ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA
BÜLTEN: Kral Kaybederse

Yayınlanma:
2 hafta önce|
Yazan:
BankaVitrini
Savaş Sanatı kitabını okumadıysanız mutlaka okumanızı tavsiye ederim. Sun Tzu, “Düşmanı yenme fırsatı, düşmanın kendisi tarafından sağlanır.” der. Uzun yıllar boyunca küresel finans sisteminin tartışmasız hâkimi olan dolar, bugünlerde kendi iç çelişkileriyle oldukça zayıf bir seyir izliyor. Uzun bir süredir, doların adeta ‘silah’ olarak kullanılmasından yorulan pek çok ülkenin rezerv çeşitlendirmesine yönelmesinin yanı sıra, artan jeopolitik belirsizlikler karşısında artan altın talebi ile ‘krala’ karşı bir meydan okumanın zeminini zaten yavaş da olsa hazırlanmıştı.
Sun Tzu’nun savaş stratejilerinde söylediği gibi: Rakibin zaafı, fırsat yaratır. Belki de bu kez, doların tahtı onun kendi eliyle sarsılıyor. Trump’ın başkanlık dönemindeki en tartışmalı politikalarından biri olan tarifeler, özellikle Çin ile olan ticaret savaşında etkilerini göstermeye devam ediyor. Son dönemde, Trump’ın tarifelere yönelik yaklaşımı, sadece küresel piyasalarda değil, kendi hükûmetinin içinde de derin ayrılıkların yaşanmasına sebep olduğunu görüyoruz. Bu bağlamda, Trump’ın ticaret danışmanı Navarro ve Tesla CEO’su Musk arasında derin görüş ayrılıkları yaşandığını okuyoruz. Tesla satışlarında yaşanan keskin düşüş sonrası, Trump’ın yanından bir an bile ayırmadığı Musk bile tarifelerin üreticiler üzerinde maliyetleri artırarak olumsuz etkiler yarattığını ve (Tesla’nın) küresel rekabet gücünü zayıflattığını dile getirdi. Tesla’nın hisse değerinin son dört ayda yarı yarıya düştüğü düşünülürse, ticaret politikalarının öngörülemezliğinin yatırımcı güvenini sarstığını ve sürdürülebilir olmadığını açık bir şekilde gösteriyor.
Trump’ın küresel ticaret politikalarında yarattığı belirsizlik, ABD dolarını ya da manşetten gidersek ‘kralı’ sarsmaya başladığını çok açık bir şekilde söylememiz gerekiyor! Trump’ın uygulamaya koyduğu karşılıklı gümrük tarifeleri sonrası doların değeri, önde gelen altı para birimine karşı (DXY) hesaplanan endeks bazında 100 seviyesinin altına gerileyerek son iki yılın en düşük seviyesini test etti. Bu düşüş, yalnızca teknik bir seviye kaybı değil; aynı zamanda piyasalarda ABD’nin güvenli liman algısının sorgulanmaya başladığının da açık bir göstergesi olarak okunmalıdır. Daha da basit bir anlatımla, kriz anlarında değer kazanan ve sığınılan güvenli liman dolar ve ABD tahvilleri, bu kez yatırımcıların ‘kaçtığı’ varlıklar olarak ön plana çıktı! Bu durum, uzun süredir dolar bazlı yatırımlarında kur riskini göz ardı eden küresel yatırımcılar için de yeni bir dönemin habercisi olabileceğini düşünüyoruz!
Reuters’da okuduğum bir analizde, yatırımcıların hedge (korunma) oranlarını sadece %1 artırmasının bile 320 milyar dolarlık dolar satışına neden olabileceği, bu oranın 10-15 puan artması durumunda ise piyasada trilyonlarca dolarlık dolar satışının gündeme gelebileceğin altı çizilmiş. Özellikle düşük getirili tahvillere yatırım yapan emeklilik ve sigorta fonları gibi büyük oyuncuların ABD pozisyonlarını ya hedge etmeleri ya da tamamen çıkmaları gündeme gelirse, doların değer kaybının daha da artması ve ABD piyasalarının küresel yatırımcılar nezdindeki çekiciliğinin önemli ölçüde azalabileceğini düşünüyoruz.
Biraz daha açmaya çalışırsam… Bizim sene başında EUR ile ilgili görüşümüz son derece olumsuzdu. Hatta EUR’nun dolar karşısında parite seviyesinin altına geleceğini düşünerek pozisyon alıyorduk. Gelinen noktada, Trump’ın Avrupa ile kavga etmesi ve akabinde Almanya’nın süper harcama paketini devreye sokması ile EUR ayağa kalkarken, geride bıraktığımız hafta, Kral Kaybederse endişe ile EUR son üç yılın en yüksek seviyesi olan 1,14 doların üzerine çıktı! Yatırımcılar, Trump’ın öngörülemez politikaları ve Çin ile tırmanan ticaret savaşı nedeniyle dolardan uzaklaşmaya son sürat devam ederken, ABD’nin para birimi üzerindeki bu güven kaybı, dünyanın güvenli limanı hatta rezerv parasının sorgulanmasına neden oluyor!
ABD Hazine tahvilleri, geride bıraktığımız hafta 2001’den bu yana en sert haftalık yükselişini kaydederken, 10 yıllık hazine tahvil faizleri yalnızca bir hafta içinde 50 baz puan artarak tarihi kriz dönemlerini aratmayacak bir sıçrama kaydetti. Hisse senetlerinde başlayan türbülans tahvil piyasalarına da sıçrayınca, Amerikan uzun vadeli tahvilleri de hırpalandı. 2 ile 30 yıl vadeli tahviller arası fark 100 baz puana kadar açılırken, getiri eğrisi de keskin bir şekilde dikleşti! Trump’ın ticaret savaşlarını tırmandırması ve öngörülemez gümrük tarifeleriyle yatırımcı güvenini zedelemeye başlaması ile bankalar, müşterilerinin likidite taleplerini karşılamak adına tahvil satışına yöneldiklerini anlıyoruz. Halbûki Trump, fabrikaların yeniden çalışması ve üretimin ABD’ye kayması için ucuz dolar ve düşük faiz talep ediyordu! Tahvil piyasasında gözlenen bu türden sert dalgalanmaları yalnızca faizlerle değil, güven erozyonu ile alakalı olduğunu itiraf etmemiz gerekiyor. Güvenli liman kavramı keskin bir şekilde değişirken, normalde bu gibi durumlarda sığınılan yegâne liman olan Amerikan tahvilleri, FED’den beklenen faiz indirim ihtimâline rağmen son derece sert satışlara boyun eğdiğinin altını çizmemiz gerekiyor.
ABD ekonomisi ve ABD Doları güvenilmez bir noktaya doğru sürüklenmeye başlayınca ve geçe hafta ABD’de açıklanan zayıf enflasyon verisi de üzerine tuz biber olunca, yatırımcıların dolar ve ABD tahvillerinden arkasına bakmadan uzaklaşması ile güvenli liman altın son beş yılın en iyi haftasını geçirerek 3,245 dolar seviyesine yükselmek suretiyle tüm zamanların zirvesini test etti. Altın gümüş rasyosuna bakılırsa, gümüş pandemi döneminden bu yana altın karşısında en değersiz hâle gelirken, direnişin parası bitcoin ise bir sonraki paragrafta okuyacağınız teknoloji hisselerinin yardımı ile yeniden 85bin dolar seviyesine yükseldi.
