Putin dünyaya meydan okudu : Ukrayna’yı bölmeye hazırlanıyor!
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, “Rusya Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü tanımak için her şeyi yaptı. BM’nin 2202 numaralı maddesini uygulamak için her şeyi yaptı. Kiev rejimi saldırgandır ve 2014 yılındaki darbeyle kurulmuştur. Donbass krizini askeri operasyon dışında çözme girişimi yoktu. Bu nedenle Donetsk Halk Cumhuriyeti ve Luhansk Halk Cumhuriyetleri’ni tanıma kararını onaylıyorum” dedi.
Rusya Devlet Başkanı Putin, Ukrayna’nın doğusundaki Donetsk ve Luhansk’tan gelen ‘bağımsızlığımızı tanıyın‘ çağrısına ilişkin kararı bugün alacaklarını söyledi. Batı, Rusya’yı böyle bir adıma karşı uyardı.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna’nın doğusundaki ayrılıkçıların bağımsızlığını tanıma konusunda Pazartesi günü içinde kararını vereceğini açıkladı. Moskova’da Ulusal Güvenlik Konseyi’yle bir görüşme gerçekleştiren Rusya Devlet Başkanı, “Sizin görüşünüzü dinledim, karar bugün verilecek” ifadelerini kullandı.
Donetsk ve Luhansk’taki ayrılıkçı liderler, Putin’den bağımsızlıklarını tanımasını talep etmişti. Luhansk’ı resmi olarak tanınmayan “halk cumhuriyeti” ilan eden ayrılıkçı lider Leonid Paseçnik’in “Luhansk Halk Cumhuriyeti’nin bağımsızlık ve egemenliğini tanımanızı rica ediyorum” ifadelerini kullandığı görüntülü mesajı, Rus televizyonunda yayımlanmıştı. Donetsk için aynı çağrıyı yapan ayrılıkçı lider Denis Puşilin, Moskova’ya ayrıca savunma konusunda iş birliği çağrısında bulunmuştu.
Batı’dan “sert yanıt” uyarısı
Putin’le bir telefon görüşmesi gerçekleştiren Almanya Başbakanı Olaf Scholz’ün de böyle bir adımın Rusya’nın Minsk protokolünü tek taraflı ihlali anlamına geleceğini belirterek, Moskova’yı uyardığı belirtildi.
Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell da, Putin’in söz konusu bağımsızlıkları tanıması durumunda Birliğin “sert bir yanıt vermeye hazır olduğunu” söyledi. Borrell, “Başkan Putin’e uluslararası hukuka ve Minsk protokolüne saygı göstermeye ve Luhansk ile Donetsk bölgelerinin bağımsızlıklarını tanımamaya çağırıyoruz” diye konuştu.
ABD, bu “cumhuriyetlerin” Moskova tarafından tanınmasının uluslararası hukukun büyük bir yara alması anlamına geleceğini duyurdu.
Donetsk ve Luhansk’taki Rusya yanlısı ayrılıkçı yönetimler, geçen Cuma bölgede artan saldırıları gerekçe göstererek sivillerin Rusya’ya tahliyesine karar vermişti. Hafta sonunda Rusya Acil Durumlar Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Ukrayna’nın doğusunda yaşayan on binlerce kişinin Rusya’ya sığındığı bildirilmişti.
“Minsk için umut kalmadı”
Rusya lideri Putin, Ulusal Güvenlik Konseyi’yle toplantısında Minsk Mutabakatı’na ilişkin de açıklamalar da bulundu. Putin, Ukrayna’nın doğusunda ateşkes öngören anlaşmanın uygulanmasına yönelik artık bir umut göremediklerini ifade etti.
Öncelikle NATO’nun genişlemesini engellemek istiyoruz. Rusya sınırına yönelik silahların konuşlanmamasını istiyoruz. Askeri altyapının 1997 seviyesine çekilmesini istiyoruz.
