Connect with us

GÜNCEL

TÜSİAD COP28 İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ KONFERANSI KAPSAMINDA ETKİNLİKLER GERÇEKLEŞTİRDİ

Yayınlanma:

|

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Taraflar Konferansı (COP) iklim değişikliği ile mücadele konusunda küresel ortak kararlar alınması, iklim eylem planlarının sunulması ve uygulanması amacıyla her sene farklı bir ülkenin ev sahipliğinde gerçekleştirilmektedir. Bu sene COP28 30 Kasım – 12 Aralık 2023 tarihleri arasında Dubai, Birleşik Arap Emirlikleri’nde düzenlendi.

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’ne (UNFCCC) akredite edilmiş bir iş dünyası kuruluşu olarak TÜSİAD 2008’den bu yana COP toplantılarına çeşitli etkinliklerle katkı sağlamaktadır. Bu sene gerçekleştirilen TÜSİAD yan etkinlikleri ile ilgili bilgilendirme aşağıda özetlemektedir.

“Yeşil Geçişin Dilemması: Zorlukları Aşma, Fırsatları Değerlendirme ve Uyumu Sağlama” Yan Etkinliği (The Dilemma of Green Transition: Navigating Challenges, Unlocking Opportunities, and Ensuring Coherence)

TÜSİAD, Chapter Zero Türkiye, İklim Değişikliği Başkanlığı ve UNDP Türkiye işbirliğinde 4 Aralık 2023 tarihinde Türkiye Pavilyonu’nda gerçekleştirilen “Yeşil Geçişin Dilemması” başlıklı etkinlik kapsamında yeşil dönüşüm süreciyle birlikte ortaya çıkan zorluklar ve fırsatlar dijitalleşme, işgücü, kurumsal yönetişim gibi temel unsurlar üzerinden derinlemesine ele alındı. Etkinliğin ana tema konuşması Uluslararası Enerji Ajansı İcra Direktörü Dr. Fatih Birol tarafından gerçekleştirildi.

Moderasyonu TÜSİAD Körfez Ağı Koordinatörü ve HDF FZCO ve HADAF Foods Kurucu Yönetici Direktörü Arda Cenk Tokbaş tarafından gerçekleştirilen panelde UNDP Türkiye İklim Değişikliği ve Çevre Portföy Yöneticisi Meral Mungan Arda, Borusan Holding İnsan, İletişim ve Sürdürülebilirlik Grup Başkanı Nursel Ölmez Ateş, Sabancı Holding İnsan Kaynakları ve Sürdürülebilirlik Grup Başkanı Yeşim Özlale Önen ve Schneider Electric Türkiye, Orta Asya ve Pakistan Bölgesi CFO ve Strateji Genel Müdür Yardımcısı Cemal Tosun panelist olarak yer aldı.

“Uluslararası İklim Politikalarının ve Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizmasının (SKDM) Ekonomi Üzerindeki Etkisi: Finans Sektörü Çözümleri” Yan Etkinliği (The Impact of International Climate Policies and CBAM on the Economy: Mobilisation of the Private Finance or Financial Sector Solutions)

Bir 6 kişi ve şunu diyen bir yazı 'ZERO WAST' görseli olabilir

TÜSİAD ve EBRD işbirliği ile 6 Aralık 2023 tarihinde Türkiye Pavilyonu’nda gerçekleştirilen “Uluslararası İklim Politikalarının ve SKDM’nin Ekonomi Üzerindeki Etkisi” başlıklı etkinlikte Türkiye’deki finans kurumları ve reel sektörün SKDM ve diğer iklim politikalarının etkilerine uyum sağlamak amacıyla geliştirdiği çözümler ve eylemler ele alındı.

Moderasyonu EBRD Finansal Kurumlar Yönetici Direktörü Francis Malige tarafından gerçekleştirilen etkinlikte TÜSİAD Yeşil Mutabakat Görev Gücü Üyesi ve Arçelik Global Ticaret Politikaları Kıdemli Lideri Arda Onkök, İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Gamze Yalçın, Yapı Kredi Bankası Sürdürülebilirlik ve Kurumsal Sosyal Sorumluluk Müdürü Yasemin Keçelioğlu, Garanti BBVA Yatırım Bankacılığı ve Sürdürülebilir Finansman Müdürü İrem Barzilay ve QNB Finansbank Sürdürülebilirlik Komite Başkanı Yeliz Ataay Arıkök panelist olarak yer aldı.

