Connect with us

BANKA HABERLERİ

Alternatif Bank’tan ilk çeyrekte 313 milyon TL net kar

Yayınlanma:

|

Alternatif Bank, 2023 yılının ilk çeyreğinde 313 milyon TL net kar elde etti.

Bankadan yapılan açıklamaya göre, Alternatif Bank’ın 2023 yılının ilk çeyreğinde konsolide rakamlarına göre toplam aktif büyüklüğü, 53 milyar TL seviyesinde gerçekleşti. Bankanın bu dönem nakdi (finansal kiralama alacakları dâhil) ve gayri nakdi kredilerle ülke ekonomisine sağladığı destek ise 51 milyar TL oldu.

Mevduat hacmini 24 milyar TL düzeyine getiren Alternatif Bank, bilanço optimizasyonu yaklaşımıyla aktif kalitesini korumaya devam etti. Bankanın öz kaynakları yüzde 13’lük artışla 4,6 milyar TL seviyesine yükselirken, bu dönem sermaye yeterlilik rasyosu yüzde 21,8 oldu. 2023’ün ilk çeyreğinde gösterdiği istikrarlı performansla birlikte, Alternatif Bank’ın konsolide net dönem kârı ise 313 milyon TL olarak gerçekleşti.

 ‘Ülkemiz tarihinin en zor ve acılı dönemlerinden birini geride bırakırken önceliğimiz dayanışma oldu’

Açıklamada görüşlerine yer verilen Alternatif Bank Genel Müdürü Kaan Gür, küresel boyutta makroekonomik belirsizliklerin devam ettiği 2023’ün ilk çeyreğinde, Türkiye’nin tarihinin en büyük deprem felaketiyle sarsıldığın vurguladı. Gür, şunları aktardı:

‘Bu olağanüstü dönemde banka olarak iş sürekliliği bakış açısıyla müşterilerimize, sektöre ve ülke ekonomisine karşı sorumluluklarımızı yerine getirmeye devam ederken, odağımız felaketten etkilenen vatandaşlarımız için yapılan yardımlar oldu. Bu doğrultuda başta çalışanlarımız ve müşterilerimiz olmak üzere bölgedeki tüm paydaşlarımıza destek olmak için devlet kurumlarımızla dayanışma içinde yoğun bir gayret gösterdik. Kısa vadede gerçekleştirdiğimiz ayni ve nakdi yardımlar 40 milyon TL’yi aştı.

Yaraların sarılması ve bölgenin yeniden ayağa kaldırılması için yürütülen çalışmalara var gücümüzle katkı sağlamaya devam edeceğiz. Depremin, ekonomimiz üzerindeki olumsuz etkilerinin hissedildiği bu dönemde ‘Basiretli, Danışman ve Sorumlu Bankacılık’ ilkelerimizin önemini bir kez daha tecrübe ettik. Bu ilkelerimizden aldığımız güçle yılın ilk çeyreğini hedeflerimiz doğrultusunda geride bıraktık. Yaşadığımız büyük kayıpları unutmadan yaraları sarmak için umut ve dayanışma içinde var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.’

‘Dijital bankacılıkta insana dokunan yaklaşımımız fark yaratıyor’

Alternatif Bank’ın dijitalleşme yaklaşımını vurgulayan Gür, dijitalleşmeyi her zaman müşterilerine sundukları toplam değer önerisinin bir tamamlayıcısı olarak gördüklerinin altını çizdi. Gür, bu anlayışla teknoloji ile insani dokunuşu en iyi şekilde harmanlayan bir dijital bankacılık deneyimi geliştirmek için çalışmalarına hız kesmeden devam ettiklerini belirterek, ‘Mobil bankacılık uygulamamıza GastroClub üyeliğinin ve iştirakimiz Alternatif Yatırım’ın sunduğu hizmetlerin entegre edilmesi, kare kod ile işlem yapma gibi geliştirmeler bu eforumuzun değerli birer örneğini oluşturuyor. Dijital deneyim açısından gerçekleştirdiğimiz bu adımların yansımasını müşteri kazanımı olarak net şekilde gözlemliyoruz. Yılın ilk üç ayında yeni müşterilerimizin yüzde 77’si dijital kanallardan gelmiş bulunuyor. Önümüzdeki dönemde dijital bankacılık yaklaşımımızla müşterilerimizin hayatına değer katmaya devam edeceğiz.’ açıklamasında bulundu.

