Connect with us

EKONOMİ

Pfizer / COVID-19 aşısı: 2021 satış gelir tahmini 33,5 milyar dolar!

Yayınlanma:

|

  • Küresel mali piyasalar dün gün boyu, gece geç saatlerde sonuçlanacak FED’in olağan Temmuz ayı toplantısını sakin bir eğilim kaydederek bekledi. FED’in ana politika duruşunda herhangi bir değişikliğe gitmeyeceği beklentisi hakimken, piyasalar, toplantı ardından mikrofon karşısına geçecek Başkan Powell’ın konuşmasını bekledi. 
  • FED, politika faizinin %0,00-0,25 bandında sabit tutarken, aylık 120 milyar dolarlık tahvil alımı programını ise aynen korumaya devam etti. Karar ardından yayınlanan politika metninde, kelime öbeklerinde hafif değişiklikler görülse de, FED’in işgücü piyasasında belirgin bir iyileşme sağlanana kadar desteklerini sürdüreceğini inancı ağır bastı. 
  • Karar metnine giren bazı yeni kelimeler, FED’in daha şahin bir kulvara mı yöneliyor sorusunu zihinlere taşısa da, basın toplantısında Başkan Powell pürüzleri giderirken, FED’in tahvil alımlarını azaltma noktasında tartışmaya başladığın ima ederken, zamanlaması konusunda ise henüz karar verilmediğine işaret etti.  
  • Powell, ekonominin hedefler paralelinde ilerlediğini, ancak hedeflere daha uzun bir yol olduğunu belirterek, FED’in destekleri bir süre daha koruyacağının altını çizerek, küresek risk iştahının da yeniden olumluya dönmesine neden oldu. 
  • Dün de bültenimizde paylaştığımız ana duruşumuza paralel, FED kararı ardından ABD Doları küresel bazda zayıflama kaydetti. Doların piyasa kuru olan  DXY, kritik bir eşik olan 92,8 seviyesinin üzerinde tutunamayarak bu sabah 92,1 seviyesine kadar geriledi.  
  • Bundan sonra, haliyle, gözler açıklanacak enflasyon verilerinde olacak. Enflasyon “geçici” faktörlerle multi yılların zirvesine yükseldiği bir ortamda, enflasyonun FED’in öngörüsüne paralel ilerlemesi, piyasalar açısından olumlu, aksi ise büyük bir piyasa türbülansını beraberinde getireceğini düşünüyoruz. 
  • Bir son not ile FED konusun noktalayalım. Her sene ABD’nin Jackson Hole kasabasında düzenlenen ve Merkez Bankası başkanlarının katıldığı toplantı, bu yıl 26-28 Ağustos tarihlerinde düzenlenecek. Vakti zamanında, efsane Başkan Bernanke’nin parasal genişleme konusunda yapmış olduğu sürpriz sonrası, her daim Jackson Hole toplantıları farklı bir gözle takip ediliyor. 
  • Dün gece, FED’in destekleyici duruşu ardından, DXY’nin de boynunu bükmesine paralel, kıymetli madenler yönünü hafif de olsa yukarıya çevirdi. Gümüş haftabaşı 24,45 dolar seviyelerine kadar gerilemesi ardından 25,20 dolar seviyesine toparlarken, altının da 1,820 dolar seviyesine doğru yükseliş kaydettiğini görüyoruz. Normal şartlarda, ABD reel getirisinin eksi olduğu bir ortamda, kıymetli madenlerin çok farklı bir noktada olması gerekirken, yükselişte isteksiz kalmalarını da bir türlü anlamlandıramıyorum. 