Bize şantaj yapmaya kalktılar. Yaptırımlarla tehdit ettiler. Bence bu yaptırımlar devreye konacak. Durumdan bağımsız olarak yaptırımlar sözkonusu olacak. Burada istenen Rusya’nın güçlenmesinin engellenmesi. Biz asla egemenliğimizden, ulusal çıkarlarımızdan, değerlerimizden vaz geçmeyeceğiz.
NATO ittifakı, Rusya sınırına yaklaştı ve ilerledi. İşte güvenlik krizlerinin nedenlerinden biri de buydu. Durum giderek daha da kötü hale gelmeyi sürdürüyor. Romanya, Polonya Amerika’nın projesinin parçası olarak füze savunma sistemleri konuşlandırdılar. Bunların Dombas bölgesinde konuşlandıracağını görüyoruz. Bunlar yalnızca savunma amaçlı değil aynı zamanda kara ve denizde hedeflerini vurabilen füzeler. NATO giderek altyapısını arttırıyor ve yeni silah sahibi oluyor.
Putin, Batı’yı da Moskova-Kiev arasındaki ihtilafı kullanarak Rusya’nın güvenliğini tehdit etmekle suçladı. Rusya Devlet Başkanı, “Ukrayna’nın ülkemizle bir ihtilaf için araç olarak kullanılması bize çok büyük bir tehdit oluşturuyor” şeklinde konuştu. Moskova’nın önceliğinin ihtilaf değil, güvenlik olduğunu vurgulayan Putin, Kiev ve Washington’ın ise artık ihtilaf istediğini savundu.
Amerikan istihbarat birimleri, Moskova’nın Ukrayna sınırında konuşlandırdığı birlikler, tanklar ve savaş gemileriyle bir işgal hazırlığında olduğunu iddia ediyor. ABD Başkanı Joe Biden, aldıkları istihbaratların Putin’in Ukrayna’yı işgal kararı aldığı ve Rus komutanların birkaç gün içinde taarruza geçmek içinde hazırlık yaptığı yönünde olduğunu söylemişti.
Bugün ay sonu olup firmaların finansal sorumluluklarını eksiksiz yerine getirmesi gereken çok önemli bir gündür. Ayrıca yılın ikinci bilanço dönemidir.
Aşağıdaki hususlara azami dikkat edilmesi, firmanızın kredi notu ve bankalarla olan itibarınızın korunması açısından büyük önem taşımaktadır.
Bugüne özel firmaların yapması gerekenler;
1. Banka Borçlarının Kontrolü ve Ödemesi
Çalıştığınız tüm bankalarla sabah erkenden irtibata geçerek; kredi taksitleri, komisyonlar, BCH, KMH, Ek hesap, devre faizleri gibi ödenmesi gereken bir borç olup olmadığını mutlaka yazılı (e-posta) veya sözlü olarak teyit ediniz.
Varsa bu borçlar gün içinde acilen ödenmelidir.
Para transferi gerçekleştirilmiş olsa dahi saat 17.00’den önce banka hesapları kontrol edilmeli, sistemin bu borçları otomatik tahsil edip etmediği bizzat teyit edilmelidir. Sistemsel gecikmeler yaşanabilmektedir.
Tüzel Kişilerde Mutlak Butlan: Şirket, Dernek, Vakıf ve Siyasi Partiler Açısından Hukuki Geçersizlik
Hukuk düzeninde bazı işlemler, baştan itibaren geçersiz sayılır. Bu tür işlemler “mutlak butlan” (yokluk) kavramı ile açıklanır. Türk hukuk sisteminde; şirketler, dernekler, vakıflar ve siyasi partiler gibi tüzel kişiler açısından da bu geçersizlik ciddi sonuçlar doğurur.
Mutlak Butlan Nedir?
Mutlak butlan; hukuka, kamu düzenine, ahlaka veya emredici şekil kurallarına aykırı bir hukuki işlemin başlangıçtan itibaren hükümsüz olması halidir. Bu işlemler sanki hiç yapılmamış gibi değerlendirilir. Mutlak butlan hâlinde:
Herkes geçersizliği ileri sürebilir.
