ŞİRKETLER
Sevdiğimiz İşten Ayrılmayı Kolaylaştırma

Yayınlanma:
2 yıl önce|
Yazan:
BankaVitrini
Belki daha baştan aşık oldunuz. Belki duygularınız zamanla gelişti. Bildiğiniz tek şey, herkesin aradığı ama pek az kişinin ulaştığı o şeye sahip olduğunuz gerçeği: Sevdiğiniz bir meslek. Ama bunu terk etmek üzeresiniz. Açıklamaya nereden başlayacağınızı bile bilmiyorsunuz.
Mesleğiniz harika. Çalıştığınız yer de öyle. Sorun onlarda değil, sizde. Ayrıca bu anlık bir karar da geçici bir heves de değil. Bunu bir süredir düşünüyorsunuz. Sonrasında pişman olacaksanız bile şimdi yollarınızı ayırmanız gerekiyor. Doğru zaman şu an.
Kendinize seçme şansı hâlâ sizdeyken, hâlâ seçenekleriniz varken ayrılmanız gerektiğini söyleyip duruyorsunuz. Bir yere bağlanamayacak kadar fazla genç, çantada keklik görülemeyecek kadar da iyisiniz. Böyle yapanlara neler olduğunu gördünüz. Gün geliyor ve hiçbir şey olmamış gibi kapının önüne koyuluyorlar. Neden? Yeni bir yetenek için mi? Yoksa aşkları yavaş yavaş kayıtsızlığa dönüşüyor ve sonucunda onları bir arayışa mı sokuyor? Hayır, siz buna izin vermeyeceksiniz ve bu büyük modern aşkın anısını kendiniz yok edeceksiniz.
Bu işler böyle, kabul etmelisiniz. Sigmund Freud’un yüz yıl önce söylediği sözü hâlâ alıntılanır, “İyi bir hayat yaşamak için sevebilmeye ve çalışabilmeye ihtiyacımız var” sözü. Görünüşe göre bu günlerde çalışmayı sevmemiz gerekiyor. Artık işlerimizden saygı, güvenlik ya da para beklemiyoruz. Tutku, tatmin ve sürprizler istiyoruz. Tek kelimeyle ifade etmek gerekirse romantizm istiyoruz.
Anlam bulacaksınız
Kurumlar bu istekleri ciddiye alıyorlar ve kalplerimizi kazanmak için her şeyi yapıyorlar. Artık yeteneği çekmek için sadece maddi ödüller vaat etmiyorlar. İşe alım sloganları “anlam” bulacağınızın sözünü veriyor. Gelişeceksiniz. Bir topluluğun parçası olacaksınız ve dünyayı değiştirmeye yardım edeceksiniz. Şansınız yaver giderse iyi bir maaş da alabilirsiniz. Aşık olmanıza engel teşkil edecek ne kaldı ki?
Akademisyenler, kalbimizi bir kuruma kaptırmamızı sağlayan etmenleri anlamak için yıllarını harcadı. Buna özdeşleşme diyorlar. Emeklerimizi sadece güzel kâr paketleriyle ödüllendirmeleri yetmiyor. Aşkla bağlandığımız şirketler aynı zamanda kendimizi daha iyiye taşıma fırsatını vaat ediyor.
“Özdeşleştiğimizde” ne yaparsak o oluyoruz. Kendimizi kurumun değerleriyle bütünleşmiş şekilde görüyoruz. Eğer iş yerim açık, disiplinli ve girişimciyse ben de öyle olmalıyım. Kurumumuz parlıyorsa biz de parladığımızı hissederiz. O sıkıntılar çekiyorsa biz de sıkıntıda hissederiz. Tıpkı diğer romantik ilişkiler gibi işlerimiz de en sağlıklı ve en mantıklı bağımlılığımız gibi görünüyor.
İşlerimizi düşünmeden duramamamız ve bazen aklımızı kaybetmemize neden olmaları şaşılacak bir şey değil. İlişkiler böyledir. Talepkardır. Sizi tüketebilir. Ama iyiye gidiyorsa da size hayat katar. Tabii devam ettiği sürece.
Eskiden aşıktım fakat şimdi?