Okumaya devam et

EKONOMİ

HÜRMÜZ BOĞAZI KAPANIRSA NE OLUR?

Yayınlanma:

|

Yazan:

Dünya enerji güvenliğinin kalbinde yer alan Hürmüz Boğazı, küresel ticaretin ve petrol taşımacılığının en kritik geçitlerinden biridir. Ancak bu boğazın geçici dahi olsa kapanması, sadece bölgeyi değil, tüm dünya ekonomisini derinden etkileyebilecek bir kriz senaryosudur. Bu yazıda, Hürmüz Boğazı’nın önemi ve kapanmasının olası sonuçları detaylı bir şekilde incelenmektedir.

HÜRMÜZ BOĞAZI’NIN STRATEJİK ÖNEMİ

Hürmüz Boğazı, İran ile Umman arasında yer alır ve Basra Körfezi’ni Umman Denizi’ne bağlar.
Bu dar geçit, dünyanın en büyük petrol üreticilerinden olan Suudi Arabistan, Irak, Kuveyt, İran, BAE ve Katar’ın deniz yoluyla petrol ve doğalgaz ihracatında tek çıkış kapısı niteliğindedir.

  • Günlük yaklaşık 17-20 milyon varil petrol bu boğazdan taşınmaktadır.

  • Bu miktar, küresel petrol ticaretinin yaklaşık %20’sine denk gelir.

  • Ayrıca Katar’ın sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ihracatının da büyük bölümü bu yoldan geçer.

ENERJİ VE EKONOMİK SONUÇLARI

1. Petrol Fiyatlarında Şok Artış

Hürmüz Boğazı’nın kapanması, arz şokuna yol açar.

  • Petrol fiyatları birkaç gün içinde 150-200 dolar/varil seviyelerine çıkabilir.

  • Enerji ithalatçısı ülkelerde enflasyonist baskılar oluşur.

  • Üretim maliyetleri artar, ekonomiler yavaşlar, stagflasyon riski doğar.

2. Küresel Tedarik Zincirinin Bozulması

  • Asya, Avrupa ve ABD’ye enerji taşıyan petrol tankerleri seferlerini durdurmak zorunda kalır.

  • Enerjiye bağımlı endüstriler (otomotiv, plastik, gübre vb.) ağır darbe alır.

  • Alternatif boru hatları kapasite olarak yetersizdir.

JEOPOLİTİK VE ASKERİ SONUÇLARI

1. ABD-İran Gerilimi Zirveye Çıkar

İran’ın boğazı kapatma tehdidi veya fiilî kapatma girişimi, ABD ve müttefiklerinin askerî karşılık verme ihtimalini doğurur.
Bölgedeki ABD Donanması’nın varlığı bu senaryo için hazırdır.

2. İsrail, Suudi Arabistan ve Körfez Ülkeleri Tetikte Olur

İran’ın bu hamlesi bölge ülkeleri tarafından ulusal güvenlik tehdidi olarak değerlendirilir.
Silahlanma hızlanır, bölgesel çatışma riski artar.

3. Askerî Müdahale ve Savaş Riski

Deniz yolunun açık tutulması için ABD önderliğinde çok uluslu bir askerî müdahale gündeme gelebilir.
Bu durum petrol bölgelerinde bombalamalara, deniz trafiğinin askıya alınmasına neden olabilir.

Irak Dışişleri Bakanı'ndan “Hürmüz Boğazı kapanırsa küresel enerji  piyasasında kriz çıkar” uyarısı

ALTERNATİF ENERJİ ROTALARI VAR MI?

  • Suudi Arabistan ve BAE, bazı petrolünü Hürmüz dışındaki boru hatlarıyla taşıyabilir.
    Ancak bu yolların kapasitesi sınırlı ve tüm ihracatı karşılamaktan uzaktır.

  • Katar LNG’si içinse alternatif güzergâh neredeyse yoktur.

TÜRKİYE’YE ETKİSİ NE OLUR?

  • Türkiye enerji ithalatının büyük kısmını bu bölgelerden sağlamaktadır.

  • Fiyatlar arttığında Türkiye’nin enerji faturası büyür → cari açık artar.

