Connect with us

GÜNCEL

Yapı Kredi’den ekonomiye 1,1 trilyon lira kaynak

Yapı Kredi Bankası 2023 yılının 3. çeyreğinde piyasa beklentisi olan 17,8 milyar TL’in oldukça üzerinde 24,6 milyar TL net dönem kârı elde etti.

Yayınlanma:

|

Yapı Kredi’nin yılın 9 ayındaki net grup karı 48,7 milyar TL oldu. Yapı Kredi açıklamasına göre, banka, yılın 9 ayında ülke ekonomisine 1,1 trilyon lirayı aşan kaynak sağladı. Toplam nakdi kredi hacmi yıl başından bu yana yüzde 31 artarak 763 milyar liraya yükselen bankanın aktif büyüklüğü ise 1,7 trilyon lira oldu.

Toplam müşteri mevduatı yılın 9 ayında yüzde 42 artışla 984 milyar liraya çıkan Yapı Kredi’nin, 30 Eylül itibarıyla öz kaynak karlılığı yüzde 46 olarak gerçekleşti. Bankanın yasal düzenleme etkisi hariç sermaye yeterlilik rasyosu ise yüzde 17,8 oldu.

Yapı Kredi Üst Yöneticisi (CEO) Gökhan Erün, Cumhuriyet’in 100. yılında da her alanda Türkiye’yi desteklemeyi sürdürdüklerini belirtti.

Erün, Cumhuriyet’in değerleriyle birlikte büyüyen ve gelişen Yapı Kredi’nin bu yıl 79. yaşını kutladığını ifade ederek, “Kuruluşumuzdan bugüne ulu önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının büyük zorluklarla bizlere 100 yıl önce armağan ettiği Cumhuriyetimizin mirasına sahip çıkmayı, onun yolundan kararlılıkla ilerlemeyi her zaman kendimize görev bildik. Ulu önderimiz Atatürk’ün ‘Vatanını en çok seven, görevini en iyi yapandır’ sözü doğrultusunda 79 yıldır ana faaliyet alanımız finans sektörünün yanı sıra her alanda sınırları kaldırmak ve görevimizi en iyi şekilde yapmak adına var gücümüzle çalışıyoruz.” açıklamasını yaptı.

2023’ün ilk 9 ayında Türkiye ekonomisine 1,1 trilyon lirayı aşan kaynak sağladıklarını aktaran Erün, şunları kaydetti:

“Yılın ilk yarısında, depremden etkilenen illerdeki müşterilerimizin dış ticaret işlemlerinde kullandırılmak üzere 580 milyon dolar tutarındaki ilk sosyal sendikasyon kredisi anlaşmamızı imzalamıştık. Üçüncü çeyrekte de bankamız ve ülkemiz ekonomisine duyulan güvenin bir göstergesi olarak uluslararası piyasalardan sağladığımız kaynaklarla ekonomimizi desteklemeyi sürdürdük. Bu çeyrekte 500 milyon dolar tutarındaki ilk sürdürülebilir eurobond ihracı ve yaklaşık 1 milyar dolar tutarında DPR (Çeşitlendirilmiş Alacak Hakları) işlemi gerçekleştirdik. DPR işleminin yaklaşık 310 milyon dolarlık kısmı sürdürülebilir temalı olurken, 203 milyon dolarlık kısmı uluslararası finans kuruluşları ve sürdürülebilir fonlardan temin edildi. Yapı Kredi olarak Cumhuriyetimizin yeni yüzyılında da ülkemize ve toplumumuza fayda sağlamak için çalışmaya ve her alanda sorumluluk almaya devam edeceğiz.”

“Daha iyi yetişmiş bir nesil için katkıda bulunmayı amaçlıyoruz”

Yapı Kredi’nin kuruluş misyonu doğrultusunda ülkenin geleceği için sadece finans alanında değil, her alanda sınırları kaldırmak amacıyla çalıştıklarını belirten Erün, deprem felaketinin hemen ardından bölgenin yaralarını sarabilmek için ilk günden itibaren sahada olduklarını ifade etti.

