ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA
BIST100 ve Nasdaq’ta alarm zilleri çalıyor: Düşüş kapıda mı?

Yayınlanma:
4 ay önce|
Yazan:
BankaVitrini
Gündemin göreceli olarak sakin, konuların da hemen hemen aynı paralelde ilerlediğini düşünürsek, akşam da keyifsiz geçen maç ardından, bugün farklı bir konu ile bültenimize başlamak istiyoruz. Dün TÜİK tarafından açıklanan evlenme ve boşanma istatistikleri, özelinde de boşanma oranlarındaki artış, dikkat çekici bir trende işaret etti. Şöyle ki, 2023 yılında 173 bin olan boşanma sayısı, 2024 yılında %8 artışla 187bin seviyesine geldi. Bin nüfus başına düşen boşanma oranını ifade eden kaba boşanma hızı da binde 2,19 olarak gerçekleşerek veri tarihinin en yüksek seviyesine yükseldi. Boşanmaların önemli bir bölümü evliliğin ilk yıllarında yaşanırken, 2024 verilerine göre boşanmaların üçte biri ilk beş yıl içerisinde gerçekleşti.
Öte yandan, evlilik oranında ise bir önceki seneye oranla herhangi bir değişikliğin olmadığını görürken, boşanmaların artmasının hâliyle dünyanın en öncelikli gündem maddelerinden biri olan doğurganlık oranına da maalesef olumsuz katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Bu veriler, pek çok kişi tarafından önemsenmemek ile birlikte, toplumsal ve ekonomik dinamiklerin aile yapısına etkisini ortaya koyarken, boşanmaların artışına neden olan faktörlerin daha derinlemesine analiz edilmesi gerektiğini gösteriyor. Demografik faktörlerin ekonomiden bağımsız bir şekilde ele alınmasının da hata olacağını düşünüyoruz.
Verinin sosyal ve siyasi mânâda önemli sonuçları da olacağını düşünüyoruz. Hatırlarsanız, dün bültenimizde, yapı ruhsatı daire sayısının pandemi dönemi öncesinde göre neredeyse yarı yarıya azaldığına işaret ederek, üretim azlığının konut ve kira fiyatlarını yukarıya ittiğini, enflasyonun bir sebebinin de arz eksikliği olduğunu iddia etmiştik. Hanede tek başına yaşayan kişi sayısındaki artışın da boşanma istatistikleri ile artış kaydettiği düşünülürse, enflasyona kira kalemi üzerinden olumsuz bir katkının daha oluştuğunu görüyoruz.
Hazır enflasyondan söz etmişken, ana harcama grupları bazında bakıldığında sağlık, eğitim ve konut kalemlerinin enflasyonun yüksek seyrine önemli bir katkı sağladığını görüyoruz. Son günlerde açıklanan verilerin de işaret ettiği üzere, sadece faiz artırarak enflasyonu çözmenin mümkün olmadığı bir kez daha anlıyoruz. Konut krizinde ivedi bir şekilde arz açığının kapatılması gerekirken, sağlık kalemi ile ilgili hafta sonu atılan adımın Şubat ayı enflasyonu üzerinde aşağı yönlü bir etki doğuracağını düşünüyoruz. Hatırlamak gerekirse, SGK sağlık uygulama tebliğinde 25 Ocak’ta yapılan hastanede ödenen katkı payında %543’e ulaşan artış enflasyondaki negatif sürprizin ana nedeni olarak görülmüştü. Hafta sonu, yapılan açıklamada, katılım payı tutarları yeniden belirlenirken, bazı kalemlerde fiyatlar belirgin bir şekilde aşağı çekilmesi ile Şubat ayına yönelik enflasyon tahminleri de aşağı yönlü revize edildi.
Bu bağlamda, TCMB’nin 6 Mart tarihinde sonuçlanacak olağan PPK toplantısında 250 baz puan faiz indirimine gitmesinin de önünün açıldığını düşünüyoruz. Gelin buradan Türk mali piyasaları ile devam edelim. Geride bıraktığımız haftanın son iş günü, özellikle de son işlem saatlerinde devreye giren dedikodu mekanizmasi ile Türk mali piyasalaarına hâkim olan satış baskısı dün büyük ölçüde azaldı. Dedikoduların boş çıkması ve yukarıda da belirttiğimiz üzere SGK hamlesi ardından enflasyon beklentilerinin aşağı yönlü revize edilmesi de bu tabloda etkili oldu. Tahvil faizleri gerilerken, Cuma günü bir ara 36,55 seviyesini test eden USDTRY kuru dün 36,40 seviyelerinin diplerine kadar geriledi. Beş yıl vadeli CDS risk primi 250 baz puan seviyesinde önemli bir değişim göstermeden işlem görürken, yatırımcısını bir türlü mutlu edemeyen hisse senetleri sabah saatlerinde elde ettikleri kazanımları koruyamayarak günü %0,3 düşüşle 9,574 puan seviyesinden -Kasım 2024 bu yana en düşük- tamamladı. Teknik mânâda hisse senetlerine bugün şayet alım gelmezse, daha da aşağısı için kapını açılacağını düşünüyouz (bakınız grafik)!