Eskiden sevdikleri bir hisse karşı artık hiçbir duygu beslemeyen insanlarla çok sık karşılaşıyorum. Karmakarışık olmuş hislerini anlamlandırmak için genellikle, tıpkı çift terapilerinde olduğu gibi yönetim kurslarına yöneliyorlar. Onları anlayabiliyorum çünkü bazı günler ben de onlar gibi oluyorum. Tereddütü, hafif bir suçluluk hissini, korkuyu biliyorum. Sabırsızlık mı ediyorum? Unutabilecek miyim? Daha iyisini ya da en azından iyi olan bir şeyi bulacak mıyım? Peki ayrıldığımda ben kim olacağım?
Bazen bu sorular, işimizle aramızda işlevsiz bir romantik ilişki olduğunun ve bu ilişkinin içinde hapsolduğumuzun işaretidir. Öte yandan, işimize olan aşkımız düzeyli ve olgun bir aşka dönüşmüş de olabilir. Çoğu zaman ikisinin karışımı bir durum vardır ama bu ikisini birbirinden ayırmak kritiktir. Nasıl iyi bir şekilde ayrılabileceğinizi düşünmeden önce neden ayrıldığınızı anlamak zorundasınız.
İşlevsiz bir ilişki içinde olup olmadığınızı şöyle anlarsınız. Çok veriyorsunuz, ihtiyacınız olanı almıyorsunuz ve bunun sizin hatanız olduğuna inandırılıyorsunuz. Suistimal söz konusu olsa bile ayrılmak zor geliyor. Ekonomik ve psikolojik nedenlerden dolayı hapsolmuş hissediyorsunuz. Gitmek istiyorsunuz ama yeterince güçlü hissetmiyorsunuz ve dürüst olmak gerekirse, gittiğinizi hayal bile edemiyorsunuz. Onun yokluğunda kim olacaksınız ki?
Duygularınızın sağlam bir aşka dönüştüğünüyse şöyle anlarsınız: Tutkunuz, adanmışlığa dönüşüyor ve neyin kendinizi adamaya değer olduğunu fark etmeye başlıyorsunuz. Bir işe kendinizi adamanın doğru olduğundan emin değilsiniz çünkü siz onu ne kadar severseniz sevin, bir iş sizi sevemez. Siz yaptığınız işi ve işiniz aracılığıyla hayatlarına dokunduğunuz insanları seviyorsunuz. Bunlar sizin adanmışlığınızı hak ediyor.
Bu ilişkide işlevsiz mi kaldınız?
Eğer işlevsiz bir ilişki içinde olduğunuza kanaat getirirseniz iyi bir şekilde terk etmenin tek yolu var: Ne kadar erken o kadar iyi. Kendinizi desteklemek için neye ihtiyacınız olduğunu bulun, bu başka bir iş ya da dostlarınız olabilir. Sonra kendinizi bu işlevsiz ilişkiden tamamen çıkarın. İyileşmeniz düşündüğünüzden daha kısa sürecek. İşinizin sadece belirli kısımları işlevsiz olsa da o kısımlarla aranıza net bir sınır çekin. Daha iyi olduğunu fark ettiğiniz an özgürleşeceksiniz.
Eğer halihazırda çekici bir teklif ya da çevrenizde yeterince destekleyici faktör gibi alternatifleriniz varsa ve hâlâ tereddüt ediyorsanız başka bir yol izlemeniz gerekli. Aşkınızı mesleğinizden yaptıklarınıza çevirmeli ve eskisine saygı duyarken yenisine sarılmalısınız. Yani ayrılmadan önce iki kez düşünün: Birincisinde neyden ayrılmanız gerektiğini, ikincisinde neyden ayrılamadığınızı. Sonra birincinin yasını tutup diğerini yanınızda götürün.
Eskimiş olsa da artık onu aşmış olsanız da sizi siz yapan mesleğinizi bırakmak hızlı ve kolay olmayabilir. Öyle olması için de çabalamamalısınız. Bu bir hakaret, boşa öğrenme olacaktır. Kişilere ve mekanlara, hatta eşyalara veda etmek için kendinize zaman verin. Bir işi son kez yapışınızın, son defa toplantıya katıldığınızın ya da o camdan son kez dışarıyı seyredişinizin farkında olun. Bir parti varsa onu hikayelerle doldurun. Tüm bu kutlamanın yanında üzgün hissedebilirsiniz, buna izin verin. İnsanlar sizi tebrik ederken sizi avutmalarına da hazır olun. Üzüntünüz, kararınızın doğruluğunu sorgulamanıza neden olabilir. Yanlış karar vermiş olabilirsiniz, bunu da düşünmelisiniz tabii. Ama bu kuşku belki de baştan beri her şeyi doğru yaptığınıza işarettir.
