Connect with us

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Tırmanan jeopolitik riskler ve haftanın olayı: TCMB PPK

Yayınlanma:

|

  • Cuma günü Çin’de açıklanan Mart ayı üretici enflasyonu yıllık %4,4 ile son 8 ayın; ABD’de açıklanan üretici enflasyonu ise 2011’den bu yana en yüksek seviyeye yükselmesi, bir miktar da olsa moralleri bozdu. 
  • Dünyanın büyüme motoru olun bu iki ülkede enflasyonun şirazesinden çıkmaya başladığı yönünde inanışlar artarken, dünyanın geri kalanına da sirayet etme ihtimali, endişeye sebebiyet verdi. Hatırlarsanız, Cuma günü raporumuzda belirttiğimiz üzere, 10 aydır aralıksız artan küresel gıda fiyatları da adeta yangına benzin dökmeye aday.
  • Özellikle, gelişmekte olan ülkelerde, aşılanma faaliyetlerinin önümüzdeki 3-6 aylık zaman diliminde salgının önüne geçecek bir noktaya taşınması durumunda, yani tüketicinin tüketimde vites artırması durumunda, üretici, talep yetersizliği ile şimdilik göğüs gerdiği fiyat baskısını ilk fırsatta tüketiciye aktarmada tereddüt etmeyecektir. 
  • Her ne kadar FED Başkanı Powell halen daha aynı türküyü okumaya devam etse de -enflasyon parlamaları saman alevi gibi geçici- durum pek de öyle olmayabilir!
  • Bu bağlamda, TÜFE’nin ABD’de eşik değer olan %2’nin üzerine yükselmesi, ABD tahvil getiri eğrisinin uzun tarafında yeni yükselişlere sebebiyet vermesi, DXY’nin de yeniden yönünü yukarıya çevirmesine neden olabilir. Bunları konuşacak zaman yakında gelecektir. Aşağıdaki grafikte, 2011 yılına dönen ABD üretici enflasyonu zamanında gümüşün 50 doların kıyısına kadar (zirve) yükseldiğini, şimdi ise adeta zirvenin yarısında olduğunu not düşelim! 
  • Hazır enflasyondan söz etmişken, TCMB Nisan ayı beklenti anketinin de sonuçlandığını hatırlatalım. Ankete göre önümüzdeki 24 ayda, hiçbir vadede TÜFE %11’in altına düşmezken -TCMB’nin hedefi %9,4-  USD/TRY kurunun da 12 ay sonunda 8,78’e yükseleceği tahmin ediliyor.
  • Ağbal sonrası dönemde yeniden alevlenen kurun, enflasyona Nisan-Mayıs aylarında sirayet etmesi ile TCMB’nin daha da fazla faiz artırımına gitmesi beklenirken/gerekirken, TCMB’nin Perşembe günü sonuçlanacak olağan PPK toplantısında nasıl bir karara imza atacağını kestiremiyoruz. Bu bağlamda, Sn. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın faiz indirim yönünde ısrarı ve olası bir faiz indirim ihtimalini düşük bulsak da tamamen dışlamıyoruz!
  • Kanal İstanbul ve Montrö Anlaşması gündemi meşgul tutmaya devam ederken, Rusya ile Ukrayna arasında artan tansiyon da, gözlerin yeniden Boğazlara çevrilmesine neden oldu. 2 savaş gemisinin Boğazlar’dan Karadeniz’e çıkışı için ABD’nin Türkiye’ye diplomatik bildirimde bulunduğunu not edelim. 
  • Takdir edersiniz ki, iki mega gücün arasında kalma ihtimali beliren Türkiye, ABD’nin bu yöndeki isteğine uygunluk vermesi durumunda, Rusya ile sorun yaşayabileceğini düşünüyoruz.  