Apple, üretimini Çin’den ABD’ye kaydırmanın kısa vadede mümkün olmadığını, bunun milyarlarca dolara mal olacağını ve yıllar süreceğini belirtmesi ardından hafta sonu, ABD, Çin’den gelen telefon, bilgisayar ve bazı teknoloji ürünlerine uyguladığı ek vergileri geçici olarak kaldıracağını açıkladı. Koskoca ABD, dünyanın bütün dengesini son haftalarda topyekûn bozarken, Mahfi Hocanın da dediği gibi, (Trump) konuyu hiç çalışmadan yola çıkmış ve demek ki etrafına da kendisi gibi cahil cühelayı toplamış ki hiç uyaran olmamış! Neyse, hafta sonu bir kez daha değişen tarife haberleri ardından Apple ve Dell gibi büyük teknoloji şirketlerinin hisseleri dün geceyi %4 civarında yükselişle tamamladı. Lâkin, Trump’ın bu hafta içinde yurt dışından gelen çipler için yeni vergiler getireceğini açıklaması, tedarik zincirinde kısa süreli bir rahatlama yaratan muafiyetlerin ardından sektör üzerindeki baskının devam edeceğine işaret ediyor. Yaşanan bu “gelgit”in piyasa için büyük belirsizlik kaynağı olduğunu artık herkes kabul etmiş durumda! Hatta, FED yetkilisi Waller tarife hamlelerini “son on yılların en büyük ekonomik şoklarından biri” olarak nitelendirdi.
Kralı yeterince konuştuğumuzu düşünüyorum, dönelim biraz da Türk mali piyasalarına… Siyasi iklimde geçen ay yaşanan ani değişiklik ardından TL ve TL cinsi varlıkların göreceli olarak zayıf bir performans izlediğini itiraf etmemiz gerekiyor. Avrupa borsalarının dün %3’e yakın yükseliş kaydettiği günde, ya da dünyanın genel hatları ile iyimser bir günü geride bıraktığı dünkü günde, BIST100 endeksi günü sadece %0,45 oranında artışla tamamladı. İki yıl vadeli gösterge tahvilin bileşik faizi %50 seviyesine yükselirken, Hazine’nin dün düzenlediği üç ay vadeli bono ihalesinde bileşik faiz %49,64 oldu.
Bu arada dün TCMB tarafından açıklanan cari işlemler dengesinin Şubat ayında 4,4 milyar dolar açık verdiğini gördük. Yılın ilk iki ayında kaydedilen açık 8,4 milyar dolar ile geçen yılın aynı dönemine göre %50 artış göstererek olumsuz bir tablo ortaya koyduğunu not etmemiz gerekiyor. TCMB’nin ya da ekonomi yönetiminin kuru tutarak enflasyonu dizginleme stratejisini ivedi bir şekilde gözden geçirerek, ayakları daha yere sağlam basan, üretimi de göz ardı etmeyecek yeni bir ekonomi politikası benimsemesi gerekiyor. Sizlerden ayrı kaldığım son günlerde, Türkiye’de yaptığım temaslarda, işlerin zorlu bir patikada ilerlediğini tecrübe ettim. Şöyle ki, paranın maliyeti yukarıdaki paragraftan da görüleceği üzere artarken, paranın miktarı azalıyor; hatta dönüşüm hızı da (velocity) düşüyor. Enflasyonun bir bacağı talep ise, diğer bacağının da arz eksikliği olduğunu göz ardı etmemiz gerekiyor! Hülâsa, cari işlemler dengesinin de işaret ettiği üzere, TL’deki reel değerlenme yönünde izlenen politikanın dış denge üzerinde olumsuz mânâda etkili olmaya başladığını alıyoruz! USDTRY kuru 38 seviyesinin etrafında dar bantta son üç haftadır olduğu üzere dün de salınmaya devam etti. TL’nin reel mânâda yeniden değerlenmeye başladığını not edelim.
Bu arada, siyasi iklimde yaşanan değişiklik ve Trump politikalarının getirdiği risk off moduna hazırlıksız yakalanan TCMB’nin swap hâriç net yabancı para pozisyonunun son on dört iş gününde (İmamoğlu sonrası) 44 milyar dolardan fazla gerilemesi ardından, 11 Nisan valörlü işlemlerde 2,3 milyar dolar artış göstererek 16,7 milyar dolar seviyesine yükseldiğini görüyoruz (zirve 61 milyar dolar). TCMB’nin net yabancı para pozisyonunda yaşanan iyileşme moral verici bir unsur teşkil etmesi ile CDS risk primi yaklaşık 20 baz puan gerileyerek yeniden 350 baz puan seviyesine geriledi.
Gözler bu noktada hâliyle Perşembe günü sonuçlanacak TCMB’nin olağan Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısına çevrildi. Anketlerin de işaret ettiği üzere bizler de TCMB’nin politika faizini %42,50 seviyesinde sabit tutacağını düşünüyoruz. Özellikle, TCMB’nin yeniden rezerv biriktirmeye devam etmesi ve manşet rakamın yeniden yükselişe geçmesi durumunda, TCMB’nin üstü örtülü de olsa geçen ay %46 seviyesine yükselttiği koridor stratejisini devam ettireceğini (faiz artırmadan) düşünüyoruz.
ABD borsaları geceyi kazanımlarını koruyamayrak %0,7 yükselişle tamamlarken, risk göstergelerinin de bir miktar gerilediğini not edelim. Korku endeksi VIX Cuma gününe nazaran %18 gerilerken, geçen hafta pandemi dönemine dönen ve 58 dolar seviyesini test eden Brent cinsi ham petrolün varil fiyatı yeni haftaya bir miktar da olsun yükselerek 64 dolar seviyelerinden başladı. ABD ile İran arasında yapıcı görüşmeler olduğu okuyoruz. Henüz somut bir sonuç alınmasa da görüşmelere hafta sonu Roma’da devam edileceğini not edelim. Öte yanda, Çin Devlet Başkanı Xi, Hanoi’de düzenlenen ve iki komünist ülke arasında onlarca iş birliği anlaşmasının imzalandığı törende, ABD tarifelerinin yol açtığı tedarik zinciri aksaklıkları karşısında Vietnam ile ticaret ve tedarik zincirlerinde işbirliğinin güçlendirilmesi çağrısında bulundu. Çin’in küresel anlamda ABD karşıtı bir blok oluşturma çabasına girdiğini gözlemliyoruz.
Yeni gün başlangıcında Asya borsaları, Trump’ın otomobil tarifelerinde muafiyet sinyali vermesiyle hafif de olsa yükseldi. Toyota ve Denso gibi otomotiv hisseleri öne çıkarken, Tokyo, Şangay ve Tayvan borsalarında %1 civarında tepki alımları görüyoruz. ABD borsalarının vadeli işlemlerinde de ise hafif de olsa kırmızı rengin hâkim olduğun not edelim. ABD 10 yıllık tahvil faizi %4,35 seviyesinde sabit kalırken, dolar ise genele yaygın bir şekilde zayıf seyrini sürdürdü. Güvenli limanlar arasında yer alan İsviçre Frangı, dolar karşısında 0,80 seviyesinin diplerine kadar gelerek son on yılın en güçlü seviyesine imza attı. Trump yönetiminin ilaç ve çip ithalatına %10-25 arasında değişebilecek yeni tarifeler getirmeyi planlaması yönünde haber, tarife savaşlarının yayılması riskini artırırken, FED üyeleri ise bu politikanın resesyon riskini artırdığı uyarısında bulundu. FED vadeli faiz kontratlarına göre, yıl sonuna kadar 85 baz puan faiz indirimi fiyatlarken, altın ise rekor seviyeye yakın kalmaya devam etti.
Mali piyasaların gündeminde bugün Türkiye cephesinde Bütçe Dengesi, dışarıda ise Euro bölgesi sanayi üretimi, Almanya ZEW eğilim endeksi ve ABD NY FED imalat endeksi takip edilebilir.
TCMB net döviz pozisyonunda yaşanan değişim
Emre Değirmencioğlu
İlginizi Çekebilir
ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA
Doların Sonu mu Geliyor? 11 Ülke daha ABD Dolarını Bırakıyor

