Connect with us

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Teknolojide balon, Yen’de değerlenme moral bozdu. TCMB rezervleri sert düştü!

Yayınlanma:

|

Küresel mali piyasalar, FED’in neredeyse iki yılı aşkın bir zaman dilimi ardından ilk kez faiz indirimi için toplanacağı kritik 18 Eylül toplantısına geri sayarken, volatilitenin de dönem dönem yükseldiğine tanıklık ediyoruz. Ayın ikinci gününü bu minvalde sert satışların gölgesinde tamamlayan küresel mali piyasalar, dünkü günü ise adeta yara sarma ile geçirdi. Elle tutulur somut bir neden ya da gelişmenin olmadığı Salı gecesi yaşanan sert satışlarda, hisse senetleri, kıymetli madenler, kripto paralar derken likidasyon eğilimin (ne var ne yok sat) egemen olduğunu ve güvenli liman ihtiyacının ise arttığını görmüştük.

Mesela yapay zekânın ağır siklet şirketi Nvidia, geniş çaplı bir piyasa satışından nasibini alarak %10 düştüğü ve piyasa değerinde şimdiye kadarki en derin tek günlük düşüşü kaydettiği günün ertesi gününe yine pek de iyimser bir başlangıç yapamayarak %1,7 daha geriledi. Altın bir önceki hafta 2,530 dolar seviyesini test ederek tüm zamanların zirve seviyesin yoklaması ardından dün sabah saatlerinde piyasa stresine paralel 2,470 dolar seviyesine kadar gerilemesi ardından günü 2,500 dolar seviyesine toplamayı başardı. Daha geniş çaplı bir satış dalgası, Brent cinsi ham petrolün vadeli kontratlarının fiyatlarının bir haftadan biraz fazla bir süre içinde %10’dan daha fazla düşerek sene başından bu yana en düşük seviyeyi test etmesine neden oldu. Örnekler çoğaltılabilecek olsa da volatilitenin neden yaşandığına yönelik net bir cevabımız olmasa da, hisse senetlerinde lokomotif görevi üstlenen teknoloji şirket fiyatlarında balon oluştuğu endişesi ve Japon Yeninde devam eden değerlenmenin yatırımcıların morali bozduğunu düşünüyoruz.

Türk mali piyasaları da dün yurt dışı piyasalara paralel bir seyir izledi. Bir önceki gün açıklanan ve moralleri bozan enflasyon verisi ardından TCMB’nin net yabancı para pozisyonunun da 4,8 milyar dolar azaldığını gösteren analitik bilanço verileri (son dönemde en büyük günlük bozulma) moral bozukluğunu biraz daha tırmandırdı. Büyük resmi hatırlamak gerekirse: yerel seçimler sonrası, 1 Nisan tarihinde, -74,6 milyar dolar seviyesine kötüleşen TCMB’nin swap ve kamu dövizleri hâriç net rezervleri, 2 Ağustos tarihinde, TL’ye yönelik ilginin artması ile +20,8 milyar dolar seviyesine yükselmesi ardından son haftalarda TL ve TL cinsi varlıklara olan ilgi eksikliği ya da TL’deki reel değerlenme senaryosunun azalması ile döviz cephesinde artan talebin de yardımı ile +7,8 milyar dolar seviyesine kadar kötüleşti. Söz konusu dönemde, Sn. Bakan Şimşek istifa dedikodularının TCMB’ye rezerv kaybettirdiğini görürken, son dönemlerde artan yurt dışı kaynaklı adını tam olarak koyamadığımız likidasyon veya piyasa volatilitesinin de TL’yi olumsuz yönde etkilediğini görüyoruz. Yabancı yatırımcılar, artan piyasa stresi ve likidasyon eğilimi ile ne var ne yok ‘sat tuşuna’ basarken, TL lehine açtıkları pozisyonları da pekâlâ azaltabiliyorlar. TCMB’nin rezerv kaybının hızlanması ile, sene başı, sene sonu bilanço çalışma kuru olarak belirlediğimiz psikolojik USDTRY 40 seviyesinin her ne kadar çok uzağında olsak da, 37-38 seviyelerinin makul olduğunu düşünmeye devam ediyoruz!

