Connect with us

BANKA HABERLERİ

Türker ATEŞ: Bankacılık sisteminde de zor durumda kalanlar olacak

CHP Bolu Milletvekili Türker Ateş, hükümetin faiz politikası nedeniyle zombi şirketlerin batacağını ve işsizliğin çok daha yüksek seviyelere çıkacağı görüşünü savundu. Ateş, “Bankacılık sisteminde de zor durumda kalanlar olacak” dedi.

Yayınlanma:

|

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Bolu Milletvekili Türker Ateş, seçimde birçok sorunun halının altına süpürüldüğünü, bunların açı reçete olarak karşımıza çıkacağını söyledi. Merkez Bankası’nın faiz kararıyla şapkadan tavşan çıkaramadığını ifade eden Ateş, ekonomiye yapılan her müdahalenin başka sorunlara sebep olduğunu anlattı. Siyasete atılmadan önce Bolu TSO Başkanlığı ve TOBB Yönetim Kurulu Üyeliği görevlerini yürüten Ateş, kur sorunu nedeniyle ihracatçıların iç piyasaya yönelmelerinin, fiyatlamada zorluk yaşayanları iyice içinden çıkılamaz duruma sürüklediğinin altını çizdi. 

-İş dünyasından siyasete atılan bir isim olarak, Merkez Bankası’nın aldığı faiz kararını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Merkez Bankasının politika faizini yüzde 15’e çıkarmasının piyasada karşılığı olmayacaktır. Zaten yüzde 8,5 politika faizinin piyasanın gerçekleri ile alakası yoktu. Yüzde 15 politika faizinin de piyasanın gerçekleri ile tutarlılığı yok. Piyasada faizler yüzde 40’ları aşmış durumda. Seçimlerden sonra, tüm faiz karşıtı söylemler de ortadan kalkıyor. Ekonominin yapısal sorunları acil çözüm beklerken Merkez Bankası şapkadan tavşan çıkaramayacaktı. Nitekim yüzde 15 faiz kararı da bunu gösteriyor.

İktidar geçmişteki tüm söylemlerini bir kenara koyarak, faiz artışını bir kurtuluş reçetesi olarak sunuyor ancak faiz artışı sihirli bir değnek değil, faiz artırılarak her sorun çözülecekmiş havası yaratmak son derece yanlış.

Faizlerin artırılması da çok daha farklı sorunları gündemimize getirecek. Zombi şirketler birer birer batacak, işsizlik çok daha yüksek seviyelere çıkacak. Bankacılık sistemimiz 10 yıl önceki kadar sağlıklı değil. Batmasa dahi zor durumda kalan bankalar olacak. Şu an bankaların elinde iktidarın zorla satın aldırdığı 550-600 milyar lira kadar düşük faizli, uzun dönemli devlet tahvilleri olduğu söyleniyor. Şok bir faiz artışında mutlaka bu bankalar zor duruma düşecek, iktidar bankaların zararını telafi etmek için yine halktan toplanan kaynakları bankalara aktaracak. Fatura dönüp dolaşıp nihayetinde vatandaşa kesilmiş olacak.

 “VATANDAŞIN BORCU 2,2 TRİLYON LİRAYA ÇIKTI”

 Enflasyon karşısında vatandaşın alım gücü her geçen gün zaten eriyor. Geliriyle geçinemeyen vatandaş bankalara borçla ayakta kalmaya çalışıyor. Vatandaşların bankacılık sektörüne olan kredi kartı ve tüketici kredisi borçları bu yılın ilk altı ayında 579 milyar lira (yüzde 36,8 oranında) artarak 2,2 trilyon liraya çıktı. Yıl başından bu yana tüketici kredileri 292 milyar lira artarak 1 trilyon 411 milyar liraya, kredi kartı borçları ise 287 milyar lira büyüyerek 741 milyar liraya çıktı. Zaten borç batağındaki vatandaşa yeni zamlar, yeni vergilerle iktidarın yanlış ekonomi politikalarının faturası da çıkarılacak. Önümüzde hiç aydınlık bir tablo olduğunu söyleyemiyoruz.

 -Krediye ulaşmada problem yaşanıyor mu?