Yayınlanma:
2 gün önce|
25/04/2025Yazan:
Gülbeyaz Gergün
2025 yılı itibarıyla, 11 eski Sovyetler Birliği ülkesi Amerikan dolarını resmi işlemlerinde kullanmayı bırakma kararı almıştır. Bu ülkeler:
-
Ermenistan
-
Azerbaycan
-
Belarus
-
Kazakistan
-
Kırgızistan
-
Moldova
-
Rusya
-
Tacikistan
-
Türkmenistan
-
Özbekistan
-
Ukrayna
Bu ülkeler, 2025 ortalarından itibaren dolar cinsinden işlemleri aşamalı olarak sonlandırmayı planlamakta.
Bu adımın temel nedenleri arasında, ABD’nin finansal politikalarına olan bağımlılığı azaltma ve kendi para birimlerinin kullanımını teşvik etme isteği bulunmaktadır. Ayrıca, bu ülkeler, ABD’nin uyguladığı ekonomik yaptırımların etkilerinden kaçınmak ve bölgesel ekonomik iş birliklerini güçlendirmek amacıyla bu kararı almışlardı.
Özellikle Rusya, Çin ile yaptığı ticaretin büyük bir kısmını Ruble ve Yuan üzerinden gerçekleştirmektedir. Bu durum, doların bölgedeki etkisinin azalmasına katkıda bulunmakta.
Bu gelişmeler, küresel finansal sistemde doların hakimiyetinin sorgulanmasına ve alternatif ödeme sistemlerinin geliştirilmesine yönelik çabaların artmasına neden olmakta.
ABD DOLARI ULUSLARARASI TİCARETTE NİÇİN TERK EDİLİYOR?
ABD dolarının uluslararası ticarette terk edilme nedenleri çok boyutludur ve son yıllarda hız kazanan “dedolarizasyon” süreciyle ilgilidir. İşte bu tercihin başlıca nedenleri:
1. ABD’nin Yaptırım Politikaları
-
ABD, finansal gücünü dış politika aracı olarak kullanıyor (Swift sistemine erişimi kesmek, dolar transferlerini dondurmak gibi).
-
Özellikle Rusya, İran, Venezuela gibi ülkelere uygulanan yaptırımlar, doların politik bir silah gibi kullanılmasına karşı tepki doğurdu.
2. Alternatif Para Birimlerinin Yükselişi
-
Çin’in Yuan’ı uluslararasılaştırma çabaları (örneğin enerji ticaretinde “petroyuan”).
-
BRICS ülkeleri kendi ödeme sistemlerini ve rezerv para birimini geliştirme sürecinde.
-
Avro, Ruble, Hindistan Rupisi, Yuan gibi alternatifler daha fazla kullanılmaya başlandı.
3. Doların Değer Dalgalanmaları ve ABD’nin Borçlanması
-
ABD’nin artan bütçe açığı ve kamu borcu, doların uzun vadeli güvenilirliğini sorgulatıyor.
-
Gelişmekte olan ülkeler, dolardaki dalgalanmalardan korunmak için yerel para birimiyle ticareti tercih ediyor.
4. Enerji ve Hammadde Ticaretinde Yeni Dönem
-
Geleneksel olarak petrol ve doğalgaz ticareti “petrodolar” sistemiyle yapılırken artık:
-
Çin–Suudi Arabistan gibi ülkeler enerji ticaretinde yuan kullanmayı gündeme alıyor.
-
Rusya–Hindistan arası petrol ticareti artık dolar değil, ruble–rupi ile gerçekleşiyor.
-
5. Çok Kutuplu Yeni Dünya Düzeni
-
Tek kutuplu ABD merkezli dünya düzeni, yerini çok kutuplu (Çin, Hindistan, Rusya gibi merkezlerin güçlendiği) bir yapıya bırakıyor.
-
Bu değişim, dolar merkezli finans sistemine duyulan ihtiyacı azaltıyor.
6. Bölgesel Ticaret Anlaşmaları ve Yerel Para Kullanımı
-
ASEAN, SCO (Şanghay İşbirliği Örgütü), BRICS gibi örgütlerde yerel para ile ticaret teşvik ediliyor.
-
İkili ticaret anlaşmalarında döviz yerine yerli para birimlerinin kullanılması artıyor.
ABD doları hâlâ rezerv para olarak güçlü olsa da, küresel egemenliği artık sorgulanıyor. Bu süreç hızlı olmasa da, dünya ticaretinin çok para birimli bir düzene evrilmesi kaçınılmaz görünüyor.
ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA
Keşmir krizi tırmanırken, Trump ton yumuşattı; piyasalar nefesleniyor

