ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA
Haber kirliliği sonrası Türk mali piyasalarında toparlanma bekliyoruz

Yayınlanma:
4 ay önce|
Yazan:
BankaVitrini
Türkiye cephesinde, TCMB’nin net döviz pozisyonunda geçen hafta yaşanan kayıplar dikkatimizden kaçmadı. 14 Şubat haftasında rekor kıran brüt rezervler sonrası, son günlerde artan müşteri kaynaklı telefon trafiği de bir miktar da olsun huzursuzluğun arttığını gösterdi. Şöyle ki, kurda son haftalarda yukarı yönlü yaşanan kıpırdanma, özellikle de TL’nin sepet bazında ve Sterlin’e karşı artan kayıpları, 2021-2023 yılları arasında zihinlerde yer etmiş travmaların yeniden ve hızlıca hatırlanmasına neden oldu. Son dönemlerde başta altın kaynaklı talebin yarattığı döviz talebinin Kapalıçarşı’da tırmanması ve devamında para piyasası fonları gibi en likit enstrümanlardan yaşanan çıkışın döviz talebinin kuvvetli olduğu yönünde görüşleri destekledi. TCMB verilerine göre, son beş iş gününde net yabancı para pozisyonu 5,3 milyar dolar düşüş kaydetti!
Elbette, haftanın son iş günü daha da ivmelenen TL varlıklarda satış baskısında, MHP lideri Bahçeli’nin sağlık durumuna ilişkin söylentilerin (kalp kapakçığı ameliyatı geçirmişti) tırmanasının yanı sıra, hafta sonu sekizincisi düzenlenen AK Parti Olağan Kongresinde Kabine değişikliğinin olacağı ve bu bağlamda Berat Albayrak isminin yeniden gündeme gelmesi ile satışların derinleştiğine şahit olduk. Piyasa kulislerinde çalışmaya başlayan dedikodu mekanizması ile, Borsa İstanbul cephesinde kapanışa doğru ivmelenen satışların gölgesinde hisse senetleri haftanın son iş gününü %2,10 düşüşle tamamladı. Benzer bir şekilde, dedikodu mekanizmasının iş başına gelmesi ile haftanın son işlem gününün son işlem saatlerinde, USDTRY kuru 36,55 seviyesine varan ani bir yükseliş kaydetmesi ardından haftayı 36,45 seviyesinden tamamladı. İki yıl vadeli gösterge tahvilin bileşik faizi son beş haftanın zirvesine yükselirken, CDS risk primi de pandemi döneminden bu yana en düşük seviyesinden hafif de olsa yükseldi.
Türkiye cephesinde Cuma günü önemli gelişmeler yaşanırken, yurt dışına ise, Trump 2.0 döneminin ilk ayının neredeyse bir yıl gibi geçirdiğimizi itiraf etmemiz gerekiyor. Şöyle bir gözünüzü kapatın ve şu kısacık dört haftaya ne kadar konu başlığı girdiğini bir düşünün. İlk önce alıştığımız teamüllerin değişmeye başladığını görüyoruz. Daha da basit bir anlatımla, uluslararası ilişkilerde artık kuralların ve normların yerinde durmadığını, mevcut güç dinamikleri ve küresel değişimler doğrultusunda yeni düzenlemelerin ortaya çıktığını anlıyoruz.
Trump’ın, Panama Kanalı’nın da Grönland’ın da ABD’nin ekonomik güvenliği için gerekli olduğunu söylemesi, aynı zamanda Kanada’ya da ABD’nin bir parçası hâline gelmesi için ekonomik baskı uygulayacağını aktarması, Google’ın Meksika Körfezi’nin adını Amerika Körfezi olarak değiştirmesi, Gazze’yi devralma isteği, Ukrayna – Rusya savaşında, Ukrayna’ya ABD’nin 350 milyar dolar destek vermesi nedeniyle Ukrayna’nın nadir minerallerini istemesi, Zelenskiy’i diktator ve komedyen olarak görerek savaşın neredeyse müsebbibi olarak tanımlaması, 1970’lerden bu yana 42 dolar seviyesinden fiyatlanan ABD’nin 8,100 ton büyüklüğünde altınlarını güncel fiyattan değerlendirmek istemesi…. Öte yandan, kamu borcu, bütçe açığı ve cari açık veren ABD’de Elon Musk gibi dev isimlerin, devletin verilerine DOGE gibi esprili kripto para isimleri ile verimlilik başlığı altında erişebildiği yeni dünya düzeninde, güç dengelerinin tamamen değişebileceğinden endişe ediyoruz! Tüm bunlar kısacık dört haftanın içerisine sığarken, açılımlarının da ciddi olarak görülmesi, uluslararası arenada adeta paradigmal bir değişimin habercisi olarak görüyoruz.
Trump’ın NATO ile birlikte hareket edeceği beklenirken, Rusya ile anlaşma yoluna giderek hatta benzerini Çin ile de yapacağı görüşünün yavaş yavaş kabul görmesi, bu minvalde Çin Devlet Başkanı Xi’yi ABD’ye davet edip neredeyse Avrupa’yı düşman ilan ettiği, NATO’nun ise beyin ölümünün gerçekleştiği çok ama çok garip günlerden geçiyoruz. Piyasaların Trump 2.0 dönemine karşı volatiliteye alışmış ve vurdumduymaz duruşunu da adeta hayretle karşılıyoruz. Bugün itibariyle Rusya-Ukrayna savaşında 3 yılı geride bırakıyoruz. Haber akışında, Rusya’nın resmî olarak zaferini ilan edebileceği gibi ABD’nin girişimleriyle ateşkes antlaşması da imzalanabileceğini okuyoruz.
