Connect with us

EKONOMİ

Çiçek fiyatları katlandı, sevgililerin eli boş kaldı

Yayınlanma:

|

14 Şubat Sevgililer Günü’nün en gözde hediyesi olan çiçekte, bu yıl fiyatlar cep yakıyor. Bu yıl fiyatların geçen yıla göre yüzde 150 artmasıyla birlikte satışlar yüzde 75 azaldı.

Denizli’de 14 Şubat Sevgililer Günü’nde, sevgilisi olanlar son günde hediye arayışına girdi. Sevgililer Günü’nde sevdiğini mutlu etmek ve ona olan sevgisini bir kez daha göstermek isteyenler, çiçekçilerin yolunu tuttu. 14 Şubat’ta başta gül başta olmak üzere çiçeklerde fiyatlarında geçen yıla göre yüzde 150 artış yaşandı. Çiçekçilerde yaşanan yoğunluğu rağmen fiyatlardaki artışa bağlı olarak satışlar geçen yıla göre yüzde 75 düştü. Eli boş dönenlerin sayısının çok fazla olması nedeniyle, çiçekçiler bu Sevgililer Günü’nde umduğunu bulamadı.

“Geçen yıla oranla talepte yüzde 75 düşüş var”

Geçen yıla oranla satışlarda aynı yoğunluğu görmediğini, talepte büyük düşüşlerin yaşandığını belirten çiçek satıcısı İlknur Keleş, müşterilerin sadece fiyat sorup almadıklarını söyledi. Keleş, geçen yıl sevgiler gününde elinde ürün kalmadığını dikkat çekerek, bu yıl bir kaç ürün dışında satış yapamadığını anlattı. Keleş, “Şu anda beklediğimiz gibi gidiyor. 14 Şubat öncesi ve sonrası aşarı yoğun olması gerekiyordu. Bugün gelen 4-5 kişi vardı. Bunlarda sadece fiyat sordu. Herhangi bir yoğunluk ve talep yok. Çünkü vatandaşlar ürünlerin fiyatını az da olsa tahmin edebiliyor. Kendi bütçelerine bakıp alıp alamayacağını biliyor. Bu sene önceki yıllarda bulunan özel günlerdeki gibi yoğunluk beklemiyoruz. Geçen yıla oranla talepte yüzde 75 düşüş var. Çünkü bugün bu saatlerde dükkan içerisindeki ürünlerimizin hiç biri olmamalıydı. Geçen yıl içerde ve dışarda bulunan ürünler kalmıyordu. Bugün sabahtan beri müşterilerimize sunduğum bir kaç gül o başka bir şey yok. Bu kadar uğraş ve emek hepsi vitrin şu anda başka bir özelliği yok” dedi.

Sattıkları ürünlerinin kendisine yüzde 3 katı oranında zamlanarak geldiğini ifade eden İlknur Keleş, satışını yaptığı ürünlerin bakım ve paketleme maliyetinin yüksek olduğunu anlatarak, maliyetinin altında satılamayacağını belirtti. Keleş, “Bizim esnaf olarak alışımız yüzde 150 arttı. Bizim satışım da yüzde 150 arttı. Keşke müşterilerimiz bu da çok güzel deyip kararsız kalsalardı almakta ama bu yıl bunu yaşamadık. Ben ürün fiyatını söyledikten sonra bana ilk soru olarak 20 ile 30 TL var ne alabilirim diyorlar. Müşteriye bütçesini sorduğumda 30 ile 50 TL arasında söylüyorlar. Ben zaten ürünün dalını 30 TL’ye alıyorum. Bu fiyata nasıl satabilirim. Çünkü ben gülü süslüyorum, kutusuna koyuyorum ve birçok işlem yapıyorum. Bunu 30 TL’ye vermem imkansız” şeklinde konuştu.

