Connect with us

BANKA HABERLERİ

Küresel ekonomi burun üstü resesyona dalarken, gözler FED toplantısında

Yayınlanma:

|

  • Cuma günü önde gelen ekonomilerde açıklanan PMI verileri (satın alma müdürleri endeksi) küresel ekonominin ciddi bir yavaşlamaya yöneldiğini teyit etti. Biraz somutlaştırmak gerekirse, dünyanın en büyük ekonomisi olan ABD’de, ticari faaliyetler bu ay yaklaşık iki yıldır ilk kez daralırken, Euro bölgesindeki faaliyetler bir yıldan fazla bir süredir ilk kez geriledi. Öte yandan, İngiltere’de büyüme 17 ayın en düşük seviyesinde gerçekleşti.
  • Pandemi döneminde devreye alınan ultra gevşek para politikasını son aylarda agresif bir şekilde tersine çevrilmeye çalışılmasına rağmen, henüz enflasyonun tepe yaptığı inancı oluşmazken, büyümenin öncü göstergesi olan PMI, küresel yavaşlama endişelerinin ciddi bir şekilde arttığını gösteriyor. Elbette, Çin’in katı COVID-19 karantinaları ve Rusya’nın Ukrayna’yı işgali, pandemiden henüz kurtulmamış olan küresel tedarik zincirlerine daha fazla zarar verdiği de göz ardı edilmemelidir.
  • S&P Global Cuma günü yaptığı açıklamada, ABD Birleşik PMI (flash) verisinin, Haziran ayındaki 52,3’lük son okumasından sonra bu ay beklenenden çok daha fazla düşüşle 47,5’e gerilediğine işaret etti. Bu, art arda dördüncü aylık düşüş oldu! En basit anlatım ile, ABD ekonomisi Temmuz ayında daralma bölgesine geçti. FED’in bu veriye gördükten sonra ne kadar daha ‘kükreyebileceğini’ inanın kestiremiyoruz. 40 yılın en yüksek enflasyonuyla mücadele eden FED’in, bu haftaki Çarşamba günü sonuçlanacak olağan FOMC toplantısında 75 baz puanlık bir faiz artırımı daha yapmasına kesin gözüyle bakılıyor.
  • Küresel sorunlar yetmezmiş gibi, Cuma günü İstanbul’da imzalanan tahıl sevkiyat antlaşmasının arifesinde, Rusya’nın Odesa limanına yönelik füze saldırısı, savaşın neden olduğu küresel gıda kıtlığını azaltmayı amaçlayan bir anlaşmanın da akıbetinin sorgulanmasına neden oldu. Öte yandan, Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Ghebreyesus, haftasonu yaptığı açıklamada, hızla yayılan maymun çiçeği salgınının ‘küresel acil durum’ ilan ederken, en yüksek alarm seviyesini temsil ettiğini de söyledi. Virüsün 75 ülkede 16 binin üzerinde vakaya ve 5 kişinin de ölümüne yol açtığı açıklandı.
  • Bu gelişmelerin gölgesinde, ABD dolarının piyasa faizi olan 10 yıllık tahvil getirileri kritik bir seviye olarak görülen %2,75 seviyesine varan sert bir gerileme kaydetti. Getirinin azalması, faiz getirisi olmayan hisse senetleri, altın ve bitcoin gibi riskli varlıklarda alım iştahının kabarmasına imkân verebileceğini düşünürken, doların piyasa faiz olan DXY, geride bıraktığımız hafta 106 seviyesinin diplerine kadar gevşeyerek önemli bir destek seviyesini test etti. Hatırlanacağı üzere, haftalar önce DXY seviyesinde 109,2 seviyesini ön plana çıkarmış test edilmesi ardından ise bir miktar ‘dinlenme ihtiyacının’ iyi geleceğini söylemiştik. Bu minvalde aşağıda 106,2 seviyesine dikkat edeceğiz. Seviyenin destek görevi üstlenmesi durumunda, dolarda bir miktar toplarlanma görülebilir. 106,2 seviyesinin altında ise, dolarda değer kaybı hızlancaktır. Beklemedeyiz.