Almanya’da seçimin galibi CDU/CSU lideri Merz, üçünü gelen SDP partisi (hatırlayınız ikinci parti aşırı sağcısı AdF) ile Büyük Koalisyon görüşmeleri için hızlı davranacağı yönüde haber akışı piyasalar cephesinde iyimserlik yarattı. Öte yandan, Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün gerçekleştirilen Kabine toplantısının ardından yaptığı açıklamada, “Avrupa’nın Türkiye’ye ihtiyacı var” ifadesini kullandı. Erdoğan, Avrupa Birliği’ni (AB) ekonomiden savunmaya, siyasetten uluslararası itibara kadar içine düştüğü çıkmazdan sadece Türkiye’nin tam üyeliğinin kurtarabileceğini belirtti. Ayrıca, hızla yaşlanan Avrupa’nın can suyu bulabilmesi için Türkiye’nin tam üyeliğinin önemine vurgu yaptı.
EURUSD paritesi seçim sonuçları ardından 1,05’li seviyelerin üzerinde tutunamayarak 1,0470 seviyelerine geri çekildi. Altın ons fiyatı dün 2,956 dolar ile yeni bir rekor tazelemesi ardından bu sabah 2,940 dolar seviyesine çekilirken, ABD Başkanı Trump, Ukrayna lideri Zelenskiy’nin nadir elementler antlaşmasını imzalamak üzere kısa sürede ABD’ye geleceğini açıkladı. Adeta bir müzakereci veya bir tüccar olarak nitelendirdiğimiz Trump’ın, 2.0 döneminde de sergilediği sert tutumunun bir kez daha meyvesini vermiş olduğunu görüyoruz.
Teknoloji hisselerinin işlem gördüğü Nasdaq endeksi dün geceyi %1,2 düşüşle tamamladı. Dün de bültenimizde ele aldığımız üzere, Nasdaq cephesinde teknik mânâda 19,500 endeks seviyesinin altında olası bir kapanışı, beraberinde daha da sert bir düşüşün habercisi olarak okuyacağımız belirtmiştik. Dünkü kapanışı bu bağlamda beğenmediğimizi peşinen belirtelim! Üç kez 20,100 seviyesindeki direncini aşamayan Nasdaq cephesinde dünkü kapanış ardından daha da aşağı seviyelerin test edilme ihtimali için dikkatli olunması gerektiğini düşünüyoruz (bakınız grafik).
Trump’ın yarı iletken, yapay zekâ ve havacılık gibi stratejik alanlara Çin’in yatırım yapmasını sınırlayan kararının ardından yeni gün başlangıcında Asya cephesinde hâkim rengin kırmızı olduğunu görüyoruz. Asya-Pasifik borsalarını izleyen MSCI endeksi %0,8 gerilerken, gösterge Japonya’nın Nikkei endeksi %1,4 düşüş kaydetti. Teknoloji devi Alibaba’nın ABD borsasında işlem gören hisseleri dün %10 düşerek iki yılı aşkın sürenin en büyük günlük düşüşünü kaydetti. Trump’ın Meksika ve Kanada’ya yönelik gümrük vergilerinin bir ay askıya alınmasının ardından haftaya devreye alınacağını söylemesi de yatırımcı iştahını olumsuz etkiledi. Öte yandan, ABD’de birçok federal hükümet çalışanının işten çıkarılıp çıkarılmayacağına yönelik belirsizlik de yatırımcıların ABD’de faiz indirimi beklentileri kuvvetlendi. Geçen hafta FED’den 40 baz puan faiz indirimi öngören yatırımcılar beklentilerini 50 baz puana yükseldi. ABD’nin 10 yıllık Hazine tahvillerinin getirisi %4,37 seviyesine kadar gerileyerek iki ayın yeni dip seviyesini gördü.
Nasdaq Composite
Borsa İstanbul
Evlenme ve Boşanma
Emre Değirmencioğlu
İlginizi Çekebilir
ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA
Tribünler TCMB’yi çağırıyor: Enflasyonda kırılmamın ilk işaretleri…