Piyasa fiyatlamasına bakarsak, bir önceki haftayı rekor kırarak tamamlayan Nasdaq endeksi, geride bıraktığımız haftayı %2,5 düşüşle tamamladı. Teknik mânâda 19,500 endeks seviyesinin altında olası bir kapanış, beraberinde daha da sert bir düşüşün habercisi olarak okunmalıdır. Hisse senetleri sert bir şekilde gerilerken, mevcut sisteme adeta baş kaldıran altının ons fiyatı, son sekiz haftadır kesintisiz bir şekilde yükselerek 2,936 seviyesinden ve tüm zamanların haftalık kapanış itibariyle zirvesinden haftayı tamamladı. Mevcut belirsizlik ortamında, altının portföylerde bulunması gerektiğini düşünmeye devam ediyoruz. Küçük kardeş gümüşse benzer bir şekilde, son beş haftadır yükselerek haftayı 32,55 dolar seviyesinden tamamladı. Gümüşte, patlayıcı hareketin 35 dolar seviyesi geçilmesi ile başlayacağını düşünmeye devam ediyoruz. Tüm kapıların direnişin parası Bitcoin’e çıktığını da büyük resmi merak eden okurlarımız için bir kez daha yazmış olalım.
Almanya’da hafta sonu yapılan genel seçimleri muhalefetteki muhafazakâr CDU/CSU ittifakı kazandı ve liderleri Friedrich Merz’in şansölye olması bekleniyor (bakınız grafik). Ancak, aşırı sağcı AfD’nin tarihi bir başarıyla %20,5 oy alarak ikinci parti olması rağmen diğer partiler işbirliği yapmayı reddettiği için karmaşık koalisyon görüşmeleri öngörülüyor. CDU/CSU %28,5 oy alarak birinci parti olurken, mevcut hükümetin büyük ortağı Sosyal Demokrat Parti (SPD) %16,5 ile tarihinin en kötü sonucunu aldı. Yeşiller %11,8, aşırı sol Die Linke ise %8,7 oy aldı. Merz, seçim sonrası Avrupa’nın ABD’den “gerçek bağımsızlığını” sağlaması gerektiğini belirterek, Washington’un seçim sürecindeki açıklamalarını eleştirdi. ABD Başkanı Trump ise seçim sonucunu memnuniyetle karşılayarak Almanya halkının enerji ve göç politikalarına tepki gösterdiğini savundu. Koalisyon görüşmelerinin uzun süreceği ve Avrupa’nın siyasi merkezinde belirsizlik yaratabileceğinin öngörülmesine rağmen, ortak para birimi EUR bu sabah yeniden 1,05 seviyesine yükselirken, DAX endeksinin vadeli işlemlerinde ise %1’den fazla değer kazandığını görüyoruz.
Yeni gün başlangıcında, Asya piyasalarında karmaşık bir seyir hâkim. Japonya piyasaları tatil nedeniyle kapalı konumda olması işlem hacminin de düşmesine neden oldu. ABD borsalarının vadeli işlemlerinde ise %0,5 civarında yükseliş isteği görüyoruz. Piyasaların gözü kulağı Nvidia’nın Çarşamba günü açıklayacağı kâr raporunda olacak. Piyasa oyuncuları, yapay zekânın ağır sikleti, AI destekli yatırımların hâlâ güçlü olup olmadığını görmek için şirketin çip arz ve talebine yönelik tahminlerine odaklanıyor. Nvidia, geçen ay Çinli startup DeepSeek’in daha ucuz bir yapay zekâ modeli tanıtmasının ardından %11 değer kaybetmiş, akabinde ise kayıplarını telafi etmişti. Her ne kadar Nvidia’nın S&P500 ile olan korelasyonu son dönemlerde keskin bir şekilde düşse de, olası bir hayal kırıklığının piyasalarda psikolojik etki yaratabileceğini düşünüyoruz.
Yatırımcılar ayrıca ABD’de Cuma günü açıklanacak FED’in favori enflasyon verisi olan PCE verisine de yakından bakacaklardır. Enflasyonun beklenenden yüksek gelmesi, FED’in faiz indirimlerini ertelemesine yol açabilir. FED’in ilk faiz indirimini temmuz ayında yapacağına dair fiyatlama güç kazanırken, yıl boyunca yalnızca iki indirim öngörülüyor. Dolar, Japon yeni karşısında geçen hafta %2 düşerek 149,4 seviyesine gerilerken, altın dokuzuncu haftaya da 2,940 dolar ile yükselişle başladığını not edelim. Petrol fiyatları, olası bir Ukrayna barış anlaşmasının Rusya’ya yönelik yaptırımları hafifletebileceği beklentisiyle baskı altında kalırken, Brent petrol $74 dolar seviyelerine gerileyerek yılın en düşük seviyesini test etti (Türkiye ve KKTC gibi net enerji ithalatçısı ülkeler için iyi haber.).
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan AK Parti’nin sekizinci olağan kongresi sonrası yeniden başkan seçilirken, parti teşkilatında önemli değişime gidilidi: (eski) İYİ Partili ve Gelecek Parti’li isimler MKYK üyesi oldular. Kabine değişikliğinin kısa vadede olmayabileceği görüşünün de ağır basması ile ︎Türk mali piyasalarında Cuma günü hâkim olan ciddi haber kirliliği ve sert sayılabilecek satış baskısının ardından (dedikodu mekanizmasının boş çıkması) bugün ciddi mânâda rahatlama yaşanma ihtimalini küçük görmüyoruz.
Her ne kadar gözler Nvidia bilançosu ve PCE verisinde olsa da, mali piyasaların gündeminde bugün Türkiye’de kapasite kullanım oranı ve reel kesim güven endeksi, Almanya IFO endeksi ve Euro bölgesi TÜFE takip edilebilir.
Barınma Krizi
TÜİK, yapı ruhsatı ve kullanma izni istatistiklerinin açıkladı. Buna göre, 2024 yılında yapı ruhsatı daire sayısı bazında %11,9 azalışla 758bin oldu. Grafikten de açık bir şekilde görülebileceği üzere, 2024 yılı rakamı ile 2019 öncesi arasında adeta uçurum bulunuyor. Üretim azlığı aslında konut ve kira fiyatlarının neden pahalı olduğunu, bunun da enflasyona neden artış yönünde etki yaptığını çok açık bir şekilde anlatıyor. Hâliyle, sadece faiz ile enflasyonu çözmenin mümkün olmadığı gösteren önemli bir veri ile karşı karşıyayız!
Almanya seçim sonuçları (kaynak Reuters)
İlginizi Çekebilir
ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA
FATF’ten Kara Para Aklamaya Karşı Net Hamle
Dijital Para Transferlerinde Yeni Dönem Başladı
Kimin Para Gönderdiği Artık Saklanamayacak

