Connect with us

EKONOMİ

Mahfi Eğilmez : USD / TL Kurunda Destek ve Direnç Düzeyleri ve Kurun Düşürülmesi Çabaları

Yayınlanma:

|

Destek ve Direnç Düzeyleri, Pivot Noktası, Destek ve Dirençlerin Kırılması

Finansal piyasalarda fiyatların yükselişi ve düşüşü sırasında izlenen bazı düşüş ve yükseliş noktaları vardır. Bunlara destek ve direnç düzeyleri deniyor. Konumuz döviz kurları olduğu için biz o açıdan bakacağız.  

Kur yükselip geri çekildiğinde, geri çekilmeden önce ulaşılan en yüksek düzey ‘direnç noktası’ olarak kabul ediliyor. Direnç noktası; yükselmekte olan kur için için yükselişin yavaşladığı, alım isteklerinin azaldığı, satıcıların ise satış isteklerinin daha fazla olduğu noktayı ifade eder.  

Piyasa tekrar yükseldiğinde, yeniden yükselmeye başlamadan önce ulaştığı en düşük düzey de ‘destek noktası’ olarak adlandırılıyor. Destek noktası, talebin yoğunlaşması nedeniyle düşüş eğiliminin durması beklenen bir kur düzeyidir. Kur düştükçe talep artar ve böylece destek noktası oluşur.

Bir direnç noktasının kırılması; kurun, daha önce belirlenmiş direnç noktasının üzerinde en az bir kez kapanış yapmış olmasını ifade ediyor. Bir direnç noktası kırıldığında o nokta artık bir destek noktasına dönüşür. Bir destek noktasının kırılması; kurun o destek noktasının altında en az bir kez kapanış yapmış olması anlamına geliyor. Bir destek noktası kırıldığında o nokta artık direnç noktası konumuna gelir.

Kur, destek ya da direnç noktasını kıracak biçimde bir defalık kapanış yapıp yeniden destek veya direnç noktasına dönmüşse destek ya da direcin kırılması tam olarak gerçekleşmemiş sayılır.

Pivot noktası; döviz kurunun bir önceki işlem gününde oluşan dengedeki değerini gösteren düzeydir. İşlem kurunun pivot kuruna göre durumuna bakılarak kurun hareket yönü tahmin edilebilir ve ayrıca yine buradan hareketle destek ve direnç noktaları da hesaplanabilir.

Döviz kurlarıyla ilgili teknik analiz; kurların, geçmişteki hareketlerine bakılarak yapılan analizdir. Kurun izlediği değer değişimleri bir zaman serisi grafiğine yansıtılır ve o grafik üzerinde geçmiş hareketlere bakılarak söz konusu kurun zaman içinde tepe ve dip yaptığı noktalar incelenir. Buna göre kurun bu noktaları yukarı veya aşağı doğru geçtiğinde sonraki durağının neresi olduğu tahmin edilmeye çalışılır.

Destek ve Direnç Düzeyleri Hedeflenerek Kur Düşürülebilir mi?

Yukarıda değindiğimiz destek, direnç ve pivot düzeyleri tümüyle piyasada oluşan arz ve talebe göre belirlenir. Bireysel arz ve talebin bu düzeylere etki yapması mümkün değildir. Ancak olumlu ya da olumsuz bir gelişme ortaya çıktığında veya beklentiler değiştiğinde arz veya talep aynı yönde hareket ettiğinde bu düzeyler üzerinde etkili olabilir.

