Connect with us

EKONOMİ

GAGA KAPİTALİZM ÇAĞINA HOŞGELDİNİZ!

Yayınlanma:

|

Gaga kapitalizm, bir tür ekonomik ve sosyal sistem eleştirisidir. Bu kavram, 20. yüzyılın sonlarından itibaren şekillenen ve 21. yüzyılın başlarında belirginleşen bazı özelliklere atıfta bulunur. “Gaga” ifadesi, İngilizce “bling” veya “flashy” anlamlarına gelen “gaga” kelimesinden türemiştir ve abartılı, gösterişli ve yüzeysel tüketim alışkanlıklarına işaret eder. Gaga kapitalizm, aşağıdaki özelliklerle tanımlanabilir:

1. Gösterişli Tüketim

Gaga kapitalizm, insanların daha fazla statü ve sosyal kabul kazanmak amacıyla lüks tüketim ürünlerine yönelmesiyle karakterizedir. Bu sistemde, tüketim maddeleri sadece ihtiyaçları karşılamak için değil, aynı zamanda kişinin kimliğini ve sosyal statüsünü göstermek için kullanılır.

2. Medya ve Pazarlama Etkisi

Medya ve reklamlar, tüketim davranışlarını şekillendirmede önemli bir rol oynar. Gaga kapitalizmde, medya aracılığıyla yaratılan imajlar ve tüketim modelleri insanlara dayatılır, böylece “daha çok tüketen, daha değerli olur” algısı yaygınlaşır.

3. Küreselleşme ve Moda

Küreselleşmenin etkisiyle, markalar ve tüketim kalıpları dünya çapında yayılır. Moda ve trendlerin hızlı değişimi, insanların sürekli olarak yeni ve popüler olan ürünleri takip etmeye yönelmesine neden olur. Gaga kapitalizm, bu hızlı moda döngüleri ve “anı yaşa” mantığını teşvik eder.

4. Duygusal ve Yüzeysel Bağlılık

Bu kapitalizm anlayışı, insanları yüzeysel ve kısa süreli tatminlerle mutlu etmeye çalışır. Kalıcı ve derin bağlılıklar yerine, hızlı ve geçici hazlar ön plana çıkar. Bu durum, insanların anlamlı ve sürdürülebilir tüketim yerine, anlık keyiflere dayalı bir yaşam tarzını benimsemelerine yol açar.

5. Finansal ve Ekonomik Sorunlar

Gaga kapitalizminin bir sonucu olarak, bireylerin ve toplumların borçlanma oranları artar. Kredi kartları, hızlı tüketim kredileri ve benzeri araçlar, insanların sürekli olarak tüketmesini teşvik eder, bu da finansal dengesizliklere ve ekonomik krizlere neden olabilir.

Bu kavram, daha derin anlamda kapitalizmin aşırı tüketim ve yüzeysellik üzerine kurulu bir biçimi olarak eleştirilir. Gaga kapitalizm, insanların kendi kimliklerini tüketim yoluyla ifade etmeleri ve bu süreçte daha az derinlikli, daha materyalist bir yaşam tarzı benimsemeleri olarak özetlenebilir.

GAGA KAPİTALİZM HALKI NASIL ETKİLEDİ?

Gaga kapitalizm, toplumu ve bireyleri çeşitli yönlerden etkileyerek ekonomik, sosyal ve psikolojik değişimlere yol açabilir. Bu etkinin temelinde, abartılı tüketim, yüzeysellik ve statüye dayalı bir değer sistemi yer alır. İşte gaga kapitalizmin halk üzerindeki bazı etkileri:

1. Tüketim Toplumunun Oluşumu

Gaga kapitalizm, bireylerin kimliklerini ve sosyal statülerini tüketim yoluyla ifade etmelerini teşvik eder. Bu durum, toplumun tüketim odaklı bir yapıya dönüşmesine neden olur. İnsanlar, kendilerini değerli hissetmek veya topluma uyum sağlamak için sürekli olarak yeni ve “moda” olan ürünleri satın almaya çalışır. Sonuç olarak, kişisel tatminin ve mutluluğun ölçüsü, sahip olunan eşyalar ve markalar üzerinden tanımlanır.

