Connect with us

GÜNCEL

Yapay Zekâ Çağında Pazarlama

Yayınlanma:

|

Otomasyon Çağında Pazarlama temasıyla düzenlenen Meta Marketing Summit 2024, yapay zekâ teknolojilerinin pazarlama dünyasını nasıl dönüştürdüğüne dair birçok konuyu ele aldı. Pazarlama dünyası, yapay zekâ (AI) teknolojilerinin benimsenmesiyle köklü bir dönüşüm geçiriyor. Geleneksel pazarlama metodolojileri yerini, veri odaklı ve otomatize edilmiş stratejilere bırakıyor. Yapay zekâ, müşteri davranışlarını derinlemesine anlamamıza, pazarlama kampanyalarını kişiselleştirmemize ve sonuçları anında değerlendirmemize olanak tanıyor. Bu makalede, AI’nin pazarlama dünyasına getirdiği yenilikleri, bu teknolojinin nasıl kullanıldığını ve pazarlama stratejilerinin geleceğini nasıl şekillendireceğini detaylı bir şekilde inceleyeceğiz.

Yapay Zekâ ile Güçlenen Reklam Stratejileri

Yapay zekâ (AI), reklamcılık sektöründe devrim yaratıyor. Meta Advantage+ Campaign gibi araçlar, hedef kitle analizleri ve reklam yerleştirme süreçlerini otomatize ederek reklam verimliliğini artırıyor. Özellikle, sosyal medya platformlarında gerçekleştirilen kampanyalarda, AI destekli analizler reklam içeriklerinin kişiye özel olarak sunulmasını sağlıyor. Fakat bu yeterli mi? Tabii ki hayır. Önceliğimiz reklam kreatiflerinin, içerdikleri mesajların ve yerleşimlerinin çeşitlendirilmesi ve farklılaştırılması olmalı. Bu aşamadan sonra yapay zekâ devreye giriyor. Öncelik her zaman markaların yaratıcı ekiplerinin elinde!

A/B Testlerinde Tek Değişkeni Unutun

Pazarlama stratejileri sürekli evrim geçiriyor ve bu değişim, A/B testlerindeki tek değişkenin yerini daha karmaşık ve çeşitlendirilmiş yaklaşımların almasıyla kendini gösteriyor. “Differentiated Ads In” anlayışı, markaların hedef kitleleriyle etkileşimde bulunma biçimini yeniden şekillendiriyor. Artık pazarlamacılar, genel mesajların ötesine geçerek farklılaştırılmış mesajlar, reklam formatları ve görseller kullanıyorlar. Bu yaklaşım, her müşteri segmentine özel olarak tasarlanmış içerik sunarak tüketici ilgisini ve bağlılığını artırma potansiyeline sahip. Reklam içeriklerinin kişiselleştirilmesi, tüketicinin dikkatini çekmek ve onları marka ile daha derin bir bağ kurmaya teşvik etmek için kritik önem taşıyor. Bu strateji, pazarlama kampanyalarının etkinliğini artırırken, markaların tüketici davranışları üzerinde daha güçlü bir etki yaratmasını sağlıyor.

Reels x Yapay Zekâ: Kısa Form Video Pazarlamanın Ezeli Gücü

Düşünsenize, Reels ve yapay zekâ sizin çalışanlarınız; işlerinde oldukça yetenekliler, hızlılar ve verimliler. Bu ikili, kısa form video pazarlamasında gerçekten büyük bir güç. Peki, bu yeterli mi? Elbette hayır! İşin sırrı, yalnızca teknolojiyi kullanmak değil, onu doğru bir şekilde kullanmakta. Yapay zekânın veri analiz kabiliyeti ve Reels’in görsel çekiciliği harika; fakat unutmayın, yaratıcılık ve insan dokunuşu olmadan, bu videolar sadece göz alıcı klipler yığınına dönüşebilir. İşte burada devreye sizin yaratıcı vizyonunuz giriyor. Videolarınıza kişilik katın, hikayeler anlatın ve izleyicilerle gerçek bir bağ kurun. Gerçekten etkilemek istiyorsanız, yapay zekâyı bir araç olarak görün ve onu insan yaratıcılığıyla birleştirin. İşte o zaman, Reels ve yapay zeka sizin süper güçlü çalışanlarınızdan çok daha fazlası olacak. Onlar, markanızın sesini duyurmanın ve hedef kitlenizle derinlemesine etkileşimde bulunmanın anahtarı haline gelecekler.

