Connect with us

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Gözler (yarın) ABD TÜFE verisinde. Altın, rekorun kıyısında bekliyor!

Yayınlanma:

|

Küresel mali piyasalar, geride bıraktığımız ‘sert’ hafta sonrasında yeni haftaya bir nebze de olsa yön bulmakta zorlanarak başladı. Takdir edeceğiniz üzere, gemi büyük bir fırtınayı atlatıp göreceli olarak daha sakin sulara ulaşsa da, henüz sütliman bir ortamdan da söz edemiyoruz. Keza, son dönemlerde ABD’de açıklanan ve ekonominin ivme kaybettiği inancını körükleyen veriler ardından piyasalar yön tayini için yarın ABD’de açıklanacak tüketici enflasyon verisinin büyük bir merakla bekliyor. İstihdam piyasasından son dönemde gelen göreceli zayıf veriler, FED’in enflasyonun belini bükmek adına faiz oranlarını gereğinden fazla yüksek tutarak bu sefer de ekonomide durgunluğa neden olarak yumuşak iniş fırsatını da kaçırdığı endişesini körükleyerek, ya da politika hatası yapmak suretiyle piyasalarda büyük bir paniğe geçen hafta neden olmuştu.

Gelin ilk önce yarın ABD’de açıklanacak kritik enflasyon verisi öncesi ‘rakibimizi’ tanıyalım. Anketlere göre, Temmuz ayında, hem manşet hem de çekirdek enflasyonda %0,2 düzeyinde bir artış beklenirken, yıllık manşet artışın %3,0’te kalması, yıllık çekirdek enflasyonun ise %3,2’ye yavaşlayacağı öngörülüyor. Beklentilerden daha zayıf bir veri, FED’in artık enflasyonla savaşında zafer ilan etmesi için yeterli olabileceği gibi, en az 25 baz puan faiz indiriminin de kapısını aralayacak. Madalyonun diğer tarafı ise piyasaların kafasının iyice bulanacağını peşinen altını çizelim! Bu sabah faiz vadeli kontratlarına göre, 18 Eylül olağan FED faiz toplantısına yönelik 50 baz puan faizi indirimine %50 ihtimal tanınırken, yılın son üç toplantısına yönelik beklenti ise 100 baz puan olarak görülüyor.

Türkiye cephesinde ise havanın bir miktar da olsa ‘tatsız’ olduğunu itiraf etmek gerekiyor. Enflasyonu (hastalık) yenmek adına uygulanan antibiyotik tedavisi (faiz) bünyede başka sorunlara neden olmaya başladı. Talebi frenleyip, fiyat artış hızını yavaşlatmayı hedefleyen dezenflasyonist politikalar, uzun bir süre uygulanınca bu sefer de reel sektör üzerinde sorun (yan etki) yaratmaya başladı. Banka bilançolarında kâr rakamları kafaları kurcalarken, açıklanan veriler de reel sektörün her geçen gün biraz daha baskı altında kalmaya başladığını gösteriyor. Şöyle ki, karşılıksız çekin toplam ibraz edilen çek stoku içindeki payı Temmuz ayında %2,6 ile son 5 yılın en yüksek seviyesine gelirken, Türkiye Bankalar Risk Merkezi verilerine göre kredi kartını borcunu ödemeyenler sayısı %100 artarak (bir önceki yıla göre) 142bine yükseldi! Enflasyonla mücadeleyi sadece TCMB’nin sırtına yüklemek ve reel sektörde filizlenen sorunları göz ardı etmemek gerekiyor. Lâkin, enflasyonu dizingilerken bu yan etkileri de kaçınılmaz olduğunun altını çizmek gerekiyor.