Yayınlanma:
2 gün önce|
04/07/2025Yazan:
BankaVitrini
Dün Türk mali piyasalarının gündeminde, TÜİK tarafından açıklanan Haziran ayı enflasyon verisi bulunuyordu. Buna göre, yıllık enflasyon %35,05 ile piyasa beklentilerinin altında gerçekleşirken, aylık artış da %1,4 oldu. Temel enflasyon göstergeleri Eylül 2021’den bu yana ilk defa ardarda %2’nin altında artış kaydederken, manşet enflasyon da son 3,5 yılın en düşük düzeyine geriledi. Verinin alt kalemlerinde, tıpkı geçen ay olduğu üzere, gıda ve alkolsüz içecekler harcama grubunda aylık fiyat değişiminin eksi %0,27 olması belirleyici oldu. Daha önce de belirttiğimiz üzere, Türk-İş ve İTO’nun gıda kalemlerinde anlamlı artışlar görürken, TÜİK’in iki aydır negatif fiyat açıklamasını bir miktar da olsa garip karşılandı. Diğer alt kalemlerde ise, enflasyonun müsebbibi olarak gördüğümüz kira yani konut fiyatlarında yıllık enflasyonun %66 (aylık %2,62), eğitim yıllık %73 (aylık %4,51) ve sağlık yıllık %39 (aylık %0,66) artış kaydetti. Fiyatlama anlamında yapışkanlık yaratan unsurların devrede kalmayı sürdürdüğünü görüyoruz ki bu da tablonun olumsuz tarafını gösterdi!
Mevcut durumda politika faizinin %46, TÜFE’nin %35, sene sonu tahminimiz %28-30 olduğu hatta 12 ay sonrası ise de %25 olduğu düşünülürse, reel faizin oldukça yüksek olmasından hareketle, dışarıda jeopolitik riskler ve ticaret savaşına yönelik endişelerini de yumuşaması, içeride siyasi risklerin hafiflemesi gibi faktörlerin ışığında, TCMB’nin 24 Temmuz olağan PPK toplantısında 350 baz puan faiz indirimine gideceğini, böylelikle politika faizinin işlerin adeta altüst olduğu 19 Mart öncesine döneceğini, faiz koridorunun ise daha simetrik bir hâl alacağını düşünüyoruz. TCMB’nin, yılın geriye kalan üç toplantısının her birinde 250şer baz puan indirime gidip, sene sonu manşet faizini %35 seviyesine getirmesini baz senaryo olarak planlıyoruz.
Gelelim verinin piyasa yansımasına… İlk etapta olumlu seyreden piyasa tepkisi akabinde yerini bir miktar da olsa kâr satışlarına terk etti. Özellikle hafta başı CHP Kurultay kararının ertelenmesi ardından ortaya çıkan iyimserlik sonrası biraz soluklanma ihtiyacını da normal karşılamak gerekiyor. Son dört günde neredeyse %15 yükselen Borsa İstanbul bankacılık endeksi dün günü %0,7 düşüşle tamamladı. Borsa İstanbul ana endeksinde ise fiyat boyu kısalarak gün sadece %0,4 artışla tamamlandı. Faiz indiriminin yarayacağı sanayi hisselerinde ise (BİST-Sinai endeksi) %1 artış gördük. Tahvil cephesinde iki yıl vadeli gösterge tahvil sınırlı yükselirken, Türkiye’nin yabancı indinden risklerini gösteren 5 yıl vadeli CDS risk primi ise 280 baz puan ile neredeyse 19 Mart sonrası dönemin en düşük düzeyine geriledi. USDTRY kuru oldukça sakin ve yatay bir seyir izleyerek 39,80 seviyesinin etrafında dar bir bantta salınmaya devam etti.
Her hafta perşembe günü olduğu üzere TCMB ve BDDK’nın haftalık bültenlerini yine enine boyuna irdeledik. Ne demiştik, ölçemezsen bilemezsin, bilemezsen de yönetemezsin. Bu minvalde, 27 Haziran ile sona eren haftada, parite etkisinden arındırılmış seriye göre toplam DTH kurumsal cephede yaşanan artışın etkisi ile 0,68 milyar dolar artış kaydetti. BDDK verisine göre ise, KKM stoku azalmaya devam ederken (stok rakam 13,7 milyar dolar), toplam DTH içinde payı %2,35 seviyesine kadar geriledi. DTH ve KKM’nin toplamı %40,40, TL’nin payı ise %59,60 seviyesinde önemli bir değişim kaydetmedi. Menkul kıymet istatistiklerine göre ise, yabancıların menkul kıymet pozisyonu (hisse senedi 0,25 milyar dolar, DİBS 0,31 milyar dolar, eurobond 0,28 milyar dolar) olmak üzere net anlamda 0,8 milyar dolar artış kaydetti. TCMB’nin CHP Kurultay kararı sonrası net yabancı para pozisyonundaki iyileşmenin devam ettiğini görüyoruz. Salı günü valörlü işlemlerde yaşanan 7,6 milyar dolar artış ardından Çarşamba valörlü işlemlerde de 1,1 milyar dolar artış ile manşet rakam 29,2 milyar dolar seviyesine yükselerek dikkat çekti (bakınız grafik). TCMB’nin döviz pozisyonunun iyileşmesi, TL’nin kırılganlığını azaltan önemli bir unsur olduğunun da altını peşinen çizmemiz gerekiyor.