2. Borç ve Finansal Stresin Artışı

Gaga kapitalizmin teşvik ettiği aşırı tüketim, bireylerin gelirlerinden daha fazlasını harcamalarına neden olabilir. Özellikle lüks ve gösterişli ürünlerin cazibesi, insanların kredi kartı borçları ve tüketici kredilerine bağımlı hale gelmesine yol açabilir. Bu durum, bireylerde finansal stresin artmasına ve ekonomik kırılganlığın yayılmasına neden olabilir.

3. Sosyal Eşitsizliklerin Derinleşmesi

Bu kapitalizm modeli, statüye ve maddi başarıya dayalı bir toplumsal hiyerarşiyi güçlendirir. Gösterişli tüketim, sadece daha fazla kaynağa sahip olanları ön plana çıkarır ve bu, ekonomik olarak daha az avantajlı olan kesimlerin dışlanmasına yol açabilir. Dolayısıyla, zenginler ve yoksullar arasındaki uçurum derinleşir, sosyal eşitsizlikler daha da belirgin hale gelir.

4. Duygusal ve Psikolojik Etkiler

Gaga kapitalizmin dayattığı tüketim odaklı yaşam tarzı, bireylerde tatminsizlik ve huzursuzluk yaratabilir. Sürekli olarak “daha iyisini” elde etme arzusu, bireylerin sahip olduklarıyla mutlu olmasını zorlaştırabilir. Bu durum, depresyon, stres ve kaygı gibi psikolojik sorunların yaygınlaşmasına neden olabilir. Ayrıca, sosyal medyada veya reklamlarda gösterilen “ideal yaşamlar”, bireylerin kendilerini yetersiz hissetmelerine yol açabilir.

5. Çevresel Etkiler ve Sürdürülemezlik

Aşırı tüketim alışkanlıkları, doğal kaynakların hızla tükenmesine ve çevresel tahribata neden olabilir. Hızlı moda, elektronik atıklar ve sürekli yenilenen ürün döngüleri, çevresel sürdürülebilirliği tehdit eder. Gaga kapitalizm, insanları sık sık eskiyi atmaya ve yenisini almaya teşvik ettiğinden, bu durum çevresel sorunları da beraberinde getirir.

6. Dayanışma ve Toplumsal Bağların Zayıflaması

Tüketim kültürü, bireyselliği ve kişisel başarıyı ön plana çıkarır. Bu durum, toplumsal dayanışmayı zayıflatabilir ve toplulukların bir arada kalmasını zorlaştırabilir. İnsanlar, daha çok kendi bireysel tatminlerine ve kazançlarına odaklanırken, ortak sorunlara veya toplumsal dayanışmaya olan ilgileri azalabilir.

7. Eğitim ve Kültürel Değerlerin Değişmesi

Gaga kapitalizm, bireylerin eğitim ve kültürel değerlerini de etkileyebilir. Eğitimin amacı, sadece maddi başarıya ulaşmak olarak algılanabilir ve kültürel değerler yerine popüler kültürün unsurları ön plana çıkabilir. Sanat, kültür ve eğitim, tüketim kültürünün bir parçası haline gelebilir ve maddi getirisi olmayan alanlar daha az ilgi görebilir.

8. Toplumsal Baskı ve Rekabetin Artması

Toplumda tüketimle ilişkilendirilen statü ve başarı anlayışı, bireyler arasında rekabeti ve kıyaslamayı artırabilir. İnsanlar, sosyal çevrelerinde kabul görmek ve beğenilmek için sürekli olarak kendilerini güncel trendlere uygun hale getirmeye çalışır. Bu da bireyler üzerinde sosyal baskı yaratır ve insanlar, statü elde etmek için tüketim konusunda birbirleriyle yarışabilir.

Özetle, gaga kapitalizm, toplumda tüketim odaklı bir yaşam tarzı oluşturur ve bireylerin psikolojik, ekonomik, çevresel ve sosyal dengelerini olumsuz etkileyebilir. Bu sistemin sürdürülebilirliği, eleştirilmekte ve birçok kişi tarafından sorgulanmaktadır.

GAGA KAPİTALİZM’DE HER ŞEYİN TAVUKLAŞMASI NE ANLAMA GELİR?

