Connect with us

GÜNDEM

Prof. Dr. ÖNDER : Bugün 23 Nisan

Yayınlanma:

|

Bugün 23 Nisan;

Neşe doluyor insan!

Öyle mi; 23 Nisan dolayısıyla insanımız neşe doluyor mu? Neredeyse bölünmüş bir toplumda, adaletin sarsıldığı, insanların geleceğinden emin olamadığı, ülkenin nüfus bileşeninin hızla değiştirildiği bir ülkeye ulaşmak için mi ecdadımız canı ve kanı pahasıyla bu ülkeyi bize bıraktı da, biz de şimdilerde, dış güçlere gerek kalmamacasına, ülkeyi nüfus olarak, toprak olarak, ekonomi olarak, eğitim olarak, kısacası her alanda lime lime ediyoruz.

Ulusal egemenlik uluslararası ilişkilerde mutlak egemenlik anlamına gelmez. Zira her ulus alacağı her kararında diğer ulus ve ulusların karşı tavrını dikkate alır ve hareketini ona göre ayarlar. Bu ilişki bir tür piyasa ilişkisi gibidir. Ancak, bir ülkenin seçilmiş başkanı, bir egemen ülkenin bir bölgedeki eş-başkanı olamaz! Özgür bir ülke bu durumu kabullenemez! Hele de egemene sunulan bu servis sanki öz iradeden geliyormuş gibi, çevre ülkeleri üzerinde kullanılarak, uluslararası düzeyde ülkenin itibarı sarsılamaz, anlamsız girişimler sonucunda ülke ekonomisi hazinesi ancak ülkeyi zora sokacak borçlarla doldurulabilecek düzeye indirilemez.

Ulusal egemenlik lafla değil, ancak ve sadece güçlü ekonomi ile idame ettirilir. Güçlü ekonomi ise insan ve maddi kaynaklarla kaimdir. IMF’yi elinin tersi ile ittiğini ifade eden siyasiler farkında değil mi ki, iktidarlarının ilk döneminde ülke halkını müslümanlaştırmak safsataları ile iktidara tutunmaya çalışırken, ekonomiyi gayrimüslim dünyasının bol parası ile inşaata boğarak bugün medeniyetten uzak petrol şeyhlerinin dizi dibine yatılıyor. Ülkeyi ilk on ekonomi arasına sokma kandırmacası ile yürütülen iktidar, ekonomi bilimi içinde önemli bir yeri olan borç yönetimi konusunda tam anlamı ile sınıfta kalmıştır. Ne var ki, hayat sınavlarında, hele de bu sınav ülke çapında ise hiç telafi şansı yoktur, maliyet ise hata yapana değil, hata yapanı başına geçirenlere yıkılır.

Bu siyasi kadronun 23 Nisan’ları, 19 Mayıs’ları ve 29 Ekim’leri anma ya da kutlama lüksü olamaz. Olamaz, çünkü Batı’nın bol kaynağını anlamsız betona gömerken, fatura bedelini hesap edemeyen ya da bu hesabı yapmış olarak ülkeyi bugünlere sürükleyen bir iktidarın geçmişin kan ve alın teri ile yaratılan bu ülkede at koşturma şansı olmamalıydı. Bu  şansı yaratan halkın da 23 Nisan’ı kutlama lüksü olamaz. “Yetmez, ama evet” aymaz aydın müsveddelerinin mantıksız mantıklarında görüldüğü üzere, toplumsal-siyasal süreçlerde yürüyüş hattının yönü ve belirleyicileri dikkate alınmadan hiçbir olay dönemsel yapay parlaklığı ile değerlendirilemez. Hele de, kişisel ya da ailesel hırs veya kin toplumsal konularda karar sürecinde asla yer alamaz. Felsefeden yoksun böyle bir kargaşanın, kimilerinin kakafoni dediği böyle bir cümbüşün ülkeyi getirdiği durum işte budur!

Ülkeyi bu duruma getiren siyasi kadro seçime gider mi? Bilemiyorum; ülkede nüfus bileşeni değişirken, milyonlara ulaşan emekli ve EYT zulmü mağdurları boş bekleyişlerini sürdürürken, devlete sırtını dayayarak milyarlık beton işine giren ve bugün Merkez Bankası kasalarını boşaltan iç ve dış sömürücü sermaye akbaba gibi tepemizde tur atarken, önümüzdeki yıllarda Nobel adayı olabilecek iktisat teorileri geliştirilip, uygulanırken seçim nasıl olacak ya da olacak mı, bilemiyorum!