Yeni ayın ilk iş gününe enflasyonun düşeceği ve TCMB’nin faiz indirimlerini geciktirmeyeceği beklentisi ile oldukça iyimser bir başlangıç yapan Türk mali piyasaları, gerek TCMB’nin rezerv pozisyonundaki bozulma, gerekse de enflasyon eğiliminin hâlen daha güçlü seyretmesinin yanı sıra küresel arenada bir önceki gün yaşanan oldukça sert satışların da gölgesinde dün gün boyu gerginlik bir ruh hâli ile işlem gördü. Hisse senetleri kapanışa doğru kayıplarının bir kısmını telafi ederken, ana endekste düşüş %0,4 ile sınırlı kaldı. Hatta bankacılık endeksinin günü %0,5 oranında yükselişle tamamladığını da not edelim. USDTRY kuru sabah saatlerinde, gergin havanın da yardımı ile, 34,10 seviyesinin kapısını bir kez daha çalsa da, kamu otoritesinin de desteği ile günü 34,00 seviyesinin diplerinde tamamladı.

Belki de olumsuz havanın yumuşamasına ABD’de dün açıklanan iş fırsatları (JOLTS) verisinin Temmuz ayında son 3,5 yılın en düşük seviyesine gerilemesi ve işgücü piyasasının ivme kaybettiğine işaret etmesini de payının olduğunu iddia edebiliriz. JOLTS verisinin yanı sıra, bugün açıklanacak haftalık işsizlik maaşı başvuruları, yarın ise ekonominin gidişatı hakkında en sağlıklı bilgiyi verdiğine inanılan tarım dışı istihdam verisi, FED’in işgücü piyasasına odaklanması göz önüne alındığında, iki hafta sonra beklenen faiz indiriminin düzenli mi (25 baz puan) yoksa daha büyük mü olacağına karar verebileceğini düşünüyoruz. Bu sabah itibariyle 18 Eylül FED toplantısına yönelik 25 baz puan indirime %55, 50 baz puan indirime ise %45 ihtimal tanınıyor.

Haber akışında Rusya’nın ev sahipliğinde 22-24 Ekim tarihlerinde Kazan’da düzenlenecek 16. BRICS Zirvesi’ne Türkiye’nin katılımı gündemde. Rus yetkili Uşakov’un açıklamasına göre, Sn. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın zirveye katılma davetini kabul ettiği belirtiliyor. Eğer Türkiye BRICS’e katılırsa, örgütteki ilk NATO ülkesi olacak. 2006 yılında Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin tarafından kurulan ve 2010’da Güney Afrika’nın katılımıyla genişleyen BRICS, üye ülkeler arasında ekonomik ve kültürel işbirliğini güçlendirmeyi hedefliyor. 2023’te yapılan zirvede Mısır, Etiyopya, İran, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin de katılmasıyla genişleyen BRICS, dünya nüfusunun yaklaşık %45’ini temsil eden önemli bir ekonomik güç olarak dikkat çekiyor. Dün Mısır lideri Sisi’nin Türkiye ziyaretinin de ön plana çıktığını not edelim.

ABD borsaları, bir önceki gün kaydettiği sert satışlar ardından dün geceyi küçük ‘sıyrıklarla’ atlattı. Yeni gün başlangıcında, pasifiğin diğer ucunda, Asya borsalarının, sert satışların ardından yine kırmızı rengin hâkim olduğu bir günü tamamlamaya çalıştığını görüyoruz. ABD ekonomisine dair endişeler doları zayıflatıp Japon Yenini yükseltmesi de kazanımları sınırladı. Japonya’nın göster endeksi Nikkei225, ihracat odakli ekonomisi nedeniyle, Yenin değerlenmesine paralel %0,4 düşerek son üç haftanın en düşük seviyesine gerilerken, teknoloji ağırlıklı Tayvan borsası %1,5 artışla ön plana çıktı. ABD borsalarının vadeli işlemlerinde bu sabah yine küçük de olsa eksilerin göze çarptığını not edelim.

Piyasaların gündeminde her hafta Perşembe günü olduğu üzere BDDK ve TCMB’nin haftalık bültenleri bulunuyor. ABD’de haftalık işsizlik maaşı başvurularının yanı sıra, ADP özel sektör istihdamı, hizmetler PMI ve ISM verileri, Almanya’da ise sanayi siparişleri ve Euro bölgesi perakende satışlar takip edilebilir.