Gaga kapitalizmde her şeyin tavuklaştırılması, tüketim odaklı kültürün ve ekonomik sistemin insanları ve toplumu yüzeysel, hızlı ve tekrarlı tüketim döngülerine mahkum etmesi anlamına gelir. Bu terim, daha derin ve özgün değerlerin basit, sıradan ve yaygın hale getirilmesini ifade eder. Kavram, tıpkı bir tavuğun hızlıca beslendiği, büyüdüğü ve bir ürün olarak tüketildiği süreç gibi, insanların da basit, hızlı ve yüzeysel bir tüketim döngüsüne sokulması fikrine dayanır.

Bu süreci daha ayrıntılı olarak incelemek gerekirse, “tavuklaştırma” şu açılardan ele alınabilir:

1. Hızlı Tüketim Kültürü

Gaga kapitalizmin dayattığı yaşam tarzında, her şeyin hızlıca tüketilmesi gerektiği vurgulanır. Tıpkı tavuk yetiştiriciliğinde olduğu gibi, ürünler ve fikirler hızlı bir şekilde piyasaya sürülür, tüketilir ve ardından yenisiyle değiştirilir. Bu döngü, bireylerin derinlemesine düşünmek yerine anlık tatminlere odaklanmalarına neden olur.

2. Yüzeysellik ve Basitlik

Tavuklaştırma, karmaşık ve derin anlamlar yerine, basit ve kolay sindirilebilir içeriklerin ön plana çıkması anlamına gelir. Gaga kapitalizmde, ürünler, fikirler ve eğlenceler basitleştirilir ve yüzeysel bir cazibe ile sunulur. Bu, toplumu daha az düşünmeye ve daha çok tüketmeye teşvik eder.

3. Standardizasyon ve Tekdüzelik

Tavuklaştırma, her şeyin aynı kalıba sokulması ve standartlaştırılması sürecini ifade eder. Gaga kapitalizmde, ürünler ve hizmetler genellikle benzer hale getirilir; moda, eğlence, yemek kültürü, medya ve yaşam tarzları belirli kalıplar içinde sunulur. Bu, bireylerin kendilerini farklı hissetmelerine rağmen aslında benzer şeyleri tüketmelerine yol açar.

4. Hızlı Modanın ve Popüler Kültürün Etkisi

Tavuklaştırma, özellikle hızlı moda ve popüler kültürde kendini gösterir. Her sezon yeni moda trendleri, ünlülerden ilham alan stiller, sosyal medyada yayılan kısa ömürlü içerikler, tavuklaştırmanın örnekleridir. Bu süreç, insanların hızlı tüketim döngülerine dahil olmalarını ve yenilik peşinde koşmalarını sağlar.

5. Maddi ve Manevi Değerlerin Değersizleşmesi

Tavuklaştırma, özgün ve derin değerlere sahip olabilecek şeylerin maddi kazanç uğruna değersizleştirilmesini ifade eder. Örneğin, kültürel, sanatsal veya manevi öğeler, popüler tüketim kültürü içinde sıradanlaştırılır ve anlamlarını kaybeder. Bu, kültürün ve sanatsal üretimin de birer meta haline gelmesi sürecini hızlandırır.

6. Reklamlar ve Sosyal Medyanın Rolü

Reklamlar ve sosyal medya, tavuklaştırma sürecinde önemli bir rol oynar. Her şey, hızlı ve etkileyici mesajlarla pazarlanır. Ürünler, içerikler ve fikirler kısa ve öz bir şekilde sunulur, çünkü insanların dikkat süreleri kısadır ve sürekli olarak yeni bir şey ararlar. Bu, insanların daha derin ve anlamlı içeriklere odaklanmak yerine yüzeysel mesajlara kapılmalarına yol açar.

7. Kısa Ömürlü ve Geçici Trendler

Tavuklaştırma, trendlerin ve modaların hızla değişmesi ve kısa ömürlü olması anlamına gelir. Gaga kapitalizm, bireyleri sürekli olarak yeni trendlere yönlendirir ve bir trendin eskidiğinde hemen yenisiyle değiştirilmesini teşvik eder. Bu süreç, tüketicilerin tatmin olmalarını zorlaştırır ve sürekli olarak “yeni olanın” peşinde koşmalarına neden olur.

