Connect with us

BANKA HABERLERİ

‘Garanti BBVA işçilere yüzde 47 zam yaptı’ denilmişti, gerçek ortaya çıktı

Yayınlanma:

|

Geçtiğimiz hafta Garanti BBVA’da emekçilerden “GEÇİNEMİYORUZ” sesleri yükselmiş, kısa bir süre sonra da İnsan Kaynakları tarafından zam açıklaması yapılmıştı. Yapılan ilk zam açıklamasında çalışanlara ortalama yüzde 25 zam yapılacağı, emekçilerin mevcut maaşlarına göre zam oranlarının değişiklik gösterebileceği belirtilmişti.

Bu hafta başından itibaren ilk olarak Paramedya kaynaklı yapılan ve bunun üzerine birçok farklı yayın organında da çıkan haberlerde ise Garanti BBVA’nın çalışanlarına yüzde 47 oranında büyük bir zam yaptığı bilgileri verildi. Patronların Ensesindeyiz (PE) Banka Emekçileri Dayanışma Ağı konuyu değerlendirdi.

Yapılan haberlere göre en düşük brüt maaş 7000 TL olarak güncellenmişti, bu da yaklaşık olarak 5000 TL’lik bir net maaşa karşılık gelmekteydi. Ancak gerçekler birçok açıdan göründüğü gibi değil, özellikle bankanın imajını tazelemeye dönük ortada ciddi bir aldatmaca var. Hâlihazırda asgari ücrete yakın zam alan emekçilerin çeşitli haber sitelerinde ‘dev zam’ olarak duyurulan adımdan sonra da asgari ücretin hemen üstünde kalmaya devam edeceği küçük bir hesaplamayla görülebiliyor.

Çalışanların da konudan haberi yok!

Öncelikle medyada çıkan çok sayıda habere rağmen çalışanlara zam konusunda net bir bilgi iletilmiş değil. Sadece banka içerisindeki söylentiler şubelerde asistan, güvenlik görevlisi ve müşteri danışmanı gibi pozisyonlarda çalışan, hâlihazırda asgari ücret ya da asgari ücrete yakın geliri olan emekçilerin brüt maaşlarının 4700 TL’den 7000 TL’ye çıkartılacağı yönünde, ancak bu zammın tam olarak hangi çalışanları kapsadığı henüz kesinleşmemiş durumda. PE Banka Emekçileri Dayanışma Ağı’na ulaşan banka emekçileri de konudan oldukça rahatsız, bankadaki yöneticiler çalışanlarına net bir bilgi veremiyor, bankada hiçbir yetkili de konu hakkında net bir şey söylemiyor. Çalışanlar medyada yaratılan bayram havasının aksine tamamen bir belirsizlik içerisinde, kendilerine yapılan zamla ilgili detaylı ve net bir açıklama bekler durumda.

‘7bin TL brüt’ aldatmacası

Ek olarak basında yer alan haberlerde 7000 TL brüt maaş ve yüzde 47 zam gibi ifadeler havada uçuşuyor ancak cüzdanlara yansıyacak net ücretler konusunda da gerçek göründüğü gibi değil.

Patronların Ensesindeyiz Dayanışma Ağı sitesinde de konuyla ilgili şu değerlendirme yapıldı:

“Garanti BBVA’da standart kesintilere ek olarak bankanın kendi emekli sandığı bulunuyor ve her ay maaşlardan banka emekli sandığı adına ek kesinti yapılıyor. Bu kesintiler asgari ücret alan bir çalışan için aylık yaklaşık 300-400 TL arasında gerçekleşiyor, ayrıca yapılan her zamda ilk ayın ücretine yansıyan zammın yarısı bankanın emekli sandığına aktarılıyor. Bu nedenle bankada genel olarak net ücret hesaplanırken brüt maaş olarak söylemek daha doğru olur, bu da 7000 TL’lik brüt için yaklaşık 4550 TL’lik bir ortalama net ücrete tekabül ediyor. Burada ayrıca ilk ay emekli sandığı adına yapılan büyük kesintiyi saymıyoruz.