Yayınlanma:
22 saat önce|
18/06/2025Yazan:
Erol Taşdelen
Uluslararası Mali Eylem Görev Gücü (FATF), küresel finansal sistemin güvenliğini artırmak amacıyla Tavsiye 16’yı güncelledi. Bu değişiklikler, özellikle sınır ötesi ödemelerde şeffaflığın artırılması, dolandırıcılığın önlenmesi ve hatalı transferlerin azaltılması gibi kritik alanlarda büyük değişimlere işaret ediyor.
Neden Tavsiye 16 Güncellendi?
Geleneksel ödeme sistemleri, özellikle sınır ötesi para transferlerinde, gönderici ve alıcı bilgilerini eksiksiz ve doğru bir şekilde aktarmakta yetersiz kalabiliyor. Bu durum:
-
Dolandırıcılık vakalarının artmasına,
-
Terörizmin finansmanına olanak tanıyan açıkların oluşmasına,
-
Hatalı transferlerin geri alınamamasına yol açıyordu.
FATF, bu sorunların önüne geçmek amacıyla Tavsiye 16’yı yeniden yapılandırarak “gözetim, doğrulama ve şeffaflık” esaslarını merkezine aldı.
Yeni Tavsiyenin Ana Unsurları
1. Zorunlu Bilgi Paylaşımı
Artık tüm sınır ötesi ödeme işlemlerinde, gönderen ve alıcı hakkında tanımlayıcı bilgiler eksiksiz olarak iletilmek zorunda. Eksik bilgi içeren transferler kabul edilmeyecek.
2. “Travel Rule” Uygulaması
Bu kural, müşteri bilgilerinin ödeme işlemi boyunca tüm aracılarla birlikte “seyahat etmesini” zorunlu kılıyor. Böylece her aşamada veri izlenebilirliği sağlanıyor.
3. Gerçek Zamanlı Kimlik Doğrulama
Bankalar ve ödeme kuruluşları, girilen alıcı bilgilerinin doğruluğunu gerçek zamanlı olarak kontrol etmekle yükümlü hale geldi. Bu sistem hatalı ödemeleri büyük oranda engelleyecek.
4. Sanal Varlık (Kripto) Transferlerine Genişleme
Yapılan güncellemeler, kripto para borsaları ve sanal varlık hizmet sağlayıcılarını da kapsıyor. Artık bu kuruluşlar da aynı şeffaflık ve bilgi paylaşımı yükümlülüklerine tabi olacak.
Küresel Finansal Sisteme Etkileri
Bu yeni çerçeve, sadece bankaları değil, tüm finansal teknoloji firmalarını ve aracı ödeme kuruluşlarını kapsıyor. Özellikle:
-
Kripto para işlemleri artık daha izlenebilir olacak.
-
Fintech şirketleri, müşteri bilgilerini anlık doğrulama sistemleri kurmak zorunda kalacak.
-
Bankalar, daha fazla operasyonel uyum ve teknoloji yatırımı yapmak zorunda olacak.
Türkiye İçin Ne Anlama Geliyor?
Türkiye gibi yüksek hacimli dış ticaret yapan ve uluslararası para akışına açık ülkeler için bu değişiklikler:
-
Kara para aklamaya karşı mücadelede etkinliği artıracak,
-
Yatırımcı güvenini ve finansal sistemin itibarını güçlendirecek,
-
Bankaların dijitalleşme ve veri yönetimi altyapılarını yenilemeye zorlayacak.
Ana Yenilikler ve Etkileri
Madde | Açıklama | Etkisi |
---|---|---|
1. Gönderen ve Alıcının Tanımlanması | Artık tüm ödemelerde gönderici ve alıcı bilgileri eksiksiz iletilmek zorunda | 🔐 Kimlik doğruluğu artar |
2. “Travel Rule” (Seyahat Kuralı) Güçlendirildi | Gönderiyle birlikte müşteri bilgileri de “taşınmak” zorunda | 🔎 İzlenebilirlik artar |
3. Gerçek Zamanlı Veri Doğrulama | Bankalar ve ödeme kuruluşları bilgileri doğrulamakla yükümlü | 🛡️ Hatalı transferler azalır |
4. Sanal Varlık Transferlerine Uygulama | Kripto para transferlerinde de aynı kurallar geçerli | 💻 Kripto dolandırıcılığı azalır |
FATF’nin Tavsiye 16’da yaptığı güncellemeler, yalnızca bir düzenleme değişikliği değil, aynı zamanda finansal sistemlerin geleceğine yönelik bir güvenlik reformudur. Bu reform, hem uluslararası finansal güvenliği artıracak hem de tüketicileri hatalı işlemlerden ve dolandırıcılıktan koruyacaktır.
Finansal kurumların, bu yeni döneme hazırlıklı olması artık bir tercih değil, zorunluluktur.
Erol TAŞDELEN-Ekonomist www.bankavitrini.com
ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA
Tanrının Bankeri’nin Ölümü: Roberto Calvi ve Vatikan’ın Kara Kutusu

