Connect with us

GÜNCEL

DİSK-AR: “Dijitalleşme, Emek, Gelecek ve Türkiye” kitabı yayımlandı!

Yayınlanma:

|

DİSK-AR tarafından hazırlanan Dijitalleşme, Emek, Gelecek ve Türkiye isimli kitap yayımlandı. Kitap, DİSK tarafından hazırlanan ve 30 Eylül 2023 tarihinde Müze Gazhane’de gerçekleşen Dijitalleşme, Emek, Gelecek ve Türkiye isimli sempozyum tebliğlerinden oluşuyor.

DİSK tarafından hazırlanan “Dijitalleşme, Emek, Gelecek ve Türkiye” sempozyumu bir dizi çalışmanın sonucu olarak ortaya çıktı. Eylül 2021’de DİSK eski Genel Sekreter Yardımcısı Ahmet Asena’nın koordinatörlüğünde başlayan çalışmalar kapsamında  akademisyenlerden ve uzmanlardan oluşan çalışma grupları çeşitli toplantılar yaptı. Çalışma grubu çalışmalarını “Teknoloji ve İstihdam” ve “Teknoloji ve Sendikal Örgütlenme” olarak iki başlıkta yürüttü. İki grup Mart 2022 tarihinden Mayıs 2022 tarihinde kadar bir dizi toplantı gerçekleştirdi. Çalışmalar sonunda bir sempozyumla çalışmaların kimi sonuçlarının kamuoyuna sunulması kararlaştırıldı. Sempozyumda dijitalleşmenin ve teknolojik dönüşümün meslek gruplarına etkileri ve ortaya çıkan yeni çalışma biçimleri, emek süreçleri ve alternatif örgütlenme arayışları ele alındı. Sempozyum sonunda ise konferansta sunulan tebliğler bir yayın haline getirildi.

Kitabın araştırma koordinatörlüğü Ahmet Asena tarafından, yayıma hazırlık çalışmaları ise DİSK-AR uzmanları Deniz Beyazbulut ve Zeynep Kandaz tarafından gerçekleştirildi. Kitabın tasarımı DİSK İletişim Daire Müdürü İnan Dağdelen tarafından yapıldı. Konferanstaki sunumların ses çözümünü ise Nesrin Yorulmaz yaptı.

Kitapta konferansın birinci oturumunda sunumlarını gerçekleştiren Prof. Dr. Erinç Yeldan, Dr. Özgür Narin, Doç. Dr. Serkan Öngel, Doç. Dr. Hüseyin Sevgi’nin tebliğleri, ikinci bölümde ise Doç. Dr. Betül Urhan, Av. Dr. Murat Özveri, Dr. Arif Koşar ve Eyüp Özer’in tebliğleri yer alıyor. Kitapta konferans sırasında gerçekleşen soru cevap bölümleri de yer alıyor. 

Dijitalleşme, Emek, Gelecek ve Türkiye e-kitap olarak yayımlandı. Kitabın dağıtımına ise yakında başlanacak.

Kitaba erişmek için tıklayınız.

 

 

Okumaya devam et

Erol Taşdelen

AKIL TUTULMASI NEDİR?

Yayınlanma:

|

Yazan:

Akıl tutulması, kişinin olağan düşünme ve mantık yürütme yeteneğinin aniden devre dışı kalması veya körelmesi durumudur. Bu durum genellikle yoğun duygusal, psikolojik ya da toplumsal baskılar altında ortaya çıkar. Akıl tutulması, bireyin kendi mantığına aykırı hareketler yapmasına ya da yanlış kararlar almasına neden olabilir.

Akıl Tutulmasının Nedenleri

  1. Yoğun Duygusal Baskı: Korku, öfke, hayal kırıklığı gibi güçlü duygular, kişinin mantıklı düşünmesini engelleyebilir.
  2. Toplumsal Etki: Kalabalık grupların etkisi altında kişinin bireysel düşüncesini kaybetmesi (örneğin, “sürü psikolojisi”).
  3. Bilgi Eksikliği: Yetersiz bilgi veya yanlış bilgilendirme, kişinin sağlıklı kararlar almasını zorlaştırabilir.
  4. Stres ve Travma: Şok edici bir olay ya da yoğun stres, kişinin zihinsel fonksiyonlarını geçici olarak zayıflatabilir.

