire’de İsrail-Hamas barış görüşmelerinin Ortadoğu’da daha geniş bir çatışma korkusunu hafifletmesiyle birlikte 88,50 dolar seviyesine gerileyerek Cuma günkü kazanımlarını sildi. Altının ons fiyatı 2,330 dolar, gümüşün ise 27,25 dolar seviyelerinde ve hâlen daha karmaşık ortamı ‘tartmaya’ ve ‘gözlemlemeye’ devam ettiğini not edelim! Bitcoin ise 63bin dolar seviyelerinde salınmaya devam ederken, aşağıdaki grafikten de görülebileceği üzere, teknik bir bakış açısı ile yukarıda 71bin aşağıda ise 58bin dolar seviyelerini oyun alanının çizgileri olarak görüyoruz. Geçildiği yöne doğru hareketin ivme kazanmasını bekliyoruz.
  • Bu haftanın veri takvimi oldukça yoğun görünüyor. Çarşamba günü ABD’de açıklanacak açık iş ilanları (JOLTs) istihdam verisi, FED’in faiz kararı, Cuma günü ISM hizmetler dışı PMI verileri ve her ayın ilk Cuması olduğu üzere Nisan ayı istihdam raporu yakından takip edilecektir. ︎Türkiye ve KKTC cephesinde ise Cuma günü Nisan ayı enflasyon rakamları açıklanacak. Kur artışının durmasının da yardımı ile önümüzdeki aydan itibaren enflasyonda tepe seviyelerin artık görülmesini bekliyoruz.

BTC/USD

Bitcoin’in teknik olarak sergilediği bayrak formasyonunun 3-4 hafta içinde artık sonuçlanmasını bekliyoruz. Yukarıda 71 bin aşağıda ise 58 bin seviyesini takip ediyoruz.

171436661864a49901e8a19423941e6bfac809a640_1_1200.jpg

TCMB Net Döviz Rezervleri

TCMB’nin brüt döviz ve altın rezervleri 9 – 19 Nisan haftasında 2,1 milyar dolar gerilerken, bu gerilemenin yurtiçi bankalar ile olan swap işlemlerinin azalmasından kaynaklandığını düşünüyoruz. Öte yandan, söz konusu haftada, TCMB’nin günlük döviz pozisyonunda yaşanan değişim 2,4 milyar dolar iyileşme yönünde olurken, Nisan ayında ise net yabancı para pozisyonu iyileşerek 14,1 milyar dolar artış kaydetti. TCMB’nin yavaş da olsa döviz piyasasında dizginleri eline aldığını ve rezerv biriktirmeye devam ettiğini not edelim. TCMB’nin swap ve kamu dövizleri hâriç net rezervleri eksi 59,7 milyar dolar.

1714366619270feb5a0d87da2608bb746312f5bbbc_2_1200.jpg

Fiili Faiz Oranları

17143666193f4d58f4809b14f1ed87e2e90bfee7c3_3_1200.jpg

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

KATEGORİ

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

KRIPTO PARA PİYASASI

BORSA

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.