KKTC Enflasyon

KKTC İstatistik Kurumu tarafından açıklanan enflasyon verisine göre, Ağustos ayında TÜFE %3,28 artış kaydederken, yıllık enflasyon baz etkisinin de yardımı ile %64,75 seviyesine kadar gerileyerek son 15 ayın en düşük seviyesine geldi. Yılın ilk sekiz ayında birikimli enflasyon %42,17 oldu. Enflasyonun eğiliminin hâlen daha yüksek olduğunu görüyoruz. Son bir yıllık zaman diliminde ortalama enflasyon %84’e yakın olarak gerçekleşti. Vatandaşın hissettiği ya da sokağın enflasyonunun çok daha yüksek olduğunun da altını çizmek gerekiyor. Ayrıca, geçen senenin Temmuz ve Ağustos aylarında kaydedilen %9’u üzerinde aylık gerçekleşmelerin de geride kalması ardından, baz etkisinin yardımının yılın geriye kalan kısmında daha da azalacağını not edelim.

1725509339a6539c88616e4ab60dc2be67601a3948_1_1200.jpg

TCMB net döviz pozisyonunda yaşanan günlük değişim

172550934011d8a8a6a0481a9b2398cfb07d1187bd_2_1200.jpg

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et
Yorum Yazın

Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

FED gevşemeye ‘jumbo’ faiz indirimiyle başlarken iletişim ise zayıf kaldı..

Yayınlanma:

|

Yazan:

ABD Merkez Bankası (FED), dün akşam sonuçlanan iki günlük olağan faiz toplantısı ardından politika faiz oranını %5,25 – 5,50 bandından 50 baz puan indirimle %4,75 – 5,00 bandına çekti. FED, 2022’de 40 yılın en yüksek seviyesine çıkan enflasyondaki yükselişi kontrol altına almak amacıyla 18 aylık faiz artırım kampanyasını sonlandırdığı geçen Temmuz ayından bu yana politika faizini %5,25 – %5,50 aralığında tutuyordu. FED’in en son faiz indirimine Mart 2020’de (pandemi) soyunduğunu düşünürsek, karar tam olarak 4,5 yıl sonra gelmiş oldu. FED’in agesif bir adım atarak 50 baz puan faiz indirime tercihi, enflasyondan ziyade işgücü piyasasının sağlığına ilişkin artan endişelerin ardından geldiğini not edelim. Basın toplantısında, enflasyonun sürdürülebilir bir şekilde %2 hedefine yaklaştığına dair güvenin arttığına işaret eden Başkan Powell, FED’in işgücü piyasasındaki riskleri dengeleyerek fiyat istikrarını korumayı amaçladığına da vurgu yaptı.

Hatırlatma yapmak gerekirse, FED’in TCMB’de farklı olarak fiyat istikrarının yanı sıra azami istihdamı tesis etmek görevi de bıulunuyor. FED’in pandemi döneminde işletmeleri ve hâliyle insanı yaşatmak için para musluklarını sonuna kadar açıp faiz oranlarını da hızlıca sıfırlaması ardından enflasyon 40 yılın zirvesi çıkarak adeta patlamış, FED’de fiyat istikrarı tekrar tesis etmek adına faiz oranlarını ciddi oranda yukarı çekmiş ve dahası da 14 aydır da yüksek seviyede tutmuştu. Lâkin, her ilacın şifa etkisi kadar yan etkisinin de olduğunu düşünürsek, yüksek faiz oranları FED’in favori enflasyon göstergesi olan kişisel tüketim harcamaları (PCE) enflasyonunu yıllık bazda %2,5 seviyesine kadar getirerek uzun vadeli enflasyon hedefi olan %2,0 seviyesine yaklaştığını teyit ederken, bu sefer de istihdam piyasaları ‘arıza’ çıkarmaya başladı. Şöyle ki, açık işgücü sayısı (JOLTS) neredeyse son 4 yılın en düşük seviyesine gerileyerek alarm zilini çaldı.

İstihdam ve enflasyon verileri birlikte ele alınırsa, FED’in dün akşam almış olduğu kararın arkasında enflasyonun güven vermesinden ziyade istihdama yönelik endişeleri payının çok da fazla olduğunu düşünüyoruz. 25 ile 50 baz puan arasında zigzag çizen piyasaların da sonunda istediğini aldığını not etmemiz gerekiyor. FED’in her ne kadar son zamanlarda doğru iletişimi yapmakta zorlandığını görsek de, nihayetinde doğru politika tercihini yaptığını düşünüyoruz. Karar ile birlikte yayınlanan projeksiyonlar da üyelerin enflasyon beklentileri aşağı yönde, işsizlik oranı ise yukarı yönde güncellediklerini gördük. Yılın geri kalan iki toplantısında FED’in faiz oranlarını toplam 50 baz puan daha düşürmeyi planladığını, 2025’te bir tam puan daha indirerek, 2026’da %2,75 – %3,00 aralığına çekmeyi planladığını görüyoruz.