Akıl Tutulmasının Belirtileri

  • Mantıksız ya da düşüncesiz davranışlar
  • Eleştirel düşünme becerisinin azalması
  • Kalabalığın görüşüne kolayca kapılma
  • Ani kararlar alma ve pişmanlık duyma

Örnekler

  • Toplumsal olaylarda, kitlelerin şiddete başvurması.
  • Bir kişinin, aşırı panik nedeniyle yanlış veya riskli bir karar alması.
  • Mantıksız bir ideolojinin ya da düşüncenin geniş kitlelerce benimsenmesi.

Çözüm ve Öneriler

  • Duyguları Kontrol Etme: Duygusal bir durumdayken sakinleşmek ve durumu tekrar değerlendirmek.
  • Bilgi Edinme: Karar almadan önce durumu objektif şekilde analiz etmek ve bilgi toplamak.
  • Bağımsız Düşünce: Grup etkisinden sıyrılarak kendi mantığını devreye sokmak.
  • Uzman Desteği: Akıl tutulmasına neden olan durumu anlamak için bir profesyonele danışmak.

Akıl tutulması geçici bir durumdur ve farkındalık, kişinin bu durumdan çıkmasına yardımcı olabilir.

AKIL TUTULMASI YAŞAYAN BİR TOPLUMU NASIL ETKİLER?

Akıl tutulması yaşayan bir toplum, bireysel ve kolektif karar alma süreçlerinde sağlıklı düşünce ve mantığın devre dışı kaldığı bir duruma sürüklenir. Bu, toplumsal düzeyde ciddi sonuçlara yol açabilir. Aşağıda, böyle bir durumun toplumu nasıl etkileyebileceğine dair bazı önemli başlıklar yer alıyor:

1. Toplumdaki Karar Alma Süreçleri Bozulur

  • Rasyonel düşüncenin yerini duygular alır: Toplum, korku, öfke ya da aşırı coşku gibi duygularla hareket ederek, sağduyulu kararlar almakta zorlanır.
  • Kısa vadeli düşünce: Uzun vadeli faydalar yerine anlık ve yüzeysel çözümlere yönelim artar.
  • Yanlış liderlerin yükselişi: Mantıklı düşünce devre dışı kaldığında, popülist ya da manipülatif liderler kolayca güç kazanabilir.

2. Toplumsal Bölünmeler ve Çatışmalar Artar

  • Kutuplaşma: Akıl tutulması yaşayan bir toplum, farklı gruplar arasında keskin çatışmalara yol açabilir. “Biz ve onlar” ayrımı belirgin hale gelir.
  • Empati eksikliği: Toplumda farklı görüşlere ya da inançlara karşı tahammülsüzlük artar.
  • Şiddet ve kaos: Rasyonel düşünce yerini içgüdüsel tepkilere bıraktığında, şiddet olayları ve toplumsal huzursuzluk yaşanabilir.

3. Ekonomik ve Siyasi İstikrarsızlık Oluşur

  • Ekonomik hatalar: Akıl tutulması yaşayan bir toplumda ekonomik kaynaklar verimsiz kullanılır ve israf artar.
  • Kurumlara güven azalır: Toplumda devlet kurumlarına, medyaya veya diğer güvenilir otoritelere olan inanç zayıflar.
  • Uluslararası itibar kaybı: Mantıksız politikalar ve sosyal çatışmalar, ülkenin uluslararası düzeyde itibarını zedeler.

4. Manipülasyon ve Yanlış Bilgilendirme Yaygınlaşır

  • Propaganda etkisi: Toplumun duygusal karar alma eğilimi, manipülatif propagandalarla daha da kötüleşir.
  • Yanlış bilgi (dezenformasyon): Bilgi kirliliği artar ve insanlar gerçek ile yalanı ayırt etmekte zorlanır.
  • Sürü psikolojisi: İnsanlar bireysel olarak düşünmek yerine kalabalığın hareketine katılır.