Kişiselleştirilmiş Müşteri Deneyimleri

Yapay zekâ teknolojisi, müşteri hizmetlerini ve kişisel deneyimleri muazzam bir şekilde güçlendiriyor. AI destekli chatbotlar, müşteri taleplerine anında yanıt vererek memnuniyeti ve etkileşimi maksimum seviyeye çıkarıyor. Bu interaktif robotlar, doğal dil işleme yetenekleriyle müşteri ihtiyaçlarını kusursuzca anlayıp, en uygun çözümleri sunabiliyor. The 2023 State of Social Media raporuna göre, iş dünyası liderlerinin yüzde 93’ü yapay zeka ve makine öğrenimi yeteneklerinin önümüzdeki üç yıl içinde müşteri hizmetleri işlevlerini ölçeklendirmek için kritik öneme sahip olacağına inanıyor. Aynı rapora göre, tüketicilerin yüzde 76’sı ise şirketlerin müşteri desteğine öncelik vermesini fark ediyor ve takdir ediyor; dolayısıyla bunu yapmayan şirketler kaçınılmaz olarak geride kalıyor.

Yeni Trend: Müşterilerle Arkadaş Gibi DM’leşmek

2021 yılında Merlin Entertainments Türkiye’nin Dijital Danışmanı olduğum dönemde, chatbotları kullanarak pazarlama kampanyalarını müşterilerle doğrudan buluşturdum. Hızlı bir mesajlaşma aracılığıyla, müşterilere özel indirim fırsatları sunmanın yanı sıra çeşitli testlere katılma ve ödüller kazanma şansı da verdik. Bu stratejiler, chatbot pazarlamayı kullanarak, müşterilerle arkadaş olma fikrine dayanıyordu. Müşterilerimizle daha yakın ve kişisel bir bağ kurarak markamızın onlara ne kadar değer verdiğini gösterdik. Bu yaklaşım, müşterilerimizle daha samimi ve kişisel bir bağ kurmamızı sağladı ve markamızın onlara özel olarak ilgilendiğini gösterdi. Geleneksel pazarlama yöntemlerinden farklı olarak, müşterilerimizle doğrudan iletişim kurarak onların ihtiyaçlarını daha iyi anlamamıza ve onlara özel deneyimler sunmamıza imkan tanıdı. Sonuç olarak, pazarlamada ulaşılabilecek son noktanın, müşterilerinizle arkadaşça iletişim kurarak (DMing) onlara özel deneyimler sunmak olduğunun altını çizmekte fayda var.

Geleceğin Pazarlama Dünyası

Yapay zekâ, pazarlama dünyasında yeni bir çağın başlangıcını müjdeliyor. Veri denizinde yüzerek, müşteri davranışlarını analiz ederek ve hatta geleceği tahmin ederek, pazarlamacıların elindeki sihirli değnek haline geliyor. Artık markalar, sadece rakamların ve algoritmaların dünyasında değil, aynı zamanda insanların kalplerine de ulaşabilme potansiyeline sahip. Ancak bu yeni çağda başarılı olmak için sadece teknolojiye değil, aynı zamanda yaratıcılığa ve duygusal zekaya da ihtiyaç var. Peki, yapay zekâ çağında pazarlama alanındaki başarının anahtarı nedir? Belki de asıl soru şu: Markalar, bu büyülü dönüşümde gerçek sihirbazlar mı yoksa sadece izleyiciler mi olacaklar?

