Enerji Günlüğü – Temassız ve uzaktan ödeme gibi yeni tüketici eğilimlerini de göz önünde bulunduran Aytemiz, araçtan inmeden, sadece bir kod/şifre göstererekya da göndererek indirimli akaryakıt satın alma imkanı sunan Vaay adlı bir uygulama başlattı.
Aytemiz Akaryakıt Genel Müdürü Erol Varlık, düzenlediği basın toplantısında, şirketin yeni devreye aldığı temassız ödeme, uzaktan ödeme ve araçta ödeme gibi imkanlarla indirimli yakıt satın alma fırsatı sunan Vaay! adlı yeni bir hizmeti tanıttı. Varlık yeni ürünü “Mobil ödeme ve araçtan öde konforunu, bireysel ama kendisini filo kadar güçlü hissetmek isteyen kullanıcılara sunulan bir ödeme yöntemi” olarak tanımladı.
Hizmetten yararlanmak isteyenlerin izleyecekleri yol hakkında bilgi veren Varlık, “Vaay hizmetinden yararlanmak isteyenler öncelikle Aytemiz Mobil uygulaması ile sisteme kaydoluyor. Mobil ödeme ya da araçtan ödeme yapabilmek için Vaay‘a bakiye yükleniyor. Bunun için BKM Ekspress ya da PayCell kullanmak mümkün. Kullanıcı bu aşamadan sonra dilediği tutarda mobil ödeme kodu oluşturabiliyor. Kodu istasyondaki pompa görevlisine göstermesi yeterli. Ayrıca Aytemiz Kartı ile kredi kartı eşleştirilip kart pompadaki sisteme okutularak araçtan inmeden ödeme yapabiliyor” dedi.
“HİJYENİ, KONFORU VE EKONOMİYİ KODLADIK”
Tüketici tercihlerindeki değişikliklere bakarak, nakit kullanımına mesafeli duruşu da dikkate alarak Vaay projesini hayata geçirdiklerini ifade eden Varlık, yeni ürün ile aslında hijyeni, konforu ve ekonomiyi kodlamış olduklarını belirtti. Yeni ürün ile hiç temassız, sadece oluşturulan kod gösterilerek, araçtan inmeden, hatta aracın camını bile açmadan ödeme yapılabileceğine dikkat çekti.
YAKINLARINIZA AKARYAKIT ALIŞVERİŞİ YAPABİLİRSİNİZ
Varlık ayrıca Vaay adlı yeni hizmetin ürünü alanla ödemeyi yapanın farklı olmasına da izin verdiğine de dikkat çekerek, “Yakınlarınızında kendilerine göndereceğiniz bir kodla akaryakıt alışverişi yapmasını sağlayabiliyorsunuz. Yani bu sistemle araç tanımanın da ötesine geçip insanı tanıyoruz. Siz neredeyseniz Aytemiz orada, yani mobil cihazınızın içinde” ifadelerini kullandı.
VAAY HERKESE AÇIK
Varlık, Aytemiz Vaay’da ana hedef grubunun bireysel tüketiciler olduğunu kaydetti. Bununla birlikte Aytemiz’in en fazla faydayı sunmak isteyen bir firma olduğunu belirten Varlık, dolayısıyla Vaay’ın bütün tüketici gruplarının, herkesin kullanımına açık olduğunu ifade etti.
ÜRÜN ŞARJ HİZMETLERİNİ DE KAPSAYACAK
Varlık, şirketin geçtiğimiz yıllarda devreye aldığı akaryakıtta self servis hizmet uygulamasının da devam ettiğini belirterek, “Aytemiz Self Servis, halen 100’den fazla noktada uygulamada. Şimdi Vaay ile ikisi bir arada yürümeye devam edecek” diye konuştu. Erol Varlık, Vaay’ın ileride elektrikli araç araç şarj noktalarından verilecek hizmetleri de kapsayabileceğini belirten Erol Varlık şöyle devam etti:
“Vaay sistemini avantajlar dünyası olarak tanımlıyoruz. Farklı sektörlerle karşılıklı işbirliği şekline Vaay sisteminin içine almayı düşünüyoruz. Vaay uygulaması şu an itibariyle devrede. Önceki Aytemiz Mobil uygulamasını kullananlar da bunu güncellediği anda Vaay sistemini karşısında görecek.”