Diyelim ki, ulusumuza yaraşır, kimi aymazların savunduğu demokratikleşen siyasetin meşrebine uygun bir seçim yapıldı. Bu durumda dahi, yaşanan vahim kutuplaşma nasıl halledilecek; bozulan eğitim sistemi nasıl düzeltilecek; tüm kademeleri ile bozulan ve adeta kemikleşen yargı sistemi nasıl hiç değilse kapitalist sisteme yaraşır makul işleyişe dönüştürülecek ve yirmi yıllık parantezde fersude olmuş tüm sosyal kurumlar nasıl normalleştirilecek? Sanırım, var olan siyasi kadronun tarihine geçecek muhteşem gurur tablosu, yirmi yıllık muazzam emeğin birkaç yirmili yıllarda dahi normale dönüştürülemeyeceği efsane çöküş olacaktır!

Emperyalizm, Truva Atı’nı kullanarak, dünyanın çok önemli merkezi olan Ortadoğu’da gölgesini, hatta eserini yaratmıştır. Bu eser, felsefeden ve geleceği algılamadan yoksunlaştırılacak şekilde hamasi ve içi boşaltılmış kutsallıklar afyonu ile uyutularak hizmete sokulmuştur. Bugün gençlerimizin beyin göçü olarak ülkeyi terk etmesi, daha gerçekçi bakarsak siyasetin politikaları ile ülkenin gençlerini kovması bir beşeri sermaye erimesidir. Siyasi yapı bu ortamı yaratırken durumdan rahatsızlık duymadığı gibi, aklına göre böylece siyaseten seçmen tabanını şekillendirmeye çalışırken, emperyalistler lehine ülkenin geleceğini yıktığını algılayamıyorsa, durum vahim demektir.

Kimilerinin yücelterek dağlara sığdıramadığı ekonomi politikaları ile bugün geldiğimiz durumda lütfen farkında olalım ki, yaygınlaşan yoksulluk orta gelir katmanını yoksulluğa doğru sürüklerken salt burjuva demokrasisi tabanını eritmekle kalmamakta, aynı zamanda da gelecek nesillerin potansiyel fikri gelişme ve algılama düzeyini de eritmektedir. Şu hale göre, beyin göçü ülkede anlık beyinsel yoksunluk yaratırken, yanlış ve eksik beslenme ise ülkeyi zaman içinde beyinsel ve bünyesel yoksunluğa sürüklemektedir. Bugün yaşadığımız durum salt beslediğimiz iktidarın bugün oluşturduğu bir sonuç olmayıp, aynı zamanda bu iktidarı değiştirebilsek dahi, gelecekte peşimizi bırakmayacak bedenî ve aklî yoksunluklardır.

İşte, değerli okuyucularım 23 Nisan’ı bu manzara içinde kutluyoruz; kutlu olsun!

Prof. Dr. İzzettin ÖNDER – Evrensel

Okumaya devam et

GÜNCEL

16 Milyar hesap bilgisi çalındı, şifreleri değiştirin

Dünyanın en büyük veri sızıntılarından biri yaşandı. Apple, Facebook ve Google dahil olmak üzere birçok büyük platformun yaklaşık 16 milyar hesap bilgisi sızdırıldı. Sızan bilgiler sadece bu platformlarla sınırlı kalmadı, Instagram, Microsoft, Netflix, PayPal, Roblox, Discord, Telegram, GitHub ve 29’dan fazla ülkede çeşitli devlet hizmetlerinin hesap bilgileri de açığa çıktı.

Yayınlanma:

|

Yazan:

Dünyanın en büyük veri sızıntılarından biri yaşandı. Apple, Facebook ve Google dahil olmak üzere birçok büyük platformun yaklaşık 16 milyar hesap bilgisi sızdırıldı. Uzmanlar, tüm kullanıcıların şifrelerini hemen değiştirmesi gerektiğini vurguluyor.

Bu sızıntı, tarih boyunca yaşanan en büyük veri ihlallerinden biri olarak kayıtlara geçti. Siber suçluların kişisel bilgilerinize ve çevrimiçi hesaplarınıza benzeri görülmemiş bir erişim sağladığı belirtiliyor. Üstelik sızan bilgiler eski değil, yakın zamanda ele geçirilmiş “güncel” verilerden oluşuyor.