  • Haziran başında yaptığımız değerlendirmemizde, altının 1,850 dolar üzerinde haftalık kapanış yapmadan almayacağımızı belirterek aşağıda 1,685 dolar teknik hedefimizi ön plana taşımıştık. Hakeza, gümüş cephesinde aynı yorumu 22 dolar seviyesi için kullanmış ve aşağıda sırası ile 20,80 ve 18,60 seviyelerini hedef göstermiştik. Dolar cephesinde yaşanan gerileme ve 1,685 usd/ons hedefinin gerçekleşmesi sonrası, altın pozisyonumuzu Cuma günü güçlendirmeye başladık (zarar kes 1,670). Gümüş için ise biraz daha sabırlı olmak istiyoruz (henüz 18,60 seviyesinden uzaklaşamadı). Bitcoin cephesinde ise, yükseliş isteğinin başladığını iddia edebilmemiz adına, 28,800 dolar seviyesinin üzerinde haftalık bir kapanış görmemiz gerektiğini düşünmeye devam ediyoruz.
  • USDTRY kuru haftayı 17,80 seviyesinin kıyısında ve tüm zamanların zirvesinde kapattı. TCMB’nin zamanın ruhundan uzak benimsediği para politikası duruşu nedeniyle TL’de zayıflığın devam etme ihtimalinin arttığını düşünmeye devam ediyoruz. Öte yandan, tüzel kişilerin Kur Korumalı Mevduat (KKM) dönüşlerinin de başladığını görüyoruz. Dolar mevduat faizlerinin ateşli seyrine paralel, KKM talebinin zayıf olması, ekonomi yönetimini yeni tedbirler almaya zorlar mı? Hep birlikte göreceğiz.
  • Yabancı yatırımcı ise hemen hemen her fırsatta TL varlıklardan (hisse ve tahvil) uzaklaşırken, BIST100 endeksi ise enflasyondan kaçan yerel yatırımcıları sığınağı olarak yükselmeye devam ediyor. Bankacılık endeksi, geride bıraktığımız haftayı beklentimiz aksine sert bir yükselişle (%10’a yakın) tamamladı.
  • Yeni gün başlangıcında, Asya borsaları, küresel ekonomik gerileme endişelerinin yatırımcıların risk iştahını azaltmasıyla üç haftanın en yüksek seviyesinden geriledi. Asya-Pasifik hisselerinin en geniş endeksi MSCI, Cuma günü 160 seviyesini devirerek neredeyse son 1 ayın zirvesini test etmesi ardından bu sabah bir miktar da olsa geriledi. Gösterge endeks Tokyo borsası Nikkei %0,7 aşağıda işlem görüyor. ABD borsalarının vadeli işlemlerinde de küçük çaplı da olsa düşüşler görülüyor.
  • FED’in yarın başlayarak Çarşamba günü sonuçlanacak olağan toplantısının yanı sıra, bu hafta açıklanacak pek çok şirket bilançosunun da önem arz edeceğini düşünüyoruz. Güçlü dolar ve beraberinde yüksek seyreden faizlerin, Apple, Microsoft, Meta ve Amazon gibi devasa şirketlerinin finansal sonuçlarına ne kadar zarar vereceği konusunda piyasalar âdeta diken üzerinde bekliyor.