  • Bildiğiniz üzere, Montrö Sözleşmesi (1936) savaş ve savaşa yakın hallerde Türkiye’nin savaş gemilerinin geçişine müdahale hakkı bulunuyor. Lakin bunun dışındaki durumlarda, yani barışçıl zamanlarda, savaş gemilerinin geçişine yönelik, Türk Hükümetine ön bildirimde bulunulması yetiyor. 
  • Montrö Sözleşmesine göre, Karadeniz’e kıyısı olmayan ülkelerin savaş gemileri, ne şartla olursa olsun 21 günden fazla Karadeniz’de kalamıyor ve bir günde geçecek toplam gemi tonajı da 15bini geçmiyor. Montrö’nün Türkiye için ne kadar önemli bir sözleşme olduğunu bir kez daha anlamış olduk. 
  • Rusya-Ukrayna gerilimi tırmanırken, ABD Dışişleri Bakanı Blinken, Rusya’yı sert bir şekilde uyardı. Erdoğan ile Putin arasında yapılan görüşmede Ukrayna konusu gündeme gelirken, Erdoğan, Ukrayna lideri ile de yüz yüze görüştü. Karadeniz’in soğuk suları ısınmaya başlıyor.  
  • Rusya-Ukrayna-ABD ekseninde cereyan eden gelişmeler, Türk mali piyasalarında bir miktar tedirginlik yarattı. Geçen hafta boyunca kritik 8,18 seviyesinin hemen altında kalan USDTRY kuru, haftayı kritik direnç seviyesine yakın tamamladı (bakınız grafik). Bir tarafta jeopolitik gelişmeler, diğer tarafta artan vaka sayılarına paralel Almanya’nın Türkiye’yi yüksek riskli ülkeler kategorisine dahil etmesi, havacılık hisselerinde sert satışlar getirirken, BİST100 endeksi haftanın son iş gününü %1,7 kayıpla bitirdi. 
  • FED Başkanı Jerome Powell, ABD ekonomisinin önümüzdeki aylarda büyüme ve işe almanın hız kazanacağı beklentileriyle bir “dönüm noktasında” olduğunu, ancak aceleyle yeniden açılmanın koronavirüs vakalarında devam eden bir artışa yol açması durumunda da risk altında olduğunu söyledi. 
  • Çin Rekabet Kurumu, aralık ayında Alibaba için başlatılan rekabet soruşturmasını sonuçlandırdı. Pazardaki hakimiyetini yıllardır kötüye kullandığı ifade edilen Alibaba 2,8 milyar dolar ceza kesildi. Jack Ma’nın 2020 ekim ayında ülkedeki düzenleyici kanunları eleştirmesi Alibaba’nın iştirakleri ve Çin Halk Cumhuriyeti arasında gerilime yol açmıştı. 
  • Asya piyasalarında yatırımcıların, yeni gün ve haftayı pek de iyimser karşılamadıklarını görüyoruz. ABD borsalarının piyasa değerinin ABD ekonomisinin büyüklüğünün 2 katını aşması (bakınız grafik) sonrasında hisse senedi almanın ne kadar mantıklı olduğu sorgulanmaya başlandı. 
  • Benzer bir şekilde, aynı ölçüde olmasa da, ABD borsalarının vadeli işlemlerinde de kayıplar görülürken, tahvil piyasası, yön bulmak için yarın açıklanacak ABD TÜFE enflasyonunu (özellikle güçlü ÜFE verisi sonrası) ve Perşembe günü açıklanacak perakende satışlar rakamını bekliyor. 
  • Bugünün veri takviminde, içeride işsizlik ve cari denge; dışarıda ise Euro Bölgesi perakende satışlar takip edilebilir. ABD’de ise bu hafta düzenlenecek yüklü hazine ihaleleri merakla bekleniyor.

