Connect with us

GÜNDEM

21 il 44 nokta Türkiye alev alev yanıyor

Yayınlanma:

|

Türkiye’de 48 saatte 21 ilde 44 ayrı noktada orman yangını meydana geldi. Bu yangınların 23’ü kontrol altına alınırken Muğla, Aydın, Antalya, Karaman, Kütahya, Mersin, Adana, Osmaniye ve Kayseri’deki 21 farklı alanda yangın devam ediyor. Devam eden yangınlarda en ağır tahribat Antalya’nın Manavgat ilçesinde meydana geldi.

Manavgat yangınında üç kişi hayatını kaybetti

4 farklı ormanlık alanda çıkan yangın kısa süre içinde yerleşim alanlarına doğru ilerledi. Manavgat Belediye Başkanı Şükrü Sözen ilçede en az yedi mahallenin yaşanamaz hale geldiğini açıkladı.

Bir harita, gökyüzü ve şunu diyen bir yazı 'Emet KÜTAHYA AYDIN Didim Milas Bodrum MUĞLA Mar Marmaris KAYSERİ Aladağlar Feke Aladağ Kozan ADANA Ceyhan OSMANİYE Merkez Kadirli Döşemealtı ANTALYA Akseki MERSİN Manávgat Bózyazı Alanya Silifke Aydıncık' görseli olabilir



Sağlık Afet Koordinasyon Merkezi (SAKOM) Manavgat yangınında şu ana kadar üç kişinin öldüğünü belirtirken yangından etkilenen 158 kişiden 38’inin tedavileri devam ediyor.

Yalnızca Manavgat’ta çıkan yangında şu ana kadar en az 650 hektar ormanlık alanın yok olduğu belirtiliyor.

Sabotaj iddiaları var, soruşturma sürüyor

Sosyal medyada sabotaj iddiaları dile getirilse de henüz bu konuda resmi bir açıklama yapılmış değil.

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, yangınların çıkış nedenleri hakkında soruşturmaların çok yönlü devam ettiğini söyledi.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun da sosyal medya hesabından paylaştığı açıklamada ‘‘Ülkemizin farklı bölgelerinde meydana gelen orman yangınları hepimizin ciğerini yaktı. Yangınların ortaya çıkış sebebi üzerine kapsamlı soruşturmalar da başlatılmıştır. Sorumlular en kısa zamanda doğamıza ve ormanımıza karşı giriştikleri bu saldırının hesabını verecektir’’ dedi.

Kılıçdaroğlu: ‘‘Bu bir sabotaj mı, devlet bunu mutlaka tespit edecektir’’

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da sabotaj kuşkusunu dile getirdi.

CHP lideri, “Şimdi de Marmaris’ten yangın haberleri geliyor. Bu bir sabotaj mı, devlet bunu mutlaka tespit edecektir. Ormanlarımızın, hayatını kaybeden vatandaşlarımızın, çalışanlarımızın, ormanlarda yaşayan canlıların hesabı sorulur. Bu konuda hepimiz biriz; tek yüreğiz. Bu böyle bilinsin” dedi.

Prof. Atmış: ‘‘Yanlış politikalar nedeniyle yangın başına yanan alan son beş yılda bir önceki beş yıla göre yüzde 72 arttı’’

Türkiye’de teknolojik imkanlar artmasına rağmen 2009-2020 yılları arasında, 29 bin 965 orman yangınında 98 bin 950 hektar orman alanı yandı. Bartın üniversitesi Ormancılık Fakültesi öğretim üyesi ve Ormancılar Derneği Bilim Kurulu üyesi Erdoğan Atmış, Türkiye’nin son yıllardaki yanlış ormancılık politikalarının orman yangınlarının yarattığı hasarı arttırdığını söylüyor.

VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Profesör Atmış, “2020 yılında 21 bin hektar orman alanı yandı. Bu yıl sıcaklık daha da yüksek seyrediyor. Mevsim kurak bir mevsim. Rüzgar da güçlü. Meralar, çayırlar kurudu. Biz ormancılar zaten 15 Temmuz’dan itibaren yangın sayılarının artacağını öngörüyorduk. Hatta ağustos ayında daha fazla yangınla karşılaşacağız ve Eylül ayının ortasına kadar da devam edecek bu olumsuz tablo yangın tablosu. Peki yangınlarla önlemede ve müdahalede ne kadar başarılı olunuyor. Son beş yılda, yılda ortalama, 2 bin 771 yangında 11 bin 819 hektar orman yandı. Önceki beş yılın yıllık ortalaması ise 2 bin 492 yangında 6 bin 372 hektar. İlk beş yıllık dönemde yangın başına düşen yanan alan miktarının yıllık ortalaması 2,42 hektar iken bu oran son beş yıllık dönemde yüzde 72,3 artarak 4,17 hektara ulaşmış. Yalnız yangını önlemede sorun yaşanmıyor aynı zamanda yangına müdahalede de önceki yıllara göre dikkate değer bir başarısızlık var’’ dedi.

Manavgat’taki Orman Yangını Üç Can Aldı

Nedeni bilinmeyen yangın oranı son beş yılda bir önceki beş yıla göre yüzde 25 artış gösterdi

Profesör Atmış’ın altını çizdiği bir başka konu ise son yıllarda meydana gelen orman yangınlarının yarısından fazlasının nedeninin saptanamamış olması.

Ormancılar Derneği Bilim Kurulu üyesi, “Bir yangını önleme için en önce ne gerekiyor? Elbette yangının nedenini bilmek. Önceki beş yılda nedeni bilinmeyen yangınların oranı yüzde 41 idi. Son beş yılda bu oran yüzde 51’e yükseldi. Nedenini bilmediğiniz bir şeyi nasıl önleyeceksiniz?” dedi.

‘‘700 bin hektar ormanlık alan tahsislerle yok edildi, ormanları arsa ve arazi olarak görmemeliyiz’’

Son iki günde çıkan yangınlara havadan müdahalenin yetersiz olduğu yönündeki eleştirilere katılmakla birlikte yayılan yangına uçak ve helikopterle müdahalenin marjinal katkı sağlayabileceğini söyleyen Profesör Atmış, ormanlara artan insan müdahalesinin ormanlar üzerindeki riski çok ciddi bir şekilde arttırdığının altını çiziyor.

Manavgat’ta Büyük Orman Yangını

Ormancılar Derneği Bilim Kurulu üyesi, “Her yanda havadan müdahale eksikliği ağırlıklı olarak tartışılıyor. Ama aslında helikopter ve uçaklar yangına çıkar çıkmaz müdahale ederse etkin sonuç alıyor. Ya da soğutma çalışmaları sırasında havadan müdahale etkili oluyor. Yaygın yayıldıktan sonra havadan müdahale çok etkili olamıyor. Ama yangın işçileri öyle değil. Onlar her aşamada çok yaşamsal müdahalelerde bulunabiliyor. Ama ekonomik kriz koşullarında yangın işçileri sayısında azalmaya gidildiği bildiriliyor. Ayrıca ormanlarda işyerleri var artık. Maden sahaları var, turizm sahaları var, yerleşimler var. Neredeyse 700 bin hektar ormanlık alan başka faaliyetlere tahsis edilerek yok edildi. 2B ile ormanlık alanlar konut alanı haline getiriliyor. 12 yıl içinde ormanlardaki parça sayısı 101 binden 158 bine çıktı. Ormanlar artık paramparça. Hem bu bölünmelere hem de tahsislere son verilmesi gerekiyor. Ormanları arsa ve arazi değil orman ekosistemi içinde görmeliyiz’’ dedi.

VOA

Okumaya devam et

GÜNCEL

Ateşkes rüzgârı, petrolü devirdi, dolar geriledi, FED’e fırsat doğdu!

Yayınlanma:

|

Yazan:

İsrail ve İran arasında 12 gün süren çatışmaların ardından ABD Başkanı Trump, iki tarafın ateşkes konusunda anlaştığını duyurdu. Trump, süreci doğrudan İsrail Başbakanı Netanyahu ile yaptığı telefon görüşmesiyle yönettiğini ve İran’ın da Katar Başbakanı aracılığıyla ikna edildiğini belirtti. Ancak İran Dışişleri Bakanı, İsrail’in saldırılarını durdurmaması hâlinde ateşkesi kabul etmeyeceklerini açıkladı. İsrail ordusu da ateşkese rağmen İran’dan yeni füze saldırıları tespit ettiklerini bildirdi. Bölgede tam anlamıyla bir sükûnet sağlanamasa da, piyasaların tepkisinin ise dünden bu yana olumsuz olmadığını zaten belirtmiştik.