>DXY

DXY’de ön plana çıkardığımız 109,2 seviyesinin test edilmesi sonrası yine beklediğimiz dinlenme süreci de tamamlanmış olabilir. Aşağıda 106,2 seviyesine dikkat etmek gerekiyor. Destek seviyesinin aşağı yönlü geçilmesi dolar negatif, hisse, bitcoin ve altın için pozitiftir.

1658722774eedb7b1070bfd859e5719a28bf3e2558_1_1200.jpg

>Gümüş

Gümüşte neredeyse 8 haftadır devam eden düşüş ile 18,60 seviyelerindeki destek bölgesine kadar geldik. Daha da aşağıda 16 dolar seviyesinin  diplerine kadar gerileme potansiyelini göz ardı etmiyoruz. Oyun planı olarak, 18,60 – 16,00 bölgesini alım için kollamak üzere pusuda bekliyoruz.

1658722774be9fc70beed9a152589013ed62223155_2_1200.jpg

>Altın

Altının ons fiyatında, haftalar önce işaret ettiğimiz 1,685 dolar seviyesinin test edilmesi ve Cuma günü haftalık kapanışının da istediğimiz şekilde gerçekleşmesi ardından bir miktar alım yönünde pozisyon denedik. Zarar kes seviyemiz 1,670 dolar.

165872277568e4f7ad571dea0dada6c717a17a170b_3_1200.jpg

>ABD 10 yıllık tahvil

Doların piyasa faizinde teknik mânâda önem arz eden %2,75 seviyesinin bir kez daha test edildiğini görüyoruz. Seviyenin aşağı yönlü geçilmesi, daha da aşağıda %2,58 seviyesini ön plana taşıyacaktır.

1658722775a2887816b687400e205b4c7740add15e_4_1200.jpg

İKTİSATBANK

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Garanti BBVA’dan 3,5 trilyon TL’lik sürdürülebilir finansman taahhüdü

Garanti BBVA belirlediği 400 milyar TL’lik sürdürülebilir finansman hedefini, 2025’in ilk yarısında tamamladığını yeni hedefinin ise 2029 yılının sonuna kadar 3,5 milyar dolar olarak açıkladı.

Yayınlanma:

|

Yazan:

Garanti BBVA, 2018–2025 dönemi için belirlediği 400 milyar TL’lik sürdürülebilir finansman hedefini, 2025’in ilk yarısında tamamladığını açıkladı. Bu başarının ardından banka, 2018–2029 yıllarını kapsayan yeni hedefini 3,5 trilyon TL olarak paylaştı.

Garanti BBVA bu taahhütle; iklim değişikliğiyle mücadele, doğal sermayenin korunması, döngüsel ekonomi, sosyal kalkınma ve finansal kapsayıcılık alanlarında güçlü etki yaratmayı amaçlıyor.

Bu rakam, Türkiye’de faaliyet gösteren bankalar arasında en yüksek sürdürülebilir finans taahhüdü oldu.

Garanti BBVA, 2029 yıl sonuna kadar yaklaşık 3,1 trilyon TL’lik yeni kaynağı sürdürülebilir yatırımlara yönlendireceğini taahhüt ediyor

Garanti BBVA Genel Müdürü Mahmut Akten, bu performansta, sürdürülebilirliği stratejik öncelik haline getirmelerinin önemli bir rol oynadığını vurguladı. Akten, yeşil/sosyal kredilerden çevreci taşıt kredilerine, sürdürülebilir tahvillerden, çevresel ve sosyal yatırımlarda aktif danışmanlık hizmetlerine ve su verimliliğiyle ilgili projelere yönelik “mavi finans” gibi sürdürülebilir finansman ürünü sunduklarını söyledi.

Mahmut Akten, yeni hedefi ise şu sözlerle değerlendirdi: “Şimdi, bu başarıyı daha ileri taşıyarak 2029 yılı sonuna kadar 3,5 trilyon TL’lik sürdürülebilir finansman sağlamayı taahhüt ediyoruz. Bu yeni hedef, yalnızca hacim açısından değil, sürdürülebilir finansman hızımız açısından da çarpıcı bir sıçrama anlamına geliyor. 2025’in ikinci yarısından 2029 sonuna kadar yaklaşık 3,1 trilyon TL’lik yeni kaynağı sürdürülebilir yatırımlara yönlendireceğiz. Bu taahhüdün büyüklüğü, Türkiye’nin düşük karbonlu ve kapsayıcı bir geleceğe geçişinde Garanti BBVA’nın giderek daha da etkin bir rol üstleneceğini gösteriyor.”

