Connect with us

GÜNDEM

Yargıtay’dan sürücüleri sevindiren araca yanlış yakıt kararı

Yayınlanma:

|

Yakıt almak isteyen sürücünün aracına dizel yerine benzin konuldu. Sürücü ortaya çıkan masrafın istasyon tarafından ödenmesini talep etti. Taraflar anlaşamayınca mahkemelik oldu. Yıllar süren davada Yargıtay ortaya çıkan zarardan bayi ve sağlayıcı şirketin sorumlu olduğuna hükmetti.

Aracının yakıtının azaldığını gören sürücü, bir akaryakıt istasyonuna gitti. Pompa görevlisi, iddiaya göre araca dizel yakıt yerine benzin koydu. Bir müddet sonra araç arızalanınca hata ortaya çıktı.

Serviste yakıt filtresi değiştirilip depodaki benzinin temizlendiği araçta toplam 23 bin 567 liralık hasar oluştu. Akaryakıt istasyonu ve hizmet sağlayıcısı şirketle yaptığı görüşmelere rağmen masrafları karşılanmayan sürücü soluğu mahkemede aldı.

YARGITAY’DAN EMSAL KARAR

Tüketici Mahkemesi, davayı kısmen kabul ederek, masrafların akaryakıt istasyonu tarafından karşılanması gerektiğine hükmetti. Davacı sürücü kararı temyiz edince devreye giren Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, emsâl bir karara imza attı.

Kararda, dizel yakıt yerine benzin konulan araçta oluşan hasardan hem akaryakıt istasyonunun hem de hizmet sağlayan şirketin sorumlu olduğu belirtildi. Ayrıca hasarlı parça ve işçilik bedeli olan 27 bin 256 TL ile çekici gideri, araç kiralama, aracın dağıtılıp toplanma bedeli olan 6 bin 490 TL’ nin sürücüye ödenmesi gerektiği bildirildi.

Kararda hizmet sağlayıcı ve bayinin sorumluluğuna dair ise, “Sağlayıcı ve bayi 4/A maddesinin üçüncü fıkrası gereğince ayıplı hizmetten ve ayıplı hizmetin neden olduğu her türlü zarardan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumludur. Kaldı ki, sunulan hizmetin ayıplı olduğunun bilinmemesi bu sorumluluğu ortadan kaldırmaz” denildi.

Okumaya devam et

GÜNCEL

İran’ın İsrail’e Yönelik Saldırılarında Hedef Alınan Noktalar

Yayınlanma:

|

Yazan:

2025 yılının Haziran ayında Orta Doğu’daki jeopolitik tansiyonun yeniden tırmanmasına neden olan bir gelişme yaşandı: İran, İsrail’e yönelik kapsamlı füze saldırıları düzenledi. Bu saldırılar hem askeri hem de sivil hedefleri kapsayarak bölgede ciddi bir güvenlik krizi doğurdu.

Hedef Alınan Stratejik Noktalar

1. Be’er Sheva: İsrail İstihbarat ve Askeri tesisleri

İran’ın balistik füzelerinden biri, Be’er Sheva’daki İsrail İstihbarat ve Askeri tesisleriydi’ni doğrudan hedef aldı. Ancak saldırıda Soroka Tıp Merkezi fiziki yapısında hasara yol açtı ve yaklaşık 50 sivil yaralandı.

2. Tel Aviv: Kirya Karargâhı ve Askerî İstihbarat Okulu

Tel Aviv’deki Kirya isimli IDF (İsrail Savunma Kuvvetleri) karargâhı ve Askerî İstihbarat Okulu İran füzelerinin bir diğer hedefi oldu. Bu bölge, İsrail’in askeri komuta ve kontrol merkezlerinden biri olarak biliniyor. Tel Aviv çevresine düşen füzeler, büyük bir tehdit algısı yarattı.

3. Haifa: İçişleri Bakanlığı ve Kamu Binaları

Haifa şehrinde bulunan İçişleri Bakanlığı ofis binası da saldırılardan etkilendi. Roket saldırılarında devlet binaları hedef alınırken, şehir merkezinde çeşitli binalar zarar gördü ve en az 17 kişi yaralandı.