Kaybınızın tadını çıkarın
İşinizin size son bir şey öğretmesine izin verin: Kaybın tadını çıkarmak. Buna tekrar ihtiyacınız olacak. Sabit iş yeri kavramının yok oldu günümüzde yoluna devam etmek de bir şeye kendini adamak kadar önemli. İkisini birden yapamıyorsak yetenekli görülmemiz pek de olası değil. Yani işimizi sevmek yeterli değil. Onu bırakabilmeyi de öğrenmeliyiz. Üstelik doğru şekilde sevmek zorsa doğru şekilde terk etmek de zor.
İçten vedalarınızı gerçekleştirirken sevdiğiniz işi terk ederken hafif bir bavulla çıkmanız gerektiğini düşünmeyin. Alabileceğiniz her şeyi alın ki içinizden bir parça geride kalmasın. Başka bir yerde de olsa devam edeceğiniz yeni işe geçiş sürecine odaklanın ve bıraktığınız işin sınırlamaları olmadan bu yeni işin sizi ne kadar geliştireceğini düşünün. Yeni iş hayatınızda olmasını istediğiniz kişilerin ilişkinizin devam ettiğini, hatta farklı yönlerde gelişebileceğini bilmesini sağlayın. Eğer bu yönlerin neler olduğunu biliyorsanız sesli ifade etmek hem sizi hem onları iyi hissettirecektir. Liste yapmayı seven bir insansanız işiniz ve beraberinizde götüreceğiniz kişiler için bir liste yapın.
Son olarak çalıştığınız kuruma bakın. Ondan ayrılmayı seçmiş olabilirsiniz ama size kattığı alışkanlıkları ve değerleri koruyabilirsiniz. Özdeşleştirmenin güzelliği de bu: Bilgisayarınız ve rozetinizin aksine bunları geri vermek zorunda değilsiniz. Çoğu insan uzun zaman önce bıraktıkları iş yerlerinde geçirdikleri günleri mutlulukla anar çünkü bu yerler onların kim olduklarını, neler yapabileceklerini ve nereye gidebileceklerini keşfetmelerini sağlamıştır. Jennifer Petriglieri ve ben bu tarz kurumlara “özdeşleşme iş yerleri” dedik. Günümüzün ve çağımızın mobil yetenekleri bunları çekici buluyor çünkü bu iş yerleri bize hareket edebildiğimizi hissettiriyor. Biz gittikten sonra da yanımızda kalıyorlar.
Bazen ayrılık şarttır
Bazen yaptığımız işi daha iyi sevmek için mesleğimizi bırakmamız ya da çalıştığımız kurumdan ayrılmamız gerekir. Çünkü iyi sevmek için hiçbir meslek ya da kurum tarafından öğretilmeyen bir şey gereklidir: Yalnız da kalabilme. Bunu yapabilirsek aşk artık bir ihtiyaç değil mutluluk olur. Sınırlarımızı çizme ihtalimiz yükselir ve bu kendimizden feragat etmeden başkalarıyla ve mesleğimizle yakınlaşmamızı kolaylaştırır. Yalnız kalabildiğimizde sömürülme ve suistimale uğrama ihtimalimiz düşer. Kendimizi gerçekten adayabiliriz çünkü esir değiliz. Daima ileri git!
Bir mesleği ya da kurumu sevmenin buna değdiğini düşünmüyorum. Tekrar belirtiyorum: Onlar size karşı aynı sevgiyi besleyemez. Ama bir meslek ya da kurum sevdiğiniz işi ve insanları bulmanızı sağlıyorsa o zaman iyidir ve hem çalışırken hem de ayrılırken saygıyı hak eder.
İlginizi Çekebilir
GÜNCEL
Veri Okumayan Yönetici, Karanlıkta Yürür