> Willshire 5000 Endeksi

Endeks, ABD borsalarının piyasa değerini gösteriyor. Şu anda, endeksin gelmiş olduğu seviye, ABD ekonomisinin büyüklüğünün 2 katı. Yani hisse senetlerine yatırım yapmak oldukça pahalı. Son 1 ayda 1,55 trilyon dolar piyasa değeri artan ABD borsalarının 2021 yılının geriye kalan 4 ayında değeri 3,8 trilyon dolar arttı! Enflasyonun yavaş yavaş ultra düşük faiz hadleri üzerinde baskı kurması ile, borsaların da şimdilik daha fazla yükselmesi için itici güç bulmakta zorlanmasına neden oluyor.

1618202047ed6bd40a66f02832e68185b4e637e418_1_1200.jpg

> ABD ve Çin ÜFE Enflasyonu

Cuma günü ABD’de açıklanan üretici enflasyonu 2011 yılından bu yana en yüksek seviyeye geldi. Beraberinde Çin’de de enflasyonun yükselmesi ile yeniden dünyada enflasyon kaygıları tırmanışa geçti. Dikkatimizi çeken bir gelişme ise, 2011 yılında enflasyonun zirve yaptığı sırada, 1,920 ve 49,50 dolar seviyesine yükselen altın ve gümüşün ons fiyatı, enflasyonun yeniden yükselişe geçmesine rağmen, bugünlerde halen daha aradığı motivasyonu bulamadı.

1618202047938f539cb7eaa9f0ebc44c61b9439860_2_1200.jpg

> USDTRY

Bu hafta Perşembe günü Sn. Kavcıoğlu’nun Başkanlık edeceği olağan Nisan ayı PPK toplantısı büyük bir merakla bekleniyor. Enflasyonun hem içsel hem de dışsal faktörlerle yükselişe geçtiği, dahası enflasyon beklentilerinin de yeniden bozulmaya başlandığı bir dönemde, piyasa beklentisinin aksine olası bir faiz indirim hamlesi, ister istemez kırılgan olan TL ve TL cinsi varlıkların daha da fazla hırpalanmamasına neden olacaktır. TL’de oynaklık son günlerde düşerken, kurun günlerdir 8,18 seviyesi etrafında salınmaya devam ettiğini ve yeni gün ve hafta başlangıcında da 8,1850 seviyelerinde ilk işlemlerin eşleştiğini görüyoruz. 8,18 seviyesinin üzerinde kalıcılık teknik manada tüm zamanların zirvesi olan 8,48/8,58 seviyelerine doğru yükseliş isteğini açık tutabilir. Öte yandan, iyimser bir senaryoda (faizlerin sabit tutulması, enflasyonla mücadelede kararlı bir politika metni) ve elbette jeopolitik risklerin daha da tırmanmaması durumunda, aşağıda 7,99 seviyesi önem arz edecektir.

1618202047835bb41eafe2154262215b549d3af954_3_1200.jpg

İKTİSATBANK – Emre Değirmencioğlu
Hazine Bölümü • Treasury DepartmentYasal Uyarı: Bu e-postada yer alan yorumlar, kişisel bilgi ve tecrübelere dayanarak ve/veya güvenilir olduğuna inanılan kamuya açık kaynaklardan derlenerek hazırlanmıştır. Bu yayındaki bilgilerin kullanılması sonucunda yatırımcıların uğrayabilecekleri doğrudan ve/veya dolaylı zararlardan, kar yoksunluğundan, manevi zararlardan, her ne surette olursa olsun kullanımı olumsuz etkileyecek her türlü sonuçtan dolayı Kıbrıs İktisat Bankası Ltd. ve ayrıca her ne nam altında olursa olsun her ne akitle bağlı olursa olsun her türlü çalışanı ve bu yazının yazarı hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz ve/veya bu bilgiler, hiçbir surette gönderenleri ilzam etmez ve/veya sorumlu kılmaz. Kullanan ancak kendi bilgi, inisiyatif ve değerlendirmesi ile hareket etmelidir.