Ek vergi dilimine girildiği için ücret daha da düşecek

İkinci konu da vergi dilimleriyle alakalı. 4700 TL brüt maaş alan bir çalışan sene içerisinde bir kere vergi dilimine girerken, brüt maaşı 7000 TL’ye yükselmiş bir çalışan yeni yapılan düzenlemelerle birlikte iki kez vergi dilimine girmiş olacak. Bu sebeple ocak ayında hesaba yatacak maaş yaklaşık olarak 5004 TL gibi gözükse de bu rakam yüzde 15’lik ve yüzde 20’lik vergi dilimlerine girilmesiyle birlikte yılsonunda 4290 TL’ye kadar düşecek. 268 TL’lik AGİ’yi ekleyip 400 TL’ye yaklaşan emekli sandığı kesintisini çıkardıktan sonra 2022 yılının Ekim, Kasım ve Aralık aylarında bu çalışanlara yatacak maaşın 4100 – 4200 TL aralığında olması beklenebilir. Bu da kısa süre içerisinde açıklanması beklenen 2022 yılı asgari ücretine çok yakın bir rakama karşılık geliyor. Ancak şu anki görüntüye bakınca bankada çalışanın geçim durumunu iyileştirmekten ziyade dışarı dönük bir imaj tazeleme çalışması yürütülüyor gibi görünüyor, bu nedenle de kesin rakamlara ancak ilk zamlı maaşlar yatıp bordrolar açıklanınca ulaşabileceğiz.

2022 yılı zammı sadece 2021’in enflasyonunu kısmen karşılayacak

Ek olarak asgari ücrete yakın bir rakama karşılık gelen bu ücretin şu anki alım gücünde nerede durduğuna bakmak gerekiyor. 2021’in özellikle son döneminde yüksek enflasyon politikalarıyla birlikte gelen zamlar diğer emekçilerde olduğu gibi Garanti BBVA emekçilerinin de belini büktü. 2850 liralık asgari ücretin normal koşullarda geçinilebilir bir yanı kalmadı ama açıklanması beklenen 2022 yılı asgari ücreti de 2022 yılını emekçilere rahat geçirtmekten ziyade en fazla bu yıl içerisinde açılan yaraları belirli ölçüde sarabilir nitelikte. Bu nedenle çalışanlar yılın ilk aylarında bir miktar rahatlasalar bile belirli bir noktadan sonra yine borçlanarak hayatlarını idame ettirmek zorunda kalacaklar. 2022 yılında oluşacak enflasyonu ve ürünlere yansıyacak zamları içermeyen bu yıllık zam, emekçileri yine geçinememe derdiyle baş başa bırakacak.

2022 enflasyonundan kaçış senaryoları

Enflasyonun ve zamların yüksek olacağı beklenen bir yıl olan 2022 zammının banka tarafından öne çekilmesinin bir anlamı da normalde nisan döneminde yapılacak zamda o güne kadar gerçekleşecek olan enflasyonun da zamma yansıtılmak zorunda kalınmadan bu işin bağlanması olacak. Yani aslında ortada bir nevi yangından mal kaçırma durumu var. Banka Ocak ayında yapılacak zammı geçici bir iyileştirme olarak sunsa ve normal yıllık zammı Nisan ayında verecek olsa Nisan ayına kadar gerçekleşecek olan enflasyonu da dikkate almış olacaktı ancak zammı öne çekerek bundan da kurtulma hesabı yapılıyor gibi görünüyor. Tüm bunlar hesaba katılınca medyada estirilen havanın aksine Garanti BBVA emekçilerinin büyük bir kısmı 2022 yılında da tüm emekçiler gibi yoksullaşmaya ve ücretleri giderek artan enflasyon karşısında erimeye devam edecek.”

