Yüksek kar vaadiyle 29 kişinin dolandırıldığı iddiasıyla Seçil Erzan ve 7 şüphelinin yargılandığı davada Denizbank‘ta Yönetim Kurulu Üyesi Tanju Kaya’dan sonra mahkemede Denizbank Teftiş Kurulu Bölüm Müdürü Cenk İzgi tanık olarak dinlendi.
İzgi, bankadaki görevini açıklayarak ifadesine başladı: “Teftiş kurulu başkanlığındaki inceleme soruşturma grubunun yöneticisiyim. Bizim grubumuza müşteriler, resmi makamlar, banka içi, BDDK gibi yerlerden bir ihbar gelebilir.” 7 Nisan 2023 tarihinde ise yaşananları ise şöyle özetledi: “Ekibimizden Giray Bey, Levent şubesinde Emre Belözoğlu, Volkan Bahçekapılı ve yanlarındaki bir kişiden ihbar geldiğini söyledi. Seçil’e de ulaşamıyorlarmış, iki gündür izin kullanıyor çünkü. Asiye Öztürk ve Rüya Sağır oradaydı. 3 Mayıs tarihli bir belge dikkatimi çekti. Emre Belözoğlu “Biz şikayet için gelmedik, sadece anlamaya çalışıyoruz, bu tutarlar bizim hesapta var mı” dedi. Biz inceleyeceğiz dedik, Emre Bey ayrıldı. İnci Çeviker ve Emre Belözoğlu ile ilgili şikayeti aktardık Hakan Ateş‘e. Çünkü çok ciddi rakamlardı ama paralar hesapta yoktu. İnci Çeviker, Seçil Hanım’ın yurtdışına kaçabileceği konusunda uyardı Sermin Hanım’ı. Bu nedenle savcılığa da başvurduk.”
“Hoca’ya güvenip bu işe girdik”
“Arda Turan ve Emre Belözoğlu geldiklerinde, hocaya güvenerek bu işe girdiklerini söyledi. Parayı elden teslim ettiklerini, hatta Astoria önünde verdiklerini söylediler. Biz Seçil’e ulaşamıyorduk. Toplantıda Arda Turan, Seçil ile iletişimde olduğunu, hatta elinde Seçil’in gönderdiği bir liste olduğunu söyledi. Arda Turan bana WhatsApp üzerinden bu listeyi gönderdi. Bu arada Arda Turan, “İnsanları savcılığa yönlendiriyormuşsunuz. Biz bundan memnun değiliz” dedi. Sonra Sermin Hanım, Arda Turan’ın kendisine verdiği numarayı aradı. Orada Seçil, Sermin Hanım’ı Çorlu’ya çağırdı.”
“Terim’den 700 bin dolar”
“Seçil, Fatih Terim’den bir 300 bir de 400 olmak üzere 700 bin dolar olduğunu söyledi. Semih Kaya, Fırat Özdemir, Ayhan Akman‘a fazla verdiğini söyledi. Ama baktık olmuyordu hesap. Evde bir ajandası olduğunu söyledi. Sermin Hanım’la onu aldılar. Günün sonunda bizim elimizde bir tablo oluşmaya başladı ama doğruluğu yanlışlığı hiçbir şey teyit edilmiş değil. Seçil Hanım’ın ifadeleriyle oluşturuldu.”
İfadenin ardından soru cevap bölümüne geçildi.
- Savcı: Siz Seçil Hanım’a sordunuz mu siz bu kişilere ne vaat ettiniz de bizim kapımıza geldiler?
- İzgi: Bazılarına gizli fon demiş, bazılarına Fatih hocanın fonu demiş, fon ve sistem isimleri kullanılmış. Bizim bankacılık sisteminde muhasebesi gerçekleşmiş bir kuruş dahi yok. Bu iddiaların ucundan tutacağımız hiçbir işlem yoktu. Bizim bankacılık sisteminde muhasebesi gerçekleşmiş bir kuruş dahi yok. Bu iddiaların ucundan tutacağımız hiçbir işlem yoktu.