Sızan bilgiler sadece Apple, Facebook ve Google hesaplarıyla sınırlı kalmadı. Instagram, Microsoft, Netflix, PayPal, Roblox, Discord, Telegram, GitHub ve 29’dan fazla ülkede çeşitli devlet hizmetlerinin hesap bilgileri de açığa çıktı. Türkiye dahil pek çok ülkeden kullanıcıların verilerinin de sızmış olabileceği belirtiliyor.

Uzmanlar, bu tür bilgilerin dolandırıcılık, banka hesaplarından para çalma, sahtekarlık ve spam saldırıları gibi tehlikeli amaçlarla kullanılabileceğini ifade ediyor.

Siber güvenlik araştırmacıları, sızan verilerin çoğunun “infostealer” adlı zararlı yazılımlar aracılığıyla toplandığını açıkladı. Bu tür kötü amaçlı yazılımlar, bilgisayarlara sızıp kullanıcıların giriş bilgilerini, finansal verilerini ve diğer kişisel bilgilerini çalıyor.

Verilerin büyük çoğunluğu çok sayıda kişinin hesaplarının en azından bir kısmının ele geçirilmiş olabileceğini gösteriyor. Bu da kullanıcıların artık siber saldırılara karşı daha savunmasız olduğunu ortaya koyuyor.

CyberNews adlı güvenlik platformunun araştırmacıları, kullanıcılara şu tavsiyelerde bulunuyor: Şifrelerinizi hemen değiştirin, iki faktörlü kimlik doğrulamayı (2FA) etkinleştirin ve hesaplarınızı düzenli olarak kontrol edin. Özellikle bazı sızan veri kümelerinde çerezler ve oturum bilgileri gibi yöntemlerle 2FA korumasının aşılabileceği uyarısı yapıldı.

Yubico web güvenlik firmasının İngiltere direktörü Niall McConachie ise bu sızıntının, klasik şifrelerin artık yeterli olmadığını gösterdiğini belirtti. Daha güvenli olan ve şifre kullanmadan giriş yapılmasını sağlayan “passkey” yöntemlerinin yaygınlaştırılması gerektiğini söyledi.

Sonuç olarak, milyonlarca kullanıcı için kritik bir güvenlik alarmı verilmiş durumda. Hesaplarınızın güvenliği için şifrenizi hemen değiştirip, mümkünse iki faktörlü koruma kullanmanız hayati önem taşıyor.

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Trump iki hafta süre verdi: İran’a ani saldırı riski ‘şimdilik’ azaldı

Yayınlanma:

|

Yazan:

FED Başkanı Powell’ın yüksek belirsizlik ortamında temkinli davranarak, Trump’ın tarifelerinin etkileri netleşmeden faiz indirimi yapmadığı hatta “şu an ne olacağını kimse bilmiyor, biz de bekleyip göreceğiz.” dedi olağan toplantısının ertesi günü, İsviçre Merkez Bankası politika faizini 25 baz indirerek üç yıl önceki %0 seviyesine geri çekti. Norveç Merkez Bankası ise dün sürpriz bir şekilde politika faizini 25 baz puan indirerek %4,00 seviyesine çekti. Bu, bankanın 2020’den bu yana gerçekleştirdiği ilk faiz indirimi oldu. İngiltere Merkez Bankası ise faizini beklendiği üzere %4,25 seviyesinde sabit bırakırken, gevşemeye açık kapı bırakması dikkat çekti.

Akabinde sahneye çıkan TCMB, jeopolitik gelişmeleri ve tarife savaşlarının getirdiği belirsizliğe işaret edere politika faizini %46 seviyesinde sabit bırakırken, beklentimizin aksine faiz koridorunu simetrik bir hâle de getirmedi. Mevcut belirsizlik ortamında, ihtiyaç olması durumunda, borç verme faizi oranını %49 seviyesinde bırakarak aslında 300 baz puan ilave sıkılaşma esnekliğini korudu. Son günlerde AOFM, TCMB’nin politika faizi olan %46 seviyesine gerilerken, dün BIST repo faizi (TLREF) ise %47 seviyesine yükseldi.