Yayınlanma:
1 gün önce|
25/06/2025Yazan:
BankaVitrini
Şirket yöneticilerinin etkin kararlar alabilmeleri için yalnızca içgüdülerine değil, düzenli ve doğru veri akışına da ihtiyaçları vardır. Bu bağlamda, farklı zaman dilimlerinde hazırlanan raporlar, şirketin genel sağlığını izlemek, performansını ölçmek ve stratejik planlamaları şekillendirmek açısından vazgeçilmezdir. Bu makalede haftalık, aylık, üç aylık (çeyreklik) ve yıllık olarak izlenmesi gereken temel raporlar ve bunların yönetsel önemi ele alınacaktır.
1. Haftalık Raporlar
🔹 Nakit Akış Raporu
Haftalık nakit giriş ve çıkışlarını gösterir. Likidite sorunlarını erken teşhis ederek ani ödeme problemlerinin önüne geçilmesini sağlar.
🔹 Satış ve Sipariş Raporu
Ürün bazlı satışlar, siparişlerin durumu ve iptaller bu raporda yer alır. Kısa vadeli satış stratejileri bu verilere göre şekillenir.
🔹 Operasyonel Performans Raporu
Üretim kapasitesi, makine kullanımı, vardiya verimliliği gibi metrikleri içerir. Gecikmeleri ve verimsizlikleri tespit etmeye yardımcı olur.
🔹 Stok Durum Raporu
Stokların yeterliliği, devreden ürünler ve kritik stok seviyeleri kontrol edilir. Stok fazlalığı veya eksikliğine karşı hızlı aksiyon almayı sağlar.
2. Aylık Raporlar
🔹 Aylık Gelir-Gider Tablosu (Kâr/Zarar Raporu)
Şirketin mali durumu, kârlılığı, maliyet yapısı ve gider kalemleri analiz edilir. Bütçe kontrolü açısından kilit rol oynar.
🔹 Bütçe Gerçekleşme Raporu
Planlanan bütçe ile gerçekleşen harcamalar karşılaştırılır. Sapmaların nedenleri incelenir ve bütçe disiplinini sağlamak adına iyileştirmeler yapılır.
🔹 Personel Performans ve Devam Raporu
Personel devamsızlıkları, üretkenlik, prim hak edişleri ve memnuniyet gibi göstergeleri içerir. İnsan kaynakları politikalarını yönlendirir.
🔹 Müşteri Memnuniyeti ve Şikayet Raporu
Hizmet kalitesi ve müşteri sadakatinin ölçülmesi açısından önemlidir. Marka imajının korunmasına katkı sağlar.
3. Üç Aylık (Çeyreklik) Raporlar
🔹 Finansal Durum Raporu
Bilanço, gelir tablosu ve nakit akışlarının dönemsel özeti sunulur. Mali sağlamlık ve sürdürülebilirlik ölçülür.
🔹 Stratejik Hedef Gözden Geçirme Raporu
Yıl başında belirlenen hedeflere ne ölçüde ulaşıldığı analiz edilir. Gerekirse stratejiler yeniden şekillendirilir.
🔹 Pazar ve Rekabet Raporu
Rakiplerin fiyatlama, pazar payı ve stratejik adımları değerlendirilir. Şirketin pazardaki konumu netleştirilir.
4. Yıllık Raporlar
🔹 Yıllık Finansal Raporlar
Tüm yılın bilançosu, gelir tablosu, nakit akışı ve dipnotlarla birlikte detaylı şekilde sunulur. Yatırımcılar, denetçiler ve kredi kuruluşları için temel dokümandır.
🔹 Yatırım ve Sermaye Harcama (CAPEX) Raporu
Sabit kıymet yatırımları, tesis ve ekipman harcamalarının yıllık özeti sunulur. Yatırımların geri dönüşü değerlendirilir.
🔹 Risk ve İç Denetim Raporu
Finansal, operasyonel ve hukuki riskler analiz edilir. İç kontrol sistemlerinin yeterliliği ölçülür.
🔹 Kurumsal Performans Raporu
Şirketin genel stratejik başarısı, yöneticilerin performansı ve kurumsal yönetim ilkelerine uyumu gözden geçirilir.
Neden Bu Raporlar Hayati Önem Taşır?
-
Veriye Dayalı Yönetim: Sezgisel kararlar yerine ölçülebilir, doğrulanabilir sonuçlara dayanmak.
-
Erken Uyarı Sistemi: Riskli durumlara karşı önceden tedbir alma imkânı.
-
Yatırımcı Güveni: Finansal şeffaflık sayesinde dış paydaşlara güven verme.
-
Rekabet Avantajı: Pazarın nabzını tutarak hızlı ve isabetli adımlar atma.
-
Süreç Verimliliği: İş süreçlerinde iyileştirme fırsatlarını zamanında yakalama.
Bu raporları düzenli ve disiplinli şekilde takip eden yöneticiler, sadece krizleri önlemekle kalmaz; aynı zamanda büyümeyi planlı ve sürdürülebilir şekilde yönetme becerisi kazanır. Başarılı şirketlerin ardındaki en büyük sır, doğru raporları doğru zamanda okuyabilen yöneticilerdir.