Mesela dün bültenimizde ekonomideki ivme kaybından söz ederken, sanayi üretimi yıllık bazda daraldığını, büyümenin öncü göstergesi olan PMI verilerinin ise sektördeki yavaşlamanın beşinci ayına girdiğine işaret ettiğini paylaşmıştık. Dün TÜİK tarafından açıklanan verilere göre, Haziran ayında işsizlik oranı %9,2 ile bir önceki aya göre 0,7 puan artış gösterirken, atıl işgücü oranı, bir önceki aya göre 3,8 puan artarak %29,2 seviyesine yükselmek suretiyle rekor kırdı! Sıkı para politikasının etkisi işgücü verilerinde de kendisini gösterirken, uygulanan antibiyotik tedavisinin yan etkileri makroekonomik verilere sirayet etmeye devam ediyor. Bu verilerin ışığında mevcut olan limoni hava dün de kendisini gösterdi. Enflasyonla mücadele kapsamında uygulanan politikaları reel sektör finansalları üzerinde yarattığı baskı ile hisse senetleri dün olumlu başladığı günü %0,8 oranında kayıpla tamamladı. Antibiyotik tedavisinin faydalarını görülmeden, hisse senetleri cephesinde sabırlı olunması gerektiğini düşünüyoruz. USDTRY kuru 33,50-33,60 band aralığında; CDS risk primi ise 277 baz puanda sakin seyrini dün de korumaya devam etti.

Küresel tarafta ise gemi ara ara dalgalarla boğuşmaya devam etse ise toparlanma eğilimi devam ediyor. ABD TÜFE verisi öncesinde dün ABD borsaları geceyi neredeyse yatay bir seyirle tamamladı. Bekle ve gör stratejisinin piyasa oyuncularını motive ettiğini düşünüyoruz. Yeni gün başlangıcında, geçen hafta pazartesi günü %12,4 gerileyen ve türbülanstan en çok etkilenen Japon borsası Nikkei bu sabah %2,6 ile yükselerek geçen hafta genelinde sergilediği tepki alımları ile kayıplarının telafi etti. ABD borsalarını da vadeli işlemlerinde hafif çapta da olsa artılar göze çarpıyor.

İran’ın İsrail’e yönelik misilleme adımı yüksek perdeden konuşulmaya devam ederken, Çin devlet başkanı Xi, İran’ın kendini savunma özgürlüğünü destekliyoruz dedi. Jeopolitik riskler gölgesinde altının ons 2,475 dolar ile tarihi zirvesine çok yaklaştı. OPEC’in arz uyarısına karşın jeopolitik risklerin de gölgesinde Brent cinsi ham petrolün varil fiyatı 82 dolar seviyesine kadar yükseldi (geçen hafta 75 dolar seviyesinde idi.). Avrupa’da doğal gaz fiyatları, Rusya ve Ukrayna ordusu arasında Suca şehrini de içeren Kursk bölgesinde başlayan çatışmalar sonrası tırmanan jeopolitik gerilimin etkisiyle 42 EUR/MWh ile son on ayın en yüksek seviyesine ulaştı. Para birimleri cephesinde doların bir tık da olsa değer kaybettiği ve EURUSD paritesinin yeniden 1,0950 seviyesine dayandığını not edelim.

Bugünün veri takviminde Türkiye cephesinde Haziran ayı ödemeler dengesi istatistikleri takip edilecek. Çarşamba günü ABD’de yayınlanacak tüketici enflasyonu öncesinde bugün üretici enflasyonunu takip edeceğiz. Cumhuriyetçi başkan adayı Trump’ın milyarder girişimci Elon Musk ile röportajı, birçok kullanıcının canlı yayına erişmesini engelleyen teknik sorunların neden olduğu uzun bir gecikmenin ardından dün akşam sosyal medya platformu X’te 1,3 milyondan daha çok kişinin dikkatini çekti. Musk, teknik sorunlar nedeniyle siber saldırıları suçladı!

2024 Paris Olimpiyatları kısa da olsa yer vererek bülteni bugün de sonlandırmak isterim. 2024 Paris Olimpiyatları, hem ekonomik hem de sportif açıdan önemli başarılarla tamamlandı. Tahminlere göre, Olimpiyatlar Paris ve çevresine 8-9 milyar EUR civarında ekonomik kazanç sağladı. Turizm, inşaat ve organizasyon gibi sektörler bu ekonomik katkının ana unsurları oldu. Olimpiyatlar boyunca Paris’e gelen turistlerin harcamalarının toplamda 2,6 milyar EUR’yu bulduğu tahmin ediliyor. Bu artış, Fransa’nın üçüncü çeyrekte ekonomik büyümesine yaklaşık %0,4 oranında katkı yapması bekleniyor.