Tansiyonun artmadığı günlerde iş gören faizin %46’ya yeniden gerileyeceğini düşünüyoruz. TCMB’nin şahin bir duruş sergilemesine rağmen, eğer işler önümüzdeki 45 gün içerisinde ‘çirkinleşmezse’, Temmuz toplantısında kuvvetli bir faiz indirim ihtimalinin oldukça yüksek olduğunu düşünüyoruz! Biraz daha büyük resimden bakarsak, Temmuz’da en az 350 baz puan faiz indirimi beklerken, sene sonu politika faizinin %35 seviyesine gerilemesini bekliyoruz.

Dönelim kararın piyasa yansımasına…  USDTRY kuru dün gün 39,25 seviyelerinde tamamlaması ardından bu sabah, pazartesi valörlü işlemlerde, gerek üç günlük fonlama maliyet gerekse de hafta sonu riski almak istenmemesi nedeniyle ilk işlemlerin 39,65 seviyelerinden eşleştiğini görüyoruz. Yüksek faiz ortamının şirketler üzerinde baskı kurması, finansman maliyetlerinde artışın yarattığı kârsızlık sorunu, üzerine tuz biber olan jeopolitik gelişmeler ve petrol fiyatlarının yüksek seyri, hisse senedi cephesinde havanın bozulmasına neden oldu: BİST100 endeksi günü %1 düşüle tamamlarken, haftanın genelinde şimdilik %2,25 düşüş sergiledi. Ana endekste aşağıda 9,000 yukarıda ise 9,700 oyun sahasının çizgilerini temsil ediyor. Kırdığı yöne doğru hareketin ivme kazanmasını bekliyoruz. CDS risk primi bebek adımları ile 315 baz puan seviyesine yükselirken, TCMB’nin şahin duruşuna paralel iki yıl vadeli gösterge tahvil basit faizi yeniden %40 seviyesinin altına geriledi.

Türkiye ile ilgili paragrafı kapatmadan, TCMB ve BDDK’nın haftalık verilerine de bakmak isterim. 13 Haziran ile sona eren haftada, yurt içi yerleşiklerin parite etkisinden arındırılmış döviz hesapları (DTH) 2,9 milyar dolar artış kaydetti. Bu rakam bir önceki hafta yine kurumsal müşteriler kaynaklı 2,6 milyar dolar azalmıştı. Bu nedenle çok fazla anlam yüklemek istemedik. BDDK verisine göre, KKM hacmi 5,2 milyar TL azalışla 566 milyar TL seviyesine geriledi. KKM hacmi çok küçüldüğünden azalış hızı da iyice ivme yitirdi. KKM’nin toplam mevduat stokundaki payı %2,5 seviyesine gerilerken, DTH ve KKM’nin toplamdaki payı ise önceki haftaya göre önemli bir değişim göstermeden %41 oldu (TL payı ise ~ %59). TCMB’nin 18 Haziran valörlü işlemlerinde net yabancı para pozisyonu yaklaşık 0,6 milyar dolar artışla manşet rakam 24,3 milyar dolar seviyesine geldi (bakınız grafik). Daha geniş bir açıdan bakarsak, sene sonunu ile siyasi iklimin değiştiği 19 Mart arasında 22 milyar dolar biriktiren TCMB, 19 Mart ile 28 Nisan arasında 50 milyar dolar rezerv kaybetmesi ardından yeniden yavaş yavaş rezerv biriktirmeye çabaladığını görüyoruz. Yabancıların menkul kıymet pozisyonu net anlamda 1,1 milyar dolar iyileşirken, hisse senetlerine ilginin yeniden tırmandığını da not edelim.

ABD piyasalarının Juneteenth tatili nedeniyle kapalı olması, Asya seansına net yön vermedi. Bu sabah ABD vadeli işlemlerinde %0,25 oranında düşüşler göze çarparken, yeni gün başlangıcında Pasifik’in diğer ucunda ise iyimser bir seyrin hâkim olduğunu görüyoruz. Kore ve Hong Kong borsaları %1’in üzerinde yükselirken, gösterge endeks Tokyo borsası, güçlenen YEN nedeniyle yatay bir seyir izliyor. Japonya’da Mayıs ayında çekirdek enflasyon gıda fiyatlarının öncülüğünde yıllık %3,7’ye yükselerek son iki yılın zirvesine çıktığını ve merkez bankasının hedefinin üstünde kalmaya devam ettiği görüyoruz.