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

MERKEZ BANKASI BAŞKANI FATİH KARAHAN SAHAYA İNDİ

Yayınlanma:

|

TCMB Başkanı Dr. Fatih KARAHAN, Ankara dışında sanayici ve İş İnsanları ile bir araya gelip sunumlar yaptı. Çok da iyi oldu. Zira, TCMB ana hedefi olan özellikle son 2 yıldır Enflasyon belası ile uğraşırken yaptıklarını topluma direkt anlatamama sıkıntısı yaşıyordu. Aylık basına yapılan sunumlar ise aşırı teknik ifadeler içerdiği için toplumca pek anlaşılamıyordu.

Bunu TCMB kurmayları ve Başkanı fark etmiş olmalılar ki bu hafta Eskişehir, Uşak ve Denizli toplantıları planlandı. 10-11 Şubat’ta Uşak ve Denizli’de sanayici ve İş İnsanlarına sunumlar yaptı. Sunumlara katılmış biri olarak basına kapalı olması nedeni ile görüş bildirmem etik olmazdı. Banka resmi sitesinde “TCMB PARA POLİTİKASI ve MAKROEKONOMİK GÖRÜNÜM” başlıklı sunumu paylaştığı için sunumun içeriği ile ilgili değerlendirme yapmamda sakınca yok.

Bir defa sunum, “2013 yılından bu yana, yurt genelinde düzenli aralıklarla, farklı sektör ve ölçeklerden firmalar ile yüz yüze görüşmeler yapılıyor. Denizli ve Uşak bölge illerinde 2024 yılı içinde 700, son 5 yıl içinde toplamda 3.700 firma görüşmesi yapılmıştır” ifadeleri ile başlıyor. Benim buna Uşak özelinde itirazım var. “Başkana yanlış bilgi veriliyor” diye düşünüyorum. Diğer illeri bilmem ama Uşak özelinde 2024 yılında firmalar ile yüz yüze görüşmeler gerçekleşmedi. Anketleri “görüşme” diye bildiriyor olabilirler ama yüz yüze görüşme olmadı! İki yıl önce TCMB İzmir Bölge ziyaretimde direkt Reel Sektörü müdürüne eleştiri olarak bu konuyu iletmiştim. Demek ki uyarılarım dikkate alınmamış! EXİMBANK’ın İzmir Bölge Müdürü ve ekibi ve Denizli Bölge Müdürü ve ekibi her yıl Uşak firmalarını ziyarette bulunur örnek almasını dilerim. Konumuza dönelim…

SUNUMDA 5 TEMEL MESAJ VARDI!

25 yıllık bankacılık deneyimi, 8 yıllık sanayi içindeki tecrübem ile benim açımdan sunumda 5 temel mesaj vardı.