“Almadan dönen çok müşterim var”

Dükkanına gelen müşterilerin ürünlerin fiyatını öğrendikten sonra boynu buruk ayrıldığını ifade eden Keleş, “Elimizdeki ürünleri çok fazla beğeniyorlar ve çeşitte çok var. İçeriye girip o çok pahalı söyleyip boynu bükük çıkan çok müşterim var. Yani 5 kişiden 1 kişi ya alabiliyor ya da alamıyor” diye konuştu. iha

Okumaya devam et

EKONOMİ

Türkiye’nin yüzde 56’sı hayat pahalılığına çözüm arıyor

BAREM’in global ortağı WIN Grubu, dünya genelinde artan yaşam maliyetleriyle birlikte toplumun finansal anlamda nasıl etkilendiğine dair detaylı bir araştırma gerçekleştirdi. Araştırmaya göre; İsveç’te nüfusun yüzde 56’sı rahatça yaşadığını söylerken Türkiye’nin yüzde 56’sı ay sonunu getirmekte zorlandığını belirtiyor.

Yayınlanma:

|

Yazan:

BAREM’in global ortağı WIN International, dünya çapında 39 ülkeden 33.866 katılımcının görüş ve düşüncelerine dayanarak yaşam maliyetini merkezine alan kapsamlı bir araştırma yayınladı. Türkiye bacağının BAREM tarafından gerçekleştirildiği araştırmada; Türkiye’de, nüfusun yalnızca %21’i “rahat” bir yaşam sürdüğünü belirtiyor.

Türkiye’nin normali; “yaşam pahalılığı”

Araştırma; yaşam pahalılığının artmasına rağmen, dünya genelinde “rahat yaşadığını” belirten bireylerin oranında geçen yıla kıyasla yüzde 3’lük bir yükseliş yaşandığını gösteriyor. Ankette, %56’sının mali açıdan rahat olduğunu belirtmesiyle ilk sırada yer alan İsveç’i, Hollanda (%54), Paraguay (%53) ve Almanya (%50) takip ediyor. Arjantin (%78), Şili (%64) ve Laos (%64) da geçinmekte zorlananların en yoğunlukta olduğu ülkeler. Türkiye’de ise; katılımcıların %56’sı geçinmekte zorlanıp ay sonunu getirmekte güçlük çektiğini söylerken sadece %21’i konforlu bir hayat sürdüğünü ve %22’si de ne rahat olduğunu ne de zorlandığını belirtiyor.

Daha geniş bir perspektiften bakıp bölgesel olarak incelendiğinde ise; Avrupalılar ve Asya-Pasifik bölgesindeki bireyler, Orta Doğu (%15), Amerika (%23) ve Afrika (%25) kıtalarına kıyasla sırasıyla %32 ve %29 oranında “rahat yaşadıklarını” bildiriyor.

Krizle mücadele için dünya genelinde harcamalar azaltılıyor

Mali koşullarını iyileştirmek amacıyla pek çok kişi yakın zamanda maliyet düşürücü önlemler aldığını belirtiyor; küresel ortalamanın %42’si geçen ay giderlerini kıstığını söylerken %30’u da artan yaşam maliyetine yanıt olarak gelecek aylarda harcamaları aktif olarak azaltma niyeti olduğunu ifade ediyor. Geçmiş aylarda bazı harcamalarını kestiğini belirtenlerin en yoğunlukta olduğu ülkelerin başında Arjantin (%62), Yunanistan (%61) ve İrlanda (%60) gelirken, harcamalarını azaltma planı olmayanların en çok olduğu ülkeler Nijerya (%39), Hong Kong (%36) ve Finlandiya (%35).

Araştırmanın Türkiye ayağına bakıldığında; ülkenin %34’ü geçmiş aylarda harcamalarını kestiğini, bir diğer %34’lük kısmı da gelecek aylarda harcamalarını azaltmayı düşündüğünü söylüyor. Yani %68’lik bir kitle harcama kesintisi içinde. %24’lük bir kesim ise gelecek harcamalarında herhangi bir değişiklik yapmayı planlamadığını bildiriyor.

Araştırma künyesi: Çalışmada 39 ülkede 33,866 kişiyle görüşüldü. Araştırma Türkiye’de 26 – 30 Ocak 2024 tarihleri arasında CATI (Bilgisayar Destekli Telefon Görüşmesi) yöntemiyle Türkiye temsili bir örneklemde 523 kişi arasında gerçekleştirildi.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

FATİH TERİM sessizliğini bozdu, DENİZBANK’a dava açtı!

Yayınlanma:

|

Yazan:

Fatih TERİM, mağdurları arasında spor dünyasının ünlü isimlerinin de olduğu ve Seçil ERZAN olarak bilinen DENİZBANK banka müdüresinden kaynaklı  ‘Yüksek karlı gizli fon’ davasına müdahil oldu.