Günümüzün hızla değişen iş dünyasında şirketlerin başarısı sadece CEO’nun vizyonuna değil, CFO’nun yönetsel karakterine ve stratejik katkısına da bağlıdır. CFO’lar artık sadece finansal raporlama yapan değil; aynı zamanda strateji belirleyen, dönüşüm yöneten ve ekipleri şekillendiren liderlerdir. Bu bağlamda CFO’ları dört farklı tipte sınıflandırmak mümkündür:
1. Finansal CFO
Odağı: İç süreçler | Yaklaşımı: Taktiksel
Finansal CFO, klasik anlamda CFO rolünü temsil eder. Bu tür CFO’lar daha çok aşağıdaki alanlarda uzmanlaşır:
-
Uyum ve Kontroller: Mevzuatlara uygunluk, iç denetim ve kontrol süreçlerinin etkinliği.
-
Bütçeleme ve Raporlama: Finansal verilerin hazırlanması, bütçe planlaması ve performans raporlaması.
-
Risk Yönetimi: Finansal ve operasyonel risklerin önlenmesi ve yönetilmesi.
-
İçe Odaklılık: İç süreçlerin iyileştirilmesine ve mali disiplini sağlamaya yönelik karar alma.
-
Tepkisel Karar Alma: Krizlere ve ani gelişmelere tepki verme odaklı yaklaşımlar.
Bu profil, özellikle finansal düzenlemelerin ön planda olduğu sektörlerde tercih edilir.
2. Operasyonel CFO
Odağı: Dış süreçler | Yaklaşımı: Taktiksel
Operasyonel CFO’lar, sadece finansal değil aynı zamanda operasyonel süreçleri yöneten liderlerdir:
-
İnsan Yönetimi: Ekip yönetimi, motivasyon ve performans odaklı liderlik.
-
Disiplinlerarası İşbirliği: Farklı bölümlerle koordinasyon içinde çalışmak.
-
Dış Şeffaflık: Paydaşlarla güçlü iletişim ve dış görünürlük.
-
İcra Mükemmelliği: Stratejilerin operasyonel düzeyde hayata geçirilmesini sağlamak.
-
Ekip Kuruculuğu: Güçlü, verimli ve uyumlu ekipler oluşturmak.
Bu tür CFO’lar, büyüyen organizasyonlarda operasyonel başarıyı artırmak için kritik rol oynar.
3. İş CFO’su
Odağı: İç süreçler | Yaklaşımı: Stratejik
İş CFO’su, verilerle yön veren ve strateji geliştirme süreçlerine aktif katkı sunan liderdir:
-
İş Zekâsı: Şirketin tüm departmanlarını anlamak ve analiz etmek.
-
Strateji Sürücüsü: Uzun vadeli hedeflerin belirlenmesine katkı sağlamak.
-
Veri Odaklı Kararlar: İş zekâsı araçlarını kullanarak kararlar almak.
-
Operasyonel Anlayış: Operasyonların verimliliği üzerine derin bilgiye sahip olmak.
-
İçsel Etki: Şirket içinde liderlik ve etki gücüne sahip olmak.
Özellikle veriyle yön verilen, analitik gücü yüksek şirketlerde bu tip CFO’lar vazgeçilmezdir.
4. Stratejik CFO
Odağı: Dış süreçler | Yaklaşımı: Stratejik
Stratejik CFO, işin geleceğini şekillendiren ve şirketi rekabetin ötesine taşıyan liderdir:
-
Değer Yaratıcı: Finansal değer üretmeye odaklı stratejiler geliştirir.
-
Yönetim Kurulu Etkileyicisi: Üst düzey karar alma süreçlerinde aktif rol alır.
-
Müşteri Şampiyonu: Müşteri deneyimini finansal stratejilere entegre eder.
-
İnovasyon Sürücüsü: Yeni fikirlerin uygulanmasında öncülük eder.
-
Dönüşüm Lideri: Dijital dönüşüm, sürdürülebilirlik ve kültürel değişim gibi büyük ölçekli değişim süreçlerini yönetir.
Bu CFO tipi, şirketin geleceğini inşa ederken iç ve dış paydaşlarla güçlü ilişkiler kurar.
Hangi CFO tipi olduğunuzu bilmek, hem kariyer gelişiminiz hem de kurumunuza katkınızı artırmak açısından önemlidir. Kurumlar, CFO’nun bu dört rol arasında hangi kombinasyonda uzmanlaştığını bilerek hem stratejik konumlanmalarını güçlendirir hem de değişen dünyaya daha uyumlu hale gelir.
GÜNCEL
BEYAZ YAKALININ GİZLİ PANDEMİSİ: TÜKENMİŞLİK