Markalar Savaşı başlayacak

Gelecekte, rekabetin daha da kızışmasıyla birlikte markalar arasında bir mücadele başlayabilir. Yapay zekâ gibi yeni teknolojilerin hızla benimsenmesiyle, markaların rekabet avantajı elde etmek için daha yaratıcı ve inovatif pazarlama stratejileri geliştirmeleri gerekecek. Bu süreçte, müşterilerin beklentilerinin ve tercihlerinin anlaşılması, kişiselleştirilmiş deneyimler sunma yeteneği ve hızlı tepki verme kabiliyeti büyük önem kazanacak. Markalar, tüketiciyle derinlemesine bağlantılar kurarak sadakati artırmak ve pazardaki liderliklerini güçlendirmek için mücadele edecekler. Ancak, bu savaşın kazananları, sadece teknolojiyi en iyi kullananlar değil, aynı zamanda insan dokunuşunu da kaybetmeyenler olacak. Sonuç olarak, “Markalar savaşı başlayacak” diyebiliriz, ancak bu savaşın kazananları, tüketiciye değer katan ve duygusal bağlar kuran markalar olacaktır.

HBR-Selin Işık BULUM

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Bankalara Zorunlu karşılıklar yeni ayarı

Yayınlanma:

|

Yazan:

ürkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 25 Mayıs 2025 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan yeni tebliğ ile zorunlu karşılık oranlarında önemli değişikliklere gitti.

2013/15 sayılı tebliğde yapılan değişiklikleri içeren 2025/13 sayılı düzenleme, bankaların Merkez Bankası’na yatırmakla yükümlü oldukları zorunlu karşılık miktarlarını yeniden belirledi.

Yeni düzenlemeye göre, Türk lirası yükümlülükler için belirlenen zorunlu karşılık oranları, vadeye göre farklılık gösteriyor. Örneğin, vadesiz ve 3 aya kadar olan mevduatlarda oran yüzde 17 olarak belirlendi. 6 aya kadar vadeli mevduatlarda ise bu oran yüzde 10 oldu.

Ayrıca Merkez Bankası, yurt dışı kaynaklı fonlar ve repo işlemlerine dayalı krediler için de özel oranlar belirledi. Bankaların yurt dışı repo işlemleri ve kredileri için zorunlu karşılık oranı yüzde 12 olarak açıklandı.

Tebliğ aynı zamanda Merkez Bankası’na bazı esneklikler de tanıyor. Buna göre, Merkez Bankası belirli yükümlülükler için farklı hesaplama yöntemleri uygulayabilecek.

Yeni düzenlemeye zorunlu karşılık oranları şöyle:

🔹 Mevduat / Katılım Fonu (Yurt Dışı Bankalar Hariç)

Vadeye Göre Türü Zorunlu Karşılık Oranı (%)
Vadesiz, ihbarlı, 1 aya kadar ve 3 aya kadar (3 ay dahil) vadeli 17
6 aya kadar (6 ay dahil) vadeli 10
1 yıla kadar vadeli 10
1 yıl ve daha uzun vadeli 10
Kur/fiyat koruma destekli 6 aya kadar (6 ay dahil) vadeli hesaplar 33
Kur/fiyat koruma destekli 1 yıla kadar ve daha uzun vadeli hesaplar 22
Müstakrizlerin fonları 0

🔹 Diğer Yükümlülükler (Yurt Dışı Bankalara Ait Mevduat / Katılım Fonu Dahil)

Vadeye Göre Türü Zorunlu Karşılık Oranı (%)
1 yıla kadar (1 yıl dahil) vadeli 8
3 yıla kadar (3 yıl dahil) vadeli 5,5
3 yıldan uzun vadeli 3
Kalkınma ve yatırım bankalarının 1 yıldan uzun vadeli menkul kıymet ihracı 0

🔹 Yurt Dışından Sağlanan Fonlar / Repo Kaynaklı Yükümlülükler

Vadeye Göre Türü Zorunlu Karşılık Oranı (%)
1 aya kadar (1 ay dahil) yurt dışı repo ve kredi fonları 18
3 aya kadar (3 ay dahil) yurt dışı repo ve kredi fonları 14
1 yıla kadar (1 yıl dahil) yurt dışı banka mevduat/katılım fonu, repo/kredi 12

AMAÇ NE OLABİLİR

  • TCMB, yeni düzenlemeyle vadeye göre farklılaştırılmış ve kaynak türlerine göre ayrıntılandırılmış zorunlu karşılık oranları ile likidite yönetimi, kur istikrarı ve kredi kontrolü gibi alanlarda daha esnek müdahalelerde bulunma yetkisi kazanıyor.

  • Kur korumalı mevduatlara getirilen yüksek oranlar, bu enstrümanların kullanımını azaltmayı amaçlıyor olabilir.

  • Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) 25 Mayıs 2025 tarihli zorunlu karşılık oranlarında yaptığı bu düzenlemenin piyasa, bankacılık sektörü ve genel ekonomi üzerindeki olası etkilerini başlıklar halinde analiz edebiliriz:

    1. Likidite Daralması ve Bankacılık Sektörü Üzerindeki Etki

    🔺 Artan zorunlu karşılık oranları, özellikle kısa vadeli Türk lirası mevduatlar için (%17) bankaların Merkez Bankası’nda daha fazla kaynak tutması anlamına gelir.
    Bu da:

    • Bankaların kredi verme kapasitesini düşürür.

    • Mevduat faizlerinde rekabeti artırabilir (müşterileri daha uzun vadeye çekmek için).

    • Bankaların kaynak maliyeti yükselir, bu da kredi faizlerine yansıyabilir.

    2. Kur Korumalı Mevduatlara (KKM) Darbe

    🔻 Kur/fiyat koruma destekli mevduatlar için %33 (6 ay) ve %22 (1 yıl+) gibi yüksek zorunlu karşılık oranları, bu ürünlerin bankalar açısından caydırıcı olmasına yol açar.

    • TCMB, böylece KKM’yi piyasadan çıkarmaya veya azaltmaya çalışıyor.

    • Bu durum, dövize yönelimi artırabilir veya TL mevduata geçişi zorlaştırabilir.

    • KKM’nin daralması, kur üzerindeki baskıyı artırabilir.

    3. Yabancı Kaynaklı Fonlara Karşı Önlem

    Yurt dışı repo ve kredi işlemlerine %18’e varan zorunlu karşılık getirilmesi, şu anlama gelir:

    • Bankaların yurt dışından kısa vadeli fon sağlama iştahı düşer.

    • Bu durum dışa bağımlılığı azaltabilir ancak dış kaynaklı fon girişinde yavaşlamaya yol açar.

    • Türkiye CDS’i yüksek olduğu için bu kaynaklar pahalı; Merkez Bankası bunun spekülatif sermaye akımlarına karşı önlem aldığını gösteriyor.

    4. TL Vadeli Mevduatlara Teşvik

    Vadeye bağlı zorunlu karşılık farklılaşması:

    • 6 ay ve üzeri vadeli TL mevduatlarda oranlar %10 ile daha düşük tutulmuş.

    • Bu da bankaları daha uzun vadeli TL mevduat toplamaya teşvik ediyor.

    • Amaç: Kısa vadeli dalgalanmaları azaltmak, paranın vadesini uzatmak.

    5. Enflasyonla Mücadeleye Dolaylı Katkı

    • Kredi daralması, talebin baskılanması anlamına gelir.

    • Bu da enflasyonla mücadele çerçevesine hizmet eder.

    • Ancak reel sektör için fonlama sıkıntısı artabilir, özellikle KOBİ’ler zorlanabilir.

    6. Kalkınma ve Yatırım Bankalarına Pozitif Ayrımcılık

    • 1 yıldan uzun vadeli menkul kıymet ihraçlarında %0 oran uygulanması, bu bankaların uzun vadeli projelere daha rahat kaynak bulmasını teşvik eder.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

KMH hesaplarda Vatandaşa tuzaklar

Yayınlanma:

|

Kredimi Mevduat Hesaplarda (KMH), yani halk arasında daha çok bilinen adıyla “ek hesap” ya da “artı para”, vatandaş için acil nakit ihtiyaçlarında kolay bir çözüm gibi görünse de içinde dikkat edilmesi gereken pek çok tuzak barındırır. İşte bu tuzaklar ve riskler:

1. Yüksek Faiz Oranları

  • KMH’lerde uygulanan faiz oranları genellikle ihtiyaç kredilerinden daha yüksektir.

  • Aylık faiz oranı %4 ila %5 arasında değişebilir.

  • Ayrıca gecikme durumunda gecikme faizi + vergiler de devreye girer.

Örnek: 10.000 TL’lik bir KMH bakiyesi 3 ay kapatılmazsa 1.500 TL’ye kadar faiz yükü oluşabilir.