Banka Emekçileri Dayanışma Ağı: Emekçilerin sesini oluşturalım

PE Banka Emekçileri Dayanışma Ağı’nda bir araya gelen emekçilerse konuyla ilgili şunları söyledi:

“Dışarı dönük olarak yürütülen korkunç bir algı manipülasyonu çalışması var ancak bankada yapılan zamdan memnun olmak kesinlikle mümkün değil. Zaten konu insanca bir yaşam olunca 3000’in 5000’in de önemi kalmıyor, her şekilde yoksullaştık ve daha da yoksullaşmaya devam ediyoruz, bir elleriyle verdikleri zammı ötekiyle fazlasıyla geri alıyorlar. Bankada çalışma arkadaşlarımız tepkilerini göstererek önemli bir çıkış yaptılar ancak bu karşı hamleyle hava dağıtılmaya, tepkiler yumuşatılmaya çalışılıyor. Dışarı dönük de bu şekilde mesajlar veriyorlar ki, çalışanlar baksın, dışarıda da daha iyisi yokmuş, en iyisi oturayım oturduğum yerde desinler isteniyor. Halbuki bu şekilde olmak zorunda değil, ücretin 3000 TL’den 4000’e çıkmasının sorunlarımızı çözmeyeceği kesin. Elimiz kolumuz bağlı, hiçbir şeye etki edemeyiz diye düşünmeyin. Kendi sesimizi oluşturursak daha önemli kazanımlar elde edebiliriz. Bu yüzden tüm çalışma arkadaşlarımızı PE Banka Emekçileri Dayanışma Ağı’nda bir araya gelmeye çağırıyoruz.”

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Garanti BBVA’dan 3,5 trilyon TL’lik sürdürülebilir finansman taahhüdü

Garanti BBVA belirlediği 400 milyar TL’lik sürdürülebilir finansman hedefini, 2025’in ilk yarısında tamamladığını yeni hedefinin ise 2029 yılının sonuna kadar 3,5 milyar dolar olarak açıkladı.

Yayınlanma:

|

Yazan:

Garanti BBVA, 2018–2025 dönemi için belirlediği 400 milyar TL’lik sürdürülebilir finansman hedefini, 2025’in ilk yarısında tamamladığını açıkladı. Bu başarının ardından banka, 2018–2029 yıllarını kapsayan yeni hedefini 3,5 trilyon TL olarak paylaştı.

Garanti BBVA bu taahhütle; iklim değişikliğiyle mücadele, doğal sermayenin korunması, döngüsel ekonomi, sosyal kalkınma ve finansal kapsayıcılık alanlarında güçlü etki yaratmayı amaçlıyor.

Bu rakam, Türkiye’de faaliyet gösteren bankalar arasında en yüksek sürdürülebilir finans taahhüdü oldu.

Garanti BBVA, 2029 yıl sonuna kadar yaklaşık 3,1 trilyon TL’lik yeni kaynağı sürdürülebilir yatırımlara yönlendireceğini taahhüt ediyor

Garanti BBVA Genel Müdürü Mahmut Akten, bu performansta, sürdürülebilirliği stratejik öncelik haline getirmelerinin önemli bir rol oynadığını vurguladı. Akten, yeşil/sosyal kredilerden çevreci taşıt kredilerine, sürdürülebilir tahvillerden, çevresel ve sosyal yatırımlarda aktif danışmanlık hizmetlerine ve su verimliliğiyle ilgili projelere yönelik “mavi finans” gibi sürdürülebilir finansman ürünü sunduklarını söyledi.

Mahmut Akten, yeni hedefi ise şu sözlerle değerlendirdi: “Şimdi, bu başarıyı daha ileri taşıyarak 2029 yılı sonuna kadar 3,5 trilyon TL’lik sürdürülebilir finansman sağlamayı taahhüt ediyoruz. Bu yeni hedef, yalnızca hacim açısından değil, sürdürülebilir finansman hızımız açısından da çarpıcı bir sıçrama anlamına geliyor. 2025’in ikinci yarısından 2029 sonuna kadar yaklaşık 3,1 trilyon TL’lik yeni kaynağı sürdürülebilir yatırımlara yönlendireceğiz. Bu taahhüdün büyüklüğü, Türkiye’nin düşük karbonlu ve kapsayıcı bir geleceğe geçişinde Garanti BBVA’nın giderek daha da etkin bir rol üstleneceğini gösteriyor.”