- Savcı: Sizi suçlamıyorum Cenk Bey, Benim için en önemli tanıklardan birisiniz çünkü teftiş kurulundasınız. Kaldıraçlı işlemler, türev işlemlerde böyle bir getiri olabilir mi?
- İzgi: Fonun şu kadar getirisi denmez satılırken. Fonda yüksek getiri de elde edilebilir, paranız toz da olabilir.
“Erzan 11 Nisan’da işten çıkarıldı”
- Avukat Metin Arslan: Tanık Hakan Kıran, bir gün önce Mehmet Aydoğdu’yu aradığını, bunun inandırıcı gelmediğini söyleyip uyarmış. Bundan haberdar mısınız? Hiç Mehmet Bey’le görüştünüz mü?
- İzgi: İlk haberdar oluşum 7 Nisan. Mehmet Bey böyle bir ihbardan bahsetmedi.
- Av. Arslan: Seçil Erzan’la ilişki ne zaman kesildi?
- İzgi: Yanlış hatırlamıyorsam 11 Nisan’da yapıldı fesih işlemi.
- Hakim: Fatih Terim ile ilgili inceleme yaptınız mı?
- İzgi: Ben yapmadım. Biz gelen ihbarlarda inceleme yapıyoruz.
“Yöneticiler neden sorguda yer aldı?”
- Av. Nevzat Kaan Karcılıoğlu: İç denetim organının bankanın içindeki diğer organlarına karşı tarafsız ve bağımsızlığı da var mı?
- İzgi: Şüphesiz.
- Av. Karcılıoğlu: Teftiş kurulu kime bağlıydı?
- İzgi: Ramazan Işık. 4 farklı ekipten sorumlu. Ama bütün süreci ben yürüttüm.
- Av. Karcılıoğlu: Teftiş süreçlerine icrai görev yapanlar daha önce hiç dahil olmuş muydu?
- İzgi: Hayır. Zaten burada da icrai görev yapanlar buna dahil olmaz.
- Av. Karcılıoğlu: Sermin Hanım ile Tanju Bey burada gelip uzun uzun bu sürece nasıl dahil olduklarını anlattı. Bu, teftiş sürecine dahil olmak değil midir?
- İzgi: Değildir. Seçil Hanım yöneticisi Sermin Hanım olursa görüşeceğini söyledi, sonra evine davet etti, sonra da Sermin Hanım ve Tanju Bey olursa anlatacağını söyledi. Orada onlar müdahale etmiyorlar ki…
- Av. Karcılıoğlu: Teftiş faaliyetinin yürütüleceğine kim karar verir? İcrai faaliyette bulunanların teftiş faaliyetinde bulunamayacağını söylediniz aslında siz de. Doğrusu, Seçil Hanım bundan sonrasını biz yürüteceğiz, demek değil midir?
- İzgi: Tanju Bey ve Sermin Hanım’ın orada benim yaptığım inceleme işine herhangi bir müdahaleleri olmadı.
“Bir tuhaflık yok muydu?”
- Av. Karcılıoğlu: Suç duyurusu genellikle teftişten sonra mı yapılır önce mi?
- İzgi: Değişir.
- Av. Karcılıoğlu: Denizbank 7 Nisan’da suç duyurusunda bulunmuş. Olay büyümüş, siz el atmışsınız ve izinli olsa bile şube müdürü yok, ulaşılamıyor. 8 Nisan’da Arda Turan’dan numarayı alıyorsunuz ve ne güzel Seçil’e ulaştık, diyorsunuz. Seçil Hanım da ben Sermin Hanım gelirse konuşurum, diyor. Bunlar olurken kimse burada bir tuhaflık var demedi mi, kimse adli makamlara haber verilmesi gerektiğini düşünmedi mi?
- İzgi: Hayır.
Rapora “Ortalama zeka” ifadesi neden yazıldı?
- Av. Okan Demirkan: 9-10 Nisan tarihli bilgi notunu siz mi kaleme aldınız?
- İzgi: Evet.
- Av. Demirkan: Raporun 2. sayfasında, herkesin banka dışında para teslim ettikleri yazıyor.
- İzgi: Evet, bir tane bile bankada teslim ettiğine dair görüntü yok. Görüntülerde para çeken var ama teslim eden yok.