Davada adı geçen Terim, ankaya maddi ve manevi tazminat davası açtı, ayrıca sorumlulardan şikayetçi oldu. İşte Terim’in avukatları Okan Demirkan ve Dr. Nevzat Kaan Karcılıoğlu tarafından konuyla ilgili yapılan açıklama:

İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi önünde devam etmekte olan ve kamuoyunca yakından takip edilen davayla ilgili olarak, bu davaya taraf dahi olmamasına rağmen, Müvekkilimiz Fatih Terim hakkında birçok asılsız yorum yapılmıştır. Bir yıldan uzun süredir devam eden bu süreç boyunca müvekkilimiz, adli süreçlere duyduğu saygı ve güven nedeniyle bu konuyla ilgili herhangi bir açıklama yapmamıştır. Yakın zamanda müvekkilimiz adına açmış olduğumuz tazminat davaları ile devam eden ve müvekkilimizin müşteki sıfatı taşıdığı soruşturmaya ilişkin kamuoyuna açıklamamızdır:

◾️ Müvekkilimiz Fatih Terim adına, Denizbank A.Ş. aleyhine, uğradığı maddi zararın tazmini için, İstanbul Tüketici Mahkemeleri nezdinde, maddi tazminat davası açılmıştır.

◾️ Müvekkilimiz Fatih Terim adına, Denizbank A.Ş. aleyhine, kişilik haklarına yönelik haksız saldırılar nedeniyle uğradığı manevi zararın tazmini için, İstanbul Asliye Hukuk Mahkemeleri nezdinde manevi tazminat davası açılmıştır.

◾️ Ayrıca, Müvekkilimiz 2 Haziran 2023 tarihinde, bizzat kendi inisiyatifi ve iradesiyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na giderek müşteki sıfatıyla beyanını vermiş ve kendisini zarara uğratanlar hakkında suç duyurusunda bulunmuştur. Müvekkilimiz, anılan soruşturmada şikayetçi konumundadır. Denizbank A.Ş.’nin ilgili dönemde şube müdürü olan şahsın ve diğer banka çalışanlarının kendisine verdiği mevduat bilgilerinin gerçekleri yansıtmadığının 2023 yılının Nisan ayında ortaya çıkması üzerine Müvekkilimiz, Denizbank A.Ş. bünyesinde bu olaya ilişkin sorumluluğu bulunanlardan şikayetçi olmuştur.

Son olarak şu hususu da ifade etmek isteriz: Müvekkilimiz Fatih Terim, tüm bu konularla ilgili gerekli açıklamayı zamanı gelince yapacaktır. Müvekkilimiz, bugüne kadar adli süreçlere duyduğu saygı nedeniyle ve bu süreçlerin masuniyetini dikkate alarak, kendisini maksatlı şekilde hedef alan asılsız ve mesnetsiz yorumlar dahil olmak üzere bu konuya ilişkin herhangi bir açıklama yapmamayı özellikle tercih etmiştir. Bu süreçte, hukukun izin verdiği ölçü ve zamanlarda müvekkilimizi ilgilendiren konularda gerekli açıklama ve bilgilendirmeler yine tarafımızdan kamuoyuyla paylaşılacaktır.

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Mahfi Eğilmez’den kur yorumu: Dolar 25 TL’ye gerileyebilir

Yayınlanma:

|

Yazan:

Garanti BBVA, “İhracatta Sürdürülebilir Gelecek” buluşmaları kapsamında Adana’da gerçekleştirilen toplantıda ekonomi sunumu yapan eski Hazine Müsteşarı ve Ekonomist Dr. Mahfi Eğilmez, ekonomiye dair önemli tespitlerde bulundu. İhracatçının kurda artış beklediğini ancak beklenen kur artışının yaşanma ihtimalinin oldukça zayıf olduğunu söyleyen Mahfi Eğilmez, “Enflasyon şuanda yüzde 70 olan seviyelerden yüzde 45’lere gerileyecekse kur buradan yukarı gitmeyecektir.