8. Bireylerin ve Fikirlerin Meta Haline Gelmesi

Tavuklaştırma, bireylerin ve fikirlerin de birer ürün gibi piyasada alınıp satılabilir hale gelmesi sürecini ifade eder. İnsanlar, sosyal medya platformlarında “influencer” olarak kendi kimliklerini ve yaşam tarzlarını pazarlayarak bir tür meta haline gelirler. Aynı şekilde, popüler olan fikirler veya akımlar, tüketim kültürüne uygun şekilde basitleştirilir ve kitlelere sunulur.

9. Duygusal Tatmin Yerine Anlık Hazlar

Bu süreçte, duygusal ve manevi tatminler yerine, anlık ve geçici hazlar ön plana çıkar. Tıpkı bir tavuğun hızlıca beslenip büyütülmesi gibi, bireyler de hızlı ve geçici tatminlerle mutlu olmaya çalışır. Bu durum, insanların derin bağlar kurmalarını ve daha kalıcı tatminler aramalarını zorlaştırır.

10. Toplumsal ve Kültürel Farklılıkların Azalması

Tavuklaştırma, toplumları ve kültürleri tek tipleştirme eğilimindedir. Küreselleşmenin etkisiyle, farklı kültürel öğeler ve gelenekler basitleştirilir ve küresel tüketim kültürüne uyarlanır. Bu durum, yerel kültürlerin değer kaybetmesine ve küresel standartlara uygun hale getirilmesine yol açar.

Özetle, gaga kapitalizmde her şeyin tavuklaştırılması, tüketim kültürünün bireyleri ve toplumu daha yüzeysel, hızlı ve tekdüze bir tüketim anlayışına yönlendirmesi sürecini ifade eder. Bu durum, insanların daha az sorgulayan, daha fazla tüketen ve hızlı tüketim döngülerine kapılmış bireyler haline gelmelerine neden olabilir.

Okumaya devam et
Yorum Yazın

Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

EKONOMİ

FT: Çin, ABD’nin en son çip kısıtlamalarına misilleme yaptı

Pekin, yarı iletkenlerde ve pillerde kullanılan malzemelerin ihracatını yasakladı

Yayınlanma:

|

Yazan:

Çin, Pekin’in Washington’dan gelen yeni ihracat kontrollerine karşı hızlı bir misilleme olarak, yarı iletken üretiminde ve askeri uygulamalarda kullanılan çeşitli mineral ve metallerin ABD’ye sevkiyatını yasakladı.

Çin ticaret bakanlığı Salı günü yaptığı açıklamada, galyum, germanyum, antimon ve süper sert malzemeler içeren çift kullanımlı ürünlerin ABD’ye ihracatını yasaklayacağını ve grafit ile ilgili daha sıkı kontroller uygulayacağını söyledi.

Bakanlık, Washington’un ulusal güvenlik kisvesi altında “ticaret ve teknolojiyi silahlandırdığını” söyledi. Misilleme, ABD’nin Pazartesi günü Çin’in ordusu için yapay zeka geliştirmesini zorlaştırmak için tasarlanmış bir dizi kapsamlı ihracat kontrolü getirmesinin ardından geldi. “Ulusal güvenliği korumak için . . . .

Çin, ABD’ye çift kullanımlı ürünler üzerindeki ihracat kontrollerini güçlendirmeye karar verdi” diyen bakanlık, önlemlerin hemen yürürlüğe gireceğini de sözlerine ekledi. Ayrı bir gelişmede, internet, otomobil, yarı iletken ve iletişim endüstrilerini temsil eden dört büyük Çin ticaret birliği, üyelere Amerikan çip alımlarını azaltmalarını söyleyerek ABD’nin hamlelerine tepki gösterdi.

Çin Yarı İletken Endüstrisi Birliği, “ABD çip ürünleri artık güvenli veya güvenilir değil ve ilgili Çin endüstrileri ABD çiplerini tedarik ederken dikkatli olmalı” dedi. Ambargolu mineraller ve metaller, yarı iletkenler ve pillerin yanı sıra iletişim ekipmanı bileşenleri ve zırh delici mühimmat gibi askeri donanımların üretiminde kullanılmaktadır. Çin, ABD ve müttefiklerinden gelen çip yaptırımlarının sıkılaştırılmasına yanıt olarak ihracat kontrollerini zaten güçlendiriyordu. Germanyum ve galyum sevkiyatlarındaki mevcut kısıtlamalar, Avrupa’daki maden fiyatlarında neredeyse iki kat artışa neden oldu.

