Connect with us

GÜNDEM

2 Yıllık Bahis Macerasını 215 Bin TL Borçla Bitiren Ekşi Sözlük Yazarının Yaşadıkları

Kumar bağımlılığından fazlasıyla nasibini alan, 2 yıllık bahis macerasını 215 bin lira borçla mecburen bitiren bir Ekşi Sözlük yazarı, bu noktaya nasıl geldiğini anlatmış.

Yayınlanma:

|

Bu ay tam 2 yıl oldu. 2019 eylül’de başladığım bahis maceram bugün mecburen bitti. mevcutta 215 bin tl borç ve üzerimde 140 tl para var. maaş almama da 26 gün var. 5 yıldır çalışıyorum ve işe girdikten sonra ilk kez ailemden para istedim. bunu yapacağım aklımın ucuna bile gelmezdi. 2 yılın sonunda düştüğüm durum bu. 2 yıl her gün ya bahis oynadım, ya da pc başında bültene baktım durdum. bunun dışında ne yaptın derseniz, inanın hiçbir şey hatırlamıyorum. 2 yıl öncesini bırakın, daha geçen ayı geçen haftayı hatırlayamıyorum.

Her kumar bağımlısı gibi ilk başlarda kazanarak başladım bu maceraya. ilk 2.5 ay her şey çok güzeldi. arada kayıplar olsa da toplamda 50 bin tl birikim yapmıştım bahisten. gözüm kararmıştı. ilk bahiste 5000 tl basarken 2.5 ayın içinde 10 bin, 20 bin gözüm kapalı basabiliyordum. peki benim 20 bin tl para var mıydı? hayır, yoktu ama mobilden banka uygulamasına girip 36 vadeli 20 bin kredi çekmek 1 dk’mı alıyordu. sonra onunla tek maça bahis yapıp 12-15 bin kazanıp 20 bini aynı gün ödeyip krediyi kapatıyordum, sadece 100-200 tl kredi masrafı oluyordu. bunu 7-8 kere yaptım. hepsinde bir şekilde kazandım ve bu evrede yasadığım heyecan beynimi allak bullak etmişti ama tabii farkında değildim. artık normal bir hayatım yoktu. paranın değer kavramı yoktu bende. kendim için harcama yapacaksam maaşımdan değil, bahisten kazandığım para ile yapmalıydım. en basitinden market alışverişi yaparken bir fındık kremasına 25-30 tl vermeyi çok görürdüm ama aynı akşam 20 bin tl kredi çeker maça basardım. artık dengesizleşmiştim. 20 bin maça basardım ama hayatımda hiç 20 bin tl’yi bir arada görmedim. her şey dijital ortamda gerçekleşiyordu. kredi çek, siteye at, maça bas, kazan, parayı geri çek, krediyi öde… kalanla bir iki bir şey al, sonra tekrar bahis. kaybet, tekrar kredi çek… bu döngüde geçip gidiyordu günler. ben kazanmaya başlayınca çevremdekiler bile bahse başladı. neyse ki onlar çok küçük miktarlarla oynadılar ve hemen bıraktılar. o kadar tatlıydı ki oradan para kazanmak, her şeyi unutturuyordu bana.

Aslında bahisten gelen paraya ihtiyacım var mıydı, soruyorum kendime? paraya her zaman herkesin ihtiyacı var ama zaten ortalamanın bir tık üstü maaşla çalışıyorum, bekarım, öğrenim kredisi ve askerlik kredisi borçlarım bitmiş. 0 borç, 0 birikim… görünürde yok gibiydi ama işte hayata geç atılmıştım. 31 yaşında işe girdim, şu an yaş 36… 2 sene önce 34 yaşında 0 birikim olunca bazı şeyleri hızlandırmak istedim. tabii ilk 2 ay kazanınca insan hep böyle gideceğini düşünüyor. artık beyniniz sizi esir alıyor. pembe bir rüya.