Gelelim kararın piyasa yansımasına. Kararın piyasa beklentisi ile örtüşmesi sonrası ilk nazarda ABD Doları küresel bazda değer kaybetti. Bu minvalde, yakın dönemin zirvesini olan 1,12 seviyesini EURUSD paritesi bir kez daha test ederken, sterlin dolar karşısında 1,33 seviyesine gelerek son iki buçuk yılın en yüksek seviyesini test etti. Altının ons fiyatı 2,600 dolar seviyesine dayanarak tüm zamanların zirvesine yükselirken, rallide oldukça geride kalan ve son günlerde yeniden ön plana çıkardığımız gümüş 31 dolar seviyesinde bulunan kritik direncini bir kez daha zorladı. Rallide geride kalan bir diğer favori enstrümanımız olan direnişin parası bitcoin ise bir kez daha 62bin dolar seviyesine aşarak ön plana çıktı. Ara ara kâr satışlarına görülecek olsa da, uzun bir süredir bültenimizde yer verdiğimiz üzere dolar zayıflığının bundan sonrası için ana tema olmaya devam edeceğini düşünüyoruz.

Piyasaların karar ardından ilk nazarda yukarıda da görüleceği üzere psikolojisi dolar sat ne bulursan al yönünde oldu. Doların piyasa kuru olan DXY son 14 ayın en düşük seviyesine gerilerken, piyasaların kılavuz kargası 10 yıllık ABD tahvil faizleri de hafif de olsa geriledi. Lâkin, Başkan Powell’ın faiz indirim kararı ardından düzenlediği basın toplantısında verdiği mesajları ile kazanımların pek de korunamadığını gördük. Powell, FED’in acelesi olmadığının altını çizerken bundan sonraki adımların 50 baz puan indirim şeklinde olmayabileceğine vurgu yapması ve bu bağlamda veri odaklı çizgilerini koruyarak her toplantıda ayrı ayrı değerlendirme yapacaklarını belirtmesi, piyasaları bir nebze de olsun üzdü. Bu sabah itibariyle, vadeli faiz kontratları, yılın son iki toplantısına yönelik toplam 75 baz puan faiz indirimi öngördüklerini (7 Kasım 50 baz puan, 18 Aralık 25 baz puan) hazır yeri gelmişken not edelim.

Powell’ın basın toplantısı sırasında verdiği mesajlar sonrası bu kadar büyük bir beklentinin fiyatlandığı gecede kâr satışları da gecikmedi. Piyasanın hevesi bir nebze de olsa kursağında ‘şimdilik’ kalsa da, risk iştahının yeniden artacağını ve yukarıda değindiğimiz üzere dolar zayıflığının bundan sonrası için ana tema olacağını düşünüyoruz. Bu minvalde, 31 dolar üzerinde haftalık kapanış durumunda gümüş alacağız. Çok uzun süredir var olan altın uzun pozisyonlarımız korumaya devam edeceğiz. Her düşüşte yatırımcı kimliğimiz ile bitcoin biriktirmeye, 69bin dolar üzerinde haftalık kapanış durumunda ise  pozisyon artırımına gideceğiz.

Türk mali piyasalarında ise TCMB’nin swap ve kamu dövizleri hâriç net döviz pozisyonu 16 ve 17 Eylül tarihinde 1,1 milyar; son on iş gününde ise 13,4 milyar dolar iyileşme kaydetti. Böylelikle, swap ve kamu dövizleri hariç net yabancı para pozisyonu +21,2 milyar dolar seviyesine yükselirken, kamu dövizlerini de dâhil manşet rakamın +29 milyar dolar seviyesine yükselerek son yılların en kuvvetli seviyesine geldi. Kurun son iki haftadır psikolojik 34 seviyesinin etrafında dar bir bantta hareket ederken TCMB’nin döviz alımlarının ivme kazanması ve karşılığında piyasalara verdiği TL miktarının artmasına paralel yaşanan likidite bolluğu ile TL referans faiz oranı (piyasada belirlenen faiz) TCMB’nin faiz koridorunun alt bandı olan %47 seviyesine kadar gevşedi. BIST100 endeksi dün günü yatay tamamlarken, bankacılık hisseleri günü %1 yükselişle tamamladı. CDS risk priminin ise 257 baz puana kadar gerilediğini not etmiş olalım.