4. Negev ve Diğer Yerleşim Alanları

Negev bölgesi, Tel Aviv ve Holon gibi şehirlerle birlikte hedef alınan diğer yerleşim alanları arasında yer aldı. Bu bölgelere isabet eden füzeler sivil altyapılara zarar verdi. Patlamalar sonucu çok sayıda evde cam kırıkları ve yapısal hasarlar oluştu.

5. ABD Diplomatik Tesisi – Tel Aviv

İran’ın füzelerinden biri, ABD’ye ait diplomatik bir ofisin yakınlarına isabet etti. Diplomatik kaynaklar, saldırının doğrudan ofisi hedef almadığını ancak yakınında gerçekleştiğini belirtti. Herhangi bir can kaybı yaşanmadı.

Özet Tablosu

Hedef Bölge Hedef Alınan Yapılar Sonuç
Be’er Sheva İstihbarat ve Askeri tesisler hakat Soroka Hastanesi de hasar gördü 50 yaralı
Tel Aviv Kirya Karargâhı, İstihbarat Okulu, ABD diplomatik ofisi Yapısal hasar, panik
Haifa İçişleri Bakanlığı ofisi, kamu binaları 17 yaralı
Negev, Holon Sivil yapılar ve mahalleler Şarapnel hasarları, maddi kayıplar

Değerlendirme

İran’ın bu saldırıları, sadece askeri değil, aynı zamanda sembolik ve psikolojik etki yaratmayı hedefleyen bir stratejiyi yansıtıyor. Sivil alanların da zarar gördüğü bu saldırılar karşısında uluslararası kamuoyunda İran’a yönelik kınamaları artırırken Gazze’de yapılan saldırılara yapılan eleştirilerin de haklılığını ortaya koydu. İsrail’in olası karşılık planları bölgede yeni bir sıcak çatışma riskini doğuruyor.

Saldırıların hem insanî hem de siyasi etkileri önümüzdeki süreçte daha net hissedilecek. Bölgedeki dengeleri kökten değiştirecek bu tür gelişmeler, uluslararası diplomasinin ve güvenlik mekanizmalarının yeniden yapılandırılmasını zorunlu kılıyor.

www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

Erol Taşdelen

Türkiye’de Ekmek Üretimi: Katkı Maddeleri, Genetik Müdahaleler ve Kimyasal İşlemler

Yayınlanma:

|

Ekmek, binlerce yıldır sofraların temel besin kaynağıdır. Ancak günümüzde tüketilen ekmeklerin içeriği, üretim yöntemi ve hammaddeleri geçmişe kıyasla oldukça değişmiştir. Türkiye’de ekmek üretimi Tarım ve Orman Bakanlığı denetiminde yapılsa da, bazı katkı maddeleri ve endüstriyel yöntemler nedeniyle halk sağlığı açısından endişeler gündeme gelmektedir. Bu yazıda, Türkiye’deki ekmeklerde kullanılan katkı maddeleri, buğdayın genetik yapısıyla ilgili gelişmeler ve ekmek üretiminde uygulanan kimyasal işlemler ele alınacaktır.

1. Ekmeklere Katılan Maddeler Nelerdir?

Türkiye’de satılan ekmeklerin büyük bölümü, sadece un, su, maya ve tuzdan ibaret değildir. Özellikle endüstriyel üretimde yaygın şekilde katkı maddelerine başvurulmaktadır. Bunlardan bazıları şunlardır:

  • Askorbik Asit (E300): Hamurun dayanıklılığını artırmak için kullanılır.

  • Emülgatörler (E471, E472): Hacim artırıcı ve yumuşatıcı etki sağlar.

  • Enzimler: (amilaz, proteaz gibi) Ekmek içi yumuşaklığını ve raf ömrünü artırır.

  • Şeker ve Glikoz Şurubu: Renk ve tat verici olarak kullanılır.

  • Soya Unu ve Süt Tozu: Kıvam ve besin değeri açısından katkı sağlar.

Bu katkılar sayesinde daha hacimli, daha parlak ve uzun süre bayatlamayan ekmekler üretilmektedir. Ancak bunların sürekli tüketimi, özellikle hassas bireylerde sindirim sorunlarına neden olabilir.