  • Bu durum TL üzerinde baskı oluşturur, enflasyon hızlanır.

Hürmüz Boğazı’nın kapanması, sadece bölgesel değil, küresel bir kriz anlamına gelir. Petrol ve gaz piyasasında arz şoku yaratır, küresel ekonomiyi durma noktasına getirebilir. Jeopolitik gerilimlerin zirveye çıktığı bir ortamda bu boğazın güvenliği, dünya düzeni açısından kırılma noktasıdır.

www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

Erol Taşdelen

İsrail-İran Savaşı: Tezler, Stratejiler, Dersler ve Uluslararası Kurumların Sınavı

Yayınlanma:

|

Orta Doğu’da uzun süredir devam eden gerilimin adı haline gelen İsrail ve İran arasındaki çatışma, son dönemlerde doğrudan askeri karşılaşmalara evrilecek kadar tehlikeli bir boyut kazandı. Şam’daki İran diplomatik temsilciliğine düzenlenen İsrail saldırısı ve ardından İran’ın doğrudan misillemesiyle taraflar ilk kez bu kadar açık şekilde birbirini hedef aldı. Bu makalede, tarafların öne sürdüğü tezler, uyguladıkları stratejiler, bu çatışmalardan çıkarılması gereken dersler ve uluslararası kurumların bu süreçteki performansı değerlendirilmektedir.

1. Tarafların Tezleri

İsrail’in Tezleri

  • Meşru Müdafaa Hakkı: İsrail, İran’ın vekil unsurlar (Hizbullah, Hamas, Husiler) aracılığıyla İsrail’e saldırdığını savunmakta ve buna karşı doğrudan İran hedeflerine müdahaleyi meşru görüyor.

  • Nükleer Tehdit: İran’ın nükleer silah elde etme çabası, İsrail açısından kırmızı çizgi olarak görülüyor.

  • Bölgesel Kuşatma Algısı: İran’ın Suriye, Lübnan ve Gazze üzerinden İsrail’i kuşatma stratejisine karşı refleks geliştirildiği belirtiliyor.

İran’ın Tezleri

  • Filistin’e Destek: İsrail’in Filistin topraklarındaki uygulamalarını “işgal” olarak niteleyen İran, direniş hareketlerini desteklemenin meşru bir hak olduğunu savunuyor.

  • Bölgesel Savunma: İsrail ve ABD’nin kendisine karşı ittifaklar kurduğunu, bu durumun İran’ı savunmaya ittiğini öne sürüyor.

  • Diplomatik Saldırıya Misilleme: Şam’daki konsolosluğun vurulmasını doğrudan İran’a savaş ilanı olarak kabul ederek, misilleme hakkını kullandığını iddia etti.

2. Uygulanan Stratejiler

İsrail’in Stratejisi

  • Hedef Odaklı Operasyonlar: Vekil aktörler yerine İran’ın askeri ve nükleer altyapısına nokta operasyonlar yapıldı.

  • İstihbarat Gücü: Mossad ve askeri istihbaratla hedef tespiti konusunda üstünlük sağlandı.

  • ABD ile Koordinasyon: ABD’nin koşulsuz desteği ile uluslararası arenada yalnız kalmama stratejisi benimsendi.

İran’ın Stratejisi

  • Kontrollü Misilleme: 300’e yakın füze ve İHA ile doğrudan saldırı yapılmasına rağmen, geniş çaplı savaştan kaçınıldı.

  • Vekil Güçler Üzerinden Baskı: Hizbullah, Hamas ve Husiler vasıtasıyla İsrail’in farklı cephelerde meşgul edilmesi sağlandı.

  • Uluslararası Mesaj Verme: Sınırlı saldırıyla, caydırıcılık oluşturulmaya çalışıldı; ancak kriz büyümesin diye ölçülü kalındı.

3. Alınacak Dersler

Askeri ve Teknolojik Perspektiften

  • Hibrit Savaş Gerçekliği: Modern savaşlar, doğrudan değil, vekil aktörler ve teknolojik araçlar üzerinden yürütülüyor.

  • İHA ve Füze Savaşları: İran’ın İHA kullanımı, İsrail hava savunmasının sınırlarını gösterdi.