Yayınlanma:
1 gün önce|
18/06/2025Yazan:
Erol Taşdelen
18 Haziran 1982 sabahı, Londra’nın merkezinde yer alan Blackfriars Köprüsü’nün altına sarkan bir ceset bulundu. Elleri arkadan bağlanmış, cepleri taşlarla doldurulmuş bir adam… Bu kişi, İtalya’nın en güçlü bankalarından birinin başkanı Roberto Calvi’ydi. Kamuoyunun ona verdiği lakap: “Tanrı’nın Bankeri”.
I. Roberto Calvi Kimdi?
Roberto Calvi, 1920 yılında Milano’da doğdu. Ekonomi eğitiminin ardından kısa sürede İtalya’nın en köklü finans kurumlarından biri olan Banco Ambrosiano‘da yükseldi. 1970’lerde bankanın yönetim kurulu başkanı oldu. Ancak onu diğer bankacılardan ayıran en önemli fark; Vatikan’la olan yakın ilişkileriydi.
Calvi’nin yönettiği Banco Ambrosiano, Vatikan Bankası (IOR – Istituto per le Opere di Religione) ile doğrudan bağlantılıydı. Vatikan, bankanın hisselerinin önemli bir kısmını elinde bulunduruyor ve dini kurumlar aracılığıyla dünya genelinde para transferleri yapıyordu. Calvi, bu ilişkiden güç alarak İtalya’da “dokunulmaz” kabul edilen figürlerden biri haline geldi.
II. Skandalın Patlak Vermesi
1981 yılına gelindiğinde İtalyan mali denetçileri Banco Ambrosiano’da ciddi yolsuzluklar olduğunu fark etti. Bankanın yurt dışındaki bazı bağlı şirketler aracılığıyla belirsiz ve teminatsız şekilde yüz milyonlarca dolar kredi verdiği ortaya çıktı.
Bu kredilerin izini süren yetkililer;
-
Latin Amerika’da faaliyet gösteren paravan şirketler,
-
İtalyan mafyası ile doğrudan ilişkili isimler,
-
Vatikan Bankası’nın aracı olarak kullanılması gibi bağlantılarla karşılaştılar.
Üstelik Calvi’nin aynı zamanda İtalya’daki yasadışı P2 Mason Locası’nın üyesi olduğu ortaya çıktı. Bu mason locası, askerler, medya patronları, iş insanları ve siyasilerden oluşan gizli bir yapılanmaydı ve darbe planları dahi yapmıştı.
III. Çöküş ve Ölüm
1982 yılı Haziran ayında Banco Ambrosiano’nun bilançosunda 1.4 milyar dolara yakın açık olduğu resmen açıklandı. Bu, bankanın iflası anlamına geliyordu.
Bu gelişmeden sadece birkaç gün sonra, Roberto Calvi İtalya’dan kaçtı. Önce Avusturya’ya, oradan da Londra’ya geçti. Ancak 18 Haziran sabahı, cesedi Thames Nehri üzerindeki Blackfriars Köprüsü’nün altında bulundu.
Calvi’nin ölümü ilk başta intihar olarak kayıtlara geçti. Ancak;
-
Elleri ve ayaklarının bağlı olması,
-
Ceplerinde tuğla ve taşlar bulunması,
-
Üzerindeki belgelerin sahte olması,
-
Ölümünden önce Vatikan, masonluk ve mafya ilişkileri hakkında konuşmak istemesi
gibi detaylar, bunun profesyonelce işlenmiş bir cinayet olduğunu düşündürdü.
IV. Vatikan, Mafya ve P2 Locası Üçgeni
Calvi’nin ölümü sadece bir iş insanının trajik sonu değil, Vatikan Bankası’nın karanlık yüzünün deşifre olması anlamına geliyordu. İddiaya göre;
-
Vatikan Bankası, Calvi aracılığıyla Latin Amerika’daki antikomünist hareketlere para aktarıyordu.
-
Mafya, kara parayı aklamak için Banco Ambrosiano’yu kullanıyordu.
-
P2 Mason Locası, bu sistemin koruyucusu ve dağıtıcısı konumundaydı.
Calvi’nin ölümünün ardından Vatikan, Banco Ambrosiano’nun çöküşünden sonra 250 milyon dolarlık zararı kısmen üstlendi ve tazminat ödemeyi kabul etti. Ancak bu adım hiçbir zaman tam bir sorumluluk kabulü olarak görülmedi.
V. Yargı Süreci ve Cevapsız Kalan Sorular