Mahkemeler re’sen (kendiliğinden) dikkate alır.
Zamanaşımı söz konusu değildir.
Hukuki sonuç doğurmaz.
1. Şirketlerde Mutlak Butlan
Ticaret hayatında şirketler üzerinden gerçekleştirilen bazı işlemler, hukuki şekil şartlarına ve kanuni kurallara aykırıysa mutlak butlan gündeme gelir.
Örnekler:
Geçersiz Kuruluş: Asgari sermaye şartını taşımayan bir anonim şirketin kurulması.
Kanuna Aykırı Amaç: Yasa dışı işler (örneğin kaçakçılık) için kurulan şirketler.
Şekil Eksikliği: Genel kurul toplantısı, zorunlu çağrı ve nisap şartları olmadan yapılırsa alınan kararlar geçersizdir.
2. Derneklerde Mutlak Butlan
Dernekler Kanunu’na göre, bir derneğin hem kuruluş hem de faaliyet süreçlerinde kamu düzeni ve yasalara uygunluk esastır. Aksi hâlde mutlak butlan söz konusu olur.
Geçersiz Genel Kurul: Üyelerin haberi olmadan yapılan toplantıda alınan kararlar hükümsüzdür.
Amaç Ahlaka Aykırı: Toplumda nefret, ayrımcılık, ırkçılık gibi ahlaka aykırı fikirleri yayan dernekler geçersiz sayılır.
3. Vakıflarda Mutlak Butlan
Vakıflar, kuruluşlarında sıkı şekil şartlarına tabidir. Bu şartlara uyulmaması hâlinde vakıf tüzel kişiliği oluşmaz.
Örnekler:
Resmî Senet Eksikliği: Noter huzurunda düzenlenmeyen vakıf senedi geçersizdir.
Mal Varlığı Devri Yoksa: Kurucu tarafından belirtilen taşınmazın vakfa devri yapılmamışsa kuruluş yok hükmündedir.
Kamu Düzenine Aykırı Amaç: Terör finansmanı veya ayrımcı amaç güden vakıflar geçersizdir.
4. Siyasi Partilerde Mutlak Butlan
Siyasi partiler, Anayasa’ya ve Siyasi Partiler Kanunu’na uygun olarak faaliyet yürütmek zorundadır. Anayasa Mahkemesi, bu konuda nihai denetim merciidir.
Örnekler:
Anayasa’ya Aykırılık: Laiklik, insan hakları, devletin bütünlüğü gibi ilkelere aykırı partiler kapatılır ve işlemleri mutlak butlanla geçersiz sayılır.
Usulsüz Kurultay: Parti tüzüğüne aykırı yapılan seçimler geçersizdir.
Tüzük ve Program İhlalleri: Toplumsal barışa tehdit oluşturan ifadeler taşıyan programlar yok hükmündedir.
Tüzel Kişilerde Hukuki Ciddiyet Şart
Mutlak butlan, yalnızca bireysel sözleşmelerde değil; kurumların varlığını ve işlemlerini de doğrudan etkileyen bir hükümsüzlük türüdür. Şirketler, dernekler, vakıflar ve siyasi partiler; kuruluş ve faaliyet süreçlerinde şekil, içerik ve amaç yönünden hukuka uygun davranmadıklarında, yaptıkları işlemler geçersiz sayılır. Bu durum, hem kamu düzeninin korunması hem de hukuki güvenliğin sağlanması açısından kritik öneme sahiptir.
Günümüzde birçok birey, şirket ve hatta ülke; sahip olduğundan çok daha fazla zenginmiş gibi davranıyor. Lüks arabalar, büyük evler, gösterişli tatiller ve sosyal medyada sergilenen “refah dolu” hayatlar… Ancak tüm bu görüntülerin arkasında çoğu zaman borçla finanse edilen bir tüketim yatıyor.