Bir yandan cari açık diğer yandan bütçe açığı sürdürülemez seviyelere geldi. Yeni kabine belli olalı iki haftayı geçti, ortalıkta hala bir ekonomi yönetimi yok. Merkez Bankası Başkanı değişti ama bundan önceki faiz kararlarını veren Para Politikası Kurulu üyeleri yerlerinde oturuyor. Ekonomi freni patlamış kamyon gibi, nereye gittiğini bilmeden ilerliyor. Tünelin sonunun nereye çıkacağı belli değil…

İşletmeler mevcut düzenlemeler nedeniyle krediye ya ulaşamıyorlar ya da çok yüksek faizle bulabiliyorlar. Ticari hayat kar etme üzerine değil, kredi borçlarını ödeme üzerine kurulu. Yine esnafın durumu da hiç iç açıcı değil, maliyetlerini karşılayabilseler kendilerini şanslı görüyorlar…

 “EKONOMİYE HER MÜDAHALE YENİ SORUNLAR YARATIYOR”

-Kur ile ihracat arasındaki ilişki sizce ne durumda?

Ekonominin işleyişine iktidarın her müdahalesi, mutlaka başka sorunlara neden oluyor. İktidarın dövizi arka kapı operasyonları ile düşük tutma çabası ve ihracatçıya getirdikleri döviz bozma zorunluluğu ihracata büyük zarar veriyor. Kur zararı nedeniyle ihracatçının hem karları düşüyor hem de rekabet kabiliyeti zayıflıyor. Bu durum ihracatçı şirketlerimizin rekabetçiliğini zedelediği gibi bu firmaların iç pazara yönelmelerine ve iç pazarda yoğun bir rekabete yol açılıyor. Zaten yüksek enflasyon nedeniyle fiyatlamada yaşanan zorluklar, iç pazardaki arz artışıyla birlikte içinden çıkılamaz bir hal alıyor. Serbest piyasaya yönelik uyguladıkları her kısıtlama mutlaka üretici üzerine ekstra yük getiriyor. Üstelik güven ortamının olmayışı ve öngörülemeyen değişkenlerin çok fazla olması uzun soluklu üretim planı yapmayı imansız hale getiriyor. Piyasada fiyatlar sorgulanamaz hale geldi. Üretim yapmak için hangi girdiyi ne kadara mal edeceğinizin bir göstergesi yok. Türkiye ekonomisinin belki de en az enflasyon kadar önemli bir sorunu da güvensizlik ve öngörülemezlik ortamının yatırımı imkânsız kılması. Türkiye’de yatırım yapacak gelişmiş ülkelerin şirketleri, güven ortamı olmadığı için uzun dönemli yatırımlara yanaşmıyorlar.

 Hangi şartlarda borç aranıyor bilmiyoruz

-Kaynak bulunması için gerçekleştirilen ziyaretleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Seçimde hem dövizi tutmak için Merkez Bankası rezervlerini erittiler hem de merkezi bütçeyi seçim harcamaları ile dikiş tutmaz hale getirdiler. Swap’larla aldıkları borç paraları bile arka kapıdan sattılar. Şimdi Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ülke ülke gezip döviz aramaya başladılar. Borç para bulmak için Birleşik Arap Emirliklerine gittiler. Hangi görüşmeleri yapıyorlar, hangi şartlarda borç para arıyorlar? Karşılığında yüzde kaç faiz verecekler? Türkiye’deki kamu şirketlerine alıcı bulmak için mi dolaşıyorlar? Bunların hiçbirini bilmiyoruz…

Ekonomim

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

MERKEZİ YÖNETİMİN 2025 MAYIS AYI GELİR GİDER ANALİZİ

Yayınlanma:

|

Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın bugün (15.06.2025) yayınladığı veriler baz alınarak Merkezi Yönetimin 2024 Mayıs ayı sonu (önceki dönem) ile 2025 Mayıs ayı sonu (cari dönem) kıyaslanarak değerlendirme yapılmıştır. Açıklanan verilerden hazırladığımız tablo aşağıda sunulmuştur.