BBVA Grubu’nun küresel taahhüdü 1 trilyon euro

Garanti BBVA’nın ana hissedarı BBVA Grubu, 2018-2025 yılları için ilk etapta 100 milyar euro sürdürülebilir finansman hedefi koymuştu. Hedef önce 300 milyar euroya çıkarıldı ve 2024 yılı sonunda tamamlandı. Grup şimdi, 2025–2029 dönemi için 700 milyar euroluk yeni taahhütle toplam hedefini 1 trilyon euroya yükseltti.

BBVA’da Türkiye’nin Payı yüzde 9’a yükseldi

2025’in ilk dört ayında BBVA Grubu’nun sağladığı toplam sürdürülebilir finansmanın yaklaşık 140 milyar TL’si Garanti BBVA tarafından sağlandı. Bu rakamla Türkiye’nin BBVA Grubu içindeki payı sürdürülebilir finansman rakamların raporlanmaya başlandığı 2018 yıllarındaki yüzde 3 seviyesinden bugün yüzde 9’a yükselmiş durumda.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Tahvil Yerine Kredi: Türk Şirketlerinin Finansman Kaderi

Yayınlanma:

|

Yazan:

Türkiye’de reel sektörün finansman ihtiyacını karşılamak için en çok başvurduğu yöntem banka kredileridir. Oysa gelişmiş finansal sistemlerde şirketler, uzun vadeli ve daha uygun maliyetli fon sağlamak için sermaye piyasalarında borçlanma araçlarına, özellikle tahvil ihraçlarına yönelmektedir. Peki Türkiye’de reel sektör neden bu imkândan yeterince yararlanamıyor?

Tahvil İhracının Önündeki Ekonomik Engeller

Tahvil piyasasının gelişmesi; makroekonomik istikrar, faiz oranlarının öngörülebilirliği, düşük enflasyon, istikrarlı döviz kuru, düşük kamu borçlanma ihtiyacı ve yüksek kredi notu gibi birçok değişkene bağlıdır. Ancak:

  • Türkiye’nin ülke kredi notu düşüktür ve bu doğrudan özel sektörün notunu da sınırlamaktadır.

  • Yüksek enflasyon ve faiz oranları, borçlanma maliyetlerini tahvil piyasasında da yükseltmektedir.

  • Kamu kesiminin sürekli yüksek borçlanma ihtiyacı, özel sektörün tahvil ihraçlarını piyasadan dışlama etkisi (crowding out) ile sınırlamaktadır.

Hukuki ve Kurumsal Güven Eksikliği

Sadece ekonomik değil, hukuki ve politik güvensizlik de yabancı ve yerli yatırımcıların özel sektör tahvillerine ilgi göstermemesine yol açıyor. Güçlü bir ikinci el tahvil piyasası oluşmadığı için yatırımcılar uzun vadeli bağlayıcı enstrümanlara mesafeli durmaktadır.

Banka Kredilerine Bağımlılığın Sonuçları

Bu nedenlerle reel sektör, finansmana erişimde tek kanal olarak bankaları kullanmak zorunda kalıyor:

  • Yüksek maliyetli ve kısa vadeli kaynaklara mahkûm olunuyor.

  • Kredi sınırlamaları, özellikle ekonomik kriz dönemlerinde işletmeleri zorluyor.

  • Kredi vadelerinin kısalığı ve esneklik eksikliği, uzun vadeli yatırım planlarını zorlaştırıyor.

Finansman Araçlarında Çeşitlilik Şart

Türkiye’de reel sektörün daha güçlü, sağlıklı ve uzun vadeli kaynaklara erişebilmesi için:

  • Makroekonomik göstergelerin iyileştirilmesi,

  • Sermaye piyasalarının derinleştirilmesi,

  • Hukuki güven ortamının sağlanması,

  • Tahvil piyasası için ikincil piyasa likiditesinin artırılması büyük önem taşımaktadır.