2005 yılında İtalya’da Roberto Calvi’nin öldürülmesine dair yeni bir dava açıldı. Mafya ile bağlantılı beş kişi yargılandı. Ancak 2007 yılında hepsi delil yetersizliğinden beraat etti. Cinayet hâlâ resmen çözülmüş değil.
Bugün bile şu sorular cevap bekliyor:
-
Calvi gerçekten neyi biliyordu?
-
Vatikan bu yapıdan ne kadar haberdardı?
-
P2 Locası ve mafya, Vatikan’la ne düzeyde iş birliği yapıyordu?
-
Calvi’nin ölümü neden İngiltere’de gerçekleşti?
VI. Sonuç: Bir Bankerin Ölümünden Fazlası
Roberto Calvi’nin ölümü, sadece bir banka başkanının trajedisi değil; aynı zamanda din, finans ve suç dünyasının birbirine nasıl karışabileceğinin en çarpıcı örneğidir. Bu olay, Vatikan Bankası’nın şeffaf olmayan yapısını dünya kamuoyunun gündemine taşımış ve uluslararası finansal sistemdeki kara delikleri görünür kılmıştır.
Aşağıda doğrudan Calvi olayını konu alan ve dolaylı olarak ilham alan bazı filmleri ve belgeseller listesi:
🎬 1. God’s Banker (Tanrı’nın Bankeri) – 2022 (Belgesel Dizi)
-
Tür: Belgesel / Mini Dizi
-
Platform: Sky Documentaries (İngiltere)
-
Konu: Roberto Calvi’nin ölümü, Banco Ambrosiano skandalı ve Vatikan-Mafya-P2 ilişkisi detaylıca anlatılıyor. Gerçek olaylara, arşiv görüntülerine ve tanıklıklara dayanıyor.
-
Öne Çıkan: Cinayetin yıllar boyunca nasıl örtbas edildiği ve İtalyan yargısının çaresizliği gözler önüne seriliyor.
🎬 2. Il Banchiere di Dio (Tanrının Bankeri) – 2002
-
Yönetmen: Giuseppe Ferrara
-
Oyuncular: Omero Antonutti, Pamela Villoresi
-
Konu: Doğrudan Roberto Calvi’nin hayatını ve ölümünü merkezine alan bir İtalyan yapımı biyografik filmdir.
-
Detay: Filmde Calvi’nin Vatikan, mason locası ve mafya ile ilişkileri dramatik bir şekilde işlenir.
🎬 3. The Bankers of God: The Calvi Affair (I banchieri di Dio – Il caso Calvi) – 2002
-
Yönetmen: Giuseppe Ferrara
-
Konu: Yine Calvi’nin hayatını, Banco Ambrosiano’nun yükselişini ve düşüşünü, Vatikan’la bağlarını ve ölümüyle ilgili komploları ele alır.
-
Detay: Filmde olaylar hem tarihi gerçekliğe hem de teorilere dayalı biçimde işlenir.
🎬 4. The Godfather Part III (Baba 3) – 1990
-
Yönetmen: Francis Ford Coppola
-
Karakter: “Frederick Keinszig” karakteri Roberto Calvi’den esinlenilmiştir.
-
Konu: Filmde Vatikan Bankası, İtalyan mafyası ve küresel finans çevreleri arasındaki karanlık ilişkilere değinilir.
-
Detay: Filmdeki “Immobilaire” şirketi ve Vatikan Bankası skandalı, Calvi olayından doğrudan esinlenmiştir. Calvi’nin ölümüyle benzerlikler taşıyan bir sahne de bulunur.
🎬 5. The Pope’s Banker (BBC Belgeseli – 2014)
-
Konu: Vatikan Bankası’nın tarihsel rolü, Calvi’nin ilişkileri ve ölümü detaylı olarak analiz edilir.
-
Platform: BBC Four
-
Belgesel Niteliği: Bilimsel ve arşiv temelli bir anlatı sunar.
🎬 6. Our Godfather – 2019 (Netflix)
-
Ana Konu: Mafya itirafçısı Tommaso Buscetta’nın hikayesi
-
Bağlantı: Belgeselde Roberto Calvi cinayetiyle bağlantılı olan Cosa Nostra (Sicilya mafyası) yapılanmalarına dair bilgiler yer alır.
🎥 Ayrıca İlham Alınan Bazı Diğer Yapımlar:
-
Angels & Demons (2009): Vatikan’ın karanlık güç yapıları, masonik referanslar.
-
Spotlight (2015): Finansal değil ama dini kurumların şeffaf olmayan yapısı üzerine benzer bir sorgulama yaklaşımı.
-
Conspiracy temalı diziler ve belgesel serileri (ör. Dirty Money – Netflix)
ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA
Savaş, petrol ve Trump piyasaları kilitledi; gözler bu akşam FED’de