  1. Kuru Baskılamıyoruz, Net Döviz Rezerv arttı : Başkan Karahan kamuoyu zihninde yer alan “kur baskılanıyor” düşüncesinin doğru olmadığını, “kur baskılamak için döviz satmamız gerekiyor oysa Swap hariç döviz net rezervlerimiz Mayıs 2023’de -60,5 milyar USD’de iken, Ocak 2025’de 126 milyar USD artış ile +65,4 milyar USD seviyesine geldiğini” belirtti. Bunun, “Cari dengede iyileşme ve Dış finansman ihtiyacının azalmasından; Sermaye girişlerinin yeniden başlamasından; Döviz Arzının artması, döviz talebinin azalmasından” kaynaklandığının altı çizildi. Rakamlar da bu söylemi destekliyordu. Zira, Mayıs 2023’de 56 milyar USD olan 12 aylık birikimli açık 48 milyar USD azalarak Kasım 2024’de 7 milyar USD’ye gerilemişti. 12 aylık birikimli Cari Açık/GSYİH oranı da 2023-II. dönemde %5’den 2024-III. Döneme %0,7’ye düşmüştü. Döviz ile ilgili diğer direkt mesajlar ise, Kur taahhütlerinin olmadığı; rezerv iyileşmenin “carry trade” kaynaklı değil yurtiçi kaynaklı iyileşmeden kaynaklı olduğunun altı çizildi. Diğer bir ifade ile yastık altı dövizden sisteme girişler olduğu ima edildi. CDS Risk Priminin Mayıs 2023’de 703 iken Şubat 2025’de 255’lere kadar düşmesi yıllık yurt dışı faiz ödemelerinin 7 milyar USD düşüş katkısı sağladığının altı çizildi. Hazine’nin Yurt Dışı Borçlanma maliyeti Mayıs 2023’de %11,3 iken, Şubat 2025’de %6,6’ya düştüğü belirtildi. Bankaların yurt dışı sendikasyon maliyeti de aynı dönemlerde %9,6’dan %7’ye gerilediği belirtildi.
  2. Dezenflasyon süreci devam etmekte: Enflasyon ile ilgili sıkı duruşlarının sonuçlarının alınmaya başlandığını; bu duruşun devam edileceği belirtildi. Enflasyon ile mücadelede, “Talep dengelenmesi; Fiyatlama davranışlarında normalleşme; Beklentileri iyileştirme” stratejisi uygulandığı belirtildi. 2022 yılındaki yıllık enflasyon %64,3 olurken, 2023 yılını %64,8’e yükselmesi karşılığında 2024 yılını % 44,4 ile kapatıldığını, 2025 hedeflerinin %24 olarak revize edildiği belirtildi. Alt kalemlerde 2023-25 döneminde Temel Mallarda %52,8’den %24’de; Gıda’da %72’den %41,8’e; Hizmetler sektöründe %90,7’den %62,9’a düzelme olmasına rağmen özellikle Hizmetler sektöründe yüksek oranın devam ettiğini burada da Kira ve Eğitim harcamalarının yüksek kaldığını bunun da 2025’e taşındığının altı çizildi. “Tüketici ve firmaların enflasyon beklentileri de gerileme eğilimine girmiştir” tespiti yapılarak Yatırımdaki büyümenin 1990’lar seviyesine gerilemesine rağmen Ekonomideki Büyümenin harcama artışından kaynaklandığı 2004-19 yıllarındaki %4,7 olan ortalama harcama değişiminin 2020-24 döneminde %11 olduğunu bu alanın kontrol altına alınması için talep daraltıcı politikalar izlendiği belirtildi. Bu tespit; TCMB’nin Kredi kartlarındaki daraltıcı uygulamalarını da bu çerçevede değerlendirmek lazım ve bu stratejisi ile uyumlu olduğu anlamına geliyor ki, Hanehalkı harcamalarını baskılanması bir süre daha devam edeceği anlamına da gelmekte. Tabi bu durumda esnafın işlerinin kötüleşeceği; toptancı ve sanayicinin bundan olumsuz etkileneceği, bu sürecin zaman aralığı bilinemediği için firmaların bu talep daralması duruma ne kadar dayanacağı yönünde bir değerlendirme ise yapılmamış. Var ise de sunumda yer almadı. Konkordato ve firma iflas sayılarının artışı aslında buradaki sıkıntının işaretlerini net veriyor.