Bu duruma ekonomi literatüründe “Zenginlik İllüzyonu” adı veriliyor. Yani kişi ya da kurumlar gerçek zenginlik yerine, borçla veya geçici gelirlerle sürdürülen bir refah algısı içinde yaşıyorlar.
BİREYSEL DÜZEYDE ZENGİNLİK İLLÜZYONU
Nasıl oluşur?
Kredi kartıyla yapılan lüks harcamalar
Taksitle alınan araba, ev, tatil vb.
Sosyal medyada sergilenen “lüks yaşam” gösterileri
Gerçek: Sahip olunan varlık değil, borçla finanse edilmiş bir tüketimdir.
Kredi kartıyla alınan pahalı telefonlar, taksitle gidilen lüks tatiller ve gösteriş için yapılan harcamalar… Tüm bu tüketim örnekleri, zenginlik illüzyonunun bireysel düzeydeki tezahürüdür. Kişi, aslında gelecek gelirini bugünden harcamakta, ama kendini “zengin” hissetmektedir.
ŞİRKETLERDE ZENGİNLİK İLLÜZYONU
Nasıl oluşur?
Sürekli borçlanarak yapılan yatırımlar
Gerçekleşmemiş kârlar üzerinden yapılan büyüme planları
Finansal tablolarda şişirilmiş varlıklar
Gerçek: Firmanın nakit akışı sorunlu olabilir, ancak dışarıdan “büyüyen ve zenginleşen şirket” algısı yaratılır.
Bazı firmalar; sürekli kredi kullanarak yatırım yapmakta, borçla büyümektedir. Finansal tablolarda görülen “kâr” çoğu zaman nakit akışıyla desteklenmeyen hayali bir kârdır. Böyle firmalar dışarıdan güçlü görünse de içeride ciddi risk taşır.
DEVLETLERDE ZENGİNLİK İLLÜZYONU
Nasıl oluşur?
Aşırı borçlanmayla finanse edilen büyük altyapı projeleri
Yapay şekilde düşük faizle genişleyen ekonomi
Kısa vadeli döviz girişleriyle büyüyen cari açık
Gerçek: Ekonominin temelleri zayıftır ama halk kendini refah içinde hisseder. Bu, genellikle krizle sonuçlanır (örneğin 2001 Türkiye krizi, 2008 ABD mortgage krizi).
Makroekonomik düzeyde, bazı devletler büyük projeler yaparak vatandaşlarına “refah” algısı yaratır. Ancak bu projelerin finansmanı borçla sağlanıyorsa ve üretim-tasarruf dengesi bozulmuşsa, bu durum sadece geçici bir illüzyondur. Ekonomik kriz kaçınılmaz hale gelir.
Zenginlik İllüzyonunun Nedenleri
Tüketim kültürü ve reklamlar
Sosyal medya ve gösteriş toplumu
Finansal okuryazarlık eksikliği
Yatırım yerine tüketimin teşvik edilmesi
Kısa vadeli politikalar
ZENGİNLİK İLLÜZYONUNUN SONUÇLARI VE ZARARLARI
Gerçek olmayan refah, tasarrufları azaltır.
Aşırı borçlanma ekonomiyi kırılgan hale getirir.
Kriz anlarında bu illüzyon bir anda dağılır.
Sosyal huzursuzluk ve gelir adaletsizliği artar.
GÖSTERİŞ DEĞİL GERÇEK ZENGİNLİK
Gerçek zenginlik; üretim, tasarruf ve sürdürülebilir gelir artışıyla mümkündür. Tüketim ve borçla sürdürülen bir yaşam tarzı, sadece zenginlik illüzyonu yaratır. Bu yanılsamadan kurtulmak için finansal bilinçlenme ve sadeleşme şarttır. Zenginlik illüzyonu, finansal gerçeklerden kopmuş bir algı oyunudur. Ekonomide sürdürülebilir refah; gerçek gelir artışı, üretim gücü ve tasarruf ile olur, borç ve gösterişle değil.