- Müşteki Evrim Pınar: Parayı Florya şubede teslim ettim.
- Av. Okan Demirkan: Sizin yazdığınız raporda toplantı odasından yaklaşık 30 dakika sonra çıktığı yazıyor. Tanju Bey de en fazla 10 dakika kalmıştır, dedi.
- İzgi: Ben orada kata giriş çıkış saatlerine bakarak yarım saat dedim.
- Av. Demirkan: Göker Harmanlı kimdir?
- İzgi: Benim müfettişim.
- Av. Demirkan: Herhangi bir psikoloji eğitimi var mı?
- İzgi: Bildiğim kadarıyla yok.
- Av. Demirkan: O zaman nasıl oluyor da “ortalama zeka”ya dair bir değerlendirme yapıyor.
- İzgi: Benden geçiyor bu rapor sonuçta, ben yazmışım gibi de düşünebiliriz. Buradaki insanların hepsi ünlü futbolcu, iş insanları, finansal okuryazarlıkları var. Şube müdürü sürekli bugün git yarın gel diyorsa sürekli sorgulamaları lazım.
- Av. Demirkan: LinkedIn hesabınızda fraud detection diye bir yetenek var yani suistimal tespitine ilişkin bir yeteneğiniz var. Dolandırıcılık vakaları kendiliğinden bildirilmedikçe tespit edemiyorsanız nasıl böyle bir yeteneğiniz var, böyle bir yeteneğiniz varsa nasıl olay ortaya çıkmadan tespit edemediniz?
- İzgi: Daha ne kadar anlatabilirim, burada Denizbank sistemlerinde görünen tek bir işlem dahi yok.
Neden Denizbank?
- Arda Turan vekili Av. Tufan Karataş: Basına yansıyan, bankalarda gerçekleşen dolandırıcılık zimmet olaylarının yüzde 90’ı Denizbank’la ilgili. Sizce bu normal mi?
- İzgi: Her yerde olay oluyor. Zimmet, dolandırıcılık son derece normaldir. İnsanın olduğu yerde böyle şeyler olur. Tabii Seçil Hanım’ın durumu biraz farklı ama Seçil Hanım’ın olayı olduğunda bir kamu bankasında da 600 milyon dolarlık olay oldu, basına yansıdı başta ama sonra buharlaştı. Böyle olaylar normaldir, her yerde oluyor, siz sadece Denizbank’ı görüyorsunuz.
Denizbank yöneticileri Seçil Erzan’ın sorgu sürecine açıklık getirdi
Seçil Erzan davasında, tanık olarak Denizbank Yönetim Kurulu Üyesi Tanju Kaya dinlendi. Kaya, Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş‘in de Erzan’ın sorgusuna katıldığını söyledi: Normalde hiç gelmemesi gerekirdi ama çok bilinen ve kendisinin de bizzat tanıdığı futbolculara verdiği değerden dolayı geldi.
Denizbank’ta yönetim kurulu üyesi ve icrada görevli olan Tanju Kaya, 2019’da Fatih Terim’i ziyaret ettiğinde Seçil Erzan’la tanıştığını bugün ise ikinci kez gördüğünü ifade etti ve 7 Nisan 2023 tarihinde olaydan haberdar olduğunu söyledi ve ardından yaşananları anlattı:
“Fatih Hoca olduğu için fona girdik”
- Bölge müdürümüz Sermin Tekin 7 Nisan günü beni arayıp bir usulsüzlük olduğu hakkında bilgi verdi. Ertesi gün Fatih Terim, Emre Belözoğlu ve Arda Turan ile görüşmede de vardım.
- Fatih Terim şu an hesaplarına bakmadığını, durumu bilmediğini söyledi. Arda ile Emre, Fatih Hoca olduğu için fona girdiklerini söyledi.
- Seçil idari izne çıktığı için iletişim kuramıyorduk. Arda Turan, Cenk İzgi’ye (Denizbank Teftiş Kurulu Bölüm Müdürü) Seçil’e ulaşacağımız numarayı verdi. Sermin Hanım (Tekin) kalktı, yanına gitti Çorlu’ya. Ertesi gün de Seçil’in gelip ifade vereceğini söyledi.