Dönelim yurt dışına… Dün içeride enflasyon, dışarıda ise ABD istihdam raporu yakından takip edildi. Özel sektör istihdamının pandemiden sonra ilk kez azalış göstermesi ardından dün açıklanan verinin de bir miktar zayıf geleceği düşünülmüştü ama tam da öyle olmadı. Şöyle ki, Haziran ayında tarım dışı bordrolu çalışan sayısının 147 bin artış kaydederken (beklenti +110bin) işsizlik oranı da %4,3’ten %4,1’e geriledi. İstihdam raporunu beklentilere oranla güçlü gelmesi ardından FED’in Temmuz ayında faiz indirimine gidebileceğine yönelik zaten cılız olan beklentiler iyice azaldı. Vadeli kontratlara göre, sene sonuna kadar indirim beklentisinin boyu kısalarak 52 baz puan olurken, Eylül toplantısında 25 baz puan indirime ise %72 şans tanınıyor.
Verinin piyasa yansıması ise doların hafifçe güçlenmesine, hisse senetlerinin ise beklentileri aşan güçlü istihdam ile artış kaydetmesi ile sonuçlandı. Hisse senetlerine olumlu yansıyan bir başka faktör ise her ne kadar bütçeye 3,4 trilyon dolar etki yapması, enflasyonu artırması ve ilave borçlanma gereksinimi yaratması beklense de, Trump’ın “büyük güzel yasası” meclisten de onay almayı başardı. ABD’de vergi paketinin büyümeye yardımcı olacağı görüşünden hareketle majör endeksler dün geceyi %1 civarında yükselişle tamamladı.
Güçlü ABD istihdam raporu ile 10 yıllık tahvil getirisi hafifçe yükselerek %4,34 seviyesine gelirken, altının ons fiyatı ise 3,340 dolar seviyesine hafif de olsa geriledi. Göz bebeğimiz gümüşse 37 dolar seviyesinin kıyısında haftayı kapatmaya aday görünüyor. Daha geniş bir açıdan bakarsak, altın gümüş rasyosunda (aşağıdaki grafikten de göreceğiniz üzere) kritik seviyelere geldik. Rasyonun 90 seviyesinin altına gelmesi durumunda gümüşün koşu temposunu artıracağını düşünüyoruz. Direnişin parası bitcoin ise 109bin dolar seviyesinin üzerine yerleşirken, asıl hareketin başlaması için önünde sadece 113bin dolar seviyesindeki direnci aşması kaldı (bakınız grafik).
Wall Street’teki yükseliş, Nvidia’nın 4 trilyon dolarlık değerlemeye yaklaşması ve güçlü gelen ABD istihdam verileri ile desteklenirken, piyasalarda bir süredir hâkim olan iyimserlik, 9 Temmuz tarihinde dolacak 90 günlük tarife uzatımının sonu nedeniyle yerini biraz daha temkinli bir seyre terk etti. Reuters haberlerinde Trump’ın tarifeler ile ilgili ülkelere mektuplar göndermeye başladığın okuyoruz. Asya’nın gösterge endeksi Nikkei bu sabah yatay bir seyir izlese de, haftalık bazda %0,8 kayıpla üç haftalık yükseliş serisini sonlandırmaya hazırlanıyor. Kore borsası Kospi ise %1,3 geriledi. Genel hatları ile haftanın son iş gününde, Asya piyasalarında hafif de olsa satıcılı bir seyrin hâkim olduğunu görüyoruz. ABD borsalarının vadeli işlemlerinde de hafif de olsa düşüşler görülüyor. ABD piyasalarının bugün Bağımsızlık Günü nedeniyle tatil konumunda olacağını not edelim. Mali piyasaların gündeminde bugün KKTC İstatistik Kurumunu enflasyon verileri, Türkiye’de ise Reel Efektif Döviz Kuru takip edilebilir. Herkese güzel bir hafta sonu dilerim.
TCMB net yabancı para pozisyonu, swap hâriç
Bitcoin
Altın Gümüş Rasyosu
Emre Değirmencioğlu
ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA
Türkiye ile Çin Arasında Yeni Dönem: ICBC Turkey, Resmi RMB Takas Bankası Oldu