TEMASSIZ PAYI BİR KAÇ YILDA YÜZDE 10’A ULAŞIR
Akaryakıtk sektöründe bireysel tüketicilere sağlanan sürekli bir avantaj bulunmayıp sadece dönemlik imkanlar sağlandığını ifade eden Erol Varlık, Aytemiz’in yeni hizmeti Vaay ile alanda bir boşluğu dolduracağının altını çizdi. Vaay’ın dönemlik gelip geçici bir hizmet yada ürün olmayacağını vurgulayan Erol Varlık, “Dünya değişiyor. Elektronik ticaret, temassız ödemeler, dijitalleşme hızlanarak ilerliyor. Aytemiz Vaay projesi de teknolojik gelişmeler sürdükçe var olacak ve giderek güçlenecek bir projedir. 2021 sonunda önemli bir işlem hacmine ulaşmayı hedefliyoruz. Birkaç yıl içinde temassız alışverişin toplam içinde yüzde 10’a ulaşmasını bekliyoruz” dedi.
Gücü olduğu halde iş aramayıp yardım alanlar ve yardımı almaya devam etmek için kayıtsız çalışanlar Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın radarına girecek. Eşinden boşandığı halde birlikte yaşamaya devam ederek yetim aylığı alan kadınlar tespit edilerek sosyal yardım almasının önüne geçilecek.
Sosyalyardım alan milyonlarca kişi Maliye’nin incelemesine takılabilir. Eşinden boşandığı halde birlikte yaşamaya devam ederek yetim aylığı alan kadınlar tespit edilerek sosyal yardım almasının önüne geçilecek. Gücü olduğu halde iş aramayıp yardım alanlar ve yardımı almaya devam etmek için kayıtsız çalışanlar da Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın radarına girecek. Bu şekilde yardım alan kişilerin istihdama katılması sağlanacak. İşkur’un da devreye alınacağı uygulamada meslek danışmanları etkin rol oynayacak. Ayrıca sosyal yardım yararlanıcılarının istihdam edilebilirliği için eğitim ve meslek edindirme faaliyetleri yaygınlaştırılacak.
5 HANEDEN 1’İ YARDIM ALIYOR
Geçim mücadelesi veren ve yardımlarla ayalta kalan vatandaş sayısı her geçen yıl artıyor. 2017 yılında 3.2 milyon hane sosyal yardım alırken bu sayı 2023’te 4.99 milyona dayandı. Son 4 yılda sosyal yardım alan hane sayısı 1.7 milyon arttı. 5 haneden biri sosyal yardım alır hale geldi. Bu kişilerin nüfusa oranı, 2017 yılında yüzde 13.7 seviyesindeyken 2023’te yüzde 18.4’e yükseldi.
Yardımlar kesilecek
Eşinden boşandığı halde birlikte yaşamaya devam ederek yetim aylığı alan kadınlar tespit edilerek sosyal yardım almasının önüne geçilecek.
Enflasyon düzeltmesi ile birlikte yıllardır kâr ettiğini zanneden şirketlerin reel durumları ortaya çıkmaya başladı. Öz sermaye maliyetini dikkate almadan ticaret yapan şirketler yıllardır kâr ettiklerini düşünürken, bir anda bilançolarının zarar dönmesinin şaşkınlığını yaşıyorlar.
Nakit paraya ulaşmanın çok zor ve maliyetli olduğu böyle bir zamanda, bankaların şirket rasyolarını ve mali tabloları yetersiz göreceği ve kredi için teminatları daha da arttırmak isteyeceği aşikâr görünüyor.
Üstelik “bir hesap dönemi içindeki geçici vergi dönemlerinin herhangi birinde düzeltme yapılması halinde takip eden geçici vergi dönemlerinde ve içinde bulunulan hesap dönemi sonunda da düzeltme yapılacağı”(560 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği) göz önüne alınırsa finansal ve operasyonel tedbirlerini almadan sermaye artışını tavsiye eden ve bunu vergi planlaması olarak sunanlar da aynı şaşkınlıkla yüzleşeceklerdir.