- Biz zaten şubeye gelen birkaç ihbardan sonra savcılığa yurtdışı çıkış yasağı için başvurmuştuk. 9 Nisan günü de Seçil gelip bize bütün süreci anlatmaya başladı.
“Terim’den 300 bin dolar aldığını söyledi”
- Seçil Erzan; zararını kapatmak için bu işe başladığını, Fatih Terim’den 300 bin dolar civarı bir para aldığını söyledi. Bütün gün psikolojisi de kötü olduğundan aldığı ve verdiği paraların bazılarını doğru hatırlıyor, bazılarını hatırlamıyor, bazılarını da sonradan değiştiriyordu.
- Pazartesi günü sorgu bitmişti. Ayakta duramıyor, rengi sapsarıydı. ‘Vitamin ister misin’ dedik ve doktor serum takviyesi yaptı. Akşam 19.00 gibi de eve gitti.
- Bizim yaptığımız soruşturma sırasında yanında avukat yoktu. Savcılık soruşturması aşamasında da herhangi bir avukat yönlendirmedik Seçil Erzan için.
“Şube müdürünün para tahsil etme yetkisi yok”
Dava sürecinde, Erzan’ın görev süresi, yetkileri tartışma konusu olmuştu. Kaya bu konular hakkında da duruşmada bilgi verdi: “Denizbank yönetmeliğinde sadece şube müdürü ile operasyon müdürü aynı anda 5 yıldan uzun süre çalışamaz diye bir kural var. Şube müdürü idari amirdir, aynı zamanda şubenin hedefleri, bilançosundan da sorumludur. Şube müdürünün kesinlikle para tahsil etme yetkisi yok, operasyon yapma yetkisi yok, paraya dokunamaz.”
“Banka dışı işlem olmaz”
Kaya’nın açıklamalarından sonra soru cevap bölümüne geçildi. İlk soruyu ise mahkemenin heyet başkanı sordu ve ilk sorusu da dava sürecinde tartışmalara konu olan banka dışında para tahsilatı ile ilgili oldu.
- Hakim: Özel müşteriler için gişe dışı uygulama yapma yetkileri var mı?
- Kaya: Ses kaydı alarak işlemini yaptırabilir, talimat verebilir. Ama onun dışında her işlemi bankada imzası ile yapar müşteri. 80 bin TL üzeri işlemlerde zaten imza aranır. 5 milyon TL üzeri varlığı olanlar ise özel bankacılıktan faydalanabilir. Şube müdürünün genel müdürlük nezdinde fon kurma yetkisi yoktur. Genel müdürlüğün de yoktur. Fonu portföy yönetim şirketleri kurar.
“Olağanüstü şeyler incelenir”
- Hakim: Şube müdürünün ya da çalışan birinin, bir müşteri hesabına günde 100 kez girmesi dikkat çekmez mi?
- Kaya: Rutin teftişte dikkat çekebilir. Rutin teftiş yılda ortalama bir kez yapılır diyebiliriz. Olağanüstü şeyler incelenir. Örneğin günde çok fazla büyük nakit döviz işlemi oluyorsa bakılır. 50 bin dolar üzeri işlem sayısı şube başına 3 adettir. Bu nedenle çok oluyorsa bakılır.
- Hakim: İlk izleniminiz neydi?
- Kaya: İnci Çeviker ile Bülent Çeviker şubeye gelip dolandırıldıklarını söylüyorlar. Paralarını bankadan çekip şube dışında parayı teslim ettiklerini söylüyorlar. Sonra başka şikayetler de oluyor. Mehmet Aydoğdu (Denizbank Yönetim Kurulu Başkan Vekili) ve Hakan Ateş‘in de (Denizbank Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdür) 7 Nisan’da haberi oldu olaydan. Hakan Ateş ile Mehmet Aydoğdu’nun yönettiği bir fon yok.
- Hakim: Fon getirisinde faiz getirisi gibi bir meblağ belirtilerek getiri garantisi verilebilir mi?