Ve rüya bitti. 20 bin bastım, kaybettim. kaldı 30. neyse dedim, 1 gün bekle. ertesi gün 20 bin daha kayıp. aynı gün 10 bin daha. bir anda 50 bin gitti. 2 günde. 2 ayda kazandığın 2 günde uçtu gitti. buraya kadar yine sıkıntı yok. zaten senin değildi, bahisten gelmişti ama işte işler öyle olmuyor. bağımlılığın sizi esir alması sonucu daha da üstüne gidiyorsunuz, dur diyemiyorsunuz. zaten dur deseniz bağımlı olmazsanız. nasılsa 7 kere 20 bin kredi çekip kazanmıştım, yine yaparım dedim ve sürprizzz… o da gitti. bir anda 36 vadeli 20 bin kredili borcum oldu. başımdan aşağı kaynar sular döküldü. ne yapacağımı bilemedim. şoklar içerisindeyim. ertesi gün tekrar 20 bin, hoopp o da gitti. o kadar kötü oldum ki aklımı kaybedeceğim sanki. böyle böyle 2020 ağustosa kadar oynamaya devam ettim ve toplamda 75 bin borç yaptım. ama her günüm bahis ile geçiyordu. sosyal hayatım kalmadı. tek amacım işten gelip pc basına geçmekti. tabii devlet hastanesine gittim. ne kadar ilgilenebilinirse o kadar ilgilenledir. ilaçlar kullandım ama olmadı. bırakamdım. derken artık ailem durumu anladı ve anlattım onlara. 60 bin tl çıkardılar ve borcumu 15 bine düşürdüm. artık 3 ayda 5-5-5 ödeyip kapatacaktım. yaşadığım pişmanlıklar, çaresizlik kendimden nefret ettiriyordu. 1 yıl boyunca kendim için en ufak bir şey yapmadım. ne gezme, ne tozma, ne kendime özel bir şey alma. maaşı al, kredileri öde, kalanla bahis, o da yoksa yeni kredi çek, 3-5 yine bahis. artık kaybetsem bile bahis oynadığımda huzur kaplıyordu içimi. tabii maç bitene kadar. kaybedince yine sinir, stres.

Ve ben geçen sene borç 15 bine kadar düşmüşken (ailemin yardımıyla) nasılsa bi kere o durumu yaşadım, bir daha yasamam diye; ya da yaşasam da aman ne olacak diye yine kredi çektim. ve şimdi 1 sene oldu, borç oldu 215 bin. cebimde 140 tl para. mart ayında yine yazmıştım; 170 bin borç, çok kötüyüm vs. diye, 6 ayda daha da beter oldum. daha 4 gün önce 8 farklı kredi borcum vardı. bankaya gidip onları tek kredide topladım, tabii yeni kredi çekince borç arttı ama olsun, yapacak bir şey yoktu. böyle olunca artık hiç kredi çekemiyorum, iyi de olmuştu. şu an 1000 tl kredi bile vermiyor hiçbir banka, iyi ki de vermiyor. tamam artık, oynama, lanet olsun dedim kendi kendime 4 gün önce ama işte dayanamdım yine. önce 1000 tl’lik kredi kartım var, sadece oradan 750 tl nakit avans cektim. ilk o gitti. sonra maaşa kadar harçlığım vardı 2 bin tl, o gitti. bugün de 3500 tl ek hesap vardı, o gitti. nasıl bir geri zekalıysam sonuna kadar geliyorum. 140 tl nakit olduğu için ona dokunamadım. evden çıkıp atm’ye para yatıracak halim yok. bırakın onu, yemek bile yiyemedim bugün.

Önümde 36 ay, 5720 tl’lik kredi taksidi var. 12 ay, 290 tl’lik nakit avans taksidi. totalde 215 bin. yaş gelmiş 36’ya.. 8000 tl maaş. şimdilik kira yok. ama olur da kiraya çıkarsam ne bok yiyeceğim, bilmiyorum. hadi bir şekilde ödedim ettim, 3 yıl bombok gibi geçti, ya sonra… gerçi sonrasından önce bu 3 yıl nası geçecek? artık bahisin b’si olmayacak olamayacak çünkü. dibin dibindeyim kendime göre. ilk kez bir ay parasız kaldım. şu an 36 ay öyle büyüyor ki gözümde anlatamam. gerçi 2 yıl geçti sen başlayalı, diyorum kendime fark edemedin bile, hatırlamıyorsun bile ama işte yediremiyorum… 36 ayımın ok gibi geçeceğini bilmem, öncesinin zaten berbat bir şekilde geçmesi ve hadi her şey bitti, 0’a çıktım, sonra ne olacak? her şeye o kadar geç kaldım ki…

Bunu okuyanlara tavsiye verecek durumda değilim. bahis, casino oyunları vs. oynamayın desem komik olur. oynayanların sonu benden farklı olmuyor ama bilin. bu kumar bağımlılığı insanın hayatının içine ediyor. ben gülmeyi, yaşamayı unuttum. uyku kalmadı. her gün 4-5’te uyanıyorum ve uyuyamıyorum. yaşadığım her saniye acı çekiyorum.

Okumaya devam et

GÜNCEL

Ateşkes rüzgârı, petrolü devirdi, dolar geriledi, FED’e fırsat doğdu!