Çin’in ABD’ye son sevkiyat yasağı, Başkan Xi Jinping’in hükümetinin Washington’un çip kısıtlamalarına karşı misilleme yapmak için batının ekonomik çıkarlarını hedef almaya istekli olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Washington’daki bir düşünce kuruluşu olan CSIS’te Çin uzmanı olan Scott Kennedy, “Çin daha önce ateş tutmanın ayrışma hızını yavaşlatacağı sonucuna varmıştı, ancak şimdi ateş tutmanın daha büyük ABD yaptırımlarına davetiye çıkardığı ve maliyetleri empoze etmek için geri adım atmaları gerektiği sonucuna vardılar” dedi. ABD Ulusal Güvenlik Konseyi, kontrolleri “hala değerlendirdiğini”, ancak etkilerini azaltmak ve Pekin’den “zorlayıcı eylemleri” caydırmak için adımlar atacağını söyledi. NSC, “Bu yeni kontroller, Çin Halk Cumhuriyeti’nden uzaktaki kritik tedarik zincirlerini riskten arındırmak ve çeşitlendirmek için diğer ülkelerle birlikte çabalarımızı güçlendirmenin önemini vurguluyor” dedi.

ABD’deki Çin uzmanları, Pekin’in Amerikan ihracat kontrollerine karşı misillemeyi artırıp artırmayacağını görmek için bekliyorlar. Asya Toplumu Politika Enstitüsü’nde ticaret uzmanı olan Wendy Cutler, “Bu, gelen Trump yönetimine Çin’in misilleme önlemleriyle yanıt vermeye hazır olduğuna dair bir işarettir” dedi. Cutler, ABD’nin tedarik zincirlerini çeşitlendirdiği göz önüne alındığında, önlemlerin hemen etkisinin belirsiz olduğunu söyledi. “Ancak ihracat kontrol listelerine başka ürünler de koyabilirler ve bu da bizim üzerimizde çok daha büyük bir etkiye sahip olur.” Bu yılın başlarında Çin, Tokyo’nun ABD ihracat kontrollerine kaydolması halinde kritik minerallerin Japonya’ya ihracatını kısıtlamakla tehdit etti.

Resim

ABD Jeolojik Araştırması’na göre Çin, dünyadaki galyum arzının yüzde 98’ini ve germanyumun yüzde 60’ını üretiyor.

Pazartesi günü açıklanan ABD kontrolleri, kritik yarı iletken üretim araçlarının ihracatına yönelik daha sert kısıtlamalar ve yapay zeka ürünlerinde çok önemli bir bileşen olan gelişmiş yüksek bant genişliğine sahip bellek (HBM) çiplerinin Çin’e ihracatının yasaklanmasını içeriyordu. Ancak Bernstein analistleri, ABD kısıtlamalarının beklenenden daha az şiddetli olduğunu söyledi. Japon çip ekipmanı tedarikçilerinin daha sıkı kısıtlamalardan faydalandığı görüldü ve çip stokları Nikkei hisse ortalamasını Salı günü üç haftanın en yüksek seviyesine çıkardı. Tokyo Electron yüzde 4,3 yükselirken, Disco Corp ve Lasertec sırasıyla yüzde 6,1 ve yüzde 4,3 arttı. Washington ayrıca, yabancı yarı iletken teknolojisini satın almak için çalışan büyük Apple ve Samsung tedarikçisi Wingtech de dahil olmak üzere 136 Çinli şirketi ABD ticaret kara listesine ekledi.

Wingtech, 2018’den bu yana Hollandalı yarı iletken grubu Nexperia’yı satın almak için 4 milyar dolardan fazla harcadı. Ayrıca, İngiltere’nin en büyük çip üreticisi olan Newport Wafer Fab’ı, nihayetinde İngiltere hükümeti tarafından engellenen bir anlaşmayla satın almaya çalıştı. Önerilen Yarıiletkenler Çiplerin jeopolitiği: ABD’de cipsler ABD’nin kara listeye alınması, Wingtech’in Shenzhen’de listelenen hisselerinin iki gün içinde yüzde 10’dan fazla düşmesine neden oldu ve Çinli şirketler için uluslararası işlerini büyütmek ile Pekin’in evdeki politika önceliklerini desteklemek arasındaki hassas dengeleme hareketini vurguladı.