- Kaya: Verilemez, para da kaybedilebilir bunlarda. Bankada fon da alacaksanız sigorta da yaptıracaksanız Denizbank’ta hesap açmanız gerekir. Mobilden her işlem yapılabilir. Sadece büyük meblağlı işlemler ve imza gerektiren işlemlerde bankaya gitmeniz gerekir.
Avukatlar soru sordu
Mahkeme başkanının sorularından sonra Kaya’ya, avukatlar da sorular sordu…
- Av. Okan Demirkan: Şube müdürü paraya dokunamaz dediniz. Bu diğer şube çalışanları tarafından bilinen bir şey mi?
- Kaya: Paraya dokunmaktan kastımız para tahsil edemez, yatıramaz. Yoksa akşam şube kasasında para sayımı yapabilir.
- Av. Demirkan: Fatih Terim’i tanımayan, görmeyenler, hatta tanıklar bile burada bize ‘Hakan Ateş ve Mehmet Aydoğdu‘ fonu dediler, suç duyurularında da bu isimler geçiyor, ayrı savcılara ayrı dönemlerde verilen ifadelerde. Siz, sanki hepsi sadece ve sadece Fatih Terim fonu dedi gibi anlattınız. Size gelenler Hakan Ateş ve Mehmet Aydoğdu ismini kullandı mı?
- Kaya: Bana böyle bir bilgi gelmedi.
Savcılığa bilgi verdiniz mi?
- Av. Kaan Karcılıoğlu: Savcılıktan yakalama ve yurtdışı çıkış yasağı konulmasını talep ettikten sonra, teftiş yaparken yani Seçil Erzan’ın yanına giderken, onu dinlerken bunu yine de savcılık makamlarına bildirmeniz gerekmez mi?
- Kaya: 7 Nisan’da başsavcı arandı, bilgi verildi. BDDK’ya bilgi verildi. Bu, bizim onu sorgulamamıza engel değil. 10 Nisan günü de yakalandı zaten.
- Av. Karcılıoğlu: Savcılığa bilgi verdiniz mi siz ertesi gün Seçil Erzan’a ulaştığınız hakkında?
- Kaya: Hayır, sadece iç denetim hakkında bilgi verdik. Hiçbir müşteri suç duyurusunda bulunmadı. Hatta biz söyledik neden suç duyurusunda bulunmuyorsunuz diye. Biz suç duyurusunda bulunduk. Şubede beş tane 50 bin dolar üzeri işlem var. Ben zaten ortalama 3 olduğunu söylüyorum. Bunlar normal şeyler.
Susma hakkını kullandı
Duruşmada, Kaya’ya olayın ortaya çıkmasından sonra Seçil Erzan’ın Çorlu’daki evine banka tarafından 3 güvenlik görevlisinin gönderilmesi konusu da gündeme getirildi ve güvenlik görevlilerin Erzan’ın mı isteği ile mi yoksa kendilerinin kararıyla mı gönderildiği soruldu. Kaya bu soruda cevap vermeme hakkını kullandı.
- Av. Metin Arslan, 27 Mart tarihli güvenlik kamerası görüntülerini göstererek: Sizin şube müdürü olduğunuz dönemde odanıza para dolu valizle giren oldu mu?
- Kaya: Oldu.
- Av. Arslan: O valizi sizin odanızda bıraktığı oldu mu?
- Kaya: Hayır.
Basında çıkan uydurma
- Av. Murat Öksüz: Florya’dan Büyükdere’ye atama bir terfi midir?
- Kaya: Hayır, hatta kar açısından Florya daha büyüktür. İkisi de aynı segmentte şubedir.
- Av. Öksüz: Yılın banka çalışanı diye bir şeyden bahsediliyor.
- Kaya: Bu basında çıkan bir uydurma. Böyle bir uygulamamız yok.
- Av. Öksüz: Seçil Hanım’a bir telefon ve hat veriyorsunuz. İddia bu şekilde. Doğru mudur?
- Kaya: Doğrudur. Telefonlarımı açamıyorum, tehdit ediliyorum, dedi. Ben de Sermin Hanım’a Seçil’e telefon temin edilmesini söyledim.
Hakan Ateş görüştü mü?