Yayınlanma:
2 gün önce|
25/04/2025Yazan:
BankaVitrini
Ticaret savaşlarına dair gelişmeler gündemin üst sıralarında yer almaya devam ederken, jeopolitik cephede de tansiyon hızla yükseliyor. Nükleer silahlara sahip Hindistan ve Pakistan arasındaki ilişkiler, Keşmir’de düzenlenen ve 2008 Mumbai saldırılarından bu yana Hindistan’daki en kanlı sivil katliam olan saldırıda 26 turistin hayatını kaybetmesiyle yeniden gerilim hattına taşındı. Hindistan, saldırının ardından Pakistan’a yönelik sert diplomatik adımlar attı; 1960 tarihli İndus Nehri Su Paylaşım Anlaşması’nı askıya aldı, kara sınır kapısını kapattı ve diplomatik ilişkileri aşağı çekti. Buna karşılık Pakistan, hava sahasını Hindistan’a kapattı, tüm ticareti durdurdu ve vize işlemlerini askıya aldı. Bu karşılıklı hamleler, iki ülke arasındaki diplomatik ilişkileri yılların en düşük seviyesine çekerken, Pakistan yönetimi Hindistan’ın adımlarını “savaş eylemi” olarak niteledi. Başbakan Modi ise saldırganların cezalandırılacağını sert ifadelerle duyururken, artan gerilim Pakistan tahvillerinde sert satışlara ve bölgesel risk algısında belirgin bir yükselişe neden oldu.
Öte yandan Rusya, 2025’in en büyük saldırısıyla Kyiv’i hedef alarak en az 12 kişinin ölümüne ve 90 kişinin yaralanmasına yol açtı. ABD Başkanı Trump, saldırıyı çok kötü zamanlama olarak niteleyip Putin’e “Vladimir, DUR!” çağrısında bulundu. Barış görüşmelerinde ilerleme olduğunu ve önemli bir anlaşmaya çok yaklaşıldığını belirten Trump, her iki tarafa da baskı yaptıklarını söyledi. Olumsuz tarafta kümelenen haberlere rağmen, piyasaların artık kötüyü fazlası ile fiyatlayarak toparlanma çabası içinde olduklarını da not etmemiz gerekiyor. Dün geceyi ABD borsaları yükselişle tamamlarken, teknoloji hisselerinin işlem gördüğü Nasdaq endeksinde yükseliş ise %3’e yakın gerçekleşti. Daha geniş bir açıdan bakmak gerekirse, Şubat zirvesine göre %20 gerileyen MSCI Dünya endeksi dün günü %1,6 yükselişle günü tamamlarken, son üç haftada %12,5 yükselmek kaydı ile kayıplarının yarıdan fazlasını da telafi ettiğini gördük.
Riskin arttığı dönemlerde sığınılan güvenli liman altın hafta içi 3,500 dolar seviyesi ile rekor tazelemesi ardından 3,340 dolar seviyelerine çekilirken, önemle takip ettiğimiz bir diğer enstrüman olan gümüş ise 33,50 dolar seviyesinde göreceli olarak güçlü kalmaya devam etti. Altın gümüş rasyosu, altının coştuğu hafta başı 107 seviyesinin üzerine kadar yükselmesi ardından 99 seviyelerine kadar geri çekilmesi hâliyle gümüşü destekledi. Elbette, ABD-Çin ticaret savaşında olsa bir anlaşma durumunda güvenli liman alımlarının yerini satışlara terk edeceğini göz ardı etmesek de, altın ve gümüş rallisinin ise fiat para sistemine olan güvensizlikle devam edeceğini düşünüyoruz. Gümüşte ilave alım için 35 dolar üzeri kapanış beklerken, henüz altın pozisyonu olmayan yatırımcıların ise teknik mânâda aşağıda önem arz eden 2,900 dolar seviyesini kollamalarını önerebiliriz.
Dijital altın bitcoin 94bin dolar seviyesinin kıyısında yatay bir seyir izlerken, bu yıl beğenmeyerek uzaktan takip ettiğimiz petrol ise 66 dolar seviyelerinde salınıyor. ABD’nin ticaret savaşına soyunduğu, doların değerini düşürerek ihracat avantajı yakalamaya çalıştığı, ekonomisinin resesyona girmemesi adına düşüş faiz talep ettiği bir ortamda, petrol fiyatlarının da göreceli olarak düşük seyretmesini arzulayacağını düşünüyoruz. Keza düşük petrol küresel enflasyon için de önemli bir parametre. Mesela Türkiye’den bir örnek vermek gerekirse, petrol fiyatlarındaki her 10 dolarlık düşüşün enerji ithalat faturasını 4-5 milyar dolar azaltarak yıllık enflasyonda 1 puanlık düşüşe neden olabileceğini biliyoruz. Bu minvalde, petrolün 50-60 dolar seviyelerine kalması, küresel enflasyon için ve ABD için olumlu bir gelişme olurken, Ortadoğu’da, özellikle İran ekseninde beklenenin aksine tansiyonun artmayacağını düşünüyoruz.