2. Buğdayın Genetiği ile Oynandı mı?

Türkiye’de GDO’lu (genetiği değiştirilmiş organizma) buğday üretimi yasaktır. Ancak bu, buğdayın tamamen doğal olduğu anlamına gelmez. Modern tarımda yaygın olan hibrit ve ıslah edilmiş buğday türleri, genetik müdahale olmaksızın yüksek verimli ve dayanıklı çeşitler oluşturmak amacıyla laboratuvar ortamında seçilmiştir.

Özellikle 1950 sonrası yaygınlaşan “cüce buğday” türleri, geleneksel buğdaylara göre daha kısa boylu, verimli ve glüten oranı yüksek çeşitlerdir. Bu tür buğdaylar, özellikle ekmeklik un üretiminde yaygın olarak kullanılmakta, ancak yüksek glüten içeriği nedeniyle sindirim sorunları ve gluten intoleransı gibi sağlık şikayetlerinde artışa neden olmaktadır.

3. Kimyasal İşlemler ve Endüstriyel Teknikler

Modern ekmek üretimi, geçmişin geleneksel yöntemlerinden oldukça uzaktır. Endüstriyel üretim süreçlerinde uygulanan bazı işlemler şunlardır:

  • Unun Beyazlatılması: Bazı ülkelerde (ve geçmişte Türkiye’de de) benzoil peroksit gibi kimyasallar kullanılmıştır. Günümüzde Türkiye’de bu tür kimyasalların kullanımı kısıtlıdır.

  • Hızlandırılmış Fermantasyon: Geleneksel ekmeklerde maya 6-8 saatlik uzun fermantasyonla çalışırken, fabrikasyon ekmeklerde bu süre 30-60 dakikaya kadar indirilebilmektedir. Bu da sindirimi zorlaştırabilir.

  • Yüksek Isı ve Kısa Süreli Pişirme: Raf ömrünü uzatmak ve üretimi hızlandırmak için yüksek ısıda kısa sürede pişirme yöntemleri tercih edilir. Bu, besin değerini azaltabilir.

  • Yumuşaklık İçin Katkılar: Raf ömrünü uzatmak ve bayatlamayı geciktirmek için kimyasal yumuşatıcılar, enzim karışımları ve katkı maddeleri kullanılır.

4. Halk Sağlığı ve Eleştiriler

  • Halk ekmek gibi kamu kurumlarının ürettiği ekmekler daha güvenli kabul edilse de, katkı maddesiz değildir.

  • Ucuz ekmek üretiminde kalitesiz un, fazla katkı maddesi ve hızlı üretim döngüsü nedeniyle sindirim sorunları ve sağlık riskleri artabilir.

  • Özellikle çocuklar, yaşlılar ve hassas bünyeli bireyler için bu katkıların uzun vadeli etkileri dikkatle incelenmelidir.

5. Daha Sağlıklı Ekmek Tüketimi İçin Öneriler

  • Ekşi mayalı ve uzun süre fermente edilmiş ekmekler tercih edilmelidir.

  • Tam buğday unu veya taş değirmende öğütülmüş un kullanılarak yapılan ürünler besin değeri açısından daha zengindir.

  • Katkı maddesi içermeyen, güvenilir butik fırınlardan ya da köy fırınlarından alışveriş yapılabilir.

  • Etiket okuma alışkanlığı geliştirilmelidir. “Un, su, maya, tuz” dışında çok sayıda içerik varsa uzak durulmalıdır.

Ekmek, basit bir besin gibi görünse de üretim sürecinde kullanılan maddeler ve buğdayın yapısal değişimleri nedeniyle sağlık üzerinde önemli etkiler oluşturabilir. Türkiye’de GDO’lu buğday kullanılmıyor olsa da, modern tarım ve endüstriyel üretim süreçleri buğdayın doğallığını tartışmalı hale getirmiştir. Katkı maddeleriyle raf ömrü uzatılmış, hacim artırılmış, estetik olarak cazip hale getirilmiş ekmekler, besin değerinden ve sindirim kolaylığından uzaklaşabilmektedir. Bu nedenle, bilinçli tüketici tercihi her zamankinden daha önemli hale gelmiştir.