  3. KKM’yi bitireceğiz: KKM konusunda TCMB çok net. KKM sürecinin tamamlandığını, buradaki avantajın zamana yaygın şekilde hızla bitirileceği mesajı verildi. KKM’de Vergi avantajının ortadan kaldırılması; süre olarak yapılan kısıtlamalar aslında bir süredir KKM’nin bitirileceği netti. Ağustos 2023’de KKM hacmi 143 milyar USD iken, Ocak 2025’de 114 milyar USD düşerek 26 milyar USD seviyesine gerilemiş durumda. Sunum sonunda sorduğum; “Bankalardan kredi kullanarak yapılan KKM’lere bir işlem yapılacak mı? Hazine ve TCMB üzerinden haksız, sistem boşluğundan fırsatçı kazanç elde edildiği; mevduat blokesi ile nakit karşılıklı kullanılan krediler bloke edilerek yeni krediler ile kat ve kat KKM hesaplar açıldı, bunlara yönelik bir yaptırım gelecek mi; bu ödemelerin geri alınması gerekmez mi?” şeklindeki sorum ise cevapsız kaldı. Hazine, MASAK ve TCMB’nin böyle bir çalışma var ise de en azından bilgi paylaşımı yapılmadı; bendeki izlenim bu yönde bir çalışma olmadığı ve Hazine ve TCMB tarafından ödenen bu zararın sineye çekileceği yönünde oldu.
  4. İhracat artarken, ithalat azaldı: 12 aylık birikimli İhracat Mayıs 2023’de 254 milyar USD iken Ocak 2025’de 9 milyar USD artarak 263 milyar USD’ye yükseldi. Aynı dönemde 376 milyar USD olan ithalat ise 30 milyar USD azalarak 347 milyar USD seviyesine geriledi. “Küresel ticaret kademeli olarak toparlansa da zayıf seyretmektedir” dendi. Avrupa’nın mal ithalatı yavaşlarken, Türkiye açısından olumlu verinin Avrupa’daki pazar payımız artması oldu. 2022 yılında AB ülkelerinin ithalatında Türkiye’nin payı %3,3 iken 2024 yılında %4 oldu. Sanayi üretiminde 2022 yılından bu yana yataya yakın seyir gözlenmesi ise dünyadaki bu yöndeki gelişme ile paralel olması şeklinde açıklandı.
  5. Reel Sektöre destek devam edecek: Reel sektöre TCMB Reeskont kredi desteğinin Ocak 2024-25 döneminde 635 milyar TL olduğunu; Faiz avantajı ve %2 Döviz Dönüşüm desteğinin de aynı dönemde 182 milyar TL olduğu belirtildi. Uşak ili sanayicilerinden ve TOBB Geri Dönüşüm Meclis Üyesi Arif ÖZTAN‘ın gelen “%2 kur desteği yükseltilsin” yönündeki talep ise bu yöndeki isteklerin değerlendirildiği belirtilerek cevaplandı. Reel sektör temsilcilerin TCMB kredi için EXİMBANK’a verdikleri Teminat Mektubu komisyon oranlarının bankalarca yüksek istendiği hatta Halkbank gibi bir kamu bankasının %4 gibi komisyon istediği bu yönde “banka ücret ve komisyon oranlarına müdahale edebilen TCMB’nin bu tür kredilere EXİMBANK’a verilecek mektup komisyonlarında sınırlama getirmesi gerektiği” de katılımcılar tarafından talep olarak TCBM Başkanına direkt iletildi. TCMB Reeskont kredilerindeki “döviz almama” koşulu hem döviz hem TL kredi kullanan ve döviz ödemeleri olan firmaları zorlama noktasına getirdi. Zira, TCMB Reeskont kredisi kullanan firmalar bir yıl kredi vadesi boyunca ithalat gibi bazı ödemeler hariç döviz alamıyor aksi halde kullandığı tüm kredi ana parasının %3’ü kadar ceza yiyor. Taahhüt konusunda ek süre talep eden firmalar da oldu. Banka kredi faiz oranlarındaki yükseklik ve finans maliyetlerin artması ise ortak sorunların başından geldi.  Döviz çeklerindeki yasaklar ve firmalar arasındaki döviz ödeme yasağı firmaların kur farkından zararına oluşturduğu yönündeki sorular da gündemdeydi. Bu hafta firmaların döviz bulundurma oranı ile ilgili yasağın kalkması aslında reel sektörün elini güçlendirirken; yüksek maliyetleri bulan Bağımsız Denetim Rapor zorunluluğu gibi uygulamalar halen devam ediyor. Benim görüşüm bu alanda da sınırın daraltılması bunun yerine firmalara destek ve kılavuz olması için Sanayi Ticaret Odalarında “FİNANS OFİSİ” kurulmasının daha faydalı olacağı yönünde. Reel Sektör temsilcilerinden Uşak Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Selim KANDEMİR talebi de “ara eleman” bulmadaki zorluklardan dolayı Uşak’a Merkez Bankanın Teknik Meslek Liseleri yapılması için maddi destek sağlaması oldu.