Görüldüğü veya görüleceği üzere enflasyon düzeltmesinin ortaya çıkardığı en önemli sonuç; öz sermaye erimesi olmaktadır. Buna rağmen vergisel sonuç çıkmamasının garip bir sevinç yaratması da ülkenin finansal okuryazarlığının durumu hakkında ipuçları vermektedir.
Yine, kâr dağıtımlarına ciddi etkisi olabilecek görünen enflasyon düzeltmesinin, şirket genel kurullarında, kâr dağıtım maddesinin görülmesi esnasında ciddi sorunlar yaşatabilmesi olası gözükmektedir.
Geçici vergi beyanının vergi idaresine verilmeye başlanması ve tahakkukun gerçekleşmesi ile birlikte işletmeler, esas faaliyetinden kârlı olduğu halde, enflasyon düzeltmesi sonucu gelir tablosunun zarar dönmesiyle (vergi matrahı oluşmaması sonucu) vergi ödemez iken, özkaynak yapısı zayıf, varlıklarını yabancı kaynak ve ortaklardan finanse eden şirketler hatta hiçbir ticari faaliyeti olmayan şirketler (fiktif) vergi yüküyle karşı karşıya kalmaya başladılar.
Bilindiği gibi ülkemizde sermaye piyasalarının yeterince gelişmemesi sebebiyle maliye idaresi genel olarak, vergi odaklı bir muhasebe politikası (sistemi) kurup geliştirmiştir. Bu sebeple de enflasyon düzeltmesi (muhasebesi) uygulamasının bütçeye nasıl bir olumlu ve olumsuz etkisi olacağını bekleyip göreceğiz.
İş dünyasının mali tabloların daha gerçekçi bir durumu yansıtması amacıyla enflasyon düzeltmesini desteklemiş olması, devletin de buradan gelir beklenti içine girmesi doğal bir şey iken, sonuçların ortaya çıkmaya başlamasıyla nasıl bir yol izleneceği de ayrıca bir merak konusu olmaktadır.
Keza enflasyon düzeltmesinin,
· Yapılmakta olan yatırımlara vergi yükü getirmesi hasebiyle yatırımları azaltıcı etki meydana getirebileceği,
· İmal veya inşa edilmesi uzun zaman alan (gemi, bina, tersane gibi) işlerde vergisel yükün olması sebebiyle işletmeleri finansal yönden zora sokabileceği,
· Yine, finansal yönü zayıf olan şirketleri, varlıklarını sürdürmek konusunda zora sokabileceği, bunun da işgücü ve istihdamda azalışa yol açabileceği,
· Satışı gerçeklememiş maldan, üretime geçmemiş yatırımlardan (fabrika vb) vergi almanın vergi mevzuatındaki “herkesin ödeme gücüne vergilendirilmesi” temel ilkesine ters düşmesi,
· Aktifleri borçlanmayla finanse edilen ve geçmiş yıl zararları fazla olan firmalarda enflasyon düzeltmesinin trajikomik vergisel sonuçlar çıkarması,
· Borca batık firmaların birçoğunun enflasyon düzeltmesi sonucunda çok yüksek dramatik vergiler ödemek durumunda kalabilmesi,
Gibi, daha sayılabilecek birçok zorlukları ve tereddütlü hususları ortaya çıkarmaktadır.
Muhasebe Tekniği açısından konuya baktığımız da ise:
1- Muhasebe Sistemi Uyg.Gn.Tebliği Sıra No 1 e göre mali tabloların bu tablolardan yararlanacak kişi ve kuruluşların doğru karar vermelerine yardımcı olacak ölçüde yeterli, açık ve anlaşılır olması tam açıklama kavramı olarak ifade edilir. Hatta mali tablolarda finansal bilgilerin tam olarak açıklanması yanında, işletmenin mevcut durumu ile ilgili gerçekleşmesi olasılık dâhilinde olan olaylarla ilgili bu bilgilerin gruplandırılması yapılabilir.
Bu sebepledir ki, gelir tablosunda kur farkı gelir ve gideri, faiz gelir ve gideri ayrı ayrı gösterilir.
Ancak 30.06.2024 tarihinde enflasyon muhasebesi kayıtlarında 648 Enflasyon düzeltmesi karları ile 658 Enflasyon düzeltmesi zararları hesabının ayrı ayrı detaylı olarak görülmemesi, diğer bir ifade ile gelir tablosunda yalnızca bir tanesinin görünmesi muhasebe sisteminin tam açıklama kavramıyla örtüşmemektedir.