TESPİTLERİMİZ

1- Toplam gelirler içinde en yüksek tutarlı kalemler: Gelir Vergisi, Özel Tüketim Vergisi, İthalde ve Dahilde Alınan KDV’dir. Cari dönemde bu 4 vergi türünün toplamı, toplam vergi gelirlerinin %70,7’sini oluşturmaktadır.
2- Toplam vergi gelirlerinin önceki dönemde %17,’4’ü, cari dönemde ise %20,9’u faiz ödemelerine gitmiştir..
3- Sosyal Güvenlik Kurumlarına (SGK) Görevlendirme Giderleri ile Hazine Yardımları adı altında yapılan ödemelerde önemli artış olmuştur. SGK’ya bir önceki dönemde 593,8 milyar TL aktarılırken, bu tutar cari dönemde 891,4 milyar TL olmuştur.
4- Bütçe açığı diğer kalemlere kıyasen daha düşük artış göstermiştir. Ancak yaptığımız araştırmalarda yılların son ayındaki bütçe açığı önceki aylara göre inanılmaz artmaktadır. Örneğin yılların ilk 11aylık bütçe açıkları toplamı (milyar TL); 2022’de 20,4; 2023’te 532,4; 2024’te 1.226,9 iken Aralık aylarındaki (tek aylık) bütçe açığı 2022’de 122,2; 2023’te 848, 2024’te ise 829,2 olmuştur. Sebebini bilmiyoruz. Ancak bu bağlamda yılın bütçe açığı sene sonunda netleşmektedir.


SONUÇ

Cari dönemde, personel giderleri+SGK’ya aktarılan tutar+faiz giderleri, toplam harcamaların %54,3’ünü oluşturmaktadır. Bu harcama kalemleri ve diğer harcama kalemleri dikkate alınınca gider tarafında harcamaları azaltacak tedbirlerin alınması zor görünmektedir. Sıklıkla gündeme getirilen tasarruf tedbirlerinin de bu büyüklükteki bütçede önemli bir sonuç sağlamayacağı görüşündeyiz. Bu nedenle Merkezi Yönetimin gelirleri arttırıcı (vergi oranlarını arttırma, yeni vergiler koyma, muafiyetleri ve istisnaları kaldırma gibi) uygulamalara gideceği kanaatindeyiz.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Sıddık Kardeşler Haddecilik Konkordato Talebinde Bulundu

Yayınlanma:

|

Yazan:

İSO 500’de 304. sıradaydı, 6,8 milyar TL ciroya rağmen konkordatoya başvurdu!

1976 yılında kurulan ve Türkiye çelik sanayisinin köklü firmalarından biri olan Sıddık Kardeşler Haddecilik Sanayi Ticaret Ltd. Şti., konkordato başvurusunda bulundu. 2024 yılı itibarıyla 6,8 milyar TL ciroya ulaşan şirket, İSO 500 listesinde 304. sırada yer almasına rağmen mali darboğazdan kurtulamayarak mahkemeye başvurdu.

Sektörde Şok Etkisi Yarattı

Sıddık Kardeşler’in konkordato kararı, demir-çelik sektöründe yankı uyandırdı. Yüksek cirosuna ve sektördeki güçlü konumuna rağmen böyle bir adım atılması, finansal risklerin ne kadar derinleştiğini gözler önüne serdi. Şirketin konkordato talebiyle birlikte mahkemeden süre talep ettiği ve borç yapılandırması sürecine girmeyi hedeflediği öğrenildi.

Konkordato Nedir, Ne Sağlar?

Konkordato, borçlarını vadesinde ödeyemeyen firmaların, alacaklılarıyla uzlaşarak faaliyetlerine devam etmesini sağlayan yasal bir süreçtir. Bu süreçte şirketin mal varlıkları koruma altına alınır ve mahkemenin onayı ile borç ödeme planı devreye girer. Amaç, iflasın önüne geçerek şirketin faaliyetlerini sürdürebilmesidir.

Ekonomik Dalgalanma ve Sektörel Zorluklar

Son yıllarda artan enerji maliyetleri, kur dalgalanmaları ve iç piyasada yaşanan tahsilat problemleri; birçok sanayi şirketi gibi Sıddık Kardeşler’i de zora soktu. Özellikle çelik sektöründe rekabetin giderek arttığı ve marjların daraldığı bir dönemde, finansal yönetim becerileri daha da kritik hâle geldi.