Yayınlanma:

|

Yazan:

İsrail ve İran arasında 12 gün süren çatışmaların ardından ABD Başkanı Trump, iki tarafın ateşkes konusunda anlaştığını duyurdu. Trump, süreci doğrudan İsrail Başbakanı Netanyahu ile yaptığı telefon görüşmesiyle yönettiğini ve İran’ın da Katar Başbakanı aracılığıyla ikna edildiğini belirtti. Ancak İran Dışişleri Bakanı, İsrail’in saldırılarını durdurmaması hâlinde ateşkesi kabul etmeyeceklerini açıkladı. İsrail ordusu da ateşkese rağmen İran’dan yeni füze saldırıları tespit ettiklerini bildirdi. Bölgede tam anlamıyla bir sükûnet sağlanamasa da, piyasaların tepkisinin ise dünden bu yana olumsuz olmadığını zaten belirtmiştik.

İran’ın misilleme olarak ABD’nin Katar ve Irak’taki tesislerine yönelik dün akşam saatlerinde yapmış olduğu saldırı pratikte korkulanın aksine piyasalarda ciddi anlamda bir rahatlatma yarattı. Kulağa tuhaf gelse de, İran’ın üç nükleer tesisine yönelik saldırıda reaktörlerin özellikle hedef alınmadığı, İran’ın da cevabını çok zayıf kalması piyasalarda ciddi bir rahatlama yarattı. Artık Hürmüz boğazını bilmeyen kalmadığına göre ve dünyanın petrol arzının neredeyse dörtte birinin geçtiği kanalın da kapatılmayacağı anlaşılınca, azalan arz endişelerine paralel petrol fiyatları adeta çöktü. Şöyle ki, haftanın ilk işlem saatlerinde haber etkisi ve panik ile 81,40 dolar seviyesine kadar yükselen brent cinsi ham petrolün varil fiyatı bu sabah 69 dolarlı seviyelere kadar gerileyerek neredeyse %10 düştü.

ABD Başkanı Trump, İsrail ve İran’ın ateşkeste anlaştığını duyurması, küresel piyasalarda ilave olumlu bir hava estirdi. Yeni gün başlangıcında risk iştahını arttığını görüyoruz. Eski sükseli günlerinin hatrına, son günlerde biraz da olsun güvenli liman edası ile toparlanmaya çalışan dolar (DXY) bu sabah artan risk iştahının da yardımı ile 98 seviyesinin diplerine kadar geriledi. Bir başka açıdan bakarsak, dolar, 1986’dan bu yana en kötü ilk yarı performansına doğru emin adımlarla ilerlerken, herkes koşar adım dolardan (Trump etkisi ile) uzaklaşmaya çalışıyor. Diğer bir taraftan, jeopolitik risklerin azalması ve enerji fiyatlarında yaşanan geri çekilmenin de FED’in elini rahatlatarak faiz indirimlerinin önüne açacağı beklentisi güçleniyor. Japonya ve Avrupa gibi enerji ithalatçısı ülkelerin para birimleri olan YEN ve EUR da düşen petrol fiyatlarından destek buldu. Durum böyle olunca, EURUSD paritesi 1,16 seviyesinin üzerine yükselerek son dönemin zirvesini bir kez daha test ederken, dün bir ara 148 seviyelerine kadar giden USDJPY paritesi de bu sabah düşük 145 seviyelerine kadar geriledi.

Altının ons fiyatı risk-on moduna paralel 3,350 dolar seviyesine hafif de olsa gerilerken, gümüş 36 dolar seviyelerinin üzerinde kalmaya devam etti. Risk iştahını azalması ile hafta sonu 98bin dolar seviyesine kadar gerileyen ve son altı haftanın dibini test eden bitcoin yeniden 106bin dolar seviyesini dayandı. Büyük resmi tekrar hatırlamak gerekirse, günlük iniş çıkışların ötesinde, altın, gümüş ve bitcoin için, fiat para sistemine yönelik endişelerin arttığı bir ekosistemde, her anlamlı geri çekilmenin alım fırsatı yaratacağını düşünmeye devam ettiğimizin altını bir kez daha çizmek istiyoruz.