İsrail-İran savaşının şiddetlenmesi ve Trump’ın olası ABD müdahâlesine yönelik kararını iki hafta içinde açıklayacak olması, küresel piyasalarda temkinli iyimser bir seyre yol açtı. Petrol fiyatları jeopolitik risklerle desteklense de, Brent bu sabah %2,5 düşüşle 76,80 dolar seviyesine geriledi (son üç haftada yükseliş %19). Benzer bir etkinin kıymetli madenler cephesinde de etkili olduğunu görüyoruz. Altının ons fiyatı hafta genelinde %2,25 düşüşle 3,350 dolar seviyesine gerilerken, gümüşün ons fiyatı ise hafta başı 37,30 dolar seviyesine kadar yükselmesi ardından 35,80 seviyesine geri çekildi. Benzer bir şekilde riskin arttığı son günlerde değer kazanan dolar da (DXY) bu sabah kazanımlarını geri verdi.

Bu arada haftaya yapacağım sunum için çalışırken, Hürmüz Boğazı’nı ve İran’ın ihracatı hakkında derinlemesine araştırma yaptım. ABD ile Çin arasında başlayan jeostratejik rekabetin tetiklediği tarife savaşları tüm haşmetiyle devam ederken, İran’ın ihraç ettiği petrolün %90’ını kim alıyor biliyor musunuz? Evet, Çin! Büyük resimde, daha önce de değindiğim üzere, İsrail’in son dönemde Hamas ve Hizbullah gibi örgütlere yönelik artan operasyonel baskısı, İran’ın askeri ve nükleer altyapısına doğrudan saldırı ile uzun süredir beklenen ancak ertelenen rejimi devirme sürecinin fiilen başlaması, Suriye, Lübnan ve Irak gibi ülkelerdeki güç boşluklarını hep birlikte geniş bir açıdan değerlendirmek gerekiyor. Bu yeni tablonun şimdilik enerji fiyatları ve güvenlik politikaları üzerinden Türkiye’ye olumsuz etkisi ön planda olsa da, İran’ın etkisinin zayıflaması, Türkiye’nin diplomatik ve jeopolitik manevra alanını genişletebilir. Suriye’nin kuzeyindeki terör yapılarının tasfiyesi, PKK’nın silah bırakma sürecinin hızlanması ve belki de Kıbrıs’a kadar uzanacak daha dengeli bir diplomasi ortamının oluşması gibi olumlu gelişmelerin de önünü açabileceğini düşündüğümüzün altını bir kez daha çizmek istiyoruz. Tüm bu gelişmelerin belki de en dikkat çekici sonuçlarından biri ise, Çin’in enerji arz güvenliği açısından daha kırılgan ve dışa bağımlı hâle gelmesidir.

Mali piyasaların gündeminde bugün Türkiye cephesinde tüketici güven endeksi ve merkezi yönetim borç stoku, dışarıda ise İngiltere’de perakende satışlar ve ABD Philadelphia FED endeksi takip edilebilir. Herkese güzel bir hafta sonu dileriz.

TCMB net döviz pozisyonu (tüm swaplar ve hazine dövizleri hâriç)

1750393777de952173ce1360eb447297a426318bf9_1_1200.jpg

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

RİSK YÖNETİMİ YENİDEN TANIMLANIYOR

Yapay zekâ, sigorta sektöründe sadece bir trend değil, devrim niteliğindeki dönüşümün anahtarı oluyor. Opinion AI’ın yapay zeka çözümleri ile sağlık sigortacılığında hız, doğruluk ve verimlilik yeni boyutlara ulaşıyor.

Yayınlanma:

|

Yazan:

Günümüzün belirsizliklerle dolu dünyasında, sigorta sektörü geleneksel risk yönetimi yaklaşımlarını radikal bir şekilde dönüştürmek zorunda olduğu bir dönem yaşıyor. Artık sadece geçmiş verilere bakmak yeterli değil; geleceği öngörme ve proaktif adımlar atma yeteneği, sektörün hayatta kalması ve büyümesi için vazgeçilmez hale geldi. Bu noktada, yapay zekâ teknolojileri devreye girerek sigorta şirketlerinin risk yönetimi stratejilerine yepyeni bir boyut kazandırıyor.