İran’ın misilleme olarak ABD’nin Katar ve Irak’taki tesislerine yönelik dün akşam saatlerinde yapmış olduğu saldırı pratikte korkulanın aksine piyasalarda ciddi anlamda bir rahatlatma yarattı. Kulağa tuhaf gelse de, İran’ın üç nükleer tesisine yönelik saldırıda reaktörlerin özellikle hedef alınmadığı, İran’ın da cevabını çok zayıf kalması piyasalarda ciddi bir rahatlama yarattı. Artık Hürmüz boğazını bilmeyen kalmadığına göre ve dünyanın petrol arzının neredeyse dörtte birinin geçtiği kanalın da kapatılmayacağı anlaşılınca, azalan arz endişelerine paralel petrol fiyatları adeta çöktü. Şöyle ki, haftanın ilk işlem saatlerinde haber etkisi ve panik ile 81,40 dolar seviyesine kadar yükselen brent cinsi ham petrolün varil fiyatı bu sabah 69 dolarlı seviyelere kadar gerileyerek neredeyse %10 düştü.

ABD Başkanı Trump, İsrail ve İran’ın ateşkeste anlaştığını duyurması, küresel piyasalarda ilave olumlu bir hava estirdi. Yeni gün başlangıcında risk iştahını arttığını görüyoruz. Eski sükseli günlerinin hatrına, son günlerde biraz da olsun güvenli liman edası ile toparlanmaya çalışan dolar (DXY) bu sabah artan risk iştahının da yardımı ile 98 seviyesinin diplerine kadar geriledi. Bir başka açıdan bakarsak, dolar, 1986’dan bu yana en kötü ilk yarı performansına doğru emin adımlarla ilerlerken, herkes koşar adım dolardan (Trump etkisi ile) uzaklaşmaya çalışıyor. Diğer bir taraftan, jeopolitik risklerin azalması ve enerji fiyatlarında yaşanan geri çekilmenin de FED’in elini rahatlatarak faiz indirimlerinin önüne açacağı beklentisi güçleniyor. Japonya ve Avrupa gibi enerji ithalatçısı ülkelerin para birimleri olan YEN ve EUR da düşen petrol fiyatlarından destek buldu. Durum böyle olunca, EURUSD paritesi 1,16 seviyesinin üzerine yükselerek son dönemin zirvesini bir kez daha test ederken, dün bir ara 148 seviyelerine kadar giden USDJPY paritesi de bu sabah düşük 145 seviyelerine kadar geriledi.

Altının ons fiyatı risk-on moduna paralel 3,350 dolar seviyesine hafif de olsa gerilerken, gümüş 36 dolar seviyelerinin üzerinde kalmaya devam etti. Risk iştahını azalması ile hafta sonu 98bin dolar seviyesine kadar gerileyen ve son altı haftanın dibini test eden bitcoin yeniden 106bin dolar seviyesini dayandı. Büyük resmi tekrar hatırlamak gerekirse, günlük iniş çıkışların ötesinde, altın, gümüş ve bitcoin için, fiat para sistemine yönelik endişelerin arttığı bir ekosistemde, her anlamlı geri çekilmenin alım fırsatı yaratacağını düşünmeye devam ettiğimizin altını bir kez daha çizmek istiyoruz.

ABD borsaları geceyi %1 civarında yükselişle tamamlarken, bu sabah Pasifik’in diğer ucunda borsalar sert bir şekilde yükseldi. Kore borsası %3’e yakın yükselişle başı çekerken, Hong Kong borsası %2, gösterge endeks Tokyo ve Çin borsaları ise %1 yükseliş kaydetti. Borsa İstanbul’un da bugün güne yükselişle başlayacağını düşünüyoruz. Genel hatları ile, net enerji ithalatçısı olan Türkiye’nin 65 dolar seviyelerine kadar gerileyen petrol fiyatları ile olumlu ayrıştığı, savaş günlerinde ise tam tersi etki ile olumsuz ayrışması ardından bugün yeniden olumlu bir seyir izlemeye başlayacağını düşünüyoruz. Kafamızda deli sorular bile dolaşmaya başladı. Öyle ki, jeopolitik risklerin tırmanmasının gölgesinde geçen hafta faiz indirimini istemese de pas geçen TCMB’nin, belki de 45 gün beklemeden erken bir PPK toplantısı ile faiz indirimine soyunabileceğini düşünüyoruz. Bu minvalde, Türk tahvillerinin de bugün iyimser bir seyir izleyeceğini düşünüyoruz. Faiz ile ters korelasyona sahip hisse senetlerine de, özellikle lokomotif görevi üstlenen bankacılık hisselerine alıcı gözle bakmak gerekebilir! TCMB’nin likidite politikasına paralel TLREF 46,44 seviyesinde ve %46 olan politika faizinin biraz üzerinde dünkü günü bitirirken, AOFM ise %46’da kalmaya devam etti. CDS risk primi bu sabah 310 baz puan seviyesinde….

