Connect with us

GÜNDEM

Çalışmaktansa “yan gelip yatmayı” tercih eden gençler ileride büyük bedel ödeyebilir

Gelişmiş ülkelerde büyük kısmı genç ve iyi eğitimli birçok kişi iş gücünden ayrılmayı tercih ediyor. Bunun uzun vadeli etkileri neler?

Yayınlanma:

|

Atlantik’in her iki yakasında da iş piyasası patlama yaşıyor. Birleşik Krallık’taki  (BK) açık pozisyonlar tüm zamanların rekorunu kırarken, istihdam edilen kişi sayısı pandemi öncesindeki seviyesine döndü. ABD’deki son veriler de açık olan yaklaşık 11 milyon iş imkanına işaret ediyor, ki bu da şimdiye kadarki en yüksek rakam. Fakat özellikle de genç ve iyi eğitimli birçok kişi, teklif edilen işleri kabul etmek istemiyor. Bunun yerine “yan gelip yatmayı” tercih ediyorlar.

Eğer ifadeye denk gelmediyseniz, bunun business class’ta uçmakla alakası yok. Bu Çin’de başlayan, Amerika’ya yayılan ve burada, BK’de de kendini hissettiriyor gibi görünen sosyal bir olgu. Washington’daki Brookings Enstitüsü şöyle açıklıyor:

‘Yan gelip yatma’ hareketi, Şi Cinping’in Çin’deki yükselişinin lokomotifi olacak orta sınıftan Çinlilerin de aralarında bulunduğu genç işçileri ve profesyonelleri, işyerinde başarılı olma mücadelesi vermekten vazgeçmeye ve tüketici tatmini vaadini reddetmeye davet ediyor.

“Yan gelip yatma” hareketi Çin’de başlayan sosyal bir olgu (AP)

Günümüz Çin’inde hayatın streslerine (ve hükümetin küresel ekonomik liderlik çabasına) karşı tepki olarak başlayan bu hareket, ABD’de pandeminin etkisiyle daha genel anlamda önceliklerin yeniden düşünülmesi haline geldi. Aynı zamanda, Çin orta sınıfının karşı karşıya olduğu eziyetten daha üst sınıflara, genç Amerikalı profesyonellerin nispeten rahat yaşam koşullarına doğru yükselmiş gibi de görünüyor. Objektif olarak bakıldığında büyük bir ABD şirketinde çalışmak, Çin’deki büyük bir şirkette çalışmaktan çok daha az stresli, en başta ABD’de çalışma saatleri daha kısa. Fakat birçok genç Amerikalı stresten şikayet ediyor ve New York Merkez Bankası’na göre 45 yaşın üzerindekilere kıyasla 45 yaşın altındakilerin çok daha yüksek bir oranı işgücünü bırakmayı düşünüyor: Yüzde 0,9’a karşı yüzde 2,3.

BK’deki kanıtlarsa daha çok anlatılanlara dayanıyor. İşverenlerin davranışlarının bu “Büyük İstifaya” yol açtığına dair bir argüman var. Wired dergisi bu fikre odaklanarak bunun Avrupa’nın genelinde, örneğin Almanya’nın yanı sıra BK’de de geçerli olduğunu savundu. Gerçi, özellikle serbest meslek sahiplerinin sayısı hâlâ epey düşük olmasına rağmen işlerde çalışan sayısının pandemi öncesindeki seviyelere geri döndüğü göz önüne alınırsa, işveren eylemlerinin bu konuda ne kadar önemli olduğundan emin değilim. Fakat gelişmiş ülkelerde büyük kısmı genç ve iyi eğitimli birçok kişinin işgücünden ayrılmayı tercih ettiği tartışılmaz.

Bunun uzun vadeli etkileri neler?