- Av. Öksüz: Hakan Ateş 8-10 Nisan tarihleri arasında geldi mi, Seçil Hanım’la görüştü mü?
- Kaya: Pazar günü geldi, 3-5 dakika kaldı. Hatta Seçil’e de “Anlat her şeyi, burası banka, mağduriyetler giderilir” dedi.
- Av. Öksüz: Bu kadar büyük bir olayda üç beş dakika uğraması normal mi?
- Kaya: Hayır, normalde bu sorguya hiç gelmemesi gerekirdi. Ama çok bilinen ve kendisinin de bizzat tanıdığı futbolcular olunca onlara verdiği değerden dolayı geldi.
- Av. Hediye Ergin: Seçil Erzan’ın SGK işten çıkış işlemleri nasıl yapıldı, kendi mi istifa etti? Hangi gerekçeye dayanarak iş ilişkisi sona erdirildi?
- Kaya: İş akdi tazminatsız feshedildi.
Yüksek karlı gizli fon’ davası: Fatih Terim’in ‘müşteki’ olduğu yeni iddianameden detaylar
‘Yüksek karlı gizli fon’ olayına ilişkin Fatih Terim’in ‘müşteki’ olduğu yeni iddianamenin detaylarına ulaşıldı. Savcılık ifadesinde Rüya Sağır ve Seçil Erzan tarafından dolandırıldığını savunan Terim, “Fonla yakından uzaktan ilgim yok. Bu fonla alakalı Erzan’a hiçbir zaman para göndermedim” diyor
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca birleştirme talepli hazırlanan ve Fatih Terim’in ‘müşteki’ olarak yer aldığı iddianamede, sanık Seçil Erzan‘ın Terim’in tüm bankacılık işlemlerini uzun yıllar yönettiği kaydedildi.
Müşteki Terim’in, 6 Haziran 2023’te banka hesap hareketlerine ilişkin idari izinli olan sanık Erzan’ın yerine bakmakla görevli sanık Rüya Sağır’la görüşerek bilgi alma talebinde bulunduğu anlatılan iddianamede, ”Şüpheli Rüya Sağır’ın müşterinin bankada bulunan hesaplarına ilişkin oluşturulan Excel tablosunda 219 bin 300 dolar ve 47 bin 400 lira olacak şekilde iki kalem alacağın yer almasına rağmen bu tabloya banka uhdesinde bulunmayan ‘e saklama o/n 3 milyon dolar’ şeklinde bir kalem alacağı daha eklendiği anlaşılmıştır” denildi.
İddianamede, sanıklar Sağır ve Erzan’ın birlikte hareket ederek Terim’i dolandırdıkları belirtildi. Hazırlanan iddianamede müşteki Fatih Terim’in Haziran 2023’te savcılıkta alınan ifadesine de yer verildi. Terim ifadesinde, uzun yıllardır teknik direktörlük yaptığını, Erzan ile yaklaşık 5-6 yıldır tanıştığını ve 11 yıldır da bankanın müşterisi olduğunu dile getirdi.
“Seçil Erzan olayını duyunca bankaya sinirlendim”
Bankanın Florya ve Levent şubelerine hiç gitmediğini, paraya ihtiyacı olduğunda yakınlarından ve aile dostlarından istediğini, onların gerektiğinde bankadan parayı çekip kendisine getirdiğini anlatan Terim, şunları kaydetti: “Birtakım belgelere imza atmam gerektiğinde ise zaman zaman Seçil Erzan yanıma gelip Florya’daki tesislerde imzamı alırdı. Hatta evime geldiğinde de belgelere imza atmışlığım olmuştu. Bahsedilen fon ile yakından uzaktan ilgim yoktur. Bu fon için kimse benden bu zamana kadar herhangi bir para istemedi. Bu fon ile alakalı Seçil Erzan’a hiçbir zaman para vermedim. 6 Nisan’da hesabımda ne olup bittiğini öğrenmek için bankada çalışan Rüya Hanım ile mesajlaştım. Seçil Erzan olayını duyunca bankaya sinirlendim ve bankadaki tüm paramın eşim Fulya Terim’in başka bankadaki hesabına aktarılmasını istedim. 219 bin 300 dolar ve 47 bin 400 lira paranın eşimin hesabına geldiğini tespit ettim ama 3 milyon dolar hala gönderilmedi.” Terim, ne kadar zarara uğratıldığından haberi olmadığını, iyi niyetinin suistimal edildiğini dile getirerek, şüpheliler Rüya Sağır ve Seçil Erzan’dan şikayetçi olduğunu söyledi.