Yayınlanma:
2 gün önce|
03/07/2025Yazan:
Erol Taşdelen
Yazan: Erol TAŞDELEN | bankavitrini.com
Türkiye ile Çin arasındaki ekonomik iş birliği, önemli bir finansal adımla daha da derinleşti. Çin Halk Bankası (People’s Bank of China – PBoC), ICBC Turkey Bank Anonim Şirketi’ni Türkiye’deki resmi Renminbi (RMB – Çin Yuanı) Takas Bankası olarak yetkilendirdiğini resmen duyurdu. Bu karar, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) ile Çin Halk Bankası arasında imzalanan İş Birliği Mutabakat Muhtırası kapsamında hayata geçirildi.
Gelişme, Çin’in devlet televizyonu CCTV ile birlikte Hong Kong özerk bölgesinde yayın yapan Phoenix Channel tarafından da geniş şekilde duyuruldu. Bu durum, sadece Türkiye için değil, Çin için de stratejik öneme sahip bir açılım olarak görülüyor.
Kararın Ekonomik ve Stratejik Önemi
Türkiye, dış ticaretinde Çin ile olan parasal işlemlerde artık Çin Yuanı (RMB) kullanımını kolaylaştıracak bir altyapıya kavuşmuş oldu. ICBC Turkey üzerinden yürütülecek takas işlemleri sayesinde; bankacılık sisteminde Çin Yuanı cinsinden hesap açılması, ödeme yapılması ve finansal işlemlerin doğrudan gerçekleştirilmesi mümkün hale gelecek.
Bu durum, hem firmaların döviz kuru riskini azaltacak hem de dolar gibi üçüncü para birimlerine olan bağımlılığı ortadan kaldıracak.
Neler Değişecek?
-
Dış Ticaret Kolaylaşacak: Türkiye ile Çin arasında yapılan ithalat ve ihracatta, doğrudan Yuan kullanımı devreye girecek. Bu da işlemlerde zaman ve maliyet avantajı sağlayacak.
-
Kur Riski Azalacak: İşletmeler, dolar ya da euro üzerinden kur farkı riskine maruz kalmadan RMB üzerinden işlem yapabilecek.
-
Bankacılıkta Yeni Dönem: Türk bankacılık sektörü için Çin finans sistemiyle daha entegre bir yapı oluşacak. RMB cinsinden kredi, mevduat ve yatırım ürünleri sunulabilecek.
-
TCMB’nin Rezerv Çeşitlenmesi: TCMB’nin rezervlerinde Çin Yuanı’nın daha aktif kullanımı söz konusu olabilecek.
Türkiye’nin Çok Kutuplu Ekonomik Politikalarına Uyumlu Adım
Türkiye’nin son yıllarda sürdürdüğü çok yönlü dış ticaret ve para politikası kapsamında, dolar ve euro dışında alternatif rezerv para birimleriyle işlem yapabilme kapasitesi önemli bir hedef olarak öne çıkıyor. Bu gelişme, Çin’in “Kuşak ve Yol” (Belt and Road) projesiyle uyumlu şekilde, Türkiye’yi Asya merkezli finansal sistemlere daha yakın konuma getiriyor.
Tablo: Bu Adımın Türkiye’ye Etkileri
Etki Alanı | Olası Sonuçlar |
---|---|
Dış Ticaret | Yuan ile ödeme imkânı, daha düşük işlem maliyetleri |
Bankacılık | RMB bazlı finansal ürünlerin önü açıldı |
Kur Riski | Üçüncü para birimi riskleri azalıyor |
Rezerv Politikası | TCMB’nin rezerv çeşitliliği artabilir |
Strateji | Çin ile ekonomik yakınlaşma güçleniyor |
Sadece Bankacılık Adımı Değil, Jeoekonomik Pozisyon
ICBC Turkey’nin resmi takas bankası olarak yetkilendirilmesi, sadece teknik bir bankacılık kararı değil; aynı zamanda jeoekonomik bir tercih olarak da okunmalıdır. Türkiye’nin, Batı finans sisteminin dışında Çin gibi alternatif sistemlerle iş birliğini artırması, küresel ekonomik sistemdeki denge arayışının bir parçasıdır.
Bu gelişme, yalnızca dış ticaretin kolaylaşmasına değil, aynı zamanda Çin ile stratejik iş birliğinin yeni bir seviyeye taşınmasına da olanak sağlayacaktır.
📌 Yayın Notu:
Bu makale bankavitrini.com için hazırlanmıştır. Tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA
Altın ‘borç çağında’ yeni para: Güven, itibari para sistemini terk ediyor!