5. Toplumun Gelişimi Yavaşlar

  • Bilim ve sanat geriler: Mantık ve eleştirel düşünce geri plana itildiğinde, toplumda yenilikçilik ve yaratıcılık azalır.
  • Eğitim seviyesi düşer: Eleştirel düşünceyi destekleyen eğitim sistemleri zarar görebilir.
  • Toplum geriye gider: Yenilikçi ve sürdürülebilir çözümler üretemeyen toplum, diğerleriyle rekabet edemez hale gelir.

Çözüm Önerileri: Akıl Tutulmasından Çıkış Yolları

  1. Eğitim ve Bilinçlendirme: Eleştirel düşünceyi ve mantığı destekleyen bir eğitim sistemine öncelik verilmelidir.
  2. Duygusal Tepkilerin Azaltılması: Toplumsal korku ve öfkeyi yatıştıracak, uzlaşma odaklı liderlik sergilenmelidir.
  3. Manipülasyona Karşı Korunma: Yanlış bilgiyle mücadele etmek için bağımsız ve güvenilir kaynaklardan bilgi edinilmelidir.
  4. Demokrasi ve Hukukun Güçlendirilmesi: Adalet sistemi ve demokratik değerler, toplumun akıl tutulmasından çıkışında kilit rol oynar.
  5. Birlik ve Empatiyi Teşvik Etmek: Toplumda diyalog ve hoşgörü kültürü geliştirilmelidir.

Sonuç olarak, akıl tutulması, bir toplumda derin yaralar açabilir ve uzun vadede ciddi sorunlara yol açabilir. Bu tür bir krizden çıkmak için farkındalık, doğru liderlik ve eleştirel düşünceye dayalı bir yaklaşım gereklidir.

AKIL TUTULMASI SENDROMUNDAN ÇIKIŞ MÜMKÜN MÜ?

Evet, akıl tutulması sendromundan çıkış mümkündür, ancak bu süreç bireyler ve toplumlar için çaba, farkındalık ve doğru müdahaleleri gerektirir. Akıl tutulması, genellikle geçici bir durumdur ve uygun adımlarla mantıklı düşünce süreçleri yeniden tesis edilebilir. İşte bu sendromdan çıkış için atılabilecek adımlar:


1. Farkındalık Yaratmak

  • Sorunun kabul edilmesi: Akıl tutulması yaşayan bireylerin veya toplumların, bu durumun farkına varıp kendi hatalarını kabul etmesi, iyileşmenin ilk adımıdır.
  • Eğitim ve bilgi paylaşımı: Gerçeklere dayalı bilgi ve eğitim, yanlış düşünce kalıplarının kırılmasına yardımcı olabilir.
  • Kritik olayları analiz etmek: Toplum, kendini sorgulamaya teşvik edilmelidir. Bu, geçmişteki hatalardan ders çıkarılmasını sağlar.

2. Duygusal Tepkileri Azaltmak

  • Sakinleşme ve dinlenme: Aşırı duygusal tepkilerden uzaklaşmak, mantıklı düşünceyi yeniden kazanmayı kolaylaştırır. Bireyler, stres ve panik durumunda karar almaktan kaçınmalıdır.
  • Kutuplaşmayı azaltmak: Toplumdaki farklı gruplar arasındaki çatışmaların çözümü için diyalog ortamı sağlanmalıdır.

3. Eleştirel Düşünceyi Geliştirmek

  • Bilgiye dayalı karar alma: Yanlış bilgilere dayalı kararlar yerine, doğrulanmış verilere dayalı hareket edilmelidir.
  • Sorgulama alışkanlığı: İnsanlar, duydukları ve gördükleri bilgileri sorgulamayı öğrenmelidir. Özellikle medya ve sosyal medyadaki manipülasyonlara karşı dikkatli olunmalıdır.
  • Kültürel ve tarihi perspektif: Toplumlar geçmiş deneyimlerden ders alarak daha bilinçli hareket edebilir.

4. Güçlü Liderlik ve Örnek Olma

  • Uzlaşmacı liderler: Akıl tutulmasından çıkış, toplumun güvenebileceği, sakin ve çözüm odaklı liderlik gerektirir.
  • Rol model: Mantıklı düşünen, uzlaşı sağlayan ve toplumu birleştiren bireyler, çevrelerine ilham verebilir.