2. Günlük İşleyen Faiz

  • KMH faizi, kullanılan gün kadar işler.

  • Parayı 1 gün bile çekseniz faiz hesaplanır.

  • Hesaba para girdiğinde otomatik tahsilat yapılır, bu da maaşlara direkt el koyma etkisi yaratır.

3. Psikolojik Rahatlık ve Sürekli Kullanım Riski

  • “Nasıl olsa açık hesap var” rahatlığı, kişiyi sürekli borçla yaşamaya iter.

  • Borç döngüsüne girilmesine neden olur.

  • KMH, finansal disiplini bozar.

4. Kredi Notuna Olumsuz Etki

  • KMH limitinin sürekli kullanılması ya da limit aşımı, kredi notunu düşürür.

  • Bu da ileride daha uygun faizli kredilere ulaşma şansını azaltır.

5. Vergi ve Masraflar

  • KMH faizinin yanında BSMV (Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi) ve KKDF (Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu) gibi ek yükler de alınır.

  • Bu oranlar toplamda faiz yükünü %30’a kadar çıkarabilir.

6. Mevduat Hesabı Sanılıyor

  • Vatandaş bazen KMH’yi “kendi parası” sanabiliyor.

  • Oysa bu banka tarafından verilen kısa vadeli kredidir ve iadesi zorunludur.

7. Bankalar İçin Karlı, Vatandaş İçin Tuzaklı

  • Bankalar için KMH, düşük maliyetli ve yüksek getirili bir ürün.

  • Vatandaş için ise kontrolsüz kullanıldığında “borç tuzağı” halini alabilir.

Vatandaş Ne Yapmalı?

✅ KMH limiti açtırmadan önce ihtiyacın gerçekten acil olup olmadığını düşün.
✅ KMH’yi sürekli değil sadece acil durumlar için kullan.
✅ Maaş yatınca hemen kapat.
✅ Mümkünse düşük faizli bireysel kredi alternatiflerini değerlendir.
✅ KMH limitlerini sınırla ya da tamamen kapattır.

KMH, doğru ve dikkatli kullanılırsa işe yarar bir araç olabilir. Ancak bilinçsiz kullanıldığında, vatandaş için sessiz bir borç kapanı haline gelir.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

KGF KREDİLERİ ÖNCEKİLER GİBİ BANKALARIN ZOMBİ FİRMALARINA GİTMESİN

Yayınlanma:

|

KGF Desteği Görünümlü Risk Devrinin Yeniden Sahne Almaması Umuduyla

Yakında açıklanması beklenen yeni KGF kefaletli kredi paketi, reel sektör için umut olsa da, geçmiş deneyimler ciddi bir temkin gerektiriyor. Çünkü daha önceki KGF uygulamaları, amacından sapmış, gerçek bir destek yerine bankalar için bir “risk tahliye operasyonuna” dönüşmüştü.

O dönemde birçok banka, daha önce teminatsız ya da düşük teminatla verdiği mevcut kredileri, yeni açılan KGF paketleriyle kapatmıştı. Yani şirketlerin kasasına yeni bir para girmemiş, sadece mevcut krediler kapatılarak yerlerine KGF destekli krediler kullandırılmıştı. Bu yolla bankalar kendi risklerini kamuya devretmiş, reel sektöre ise sadece kâğıt üzerinde bir “kredi desteği” sunulmuştu.

Sonuç olarak kamu eliyle verilen destek, ekonomiye yeni bir kaynak olarak değil, bankaların bilançosundaki sorunlu kredilerin güvenceye alınması için kullanılmıştı.

Şimdi yeni bir KGF dönemi başlarken, aynı oyunun yeniden sahneye konmaması için dikkatli olunmalı. Gerçek destek, yeni kaynağın reel sektöre ulaşmasıdır. Kredi destekleri, bankaların teminat oyunlarına değil, üretim ve istihdama can suyu olacak projelere yönelmelidir.

Bankalar kurnaz olabilir, ama kamunun görevi uyanık olmaktır.

Yokse geçmiş deneyimlerdeki gibi Zombi firmaların Zombi kredilerini finans edilerek yükü KGF üstüne yüklemek için kullanılmaması dileğiyle…

Erol TAŞDELEN-Ekonomist       www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.