Özellikle mali müşavir ve yeminli mali müşavirin “muhasebe kayıtlarının sağlıklı yapılabilmesi için hiç değilse enflasyon düzeltmesi uygulamasının yıllık yapılsın” şeklindeki haklı taleplerini desteklediğimizi, bundan sonraki süreçte bakanlığın meslek camiasının talebi karşısında nasıl bir yol izleyeceğini bekleyip göreceğiz.
Sonuç;
Enflasyon düzeltmesi konusunda her ne kadar hepimiz sınıfta kalmasak da ikmale kaldığımız kesin. İş insanları, enflasyon düzeltmesini geç de olsa idrak etiklerinden, bundan sonraki süreçte muhasebe meslek örgütünün de arkasında daha fazla dururlar diye ümit ediyorum.
Kaldı ki, ticari kar’ın önceki dönem ve yeni dönem öz sermayeleri arasındaki fark olduğunu düşündüğümüzde,
· Enflasyon düzeltmesi mantık olarak her ne kadar ters gibi görünse de sonraki dönemlerde de yapılmaya devam etmesi durumunda kâr – zarar üretmeyezarar ise kâr üretmeye başlayacaktır.
· Gayri faal olan yani hiçbir ticari faaliyeti olmayan şirketlerde faal olunmayan dönemde doğmuş olan dönem kârı veya geçmiş yıl kârları, sonraki enflasyon dönemlerinde eriyecek, bu da özkaynaklarda azalma meydana getireceğinden zarar üretecektir.
· Tam tersi durumda ise dönem zararı veya geçmiş yıl zararı olan şirketlerde ise doğan zararların parasal etkisi sonraki enflasyon dönemlerinde azalacağından kâr ortaya çıkaracaktır.
Özetle; “ikinin karesi eksi iki de olsa artı dörttür. Artı iki de olsa artı dörttür.”
Sevgiyle kalın….
Özkan ÇINAR
Not: “Bu makalelerde yer alan bilgiler yatırım tavsiyesi veya kişisel tavsiye niteliğinde değildir ve yatırım faaliyetinde bulunmaya davet veya teşvik değildir. Herhangi bir yatırım kararının uygunluğu konusunda bağımsız mali ve uygunsa hukuki tavsiye almalısınız.”
TABLODA DA GÖRÜLECEĞİ ÜZERE BLOOMBERG EKONOMİYE GÖRE G20 ÜLKELERİ ARASINDA EN RİSKLİ ÜLKE TÜRKİYE !!
Riskler yükselince doğal olarak şirketlerin de bu riskleri yönetmek adına asgari birtakım tedbirleri hayata geçirmeleri gerektiği aşikar. Söylemesi kolay ancak hayata geçirmesi zor olan bu tedbirler neler olabilir diye düşündüğümüzde ise kısaca aşağıda yer alan başlıklara değinebiliriz:
· En başta şirket misyon ve vizyonu ile uyumlu stratejik yönetim,
· Strateji ile uyumlu planlar ve taktikler,
· İş süreçlerinin doğru kurgulanması,
· Risk yönetimi
· Kurumsal finans ve vergi yönetimi
· Kurumsallaşma çalışmalarına hız verilmesi,
· Ar-Ge, dijital alt yapıya yönelik teknolojik yatırımların artırılması,
· Sıkı takip edilen ve hedef odaklı bütçe yönetimi,
· İmalatçılar için kapasite kullanım oranları yönetimi,
· Mamül/Yarı mamul stokununun doğru belirlenerek işletme sermayesinin doğru yönetilmesi,
· Etkin müşteri ilişkileri yönetimi (CRM),
· Etkin tedarikçi yönetimi (SRM)
· Daralan yurtiçi talep nedeniyle ihracat pazarlarına odaklanma,
· E-ticaret ve e-ihracat konusunda değişen dünyaya adaptasyon için yoğun çaba,
· Eximbank’ın finansal kaynaklarına odaklanma,
· Her alanda KPI bazlı performans ölçümlenmesi ve yönetimi,
· En önemlisi kalite insan kaynağı ile çalışılması.
Son söz: Riskini yönet ki, gelecekte var olma şansın olsun.