Bugün ay sonu olup firmaların finansal sorumluluklarını eksiksiz yerine getirmesi gereken çok önemli bir gündür. Ayrıca yılın ikinci bilanço dönemidir.
Aşağıdaki hususlara azami dikkat edilmesi, firmanızın kredi notu ve bankalarla olan itibarınızın korunması açısından büyük önem taşımaktadır.
Bugüne özel firmaların yapması gerekenler;
1. Banka Borçlarının Kontrolü ve Ödemesi
Çalıştığınız tüm bankalarla sabah erkenden irtibata geçerek; kredi taksitleri, komisyonlar, BCH, KMH, Ek hesap, devre faizleri gibi ödenmesi gereken bir borç olup olmadığını mutlaka yazılı (e-posta) veya sözlü olarak teyit ediniz.
Varsa bu borçlar gün içinde acilen ödenmelidir.
Para transferi gerçekleştirilmiş olsa dahi saat 17.00’den önce banka hesapları kontrol edilmeli, sistemin bu borçları otomatik tahsil edip etmediği bizzat teyit edilmelidir. Sistemsel gecikmeler yaşanabilmektedir.
2. DBS Komisyonları (Doğrudan Borçlandırma Sistemi)
Bazı bankalarda DBS komisyonları manuel olarak tahsil edilmektedir.
Bu nedenle yalnızca para transferi yapmak yeterli olmayabilir.
İlgili komisyonların tahsil edilip edilmediği saat 17.00’den önce mutlaka kontrol edilmelidir.
3. Takas Çek Ödemeleri
Bugün bankalarda yoğunluk yaşanabileceğinden, takas çek ödemeleri son dakikaya bırakılmamalıdır.
Sistemsel problemler ya da personel hataları nedeniyle çek takası gecikebilir.
Takas saatinin 1 dakika geçilmesi bile çeklerin karşılıksız yazılmasına neden olabilir.
4. KMH (Kredili Mevduat Hesabı) Eksi Bakiyeler
KMH hesapları eksi bakiyede ise mutlaka artıya geçirilmelidir.
Bazı bankalarda bu hesapların sadece dışardan EFT ile kapatılması gerekmektedir.
Hesaptaki mevcut bakiye ile kapatılan durumlarda bile Merkez Bankası’na gecikme bildirimi yapılabilmektedir.
Her ay gecikmeli tahakkuk ödemeleri, firmanın Kredi Notunu olumsuz etkiler.
3.500 TL’lik bir tahakkuk kaydı dahi bazı firmaların kredi kullanamamasına neden olmuştur.
Bazen bu tür ödenmeyen borçların nedenini firmalara sorduğumuzda “ banka bize bilgi vermedi “ şeklinde bildirimler alıyoruz.
Bankaların bu tür borçlar ile ilgili olarak firmalara bildirim zorunluluğu bulunmamaktadır.
Ancak bu tür borçları mesela takasta çeki olduğunu firmalara yazılı veya sözlü olarak bildiren banka şubeleri de bulunmaktadır.
5. Merkez Bankası Memzuç Kayıtları
Bugün yapılmayan her ödeme, 30.06.2025 tarihli gecikmiş tahakkuk, temerrüt veya ödenmemiş kredi taksidi olarak Merkez Bankası kayıtlarına geçebilir.
Bu durum firmanızın finansal itibarını ve rating notunu ciddi şekilde düşürebilir.
Sonuç olarak; Ay sonu işlemleri ihmal edilmemeli, tüm banka hareketleri mesai bitiminden önce birebir takip edilmelidir.
Küçük görünen meblağlar uzun vadede büyük sorunlara yol açabilir.
Finansal disiplini sürdüren firmalar, güçlü banka ilişkileri ve yüksek rating ile her zaman bir adım öndedir.
Ay sonunda yapılan bir ihmal güvenilirliği sarsabilir.
Firmaların bugünü sorunsuz bir şekilde geçirmelerini diliyorum.