Okumaya devam et

Erol Taşdelen

Eşler Arasında Finansal İhanet: Aileyi Sessizce Yıkan Tehlike

Yayınlanma:

|

Aile içinde güven sadece duygusal sadakate değil, maddi şeffaflığa da dayanır. Ancak bazı çiftler arasında, dışarıdan görünmeyen ama ilişkinin temelini sarsan bir ihanet türü yaşanır: Finansal ihanet.

Bu yazıda finansal ihanetin ne olduğu, hangi biçimlerde ortaya çıktığı, aile üzerinde nasıl etkiler yarattığı ve nasıl önlenebileceği üzerinde duracağız.

Finansal İhanet Nedir?

Finansal ihanet, eşlerden birinin diğerinden gelir, borç, harcama ya da yatırım bilgilerini saklaması, mali kararlarda tek taraflı ve gizli hareket etmesi anlamına gelir. Bu davranış biçimi, evlilikteki güven bağını derinden sarsar ve duygusal sadakatsizlik kadar yıkıcı sonuçlar doğurabilir.

Finansal İhanetin Biçimleri

Finansal ihanet farklı şekillerde kendini gösterebilir:

  • Gizli kredi kartları: Eşten habersiz alınan ve yüksek harcamalara neden olan kartlar.

  • Gizli gelirler: Ek gelirlerin ya da primlerin gizlenmesi.

  • Gizli borçlar: Krediler, kefaletler ya da riskli borçların saklanması.

  • Kontrol dışı harcamalar: Pahalı alışverişlerin, kumar veya bağımlılık harcamalarının gizlenmesi.

  • Varlık saklama: Altın, döviz, borsa yatırımları gibi varlıkların eşten gizlenmesi.

Neden Yapılır?

Finansal ihanetin arkasında genellikle şu motivasyonlar yatar:

  • Güvensizlik: Eşin para yönetme becerisine güvenmeme.

  • Kontrol arzusu: Ekonomik gücü elinde tutma isteği.

  • Bireysel özgürlük arayışı: Bağımsız maddi hareket alanı oluşturma çabası.

  • Kötü alışkanlıklar: Kumar, alışveriş bağımlılığı gibi bağımlılıklar.

  • İletişim eksikliği: Maddi konularda yeterince konuşmama ve ortak dil kuramama.

Aile Üzerindeki Etkileri

Finansal ihanet sadece iki eş arasında değil, tüm aile üzerinde olumsuz etkilere neden olur:

1. Güven Krizi

Eşlerin birbirine olan güveni zedelenir. Duygusal uzaklaşma başlar.

2. Sürekli Tartışmalar

Harcamalar ve borçlar üzerine bitmeyen tartışmalar ortaya çıkar. İletişim bozulur.

3. Ekonomik Sarsıntı

Gizli borçlar ya da savurgan harcamalar aile bütçesini çökertir. Kredi notları düşebilir, icra süreçleri başlayabilir.

4. Çocukların Psikolojisi

Evdeki stresli ortam çocuklara da yansır. Güvensizlik ve kaygı gelişebilir.

5. Boşanma Riski

Finansal ihanet birçok boşanma davasında gerekçe olarak gösterilir. Özellikle tekrar eden vakalar ilişkiyi kurtarılamaz hale getirebilir.

Nasıl Önlenir?

✅ Şeffaf Finansal İletişim Kurun

Harcamalar, gelirler ve borçlar hakkında açık konuşulmalı. Aile bütçesi birlikte yapılmalı.

✅ Ortak Hesap ve Bilgilendirme

Erişimi her iki tarafın da sağladığı ortak hesaplar kullanılmalı. Gizli işlem yapılmamalı.

✅ Finansal Danışmanlık

Profesyonel destekle aile bütçesi yeniden düzenlenebilir.

✅ Evlilik Terapisi

Güven kaybı büyükse, ilişkisel destek alınmalı.

✅ Finansal Eğitim

İki taraf da bütçe yapmayı, tasarrufu ve yatırım bilincini geliştirmeli.

Finansal ihanet, evliliklerde görünmeyen ama en yıkıcı krizlerden biridir. Güveni ve ekonomik düzeni sarsarak aile birliğini tehdit eder. Bu nedenle çiftler, maddi konularda dürüstlük ve açıklık ilkesini temel prensip haline getirmelidir.

Unutulmamalı ki, bir evliliği sadece aşk değil; ekonomik sadakat de ayakta tutar.

www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.