Yayınlanma:
1 gün önce|
18/06/2025Yazan:
BankaVitrini
İsrail ile İran arasındaki hava savaşı altıncı gününe girerken, karşılıklı füze saldırıları ve siber saldırılar artarak sürüyor. İsrail, Tahran’daki askeri tesisleri hedef alırken, İran, Tel Aviv’i vurdu. Hava saldırılarının yanı sıra, İsrail’in İran’a yönelik büyük çaplı bir siber savaş başlattığı, İran’ın ise üst düzey güvenlik danışmanlarının kaybıyla ciddi bir istihbarat zafiyeti yaşadığını okuyoruz. Ülkede resmî görevlilerin cep telefonu kullanımı yasaklanırken, dijital altyapıya yönelik saldırıların devam ettiği aktarılıyor. İsrail, İran’ın nükleer silaha çok yaklaştığını öne sürerek saldırıları başlatırken, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Natanz’daki zenginleştirme tesisinin vurulduğunu doğruladı. İran ise nükleer programının barışçıl amaçlı olduğunu savunuyor.
Öte yandan, ABD Başkanı Trump’ın krize yönelik söylemleri ise belirsizliği derinleştiriyor. Sosyal medya hesabından yaptığı açıklamalarda İran lideri Hamaney’in saklandığı yeri bildiklerini ve “şimdilik” onu ortadan kaldırma niyetlerinin olmadığını belirten Trump, üç dakika sonra “KOŞULSUZ TESLİMİYET!” çağrısıyla gerginliği zirveye taşıdı. Trump’ın açıklamaları, askerî tehditler ile diplomatik mesajlar arasında gidip gelen çelişkili bir çizgi izliyor.
Her ne kadar Trump ve ekibi ABD’nin İsrail’e destek vererek İran’ın nükleer tesislerine yönelik saldırılara katılması dâhil olmak üzere çeşitli senaryoları değerlendirse de, ABD’nin savaşa girmesine ancak Kongre’nin karar verebileceğini unutmamak gerekiyor! ABD şu ana kadar doğrudan müdâhil olmamakla birlikte, bölgeye ilave savaş uçakları sevk etti ve İran’dan İsrail’e yönelen bazı füzelerin düşürülmesine yardımcı oldu. Bu gelişmeler, sadece iki ülke arasındaki savaşı değil, aynı zamanda bölgedeki jeopolitik dengeyi ve enerji piyasalarını da ciddi biçimde tehdit ediyor. Özellikle İran ve Katar’ın ortak olduğu Güney Pars doğalgaz sahasına yönelik saldırıların ardından, küresel enerji piyasaları yüksek alarm seviyesine geçti.
ABD’nin çatışmaya doğrudan müdâhil olma ihtimaline dair artan endişeler hisse senetleri üzerinden baskı kurarken, petrol fiyatları ise %4’ün üzerinde yükseliş kaydetti (son üç haftalık performans +%20). Özellikle Hürmüz Boğazı’nda iki petrol tankerinin çarpışıp yangın çıkarması ve bölgedeki elektronik müdahalelerle deniz trafiğinin aksaması, arz kesintisi endişelerini tırmandırarak petrol fiyatlarını yukarı çekti. Bu gelişmeler, küresel enerji piyasalarında yeni bir enflasyon baskısı yaratıyor. ABD tahvilleri ve dolar gibi güvenli limanlara yönelim güç kazanırken, son dönemlerde dolar zayıflığı ile güçlenen kraliyet aslanı sterlin ve EUR gibi para birimleri ise (nihayet) değer kaybetti! Özellikle dört haftadır 1,36 seviyesinin hemen üzerinden kırmızı kart gören Sterlin bu sabah 1,34 seviyelerinin diplerine kadar gevşedi. Hatırlanacağı üzere kalabalık işlemlerin içinde yer almak istemediğimiz savunarak dolara şans tanımıştık! Dolar endeksinin haftayı 99 seviyesinin üzerinde kapatması durumunda, değer kazanımlarını artıracağını düşünüyoruz (bakınız grafik).
Yaşanan gelişmelere rağmen güvenli liman altının ons fiyatı yükselmekte zorluk yaşayarak 3,385 dolar seviyesinde yatay kalırken, arkadan dolu dizgin gelen gümüş ise %2,5 değer kazanarak 37,25 dolar seviyesine yükseldi. Risk iştahının zayıf kalmasına paralel bitcoin dün %4 gerileyerek 104bin dolar seviyelerine çekildi. Bitcoin cephesinde yükseliş için 108bin dolar seviyesinin üzerinde haftalık kapanış görmemiz gerekiyor.