Erün, bölgeye sürdürülebilir katkı sağlamak adına Hatay, Adıyaman ve Kahramanmaraş’ta Müşteri İletişim Merkezi ekipleri oluşturduklarını ve çağrı almaya başladıklarını anlatarak, şu değerlendirmede bulundu:

“Bugün ise afet bölgesi için yaptığımız çalışmaları bir üst seviyeye taşıdık. Cumhuriyetimizin 100. yılına ithaf ettiğimiz Yarınlara Kartopu projemizin başlangıcını yine deprem bölgesindeki çocuklarımızla gerçekleştirdik. Yarınlara Kartopu eğitim projemizle 0-6 yaş aralığındaki çocuklarımıza ve ailelerine gelişim alanında destek vererek, çok daha iyi yetişmiş bir nesil için katkıda bulunmayı amaçlıyoruz. Bu kapsamda Prof. Dr. Selçuk Şirin ve uzman proje ekibinin danışmanlığında hazırlanan eğitim içeriklerimiz ve setlerimiz ile afetin etkilediği illerde gönüllülerimiz ve sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte sahadayız. Devam eden süreçte tüm ülkeye yayacağımız projemizle Türkiye’de milyonlarca çocuğumuz ve ailelerini bu eğitimlerimizle buluşturmayı hedefliyoruz.”

“Bireylerin sürdürülebilir dönüşümleri için de çalışmayı sürdürüyoruz”

Erün, tüm çalışmalarının odağında “insana fayda” amacının olduğunu aktararak, bu doğrultuda sürdürülebilirlik alanında atılan adımların önemini bir kez daha vurguladı.

Operasyonel faaliyetlerinden kaynaklanan çevresel ve sosyal etkileriyle birlikte kredilendirme faaliyetlerinden kaynaklanan dolaylı etkiyi de en iyi şekilde yönetmek adına titizlikle çalıştıklarına işaret eden Erün, “Bu anlamda, Bilimsel Temelli Hedefler (SBTi) taahhüdümüzü yerine getirmek için detaylı bir dönüşüm planlaması yapıyoruz. Öte yandan, dünya çapında bankalar için ilk ve tek net sıfır inisiyatifi olan Net Sıfır Bankacılık Birliği’ne katıldık. Bu doğrultuda 2050’ye kadar borç verme ve yatırım portföylerimizi net sıfır emisyonla uyumlu hale getirmeyi taahhüt ettik. Tüm bu öncü çalışmalarımıza ek olarak bu sene, Biyoçeşitlilik için Finans Taahhüdü’ne (FfB) Türkiye’den imza atan tek finans kuruluşu olduk.” ifadelerini kullandı.

Yalnızca kurumların değil, bireylerin sürdürülebilir dönüşümleri için de çalışmayı sürdürdüklerini belirten Erün, şu değerlendirmeyi yaptı:

“Bireysel dönüşümü tetiklemek adına hayata geçirdiğimiz Yapı Kredi Sürdürülebilir Tercih Programı yani Yapı Kredi Step’teki üye sayımız 350 bine ulaştı ve bu sayı hızla artıyor. Şimdiye kadar Step üyesi müşterilerimiz sağlıklı tercihleriyle 34 milyon adet kağıt ile 3 bine yakın ağaç tasarrufu sağladı. Bu sayı yükseldikçe sağlıklı sürdürülebilir bir gelecek için yaratılan fayda da büyüyecek. Ülkemizdeki sürdürülebilirlik bilincini ve kültürünü ileri taşımak için öncülüğünü yaptığımız Yapı Kredi Step ile kalıcı, çözüm odaklı ve sürdürülebilir bir katkı sağlıyoruz. Topluma, insana ve doğaya dost sürdürülebilir gelecek hedefiyle düşük karbonlu ekonomiye geçişi desteklemek adına tüm paydaşlarımızın dönüşümü tetikleyecek çalışmalar yapmayı ve paydaşlarımızın sürdürülebilir dönüşümlerine öncülük etmeyi sürdüreceğiz.”