Kısaca, TCMB Başkanının Reel Sektör ile buluşma girişimi başarılı geçti ve yerinde oldu. Zira, Ekonomi kurmaylar uzunca bir süre sahlardan uzaklaşmış, piyasadaki olumsuz havayı dağıtacak, Güven oluşturacak aksiyon almamıştı. Bu tür toplantılar hiç kuşkusuz çok faydalı ve ekonomi kurmaylara taleplerin birinci elden dillendirilmesi için de fırsat yaratıyor. Uşak ve kendi adıma çok verimli bir toplantı idi. Uşak Valiliğinin akşam düzenlediği yemek sonra soru cevap kısmı da katılımcı olarak benim açımdan çok verimli geçtiğini düşünüyorum. Reel Piyasada güvenin tesisi için bu tür toplantılar yaygınlaştırılması ve ekonominin diğer tarafları da TCMB’nin başlattığı ziyaret programına benzer şekilde sahada olmalı. “Reel Sektör ile yüz yüze görüşüyoruz” diye rapor yapan İzmir Bölge Reel Sektör müdürünü de kısa sürede Uşak firmalarını gezerken görmek isteriz.

Erol TAŞDELEN-Ekonomist    www.bankavitrini.com

***********

Başkanımız Dr. Fatih Karahan Uşak ve Denizli’de “Para Politikası ve Makroekonomik Görünüm” başlıklı sunum tamamı:

Kaynak TCMB: tcmb.tl/zWa9abc

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

BDDK kredi kullanımda YP varlık sınırı kaldırıldı

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), yabancı varlık pozisyonuna dayalı TL kredi kısıtlamasını kaldırarak, şirketlerin YP varlık durumuna bakılmaksızın kredi kullanmasına olanak tanıdı. Böylece, BDDK TL kredi kullanımında yabancı para varlık sınırını kaldırmış oldu…

Yayınlanma:

|

Yazan:

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), finansal istikrarı güçlendirmek ve kredi sistemini daha etkin hale getirmek amacıyla belirli Kurul Kararlarını yürürlükten kaldırma kararı aldı.

BDDK, 6 Şubat 2025 tarihli ve 11145 sayılı kararıyla, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 93. maddesine dayanarak, 24 Haziran 2022 tarihli 10250 sayılı7 Temmuz 2022 tarihli 10265 sayılı28 Eylül 2022 tarihli 10348 sayılı21 Ekim 2022 tarihli 10389 sayılı ve 4 Eylül 2023 tarihli 10659 sayılı Kurul Kararlarının yürürlükten kaldırılmasına karar verdi.

Yabancı varlık pozisyonuna dayalı kredi kısıtlaması kaldırıldı

Edinilen bilgilere göre, daha önce yabancı varlık tutarı belirli oranları aşan bağımsız denetime tabi şirketlere TL kredisi kullandırılması kısıtlanıyordu. Şirket, bağımsız denetime tabi ise kredi kullanmadan önce bankaya “benim yabancı para varlık tutarım eşiklerin altında” şeklinde taahhütte bulunuyor, ardından bağımsız denetim onaylı bir raporla bankaya sunuyordu.

Eşikleri aşan şirketlerin kredi kullanımı ise kısıtlanıyor ve %500 risk ağırlığı ile borçlanmalarına izin veriliyordu. Ancak bu karar, şimdi kaldırıldı. Artık kredi kullandırılırken yabancı para varlık pozisyonuna bakılmayacak.

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Şimşek: ‘Kur Korumalı Mevduat’tan çıkış konusunda kararlıyız’

Yayınlanma:

|

Yazan:

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, enflasyon, kamuda tasarruf, rezervler ve ekonomi politikaları hakkında konuştu.