Tabii, bu hareketin Çin’de başlamış olması kesinlikle şaşırtıcı. Bu bir ilk. Şimdiye kadarki toplumsal hareketler genelde gelişmiş ülkelerde, çoğunlukla da ABD’de ya da İskandinavya’da başlayıp daha sonra gelişmekte olan ülkelere geçerdi. Bu sefer tam tersi oluyor. Çin’in ekonomik açıdan daha önemli hale gelmesiyle orada daha fazla fikrin ortaya çıkıp Amerika ve Avrupa’ya göçeceği beklenmeli. Hindistan’dan gelen fikirlerin de bizi giderek daha fazla etkileyeceğini bekliyorum çünkü bu ülke yaklaşık 10 yıl içinde dünyanın en büyük üçüncü ekonomisi haline gelecek.

Daha sonra, insanların sonuçlarını tam olarak anlamadan kariyer kararları verdiğiyle ilgili bir endişe de olmalı. İşgücünden ayrılmayı seçenler, ileride üstlenmek zorunda kalacakları bedeli hesaba katmıyor. İnsanların 20’li ve 30’lu yaşlarında yaptıkları, yaşam boyu kazançlarını belirlemede büyük rol oynuyor. İşsizliğin arttığı 1980’lerde işini kaybedenlerin hayatları boyunca bunun ceremesini çektiğini biliyoruz. Gençlerin işsizliği bizi haklı olarak endişelendirse de belki gerektiği kadar endişelendirmiyor. Geçen ay Avam Kamarası’ndaki bir belge, pandeminin özellikle de gençleri nasıl kötü etkilediğine dikkat çekmişti. Bu belge 16-24 yaş aralığındakilerin iş bulamamasıyla ilgiliydi, 25-40 yaş aralığının işten ayrılmayı tercih etmesiyle değil. Güçlü iş piyasası birkaç yıl daha sürebilir ve işten ayrılanların zor da olsa dönmesi bir süre daha mümkün olabilir. Ama şanslı, yetenekli ya da hem şanslı hem yetenekli değillerse, ulaştıkları mevkiye dönmekte zorlanacaklar.

Tarihteki en yakın benzerlik, baby boomer’ların (II. Dünya Savaşı sonrasındaki dönemde doğan kuşak -çn.) 1950’lerin katı toplumsal tutumlarını reddettiği Swinging Sixties (Sallanan Altmışlar, 1960’ların kültürel gençlik hareketi -çn.) olabilir. O dönemin ikonlarına ya da en azından hayatta kalıp hikayeyi anlatanlara bu dönemin kişisel maliyeti çok az olmuş gibi görünüyor. Geçen aralık ayında Bob Dylan, şarkılarının telif haklarını 300 milyon dolara (yaklaşık 2,6 milyar TL) Universal Music’e sattı. The Stones da iyi iş çıkardı. Ama bu işin zirvesi bu. Uyuşturucu yüzünden kelimenin tam anlamıyla yan gelip yatanlar da dahil çok fazla genç, o zaman aldıkları kararlar yüzünden çok büyük bedeller ödedi.

Bugünlerde yaşananlar, 1960’larda olanlardan farklı bir kulvarda. Keyfine düşkün olduğu için kapı dışarı edilebilse de yan gelip yatma hareketi, hepimizin sorgulaması gereken, aşırı maddiyatçılığın da dahil olduğu bazı toplumsal tavırlara yönelik bir tepki. Benim tek endişem, çok fazla kişinin şu anda akıllıca görünen bu tercihin birkaç yıl içinde daha az ihtiyatlı olduğunu keşfedeceği.

Hamish McRae – The Independent

Okumaya devam et

GÜNCEL

TurkNet’ten 19 Mayıs’a Özel Film: ‘Işığım Atatürk’

Türkiye’nin yeni nesil internet servis sağlayıcısı TurkNet, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı, başarı öyküsü yaratmış gençlere yer verdiği ve ‘Atatürk bugün hayatta olsaydı bize ne söylerdi’ sorusuna yapay zeka teknolojisi ile yanıt aradığı ‘Işığım Atatürk’ filmiyle kutluyor.

