Bir lider olarak iş yerindeki yası yönetmek, karşılaşılan en zor süreçlerden birisi sayılabilir.
Hayatın içinde yaşanan olayların yarattığı etkiye bağlı olarak değişen duygular da davranış biçimlerini yeniden şekillendirir. Üzüntü, keder ve hayal kırıklığı ile beraber motivasyon düşer, performans azalır.
Liderlik biçimleri, çalışma hayatı dinamikleri ve organizasyonların gelişimlerine göre değişerek yeni kavramlarla karşımıza yeniden çıkıyor. Sadece verimli zamanlarda değil, hayat boyunca karşılaşılabilecek her süreçte lider olmak gerekiyor.
6 Şubat 2023 günü meydana gelen ve tüm Türkiye’yi acıya boğan depremde kaybedilen hayatlar, yıkılan evler, yok olan kentler ve kaybolan hatıralar herkesi derinden etkiledi. Adeta yaşam durdu ancak felaket sonrası ortaya çıkan diğer bir gerçek çalışmaya devam etmek zorunda olunması oldu. Şimdi yas sürecinde çalışma hayatını kolaylaştırabilecek şefkatli ve vicdanlı liderlere ihtiyaç var.
Şefkatli Lider Olmanın Tam Sırası
Şefkatle çalışan liderler, başkalarına ilham verme, olumlu değişimi hızlandırma ve refahı ve etkililiği teşvik etme potansiyeline sahiptir. (Dreher, 2015; Goleman & Boyatsis, 2008; Lanaj, 2006; Neff, 2022)
Şefkatli liderler, empati yapabilen liderlerden oluşur. Ancak her empatik lider, şefkatli olamayabilir. Empati, kişilerle doğru şekilde ilişki kurarak hissedilenleri anlamaktır. Şefkat ise empatiden sonra gelen eylem olarak nitelendirilir. Nelerin yaşandığı ve hangi duygular içerisinde olunduğunu fark ettikten sonra kurulan bağ ve iletişim önemlidir.
Şefkatli lider tüm sorunları çözemeyebilir ancak çalışanın tüm sorunlarında ona yanında olduğunu hissettirir. Çalışanların kendilerini güvende ve desteklenmiş hissettikleri bir ortam yaratmak için çabalar. Ekiplerine ne yapmaları gerektiğini söylemez, sorunlara ortak çözümler bulmak için birlikte çalıştıkları insanlarla ilişki kurar.
Liderlik Tarzına Şefkati Eklemenin Yolları
İnsan olduğunu bilmek
Çalışanları sadece verimli performans sonucu olarak görmek yerine birey olarak değerlendirmek önemlidir. Yaşanan travmatik olayların herkeste farklı etkiler yarattığını kabullenerek davranmak gerekir. Ekibinizi iyi tanımak ve onları dinlemek için zaman ayırmak şefkatli liderliğin ilk adımlarıdır.
Güvenli bir ortam yaratmak
Deprem gibi felaketler yaşayan kişiler, güven ve aidiyet duygularını da yitirirler. Hayata ve geleceğe karşı sarsılmış hatta kaybolmuş güven duygusunu iş yerinde sağlamak için güvenli bir ortam yaratmalısınız. Çalışanlar ancak psikolojik güvenlik olduğunda kendilerini rahat ifade edebilirler, gerçek duygu ve düşüncelerini paylaşmaktan kaçınmazlar.
Görmezden gelmek yerine dinlemek
Çözüm bulamayacağını düşünerek olayın yaşanıp bittiğini saymak ve rafa kaldırmak özellikle yas sürecinde asla yapılmaması gereken davranışlardandır. Dinlemek, çözmeye yetmese de kişiye değerli olduğunu hissettirir. Bazen birinin ihtiyacı olan tek şey, birinin onu yargılamadan dinlemesidir.