Geçtiğimiz Cuma sabahı güne başlarken USD / TL kuru 16,33 idi. Diyelim ki kısa vadeli standart direnç noktası 16,35, pivot noktası 16,25, destek noktası da 16,15 olsun.[i] Yani 16,35’in üzerinde bir gece geçirilirse direnç kırılıp kur yukarı gidecek demektir. Bu aşamada Merkez Bankası’nın faizi değiştirmemesi, piyasanın beklediği önlemlerin alınmaması sonucu döviz talebi devam ediyor ve kurun yukarı gitmesi bekleniyordu. Bu noktada kamu kesimi devreye girerek, geçmişte pek çok kez yaptığı gibi, döviz satmaya ve kuru düşürmeye başladı ve USD/TL kuru 16,25’lik pivot noktasının altına inerek 16,19’a kadar geriledi ve haftayı öyle tamamladı. 16,15’lik ilk destek noktası kırılamamıştı ama pivot noktasının altına inilmesi o destek noktasının kırılabileceği izlenimini veriyordu. Yukarıdan beri verdiğimiz tanımlar çerçevesinde pazartesi günü kurun 16,15’lik destek noktasını kırması beklenebilir. Ne var ki 16,19’luk kur düzeyi, piyasada normal arz ve talebe göre değil, kamu kesiminin döviz satmasıyla yani zorlamayla oluşmuş bir düzey. Kamu kesimi, döviz satarak kurun daha da düşeceği inancını yaratmayı ve bu yolla insanların döviz satmasını sağlamayı amaçlıyor. İnsanlar ise ortada bu durumu destekleyen herhangi bir olumlu gelişme, bir beklenti ya da bir önlem görmediği için döviz satmak bir yana düşen kurları fırsat görerek ucuza döviz satın almaya yöneliyor. Sonuçta merkez bankası, uzun süredir yaptığı gibi, kısa süreli sonuçlar uğruna rezervlerini erittiğiyle kalıyor.


[i] Burada direnç, destek ve pivot noktası olarak verilen değerler olayı anlatmak için kullandığımız günü birlik değerlerdir. Alınan döneme, hesaplama biçimine ve hatta bakış açısına göre bunlar değişiklik gösterebilir.

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Şimşek, “Piyasadan döviz almasaydık dolar/TL 30’un altına düşebilirdi”

Yayınlanma:

|

Yazan:

TRT Haber’e konuk olan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ekonomi gündemine ve enflasyon görümüne ilişkin açıklamalarda bulunuyor.

Mehmet Şimşek’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“Program gerçekten çalışıyor. İç talepte bir yumuşama var, net ihracatın etkisi olumluya dönmeye başladı, büyümede bir dengelenme var.

Türkiye’nin dış açığında neredeyse yarı yarıya bir düşüş var, önemli dengesizliklerden biri bu sayede giderilmiş oldu.

FON AKIŞI HIZLANDI

Fon akışında bizim öngördüğümüzden çok daha büyük bir artış var. Yerel seçimlerden sonra yurt dışından ciddi fon akışı var.

Türkiye’nin risk primi, gelişmekte olan ülkelere göre çok muazzam bir performans gösterdi. Risk primimiz geçen sene mayısta 700 baz puandayken bugünlerde 270 bp altında.

Türkiye’nin kredi notu pozitif. Bu da çalışmalarımızın sonuç verdiğini gösteriyor. Programın çalıştığı ortaya çıktıkça Türkiye’ye talep artıyor.

YAPISAL DÖNÜŞÜM DEVAM EDECEK

Programı güçlendirdikçe çok daha iyi sonuçlar alacağız; tasarruf paketi bunun bir ayağı, daha bir çok programı güçlendirecek adımlar atacağız, bir kısmı kamu maliyesi alanında, bir kısmı yapısal dönüşüm alanında olacak.

VERGİ ARTIŞI OLMAYACAK

Geçen yıl büyük bir bütçe açığı ile karşı karşıyaydık. Bankacılık sektörü içerden bunu finanse etmekte zorlanabilirdi.

Bu nedenlerle aldığımız tedbirlerin bir kısmı enflsayonistti. KDV’yi artırdık, akaryakıtta ÖTV’yi artırdık. Kuru serbest bırakınca enflasyonist etki oluştu. Deprem, kur etkisi, vergi etkisi, beklentileri bir arada düşününce enflasyon yükselişe geçti.

Bu sene geçen sene gibi vergi artışı olmayacak. KDV’de herhangi bir artış öngörmüyoruz.

“DÖVİZ ALMASAYDIK DOLAR 30’UN ALTINA DÜZERDİ

Piyasadan döviz almasaydık dolar/TL 30’un altına, 20’li rakamlara düşebilirdi. Biz rezerv biriktiriyoruz, rezerv pozisyonumuzu güçlendirmemiz lazım.

KİRA SINIRLAMASI DEVAM EDECEK Mİ?

Yüzde 25 kira artış sınırının devam etmemesi gerektiğini düşünüyorum. Devam etmesi için bir sebep görmüyorum, etmesi yönünde yapılan bir çalışma da yok.

Büyük ihtimalle devam etmez diye düşünüyorum. Piyasada fiyatlara müdahale edilmemesi gerektiğine inanıyorum.