Eğer Merkez Bankası, faizi biraz daha artırırsa dolar kuru 25’lere kadar gerileyebilir, buna hazır olmamızda fayda var. Kurun yukarı gitmesini hükümette zaten istemez. Kur yukarı gidince GSYH’miz düşüyor. Bu da Türkiye’yi uluslararası sıralamalarda 17.’likten 21.’liğe geriletiyor. Şu anki kur doğru bir kur mu? Olmayabilir. Ama göstergelere baktığımız zaman kur çok artacak gibi görünmüyor. Zaten son aylarda ve haftalarda gerilemeye başladı” ifadelerini kullandı.

“Enflasyonda baz etkisi ile düşecek”

Enflasyonda baz etkisi ile düşüş olacağına dikkat çeken Eğilmez, şunlarcek söyledi; “Önümüzdeki temmuz, ağustos ve eylül aylarında geçen yıl enflasyonu 22 puan çıkacak, yerine 10 puan gelecek, enflasyonda 12-13 puan ani bir düşüş olacak biz buna baz etkisi diyoruz. Yabancılar da bunu görüyor, bunu gördükleri için CDS düşüyor, rating notu artıyor. Faiz yüksek, getirisi de yüksekse gelir yabancı.

Yeter ki parasını kurtaracağına emin olsun ki şu anda biraz öyleler. Şimşek, ekibinin uygulamaları devam ettiği sürece, bu iş devam eder. Esas olan sıcak paradan ziyade yapısal reformları hayat geçirip, kalıcı yatırımları çekebilmek, kendi yatırımcıların yatırım yapmasını sağlamak gerek. Bu konuda daha çok yolumuz var. Yapısal reformlarda ilk atılması gereken adım hukuk reformları ve eğitimin kalitesinin artırılması olarak görüyorum.”

Neden batmıyoruz?

Bütün bunlara rağmen biz nasıl oluyor da batmıyoruz sorusuna yanıt veren Dr. Mahfi Eğilmez, “Türkiye’de inanılmaz bir yastık altı varlık var. Dünya altın konseyinin tespitine göre Türkiye’de yastık altında 3.800 ton altın var. Anadolu’da kadınların kollarında boyunlarında mobil banka gibi geziyorlar. ‘Verin ekonomiye kazandıralım’ diyoruz vermiyorlar asla vermezler. Buradan ümidi kestik.

Bu bizim batışa girmemizi engelleyen önemli sebeplerden birisi. Ayrıca yastık altında, yurtdışı banka kasalarında 100-150 milyar dolar dövizi var. Mesela iş adamlarının Cayman adalarında yurt dışından gizli parası var. Şirketler yurt dışında dövizini götürüyor parasını götürdüğü bankadan borç almış gibi almış gibi gösteriyor. Niye sermaye olarak getirmiyor, sermaye olarak getirişe geri götüremez. Batmayı önleyen en önemli unsurlardan biri bu yastık altındaki altın ve döviz rezervleri” dedi.

“Türkiye’de orta sınıfı kaybettik”

Türkiye ekonomisinin benzer ülkelerle kıyaslamasını yapan Mahfi Eğilmez, Rusya, Hindistan, Endonezya ve Arjantin’in ekonomik göstergelerini karşılaştırdı. Bu grubun en orijinal ülkesinin Türkiye, olduğunu söyleyen Eğilmez, “Sadece bu grubun değil dünyanın en orijinal ülkesi Türkiye. Dünyada 3 çeşit ülke var. Gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkeler ve Arjantin ile Türkiye. Ülkede gelir dağılımı ciddi şekilde bozuldu. Bizim sosyal dayanışmamız bozan en önemli sorunlarımızdan biri gelir dağılımımızın bozulmuş olması.

Elimizdeki en son veri 2022 verisi. Buna göre GSYH 906 milyar dolar olarak gerçekleşmiş. Bu rakamın 451 milyar dolarını nüfusunun en yüksek yüzde 20’sini alan 17 milyon kişi paylaşıyor. Yani 17 milyon kişi bir yılda üretilen milli gelirin yarısını alıyor. En düşük yüzde 20 ise sadece 50 milyar dolar alıyor. Dolayısıyla inanılmaz bir gelir dağılımı bozukluğu ortaya çıktı, orta sınıfı kaybettik en ciddi sorunlardan biri maalesef bu” diye konuştu.

Okumaya devam et

KATEGORİ

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

KRIPTO PARA PİYASASI

BORSA

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.