5. Hukukun ve Demokrasinin Güçlendirilmesi

  • Adaletin sağlanması: Toplumda adaletsizlik hissi varsa, bu duygunun giderilmesi için güçlü bir hukuk sistemi kurulmalıdır.
  • Demokratik süreçlerin korunması: Bireylerin özgürce düşünme ve ifade etme hakları garanti altına alınmalıdır.

6. Toplumun Manipülasyona Karşı Korunması

  • Doğru bilgi kaynakları oluşturmak: Medya ve iletişim araçlarında şeffaflık sağlanmalı, dezenformasyona karşı etkili önlemler alınmalıdır.
  • Propagandayla mücadele: Yanıltıcı mesajlara karşı bireyler eğitilmeli ve topluma doğru bilgi sunulmalıdır.

7. Psikolojik ve Sosyal Destek

  • Psikolojik destek: Akıl tutulması, bireysel düzeyde psikolojik bir travmanın sonucu olabilir. Profesyonel destek, bireyin bu durumdan kurtulmasına yardımcı olabilir.
  • Toplumsal dayanışma: İnsanlar arasında dayanışma ve empati teşvik edilerek toplumsal bağlar güçlendirilebilir.

Sonuç Olarak:

Akıl tutulması sendromundan çıkış mümkündür ve bu süreç şu temel faktörlere dayanır:

  • Farkındalık: Durumun bilincine varmak.
  • Doğru bilgi ve eğitim: Gerçek bilgiye erişimi sağlamak.
  • Duyguların kontrolü: Öfke, korku ve panik gibi aşırı duygusal tepkileri yönetmek.
  • Liderlik ve organizasyon: Toplumun doğru bir şekilde yönlendirilmesi.

Bu süreç sabır gerektirir; bireyler ve toplumlar, mantıklı bir yaklaşımla bu durumdan kurtulabilir ve daha sağlıklı bir düşünce yapısına kavuşabilir.

Okumaya devam et

GÜNCEL

Ülkemizde İtfaiye’nin Yangın Projelerini Denetleme Yetkisi Yok

Yayınlanma:

|

Yazan:

Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik, 2007 yılında yayınlandı. Uzmanlar yönetmeliğin eksikliklerle dolu olduğunu söylüyordu. Ne var ki, yönetmelik yayınlandıktan 5 yıl sonra denetime büyük bir darbe vuran, 5 Nisan 2012 günü Resmi Gazete’de bir Bakanlar Kurulu kararıyla yönetmelikte değişiklik yapılmış. Değişikliklerin adı neydi derseniz? “Kamu Kurum ve Kuruluşlarına İşçi Alınmasında Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik ve Bazı Yönetmeliklerde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik”

Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik’te de tek bir cümle değiştirilmiş. Yönetmeliğin 6. maddesinin 4. fıkrası şöyle iken: “Projeler; ilgili belediye itfaiye birimlerinin uygun görüşü alındıktan sonra, ruhsat vermeye yetkili merciler tarafından onaylanarak uygulanır.”

Bu madde şöyle değiştirilmiş: “Projeler; ruhsat vermeye yetkili merciler tarafından onaylanarak uygulanır.” Yani “itfaiye birimlerinin görüşü” alınır kısmı yok edilmiş.

Aynı tarihlerde, Şehircilik ve Çevre Bakanlığı tarafından “Yapı kullanma izinlerinde başvuru sahibinden bilgi ve belge istenmesine ilişkin esaslar” başlığı altında hazırlanan değişiklikler, 3 Nisan 2012 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe sokulmuş. Değişiklik şu şekilde yapılmış:

“Yapı kullanma izni vermeye yetkili idarece, başvuru sahibinden kullanılan malzemenin irsaliye ve faturası, doğalgaz uygunluk belgesi, yangın güvenlik (itfaiye) raporu, sığınak raporu, emlak alım vergisi ilişik kesme belgesi, yapı denetim kuruluşu tarafından gerçekleştirilen temel, toprak ve ısı yalıtım vizeleri başta olmak üzere herhangi bir vize işlemi için ilgili idarece hazırlanacak onay belgesi, çevre düzenine ilişkin yazı, işgaliye borcu olmadığına ilişkin yazı, vergi dairelerinden vergi borcu olmadığına ilişkin belge, belediye tarafından alınan vergi ve harçların makbuzları ve buna benzer belgeler istenmez.”