Wingtech, daha önce 2020’de yaptırımlara maruz kaldıktan sonra başka bir Çinli gruptan Apple ile ilgili bir kamera modülü işletmesi satın almıştı. Kara listeye alınmış bir Çinli firmanın yöneticisi, “Batılı şirketler artık bizden alışveriş yapmıyor” dedi. “İki yıl boyunca, yabancı bileşenleri değiştirdiğimiz için temelde büyümeyi durdurduk.” 86Research’ten Charlie Chai, Wingtech’in yabancı işleri elinde tutmak için gerekirse bölünebileceğini söyledi.

En son ABD kontrollerinin boşlukları kapattığını ve Çinli çip şirketlerinin yabancı ekipman satın almasını zorlaştırdığını belirtti. “Klasik bir kedi fare oyununa dönüştü, ancak Çinli firmalar için manevra alanı hızla daralıyor” dedi.

FT

Okumaya devam et

EKONOMİ

Prof. Dr. YILMAZ: Teknik resesyona girdik ama…

Yayınlanma:

|

Yazan:

TÜİK, Temmuz-Eylül aylarını kapsayan 2024 III. çeyrek büyüme verisini açıkladı. Dolayısıyla geriden gelen bir veri. Ekonomi çeyreklik bazda yüzde -0,2 daraldı. Bir önceki yılın aynı çeyreğine göre artış ise yüzde 2,1 oldu.

Yayımlanan bültende bir de 2024 II. çeyrek verisine ilişkin güncelleme vardı. II. çeyrekteki yüzde 0,1 olan büyüme verisi yüzde -0,2 olarak güncellenince Türkiye ekonomisinin iki çeyrek üst üste daraldığı anlaşıldı. Teknik resesyon tanım olarak “çeyreklik bazda GSYH verisinde üst üste iki çeyrekte daralma” anlamına geldiğine göre Türkiye ekonomisi teknik resesyona girdi. Ama girdiği gibi çıkabilir, nedenleri aşağıda.

Üçüncü çeyrek büyüme verisini önce üretim yöntemiyle değerlendirelim. Çünkü üretim yöntemiyle hesaplamada sektör ayrımları önemli.

III. çeyrek büyüme verisine göre GSYH’yi oluşturan iktisadi faaliyet kolları arasında inşaat sektörü ön plana çıktı. Yine ekonomik aktiviteyi sürükleyici sektör oldu ve yüzde 9,2 büyüdü. Bir önceki çeyrekte yüzde 6,5 büyümüştü. Depremin yıktığı çok geniş coğrafyanın yeniden imarının yanı sıra kentsel dönüşüm nedeniyle hızlanan inşaatlarla bu sektör büyümeye devam ediyor. Ancak inşaat maliyetleri tırmanıyor ve konut kredileri de el yakıyor. Kredi faizlerinde gevşeme beklentisi ise giderek yükseliyor.

Sanayi sektörü, son iki çeyrektir daralıyor. Sanayi sektörü III. çeyrekte yüzde -2,2 küçülürken, finans-sigorta faaliyetlerinde bir önceki çeyreğe göre toparlanma kendisi göstermiş durumda.

Büyüme kompozisyonuna harcama yöntemiyle baktığımızda hane halkı tüketimi yine en önemli bileşen. Aslında iki yıl öncesine geri gidersek çok etkili bir bileşendi, örneğin geçen yıl ilk çeyreklerde bir önceki çeyreğe göre yaklaşık yüzde 15-16 aralığında artış gösteriyordu.

Tüketim yavaşladı, ancak bir önceki çeyreğe göre daha canlı diyebiliriz. (II. çeyrekte yüzde 1,5’ti, III. çeyrekte yüzde 3,1 arttı.) Hane halkı tüketimi büyümeye 2,2 puan katkı yapmış oldu.