“ENFLASYON 12 AY İÇİNDE YÜZDE 30’UN ALTINA DÜŞECEK”

Yaz aylarında sadece baz etkisiyle değil, sadece kur destekleyici olduğu için değil, şartlar daha elverişli olduğu için değil; para, maliye ve gelirler politikası daha sıkı olduğu için enflasyonun düşmemesi mümkün değil.

Enflasyonu düşürmekte kararlıyız; bu sene bir yere düşürdükten sonra geri çekilmeyeceğiz, tek haneye düşürmek için ne gerekiyorsa yapacağız.

Enflasyon düştükte bu ülke sürdürülebilir bir büyüme patikasına girecek. Önümüzdeki 12 ay içinde enflasyon çok büyük ihtimalle 30’un altına düşecek.

“TL’DE AŞIRI DEĞERLENMEYECEK”

Bizim bir kur hedefimiz yok. Her şeyin piyasada belirlendiği bir döneme doğru evriliyoruz; Şu anda kura herhangi bir müdahale yok ama Merkez Bankası döviz biriktiriyor.

İhracatçılara her türlü desteği vermeye devam edeceğiz. TL’de aşırı bir değerlenmeyi de öngörmüyoruz.

Aşırı oynaklılara zemin hazırlamak istemedik. Önümüzdeki dönemde değerlendireceğiz, başlangıçta tek yönlü olmak üzere, bir yıl sonrasını önceliklendirerek bir adım atacağız. O konuyu biraz çalıştık.”

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Mahfi Eğilmez cevapladı: Vatandaş niçin döviz satışına başladı

Yayınlanma:

|

Yazan:

Yerel seçimlerden sonra döviz kurlarında sabitleşme eğilimi oluşunca döviz bozdurma eğilimi hızlandı. Son haftalarda yabancı para mevduatındaki (soldaki grafik) ve Türk Lirası mevduatındaki (sağdaki grafik) eğilim şöyle (grafikler BDDK günlük bültenden alındı):

Görüleceği gibi yabancı para mevduat gerilerken TL mevduat yükseliyor. İnsanlar ellerindeki, banka mevduat hesaplarındaki dövizlerini bozdurup TL mevduat hesabı açıyorlar. Bunun iki nedeni var: (1) Bankalar döviz mevduatına faiz vermiyor. (2)  USD/TL kuru son zamanlarda sabitleşme eğilimi gösteriyor ve yakın gelecekte kurun gerileyeceği tahmin ediliyor.

 Bu durumu bir tablo eşliğinde anlatalım. Burada dolardan TL’ye çevrilen paranın üç ay süreyle (yıllık yüzde 50 üzerinden) üç ay süreyle yüzde 12,5 net faizle hesapta kalmasını örnek aldım.

Bankada sıfır ya da sıfıra yakın faizle 100.000 dolar mevduatı bulunan bir kişi bu parasını bugünkü 32,20 USD/TL kurundan TL’ye çevirdiğinde 3.220.000 TL’si olur. Bunu bankaya üç aylık TL mevduat olarak yatırdığında (yıllık yüzde 50, üç aylık yüzde 12,5 vergi sonrası net faiz hesabıyla) üç aylık vade sonunda eline anapara + faiz olarak 3.622.500 TL geçer.

Eğer bu dönem sonunda USD/TL kuru değişmeden kalmışsa bu parayı tekrar dolara çevirdiğinde (3.622.500 / 32,20 =) 112.500 doları olur. Aynı miktarı dövize dayalı bir yatırım fonuna yatırmış olsaydı üç ay sonunda (üç aylık ortalama yüzde 1,25 net getiri hesabıyla) 101.250 doları olacaktı. Bu durumda bu kişi parasını TL’ye çevirip mevduat yaparak fonda tutmaya göre (112.500 – 101.250 =) 11.250 dolar daha fazla kazanç sağlamış olur.

Buna karşılık bu dönem sonunda USD/TL kuru 35,80’e yükselmişse anapara + faiz toplamı 101.187 dolara gerilemiş olursa parayı dolar fonunda tutmaya göre oluşan avantaj ortadan kalkmış olur ve parasını mevduata yatırmakla fonda tutmaya göre 63 dolar zararlı çıkar.

Benzer işlemleri yurt dışından dolarla borçlanıp yapanlar da var. Buna carry trade deniyor. Carry trade; bir yerden düşük faizle kredi alıp başka yerde yüksek faizle borç vererek aradaki faiz farkından yararlanma işlemidir. Bunu da bir örnekle açıklayalım.