Dönelim Türk mali piyasalarına… USDTRY kuru, bu sabah, hafta sonu fonlama etkisi ile, pazartesi valörlü işlemlerde 38,40 seviyesine yükselirken, CDS risk primi 335 baz puan seviyesinde göreceli olarak yatay seyrini koruduğunu görüyoruz. 19 Mayıs tarihi baz alınırsa, TCMB adımlarına paralel, gecelik faiz %42’den bugünlerde 700 baz puanlık bir sıkılaştırma ile %49 seviyesine kadar yükseldi. Dün günün ikinci yarısında borsa cephesinde etkili olan yükselişin ise sebebini tam olarak anlayamadık. BİST100 ana endeksi günü %2’ye yakın artıda tamamlarken, asıl hareketin ise, TCMB’nin faiz kararı ardından sert satışlara boyun eğen bankacılık cephesinde olduğunu gördük: BIST-Banka endeksi (XBANK) günü %4,2’nin üzerinde artış kaydederek tamamladı. Dışarıda Şimşek’in ABD ziyaretinin olumlu geçtiğini okurken, IMF ve Dünya Bankası toplantıları için ABD’de bulunan TCMB Başkanı Karahan, Washington’da gerçekleştirdiği “Türkiye’de Para Politikası ve Enflasyon Görünümü” başlıklı sunumda, sıkı ve kararlı para politikası duruşunun yeniden dolarizasyon riskini sınırladığını ve dezenflasyon sürecini desteklediğini vurguladı.
Öte yandan, terörün sona erdirilmesi kapsamında yapılan görüşmelerin yolunda gittiğini görürken -belki de hisse senetlerinde dün yaşanan iyimserlikte bu gelişmenin de payı vardır- başta MHP Lideri Bahçeli olmak üzere hükûmetin ise konuyu fazlası ile önemsediğini not etmemiz gerekiyor. TCMB’nin ise rezerv pozisyonunda faiz artırım hamlesi ardından arzu ettiğimiz iyileşmenin bir türlü istenilen düzeyde ilerlemediğini görüyoruz. 19 Mart tarihinden bu yana rezervlerde yaşanan erime dursa da, TCMB’nin henüz rezerv birikimi noktasında olmadığını gözlemliyoruz. Şöyle ki, 22 Nisan valörlü işlemler sonucunda TCMB’nin swap hâriç net döviz pozisyonu 2,5 milyar dolar iyileşirken, parite ve altın fiyatlarının da etkisi düşünülürse, iyileşmenin anlamlı olmadığını görüyoruz. Manşet rakam: 17,6 milyar dolar.
TCMB’nin açıkladığı Şubat ayı verilerine göre, finansal kesim dışındaki firmaların net döviz açık pozisyonu, bir önceki aya göre 7,3 milyar dolar artarak 155,4 milyar dolar oldu. 2023 sonuna göre baktığımızda ise net döviz pozisyonunda 85,7 milyar dolar büyüklüğünde bir açılmanın yaşandığını görüyoruz. Kuvvetle muhtemel, yüksek faizlerin de etkili olduğu kârsızlık sorunu nedeniyle şirketlerin döviz bozarak carry trade işlemlerine bizzat soyunarak TL faiz getirisinden faydalanmaya çalıştıklarını görüyoruz. Riskli mi evet ama kârsızlık ortamında yapacak pek de başka bir şey kalmıyor.
Yeni gün başlangıcında, YEN’deki zayıflamanın etkisiyle gösterge endeks Tokyo borsası %2’ye yakın yükseliş kaydederken, teknoloji ve çip hisselerine gelen alımları da yardımı ile Tayvan borsası olumlu mânâda ayrıştı. Öte yandan, Başkanı Trump’ın gümrük tarifelerine yönelik tonunu yumuşatması, Çin ile ticaret görüşmeleri yaptıklarını ve bunun da yolunda gittiğini söylemesine rağmen, Çin’in bu bilgiyi yalanladığını görüyoruz. Yine de, yukarıda da dile getirdiğimiz üzere, küresel mali piyasaların toparlanma gayreti içinde olduklarını görüyoruz. Alphabet’in reklam gelirleri beklentileri aşarak %8,5 arttı, Google Cloud büyümesi yavaşlasa da şirketin toplam geliri ve kârı tahminleri geçti. 70 milyar dolarlık hisse geri alım açıklaması ve güçlü yapay zekâ vurgusu, hisselerin %4 yükselmesini sağladı. Bu gelişme, teknoloji hisselerinde genel bir iyimserlik yarattı.
Mali piyasaların gündeminde bugün İngiltere’de perakende satışlar, ABD’de ise Michigan tüketici güven endeksi takip edilebilir. herkese güzel bir hafta sonu dileriz.
Emre Değirmencioğlu
ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA
Deprem korkuttu. Yurt dışında kısmi iyimserlik hâkim…