Ortadoğu’da gerginliğin hızla sona ermesini olumlu karşılayan piyasaların dikkati şimdi iki hafta içinde sona erecek olan küresel gümrük tarifesi müzakerelerine çevrildi. Yukarıda da değindiğim üzere, FED Başkan Yardımcısı Bowman’ın, istihdam piyasasındaki risklere dikkat çekerek Waller’ın ardından faiz indiriminin yaklaştığına işaret etmesi, gözlerin bugün Kongre’de konuşma yapacak olan FED Başkanı Powell’a çevrilmesine neden oldu. Bugün menüde ayrıca ECB Başkanı Lagarde’nin de konuşmasının bulunduğunu not edelim. Bu gelişmeler cereyan ederken, ABD 10 yıllık tahvil faizi dün %4,30 seviyesinin altını test ederek son yedi haftanın dibini gördü!

NATO Zirvesi bugün Lahey’de başlıyor. NATO Genel Sekreteri Mark Rutte (Hollanda eski başbakanı), görevdeki ilk zirvesinde ittifakı bir arada tutma sınavı verirken, savunma harcamalarının GSYH’nin %5’ine çıkarılması hedefi zirveye damgasını vurdu. ABD Başkanı Trump’ın güçlü baskısıyla şekillenen bu hedef, Avrupa ülkeleri için ciddi bütçe artışları anlamına gelirken, İspanya son dakikada bu taahhüde açıkça itiraz ederek istisna aldı. Rutte, krizi tırmandırmadan yönetmeye çalışsa da, zirve Trump’ın agresif tutumu ve Avrupalı liderlerle olası sürtüşmeleri nedeniyle tartışmalı geçmeye aday.

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

GÜNCEL

Türkiye’nin Kafkaesk Manzarasında Genç Olmak

“Suçum, Umut Etmekti”

Yayınlanma:

|

Yazan:

“Bir sabah, genç bir birey hiçbir neden belirtilmeden susturulduğunu fark etti.”
Kafka’nın Davası, Josef K.’nın bilinmeyen bir suçlamayla sürüklendiği karanlık bir sistemin hikâyesiydi. Bugünse Türkiye’de binlerce genç, kendi adalet arayışında görünmez duvarlara çarpıyor. Tek fark: Buradaki suçlama çoğu zaman “bir şey istemek” kadar belirsiz, ceza ise “hiçbir şey elde edememek” kadar sessiz.

Kafkaesk Hukuksuzluk
Türkiye’de hukuk artık adaletin değil, itaati garanti altına almanın aracı. Mahkeme salonları gerçeğin değil, niyetin sorgulandığı sahnelere dönüşmüş durumda. Tıpkı Dava’daki gibi, kimse neyle suçlandığını tam olarak bilmiyor ama süreç başlıyor. Ve başlarsa da durmuyor. Gençler yargılanmasa da yorgun düşüyor; çünkü herkes bir gün “sıra bana gelir mi?” kaygısıyla yaşamaya başlıyor.

Ekonomik Çöküşün Sessizliği
Üniversite diploması, artık bir umut değil; çoğu zaman boş bir cüzdanın eki. Bir kuşak, mesleksizlikle, işsizlikle ve çaresizlikle cezalandırılıyor. Diplomalı ama üretime katılamayan, eğitimli ama geleceği çizilemeyen yüz binlerce genç, sanki “gelecek inşa etme” suçu işlemiş gibi toplum dışına itiliyor. Ebeveynlerine yük olmamak için geçici işlerde boğuluyor, göç fikrini içinden sesli telaffuz ediyor.