Tüm bu belirsizliklerin gölgesinde piyasalar bu akşam sonuçlanacak FED’in olağan Haziran ayı FOMC toplantısının kararını bekliyor. Her ne kadar son haftalarda açıklanan zayıf veriler (mesela perakende satışlarının %0,9 düşmesi ekonomik zayıflık sinyallerini güçlendirdi) faiz indirimi için zemin hazırlasa da, Powell-Trump gerginliği, tarifelerin yaratacağı enflasyonist baskılara şimdi de savaş nedeniyle enerji piyasasının eklenmesi, FED’in politika faizini sabit bırakma ihtimalini güçlendiriyor. Vadeli kontratlara göre, sene sonuna kadar 45 baz puan (bir veya iki kez 25 baz puan) faiz indirimi bekleniyor. FED’in faiz kararının yanı sıra, üyelerin yeni ekonomik projeksiyonlarında büyümenin zayıfladığı, ancak enflasyonun daha dirençli kalabileceğine işaret etmesini bekliyoruz.
Türkiye cephesinde ise savaş tamtamlarının yarattığı riskten kaçışa paralel TCMB’nin net yabancı para pozisyonu baskı altında kaldı. 16 Haziran valörlü işlemlerde net pozisyon 5,4 milyar dolar gibi ciddi mânâda azaldı. Cuma günü 28,1 milyar dolar seviyesine kadar yükselen net yabancı para pozisyonunun bir günde bu denli gerilemesini biraz da olsun kırılganlık göstergesi olarak okuduk! Bu minvalde, USDTRY kuru günlerdir devam eden sakin seyrini yurt dışı gerginliğe paralel bozarak bu sabah 39,50 seviyesinin üzerine yerleşti. CDS risk primi 298 baz puanda ve yatay seyrini korurken, iki yıl vadeli gösterge tahvilin basit faizi %40 seviyesinin yeniden altına geriledi. Borsa cephesi yurt dışı gelişmelere paralel satıcılı seyrini korudu.
FED sonrası yarın sahne sırasını bekleyen TCMB’den ise politika faizini sabit tutmasını beklerken, faiz koridorunun simetrik bir hâl alacağını ve üst bandın %49 seviyesinden %47,50 seviyesine getirileceğini düşünüyoruz. Bayram öncesi %49 seviyesinde olan TCMB Ağırlıklı Ortalama Fonlama Maliyeti (AOFM) %46’ya, BIST Repo faizi (TLREF) ise %46,11 seviyesine geldi. Yani? TCMB üstü kapalı da olsa 300 baz puan faizi indirdi. %46 olan politika faizinde ise direkt indirimin Temmuz toplantısında 350 baz puan ile yapılmasını bekliyoruz. Böylelikle 19 Mart öncesi döneme de (%42,50) tekrar gelmiş olacağız. Hazır siyasi iklimin değiştiği 19 Mart demişken, Zafer Partisi lideri Özdağ’ın beş aydır devam eden tutukluğu ardından tahliyesine dün karar verildi.
Dün geceyi %1’e yakın düşüşle tamamlayan ABD borsaları, yeni gün başlangıcında (vadeli endeksler) yatay bir seyir izlerken, Pasifik’in diğer ucunda ise Japonya’nın Nikkei endeksi, zayıflayan YEN’in desteğiyle dört ayın en yüksek seviyesine ulaştı. Lâkin, İsrail-İran arasında tırmanan çatışma ve ABD’nin askerî müdahâleye yaklaşması yatırımcıların temkinli kalmasına neden oldu. Hong Borsası %1,2 düşüşle olumsuz ayrıştı. İran petrolünün en büyük alıcısı olan Çin’in ise gelişmelere nasıl tepki vereceğini merakla takip ediyoruz! Ara ara gündeme gelen Tayvan konusuna bu noktada dikkat çekmek isteriz. Her ne kadar Çin’in Tayvan’a tam ölçekli bir askerî harekât başlatma ihtimali düşük görünse de, bölgesel krizlerin yoğunlaştığı bu dönemde Pekin’in Tayvan üzerindeki askerî ve psikolojik baskısını artırmasını muhtemel görüyoruz.
TCMB Net Yabancı Para Pozisyonunda Günlük Değişim
Emre Değirmencioğlu
FARK YARATANLAR
FARK YARATANLAR
KATEGORİ
- ALTIN – DÖVİZ – KRIPTO PARA (841)
- BANKA ANALİZLERİ (139)
- BANKA HABERLERİ (3.135)
- BASINDA BİZ (60)
- BORSA (449)
- CEO PERFORMANSLARI (36)
- EKONOMİ (2.850)
- GÜNCEL (3.195)
- GÜNDEM (3.179)
- RÖPORTAJLAR (48)
- SİGORTA (133)
- ŞİRKETLER (2.239)
- SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK (474)
- VİDEO Vitrini (19)
- YAZARLAR (1.047)
- Ali Coşkun (23)
- Arif Öztan (7)
- Ayşe Muzaffer Sunguroğlu (7)
- ChatGPT (26)
- Dr. Abbas Karakaya (64)
- Erden Armağan Er (45)
- Erol Taşdelen (564)
- Gizem Taşdelen (7)
- Gülbeyaz Gergün (63)
- Kemal Emirhan Mendi (1)
- Murat Şenol (26)
- Mustafa Akpınar (40)
- Onur ÇELİK (34)
- Prof. Dr. Binhan Elif Yılmaz (80)
- Serhat Can (6)
- Süleyman Çembertaş (16)
- Tungay Dere (18)
- Uğur Durak (33)
- Zuhal KARABULUT (5)
YAZARLAR