İddianameye göre sanık Erzan ise 18 Nisan’da alınan ifadesinde, müşteki Terim’in tüm bankacılık işlemlerini kendisinin yönettiğini, Terim’in bir dönem Eurobond’dan zarar ettiğini belirterek, “Bu zararını çıkarmak için bana 300 bin dolar parayı elden vermişti. Fakat ben bu parayı Fatih Terim’in şoförü U.A’ya geri ödedim. Rüya Sağır Denizbank’ta çalıştığım şubede portföy yöneticisi olarak görev yapıyordu. Bankada olmadığım dönemlerde Terim ile ilgilenmesi için Rüya Sağır’ı görevlendirmiştim. Bu konuya ilişkin Fatih Terim’e de bilgi vermiştim” dedi.
“Terim’in 3 milyon dolar bakiyesi yoktu”
Terim’in talebi üzerine Sağır’ın kendisine hesap bilgilerini gönderdiğini anlatan sanık Erzan, tutuklandığı dönemde Terim’in Denizbank’ta 3 milyon dolar bakiyesi olmadığını, Sağır’a, Terim’in “saklamada 3 milyon doları olduğuna” ilişkin bir şey söylediğini hatırlamadığını ifade etti. İddianamede, şüpheliler Seçil Erzan ve Rüya Sağır’ın, “tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında, kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında nitelikli dolandırıcılık” suçundan 3’er yıldan 10’ar yıla kadar hapisle cezalandırılmaları istendi. İddianame kabul edilirse Seçil Erzan toplamda 305 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanacak.
Ana dava dosyasındaki iddianameden
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanık Seçil Erzan’ın bir bankanın Levent’teki şubesinde müdür olarak çalıştığı ve müşteki Bülent Çeviker‘den kişisel güven ilişkisine dayalı 2 milyon dolar alarak, yüksek kar vaadiyle yeniden kendisine iade edeceğini bildirdiği kaydediliyor. İddianamede, müşteki Çeviker’e para karşılığında yazılı evrak verildiği, ancak daha sonra Çeviker’in Erzan’a ulaşmaya çalışsa da ulaşamadığı, durumu bankaya bildirdiği, banka tarafından araştırma yapıldığı, Erzan hakkında suç duyurusunda bulunulduğu ifade ediliyor.
Sanık Erzan’ın bu yöntemle futbolcular, iş insanları ve çeşitli meslek gruplarından müştekilere, yüksek kar getirisi olan güvenilir bir fon bulunduğunu ve yine kamuoyunda tanınan Fatih Terim ve Hakan Ateş gibi isimlerin bu fona dahil olduğunu söyleyerek, müştekileri bu fona para yatırmaya ikna ettiği anlatılan iddianamede, gerçekte ise böyle bir fonun hiç olmadığının tespit edildiği belirtiliyor. İddianamede, Erzan’ın, müştekilerin verdiği paralara ilişkin sahte belgeler oluşturduğu, bu belgelere bankanın kaşesini ve ıslak imzasını atıp müştekilere teslim ettiği ve dolandırıcılık kastıyla hareket ettiği kaydediliyor.
Erzan’ın 90 yıldan 295 yıla kadar hapsi isteniyor
Sanık Erzan’ın “özel belgede sahtecilik” ve “tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında, kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında nitelikli dolandırıcılık” suçlarından 90 yıldan 295 yıla kadar hapsi isteniyor. Sanıklar Ali Yörük, Kerem Can, Hüseyin Eligül, Nazlı Can, Atilla Yörük ve Asiye Öztürk‘ün ise aynı suçlardan 3 ile 98 yıl arasında hapisle cezalandırılması talep ediliyor.
GAZETE OKSİJEN/AA