Connect with us

EKONOMİ

OSB’ler aynı miktar gaza 3.4 kat daha fazla ödeyecek

BOTAŞ 1 Ocak 2022’den itibaren sanayiye yönelik doğalgaz tarifelerini yüzde 50 olarak artırdı. Doğalgaz dağıtımını kendi yapan OSB’lere tek fatura kesildiği için, otomatik olarak buranın tüketimi yüksek bedel üzerinden faturalandırıldı. Burada faaliyet gösteren sanayiciler de kademeli tarifedeki miktardan daha az gaz tüketseler bile zamlı tarifeden ödeme yapmak zorunda kaldılar.

Yayınlanma:

|

Tedarik zincirindeki kırılmaların etkisiyle hammadde maliyeti döviz cinsinden yükselen, döviz kurundaki artışla bunu daha yoğun hisseden sanayici şimdi de enerji maliyetlerindeki ekstra yükselişle karşı karşıya kaldı. BOTAŞ yılbaşından itibaren sanayi doğalgazına yüzde 50 zam yaptı. Bununla eş zamanlı olarak yıllık 300 bin Sm3 gaz kullanımına ekstra bir zam daha uygulamaya başladı. Ancak doğalgazı kendisi dağıtan OSB’lere tek bir fatura kesildiği için burada faaliyet gösteren şirketler yıllık 300 bin Sm3’ün altında gaz tüketse bile doğalgazı ekstra zamlı kullanmak zorunda kaldı. Yapılan hesaplamaya göre aynı miktarda gaz tüketseler bile OSB içindeki sanayici, dışındaki sanayiciye göre 3.4 kat daha fazla fatura ödüyor.

Yüzde 18 indirim 3.4 kat pahalı kullanıma döndü

Dünya Gazetesinden Hüseyin Gökçe haberine göre; BOTAŞ’ın, indirimli tarife uygulanacağını belirterek yönlendirmesiyle 1989 yılından itibaren bölge içi doğalgaz dağıtım altyapısını kuran OSB’ler ilk etapta doğalgazı yüzde 18’e varan oranlarda indirimli kullanmaya başladılar. Ancak hizmet bedeli olarak adlandırılan bu indirimler zaman içinde azalarak 2005 yılında yüzde 3’e geriledi.

OSB’lere tek fatura kesildiği için BOTAŞ’ın sanayiciden tahsilat riskini de ortadan kaldıran sistemde, hizmet bedelleri yeni hat yapımı, personel, bakım ve onarım masrafl arı için kullanılıyordu.

İndirim oranı 2008 yılında yüzde 1’e indirilirken, 2009 yılında sıfırlanmıştı. Hâlen bu kapsamda indirim oranı yüzde 0.5 (yarım) seviyesinde bulunuyor.

Ancak doğalgaz altyapı yatırımını gerçekleştirerek bölge için gaz dağıtımını kendisi yapan OSB’ler için tek fatura kesilmesi BOTAŞ’ın yeni fiyat tarifelerine göre, firmaların aleyhine bir durum yaşanmasına yol açtı.

Kademeli fiyat ek zamma nasıl dönüştü?

OSİAD Başkanı Süleyman Ekinci’nin verdiği bilgilere göre, sanayiciler 2021 yılı Aralık ayındaki tüketimlerinin yüzde 60’ı için Ocak-Eylül dönemindeki ortalama aylık tüketiminin yüzde 60’ına 4.35 TL/Sm3, bunun üzerindeki kısma ise 6.53 TL/Sm3 fiyat uygulandı.

BOTAŞ’ın 31 Aralık 2021 tarihli tarifesine göre ise Ocak 2022 döneminde fiyatlar yüzde 50 artırıldı. Böylece tüketimin yüzde 60’ına kadar olan kısmı 6.45 liradan, üzerindeki kısmı ise 9.68 liradan faturalandırıldı.

Ekinci’nin projeksiyonuna göre, Aralık/2021 dönemi tüketimi 22.336,36 Sm3, ilk dokuz aylık ortalama tüketimi 8.470,30 Sm3, yıllık toplam tüketimi 121.446,7 Sm3 olan bir sanayici KDV dahil 159 bin TL fatura ödeyecek.

Buna karşılık OSB dışındaki işletmeler ise aynı miktarda doğalgaz için 46 bin 627 lira fatura ödeyecek. Başka bir ifade ile OSB’de faaliyet gösteren bir sanayici, OSB dışındaki sanayiciye göre aynı miktarda gaz için 3.4 kat daha fazla ödeme yapacak.