Gözler Mahkeme Sürecinde

Şirketin konkordato başvurusunun kabul edilip edilmeyeceği ve geçici mühlet kararı verilip verilmeyeceği önümüzdeki günlerde netleşecek. Sektör temsilcileri ise bu gelişmeyi sadece tekil bir iflas belirtisi değil, çelik sektörünün alarm veren yapısal sorunları olarak değerlendiriyor.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

İş Bankası’ndan dijital tahvil ihracı

İş Bankası Türkiye’de ve gelişmekte olan piyasalarda özel banka tarafından blokzincir teknolojisi kullanılarak yapılan ilk dijital Eurotahvil ihracını gerçekleştirdi.

Yayınlanma:

|

Yazan:

Euroclear tarafından işletilen Dijital Finansal Piyasa Platformu (D-FMI) kullanılarak ihraç edilen Eurotahvil, 6 Şubat 2023 tarihinde ülkemizde meydana gelen deprem felaketlerinden etkilenen illerdeki kişilerin, çiftçilerin, mikro ve küçük işletmelerin finansmanı için kullanılacak. İşlemde Citigroup Global Piyasalar ile Citibank Londra Şubesi dealer ve ajan banka rolleriyle görev aldı.

“Dijitalde doğmuş tahvil” (Digitally Native Note) olarak adlandırılan tahvil, Dağıtık Defter Teknolojisi (DLT) kullanılarak ihraç edildi. Söz konusu teknoloji; güvenli ve merkezi olmayan kayıt tutmayı sağlıyor; tahvillerin ihraç edilmesini ve takasını da kolaylaştırıyor. Bu sayede ihraç edilen Eurotahvilin takası da işlemin fiyatlandırıldığı gün içerisinde sonuçlandırıldı.

Türkiye’de ve gelişmekte olan bir piyasada özel bir banka tarafından blokzincir teknolojisi kullanılarak yapılan ilk Eurotahvil ihracı

İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, konuya ilişkin değerlendirmesinde, ikinci yüzyılına adım attıkları 2025 yılında, Türkiye’de ve gelişmekte olan piyasalarda özel bir banka tarafından ilk dijitalde doğmuş Eurotahvil ihracını gerçekleştirmekten duydukları memnuniyeti vurgulayarak şunları söyledi:

“Türk bankacılık sektörünün uluslararası finansal piyasalarına erişim gücü, gelişmişlik düzeyi ve yeni teknolojilere hızlı adaptasyonunun teyidi niteliğindeki bu işlem, İş Bankası’nın dünyadaki yeni teknolojileri hayata geçirmedeki öncü rolünü bir kez daha ortaya koyuyor. Bu ihracımızı, blokzincir teknolojisinin sermaye piyasaları işlemlerinde kullanımına örnek oluşturması açısından kıymetli buluyorum. Finansal piyasa enstrümanlarının sürekli gelişen teknolojilerle çeşitlenmesinde öncü rol oynamaktan da ayrıca gurur duyuyoruz. İşlemin dayandığı teknolojinin yanı sıra elde edilecek kaynakların deprem bölgesindeki üretici kesimlerce kullanılması ise işlemin önemini artıran bir diğer temel unsur.”

IFC Genel Müdürü Makhtar Diop da şöyle konuştu:

“Bu yatırım, finansal inovasyon alanında önemli bir dönüm noktası olup, Türkiye’nin ilk dijital tahvili olma niteliğini taşıyor. Bir blokzinciri platformunda ihraç edilen söz konusu tahvil, Türkiye’de depremden etkilenen işletmelerin finansmana erişmesine yardımcı olacak. Bu işlemle tahvil piyasasında yeni dijital teknolojileri kullanarak finansmanı daha erişilebilir hale getiriyor ve en çok ihtiyaç duyan taraflara kritik önemi haiz sermayeyi yönlendirerek depremden etkilenen bölgenin yeniden inşa ve toparlanma süreçlerini destekliyoruz.”

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.