BBVA Grubu’nun küresel taahhüdü 1 trilyon euro

Garanti BBVA’nın ana hissedarı BBVA Grubu, 2018-2025 yılları için ilk etapta 100 milyar euro sürdürülebilir finansman hedefi koymuştu. Hedef önce 300 milyar euroya çıkarıldı ve 2024 yılı sonunda tamamlandı. Grup şimdi, 2025–2029 dönemi için 700 milyar euroluk yeni taahhütle toplam hedefini 1 trilyon euroya yükseltti.

BBVA’da Türkiye’nin Payı yüzde 9’a yükseldi

2025’in ilk dört ayında BBVA Grubu’nun sağladığı toplam sürdürülebilir finansmanın yaklaşık 140 milyar TL’si Garanti BBVA tarafından sağlandı. Bu rakamla Türkiye’nin BBVA Grubu içindeki payı sürdürülebilir finansman rakamların raporlanmaya başlandığı 2018 yıllarındaki yüzde 3 seviyesinden bugün yüzde 9’a yükselmiş durumda.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Tahvil Yerine Kredi: Türk Şirketlerinin Finansman Kaderi

Yayınlanma:

|

Yazan:

Türkiye’de reel sektörün finansman ihtiyacını karşılamak için en çok başvurduğu yöntem banka kredileridir. Oysa gelişmiş finansal sistemlerde şirketler, uzun vadeli ve daha uygun maliyetli fon sağlamak için sermaye piyasalarında borçlanma araçlarına, özellikle tahvil ihraçlarına yönelmektedir. Peki Türkiye’de reel sektör neden bu imkândan yeterince yararlanamıyor?

Tahvil İhracının Önündeki Ekonomik Engeller

Tahvil piyasasının gelişmesi; makroekonomik istikrar, faiz oranlarının öngörülebilirliği, düşük enflasyon, istikrarlı döviz kuru, düşük kamu borçlanma ihtiyacı ve yüksek kredi notu gibi birçok değişkene bağlıdır. Ancak:

  • Türkiye’nin ülke kredi notu düşüktür ve bu doğrudan özel sektörün notunu da sınırlamaktadır.

  • Yüksek enflasyon ve faiz oranları, borçlanma maliyetlerini tahvil piyasasında da yükseltmektedir.

  • Kamu kesiminin sürekli yüksek borçlanma ihtiyacı, özel sektörün tahvil ihraçlarını piyasadan dışlama etkisi (crowding out) ile sınırlamaktadır.

Hukuki ve Kurumsal Güven Eksikliği

Sadece ekonomik değil, hukuki ve politik güvensizlik de yabancı ve yerli yatırımcıların özel sektör tahvillerine ilgi göstermemesine yol açıyor. Güçlü bir ikinci el tahvil piyasası oluşmadığı için yatırımcılar uzun vadeli bağlayıcı enstrümanlara mesafeli durmaktadır.

Banka Kredilerine Bağımlılığın Sonuçları

Bu nedenlerle reel sektör, finansmana erişimde tek kanal olarak bankaları kullanmak zorunda kalıyor:

  • Yüksek maliyetli ve kısa vadeli kaynaklara mahkûm olunuyor.

  • Kredi sınırlamaları, özellikle ekonomik kriz dönemlerinde işletmeleri zorluyor.

  • Kredi vadelerinin kısalığı ve esneklik eksikliği, uzun vadeli yatırım planlarını zorlaştırıyor.

Finansman Araçlarında Çeşitlilik Şart

Türkiye’de reel sektörün daha güçlü, sağlıklı ve uzun vadeli kaynaklara erişebilmesi için:

  • Makroekonomik göstergelerin iyileştirilmesi,

  • Sermaye piyasalarının derinleştirilmesi,

  • Hukuki güven ortamının sağlanması,

  • Tahvil piyasası için ikincil piyasa likiditesinin artırılması büyük önem taşımaktadır.