Bir Amerikan fon şirketinin ABD’deki bankasından yüzde 5 yıllık faizle 1.000.000 dolar çekip Türkiye’ye getirdiğini, 32,20 kuru ile bozdurup 32.220.000 TL aldığını varsayalım. Bu fon şirketinin bu parayı aynı gün (üç aylık yüzde 12,5 net faiz hesabıyla) üç ay vadeli olarak bankaya yatırdığını varsayalım. Tablo şöyle olacaktır:

Bu şirket üç aylık vade sonunda bankadan anapara + faiz olarak (32.200.000 x 1,125 =) 36.225.000 TL alacaktır.

Eğer bu üç ay sonunda kur değişmeden 32,20 olarak kalmışsa bu şirketin anapara + faiz toplamı (36.225.000 / 32,20 =)  1.125.000 USD, buna göre kazancı (ABD bankasından aldığı anapara + faiz olan 1.015.000 dolar düşüldüğünde) 110.000 dolara denk gelecektir.

Buna karşılık bu üç ay sonunda kur 35,69’a yükselmişse bu fon şirketi aynı hesapla gidersek 10 dolar zarar etmiş olacaktır.

Doları, TL’ye çevirerek TL mevduata yatırıp yüksek faizden yararlanarak dolar kazancı elde etmenin iki koşulu var: (1) TL mevduat faizinin yüksek olması. (2) Kurun üç aylık süre sonunda 35,70’i aşmaması.

Son dönemde dövizdeki çözülme ve TL mevduattaki artış burada anlattığım şekilde yapılan işlemler nedeniyle oluyor. Böylece kur sabit kalıyor hatta geriliyor. Bu gelişimin ilk olumlu görüntüsü dolarizasyon oranındaki gerileme olarak karşımıza çıkıyor. Bu dövizler bankalara oradan da Merkez Bankası’na geldiği için rezervleri arttırma gibi olumlu bir görünüm de yaratıyor. Kurun düşük kalması dolar cinsinden hesaplanan GSYH’nin ve kişi başına gelirin yüksek görünmesini sağladığı için sanal bir iyileşme sergiliyor. Öte yandan kurun düşük kalması üretiminin önemli bölümü ithalata bağlı olan ekonominin ithal girdi maliyetlerinin düşmesine ve dolayısıyla maliyet enflasyonunun frenlenmesine yol açıyor. Buna karşılık bu işlemlerin ciddi riskleri var: (1) Kurun sabit kalması ya da gerilemesi Türk Lirasının aşırı değerli hale gelmesine yol açarak ihracatı sıkıntıya sokarken ithalatı teşvik edici etki yaratıyor. Bunun etkilerini önümüzdeki dönemde yaşayacağız. Merkez Bankası bu durumu önlemek için bu kez döviz satın almaya yöneliyor. (2) Şirketler, dövizle borçlanıp bu işlemi yapmak için döviz pozisyonu açma (açık pozisyon) yolunu seçiyorlar. Ki bunun yarattığı sorunlar Türkiye’yi 2001 krizine getirmişti. (3) Ülke, yeniden sıcak para cenneti haline geliyor. Kurda biraz hızlı yukarı yönlü hareket olması halinde bu akım hızla tersine dönebilir ve bu kez kur hızla yükselir ve döviz sıkıntısı yaşanabilir.

2021 yılında, enflasyon yükselme eğilimindeyken faizleri düşürmeye başlamanın sıkıntılarını çözmek için önce kur korumalı mevduat denendi. Bu deneme bir faciaya yol açtı: Faiz vermeyelim derken çok daha fazla paralar ödendi Merkez Bankası tarihi bir zarar yazdı. Henüz o mesele çözülemeden bu kez de yakın geçmişte yaşadığımız carry trade olayı tekrar canlandı ülke yeniden sıcak para cenneti haline geldi.

Hep söyledik: Eğer rezerv paraya sahip değilseniz ve enflasyonunuz yüksekse tek başına faizi düşürerek ekonomiyi bozabilirsiniz ama tek başına faizi yükselterek ekonomiyi düzeltmezsiniz.

Ya da yüzlerce yıl önce Çinli bilgelerin dediği gibi “bin doğru adım bir yanlış adımı düzeltmeye yetmez.”