Yayınlanma:

|

Yazan:

Dünya standartlarında hızlı interneti herkes için erişilebilir kılmayı hedefleyen TurkNet, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’na özel, gerçek hikayeler ve onların gerçek sahiplerinin rol aldığı bir film hazırladı.

Kaju İstanbul tarafından çekilen ‘Işığım Atatürk’ filminin senaryosu ve fikrinin tamamı TurkNet çalışanlarına ait. 19 Mayıs’a adanmış olan filmin en önemli özelliği ise Atatürk’ün gençliğe miras bıraktığı eserler ile son yıllarda gençler üzerinde yapılan araştırmalar ışığında ‘Atatürk bugün hayatta olsaydı gençlere ne söylerdi?’ sorusuna yapay zeka araçları eğitilerek yanıt aramış olması.

Gül Sağır Aydın; ‘Gençler harekete geçmek için sabırsızlanırken TurkNet de onlara ihtiyacı olan hızı sunuyor

TurkNet’in Büyümeden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı (CGO) Gül Sağır Aydın projenin çıkış noktasını şu sözleri ile anlattı: ‘Gençlerin özgürlük, fırsat eşitliği ve istihdam gibi konulardaki endişeleri, yapılan tüm araştırmalarda sıkça ortaya konuluyor. Ancak aynı araştırmalar, gençlerin dünyanın daha iyi bir yer haline geleceğine olan inançlarının yetişkin bireylere kıyasla %50 daha fazla olduğunu ve artan krizlere karşı harekete geçmek için sabırsızlandıklarını gösteriyor. Filmde TurkNet’in, gençlere keşfetme, öğrenme ve kendilerini ifade etme gücü veren güvenli ve hızlı internet bağlantısı sağlama konusundaki kararlılığını vurgulamak istedik ve destekleyici-geliştirici bir topluluğun rolünü sembolize eden bir senaryo üzerinde çalıştık’.

Gençleri #IşığımAtatürk hashtag’i ile hikayelerini paylaşmaya davet ediyoruz’

‘Gençlere imkan verildiğinde tutku ve motivasyonla neler başarabileceklerini gösteren bu projede, Atatürk’ün ilkelerine ve inkılaplarına rehber olarak bakmanın önemini hatırlatıyoruz’ diyen Aydın film hakkında ise şu bilgileri verdi: ‘Filmde TurkNet’in her daim gençlerin yanında olma misyonu çerçevesinde destek verdiği gençler rol aldı ve hikayeleriyle hayallerini gerçekleştirmek isteyen herkese ilham oldu. Projedeki amacımız, başarının uzak ve çok zor kazanılan bir hedef olmadığını, her birimizin küçük ya da büyük hayalinin kıymetli ve ulaşılabilir olduğunu vurgulamak. Bu sebeple tüm gençleri #IşığımAtatürk hashtag’i ile onlara adanmış bu özel günde başarı ve hayallerini paylaşmaya davet ediyoruz.’

 

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş, Seçil Erzan hakkında ilk kez konuştu

Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş, birçok futbolcunun dahil olduğu olduğu Seçil Erzan davası hakkında ilk kez konuştu: “Biz olaya kurum olarak bakıyoruz. 15 bin kişinin çalıştığı bir yer, bazen yanlış şeyler olabiliyor” ifadelerini kullandı…

Yayınlanma:

|

Yazan:

Fatih Terim, Arda Turan, Semih Kaya, Muslera gibi futbol dünyasının ünlü isimlerin karıştığı davanın kilit ismi Denizbank İcra Kurulu Başkanı Hakan Ateş, süreçle ilgili ilk kez konuştu.