Yayınlanma:
4 gün önce|
02/07/2025Yazan:
BankaVitrini
CHP Kurultayı’nın iptali duruşmasından karar çıkmaması, Türk mali piyasalarında iyimser havanın dün de devam etmesine neden oldu. Her ne kadar henüz riskler tam anlamıyla geçmemiş olsa da, erteleme karar bile olumlu karşılandı. Gerek jeopolitik cephede tansiyonun düşmesi, gerekse 19 Mart’a benzer bir sürecin tekrar edileceği endişesinin vücud bulmaması sonrası TCMB’den 19 Temmuz tarihinde beklenen anlamlı faiz indirimi öncesinde, TL ve TL cinsi yatırım araçlarına ilginin arttığını görüyoruz. Yabancı kurumların da TL tahvilleri ön plana çıkarması ile iki yıl vadeli gösterge tahvilin bileşik faizi son iki günde 250 baz puan geriledi. Daha geniş bir açıdan bakmak gerekirse, 19 Mart sonrası %50 seviyesini test eden gösterge tahvil %40’ın altına indi.
Öte yandan, faiz indirimlerinin bankacılık sektörüne yarayacağı beklentisi ile Borsa İstanbul Bankacılık endeksi, evvelki gün göz kamaştırıcı bir şekilde %10’a yakın yükseliş kaydetmesi ardından dün de günü %1’in üzerinde primli kapattı. CDS risk primi de benzer bir şekilde 287 baz puana kadar gerileyerek 20 Mart’tan bu yana en düşük düzeye geldi. İç siyasi risklerin bir süreliğine de olsa rafa kalkması bile mutlu son isteyen piyasaların yüzünü güldürdü. USDTRY kuru günü 39,81 seviyesinde tamamlarken, Çarşı’da döviz satışlarının yoğunlaştığı yönünde piyasa koridorlarından haberler de işittik. TCMB’nin analitik bilançosuna olumlu gelişmelerin bugün açıkalanacak taze verilerle yansımasını bekliyoruz.
Dün de bültenimizde kaleme aldığımız üzere, hisse senetlerinde asıl temel sorun şirketlerin kârsızlık sorunu! Hatırlatmak gerekirse, İSO500 verileri bizlere şirketlerin 2024 yılında elde ettikleri faaliyet kârlarının %97’sinin finansman giderine gittiğini, yani şirketlerin kâr edemediklerini göstermişti. Finansman kaleminin (kredi faizinin) büyük bir rol oynadığı bu resimde, yıl sonuna kadar TCMB’den beklenen (toplam dört olağan toplantıda) 1100 baz puan faiz indiriminin (%46 – %35) şirketlerin yüzünü güldürerek borsaya da alım getirmesini bekliyoruz. Çarpıcı bir örnek vereyim: Bankacılık hisselerinde son üç günde yaşanan %13 yükselişe rağmen, geçen sene bu zaman endeksin daha yukarıda olduğunu not edelim!
Dün İstanbul Ticaret Odası (İTO), Haziran ayı İstanbul bölgesi enflasyon verilerini açıkladı. Buna göre aylık TÜFE artışı %1,77 olurken, yılın ilk yarısında enflasyon %20,63 ; yıllık bazda ise %44,38 artış gösterdi. Yakından takip ettiğimiz ana harcama gruplarına göre aylık bazda konut (yani kira) %2,7 yıllık olarak ise %77,17 ; eğitim aylık %1,45 yıllık %89,81 ; sağlık ise aylık %0,77 yıllık %44,65 artış kaydetti. Gıdada aylık artış %1,93 oldu. İstanbul’da hayat pahalılığının Türkiye genelinin biraz daha üzerinde olduğunu düşünürsek, yarın açıklanacak resmî enflasyon verisinin aylık %1,6 ile piyasa tahmini paralelinde olacağını düşünüyoruz.
Büyümenin öncü göstergesi olarak kabul edilen İstanbul Sanayi Odası (İSO) imalat sanayi PMI verisi Haziran ayında 46,7 değerini aldı. Bilindiği üzere 50 seviyesi eşik değer olarak kabul edilirken, aşağısı daralma, üstü ise genişleme anlamına geliyor. Bu bağlamda, Haziran ayıyla birlikte PMI endeksi son 15 aydır daralma bölgesinde ve son sekiz ayın da en düşük seviyesine yer alarak ekonomik aktivite hakkında önemli bilgi vermeye devam etti. Verinin alt kalemlerinde, sektörel bazda tanımlı on sektörün tamamında daralma yaşandığını da görüyoruz. Her üç kişiden birinin işsiz olduğu ve ekonomik aktivitenin pek de iyimser sinyaller vermediği bir ortamda, sanayide işlerin iyi gitmediğini söyleyebiliriz.
Dönelim yurt dışında. ABD Senatosu, Başkan Trump’ın vergi indirimleri ve harcamaları içeren kapsamlı yasa tasarısını 51-50 oyla kabul ederek Temsilciler Meclisi’ne gönderdi. Tasarı kamu borcuna 3,3 trilyon dolar daha eklenmesiyle birlikte, Elon Musk’ın da yeniden eleştiri dozunu arttırdığını görüyoruz. Trump’ın sosyal medya hesabından Musk’ın şirketlerine yönelik yardımları kesebileceğini ima ederken, hatta bir gazetecinin “Elon Musk’ı sınır dışı edecek misiniz?” sorusuna “Bakacağız / biraz inceleyeceğiz (‘take a look’)” şeklinde yanıt verdiğini de not edelim. Tesla hisseleri dün günü %5’in üzerinde düşüşle tamamlarken, teknoloji hisselerinin de olumlu bir performans sergileyememesi ile Nasdaq endeksi geceyi %1’e yakın düşüşle tamamladı.