“Girişimcilik ekosistemini ileri götürmeye devam edeceğiz”

Sürdürülebilirliğin itici gücü olarak gördükleri dijital bankacılık alanında da yıllardır sektöre yön veren çalışmalara imza attıklarını anlatan Erün, girişimcilik programı Yapı Kredi FRWRD ile ülkedeki inovasyon kültürü ve girişimcilik ekosistemini de desteklediklerini vurguladı.

Erün, “Dijital dünyanın bugünü ve yarınına yön vereceğini düşündüğümüz inovasyon kültürü ve girişimcilik ekosistemini çok önemsiyoruz. Bu doğrultuda, Yapı Kredi olarak ülkemizi geleceğe taşıyacak yüksek katma değerli projelerin geliştirilmesine öncülük etmek ve girişimcileri desteklemek adına Yapı Kredi FRWRD ile güçlü bir inovasyon kültürü ve ekosistemi oluşturduk. Son olarak KOSGEB desteği ile gerçekleştirdiğimiz Yapı Kredi FRWRD Global ile yapay zeka girişimlerine, başta Estonya ve Finlandiya olmak üzere Avrupa’da kendilerini tanıtma, büyütme ve global pazarlara açılma imkanı sunduk. Yapı Kredi olarak girişimlere sağladığımız desteklerle ülkemizde girişimcilik ekosistemini ileri götürmeye devam edeceğiz.” açıklamasında bulundu.

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Mahfi Eğilmez cevapladı: Vatandaş niçin döviz satışına başladı

Yayınlanma:

|

Yazan:

Yerel seçimlerden sonra döviz kurlarında sabitleşme eğilimi oluşunca döviz bozdurma eğilimi hızlandı. Son haftalarda yabancı para mevduatındaki (soldaki grafik) ve Türk Lirası mevduatındaki (sağdaki grafik) eğilim şöyle (grafikler BDDK günlük bültenden alındı):

Görüleceği gibi yabancı para mevduat gerilerken TL mevduat yükseliyor. İnsanlar ellerindeki, banka mevduat hesaplarındaki dövizlerini bozdurup TL mevduat hesabı açıyorlar. Bunun iki nedeni var: (1) Bankalar döviz mevduatına faiz vermiyor. (2)  USD/TL kuru son zamanlarda sabitleşme eğilimi gösteriyor ve yakın gelecekte kurun gerileyeceği tahmin ediliyor.

 Bu durumu bir tablo eşliğinde anlatalım. Burada dolardan TL’ye çevrilen paranın üç ay süreyle (yıllık yüzde 50 üzerinden) üç ay süreyle yüzde 12,5 net faizle hesapta kalmasını örnek aldım.

Bankada sıfır ya da sıfıra yakın faizle 100.000 dolar mevduatı bulunan bir kişi bu parasını bugünkü 32,20 USD/TL kurundan TL’ye çevirdiğinde 3.220.000 TL’si olur. Bunu bankaya üç aylık TL mevduat olarak yatırdığında (yıllık yüzde 50, üç aylık yüzde 12,5 vergi sonrası net faiz hesabıyla) üç aylık vade sonunda eline anapara + faiz olarak 3.622.500 TL geçer.

Eğer bu dönem sonunda USD/TL kuru değişmeden kalmışsa bu parayı tekrar dolara çevirdiğinde (3.622.500 / 32,20 =) 112.500 doları olur. Aynı miktarı dövize dayalı bir yatırım fonuna yatırmış olsaydı üç ay sonunda (üç aylık ortalama yüzde 1,25 net getiri hesabıyla) 101.250 doları olacaktı. Bu durumda bu kişi parasını TL’ye çevirip mevduat yaparak fonda tutmaya göre (112.500 – 101.250 =) 11.250 dolar daha fazla kazanç sağlamış olur.

Buna karşılık bu dönem sonunda USD/TL kuru 35,80’e yükselmişse anapara + faiz toplamı 101.187 dolara gerilemiş olursa parayı dolar fonunda tutmaya göre oluşan avantaj ortadan kalkmış olur ve parasını mevduata yatırmakla fonda tutmaya göre 63 dolar zararlı çıkar.