Diğer yandan Sayın Şimşek’in “program çalışıyor” diye sıklıkla ifade ettiği gibi program, dar gelirliler, yoksul hane halkları üzerinde çalışmaya devam ediyor. Gelir dağılımındaki bozulma sonucu yüksek talebe sahip önemli bir kesim olduğunu hep söyledik.

Devletin nihai tüketim harcamaları da üçüncü çeyrekte ekside. Tüketerek büyümeye kamu sektörü bu kez katkı sağlamadı. Seçim dönemlerinde ne kadar harcamacı bir yapıda olduğunu hepimiz gördük.

İhracat ise yüzde 0,8 oranında çok sınırlı bir düzeyde artarken ithalattaki azalış yüzde -9,6 oldu. İhracatta beklenen artış gerçekleşmeyince dış piyasada satamadığını içeride tüketime sunar ama sorunları daha derin, kendi ifadeleriyle “kredi maliyeti yüksek, kur düzeyi aleyhlerinde ve Avrupa ekonomisi durgun”.

GSYH’de III. çeyrekte gayrisafi sabit sermaye düşüş gösterdi. İnşaat sektöründe büyümeye rağmen bu azalış düşündürücü.

Son olarak büyüme verisine gelir yöntemiyle bakarsak; emeğin, bir başka deyişle işgücüne yapılan ödemelerin büyümeden aldığı payın hala tatmin edici düzeyde olmadığı, bir önceki çeyreğe göre azaldığı (yüzde 40,4’ten yüzde 36,4’e) görülüyor. Şimdi emekçinin gözü 2025 asgari ücret düzeyini belirlemek üzere aralık ayında toplanacak Asgari Ücret Tespit Komisyonuna çevrilmiş durumda.

2023 seçimlerinin ardından enflasyonla mücadele ön plana çıkarken ekonomiyi soğutacak sıkı para politikası adımları atılmaya başlanmıştı. Ama artık piyasa beklentileri ve uluslararası finans çevrelerinin öngörüsü, TCMB’nin aralık ayında faiz indirimine başlayacağı yönünde. Öyle ki reel kesim güven endeksi, perakende ticaret ve hizmet sektörü güven endeksleri toparlanmaya başlıyor. Sıkı para politikasının krediye erişimi sınırlayıcı etkisi ve hizmetler sektörü ve talep açısından baskılayıcı olduğu dönemin geride kalması için saflar sıkılaşıyor.

Hem yüksek enflasyonun hem enflasyonla mücadelenin dar gelirliler, ücretliler üzerinde yarattığı tahribatı gidermek için herhangi bir politika adımı atılmadan, yeni kredi imkanları sermaye kesimi ve finans kapital lehine yaratılmaya başlanacak.

Para politikasında gevşeme olacaksa bu ancak mevcut sıkı duruşun enflasyon dinamikleri üzerindeki olumlu etkisinin görülmesiyle mümkün olmalı. Parasal gevşeme büyüme oranındaki düşüş kaygısıyla ilişkilendirilirse, enflasyonun tek haneye inmesi 2030’lara kalır.

Enflasyonun düşüş trendine girme beklentisi ve merkez bankasının faiz indirimlerine geçişi önemli bir zamanlama meselesi. O nedenle salı günü açıklanacak kasım ayı enflasyon verisini görmek lazım.

Bu yılın II. çeyrek verisini 3 Eylül 2024 tarihli yazımla yorumlamış ve şöyle yazmıştım: “İyi haber, yavaşlama uzun sürmeyecek, kötü haber, daralıp durgunlaşacağız.” Büyümenin de enflasyonun da öngörülebilir olması dileğiyle.

Prof. Dr. Elif Binhan YILMAZ-T24

 

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

İŞBANK GM Hakan Aran: 2,5 puanlık bir faiz indirimi ekonomiye nefes aldırır

Yayınlanma:

|

Yazan:

Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, Antalya’da düzenlenen toplantıda basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Ülke ekonomisinin mevcut durumu ve bankacılık sektörünün zorlukları hakkında net mesajlar veren Aran, 2025 ve sonrasına dair kritik öngörülerde bulundu.