Çalışanın gelmesini beklememek
Şefkatli lider, çalışanıyla iletişim kurmak için ondan bir adım beklemez, kendiliğinden harekete geçer. İletişimin karşılıklı ve sürekli olması gerektiği fikri ile paylaşımı kendisi başlatır. Keder herkes için farklıdır; bir çalışan ilk haftayı en zoru olarak görebilirken, bir başkası bir süre mücadele etmeyebilir. Bu süreçte çalışana ulaşarak ne zaman isterse destek alabileceği yönünde pozitif yaklaşım sergilemelidir.
Sabırlı olmak
Travmadan sonra çalışanların işe yeniden uyum sağlaması zor olabilir. Şefkatli liderler çalışanlarına eski performanslarına ulaşmaları için zaman verirler. Yas sürecinde beklentiler yeniden değerlendirilmeli, gerekirse hedefler değiştirilmeli ve bu durum şeffaf şekilde açıklanmalıdır. Çalışan da kendisine zaman verildiğini bilerek hareket edecek, süreçte anlayışla karşılanacağını bilerek daha fazla stres yaşamayacaktır. Sabır ve anlayış, tükenmişlik duygusunu iyileştirirken de önemlidir.
Tüm çalışanlara şefkatli olmak
Büyük felaketler sadece yeni travma oluşturmakla kalmayıp aynı zamanda eski travmaları da tetikleyebilir. O olayda herhangi bir kayıp yaşanmasa dahi eski bir kaybı hatırlamak ve yas tutmaya yeniden başlamak olası bir durumdur. Dolayısıyla sadece deprem bölgesinde bu felaketi yaşamış ve kayıplar vermiş çalışanları değil, tüm çalışanları düşünerek hareket etmek gerekir. Şefkatli lider, tüm çalışanlarına aynı şefkatle yaklaşır. Herkesin etkilenme düzeyine ve acıyı yaşama şekline saygı duyulması çalışan bağlılığı için de çok önemlidir.
Yas Sürecinde Çalışan Bağlılığını Korumak
Çalışan bağlılığının, çalışanın iş yerinden ayrıldıktan sonra dahi devam etmesinin temelinde, çalıştığı süre boyunca yaşadıklarında şirketinin ona verdiği değer vardır.
Grief.com yazarlarından, yas konusunda dünyanın önde gelen uzmanlarından David Kessler, işverenlerin bu durumu birçok yönden bir bağlılık anı olarak düşünebileceğini söylüyor. Yas süreci çalışan bağlılığı için de bir dönüm noktası olabilir, işverenler tavırlarında uzun vadede kaybedeceklerinin bilincinde olmalıdırlar.
“Anormal bir duruma verilen anormal tepki, normal davranıştır.” (Viktor E. Frankl, İnsanın Anlam Arayışı)
“Eskisi gibi değil”, “normalde böyle davranmaz” denilen çalışanlara karşı hoşgörülü olmak ve bu süreçte destekleyici olmak onların normallerini yeniden düzenlemelerinde faydalı olacaktır.
Vicki Harrison’ın dediği gibi; “Keder okyanus gibidir; dalgalar halinde gelir ve akar. Su bazen sakindir, bazen ise bunaltıcıdır. Tek yapabileceğimiz yüzmeyi öğrenmek.”
Bu bunaltıcı sularda, tehlikeli dalgalarla boğuşurken tek başına yüzmediğini gösterenler, şefkatli liderlerdir. Bazen tek yapmamız gereken, onların yanında olduğunuzu bilmelerini sağlamaktır.
Yalnızca güçlü bir şekilde sevebilen insanlar aynı zamanda büyük acılar çekebilirler, ama aynı sevme gerekliliği onların kederlerini gidermeye ve onları iyileştirmeye hizmet eder. (Tolstoy)
Şefkatin en büyük güç olarak bilindiği çalışma hayatına ve şefkatli liderlere ithaf ettiğim yazımın yas sürecinde çalışanlara ve yöneticilere ışık tutmasını diliyorum.
hbr