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Garanti BBVA CEO Baştuğ: “Kredi kartlarına sınırlama getirilmeli”

Geçen yıl krediler yüzde 50 artarken, kredi kartlarında bunun üç katına varan artışlar olduğunu dile getiren Garanti BBVA Genel Müdürü Recep Baştuğ, tüketimin sakinleşmesi için kredi kartlarına ilişkin adım atılması gerektiğini söyledi. Yıl sonunda enflasyonun baz etkisiyle yüzde 45’e gerileyeceğini belirten Baştuğ, asıl mücadelenin bundan sonra başlayacağını ifade etti.

Yayınlanma:

|

Yazan:

Ülkedeki en büyük sorunun enflasyon olduğunu söyleyen Garanti BBVA Genel Müdürü Recep Baştuğ, enflasyonun dizginlenmesi ve tüketimin yavaşlaması için kredi kartlarına sınırlama getirilmesi gerektiğini savundu.

Geçen yıl krediler yüzde 50 artarken, kredi kartlarında bunun üç katına varan artışlar olduğuna da değinen Garanti BBVA Genel Müdürü Recep Baştuğ, kredi kartı faizlerinin çok düşük kaldığını ve herkesin bu kanala yüklendiğini söyledi. Bu yıl ise 2023’e göre büyüme hızının yavaşladığını ancak yine de kredi kartlarıyla alakalı büyümenin önüne geçecek bir şeylerin yapılması gerektiğini belirten Baştuğ, “Geçen yılın büyümesi tüketimden geldi. Çılgınca bir tüketim yapıldı. Bunun baskılanması, düşmesi lazım. Ülke olarak tüketimle ilgili olarak sakinleşmemiz lazım, daha az tüketmemiz ve büyümeyi başka kaynaklardan elde etmemiz lazım” dedi.

Parasal sıkılaşma politikaları gereği bireysel kredilerde bankaların yüzde 2 büyüme sınırı olduğunu hatırlatan Baştuğ, “Bankalar bireysel kredilerde bu sınırı aşmaları halinde ciddi cezalar ödüyorlar, bu nedenle de aşmamaya özen gösteriyorlar. Bu yıl kredi talebi artsa bile yükselmiş faizle bu baskılanacaktır bireysel taraf için. Tüzel taraf için de benzer bir dünya var, orada da belli sınırlar var. Ortalama enflasyonun yüzde 54-55 seviyesinde biteceğini düşünürsek onun çok altında bir kredi büyümesiyle yılı tamamlarız diye düşünüyorum. Buradan herkes nasibini alacak. Ama hâlâ kredi kartlarıyla alakalı büyümenin önüne geçecek bir şeylerin yapılması gerektiği düşünüyor ve bekliyoruz” dedi.

“Kredi talebi Döviz cinsine kaydı”

Kurda öngörülebilirlik artınca kredi talebinin döviz cinsinden kredilere doğru kaydığını belirten Recep Baştuğ, “Bu talebin kayma nedenlerinden birisi de TL kredilerdeki yüksek faiz oranları. Türk bankaları döviz cinsinden kredi vermeyi, Türk şirketleri de döviz cinsinden kredi kullanmayı öğrendiler. Şu an verilen kredilerin doğru yerlere gittiğini düşünüyorum. Eskisi gibi kurun artışıyla herhangi bir sıkıntı yaratacak bir durum yok. Banka sermayeleri çok güçlü. Topladığımız para sattığımız paradan daha az. Bu trend devam ederse TL miktarı artacaktır. Bankalar kazandıkları parayla eleştirirler. Bankanın amacı kârı ile sermayesini enflasyona ezdirmemektir. Bankaların üzerindeki yük şu anda kârlılıkta kendini gösteriyor” değerlendirmesini yaptı.

20 milyar dolarlık döviz girişi oldu

Seçimden sonra dışarıdan 20 milyar doları bulan bir döviz girişi olduğunu, bireylerin yatırım tercihlerinde de artan oranda TL’leşme gözlemlediklerini söyleyen Recep Baştuğ, “Şu anda gelen paralar yatırım için gelen paralar değil. Onun biraz daha vakti var. En büyük miktar swapla gelen para, ikinci büyük para Türk eurobondlarına geldi. Sonrasında TL Hazine bonolarına ve Borsaya geldi. Rakam her geçen gün artıyor” dedi.

bloomberght

Okumaya devam et

KATEGORİ

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

KRIPTO PARA PİYASASI

BORSA

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.