FED Başkanı Powell, Portekiz’in Sintra kentindeki merkez bankacıları zirvesinde yaptığı açıklamada, faiz indirimi için acele etmeyeceklerini ve ticaret tarifelerinin enflasyon üzerindeki etkilerini görmek adına bekle-gör yaklaşımını sürdüreceklerini yineledi. Powell, veriye dayalı karar almanın en temkinli yol olduğunu vurgularken, 30 Temmuz tarihindeki olağan toplantıda faiz indirimi olasılığını da tamamen dışlamadı. Başkan Trump’ın baskılarına karşın, Powell %100 odaklarının enflasyon ve istihdam hedeflerinde olduğunu söyleyerek merkez bankası bağımsızlığına güçlü bir vurgu yaptı.
Powell indirmem diye direnirken ve Trump da FED’e yüklenmeye devam ederken, yatırımcılar, ABD dolarındaki oynaklık ve doların geleneksel güvenli liman rolündeki zayıflamaya karşı ya da daha basit anlatımla kur riskine karşı daha fazla koruma almaya çalışıyor. Trump yönetiminin Nisan ayında açıkladığı kapsamlı gümrük tarifeleri sonrasında ABD dolarının (DXY) yılbaşına göre %10’u aşan değer kaybı ile son 3,5 yılın en düşük seviyesine geriledi. Özellikle Avrupalı emeklilik fonları dolar pozisyonlarını azaltırken, Euro, YEN gibi alternatif para birimlerine yöneldiklerini görüyoruz. Bu stratejiler, dolar üzerinde ilave baskı yaratırken, doların güvenli liman statüsünün de sorgulanmasına yol açıyor.
Bu kafa karışıklığında, ya da fiat (itibarlı) para sistemine yönelik artan güvensizlik (en somut örnek ABD vergi indirimleri ve harcama tasarısının Senato’dan geçmesi) nedeniyle piyasalarda temkinli bir hava hâkim. Jeopolitik risklerin gündemden düşmesi ile 3,285 dolar seviyesine kadar gerileyen altının piyasalarda yeniden temkinli havanın hâkim olması ile bu sabah 3,340 dolar seviyesine yükseldi. Altın fiyatları yılbaşından bu yana %27 artış gösterdiğini hatırlatalım. Gümüş ise 35 dolar seviyesindeki direnci 13 yıl sonra kırması ardından son dört haftadır 36 dolar seviyelerinde bir sonraki yükseliş öncesi enerji biriktirdiğini görüyoruz.
Hindistan ile 9 Temmuz tarihinde gümrük tarifesi süresi dolmadan önce bir ticaret anlaşmasına varabileceğini söyleyen Trump, ancak Japonya ile anlaşma olasılığının düşük olduğunu söyledi. Şimdiye dek yalnızca İngiltere’nin Trump yönetimiyle sınırlı bir ticaret anlaşması yapabildiğini hatırlattım. ABD borsalarının dün akşam gerilemesi ve ticaret görüşmelerine yönelik haber akışının gölgesinde, yeni gün başlangıcında, Asya piyasalarında kırmızı rengin hâkim olduğunu görüyoruz. Gösterge endeks Nikkei ve Kore borsası Kospi %1’e yakın geriledi. ABD borsalarının vadeli işlemlerinde ise hafif de olsa yeşil rengin dikkat çektiğini görüyoruz.
Mali piyasaların gündeminde bugün ABD’de ADP özel sektör istihdam verisi, yarın ise kritik haziran ayı istihdam raporu takip edilecektir. Cuma günü ABD piyasaları kapalı konumda olacağını tekrar hatırlatalım. Açıklanacak özellikle istihdama yönelik veriler, faiz indirimi beklentileri açısından yakından takip edilecektir. Yatırımcılar bu yıl FED’den 64 baz puanlık bir indirim fiyatlamaya devam ediyor.
Emre Değirmencioğlu
FARK YARATANLAR
FARK YARATANLAR
KATEGORİ
- ALTIN – DÖVİZ – KRIPTO PARA (853)
- BANKA ANALİZLERİ (141)
- BANKA HABERLERİ (3.155)
- BASINDA BİZ (60)
- BORSA (456)
- CEO PERFORMANSLARI (36)
- EKONOMİ (2.858)
- GÜNCEL (3.281)
- GÜNDEM (3.217)
- RÖPORTAJLAR (48)
- SİGORTA (134)
- ŞİRKETLER (2.272)
- SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK (480)
- VİDEO Vitrini (19)
- YAZARLAR (1.078)
- Ali Coşkun (28)
- Arif Öztan (7)
- Ayşe Muzaffer Sunguroğlu (7)
- ChatGPT (27)
- Dr. Abbas Karakaya (66)
- Erden Armağan Er (45)
- Erol Taşdelen (577)
- Gizem Taşdelen (7)
- Gülbeyaz Gergün (64)
- Kemal Emirhan Mendi (1)
- Murat Şenol (26)
- Mustafa Akpınar (42)
- Onur ÇELİK (37)
- Prof. Dr. Binhan Elif Yılmaz (80)
- Serhat Can (9)
- Süleyman Çembertaş (17)
- Tungay Dere (18)
- Uğur Durak (33)
- Zuhal KARABULUT (5)
YAZARLAR