“2,5 puanlık bir faiz indirimi, ekonomiye nefes aldırır”

Hakan Aran, faiz politikalarına dair beklentilerini paylaştı. Ekim ayı enflasyon rakamlarının ardından kasımda faiz indirimi ihtimalinin ortadan kalktığını ifade eden Aran, aralık ayında ise 2,5 puanlık bir faiz indiriminin masada olabileceğini dile getirdi. “Ülke ekonomimizin bu indirime ihtiyacı var. Toplum olarak yüzde 50’lik ciddi bir faiz yüküne katlanıyoruz. 2,5 puanlık bir indirim, ekonomiye nefes aldırır” dedi. Aran, 2025 yılına yüzde 44’lük enflasyon ile yüzde 47,5’lik bir faiz oranı ile başlanmasını beklediğini paylaştı.

“2025 yılında enflasyon yüzde 24-25 bandına gerileyebilir”

2025 yılına dair öngörülerini paylaşan Aran, sıkı para politikasının 2026 sonuna kadar devam etmesi gerektiğini belirtti. “Enflasyon tek haneye inene kadar sıkı para politikası sürmeli. 2025 yılında enflasyonun yüzde 24-25 bandına gerileyebileceğini düşünüyorum” dedi. Ayrıca, para politikasında ani değişimlerden kaçınılması gerektiğinin altını çizdi.

“2025’te sıkılaşma devam edeceği için konut satışlarında patlama olmaz”

Konut piyasasında artan satışların faiz indirimi beklentisiyle ilişkisine değinen Aran, faiz indiriminin 2025 yılında konut satışlarını ciddi şekilde artırmasını beklemediğini söyledi. “Öngörülebilirlik sağlandığı sürece vatandaş pozisyon alabiliyor. Ancak sıkılaştırma devam edeceği için konut sektöründe bir patlama yaşanmaz” açıklamasını yaptı.

“Mevcut konjonktür bankaların kar elde etmesini mümkün kılmıyor”

Bankacılık sektörünün mevcut durumu hakkında da konuşan Aran, ekonomik konjonktürün ilk dokuz ayda sektörün kâr elde etmesini zorlaştırdığını belirtti. “Net faiz marjlarımız sıfır seviyesinde. Son çeyrekte de benzer bir tabloyla karşılaşacağımızı öngörüyoruz” dedi.

“Faiz indiriminin başlamasıyla yabancı 2 ve 5 yıllık tahvillere ilgi gösterir”

Yabancı sermaye akışına dair görüşlerini paylaşan İş Bankası Genel Müdürü, faiz indiriminin başlamasıyla birlikte yabancı yatırımcıların tahvil piyasasına ilgi gösterebileceğini belirtti. “2025 yılında yabancı sermayenin Türk lirasından ziyade Türk tahvillerine yöneleceğini düşünüyorum” dedi. Yabancının 2 ve 5 yıllık kâğıtlara ilgi gösterebileceğine işaret etti.

“Bankalar en son gevşetilecek taraf”

Aran, enflasyonla mücadelede sonuç alındıkça makroihtiyati tedbirlerde gevşeme beklediğini ancak bankaların üzerindeki yükün devam edeceğini ifade etti. “Ekonomideki dengelenme sürecinde bankaların omuzlarına ciddi bir yük bindirilmiş durumda” dedi. Bankaların en son gevşetilecek taraf olduğunu da sözlerine ekledi.

“Enflasyon kontrol altına alındıktan sonra swap limitleri artırılabilir”

Swap limitleriyle ilgili de açıklamalarda bulunan Aran, enflasyon kontrol altına alındıktan sonra bu limitlerin artırılabileceğini söyledi. Ancak sıcak para girişinin risklerini hatırlatarak, “Sıcak parayı açtığınızda çıkışını da göze almanız gerekir. Şu an bu seviyede olmadığımızı düşünüyorum” dedi.

Turizm sektörüne destek artıyor

Resort Turizm Kongresi’nde sektörün turizme katkısına da değinen Hakan Aran, kredi büyümelerinde sıkılaşmaya rağmen 2023 yılında turizm sektörüne 1,5 milyar dolar kredi tahsis ettiklerini belirtti. 2024’te bu desteği 2 milyar dolara çıkarmayı hedeflediklerini vurgulayan Aran, “Turizm, ülkemiz için stratejik bir sektör. Bu alandaki kredilerimizi artırma kararlılığındayız” dedi.

Kaynak: cnbce.com

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.