FED kararı ardından ABD borsaları diğer enstrümanlarda olduğu üzere kazanımlarını koruyamayarak geceyi kâr satışlarına boyun eğer hafif de olsa ekside tamamladı. Bu sabah pasifiğin diğer ucunda ise güzel bir başlangıç olduğunu görüyoruz. FED’in faiz indirimi sonrası JPY değer kaybederken, ihracat odaklı şirketlere paralel gösterge endeks Tokyo borsası %2,5 yükselişle ön plana çıktı. Asya genelinde hâkim rengin yeşil olduğunun altını kalınca çizelim. ABD borsalarının dün akşam Powell sonrası kâr satışların yönelmesi ardından bu sabah ABD borsalarının vadeli işlemlerinde sert bir yükseliş görüyoruz. Nasdaq vadeli %1,4 yukarıda işlem görerek önde koşuyor. Bu iyimserliğin Avrupa borsalarına ve Borsa İstanbul’a da sirayet etmesini bekliyoruz.

FED sonrası gözler içeride TCMB, dışarıda ise İngiltere Merkez Bankası’nın olağan faiz toplantısını takip edecek. İngiltere tarafında özellikle enflasyon rakamlarının Ağustos ayında hizmet enflasyonunun yükseldiğini göstermesinin ardından faiz oranlarını %5’te sabit tutması beklenirken, Başkan Bailey’nin bir sonraki toplantıya yönelik faiz indirim sinyali vermesini bekliyoruz. TCMB’nin aylık olağan Para Politikası Kurulu toplantısının kararı ise KKTC saati ile  14:00 açıklanacak. Faiz oranlarının sabit tutulmasına kesin gözüyle bakılırken, karar metnine serpiştirilecek mesajlar ve son günlerde gerileyen piyasa faizlerine paralel sterilizasyon adımları dikkatle takip edilecektir.

FED 

17267194976d4bf4f3239619cdbbfdc26a4ce54e2d_1_1200.jpg

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

2 yıllık KKM zararı: 1 trilyon 58 milyar lira

Bütçeye hiçbir yükü olmayacak diye tanıtılan olarak tanıtılan Kur Korumalı Mevduat kamuyu iki yılda 1 trilyon 58 milyar lira zarara uğrattı. Aynı dönemde bütçede yapılan yatırımların toplamı 1.2 trilyon liraydı.

Yayınlanma:

|

Yazan:

İBB’ye bağlı İstanbul Planlama Ajansı (İPA) ‘Kamu kaynaklarının halk için kullanımında neredeyiz?’ sorusuna yanıt aramak üzere bir araştırma gerçekleştirdi. Dr. Ozan Bingöl ve Dr. Buğra Gökce’nin katkılarıyla gerçekleştirilen araştırmanın sonuçları, ‘Türkiye’nin israf karnesi’ başlığıyla rapor olarak yayımlandı. Raporda, Kur Korumalı Mevduat (KKM) uygulamasının, dönemin Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati tarafından bütçeye dolayısıyla da kamuya hiçbir yükü olmayacak bir politika aracı olarak tanıtıldığı hatırlatılarak, “Ancak Kur Korumalı Mevduat yüzünden kamu iki yılda 1 trilyon 58 milyar lira zarara uğradı” tespiti yapıldı. Bununla birlikte raporda yer verilen bilgilere göre, KKM uygulaması nedeniyle sadece 2022 ve 2023 yıllarında 1.2 trilyon liranın üzerinde bir kamu harcaması yapıldığı ortaya çıkıyor.

OKULLAR, YURTLAR YAPILIRDI

Bu devasa harcama tutarı, KKM uygulaması için getirilen vergi istisnaları nedeniyle vazgeçilen vergi tutarları, Merkez Bankası’nın KKM ödemeleri nedeniyle zarar etmesi kaynaklı ödeyemediği Kurumlar Vergisi ve Hazine’ye aktarılmayan temettü geliri de dikkate alınarak hesaplandı. 1.2 trilyon liralık kamu harcamasına dikkat çekilen raporda, aynı dönemde Merkezi Yönetim Bütçesi’nde yer alan tüm yatırım harcamalarının toplamının da 1.2 trilyon lira olduğuna dikkat çekildi. Bu harcama ile yapılabilecek okul, hastane, öğrenci yurdu, yol, demiryolu, köprü, tünel gibi yatırımlar dikkate alındığında masraf ve israf kalemlerinin ne denli büyük olduğu görülüyor.