 ‘Dış ticaretin finansmanında yenilikçi hizmetler sunuyoruz’

Gür, dış ticaretin Alternatif Bank’ın en güçlü kaslarından biri olduğunu ve bu alanda ‘Danışman Bankacılık’ vizyonuyla müşterileri hem finansman araçları hem de bilgi birikimleriyle desteklemeye devam ettiklerini vurgulayarak, ‘Bu kapsamda Merkez Bankası’nın yürürlüğe koyduğu SWAP Anlaşmaları Kaynaklı Reeskont Kredisi ürününü ülkemizde kullanıma sunan öncü bankalardan biri olduk. TCMB’nin SWAP anlaşması imzaladığı Katar, Çin, Güney Kore ve Birleşik Arap Emirlikleri ile gerçekleştirilen ticareti ülkelerin yerel para birimiyle yapabilmesini sağlayan bu yeni ürünümüzle müşterilerimize daha avantajlı bir finansman imkânı sunarken, işleyiş ve taahhütler açısından sade yapısıyla dış ticaret yapan firmalara kolaylık yaratıyoruz. Dış ticaretin finansmanında yenilikçi ve öncü çözümlerimizle her zaman firmalarımıza değer katmaya devam edeceğiz.’ değerlendirmesinde bulundu.

 ‘Alternatif Bank, Engelsiz Bankacılık çalışmalarıyla sektörüne örnek oluyor’

Alternatif Bank’ın Engelsiz Bankacılık alanındaki çalışmalarıyla ilgili de görüşlerini aktaran Gür, şunları kaydetti:

‘Alternatif Bank olarak son 4 yıldır Engelsiz Bankacılık çalışmalarımızı artan bir ivmeyle sürdürüyoruz. Bu kapsamda en yenilikçi projelerimizden biri Erişilebilir Bankacılık Terimleri Sözlüğü oldu. Bugün işitme engelliler başta olmak üzere, toplumun önemli bir kısmı bankacılık terimlerini anlamada zorluklar yaşıyor. Bunun arkasında düşük finansal okuryazarlık kadar, pek çok bankacılık teriminin Türk işaret dilinde tam bir karşılığının bulunmaması ya da henüz tercüme edilmemiş olması yatıyor. Bu sorunu çözmek için gerçekleştirdiğimiz çalışmamızla finansal kapsayıcılık adına önemli bir adım attığımıza inanıyorum. Erişilebilirlik, farkındalık ve istihdam boyutlarında çalışmalarımızı sürdürerek, Engelsiz Bankacılık konusunda sektörümüzde zihniyet değişimine öncülük etmeyi sürdüreceğiz.’

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Garanti BBVA’dan 3,5 trilyon TL’lik sürdürülebilir finansman taahhüdü

Garanti BBVA belirlediği 400 milyar TL’lik sürdürülebilir finansman hedefini, 2025’in ilk yarısında tamamladığını yeni hedefinin ise 2029 yılının sonuna kadar 3,5 milyar dolar olarak açıkladı.

Yayınlanma:

|

Yazan:

Garanti BBVA, 2018–2025 dönemi için belirlediği 400 milyar TL’lik sürdürülebilir finansman hedefini, 2025’in ilk yarısında tamamladığını açıkladı. Bu başarının ardından banka, 2018–2029 yıllarını kapsayan yeni hedefini 3,5 trilyon TL olarak paylaştı.

Garanti BBVA bu taahhütle; iklim değişikliğiyle mücadele, doğal sermayenin korunması, döngüsel ekonomi, sosyal kalkınma ve finansal kapsayıcılık alanlarında güçlü etki yaratmayı amaçlıyor.

Bu rakam, Türkiye’de faaliyet gösteren bankalar arasında en yüksek sürdürülebilir finans taahhüdü oldu.

Garanti BBVA, 2029 yıl sonuna kadar yaklaşık 3,1 trilyon TL’lik yeni kaynağı sürdürülebilir yatırımlara yönlendireceğini taahhüt ediyor

Garanti BBVA Genel Müdürü Mahmut Akten, bu performansta, sürdürülebilirliği stratejik öncelik haline getirmelerinin önemli bir rol oynadığını vurguladı. Akten, yeşil/sosyal kredilerden çevreci taşıt kredilerine, sürdürülebilir tahvillerden, çevresel ve sosyal yatırımlarda aktif danışmanlık hizmetlerine ve su verimliliğiyle ilgili projelere yönelik “mavi finans” gibi sürdürülebilir finansman ürünü sunduklarını söyledi.