ABD borsaları geceyi %1 civarında yükselişle tamamlarken, bu sabah Pasifik’in diğer ucunda borsalar sert bir şekilde yükseldi. Kore borsası %3’e yakın yükselişle başı çekerken, Hong Kong borsası %2, gösterge endeks Tokyo ve Çin borsaları ise %1 yükseliş kaydetti. Borsa İstanbul’un da bugün güne yükselişle başlayacağını düşünüyoruz. Genel hatları ile, net enerji ithalatçısı olan Türkiye’nin 65 dolar seviyelerine kadar gerileyen petrol fiyatları ile olumlu ayrıştığı, savaş günlerinde ise tam tersi etki ile olumsuz ayrışması ardından bugün yeniden olumlu bir seyir izlemeye başlayacağını düşünüyoruz. Kafamızda deli sorular bile dolaşmaya başladı. Öyle ki, jeopolitik risklerin tırmanmasının gölgesinde geçen hafta faiz indirimini istemese de pas geçen TCMB’nin, belki de 45 gün beklemeden erken bir PPK toplantısı ile faiz indirimine soyunabileceğini düşünüyoruz. Bu minvalde, Türk tahvillerinin de bugün iyimser bir seyir izleyeceğini düşünüyoruz. Faiz ile ters korelasyona sahip hisse senetlerine de, özellikle lokomotif görevi üstlenen bankacılık hisselerine alıcı gözle bakmak gerekebilir! TCMB’nin likidite politikasına paralel TLREF 46,44 seviyesinde ve %46 olan politika faizinin biraz üzerinde dünkü günü bitirirken, AOFM ise %46’da kalmaya devam etti. CDS risk primi bu sabah 310 baz puan seviyesinde….

Ortadoğu’da gerginliğin hızla sona ermesini olumlu karşılayan piyasaların dikkati şimdi iki hafta içinde sona erecek olan küresel gümrük tarifesi müzakerelerine çevrildi. Yukarıda da değindiğim üzere, FED Başkan Yardımcısı Bowman’ın, istihdam piyasasındaki risklere dikkat çekerek Waller’ın ardından faiz indiriminin yaklaştığına işaret etmesi, gözlerin bugün Kongre’de konuşma yapacak olan FED Başkanı Powell’a çevrilmesine neden oldu. Bugün menüde ayrıca ECB Başkanı Lagarde’nin de konuşmasının bulunduğunu not edelim. Bu gelişmeler cereyan ederken, ABD 10 yıllık tahvil faizi dün %4,30 seviyesinin altını test ederek son yedi haftanın dibini gördü!

NATO Zirvesi bugün Lahey’de başlıyor. NATO Genel Sekreteri Mark Rutte (Hollanda eski başbakanı), görevdeki ilk zirvesinde ittifakı bir arada tutma sınavı verirken, savunma harcamalarının GSYH’nin %5’ine çıkarılması hedefi zirveye damgasını vurdu. ABD Başkanı Trump’ın güçlü baskısıyla şekillenen bu hedef, Avrupa ülkeleri için ciddi bütçe artışları anlamına gelirken, İspanya son dakikada bu taahhüde açıkça itiraz ederek istisna aldı. Rutte, krizi tırmandırmadan yönetmeye çalışsa da, zirve Trump’ın agresif tutumu ve Avrupalı liderlerle olası sürtüşmeleri nedeniyle tartışmalı geçmeye aday.

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

GÜNCEL

Türkiye’nin Kafkaesk Manzarasında Genç Olmak

“Suçum, Umut Etmekti”

Yayınlanma:

|

Yazan:

“Bir sabah, genç bir birey hiçbir neden belirtilmeden susturulduğunu fark etti.”
Kafka’nın Davası, Josef K.’nın bilinmeyen bir suçlamayla sürüklendiği karanlık bir sistemin hikâyesiydi. Bugünse Türkiye’de binlerce genç, kendi adalet arayışında görünmez duvarlara çarpıyor. Tek fark: Buradaki suçlama çoğu zaman “bir şey istemek” kadar belirsiz, ceza ise “hiçbir şey elde edememek” kadar sessiz.

Kafkaesk Hukuksuzluk
Türkiye’de hukuk artık adaletin değil, itaati garanti altına almanın aracı. Mahkeme salonları gerçeğin değil, niyetin sorgulandığı sahnelere dönüşmüş durumda. Tıpkı Dava’daki gibi, kimse neyle suçlandığını tam olarak bilmiyor ama süreç başlıyor. Ve başlarsa da durmuyor. Gençler yargılanmasa da yorgun düşüyor; çünkü herkes bir gün “sıra bana gelir mi?” kaygısıyla yaşamaya başlıyor.