Onur ÇELİK-CFO/YMM

 

Okumaya devam et

Ali Coşkun

YÜKSEK BANKA KREDİLERİ

Yayınlanma:

|

Yazan:

Bankalar ekonomik sistemin en önemli finansal aktörleri olarak faaliyet gösterir. Her banka özünde kâr amacı güden bir ticari kuruluştur.

Kredi verirken öncelikle kendi risklerini ve menfaatlerini gözetmek zorundadır. Kullandırdıkları kredilerin faiz oranı veya kar payı, komisyon yapısı, vade şartları da bu doğrultuda belirlenmektedir.

Bugün piyasada bileşik faiz oranları TL cinsi kredilerde %60-65, döviz cinsi kredilerde ise %14-16 bandındadır.

Ayrıca bankaların sigorta, dosya masrafı, kredi tahsis ücreti ve banka ürün satışları gibi birçok kalemi kredi paketine dahil ettiği görülüyor.

Yani faiz veya kar payı dışında çok sayıda gizli maliyetle karşı karşıya kalınıyor.

Firmalar bu şartlar altında yalnızca finansmana erişmekle kalmıyor aynı zamanda ağır bir maliyet yükünü de sırtlanıyorlar.

Bankalar, firmalara kredi limitleri oluştururken sektörel karlılık oranlarına azami dikkat ederler. Ancak burada ciddi bir çelişki var. Bankalar kredi tahsisinde sektörün brüt kâr marjlarını esas alırken, mevcut kredi maliyetleri bu oranları çoktan aşmış durumdadır.

Brüt kâr marjı sektörlere göre ortalama %25-30 arasında değişirken, firmalar %65’in üzerinde bileşik faizle TL borçlanıyor.

Bu koşullarda, kâr eden değil borcunu çevirebilen firma başarılı kabul ediliyor. Bu ne finansal sürdürülebilirliğe ne de sağlıklı bir ekonomiye hizmet eder.

Şu an firmalar yalnızca yüksek faizle değil aynı zamanda yüksek enflasyon, düşük iç talep, yüksek maliyetler, düşük kâr, kur baskısı, iç ve dış pazarlardaki daralma, krediye erişim ve jeopolitik risklerle mücadele etmek zorunda kalıyor.

İhracatçı firmalar için döviz kuru reel anlamda destekleyici olmaktan çıkmış, rekabet gücünü zayıflatıcı bir unsura dönüşmüştür.

Bu koşullar altında firmaların ayakta kalması tesadüf değil direnç ve stratejik yönetimin bir sonucudur. Ama bu direncin ne kadar sürdürülebileceği ise meçhuldür.

Bugün konkordato alan, iflas eden şirketlere şaşırmak yerine bu ortamda hâlâ üretmeye, istihdam yaratmaya, ihracat yapmaya devam eden firmalara hayranlık duymalıyız.

Asıl konuşulması gereken, bu firmaların nasıl hayatta kaldığı ve ne tür stratejiler geliştirdiğidir. Zira bu firmalar sadece kendi faaliyetlerini değil aynı zamanda ekonominin can damarlarını da ayakta tutmaktadır.

Enflasyonla mücadele elbette gereklidir.Ancak bunu yaparken reel sektörü göz ardı etmek hastayı tedavi ederken organlarını iflas ettirmek gibidir.

Faiz politikaları ve sıkılaşma adımları kısa vadede enflasyonu aşağı çekebilir ama ardında üretim yapamayan, borç yükü altında ezilen ve finansmana erişemeyen bir özel sektör kalırsa bu başarı neye yarar?

Bugün geldiğimiz noktada reel sektörün sesine daha fazla kulak verilmesi gerekiyor.

Kredi maliyetlerinin düşürülmesi, finansmana erişimin kolaylaştırılması ve firmaların üzerindeki dolaylı maliyetlerin azaltılması şarttır.

Aksi takdirde sadece bugünü değil yarının üretim kapasitesini ve ekonomik bağımsızlığını tehlikeye atmış oluruz.

Ali COŞKUN-Finans Danışmanı
0 530 787 84 39
[email protected]

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.