OSB tüzel kişiliğine tek fatura kesildiği için buralarda toplam kullanım otomatikman, zamlı tarifi dilimine giriyor.

Ekinci: OSB dışına çıkma eğilimi artacak

OSTİM Sanayici ve İş İnsanları Derneği (OSİAD) Başkanı Süleyman Ekinci OSB adına düzenlenen faturanın tüketim miktarına göre sanayicilere yansıtılacağı için OSB’lerde üretim yapanların maliyetlerinin çok artacağını söyledi. Bu uygulamanın OSB’lerde üretim yapanlarla, dışında yapan sanayiciler arasında eşitsizliğe ve haksız rekabete yol açacağını dile getiren Ekinci, bu uygulamanın sürmesi halinde işletmelerin OSB dışına çıkma eğiliminin artacağı uyarısında bulundu. Ekinci, BOTAŞ’ın uygulamasına göre, OSB’lerde yer alan sanayicilerin tarifesinin ilgili OSB’nin tüm sanayicilerinin yıllık toplam tüketimi baz alınarak belirlendiğini, OSB dışında yer alan sanayiciler için ise ayrı ayrı tarife oluşturulduğunu anlattı.

Sözdinler: Tarife sanayiciyi adeta cezalandırıyor

Çerkezköy OSB Başkanı Eyüp Sözdinler, bu tarife sistemiyle OSB’lerdeki sanayicinin adeta cezalandırıldığını söyledi. Daha düşük kullanım yaptığı halde, sadece OSB’de olduğu için doğalgaza yüksek fatura ödemek zorunda kalan sanayicinin haksız rekabete maruz kaldığını dile getiren Sözdinler, bunun değiştirilmesi için BOTAŞ ve EPDK’ya başvuruda bulunduklarını bildirdi. Sözdinler, bunun OSB’lere yeni yatırımın önünü tıkayabileceğini kaydederken, “OSB’ler zamanında teşvik edildi ve altyapı yatırımları yaptılar. Bir anlamda BOTAŞ’ın üzerindeki yükü de aldılar. Gelinen noktada indirimin sıfıra yaklaşması ve yeni tarifelerle birlikte, cazibesi kalmayan sistem artık OSB’lere yük olmaya başladı” ifadelerini kullandı.

Okumaya devam et

EKONOMİ

Eşit İşe Eşit Ücret: Adalet mi, Safsata mı?

Yayınlanma:

|

İzmir Büyükşehir Belediyesine bağlı iştiraklerde çalışan yaklaşık 23 bin temizlik işçisi “eşit işe eşit ücret” taleplerinin yerine gerilmediği gerekçe gösterilerek Sekdikanın kararı ile greve gitmesi ile birlikte “eşit işe eşit ücret” talebini sorgulama gerekçesi de kendiliğinden tekrar gündeme geldi.

Eşit İşe Eşit Ücret: Adalet mi, Safsata mı?

Eşit işe eşit ücret” ilkesi, uzun süredir özellikle sendikal söylemlerde, insan hakları belgelerinde ve politik manifestolarda sıkça yer bulan bir kavram. İlk bakışta son derece adil ve insani bir uygulama gibi görünse de, uygulamaya döküldüğünde birçok sakıncayı beraberinde getirebilir. Bu yazıda bu ilkenin artılarını, eksilerini ve çalışanlar üzerindeki etkilerini objektif bir şekilde ele alacağız.

“Eşit İşe Eşit Ücret” Ne Anlama Geliyor?

Bu ilkeye göre, aynı işi yapan kişilere –cinsiyet, yaş, etnik köken, inanç gibi unsurlara bakılmaksızın– aynı ücretin verilmesi gerekir. Amaç, ayrımcılığı önlemek ve çalışma hayatında fırsat eşitliğini güçlendirmektir.

Ancak “aynı iş” tanımı, yüzeyde benzer olsa da çoğu zaman içerik, sorumluluk, nitelik, performans ve katkı açısından farklılıklar gösterir. Bu noktada “eşit ücret” anlayışı, yüzeysel bir adalet anlayışına dönüşebilir.

Sakıncalar ve Uygulamadaki Zorluklar

1. Performansın Göz Ardı Edilmesi

Aynı pozisyonda çalışan iki kişi düşünün: Biri sorumluluk alıyor, inisiyatif kullanıyor, üretken ve çözüm odaklı; diğeri ise sadece görev tanımı kadar çalışıyor. Ancak ikisine de aynı ücret veriliyor. Bu durum, yüksek performanslı çalışanı demotive eder.