Ekonomik Çöküşün Sessizliği
Üniversite diploması, artık bir umut değil; çoğu zaman boş bir cüzdanın eki. Bir kuşak, mesleksizlikle, işsizlikle ve çaresizlikle cezalandırılıyor. Diplomalı ama üretime katılamayan, eğitimli ama geleceği çizilemeyen yüz binlerce genç, sanki “gelecek inşa etme” suçu işlemiş gibi toplum dışına itiliyor. Ebeveynlerine yük olmamak için geçici işlerde boğuluyor, göç fikrini içinden sesli telaffuz ediyor.

Sosyal Medyanın Sahte Tesellisi
Gerçek mutsuzlukların üzerine filtre çekiliyor. Instagram’da kariyer yapıyor gibi gözüken birçok genç, aslında annesinin evinde sabaha
kadar iş ilanı kovalıyor. LinkedIn’de “network” peşinde koşarken özgeçmişinin son satırına yeni bir şey yazamamanın ağırlığıyla eziliyor. Gerçek başarıların sesi duyulmuyor çünkü sistem “gösteriyi” ödüllendiriyor.

Serhat CAN

Okumaya devam et

GÜNCEL

Yapay Zekâ Beyninizi Sessizce Ele Geçiriyor Olabilir!

Yayınlanma:

|

Yazan:

Yapay Zekânın Beyne Zararları: Fark Edilmeyen Tehditler

Yapay zekâ (YZ), hayatımızın her alanına entegre olmaya devam ederken, insan psikolojisi ve beyin sağlığı üzerindeki etkileri giderek daha fazla sorgulanıyor. Doğrudan fiziksel bir tehdit oluşturmamakla birlikte, YZ’nin dolaylı yollarla beyin fonksiyonlarını olumsuz etkileyebileceği düşünülüyor. Özellikle yoğun dijital etkileşim, bireyin bilişsel işleyişini ve psikolojik dengesini tehdit edebiliyor.

1. Aşırı Ekran Kullanımı ve Dijital Bağımlılık

YZ destekli sosyal medya, video uygulamaları ve içerik algoritmaları kullanıcıları ekran başında daha uzun süre tutmak üzere tasarlanıyor. Bu durum, dikkat dağınıklığı, uyarıcıya bağımlılık, hatta dopamin sisteminin bozulması gibi sonuçlar doğurabiliyor. Bilimsel araştırmalar, uzun süreli dijital maruziyetin beynin karar alma, öğrenme ve hafıza merkezlerini olumsuz etkileyebileceğini ortaya koyuyor.

2. Karar Verme Yetisinin Zayıflaması

Yapay zekâdan sürekli destek alınması, bireyin kendi karar verme mekanizmasını kullanma sıklığını azaltıyor. Bu durum zamanla bilişsel atalete (tembelliğe) yol açabiliyor. Kendi düşünme süreçlerini devre dışı bırakma eğilimi, uzun vadede analitik düşünme becerilerinin zayıflamasına neden olabilir.

3. Yaratıcılığın Azalması

YZ araçları, yazı yazma, görsel üretme ve içerik tasarlama gibi birçok alanda kullanıcıyı destekliyor. Ancak bu destek zamanla insan beyninin yaratıcı merkezlerini yeterince çalıştırmama riskini de doğurur. Rutinleşmiş ve hazır içeriklerle çalışan beyin, yeni fikirler üretme konusunda daha az zorlanır ve zamanla yaratıcılık kabiliyetini köreltebilir.

4. Bilgi Tembelliği

“Nasıl olsa yapay zekâdan öğrenirim” düşüncesiyle hareket eden bireyler, öğrenme motivasyonlarını kaybedebilir. Bu, özellikle öğrenciler ve genç kullanıcılar için tehlikeli bir zihinsel konfor alanı oluşturur. Uzun vadede bilgiye ulaşma becerisi gelişir, fakat bilgiyi işleme ve içselleştirme becerisi geriler.

5. Stres ve Kaygı

YZ’nin iş gücünü tehdit etmesi, sosyal medyada tetiklediği karşılaştırma kültürü ve gelecekteki bilinmezlikler, bireylerde kaygı ve stres düzeylerini artırabilir. Özellikle genç nesilde “yerini yapay zekâya kaptırma korkusu” giderek yaygınlaşmaktadır.

Araç mı, Tehdit mi?

Yapay zekâ, doğru kullanıldığında bireyin bilişsel yetilerini destekleyebilir. Ancak aşırı bağımlılık, pasif kullanım alışkanlıkları ve yaratıcılıktan uzaklaşma, beynin uzun vadeli sağlığı için tehdit oluşturabilir. Bu nedenle, YZ ile olan ilişkimizi bilinçli, sınırlı ve dengeleyici şekilde kurmak hayati önem taşır.

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.