TV100 yayınına katılan Şimşek’in konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

Yılın ilk ayında enflasyonun yüzde 5 olarak çıkması beraberinde birtakım tartışmalar getirdi. Ocak ayındaki bu enflasyon son 4 yılın ocak aylarındaki en düşük enflasyondur. Üç aşağı beş yukarı 3,5-4’lük bir enflasyon bekleniyordu. Burada tek seferlik denilebilecek rakamlar var. TÜİK burada sepet ağırlıklarını değiştirdi ve buradan bir ilave enflasyon geldi. Yine geçtiğimiz yılın son çeyreğinde üzerinde çalışılan sağlıkta birkaç yıldır muayene fiyatlarında bir değişiklik olmamıştı, buradaki değişikliklerin de 0,6’lık bir etkisi oldu.

‘Enflasyondaki düşüş sürecek’

Ocak ayında kira artışına bakıldığında yıllık yüzde 100’ün üzerinde, eğitimde de keza böyle. Bu kalemler yüksek çünkü geçmiş enflasyonu baz alıyor. Bunun için önümüzdeki dönemde kararlı bir şekilde programımızı uygulayarak bu sene enflasyonu yüzde 30’un altına çekmeyi ve gelecek sene ise tek hanelere doğru yaklaşmayı planlıyoruz. Enflasyondaki düşüş sürecek. Ocak ayı enflasyonu, enflasyonla mücadeleye ilişkin kurgumuzu etkilemedi.

‘En önemli ekonomik sorun hayat pahalılığı’

Hayat pahalılığı Türkiye’nin şuanda karşı karşıya olduğu en önemli ekonomik sorun. Nüfusumuzun yaklaşık yüzde 82.7’si şehirlerde yaşıyor. Bence en önemli hayat pahalılığı bileşeni kiralar burada. Ev sahipliği oranı yüzde 56’larda.

Konut arzını artıracak ciddi bir çaba içindeyiz. Bir taraftan deprem bölgesinde bir inşa çalışması var. Bunun da dışında sosyal konutlar, yerinde dönüşüm, kentsel dönüşüm, tüm bu konularda bütçeden çok ciddi bir destek veriyoruz. Ben inanıyorum ki birkaç yıl içinde çok ciddi bir sosyal konut seferberliğine gireceğiz. Devletimizin desteklediği ve vatandaşımızın çok rahat erişebileceği konutlardan bahsediyoruz.

Bütçe açığı mesajı

Bizim ekonomi programımızın çalıştığını söylediğimde bazı kesimler rahatsız oluyorlar. Beraber bakalım programın çalışıp çalışmadığına. Program öncesinde özellikle depremin etkisiyle 2023’te yani… Bu yılın mayıs haziran ayına giderseniz piyasa yüzde 10 civarında bir bütçe açığı bekliyor. Bu çok yüksek bir açık olurdu. Türkiye bunu yönetemezdi. Biz bu açığı yüzde 4.9’a çektik. Yani piyasanın beklentisin altına çekti. Bu yıl da bütçe açığını yüzde 3 civarına düşüreceğiz.

Rezervdeki artışa değindi

Rezervlere bakacak olursak. Program öncesi Merkez Bankası’nın swap hariç net rezervi eksi 61 milyar dolardı. Şuan Türkiye’nin net rezervi 65 milyar doların üzerine çıktı. Eksi 61’den artı 65’e… Brüt de 166 milyar doların üzerine çıkmış durumda.

‘Kur Korumalı Mevduat’tan çıkış konusunda kararlıyız’

Kur Korumalı Mevduat’tan çıkış konusunda kararlıyız. Merkez Bankası’yla istişarelerimizde muhtemelen en geç bu senenin ilk yarısında tüzel kişilere ilişkin KKM uygulamasına son vereceğiz. Biz piyasaları bozmadan bu çıkış sürecini yumuşak şekilde başaracağız dedik. Bunların hepsi zaman alıyor ama sonuç alıyoruz. 76 haftadır kesintisiz KKM düşüyor. 30 milyar doların altına indi. İstense bugün dahil adım atılabilir ama biz yumuşak geçişi tercih ettik peyderpey bu adımları atacağız.

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.