Magazin Burada mikrofonlarına, bir davette konuşan Ateş “Şahsi olarak hiçbir zaman demeç vermedim. Biz olaya kurum olarak bakıyoruz. 15 bin kişinin çalıştığı bir yer, bazen yanlış şeyler olabiliyor. Bazen yanlış davranışlarda bulananlar her bankada olur. Bizim talihsizliğimiz, karşıdaki tarafın kamuoyuna mal olmuş insanlar olması. Bu bir talihsizlik tabi ama ne yapalım hayat öyle bir şey” ifadelerini kullandı.

Ateş ayrıca “Hukuk herkes için hukuk, günün sonunda kimseden bir telkin falanda (İddia edildiği gibi Cumhurbaşkanı’ndan da) olmadı. Onu hep söylüyorlar. Biz normal hukuk nasıl neticelenirse ona göre gereğini yapacağız. Bugüne kadar da yaptık ama olaylar çok ortada. Ben fazla yoruma girmeyeceğim” şeklinde konuştu.

 

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

GARANTİ BBVA TÜRKİYE RAPORU

Yayınlanma:

|

Yazan:

TCMB ihtiyaç duyulduğu sürece sıkılığın korunacağı, yeni mali tedbirler ise politika bileşiminin daha koordineli olacağına işaret etmektedir. Politikaların gecikmeli etkisi göz önüne alındığında, hala sağlam olan tüketimi kontrol altına almak için ek makro ihtiyati önlemlere ihtiyaç duyulacağına inanıyoruz.

Önemli noktalar

  • TCMB, yılın ikinci enflasyon raporunda 2024 yılı ara enflasyon hedefini 2 puan yukarı yönlü revize ederek yüzde 38’e yükseltmiş, öngörülen aralığın üst sınırını değiştirmeyerek yüzde 42’de tutmuştur. Yılın ilk dört ayında enflasyonun beklenenden 4 puan daha güçlü gelmesi, Mart ayındaki ilave sıkılaştırma ile sapmayı telafi edemeyecekleri için bu revizyonu yapmalarına neden oldu.
  • TCMB, sıkılaştırmanın talep koşulları ve enflasyon beklentileri ve dolayısıyla enflasyon eğilimi üzerindeki gecikmeli etkilerini gözlemlemek istemektedir. Enflasyon eğiliminde belirgin bir bozulma olması durumunda ilave sıkılaştırma uygulanacağının sinyallerini vermeye devam etmektedirler.
  • İç talep, yüksek enflasyon beklentileri, servet etkileri ve kredi kartı harcamalarının kullanılabilirliği ile desteklenmeye devam etmektedir. Parasal aktarım mekanizmasını güçlendirmek amacıyla mevcut düzenlemeleri gevşetmek için sürdürülebilir bir yol başlatmak için finansal koşulların daha uzun süre sıkı tutulmasına ihtiyaç duyulacaktır.
  • En son açıklanan mali paket, 2024’te GSYİH’nın %0,2-0,3’ü civarında tasarruf anlamına geliyor. Önümüzdeki dönemde yeni tedbirler de alınacak ve bunların birçoğu orta vadede etkili olacaktır.
  • Enflasyon eğilimi, daha koordineli bir politika bileşimi ile yıl sonu enflasyonunun TCMB tahmin aralığının üst sınırı olan %42’nin altına düşecek bir düzeye yükselmesi durumunda, 4Ç24’te çok kademeli adımlarla gevşemeye başlamak için sınırlı bir alan olabilir. Ancak, gecikmeli mali etkiler ve perakendeci harcamaları üzerindeki makro ihtiyati politikalar, daha erken bir kesinti döngüsü olasılığını azaltıyor.

Raporun tam hali için:

https://www.bbvaresearch.com/wp-content/uploads/2024/05/Policy-Pulse_what-to-think-about-policy-mix_May24.pdf

Raporun tamamını okumak için buraya tıklayın

Policy-Pulse_what-to-think-about-policy-mix_May24

 

Okumaya devam et

KATEGORİ

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

KRIPTO PARA PİYASASI

BORSA

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.