Onur ÇELİK-CFO/YMM

 

Okumaya devam et

Ali Coşkun

YÜKSEK BANKA KREDİLERİ

Yayınlanma:

|

Yazan:

Bankalar ekonomik sistemin en önemli finansal aktörleri olarak faaliyet gösterir. Her banka özünde kâr amacı güden bir ticari kuruluştur.

Kredi verirken öncelikle kendi risklerini ve menfaatlerini gözetmek zorundadır. Kullandırdıkları kredilerin faiz oranı veya kar payı, komisyon yapısı, vade şartları da bu doğrultuda belirlenmektedir.

Bugün piyasada bileşik faiz oranları TL cinsi kredilerde %60-65, döviz cinsi kredilerde ise %14-16 bandındadır.

Ayrıca bankaların sigorta, dosya masrafı, kredi tahsis ücreti ve banka ürün satışları gibi birçok kalemi kredi paketine dahil ettiği görülüyor.

Yani faiz veya kar payı dışında çok sayıda gizli maliyetle karşı karşıya kalınıyor.

Firmalar bu şartlar altında yalnızca finansmana erişmekle kalmıyor aynı zamanda ağır bir maliyet yükünü de sırtlanıyorlar.

Bankalar, firmalara kredi limitleri oluştururken sektörel karlılık oranlarına azami dikkat ederler. Ancak burada ciddi bir çelişki var. Bankalar kredi tahsisinde sektörün brüt kâr marjlarını esas alırken, mevcut kredi maliyetleri bu oranları çoktan aşmış durumdadır.

Brüt kâr marjı sektörlere göre ortalama %25-30 arasında değişirken, firmalar %65’in üzerinde bileşik faizle TL borçlanıyor.

Bu koşullarda, kâr eden değil borcunu çevirebilen firma başarılı kabul ediliyor. Bu ne finansal sürdürülebilirliğe ne de sağlıklı bir ekonomiye hizmet eder.

Şu an firmalar yalnızca yüksek faizle değil aynı zamanda yüksek enflasyon, düşük iç talep, yüksek maliyetler, düşük kâr, kur baskısı, iç ve dış pazarlardaki daralma, krediye erişim ve jeopolitik risklerle mücadele etmek zorunda kalıyor.

İhracatçı firmalar için döviz kuru reel anlamda destekleyici olmaktan çıkmış, rekabet gücünü zayıflatıcı bir unsura dönüşmüştür.

Bu koşullar altında firmaların ayakta kalması tesadüf değil direnç ve stratejik yönetimin bir sonucudur. Ama bu direncin ne kadar sürdürülebileceği ise meçhuldür.

Bugün konkordato alan, iflas eden şirketlere şaşırmak yerine bu ortamda hâlâ üretmeye, istihdam yaratmaya, ihracat yapmaya devam eden firmalara hayranlık duymalıyız.

Asıl konuşulması gereken, bu firmaların nasıl hayatta kaldığı ve ne tür stratejiler geliştirdiğidir. Zira bu firmalar sadece kendi faaliyetlerini değil aynı zamanda ekonominin can damarlarını da ayakta tutmaktadır.

Enflasyonla mücadele elbette gereklidir.Ancak bunu yaparken reel sektörü göz ardı etmek hastayı tedavi ederken organlarını iflas ettirmek gibidir.

Faiz politikaları ve sıkılaşma adımları kısa vadede enflasyonu aşağı çekebilir ama ardında üretim yapamayan, borç yükü altında ezilen ve finansmana erişemeyen bir özel sektör kalırsa bu başarı neye yarar?

Bugün geldiğimiz noktada reel sektörün sesine daha fazla kulak verilmesi gerekiyor.

Kredi maliyetlerinin düşürülmesi, finansmana erişimin kolaylaştırılması ve firmaların üzerindeki dolaylı maliyetlerin azaltılması şarttır.

Aksi takdirde sadece bugünü değil yarının üretim kapasitesini ve ekonomik bağımsızlığını tehlikeye atmış oluruz.

Ali COŞKUN-Finans Danışmanı
0 530 787 84 39
[email protected]

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.