2. Vasatlık Teşviki

Ücretlendirme performansa dayalı değilse, çalışanlar “fazla çalışsam da maaşım değişmeyecek” düşüncesiyle vasat bir çizgiye razı olur. Zamanla iş yerinde genel verimlilik düşer.

3. Yetenekli Çalışanları Kaybetme Riski

Kendini geliştiren, daha fazla katkı sunan çalışanlar, farklılıklarının karşılık bulmadığını fark ettiğinde kuruma olan bağlılıkları zayıflar. Bu da yetenekli çalışanların başka firmalara geçmesine neden olabilir.

4. Adalet Algısının Bozulması

Eşitlik, her zaman adaletle eş anlamlı değildir. Aynı işi yapan kişiler, katkı açısından eşit olmayabilir. Katkıya değil de sadece iş tanımına dayalı ücretlendirme, çalışanlar arasında huzursuzluk yaratır.

Çalışan Üzerinde Psikolojik Etkiler

  • Motivasyon Kaybı: Başarılı çalışan kendini değersiz hisseder.

  • Aidiyet Zayıflar: Kuruma bağlılık azalır.

  • Gizli Tepkiler: Çalışanlar “nasıl olsa bir şey değişmeyecek” düşüncesiyle üretkenliğini bilinçli olarak düşürebilir.

Pozitif  Yanı Var mı?

Elbette var. Özellikle işe yeni başlayanlar veya dezavantajlı gruplar için “eşit işe eşit ücret” ilkesi koruyucu bir çerçeve oluşturabilir. Ancak bu ilke sabit ve katı bir kural haline gelirse, zamanla faydadan çok zarar doğurur.

Alternatif  Yaklaşım: Eşit Fırsat + Adil Ücret

Çözüm, “eşit işe eşit ücret” yerine “eşit fırsat, adil ücret” anlayışında yatıyor. Yani işe alımda, terfide ve gelişimde herkes için fırsat eşitliği sağlanmalı; ancak ücretlendirme nitelik, performans, deneyim, katkı ve sorumluluk gibi kriterlere göre şekillenmeli.

Eşitlik mi, Adalet mi?

“Eşit işe eşit ücret” ilkesi, kulağa hoş gelen bir slogandan ibaret olabilir. Çünkü aynı unvana sahip olmak, aynı katkıyı sağladığınız anlamına gelmez. Gerçek adalet, herkesin katkısı kadar karşılık bulduğu bir sistemle mümkündür.

Bu nedenle şirketler, adalet duygusunu zedelemeyecek şekilde; şeffaf, ölçülebilir ve performansa dayalı ücretlendirme sistemleri kurmalıdır.

Erol TAŞDELEN-Ekonomist    www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Mevcut Enflasyon ve Faiz Oranlarıyla Yatırımcı Yeni Yatırım Yapar mı?

Yayınlanma:

|

Yazan:

Yüksek enflasyon oranının getirdiği yüksek faiz politikası haliyle başta ticari krediler olmak üzere tüm kredi türlerinde de faiz oranlarının artmasına neden oluyor.Şu an kredibilitesi yüksek ve ekonomik olarak büyük hacimlere sahip şirketler dahi piyasadan % 50 TL faiz oranları ile borçlanabiliyor. KOBİ vb. gibi diğer işletmelerin kullanabildikleri kredilerin faiz oranları ise % 60 bandını aşmış durumda.

Peki kredi piyasası açısından tek kötü haber faiz oranlarının yükselmiş olması mı? Maalesef hayır, bankaların kredi verme iştahı da azalmış durumda ve haliyle eskiye nazaran parasal olarak da verilen kredilerin büyüme hızında da ciddi bir yavaşlama görülmekte.Nitekim kredilerin mevduata oranı (KMO)% 80-90 bandına gerilemiş durumda..

Yeterince kredi bulunsa dahi mevcut faiz oranları düşünüldüğünde yatırımcının yatırım yapması da sanıldığı kadar kolay görünmemekte. Malumunuz yatırımcının işletmesine koyduğu sermayenin getirisi asgari olarak risksiz faiz oranı olan hazine kağıtlarının ya da banka mevduat getirisinden fazla olmalı ki yatırımcı risk alarak yatırım yapsın. Üstelik gelir kaybı nedeniyle tüketici talebinin azaldığı hem de yüksek işsizlik sebebiyle kişilerin gelecekte elde etmeyi umdukları gelirleri elde edip edemeyeceklerinden emin olmamaları da onları harcama bakımından daha da muhafazakar hale getirmişken bunu başarmak gerçekten daha da zorlaşıyor.