  • Caydırıcılığın Yeni Ölçütleri: Artık caydırıcılık sadece askeri üstünlükle değil, teknolojik ve diplomatik uyumla sağlanıyor.

Bölgesel ve Küresel Perspektiften

  • İttifaklar Yeni Döneme Giriyor: Suudi Arabistan, Mısır gibi ülkeler açık pozisyon almaktan kaçındı, bu da bölgesel kartların yeniden karıldığını gösteriyor.

  • Enerji Güvenliği Riski: Hürmüz Boğazı gibi stratejik geçişlerin riski, küresel enerji piyasasını etkiledi.

  • Nükleer Tehdit Gündemde: İran’ın nükleer programı, yeniden diplomatik ve askeri çözüm arayışlarını tetikledi.

4. Uluslararası Kurumların Rolü

Birleşmiş Milletler (BM)

  • Yetersiz Kaldı. Güvenlik Konseyi tarafları sadece itidale çağırabildi; bağlayıcı adımlar atılamadı. ABD’nin vetosu İsrail lehine oldu.

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM)

  • Sessizliğe Büründü. Konsolosluk saldırısı ve sivil kayıplar gibi ciddi meselelerde somut bir inceleme başlatılmadı.

Uluslararası Sivil Toplum Kuruluşları

  • Raporlar Yayınlandı ama Etkisizdi. İnsan Hakları İzleme Örgütü ve Af Örgütü gibi kurumlar çağrılar yaptı ancak diplomatik etki oluşturamadı.

İsrail ile İran arasındaki bu çatışma, klasik savaş paradigmasının dışına çıkan, hibrit ve vekil unsurlarla örülmüş yeni nesil çatışmalara örnek teşkil etmektedir. Teknolojinin, istihbaratın ve diplomatik koordinasyonun öne çıktığı bu yeni dönemde, uluslararası kurumlar mevcut refleksleriyle yetersiz kalmaktadır. Bu kriz, sadece İsrail ve İran için değil, tüm bölge ve dünya barışı açısından çok yönlü derslerle doludur.

www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

GÜNCEL

Trump: ABD’nin saldırıları İran’ın nükleer tesislerini yok etti

Yayınlanma:

|

Yazan:

ABD, İsrail’in Tahran’ın nükleer programına yönelik saldırılarına katılarak İran’daki üç nükleer tesisi vurdu ve çatışmanın daha da tırmanması riskini göze aldı.

Cumartesi günü geç saatlerde ulusa seslenen Başkan Trump, saldırıları “muhteşem bir askeri başarı” olarak nitelendirdi ve İran’ın nükleer tesislerinin “tamamen ve tümüyle yok edildiğini” söyledi. Trump, Tahran’ı hazırlıksız yakalayacağını umarak saldırıyı aniden emretti .

Saldırıya uğrayan yerler – Fordow, Natanz ve Isfahan – İran nükleer altyapısının çekirdeğini temsil ediyor . Nükleer tesislere saldıran ABD bombardıman uçakları, savaşta ilk kez GBU-57 Massive Ordnance Penetrators adı verilen sığınak delici bombalar attı.

İran'ın nükleer tesislerini gösteren harita

Trump, ülke diplomatik bir çözüme yanaşmazsa İran’da daha fazla hedefi hedef alabileceği konusunda uyardı . İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, Trump’ın saldırı kararını övdü ve ABD’nin “başka hiçbir ülkenin yapamayacağını yaptığını” söyledi.

İran'ın nükleer tesisleri nerede ve hangileri saldırıya uğradı? - BBC News Türkçe

ABD saldırıları sınırlı görünse de  Amerika’nın müdahalesi dünyanın en önemli enerji tesislerinin ortasında yaşanan bir çatışmayı genişletmekle tehdit ediyor. İran, ABD’nin çatışmaya dahil olması durumunda bölgedeki Amerikan birliklerine saldıracağını söyledi ve ABD üslerine ev sahipliği yapan petrol ve gaz zengini Körfez ülkeleri, şiddetin kendi topraklarına da yayılabileceğinden endişe ediyor.

Hayalet bombardıman uçağı olarak bilinen B-2 Spirit'in bir Massive Ordnance Penetrator (MOP) bombası atarak gerçekleştirdiği gösteri amaçlı deneme fırlatışı

sığınak delici bombanın işleyişini gösteren grafik

WSJ – www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.