  • Doların değer kaybetmesi ile, kripto paraların amiral gemisi Bitcoin, aylardır devam eden aşağıda 29bin yukarıda ise 41bin sıkışmasının üst tarafını dün bir kez daha test etti. Görüşümüzde herhangi bir değişiklik yok. Sıkışma bandının üst tarafı yukarı yönlü herhangi bir nedenle delinirse, piyasanın alıcıların kontrolüne geçmesini bekliyoruz. Aksi takdirde, teknik bir bakış açısı ile aşağıda 21bin dolar seviyesi halen daha kartlar arasında yer alıyor. 
  • Türk mali piyasaları ile ilgili yazacak uzun uzadıya pek de birşey bulamıyoruz. Yaz rehavetinin ağırlığı hissedilirken, son aylarda aşırı satışlar boyun eğen TL’nin son haftalarda gündemin de cılız olması nedeniyle 8,55 seviyelerinde yatay bir şekilde salınmaya devam ettiğini, faiz avantajı nedeniyle aşağıda 8,50 belki de devamında 8,42 seviyelerine doğru bir süzelme de görebileceğimizi göz ardı etmiyoruz. 
  • Yeni gün başlangıcında, FED’in enflasyonu “geçici” görüp ‘hep destek, tam destek’ duruşunu korumasına ilaveten, ABD Senatosu’nun, Başkan Biden’ın  1,2 trilyon dolarlık altyapı tasarısına yeşil ışık yakması, piyasalarda var olan iyimserliği kamçılayacağını düşünüyoruz. 
  • Küresel risk iştahının canlanmasına paralel, Brent cinsi ham petrolün varil fiyatı yeniden 75 dolar seviyesinin üzerine yükseldi. Günü bitirmeye çalışan Asya borsalarında hakim renk yeşil ve yükselişler göze çarpıyor. Hong Kong borsası %2,7 yükselişle başı çekerken, ABD borsalarının vadeli işlemlerinde kısmen de olsa temkinli hava dikkat çekiyor. 
  • Bugün içeride TCMB yılın üçüncü Enflasyon Raporu’nu açıklayacak. Rapor ardından mikrofon karşısında bu sefer de Başkan Kavcıoğlu geçecek. Saat 10:30’da başlayacak sunumunda, TCMB’nin enflasyon ile ilgili revizyonları ve Başkanın iletişim dili önem arz edecek.
  • Öte yandan vaka sayılarının hızla artmaya devam ettiğini görüyoruz. Daha 1 ay önce Türkiye’de neredeyse 5bin seviyelerine kadar gerileyen yeni vaka sayısı dün 22bin kişiyi aştı! Hastanede yatanların %95’inin aşılarını tamamlamayanlar olduğu açıklandı. KKTC’de dün testi pozitif çıkan kişi sayısı 163 ile rekor kırdığını not edelim. Aşı karşıtlığı nedeniyle, dünya genelinde tedbirlerin sertleşeceğini düşünüyoruz. Mesela, ABD’de federal çalışanlar için aşı zorunlu olduğunu açıklanırken, pek çok iş yeri de aşıyı kriterler arasına almaya başladı. 
  • Hazır aşıdan söz etmişken, Pfizer dün yaptığı açıklamada, COVID-19 aşısı için 2021 satış tahminini %29 artırarak 33,5 milyar dolara yükselttiğini; Alman ortağı BioNTech ile geliştirilen aşının üçüncü dozuna da ihtiyaç duyacağına inandığını söyledi. Pfizer ve BioNTech bu yıl 3 milyar doz aşı üretmeyi hedefliyor. Pfizer, 2022’de daha fazla satış yapmasını sağlayabilecek üçüncü “takviye” doz aşının gelecekte gerekebileceğine inandığını belirtiyor. Şirket en erken Ağustos’ta ek doz aşısının acil durum kullanımı için başvuruda bulunacağını açıkladı. Daha fazla yorum yapmadan bu konuyu noktalayalım!