Benzer işlemleri yurt dışından dolarla borçlanıp yapanlar da var. Buna carry trade deniyor. Carry trade; bir yerden düşük faizle kredi alıp başka yerde yüksek faizle borç vererek aradaki faiz farkından yararlanma işlemidir. Bunu da bir örnekle açıklayalım.

Bir Amerikan fon şirketinin ABD’deki bankasından yüzde 5 yıllık faizle 1.000.000 dolar çekip Türkiye’ye getirdiğini, 32,20 kuru ile bozdurup 32.220.000 TL aldığını varsayalım. Bu fon şirketinin bu parayı aynı gün (üç aylık yüzde 12,5 net faiz hesabıyla) üç ay vadeli olarak bankaya yatırdığını varsayalım. Tablo şöyle olacaktır:

Bu şirket üç aylık vade sonunda bankadan anapara + faiz olarak (32.200.000 x 1,125 =) 36.225.000 TL alacaktır.

Eğer bu üç ay sonunda kur değişmeden 32,20 olarak kalmışsa bu şirketin anapara + faiz toplamı (36.225.000 / 32,20 =)  1.125.000 USD, buna göre kazancı (ABD bankasından aldığı anapara + faiz olan 1.015.000 dolar düşüldüğünde) 110.000 dolara denk gelecektir.

Buna karşılık bu üç ay sonunda kur 35,69’a yükselmişse bu fon şirketi aynı hesapla gidersek 10 dolar zarar etmiş olacaktır.

Doları, TL’ye çevirerek TL mevduata yatırıp yüksek faizden yararlanarak dolar kazancı elde etmenin iki koşulu var: (1) TL mevduat faizinin yüksek olması. (2) Kurun üç aylık süre sonunda 35,70’i aşmaması.

Son dönemde dövizdeki çözülme ve TL mevduattaki artış burada anlattığım şekilde yapılan işlemler nedeniyle oluyor. Böylece kur sabit kalıyor hatta geriliyor. Bu gelişimin ilk olumlu görüntüsü dolarizasyon oranındaki gerileme olarak karşımıza çıkıyor. Bu dövizler bankalara oradan da Merkez Bankası’na geldiği için rezervleri arttırma gibi olumlu bir görünüm de yaratıyor. Kurun düşük kalması dolar cinsinden hesaplanan GSYH’nin ve kişi başına gelirin yüksek görünmesini sağladığı için sanal bir iyileşme sergiliyor. Öte yandan kurun düşük kalması üretiminin önemli bölümü ithalata bağlı olan ekonominin ithal girdi maliyetlerinin düşmesine ve dolayısıyla maliyet enflasyonunun frenlenmesine yol açıyor. Buna karşılık bu işlemlerin ciddi riskleri var: (1) Kurun sabit kalması ya da gerilemesi Türk Lirasının aşırı değerli hale gelmesine yol açarak ihracatı sıkıntıya sokarken ithalatı teşvik edici etki yaratıyor. Bunun etkilerini önümüzdeki dönemde yaşayacağız. Merkez Bankası bu durumu önlemek için bu kez döviz satın almaya yöneliyor. (2) Şirketler, dövizle borçlanıp bu işlemi yapmak için döviz pozisyonu açma (açık pozisyon) yolunu seçiyorlar. Ki bunun yarattığı sorunlar Türkiye’yi 2001 krizine getirmişti. (3) Ülke, yeniden sıcak para cenneti haline geliyor. Kurda biraz hızlı yukarı yönlü hareket olması halinde bu akım hızla tersine dönebilir ve bu kez kur hızla yükselir ve döviz sıkıntısı yaşanabilir.

2021 yılında, enflasyon yükselme eğilimindeyken faizleri düşürmeye başlamanın sıkıntılarını çözmek için önce kur korumalı mevduat denendi. Bu deneme bir faciaya yol açtı: Faiz vermeyelim derken çok daha fazla paralar ödendi Merkez Bankası tarihi bir zarar yazdı. Henüz o mesele çözülemeden bu kez de yakın geçmişte yaşadığımız carry trade olayı tekrar canlandı ülke yeniden sıcak para cenneti haline geldi.