Yayınlanma:
3 gün önce|
24/04/2025Yazan:
BankaVitrini
23 Nisan Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramını kutlayarak bültenimize başlamak isterim. Dün öğle saatlerinde İstanbul Silivri açıklarında, Kuzey Marmara Fay Zonu’na yakın bir bölgede art arda iki deprem meydana geldi; en büyüğü 6,2 şiddetindeki sarsıntılar Marmara ve Kuzey Ege genelinde hissedildi. Kısa süren depremler ilk belirlemelere göre ciddi yapısal hasara yol açmazken, halkta büyük bir panik yarattı. İstanbul’da bir metruk bina çöktü, can kaybı çok şükür yaşanmadı. Bölge, uzmanların uzun süredir uyardığı enerji biriktiren bir fay hattı üzerinde yer alıyor. Bu nedenle, her ne kadar şu an için büyük bir felaket yaşanmamış olsa da deprem gerçeğine hazırlıklı olunması gerekiyor.
Dün her ne kadar 23 Nisan coşkusu ve günün ikinci yarısında deprem gündeme damgasını vursa da, yurt dışında oldukça iyimser sayılacak haber akışı ile piyasaların risk off modundan kurtulduğunu görüyoruz. İyimserlik kalıcı olacak mı? Bu soruya da hep birlikte cevap bulmaya çalışacağız. Trump, FED Başkanı Powell’ı kovma gibi bir niyetinin olmadığını açıkladı. Hatırlanacağı üzere, Trump, hafta başından, sosyal medya hesabından, faiz oranlarını indirmediği için FED Başkanı Powell’ı “Bay Çok Geç” diye ciddi bir şekilde azarlayarak görevden almanın yolları aramıştı. FED’in bağımsızlığının devam edeceğinin anlaşılması sonrasında ABD ile Çin arasındaki gergin ticaret savaşında yumuşama sinyallerinin gelmesi ile ABD hisse senedi endekslerinin son iki günde adeta coştuğunu gördük. Hazine Bakanı Scott Bessent, %145’e varan gümrük vergilerinin sürdürülemez olduğunu belirtirken, Trump yönetimi Çin’e yönelik tarifelerde indirime açık olduklarını ima etti. ABD’nin Japonya ve Hindistan ile sürdürdüğü müzakerelerinin de yolunda gittiğinin açıklanması iyimserliği pekiştirdi.
Ancak henüz müzakere masasına oturulmadığını, her ne kadar Beyaz Saray ciddi bir tarife indirimi sinyali verse de, bunu Çin’in eş zamanlı adımı olmadan yapmayacaklarını da unutmamak gerekiyor. Daha geniş bir açıdan bakarsak, Trump’ın Çin mallarına uyguladığı %145’lik ek vergi ve Pekin’in buna karşılık %125’lik karşı tarifeleri, iki taraf için de ekonomik anlamda uzun vadede sürdürülebilir olmadığını görüyoruz. Lâkin, meselenin sadece ticari dengesizlikten ibaret olmadığını da göz ardı etmemek gerekiyor. Çin’in teknolojik yükselişi ve stratejik sektörlerdeki hakimiyet arayışı, Washington’un giderek sertleşen politikalarıyla karşılık bulurken, ABD, Çin’in yapay zekâ, yarı iletken ve elektrikli araç gibi alanlardaki ilerlemesini ulusal güvenlik tehdidi olarak görüyor. Trump’ın tarifeleri, artık sadece ekonomi değil, küresel güç rekabetinin bir parçası hâline geldiğini, bu zor denklemde, taraflar anlaşmaya varsalar bile, güven eksikliği ve politik belirsizlik, küresel ekonominin üzerinde sürekli bir risk unsuru olarak kalmaya devam edeceğini düşünüyoruz.
IMF-Dünya Bankası, bahar toplantıları kapsamında yaptıkları güncellemelerde 2025 küresel büyüme tahminini 0,5 puan düşürerek %2,8’e; 2026 tahminini ise 0,3 puan düşürerek %3,0’e getirdi. ABD’de üretim hızının yavaşladı, fiyatların ise yükseldiğini not edelim. ABD’de on iki eyalet tarifelerin yasadışı olduğunu savunarak Trump yönetimine dava açarken, ekonomik kaygılara paralel, Trump’ın ekonomi yönetimine halk desteğinin de zayıfladığını görüyoruz.
Beyaz Saray’ın piyasa tepkisinden çekinerek Powell konusunda geri adım attığını, tarife savaşlarında ise pazarlık kartını açmaları ile son iki günde en büyük 500 şirketin işlem gördüğü S&P500 endeksi %4’den fazla değer kazandı. İyimserlik dün küresel mali piyasaların geneline yansıdığını da gördük. Avrupa’da Stoxx 600 endeksi günü %2’ye varan yükselişle tamamlarken, piyasaların korku endeksi VIX %7 oranında geriledi. Hâliyle, risk on modunda şahlanan altının ons fiyatı, Salı günü 3,500 dolar seviyesine kadar yükselmesi ardından dün sert bir şekilde gerileyerek 3,330 dolar seviyesine kadar gevşedi. Salı günü kaleme aldığımız raporumuzda, altını Braveheart filminden esinlenerek cesur yüreğe benzetmiş, lâkin tüm dünyanın geminin bir yanına yaslanark önüne arkasına bakmadan dolar satarak altın almasının da bizi rahatsız ettiğinin altını çizmiştik.
Risk algısının iyileşmeye başladığı Salı öğleden sonra teknik mâdâda yorgunluk emareleri gördüğümüz kraliyet aslanı Sterlin’i hem dolara hem de Türk Lirasına göre satarak kısa pozisyon aldık. Neredeyse, dolar zayıflığına paralel on gün kesintisiz bir şekilde yükselen GBPUSD paritesinde 1,3410 seviyesinden kısa pozisyona girerken, benzer bir şekilde TL’nin faiz getirisinden de faydalanmak adına (carry trade) 51,17 seviyesinden TL’ye döndük. Dün haber akışının iyimser tarafta oluşmasına paralel 1,1570 seviyesine kadar yükselen EURUSD paritesi 1,1330 seviyesine gevşerken, kraliyet aslanı da 1,3250 seviyesine kadar gevşedi.