Değişiklikler sonrasında uzmanlar uyarılarda bulunarak, tepki göstermiş. Onlardan birisi de İTÜ Makine Fakültesi öğretim üyesi Prof.Dr.Abdurrahman Kılıç Yangın ve Güvenlik Dergisi 170. Sayısında değişiklik için şunları yazmış:

“Çevre Bakanlığı’nın yayımladığı genelge doğrultusunda, yangın projeleri itfaiye elemanlarınca incelenmeyecek ve iskân kontrolleri itfaiye tarafından yapılmayacak. Yangın projelerinin incelemesini ve iskan kontrollerini ilçe belediyeleri yapacak. Önleme, kurtarma ve söndürme olmak üzere üç saç ayağı üzerine kurulu olan itfaiyenin bundan sonra bir ayağı olmayacak. Daha doğrusu böyle bir kuruma artık itfaiye demek de doğru olmayacak. Belki Tulumbacılığa dönüş demek daha doğru olur. İtfaiye sadece bina kullanılmaya başladıktan sonra denetim yapacakmış. Denetim yapsa da yetkisi olmadığından sadece göstermelik olacaktır. Avrupa’da projelerin itfaiye tarafından incelenmediği Türkiye’den başka bir ülke gösterilemez”

Erkan AYAN-erkanayan.net

Bu resim için metin sağlanmadı

Bu resim için metin sağlanmadı

Okumaya devam et

GÜNCEL

BÜLTEN: Ulusal kurtarıcı göreve başladı: Hoş geldin yüksek volatilite dönemi

Yayınlanma:

|

Yazan:

Martin Luther King Jr. günü nedeniyle ABD piyasaları dün kapalı konumda olsa da, seçilmiş başkan Trump’ın yemin töreni öncesinde küresel mali piyasalar genel hatları ile iyimser bir seyir izledi. Hatta bir adım geriye gidersek, geride bıraktığımız hafta, her ne kadar tedirgin başlasa da, Trump’ın ekonomi takımının enflasyon yaratmamak adına kademeli tarife artışı senaryosu üzerinde çalıştığı yönünde haberler, yine ABD’de zayıf enflasyon verileri ile birleşerek haftanın iyimser bir havada tamamlanmasına neden olmuştu.

Seçim sürecinde ve sonrası büyük bir ‘gürültü’ kopartan Trump, dün yemin ederek ikinci kez ve 47. ABD Başkanı olarak göreve resmen başladı. Amerika’nın “ihanet ve çöküş yıllarından” kurtarılması gerektiğini vurgulayan Trump, göçmenlik politikalarını öncelikli hedefi olarak ilan ederken, kendisini Tanrı tarafından seçilmiş bir ulusal kurtarıcı olarak tanımladı. Soğuk hava nedeniyle Kongre Binasının içinde gerçekleştirilen törende yaptığı konuşmada, 2020 seçim sonuçlarına ve önceki dönemin politikalarına yönelik eleştirilerde bulunarak, başkanlık dönemini radikal bir dönüşüm ve yeniden yapılanma süreci olarak tanımladı. Göreve başlama gününü “Kurtuluş Günü” olarak adlandıran Trump, bu dönemin Amerika için yeni bir başlangıç olacağını ifade etti.

Trump’ın yemin töreni öncesinde ABD dolarında geniş çaplı bir düşüş yaşanırken, ABD borsalarının kapalı olduğu günde Avrupa hisse senetlerinin yükselişe geçtiğini gördük. Yeni yönetimden bir yetkilinin, Trump’ın göreve başlar başlamaz ithalat tarifeleri uygulamayacağı yönünde açıklaması piyasalarda iyimserlik yarattı. DXY, ABD’nin en büyük ticaret ortaklarının para birimleri karşısında sert düşüş yaşadı. Bu gelişmeler, Trump’ın kademeli bir ticaret politikası izleyebileceği algısını güçlendirdi. Ayrıca, Trump’ın yeni kripto parası $TRUMP piyasada büyük ilgi gördüğünü de not edelim.