Hep söyledik: Eğer rezerv paraya sahip değilseniz ve enflasyonunuz yüksekse tek başına faizi düşürerek ekonomiyi bozabilirsiniz ama tek başına faizi yükselterek ekonomiyi düzeltmezsiniz.

Ya da yüzlerce yıl önce Çinli bilgelerin dediği gibi “bin doğru adım bir yanlış adımı düzeltmeye yetmez.”

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Garanti BBVA CEO Baştuğ: “Kredi kartlarına sınırlama getirilmeli”

Geçen yıl krediler yüzde 50 artarken, kredi kartlarında bunun üç katına varan artışlar olduğunu dile getiren Garanti BBVA Genel Müdürü Recep Baştuğ, tüketimin sakinleşmesi için kredi kartlarına ilişkin adım atılması gerektiğini söyledi. Yıl sonunda enflasyonun baz etkisiyle yüzde 45’e gerileyeceğini belirten Baştuğ, asıl mücadelenin bundan sonra başlayacağını ifade etti.

Yayınlanma:

|

Yazan:

Ülkedeki en büyük sorunun enflasyon olduğunu söyleyen Garanti BBVA Genel Müdürü Recep Baştuğ, enflasyonun dizginlenmesi ve tüketimin yavaşlaması için kredi kartlarına sınırlama getirilmesi gerektiğini savundu.

Geçen yıl krediler yüzde 50 artarken, kredi kartlarında bunun üç katına varan artışlar olduğuna da değinen Garanti BBVA Genel Müdürü Recep Baştuğ, kredi kartı faizlerinin çok düşük kaldığını ve herkesin bu kanala yüklendiğini söyledi. Bu yıl ise 2023’e göre büyüme hızının yavaşladığını ancak yine de kredi kartlarıyla alakalı büyümenin önüne geçecek bir şeylerin yapılması gerektiğini belirten Baştuğ, “Geçen yılın büyümesi tüketimden geldi. Çılgınca bir tüketim yapıldı. Bunun baskılanması, düşmesi lazım. Ülke olarak tüketimle ilgili olarak sakinleşmemiz lazım, daha az tüketmemiz ve büyümeyi başka kaynaklardan elde etmemiz lazım” dedi.

Parasal sıkılaşma politikaları gereği bireysel kredilerde bankaların yüzde 2 büyüme sınırı olduğunu hatırlatan Baştuğ, “Bankalar bireysel kredilerde bu sınırı aşmaları halinde ciddi cezalar ödüyorlar, bu nedenle de aşmamaya özen gösteriyorlar. Bu yıl kredi talebi artsa bile yükselmiş faizle bu baskılanacaktır bireysel taraf için. Tüzel taraf için de benzer bir dünya var, orada da belli sınırlar var. Ortalama enflasyonun yüzde 54-55 seviyesinde biteceğini düşünürsek onun çok altında bir kredi büyümesiyle yılı tamamlarız diye düşünüyorum. Buradan herkes nasibini alacak. Ama hâlâ kredi kartlarıyla alakalı büyümenin önüne geçecek bir şeylerin yapılması gerektiği düşünüyor ve bekliyoruz” dedi.

“Kredi talebi Döviz cinsine kaydı”

Kurda öngörülebilirlik artınca kredi talebinin döviz cinsinden kredilere doğru kaydığını belirten Recep Baştuğ, “Bu talebin kayma nedenlerinden birisi de TL kredilerdeki yüksek faiz oranları. Türk bankaları döviz cinsinden kredi vermeyi, Türk şirketleri de döviz cinsinden kredi kullanmayı öğrendiler. Şu an verilen kredilerin doğru yerlere gittiğini düşünüyorum. Eskisi gibi kurun artışıyla herhangi bir sıkıntı yaratacak bir durum yok. Banka sermayeleri çok güçlü. Topladığımız para sattığımız paradan daha az. Bu trend devam ederse TL miktarı artacaktır. Bankalar kazandıkları parayla eleştirirler. Bankanın amacı kârı ile sermayesini enflasyona ezdirmemektir. Bankaların üzerindeki yük şu anda kârlılıkta kendini gösteriyor” değerlendirmesini yaptı.