Yayınlanma:
2 gün önce|
24/06/2025Yazan:
BankaVitrini
İş hayatı ve özel yaşam arasındaki kaybolan denge, yerini tükenmişliğe bıraktı.
Tükenmişlik hissi, plazaların ve modern ofislerin görünmeyen pandemisi hâline geldi. Esnek çalışma sistemleri, 7/24 ulaşılabilir olma kültürü ve bitmek bilmeyen performans baskısı, beyaz yakalı çalışanları adım adım duygusal ve zihinsel çöküşe sürüklüyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün de resmi olarak tanımladığı bu durum, artık sadece bir ruh hâli değil; yönetilmediği takdirde hem bütünsel sağlık hem de kurumsal verimlilik açısından ciddi sonuçlar doğurabilecek bir kriz.
Beyaz Yakalıların Tükenmişlik Gerçeği
Acıbadem Life Sağlıklı Yaşam Hizmetleri’nden Uzm. Psikolog Cansu Çelik, konuyla ilgili şunları söyledi: “Modern çalışma yaşamında beyaz yakalı çalışanlar, yüksek tempolu iş ortamlarında çoklu talepleri karşılamaya çalışırken zihinsel ve duygusal olarak zorlanabilmektedir. Günümüzde teknolojinin gelişmesiyle birlikte, esnek ve hibrit modeller birçok kolaylık sağlasa da, bu durum zaman zaman iş ve özel yaşam sınırlarının belirsizleşmesine neden olabiliyor. Yapılan araştırmalar, çalışanların dijital bağlantı hâlinde olma sürelerinin artmasıyla zihinsel yorgunluk yaşama olasılıklarının da yükseldiğini gösteriyor.
Bunun yanında, zaman yönetimi, performans baskısı ve iletişim yoğunluğu gibi unsurlar, bireylerin kişisel kaynaklarını zorlayabilmekte ve uzun vadede tükenmişlik belirtilerine neden olabilmektedir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), tükenmişliği işle ilişkili kronik stresin yönetilememesi sonucu ortaya çıkan bir durum olarak tanımlayarak; bu durumun duygusal tükenme, işle ilgili zihinsel mesafe ve verimlilikte azalma gibi semptomlarla karakterize olduğunu da ayrıca belirtiyor.”
Tükenmişlikten Kaçış Mümkün Mü?
Beyaz yakalı çalışanların yaşadığı tükenmişliğin, onları zamanla alternatif kariyer yollarına yönelttiğine de dikkat çeken Uzm. Psikolog Cansu Çelik, “Dijitalleşmenin sunduğu imkanlarla birlikte birçok birey, kendi işinin patronu olma, esnek saatlerde çalışma ve görünürlük kazanma arzusuyla influencer olma yoluna girmiştir. Sosyal medya platformları, içerik üreticilerine hem maddi kazanç hem de görünürlük sağlama potansiyeli sunuyor, ancak bu yeni kimlik sanıldığı kadar özgür ve hafif değildir.