Havanın iyimsere dönmesi ile altın karşısında son beş yılın en düşük seviyesini gören ve 107 seviyesine kadar zayıflayan gümüş, yeniden alımlara sahne olmak suretiyle 98 seviyesine kadar toparladı. Dolar karşısında 33,50 seviyelerine kadar yükselen gümüşte var olan uzun pozisyonlarımızı 35 dolar seviyesinin geçilmesi ile güçlendirmeye başlayacağız. Bir diğer değer saklama aracı olarak takip ettiğimiz bitcoin ise 74bin dolar seviyesini test ettiği üç hafta öncesine göre yükseliş isteğinin dikkat çektiği konusunda okurlarmızı Salı günü uyararak teknik mânâda yukarıda 91,500 ve devamında 95bin dolar seviyelerinin radar menzilinde olduğunu savunmuştuk. Nitekim dün bitcoin 95 bin dolar seviyesine kadar dayandı.
Doların önde gelen büyük para birimlerine karşı sepet bazında değerini gösteren endeks (DXY) 98 seviyesinin altını test ederek son üç yılın en zayıf seviyesinden kurtulurken, ABD 10 yıllık tahvil faizi de %4,35 seviyesine hafif de olsa toparladı. Türk mali piyasalarına geçmeden, Tesla CEO Elon Musk, artan eleştiriler ve düşen satışlar sonrası, Mayıs’tan itibaren Trump yönetimiyle yürüttüğü kamu verimliliği projelerine ayırdığı zamanı azaltarak Tesla’ya daha fazla odaklanacağını açıkladı. Şirketin ilk çeyrek otomotiv gelirleri %20 düşerken net kârı %71 geriledi. Uygun fiyatlı modellerin üretimi beklenenden yavaş ilerlerken, Musk’ın hükümet işlerinden çekilme kararı yatırımcıların Tesla’daki liderlik endişelerine yanıt olarak görülüyor. Açıklamalara paralel Tesla’nın son iki günde %10 yükseldiğini not edelim.
Dün Türk mali piyasalarının kapalı olduğu günde, elektronik işlemlerde USDTRY turu 38,30 seviyesinin hemen altında sakin bir seyir izlerken, Kapalıçarşı’da ise kotasyonların deprem etkisi ile olsa gerek bir miktar arttığını gördük. TCMB’nin rezerv pozisyonunda ise faiz artırım hamlesi ardından arzu ettiğimiz iyileşmenin bir türlü istenilen düzeyde ilerlemediğini görüyoruz. 19 Mart tarihinden bu yana rezervlerde 44 milyar doların aşkın yaşanan erime ancak dursa da, TCMB’nin henüz rezerv birikimi noktasında olmadığını gözlemliyoruz. Şöyle ki, 21 Nisan valörlü işlemler sonucunda TCMB’nin swap hâriç net döviz pozisyonu sadece 0,3 milyar dolar iyileşirken, parite ve altın fiyatlarının da etkisi düşünülürse, iyileşmenin de anlamlı olmadığını sadece erimenin durduğunun altını çizmemiz gerekiyor.
Mart ayında siyasi iklimin değişmesi, rezervlerde yaşanan erime ve piyasa faiz oranlarının artması ardından, TÜİK-TCMB işbirliği ile hazırlanan tüketici güven endeksinin Nisan ayı sonuçlarını yakından takip ettik. Buna göre, ana endeks bir önceki aya göre 85,9 değerini alması ardından %2,3 azalış kaydederek 83,9 seviyesine gevşedi. Endeksin 100’den büyük olması tüketici güveninde iyimser durumu, 100’den küçük olması tüketici güveninde kötümser durumu göstermektedir. Endeksin alt kategorilerinde enflasyon hakkında bilgi veren kalemlerde de bozulma olduğunu gördük.
Dün yaşanan iyimserlik sonrasında bu sabah ABD borsalarının vadeli işlemlerinde hafif de olsa kırmızı rengin ön plana çıktığını görüyoruz. Pasifiğin diğer tarafında ise parçalı bulutlu bir havanın hâkim olduğunu not edelim. Hong Kong ve Kore borsaları gerilerken, Şangay borsası ise yatay bir seyir izliyor. Gösterge endeks Tokyo borsası ise, ABD’nin Çin’le ticaret savaşında yumuşama sinyalleri vermesi ve Wall Street’teki teknoloji hisseleri öncülüğünde %1’e yakın yükseliş kaydetti. Doların YEN karşısında toparlanmasının yanı sıra, Trump’ın otomotiv sektörüne yönelik bazı tarifeleri muaf tutabileceği haberleri de özellikle otomotiv hisselerini destekleyerek yükselişe katkı sağladı. Mali piyasaların gündeminde Türkiye’de kapasite kullanım oranı ve tüketici güven endeksi, dışarıda ise ABD yeni konut satışları, Almanya IFO endeksi, ABD dayanıklı mal siparişleri ve ABD işsizlik maaş başvuruları takip edilebilir.
Emre Değirmencioğlu
FARK YARATANLAR
FARK YARATANLAR
KATEGORİ
- ALTIN – DÖVİZ – KRIPTO PARA (812)
- BANKA ANALİZLERİ (137)
- BANKA HABERLERİ (3.047)
- BASINDA BİZ (58)
- BORSA (433)
- CEO PERFORMANSLARI (36)
- EKONOMİ (2.815)
- GÜNCEL (2.947)
- GÜNDEM (3.086)
- RÖPORTAJLAR (47)
- SİGORTA (131)
- ŞİRKETLER (2.115)
- SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK (448)
- VİDEO Vitrini (19)
- YAZARLAR (946)
- Ali Coşkun (13)
- Arif Öztan (7)
- Ayşe Muzaffer Sunguroğlu (6)
- ChatGPT (22)
- Dr. Abbas Karakaya (63)
- Erden Armağan Er (45)
- Erol Taşdelen (508)
- Gizem Taşdelen (6)
- Gülbeyaz Gergün (61)
- Kemal Emirhan Mendi (1)
- Murat Şenol (26)
- Mustafa Akpınar (36)
- Onur ÇELİK (20)
- Prof. Dr. Binhan Elif Yılmaz (76)
- Serhat Can (6)
- Süleyman Çembertaş (16)
- Tungay Dere (18)
- Uğur Durak (33)
YAZARLAR