Mahmut Akten, yeni hedefi ise şu sözlerle değerlendirdi: “Şimdi, bu başarıyı daha ileri taşıyarak 2029 yılı sonuna kadar 3,5 trilyon TL’lik sürdürülebilir finansman sağlamayı taahhüt ediyoruz. Bu yeni hedef, yalnızca hacim açısından değil, sürdürülebilir finansman hızımız açısından da çarpıcı bir sıçrama anlamına geliyor. 2025’in ikinci yarısından 2029 sonuna kadar yaklaşık 3,1 trilyon TL’lik yeni kaynağı sürdürülebilir yatırımlara yönlendireceğiz. Bu taahhüdün büyüklüğü, Türkiye’nin düşük karbonlu ve kapsayıcı bir geleceğe geçişinde Garanti BBVA’nın giderek daha da etkin bir rol üstleneceğini gösteriyor.”

BBVA Grubu’nun küresel taahhüdü 1 trilyon euro

Garanti BBVA’nın ana hissedarı BBVA Grubu, 2018-2025 yılları için ilk etapta 100 milyar euro sürdürülebilir finansman hedefi koymuştu. Hedef önce 300 milyar euroya çıkarıldı ve 2024 yılı sonunda tamamlandı. Grup şimdi, 2025–2029 dönemi için 700 milyar euroluk yeni taahhütle toplam hedefini 1 trilyon euroya yükseltti.

BBVA’da Türkiye’nin Payı yüzde 9’a yükseldi

2025’in ilk dört ayında BBVA Grubu’nun sağladığı toplam sürdürülebilir finansmanın yaklaşık 140 milyar TL’si Garanti BBVA tarafından sağlandı. Bu rakamla Türkiye’nin BBVA Grubu içindeki payı sürdürülebilir finansman rakamların raporlanmaya başlandığı 2018 yıllarındaki yüzde 3 seviyesinden bugün yüzde 9’a yükselmiş durumda.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Tahvil Yerine Kredi: Türk Şirketlerinin Finansman Kaderi

Yayınlanma:

|

Yazan:

Türkiye’de reel sektörün finansman ihtiyacını karşılamak için en çok başvurduğu yöntem banka kredileridir. Oysa gelişmiş finansal sistemlerde şirketler, uzun vadeli ve daha uygun maliyetli fon sağlamak için sermaye piyasalarında borçlanma araçlarına, özellikle tahvil ihraçlarına yönelmektedir. Peki Türkiye’de reel sektör neden bu imkândan yeterince yararlanamıyor?

Tahvil İhracının Önündeki Ekonomik Engeller

Tahvil piyasasının gelişmesi; makroekonomik istikrar, faiz oranlarının öngörülebilirliği, düşük enflasyon, istikrarlı döviz kuru, düşük kamu borçlanma ihtiyacı ve yüksek kredi notu gibi birçok değişkene bağlıdır. Ancak:

  • Türkiye’nin ülke kredi notu düşüktür ve bu doğrudan özel sektörün notunu da sınırlamaktadır.

  • Yüksek enflasyon ve faiz oranları, borçlanma maliyetlerini tahvil piyasasında da yükseltmektedir.

  • Kamu kesiminin sürekli yüksek borçlanma ihtiyacı, özel sektörün tahvil ihraçlarını piyasadan dışlama etkisi (crowding out) ile sınırlamaktadır.

Hukuki ve Kurumsal Güven Eksikliği

Sadece ekonomik değil, hukuki ve politik güvensizlik de yabancı ve yerli yatırımcıların özel sektör tahvillerine ilgi göstermemesine yol açıyor. Güçlü bir ikinci el tahvil piyasası oluşmadığı için yatırımcılar uzun vadeli bağlayıcı enstrümanlara mesafeli durmaktadır.

Banka Kredilerine Bağımlılığın Sonuçları

Bu nedenlerle reel sektör, finansmana erişimde tek kanal olarak bankaları kullanmak zorunda kalıyor:

  • Yüksek maliyetli ve kısa vadeli kaynaklara mahkûm olunuyor.

  • Kredi sınırlamaları, özellikle ekonomik kriz dönemlerinde işletmeleri zorluyor.

  • Kredi vadelerinin kısalığı ve esneklik eksikliği, uzun vadeli yatırım planlarını zorlaştırıyor.