20 milyar dolarlık döviz girişi oldu

Seçimden sonra dışarıdan 20 milyar doları bulan bir döviz girişi olduğunu, bireylerin yatırım tercihlerinde de artan oranda TL’leşme gözlemlediklerini söyleyen Recep Baştuğ, “Şu anda gelen paralar yatırım için gelen paralar değil. Onun biraz daha vakti var. En büyük miktar swapla gelen para, ikinci büyük para Türk eurobondlarına geldi. Sonrasında TL Hazine bonolarına ve Borsaya geldi. Rakam her geçen gün artıyor” dedi.

bloomberght

Okumaya devam et

GÜNCEL

TurkNet’ten 19 Mayıs’a Özel Film: ‘Işığım Atatürk’

Türkiye’nin yeni nesil internet servis sağlayıcısı TurkNet, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı, başarı öyküsü yaratmış gençlere yer verdiği ve ‘Atatürk bugün hayatta olsaydı bize ne söylerdi’ sorusuna yapay zeka teknolojisi ile yanıt aradığı ‘Işığım Atatürk’ filmiyle kutluyor.

Yayınlanma:

|

Yazan:

Dünya standartlarında hızlı interneti herkes için erişilebilir kılmayı hedefleyen TurkNet, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’na özel, gerçek hikayeler ve onların gerçek sahiplerinin rol aldığı bir film hazırladı.

Kaju İstanbul tarafından çekilen ‘Işığım Atatürk’ filminin senaryosu ve fikrinin tamamı TurkNet çalışanlarına ait. 19 Mayıs’a adanmış olan filmin en önemli özelliği ise Atatürk’ün gençliğe miras bıraktığı eserler ile son yıllarda gençler üzerinde yapılan araştırmalar ışığında ‘Atatürk bugün hayatta olsaydı gençlere ne söylerdi?’ sorusuna yapay zeka araçları eğitilerek yanıt aramış olması.

Gül Sağır Aydın; ‘Gençler harekete geçmek için sabırsızlanırken TurkNet de onlara ihtiyacı olan hızı sunuyor

TurkNet’in Büyümeden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı (CGO) Gül Sağır Aydın projenin çıkış noktasını şu sözleri ile anlattı: ‘Gençlerin özgürlük, fırsat eşitliği ve istihdam gibi konulardaki endişeleri, yapılan tüm araştırmalarda sıkça ortaya konuluyor. Ancak aynı araştırmalar, gençlerin dünyanın daha iyi bir yer haline geleceğine olan inançlarının yetişkin bireylere kıyasla %50 daha fazla olduğunu ve artan krizlere karşı harekete geçmek için sabırsızlandıklarını gösteriyor. Filmde TurkNet’in, gençlere keşfetme, öğrenme ve kendilerini ifade etme gücü veren güvenli ve hızlı internet bağlantısı sağlama konusundaki kararlılığını vurgulamak istedik ve destekleyici-geliştirici bir topluluğun rolünü sembolize eden bir senaryo üzerinde çalıştık’.

Gençleri #IşığımAtatürk hashtag’i ile hikayelerini paylaşmaya davet ediyoruz’

‘Gençlere imkan verildiğinde tutku ve motivasyonla neler başarabileceklerini gösteren bu projede, Atatürk’ün ilkelerine ve inkılaplarına rehber olarak bakmanın önemini hatırlatıyoruz’ diyen Aydın film hakkında ise şu bilgileri verdi: ‘Filmde TurkNet’in her daim gençlerin yanında olma misyonu çerçevesinde destek verdiği gençler rol aldı ve hikayeleriyle hayallerini gerçekleştirmek isteyen herkese ilham oldu. Projedeki amacımız, başarının uzak ve çok zor kazanılan bir hedef olmadığını, her birimizin küçük ya da büyük hayalinin kıymetli ve ulaşılabilir olduğunu vurgulamak. Bu sebeple tüm gençleri #IşığımAtatürk hashtag’i ile onlara adanmış bu özel günde başarı ve hayallerini paylaşmaya davet ediyoruz.’

 

Okumaya devam et

KATEGORİ

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

KRIPTO PARA PİYASASI

BORSA

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.