Soğuk Savaş’tan sonra ilk: Almanya askerleri Litfanya’ya konuşlandı

Liyakatsız terfi sonuçları ne olur?

TAKTİKTEN STRATEJİYE: BİM ÖRNEĞİ

Finansçılar ne işe yarar?

Gösterişten Deneyime: Eğitimle Değişen Lüks Anlayışı…

ASO Başkanı Ardıç: Dayanacak gücümüz kalmadı, yatırımı bırak üretim yapamıyoruz

Türkiye’de enflasyon niçin düşmüyor?

Hintli Mukesh Ambani: Bedava Mobil uygulaması dağıtıp nasıl milyarder oldu?

İKLİM KANUNU NEDİR, TARIM VE HAYVANCILIĞA OLUMSUZ ETKİLERİ OLUR MU?

Bankalar kredileri niçin durdurur

Merkez Bankası’nın 18 yıl sonra çıkardığı “likidite senedi” nedir?

İş Bankası’ndan sosyal medyadaki iddialara ilişkin açıklama

Uluslararası Büyük Şirketler Ulusal Devletlere Neden Karşı?

İşletmeler Zorda, Bankalar Suskun: Kredi Krizi Büyüyor
- SON DAKİKA ÇILGIN SAYISAL LOTO SONUÇLARI AÇIKLANDI 26 NİSAN 2025: Çılgın Sayısal Loto sonuçları nasıl öğrenilir? Sonuç sorgulama ekranı! 26/04/2025
- Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, ABD temaslarını değerlendirdi: "Türkiye'ye ilgi çok yoğun" 26/04/2025
- Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Turizm Bakanları Erzurum’da bir araya geldi 26/04/2025
- Bakan Şimşek: Kalkınma finansmanını en etkin kullanan ülkeler arasındayız 26/04/2025
- Bakan Yumaklı: TMO tarafından 2025 yılı alım kampanyası hazırlıkları devam ediyor 26/04/2025
- Selçuk Bayraktar'dan TB3 mesajı: Diğer yaptığı görevlerle de tarih yazmaya devam edecek 26/04/2025
- HAFTA SONU ALTIN FİYATLARI 26 NİSAN: Gram altın, çeyrek altın, yarım ve cumhuriyet altını ne kadar? 26/04/2025
- Resmi Gazete'de bugün (27.04.2025) 26/04/2025
- Çin'den yapay zeka için ulusal seferberlik çağrısı 26/04/2025
- İran'dan ABD ile müzakerelerle ilgili açıklama 26/04/2025
- Çin'den müzakerelerin sürdüğü iddiasına yeniden yalanlama 26/04/2025
- Bakan Şimşek'ten 3 yılda 41 milyar dolarlık finansman hedefi 26/04/2025
- ABD Sırbistan petrol sektörüne yaptırımları 2 ay erteledi 26/04/2025
- "250 milyon dolarlık yatırımla Kapadokya'da 4 tesis kuruyoruz" 26/04/2025
ALTIN – DÖVİZ
BORSA
KRIPTO PARA PİYASASI
Popüler
-
GÜNDEM4 yıl önce
Sedat Peker’in bahsettiği otel: Günlüğü 106 bin TL
-
GÜNCEL2 yıl önce
Zara Ve Mango’ya Üretim Yapın Tekstil Devi Konkordato Talep Etti
-
BANKA HABERLERİ2 yıl önce
TCMB Başkanı için ismi geçen GAYE ERKAN First Republic Bank’tan ayrılma süreci
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
AKBANK çöktü : Dijital Bankacılık sorumlusu GMY CİVELEK ortada yok!
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
HSBC terbiyesizliği : “Sabancı alana “AKBANK bedava”
-
BANKA ANALİZLERİ3 yıl önce
YILIN İLK YARISINDA İŞBANK RAKİPSİZ LİDER AKBANK SONUNCU SIRADAN KURTULAMIYOR
-
GÜNDEM1 yıl önce
Bankacılığı bırakıp eskortluk yapmaya başladı: Haftalık kazancı dudak uçuklattı