İş Yapış Biçimleri Temelden Değişiyor

Sigorta sektöründe yapay zekâ teknolojisi ile yenilikçi çözümler sunan Opinion AI’ın Kurucu Ortağı Elif Elkin, konuyla ilgili şunları söyledi: “Yapay zekâ, sigorta sektörüne sunduğu derinlemesine analiz yetenekleri ve otomasyon gücüyle, risk yönetimini sadece bir maliyet merkezi olmaktan çıkarıp, stratejik bir rekabet avantajına dönüştürüyor. Geleneksel yöntemlerle haftalar süren analizler, yapay zekâ sayesinde saniyeler içinde tamamlanabiliyor, bu da karar alma süreçlerinde eşi benzeri görülmemiş bir hız ve doğruluk sağlıyor.

Yapay zekâ, sigorta sektöründe sadece bir teknolojik gelişme değil, aynı zamanda iş yapış biçimlerini temelden değiştiren stratejik bir zorunluluktur. Riskleri daha iyi anlamak, müşterilere daha hızlı, adil hizmet sunmak ve sektörü geleceğin belirsizliklerine karşı dirençli hale getirmek için yapay zekâya yapılan yatırımlar kritik öneme sahip.

Sigorta şirketleri, yapay zekâyı risk yönetimi süreçlerine entegre ederek, sadece operasyonel verimliliklerini artırmakla kalmıyor, aynı zamanda müşteri deneyimini iyileştiriyor, finansal performanslarını güçlendiriyor ve geleceğin zorluklarına karşı çok daha donanımlı hale geliyor.”

Yapay Zekânın Sigorta Risk Yönetiminde Yarattığı Dönüşüm Alanları

Elif Elkin, özellikle risk yönetimi konusunda yapay zekanın büyük bir dönüşüm sağlama potansiyeli olduğunun altını çizdi ve dönüşüm alanlarını şöyle anlattı:

Hassas Risk Değerlendirmesi ve Kişiselleştirilmiş Fiyatlandırma: Yapay zekâ algoritmaları, demografik bilgiler, sağlık kayıtları, davranışsal veriler, çevresel faktörler gibi muazzam veri setlerini analiz ederek, her bir müşterinin risk profilini çok daha detaylı ve kişiselleştirilmiş bir şekilde ortaya koyuyor. Bu sayede sigorta şirketleri, poliçe fiyatlandırmalarını daha adil ve rekabetçi hale getirirken, potansiyel zararları en aza indirecek şekilde optimize edebiliyor. Artık, her birey için risk düzeyi neyse, primler de o kadar doğru belirleniyor.

Proaktif Suistimal Tespiti ve Önleme: Sigorta sektörünün kanayan yarası olan suistimal, yapay zekâ sayesinde çok daha etkili bir şekilde tespit ediliyor ve önleniyor. Yapay zekâ sistemleri, anomali tespiti ve ileri analitik yetenekleriyle şüpheli kalıpları, tutarsız talepleri veya olağandışı davranışları erken evrede belirliyor. Bu, uygunsuz ödemelerin önüne geçerek sigorta şirketlerine milyarlarca dolarlık finansal tasarruf sağlarken sektörün güvenilirliğini artırıyor.

Geleceğe Yönelik Risk Tahmini ve Stratejik Planlama: Yapay zekâ, sadece mevcut riskleri değil, gelecekteki potansiyel risk eğilimlerini de öngörebilme yeteneğine sahip. Geçmiş verilerdeki kalıpları ve iklim değişikliği, ekonomik dalgalanmalar, salgınlar gibi dış faktörleri analiz ederek şirketlerin proaktif stratejiler geliştirmesini sağlıyor. Bu sayede sigorta şirketleri, piyasa değişikliklerine ve yeni risklere karşı daha hazırlıklı bir duruma geliyor, portföylerini geleceğe göre şekillendirebiliyor.

Operasyonel Verimlilik ve Maliyet Tasarrufu: Manuel süreçlerin otomasyonu, hata oranlarının düşürülmesi ve suistimallerin önlenmesi, sigorta şirketlerine önemli operasyonel verimlilik ve maliyet tasarrufu sağlayabilir. Kaynaklar daha etkin kullanılırken, insan kaynakları daha stratejik ve yüksek değerli görevlere odaklanabilir.

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.