1.5 trilyonluk ‘saatli bomba’

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, eski Bakan Nureddin Nebati’nin ‘asrın buluşu’ olarak lanse ettiği KKM’nin yükünden kurtulmak istiyor. Ancak, ciddi bir döviz talebine yol açacağı için ekonomistlerin ‘saatli bomba’ olarak tanımladığı KKM’nin, kademeli atılan adımlarla tasfiyesi gerçekleştiriliyor. KKM stoku Ağustos 2023’te 3.4 trilyon TL ile rekor kırmış ardından Merkez Bankası’ndan gelen düzenlemelerle gerilemeye başlamıştı. Özellikle 1 Ocak’tan itibaren TL dönüşümlü yeni KKM hesabı açılamaması ve mevcut hesaplarında vade sonunda yenilenememesi tasfiye sürecini hızlandırmıştı. KKM bakiyesi geçen hafta 1 trilyon 574.7 milyar liraya düştü.

Mehtap Özcan ERTÜRK-Sözcü

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

TUSİD Başkanı Bekir Topuz: Döviz yükselirse zam gelir

Yayınlanma:

|

Yazan:

Türkiye Sanayici İş İnsanları Derneği (TUSİD) Başkanı Bekir Topuz, son dönemde ihracat yapan iş insanlarının girdi maliyetlerinin yükselmesiyle beraber döviz kurundan dolayı yaşanan sıkıntıları ezber bozan bir açıyla yorumladı.

Düşük kurdan en çok etkilenen iş insanlarından biri olduğunu söyleyen Bekir Topuz, buna rağmen dövizin yükselmesini istemediğini vurguladı. Odatv’ye konuşan Bekir Topuz, bunun nedenini ise şöyle açıkladı:

“Ben geçen sene bir milyon dolar bozdurarak genel giderlerimi sağlıyordum, şimdi 1,5 milyon dolar bozdurarak sağlıyorum. Kurdan en çok etkilenen iş insanlarından biri olsam da dövizin yükselmesini istemiyorum. Bu sefer yine her şeye zam gelecek ve kısır döngü devam edecek”

Devletin ihracatı desteklediğini anlatan Bekir Topuz, “Devlet ihracatı desteklemek için şu anda yüzde 2 olan döviz dönüşüm desteğini belki yüzde 5-6’lara çıkartabilir, ihracatçıya özel bir kur olabilir fakat genel manada döviz çıktığı zaman herkes etkilenir” dedi.

Endüstriyel mutfak sektöründe faaliyet gösteren iş insanı Topuz, Konya’da toplam 2 milyar TL’lik yatırım yaptıklarını ifade ederek, 700 kişilik iş istihdamının 1.300’e çıkacağını kaydetti.

TÜRKİYE’YE İTHAL MAL SOKMUYORUZ

Türk yapımı endüstriyel mutfak ekipmanlarının Amerikan pazarına girerek Çin ve ABD ile yarıştığını vurgulayan Bekir Topuz, sektör olarak Türkiye’ye ithal mal sokmadıklarını açıkladı. Topuz şunları da kaydetti:

“Mesela sadece benim şirketim yıllık en az 30 milyon dolar ithalata engel oluyor. Türkiye’ye bakın artık ithal buzdolabı, pişirici, bulaşık makinesi veya diğerleri giremez. Bir şansları yok çünkü. Avrupa’dan daha kaliteli ürün üretiyoruz ve tüm dünyaya satıyoruz. Bu yıl ihracatta 40 milyon doları bulacağız”

PASLANMAZA EK VERGİ İHRACATI VE İSTİHDAMI VURUYOR

Son dönemde sektörde en çok konuşulan konulardan bir tanesi de paslanmaz çeliğe getirilen ek vergi olduğunu anlatan Bekir Topuz, “Tencereden, tavaya paslanmaz çeliğin kullanıldığı tüm mutfak malzemelerinde fiyatın yükselmesine neden olan ek vergi ve anti damping soruşturması, ihracatı da olumsuz etkiliyor. Bu yıl ihracat, ek vergi sonrasında daralmaya başladı. Yaklaşık 800 milyon dolarlık bir kayıp olacak. Ek vergi sonrası sektörde ciddi anlamda işten çıkarmalar başladı. Konuyla ilgili olarak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile görüştük. İstihdamda ve ihracatta daha fazla kayıp yaşanmaması için bir çözüm bekliyoruz” dedi.

Odatv.com

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.