Influencerlar, sürekli içerik üretme baskısı, takipçi beklentilerini karşılama zorunluluğu, algoritmalarla başa çıkma stresi ve mahremiyetin kaybı gibi faktörlerle karşı karşıya kalmaya başladı. Yapılan araştırmalarda ise, influencerların yaklaşık %70’i tükenmişlik belirtileri göstermektedir. Cleveland Clinic’e göre, bu bireylerde de klasik tükenmişlik semptomları (yorgunluk, tükenme hissi, düşük performans, sosyal geri çekilme) sıkça gözlenmektedir” dedi.
Neler Yapabiliriz?
Tükenmişlik ile başa çıkma yollarını da anlatan Acıbadem Life Uzm. Psikoloğu Cansu Çelik sözlerini şöyle noktaladı: “Hem beyaz yakalılar hem de influencerlar için tükenmişlik, yapısal ve bireysel düzeyde ele alınması gereken ciddi bir ruhsal durumdur. Bu noktada, hem kurumsal hem de kişisel müdahale stratejileri geliştirilmeli, öz-farkındalık ve psikolojik dayanıklılık güçlendirilmelidir. İşverenlerin, çalışanlarına sağlıklı sınırlar çizebilecekleri esnek modeller sunması, mobbing’e karşı sıfır tolerans politikaları geliştirmesi ve ruh sağlığını önceleyen yaklaşımlar benimsemesi önemlidir.
Bireylerin ise kendi sınırlarını tanımaları, dijital detokslara zaman ayırmaları, destek sistemleri oluşturmaları ve gerektiğinde psikolojik destek almaları önerilmektedir. Ruh sağlığı profesyonelleri, hem kurumsal hem de bireysel düzeylerde bu süreci destekleyici eğitimler, atölyeler ve danışmanlık hizmetleriyle süreci kolaylaştırabilmektedir.
Zihinsel yorgunluk bir sektörün değil, çağın arka plan sesidir; bu sessizliğe çözüm, içgörü ve yapısal değişimle oldukça mümkün.”
Ayrıntılı Bilgi: https://acibademlife.com/
FARK YARATANLAR
FARK YARATANLAR
KATEGORİ
- ALTIN – DÖVİZ – KRIPTO PARA (848)
- BANKA ANALİZLERİ (139)
- BANKA HABERLERİ (3.144)
- BASINDA BİZ (60)
- BORSA (453)
- CEO PERFORMANSLARI (36)
- EKONOMİ (2.853)
- GÜNCEL (3.232)
- GÜNDEM (3.198)
- RÖPORTAJLAR (48)
- SİGORTA (133)
- ŞİRKETLER (2.250)
- SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK (475)
- VİDEO Vitrini (19)
- YAZARLAR (1.058)
- Ali Coşkun (24)
- Arif Öztan (7)
- Ayşe Muzaffer Sunguroğlu (7)
- ChatGPT (26)
- Dr. Abbas Karakaya (65)
- Erden Armağan Er (45)
- Erol Taşdelen (569)
- Gizem Taşdelen (7)
- Gülbeyaz Gergün (63)
- Kemal Emirhan Mendi (1)
- Murat Şenol (26)
- Mustafa Akpınar (41)
- Onur ÇELİK (35)
- Prof. Dr. Binhan Elif Yılmaz (80)
- Serhat Can (8)
- Süleyman Çembertaş (16)
- Tungay Dere (18)
- Uğur Durak (33)
- Zuhal KARABULUT (5)
YAZARLAR