Biraz daha detaylandırmak gerekirse, haftanın ilk iş günü mali piyasalar açısından temkinli iyimser bir mod ile geçtiğini söyleyebilirim. Trump yönetiminden gelen tarife artışı şimdilik yok yönünde haber ile ABD’de vadeli endeksler yükselişe geçerken, Kıta Avrupasının ortak para birimi EUR ilk nazarda 1,04 seviyelerine kadar yükseldi. Altının ons fiyatı 2,725 dolar seviyesine kadar yükselirken, amiral gemi Bitcoin ise dalgalı bir seyir kaydederek, 109bin dolar seviyesini aşmak suretiyle yeni bir rekor kırması ardından, yemin töreni sırasında sert bir şekilde geriledi.

Koltuğa oturduğu ilk gün, Meksika sınırında acil durum ve Paris iklim anlaşmasından çıkmak gibi pek çok noktada kararname imzalayan Trump, Reuters haberine göre, daha önce söz verdiği gibi ilk gün hemen gümrük vergisi uygulamasa da, yasa dışı göçmenler ve ABD’ye fentanil geçişi nedeniyle 1 Şubat itibariyle Kanada ve Meksika’dan yapılan ithalata %25 vergi uygulamayı düşündüğünü söylemesi, iyimser havayı törpüledi. Trump’ın ikinci döneminin yüksek volatilite ile geçeceğini hemen hemen her gün ele alsak da, malûmunuz olduğu üzere, bizi ilgilendiren en büyük konu başlığı ise izleyeceği politikalarının enflasyon üzerinde etkili olup olmayacağıdır. Daha önce de dile getirdiğimiz üzere, masanın altın kuralının yine değişmeyeceğini düşünüyoruz. Bir iş adamı ve pragmatist bir kişi olan Trump’ın ilk nazarda korku salarak devamında ise anlaşma yoluna gideceğini düşünüyoruz. Bu yönde izlenecek politikalarının da illaki enflasyonist olacağını iddia edemeyiz. Bu bağlamda geçen hafta %4,80 seviyesini test eden 10 yıllık gösterge ABD tahvil getirisi bu sabah %4,53 seviyesine kadar geriledi!

Türkiye cephesinde ise USDTRY kuru kamu otoritesinin kontrolünde 35,55 – 35,60 seviyelerinde salınmaya dün de devam etti. Öte yandan, EURUSD paritesinde yaşanan dünkü sert yükseliş ile EURTRY kuru anlamlı oranda artış kaydederek psikolojik 37,00 seviyesinin üzerine yükselerek son iki ayın en yükseğini test etti. Hatırlatma yapmak gerekirse, EUR cephesinde yaşanan anlamlı yükselişleri satış fırsatı olarak okuyacağımızı daha önce belirtmiştik. Bu minvalde, EUR’da yaşanan yükselişi EUR gelirlerini hedge etmek maksadı ile kullanılabileceğini düşünüyoruz. Öte yandan, TCMB’nin multi yılların zirvesine yükselen döviz rezervlerindeki iyileşmenin de yardımı ile, KKM’den çıkış stratejisini hızlandırdığını görüyoruz. Dün yapılan açıklamada, altı ve on iki vadeli KKM hesabı açma ve yenileme imkânlarının sonlandırıldığı paylaşıldı.