Finansman Araçlarında Çeşitlilik Şart

Türkiye’de reel sektörün daha güçlü, sağlıklı ve uzun vadeli kaynaklara erişebilmesi için:

  • Makroekonomik göstergelerin iyileştirilmesi,

  • Sermaye piyasalarının derinleştirilmesi,

  • Hukuki güven ortamının sağlanması,

  • Tahvil piyasası için ikincil piyasa likiditesinin artırılması büyük önem taşımaktadır.

Onur ÇELİK-CFO/YMM

 

Okumaya devam et

Ali Coşkun

YÜKSEK BANKA KREDİLERİ

Yayınlanma:

|

Yazan:

Bankalar ekonomik sistemin en önemli finansal aktörleri olarak faaliyet gösterir. Her banka özünde kâr amacı güden bir ticari kuruluştur.

Kredi verirken öncelikle kendi risklerini ve menfaatlerini gözetmek zorundadır. Kullandırdıkları kredilerin faiz oranı veya kar payı, komisyon yapısı, vade şartları da bu doğrultuda belirlenmektedir.

Bugün piyasada bileşik faiz oranları TL cinsi kredilerde %60-65, döviz cinsi kredilerde ise %14-16 bandındadır.

Ayrıca bankaların sigorta, dosya masrafı, kredi tahsis ücreti ve banka ürün satışları gibi birçok kalemi kredi paketine dahil ettiği görülüyor.

Yani faiz veya kar payı dışında çok sayıda gizli maliyetle karşı karşıya kalınıyor.

Firmalar bu şartlar altında yalnızca finansmana erişmekle kalmıyor aynı zamanda ağır bir maliyet yükünü de sırtlanıyorlar.

Bankalar, firmalara kredi limitleri oluştururken sektörel karlılık oranlarına azami dikkat ederler. Ancak burada ciddi bir çelişki var. Bankalar kredi tahsisinde sektörün brüt kâr marjlarını esas alırken, mevcut kredi maliyetleri bu oranları çoktan aşmış durumdadır.

Brüt kâr marjı sektörlere göre ortalama %25-30 arasında değişirken, firmalar %65’in üzerinde bileşik faizle TL borçlanıyor.

Bu koşullarda, kâr eden değil borcunu çevirebilen firma başarılı kabul ediliyor. Bu ne finansal sürdürülebilirliğe ne de sağlıklı bir ekonomiye hizmet eder.

Şu an firmalar yalnızca yüksek faizle değil aynı zamanda yüksek enflasyon, düşük iç talep, yüksek maliyetler, düşük kâr, kur baskısı, iç ve dış pazarlardaki daralma, krediye erişim ve jeopolitik risklerle mücadele etmek zorunda kalıyor.

İhracatçı firmalar için döviz kuru reel anlamda destekleyici olmaktan çıkmış, rekabet gücünü zayıflatıcı bir unsura dönüşmüştür.

Bu koşullar altında firmaların ayakta kalması tesadüf değil direnç ve stratejik yönetimin bir sonucudur. Ama bu direncin ne kadar sürdürülebileceği ise meçhuldür.

Bugün konkordato alan, iflas eden şirketlere şaşırmak yerine bu ortamda hâlâ üretmeye, istihdam yaratmaya, ihracat yapmaya devam eden firmalara hayranlık duymalıyız.

Asıl konuşulması gereken, bu firmaların nasıl hayatta kaldığı ve ne tür stratejiler geliştirdiğidir. Zira bu firmalar sadece kendi faaliyetlerini değil aynı zamanda ekonominin can damarlarını da ayakta tutmaktadır.

Enflasyonla mücadele elbette gereklidir.Ancak bunu yaparken reel sektörü göz ardı etmek hastayı tedavi ederken organlarını iflas ettirmek gibidir.

Faiz politikaları ve sıkılaşma adımları kısa vadede enflasyonu aşağı çekebilir ama ardında üretim yapamayan, borç yükü altında ezilen ve finansmana erişemeyen bir özel sektör kalırsa bu başarı neye yarar?

Bugün geldiğimiz noktada reel sektörün sesine daha fazla kulak verilmesi gerekiyor.

Kredi maliyetlerinin düşürülmesi, finansmana erişimin kolaylaştırılması ve firmaların üzerindeki dolaylı maliyetlerin azaltılması şarttır.

Aksi takdirde sadece bugünü değil yarının üretim kapasitesini ve ekonomik bağımsızlığını tehlikeye atmış oluruz.

Ali COŞKUN-Finans Danışmanı
0 530 787 84 39
[email protected]

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.