“Nasıl Yatırım Yapılır?” – Kitap Özeti

KÜÇÜKLERE/BÜYÜKLERE YAZ OKUMALARI-II

Ateşkesle petrol geriledi. Faiz indirim umuduyla Türk piyasaları canlandı

Veri Okumayan Yönetici, Karanlıkta Yürür

Piyasa Beklemiyordu! Bitcoin Neden Patlama Yaşadı?

Finans Koltuğundan CEO Masasına

Hazine’den Kripto Para ile Suç Gelirlerine Sıkı Denetim Geliyor

Dolandırıcılık Davasında Şok Rapor: Banka Kusurlu!

DENİZBANK: Bir GMY istifası daha!

İsrail İran’a Neden Saldırdı?

Papara’dan açıklama: Özür diledi

Firma Finans Bilinci Neden Stratejik Bir Güçtür?

Finansın En Önemli 10 Formülü ve Önemi

Firmanızı Kurtaracak Bilmeniz Gereken 10 Finansal Formül
- Son dakika: Bugünkü Sayısal Loto çekilişi sonuçları belli oldu! 25 Haziran 2025 Çılgın Sayısal Loto bilet sonucu sorgulama ekranı! 25/06/2025
- Son dakika: Bugünkü Şans Topu çekilişi sonuçları belli oldu! 25 Haziran 2025 Şans Topu bilet sonucu sorgulama ekranı! 25/06/2025
- SON DAKİKA | Borsa günü düşüşle tamamladı 25/06/2025
- Bakan Kurum'dan İstanbul için müjde: Kiralık sosyal konut yapılacak 25/06/2025
- Türk Eximbank Genel Müdürlüğü yeni binasına taşındı 25/06/2025
- Garanti BBVA’dan 3,5 trilyon TL’lik sürdürülebilir finansman hedefi 25/06/2025
- İran-İsrail gerilimi: Türk gemileri güvende mi? Bakan Uraloğlu açıkladı... 25/06/2025
- Resmi Gazete'de bugün (26.06.2025) 25/06/2025
- SPK'dan 2 şirketin sermaye artırımına onay 25/06/2025
- Fed'den bankaların sermaye gereksinimlerini gevşetecek değişiklik teklifine onay 25/06/2025
- Powell: Stagflasyon temel senaryomuz değil 25/06/2025
- Trump Powell'a eleştirilerini sürdürdü: Zeka seviyesi yaptığı iş için düşük 25/06/2025
- Erdoğan: F-35'ler konusunda Trump'ın iyi niyetli olduğunu gördük 25/06/2025
- Yapı Kredi'ye uluslararası piyasalardan 710 milyon dolarlık yeni kaynak 25/06/2025
ALTIN – DÖVİZ
BORSA
KRIPTO PARA PİYASASI
Popüler
-
GÜNDEM4 yıl önce
Sedat Peker’in bahsettiği otel: Günlüğü 106 bin TL
-
GÜNCEL2 yıl önce
Zara Ve Mango’ya Üretim Yapın Tekstil Devi Konkordato Talep Etti
-
BANKA HABERLERİ2 yıl önce
TCMB Başkanı için ismi geçen GAYE ERKAN First Republic Bank’tan ayrılma süreci
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
AKBANK çöktü : Dijital Bankacılık sorumlusu GMY CİVELEK ortada yok!
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
HSBC terbiyesizliği : “Sabancı alana “AKBANK bedava”
-
BANKA ANALİZLERİ3 yıl önce
YILIN İLK YARISINDA İŞBANK RAKİPSİZ LİDER AKBANK SONUNCU SIRADAN KURTULAMIYOR
-
GÜNDEM2 yıl önce
Bankacılığı bırakıp eskortluk yapmaya başladı: Haftalık kazancı dudak uçuklattı