BİLANÇO NEYİ ANLATIR NASIL OKUNMALI?

Finansal Çöküşe Giden Yol: Bu 5 Riski Tanıyor musunuz?

Yes, Chef!” ile Yönetmek: Bir Diziden Alınan Liderlik Dersleri

Tribünler TCMB’yi çağırıyor: Enflasyonda kırılmamın ilk işaretleri…

SURİYELİLER DÖNMÜYOR ÇÜNKÜ…

AKBANK’TA ŞOK AYRILIK, ING’YE GEÇİYOR

Türkiye ile Çin Arasında Yeni Dönem: ICBC Turkey, Resmi RMB Takas Bankası Oldu

Dolandırıcılık Davasında Şok Rapor: Banka Kusurlu!

İsrail İran’a Neden Saldırdı?

Firmanızı Kurtaracak Bilmeniz Gereken 10 Finansal Formül

AKBANK 3,4 milyar TL Takipteki Alacaklarını sattı

İsrail-İran Savaşının Türkiye’ye Etkileri

Sermaye kediye mi yüklendi?

Kentsel dönüşüm müteahhiti yaptığı daire ve dükkanları satıp ‘İflas ettim’ dedi
- Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. Haluk Görgün: Savunma sanayi ihracatında ilk 10 ülke arasına girmeyi öngörüyoruz 05/07/2025
- Trabzon, Türkiye Kültür Yolu Festivali ile sanatın başkenti oluyor 05/07/2025
- Akaryakıt ÖTV artışı enflasyonu nasıl etkileyecek? 05/07/2025
- Kasapoğlu, yangından etkilenen Ödemiş’te: Kahramanlarımıza minnettarız 05/07/2025
- Temmuz ayında 6,2 milyar lira engelli ve yaşlı aylığı ödemesi başladı 05/07/2025
- Bu hafta hangi yatırım araçları kazandırdı? 05/07/2025
- 1 TL’ye ev satışı mı? Reklam Kurulu’ndan emlakçılara ceza! 05/07/2025
- ABD’den Türkiye’ye kripto düzenlemeleri: Yeni oyun planı 05/07/2025
- OPEC+ üyesi 8 ülke Ağustos'ta üretim artışına gidecek 05/07/2025
- Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan F35 açıklaması 05/07/2025
- Koray Group/Kartal: Kredi imkanlarının kısıtlılığı İstanbul’da talep sıkıntısı yaratıyor 05/07/2025
- Merkez Bankaları için “söz gümüşse, sükut altın” mı? 05/07/2025
- Adana, Antalya, Adıyaman Belediye Başkanları gözaltına alındı 05/07/2025
- 7 başlıkla geçen hafta 05/07/2025
ALTIN – DÖVİZ
BORSA
KRIPTO PARA PİYASASI
Popüler
-
GÜNDEM4 yıl önce
Sedat Peker’in bahsettiği otel: Günlüğü 106 bin TL
-
GÜNCEL2 yıl önce
Zara Ve Mango’ya Üretim Yapın Tekstil Devi Konkordato Talep Etti
-
BANKA HABERLERİ2 yıl önce
TCMB Başkanı için ismi geçen GAYE ERKAN First Republic Bank’tan ayrılma süreci
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
AKBANK çöktü : Dijital Bankacılık sorumlusu GMY CİVELEK ortada yok!
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
HSBC terbiyesizliği : “Sabancı alana “AKBANK bedava”
-
BANKA ANALİZLERİ3 yıl önce
YILIN İLK YARISINDA İŞBANK RAKİPSİZ LİDER AKBANK SONUNCU SIRADAN KURTULAMIYOR
-
GÜNDEM2 yıl önce
Bankacılığı bırakıp eskortluk yapmaya başladı: Haftalık kazancı dudak uçuklattı