Sosyal Medyanın Sahte Tesellisi
Gerçek mutsuzlukların üzerine filtre çekiliyor. Instagram’da kariyer yapıyor gibi gözüken birçok genç, aslında annesinin evinde sabaha
kadar iş ilanı kovalıyor. LinkedIn’de “network” peşinde koşarken özgeçmişinin son satırına yeni bir şey yazamamanın ağırlığıyla eziliyor. Gerçek başarıların sesi duyulmuyor çünkü sistem “gösteriyi” ödüllendiriyor.

Serhat CAN

Okumaya devam et

GÜNCEL

Yapay Zekâ Beyninizi Sessizce Ele Geçiriyor Olabilir!

Yayınlanma:

|

Yazan:

Yapay Zekânın Beyne Zararları: Fark Edilmeyen Tehditler

Yapay zekâ (YZ), hayatımızın her alanına entegre olmaya devam ederken, insan psikolojisi ve beyin sağlığı üzerindeki etkileri giderek daha fazla sorgulanıyor. Doğrudan fiziksel bir tehdit oluşturmamakla birlikte, YZ’nin dolaylı yollarla beyin fonksiyonlarını olumsuz etkileyebileceği düşünülüyor. Özellikle yoğun dijital etkileşim, bireyin bilişsel işleyişini ve psikolojik dengesini tehdit edebiliyor.

1. Aşırı Ekran Kullanımı ve Dijital Bağımlılık

YZ destekli sosyal medya, video uygulamaları ve içerik algoritmaları kullanıcıları ekran başında daha uzun süre tutmak üzere tasarlanıyor. Bu durum, dikkat dağınıklığı, uyarıcıya bağımlılık, hatta dopamin sisteminin bozulması gibi sonuçlar doğurabiliyor. Bilimsel araştırmalar, uzun süreli dijital maruziyetin beynin karar alma, öğrenme ve hafıza merkezlerini olumsuz etkileyebileceğini ortaya koyuyor.

2. Karar Verme Yetisinin Zayıflaması

Yapay zekâdan sürekli destek alınması, bireyin kendi karar verme mekanizmasını kullanma sıklığını azaltıyor. Bu durum zamanla bilişsel atalete (tembelliğe) yol açabiliyor. Kendi düşünme süreçlerini devre dışı bırakma eğilimi, uzun vadede analitik düşünme becerilerinin zayıflamasına neden olabilir.

3. Yaratıcılığın Azalması

YZ araçları, yazı yazma, görsel üretme ve içerik tasarlama gibi birçok alanda kullanıcıyı destekliyor. Ancak bu destek zamanla insan beyninin yaratıcı merkezlerini yeterince çalıştırmama riskini de doğurur. Rutinleşmiş ve hazır içeriklerle çalışan beyin, yeni fikirler üretme konusunda daha az zorlanır ve zamanla yaratıcılık kabiliyetini köreltebilir.

4. Bilgi Tembelliği

“Nasıl olsa yapay zekâdan öğrenirim” düşüncesiyle hareket eden bireyler, öğrenme motivasyonlarını kaybedebilir. Bu, özellikle öğrenciler ve genç kullanıcılar için tehlikeli bir zihinsel konfor alanı oluşturur. Uzun vadede bilgiye ulaşma becerisi gelişir, fakat bilgiyi işleme ve içselleştirme becerisi geriler.

5. Stres ve Kaygı

YZ’nin iş gücünü tehdit etmesi, sosyal medyada tetiklediği karşılaştırma kültürü ve gelecekteki bilinmezlikler, bireylerde kaygı ve stres düzeylerini artırabilir. Özellikle genç nesilde “yerini yapay zekâya kaptırma korkusu” giderek yaygınlaşmaktadır.

Araç mı, Tehdit mi?

Yapay zekâ, doğru kullanıldığında bireyin bilişsel yetilerini destekleyebilir. Ancak aşırı bağımlılık, pasif kullanım alışkanlıkları ve yaratıcılıktan uzaklaşma, beynin uzun vadeli sağlığı için tehdit oluşturabilir. Bu nedenle, YZ ile olan ilişkimizi bilinçli, sınırlı ve dengeleyici şekilde kurmak hayati önem taşır.

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.