Prof. Dr. YILMAZ: Bütçe açıkları dizginlenebilir mi?

Prof. Dr. BORATAV: ABD-Çin ilişkileri: Bir gezinti

Müşterilerinizin Konkordato İlan Etmesi Nedeniyle Uğrayacağınız Zararlardan Korunma Yolları

Telefon Operatörleri Dolandırıcılıkta Ne Kadar Suçlu?

İran-ABD hattı sıcak: Polymarket fiyatlıyor, FED pas geçti, gözler TCMB’de

FATF’ten Kara Para Aklamaya Karşı Net Hamle

Tek bakışla alışveriş: İş Bankası “yüz tanıma teknolojisi” ile ödeme dönemini başlatıyor

UŞAK’ın en köklü Market Zinciri EGEŞOK Konkordato aldı

KGF KREDİLERİ ÖNCEKİLER GİBİ BANKALARIN ZOMBİ FİRMALARINA GİTMESİN

İmalatçı KOBİ’lere 30 milyar liralık KGF geliyor….

Siyasi Gerginlik Ekonomiyi Geriyor: Reel Sektör Nefes Alamıyor!

Krediye Ulaşamayan Sanayici Batıyor…

Yeni KGF Krediler çözüm olur mu?

KİL VE BENTONİT TESİSLER NE İŞE YARAR?
- Son dakika: Bugünkü Sayısal Loto çekilişi sonuçları belli oldu! 18 Haziran 2025 Çılgın Sayısal Loto bilet sonucu sorgulama ekranı! 18/06/2025
- Son dakika. Bugünkü Şans Topu çekilişi sonuçları belli oldu! 18 Haziran 2025 Şans Topu bilet sonucu sorgulama ekranı! 18/06/2025
- SON DAKİKA | Beklenen açıklama geldi: Fed'in faiz kararı belli oldu! 18/06/2025
- SON DAKİKA | Borsa günü düşüşle tamamladı 18/06/2025
- Emtia piyasasında ters rüzgar: Şeker yatırımcısı kayıpta 18/06/2025
- ACI EUROPE raporu: İstanbul Havalimanı artık dünyanın bağlantı lideri 18/06/2025
- ABD'de işsizlik maaşı başvuruları beklentilerin altında kaldı 18/06/2025
- Trump Fed Başkanı Powell'a eleştirilerini sürdürdü 19/06/2025
- Kartlı harcamalarda yıllık artış enflasyonun altına indi 19/06/2025
- Döviz mevduatları üç hafta sonra artışa geçti 19/06/2025
- Gelişen ülkelerdeki güncel faiz ve enflasyon oranları 19/06/2025
- TCMB'nin brüt rezervi üç ayın en yüksek seviyesinde 19/06/2025
- Yabancılar iki hafta sonra tahvilde alıma döndü 19/06/2025
- Yabancılardan üç ayın en yüksek hisse alımı 19/06/2025
ALTIN – DÖVİZ
BORSA
KRIPTO PARA PİYASASI
Popüler
-
GÜNDEM4 yıl önce
Sedat Peker’in bahsettiği otel: Günlüğü 106 bin TL
-
GÜNCEL2 yıl önce
Zara Ve Mango’ya Üretim Yapın Tekstil Devi Konkordato Talep Etti
-
BANKA HABERLERİ2 yıl önce
TCMB Başkanı için ismi geçen GAYE ERKAN First Republic Bank’tan ayrılma süreci
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
AKBANK çöktü : Dijital Bankacılık sorumlusu GMY CİVELEK ortada yok!
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
HSBC terbiyesizliği : “Sabancı alana “AKBANK bedava”
-
BANKA ANALİZLERİ3 yıl önce
YILIN İLK YARISINDA İŞBANK RAKİPSİZ LİDER AKBANK SONUNCU SIRADAN KURTULAMIYOR
-
GÜNDEM1 yıl önce
Bankacılığı bırakıp eskortluk yapmaya başladı: Haftalık kazancı dudak uçuklattı