İKTİSATBANK – Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Mevcut Enflasyon ve Faiz Oranlarıyla Yatırımcı Yeni Yatırım Yapar mı?

Yayınlanma:

|

Yazan:

Yüksek enflasyon oranının getirdiği yüksek faiz politikası haliyle başta ticari krediler olmak üzere tüm kredi türlerinde de faiz oranlarının artmasına neden oluyor.Şu an kredibilitesi yüksek ve ekonomik olarak büyük hacimlere sahip şirketler dahi piyasadan % 50 TL faiz oranları ile borçlanabiliyor. KOBİ vb. gibi diğer işletmelerin kullanabildikleri kredilerin faiz oranları ise % 60 bandını aşmış durumda.

Peki kredi piyasası açısından tek kötü haber faiz oranlarının yükselmiş olması mı? Maalesef hayır, bankaların kredi verme iştahı da azalmış durumda ve haliyle eskiye nazaran parasal olarak da verilen kredilerin büyüme hızında da ciddi bir yavaşlama görülmekte.Nitekim kredilerin mevduata oranı (KMO)% 80-90 bandına gerilemiş durumda..

Yeterince kredi bulunsa dahi mevcut faiz oranları düşünüldüğünde yatırımcının yatırım yapması da sanıldığı kadar kolay görünmemekte. Malumunuz yatırımcının işletmesine koyduğu sermayenin getirisi asgari olarak risksiz faiz oranı olan hazine kağıtlarının ya da banka mevduat getirisinden fazla olmalı ki yatırımcı risk alarak yatırım yapsın. Üstelik gelir kaybı nedeniyle tüketici talebinin azaldığı hem de yüksek işsizlik sebebiyle kişilerin gelecekte elde etmeyi umdukları gelirleri elde edip edemeyeceklerinden emin olmamaları da onları harcama bakımından daha da muhafazakar hale getirmişken bunu başarmak gerçekten daha da zorlaşıyor.

Onur ÇELİK-CFO/YMM

Okumaya devam et

EKONOMİ

Geleceğin Uzun Tarihi: Hayaller, Teknoloji ve Gerçeklik Arasında Bir Yolculuk

Yayınlanma:

|

İnsanlık tarihi, geçmişin izlerini taşırken geleceğe dair umutlar, korkular ve öngörülerle şekillenmiştir. Teknoloji ilerledikçe bu gelecek tahayyülleri daha somut, daha ulaşılabilir ve bir o kadar da kontrol edilebilir hale geldi. Nicole Kobie’nin kaleme aldığı The Long History of the Future” (Geleceğin Uzun Tarihi), tam da bu noktada devreye giriyor: Geleceğin ne olduğuna, kim tarafından kurgulandığına ve nasıl yönlendirildiğine ışık tutuyor.

Gelecek Fikri Yeni Değil, Ama Daha Güçlü

Kobie, geleceğe dair düşünmenin yeni bir refleks olmadığını vurguluyor. Antik çağlardan bugüne kehanetler, ütopyalar, distopyalar ve bilimkurgu eserleri aracılığıyla insanlar kendi zamanlarını aşan kurgular üretmişlerdir. Ancak asıl dikkat çekici olan, bu kurguların bireylerin değil; hükümetlerin, şirketlerin ve teknoloji elitlerinin elinde birer araç haline gelmesidir.

Silikon Vadisi’nin “Geleceği” Satın Alması

Günümüzde geleceği tanımlayan en güçlü aktörler teknoloji şirketleri. Silikon Vadisi merkezli bu yapılar, yalnızca yeni teknolojiler üretmekle kalmıyor; bu teknolojilerin hayal ettirdiği geleceği de pazarlıyor. Nicole Kobie’ye göre bu “gelecek satışı”, kapitalist sistemin en sofistike manipülasyonlarından biri. Çünkü artık insanlar, daha iyi bir geleceği hayal etmek yerine, sunulan vizyonlara razı olmayı tercih ediyor.

Bilimkurgu ve Politik Gerçeklik

Kobie, bilimkurgu edebiyatının ve filmlerinin yalnızca eğlence değil, politik bir arka plana sahip olduğunu savunuyor. 1984, Brave New World, Black Mirror gibi eserler birer uyarı değil, zamanla “olası senaryolara” dönüşüyor. Bu da gelecek tahayyüllerinin aslında günümüz karar vericileri tarafından birer araç olarak nasıl kullanıldığını ortaya koyuyor.

Teknoloji Tarafsız Değildir

Yazar, teknolojinin asla tarafsız olmadığını açıkça ifade ediyor. Hangi teknolojinin geliştirileceği, kimler için geliştirileceği ve hangi ihtiyaçlara cevap vereceği tamamen ideolojik kararlarla belirleniyor. Yapay zeka, gözetim sistemleri, uzay yolculukları veya dijital ekonomi: Hepsi birer gelecek inşasıdır. Ancak bu gelecek, herkes için eşit derecede ulaşılabilir değil.

Hayal Edilen Gelecek mi, Dayatılan Gelecek mi?

Kitabın temel sorusu şu: Gelecek gerçekten insanlığın ortak aklıyla mı belirleniyor, yoksa güçlülerin çıkarına göre mi kurgulanıyor?

Nicole Kobie’nin cevabı net: Bugün bize “ilerleme” adı altında sunulan çoğu şey, belirli çevrelerin çıkarlarına hizmet eden bir gelecek tasarımıdır. Bu tasarım, medya yoluyla yaygınlaştırılır, teknolojiyle pazarlanır ve politikalarla meşrulaştırılır.

Nicole Kobie The Long History of the Future – Narrative Species

Geleceği Kimin İçin Tasarlıyoruz?