BİST100 ana endeksi günü %0,5 oranında artışla tamamlarken önemli bir eşik olarak gördüğümüz 10bin endeks seviyesinin de üzerinde kapanış gerçekleştirdi. Öte yandan, bankacılık endeksinin %1,25 yükseldiği günde, yeni para girişinin istenilen düzeyde olmaması, yabancı yatırımcının da uzun süredir devam eden ilgisizliği, yükselişin kalıcı olup olmayacağını sorgulattı. Öte yandan, TCMB’nin 2025 yılına faiz indirim hikâyesi ile başlamasının yanı sıra başarılı geçen ihalelerinin de yardımı ile TL cinsi tahvil faizleri ikincil piyasada gevşeme dün de devam ederken, son dört iş gününde iki yıl vadeli gösterge tahvilin bileşik faizi %1’den fazla gerileyerek %38,60 seviyesini test etti. Siyasi tarafta ise, Zafer Partisi Başkanı Özdağ Cumhurbaşkanına, CHP Gençlik Kolları Başkanı Aydın ise Başsavcıya hakaret ithamı ile gözaltına alındı. Olaya itiraz eden İstanbul Büyükşehir Başkanı İmamoğlu hakkında soruşturma başlatıldı.

Elbette, gözler Trump’ın dün akşam yemin törenini takip etse de, akıllarda TCMB’nin Perşembe günü sonuçlanacak olağan PPK toplantısının da bulunduğunun altını çizelim. Bizler, eğer bir dış şok olmazsa, TCMB’nin yılın geriye kalan her toplantısında 250 baz puan faiz indirimine giderek politika faizini %27,50 seviyesine çekeceğine kesin gözüyle bakıyoruz. Perşembe günü TCMB’nin piyasada var olan fazla TL likiditesini çekmek adına zorunlu karşılık oranında artışa da gidebileceğini düşünüyoruz. Dün TL referans faiz günü %46,64 seviyesinden tamamladı. Düşen faiz ortamında canlanacak kredi talebi ile konutun bu yıl iyi bir yatırım tercihi olacağını düşündüğümüzü daha önce de paylaşmıştık. Cuma günü açıklanan veriye göre konut fiyatları Aralık ayında %2 artıp uzun aradan sonra ilk kez reel artış kaydettiğinin de altını çizelim.

Gözler bir diğer taraftan da, Davos zirvesini takip ediyor. Davos Zirvesi bu yıl “Akıllı Çağ için İşbirliği” temasıyla, teknoloji, sürdürülebilirlik ve küresel işbirliğinin ekonomik büyümeye etkilerini ele alıyor. Liderler, yapay zeka, dijital dönüşüm ve yeşil enerji gibi kritik konularda stratejik ortaklıkların önemini vurgularken, yeni nesil teknolojilerin fırsatları ve risklerini tartışıyor. Zirve, küresel ekonominin yeniden şekillendiği bu dönemde, yenilikçi çözümlerle ortak hareket etmenin gerekliliğine dikkat çekiyor.

Yeni gün başlangıcında, Asya borsaları, ABD Başkanı Donald Trump’ın ticaret politikalarına dair açıklamaları ve gümrük tarifesi tehditleriyle dalgalı bir seyir izledi. Trump’ın Meksika ve Kanada’ya %25 gümrük vergisi uygulama planı, özellikle Meksika pezosu ve Kanada doları üzerinde baskı oluştururken, ABD doları değer kazandı. Çin’e yönelik %60’a varan tarifelerden bahsedilmemesi, kısa süreli bir rahatlama sağlasa da, piyasalarda belirsizliği artırdı. Genel olarak, Trump yönetiminin ticaret politikalarının detayları netleşmediği için yatırımcılar dikkatli bir şekilde pozisyon alırken, piyasalarda volatilitenin devam edeceği beklentisi ise netleşen tek başlık oldu.

Çin borsası hafif de olsa yükselirken, Hong Kong borsası önderliğinde Asya genelinde hâkim rengin yeşil olduğunu not edelim. Kripto para cenahında, Trump yönetiminden gevşek düzenleme politikaları beklentisi, dijital varlıklarda başlangıçta ralliyi tetiklese de, kazançların geri verildiğini gördük. Petrol fiyatları ise, ABD’nin enerji üretimini artırma planları nedeniyle düşüş yaşarken, altın güvenli liman edası ile son iki buçuk ayın zirvesine yükseldi. Gram bazında da 3,118 TL ile başka bir rekora imza atıldığını da hazır yeri gelmişken söyleyelim. Mali piyasaların gündeminde bugün Türkiye’de konut satışları, Almanya’da ise ZEW eğilim endeksi takip edilebilir.

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.