Onur ÇELİK-CFO/YMM

Okumaya devam et

EKONOMİ

Geleceğin Uzun Tarihi: Hayaller, Teknoloji ve Gerçeklik Arasında Bir Yolculuk

Yayınlanma:

|

İnsanlık tarihi, geçmişin izlerini taşırken geleceğe dair umutlar, korkular ve öngörülerle şekillenmiştir. Teknoloji ilerledikçe bu gelecek tahayyülleri daha somut, daha ulaşılabilir ve bir o kadar da kontrol edilebilir hale geldi. Nicole Kobie’nin kaleme aldığı The Long History of the Future” (Geleceğin Uzun Tarihi), tam da bu noktada devreye giriyor: Geleceğin ne olduğuna, kim tarafından kurgulandığına ve nasıl yönlendirildiğine ışık tutuyor.

Gelecek Fikri Yeni Değil, Ama Daha Güçlü

Kobie, geleceğe dair düşünmenin yeni bir refleks olmadığını vurguluyor. Antik çağlardan bugüne kehanetler, ütopyalar, distopyalar ve bilimkurgu eserleri aracılığıyla insanlar kendi zamanlarını aşan kurgular üretmişlerdir. Ancak asıl dikkat çekici olan, bu kurguların bireylerin değil; hükümetlerin, şirketlerin ve teknoloji elitlerinin elinde birer araç haline gelmesidir.

Silikon Vadisi’nin “Geleceği” Satın Alması

Günümüzde geleceği tanımlayan en güçlü aktörler teknoloji şirketleri. Silikon Vadisi merkezli bu yapılar, yalnızca yeni teknolojiler üretmekle kalmıyor; bu teknolojilerin hayal ettirdiği geleceği de pazarlıyor. Nicole Kobie’ye göre bu “gelecek satışı”, kapitalist sistemin en sofistike manipülasyonlarından biri. Çünkü artık insanlar, daha iyi bir geleceği hayal etmek yerine, sunulan vizyonlara razı olmayı tercih ediyor.

Bilimkurgu ve Politik Gerçeklik

Kobie, bilimkurgu edebiyatının ve filmlerinin yalnızca eğlence değil, politik bir arka plana sahip olduğunu savunuyor. 1984, Brave New World, Black Mirror gibi eserler birer uyarı değil, zamanla “olası senaryolara” dönüşüyor. Bu da gelecek tahayyüllerinin aslında günümüz karar vericileri tarafından birer araç olarak nasıl kullanıldığını ortaya koyuyor.

Teknoloji Tarafsız Değildir

Yazar, teknolojinin asla tarafsız olmadığını açıkça ifade ediyor. Hangi teknolojinin geliştirileceği, kimler için geliştirileceği ve hangi ihtiyaçlara cevap vereceği tamamen ideolojik kararlarla belirleniyor. Yapay zeka, gözetim sistemleri, uzay yolculukları veya dijital ekonomi: Hepsi birer gelecek inşasıdır. Ancak bu gelecek, herkes için eşit derecede ulaşılabilir değil.

Hayal Edilen Gelecek mi, Dayatılan Gelecek mi?

Kitabın temel sorusu şu: Gelecek gerçekten insanlığın ortak aklıyla mı belirleniyor, yoksa güçlülerin çıkarına göre mi kurgulanıyor?

Nicole Kobie’nin cevabı net: Bugün bize “ilerleme” adı altında sunulan çoğu şey, belirli çevrelerin çıkarlarına hizmet eden bir gelecek tasarımıdır. Bu tasarım, medya yoluyla yaygınlaştırılır, teknolojiyle pazarlanır ve politikalarla meşrulaştırılır.

Nicole Kobie The Long History of the Future – Narrative Species

Geleceği Kimin İçin Tasarlıyoruz?

“Geleceğin Uzun Tarihi”, sadece teknolojiye veya inovasyona değil, bu olguların arkasındaki güç ilişkilerine dikkat çeken önemli bir eser. Nicole Kobie, okura şu çağrıyı yapıyor:

“Geleceği başkalarının kurgulamasına izin vermeyin.”

Çünkü bir toplumun geleceği, ancak kolektif akıl ve etik bir vizyonla kurgulandığında adil ve sürdürülebilir olabilir. Aksi halde geleceğimiz, geçmişin hatalarına benzeyen ama daha sofistike bir kabusa dönüşebilir.

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.