“Geleceğin Uzun Tarihi”, sadece teknolojiye veya inovasyona değil, bu olguların arkasındaki güç ilişkilerine dikkat çeken önemli bir eser. Nicole Kobie, okura şu çağrıyı yapıyor:

“Geleceği başkalarının kurgulamasına izin vermeyin.”

Çünkü bir toplumun geleceği, ancak kolektif akıl ve etik bir vizyonla kurgulandığında adil ve sürdürülebilir olabilir. Aksi halde geleceğimiz, geçmişin hatalarına benzeyen ama daha sofistike bir kabusa dönüşebilir.

Okumaya devam et

EKONOMİ

Yaşayan Ölüler Aramızda: Finansal Zombi Krizi

Yayınlanma:

|

Ekonomide görünmez ama hissedilen bir tehlike var: Zombi şirketler. Gelirleri borçlarının faizini bile karşılamayan, piyasada sadece dış desteklerle ayakta kalan bu firmalar, yalnızca kendi varlıklarını değil, tüm ekonomik yapının sağlığını tehdit ediyor.

Zombi Şirket Nedir?

Zombi şirketler, faaliyetlerinden elde ettikleri kazançla borçlarının faizini dahi ödeyemeyen, ancak çeşitli yollarla piyasada tutulan işletmelerdir. Bu yollar arasında:

  • Sürekli borç çevrimi

  • Siyasi baskılarla alınan krediler

  • İflas erteleme ya da konkordato kullanımı

  • Kamu bankaları veya fonları yoluyla yapılan kurtarmalar

bulunur. Bu firmalar aslında çoktan iflas etmişlerdir; ancak piyasa gerçekleri bunu henüz kayda geçmemiştir.

Ekonomiye Verdikleri Zararlar

1. Kaynakların İsrafı

Finansal sistemde sınırlı olan kaynaklar (kredi, iş gücü, teşvik vb.) verimli firmalara değil, aslında çoktan ölmüş bu “zombilere” aktarılır. Bu durum, ekonomik büyümenin kalitesini bozar.

2. Rekabetin Bozulması

Zombi firmalar, zarar etmelerine rağmen piyasada kalabildikleri için fiyatları baskılar, daha sağlıklı ve verimli firmaların piyasadan çıkmasına neden olur. Bu da yenilikçiliği ve teknolojik gelişmeyi engeller.

3. Banka Bilançolarında Risk

Bankalar zombi firmalara kredi verdikçe tahsil edilemeyen alacaklar artar. Sorunlu krediler (NPL) yükselir ve banka sistemine duyulan güven zedelenir.

4. Yatırımcı Güvensizliği

Piyasada “kimin sağlıklı kimin batık” olduğu belli olmaz. Şeffaflık kaybolur. Bu da doğrudan yatırımların ve risk iştahının düşmesine yol açar.

5. Verimlilik Kaybı

Zombi firmalar büyüme rakamlarını yapay olarak şişirebilir ama toplam faktör verimliliği düşer. Ekonomi görünürde büyürken, içeride çürümeye başlar.

Türkiye Örneği: Sessiz Kriz

Türkiye’de özellikle son yıllarda düşük faiz politikaları ve kredi genişlemesi, zombi firmaların sayısını artırdı.

  • KGF destekli krediler,

  • İflas erteleme/kurtarma kültürü,

  • Siyasi olarak ayakta tutulan kamu projeleri,

bu yapıyı besledi. Bu durum, verimli firmaları cezalandırırken, “ölü şirketlerin” yaşamaya devam ettiği bir ekonomik iklim yarattı.

Ekonomik Risk: Zincirleme Çöküş

Faizler yükseldiğinde veya destekler çekildiğinde bu zombi firmalar zincirleme şekilde batmaya başlar. Bu da domino etkisiyle:

  • Bankacılık krizine,

  • İşsizlik artışına,

  • Güvensizlik ortamına,

neden olabilir. Türkiye’nin son yıllarda yaşadığı konkordato patlaması bu riski açıkça göstermektedir.

Yaşayan Ölülerden Kurtulmak

Ekonominin sağlıklı işleyebilmesi için kaynakların doğru yönlendirilmesi şarttır. Zombi şirketlerin desteklenmesi değil, piyasa içi doğal seleksiyonun işlemesi, güçlü firmaların güçlenmesi gerekir.

Zombi ortamı kısa vadede siyasi rahatlama getirse de uzun vadede büyümenin yapısını çürütür.

Erol TAŞDELEN-Ekonomist    www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.