Amerika Birleşik Devletleri en çok madalya kazanan ülke oldu ve özellikle yüzme, atletizm gibi ana spor dallarında büyük başarılar elde ederken, Çin ve Birleşik Krallık da madalya sıralamasında üst sıralarda yer aldı. Paris 2024, tam cinsiyet eşitliği sağlanan ilk Olimpiyatlar olarak tarihe geçti. Toplamda 10,500 sporcunun katıldığı bu oyunlarda kadın ve erkek sporcuların sayısı eşit olarak belirlendi.

Buse Çalışkan, Paris 2024 Olimpiyatları’nda Türkiye adına yarışan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin milli atleti olarak önemli bir performans sergiledi. Kadınlar yüksek atlama finaline katılan Buse Çalışkan, finalde 1,86 metre ile yarışmayı 10. sırada tamamladı. Bu sonuç, olimpiyat seviyesindeki zorlu rekabet ortamında dikkate değer bir başarı olarak değerlendirildi. Elemelerde 1,92 atlayan Buse’ye “yüksek ki yerin burası değil” mesajını kalbimizden gönderiyoruz.

Yusuf Dikeç, 2024 Paris Olimpiyatları’nda Türkiye’yi temsil eden en tanınmış sporculardan biri olarak büyük bir başarıya imza attı. 51 yaşındaki deneyimli atıcı, Paris’te düzenlenen oyunlarda, 10 metre havalı tabanca karışık takım yarışmasında Sevval İlayda Tarhan ile birlikte gümüş madalya kazandı. Dikeç’in bu başarısı, onun olimpiyat kariyerindeki en önemli anlardan biri oldu ve bu performansıyla hem Türkiye’de hem de uluslararası arenada büyük bir ilgi topladı. Dikeç’in sakin ve rahat tavırları sosyal medyada viral hâle geldi. Bu başarı, Yusuf Dikeç’in uzun yıllara dayanan tecrübesini ve sporculuğunu bir kez daha gözler önüne serdi.

Amatör de olsa her gün aktif olarak spor yapan ve özellikle yarı maraton koşan bir kişi olarak, Hollandalı atlet Femke Bol’un muhteşem performansının altını çizmem gerekiyor. Bol, özellikle 4×400 metre karışık bayrak yarışında takımını altın madalyaya taşıyan son derece etkileyici bir performans sergiledi. Yarışın son ayağında aldığı bayrağı, dördüncü sıradan birinci sıraya yükselterek takımını zaferle buluşturdu. Bu performansı, Femke Bol’u olimpiyat tarihinin en dikkat çekici sporcularından biri hâline getirdi.

Kadınlar Maratonununda Sifan Hassan, son metrelerde Etiyopyalı Assefa önünde muhteşem bir sprint ile altın madalya kazanarak bu alandaki başarısını taçlandırdı. Bu zafer, Olimpiyat rekoru olan 2:22:55’lik bir süreyle geldi. İsveç’ten Armand Duplantis, erkekler sırıkla atlamada 6,25 ile dünya rekoru kırdı.

Simone Biles, mental sağlık sorunları nedeniyle Tokyo 2020’de birkaç etkinlikten çekildikten sonra jimnastiğe muhteşem bir dönüş yaptı ve denge aletinde altın madalya kazandı. Onun bu yolculuğu ve dayanıklılığı, dünya çapında milyonlarca insana ilham verdi.

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

FED gevşemeye ‘jumbo’ faiz indirimiyle başlarken iletişim ise zayıf kaldı..

Yayınlanma:

|

Yazan:

ABD Merkez Bankası (FED), dün akşam sonuçlanan iki günlük olağan faiz toplantısı ardından politika faiz oranını %5,25 – 5,50 bandından 50 baz puan indirimle %4,75 – 5,00 bandına çekti. FED, 2022’de 40 yılın en yüksek seviyesine çıkan enflasyondaki yükselişi kontrol altına almak amacıyla 18 aylık faiz artırım kampanyasını sonlandırdığı geçen Temmuz ayından bu yana politika faizini %5,25 – %5,50 aralığında tutuyordu. FED’in en son faiz indirimine Mart 2020’de (pandemi) soyunduğunu düşünürsek, karar tam olarak 4,5 yıl sonra gelmiş oldu. FED’in agesif bir adım atarak 50 baz puan faiz indirime tercihi, enflasyondan ziyade işgücü piyasasının sağlığına ilişkin artan endişelerin ardından geldiğini not edelim. Basın toplantısında, enflasyonun sürdürülebilir bir şekilde %2 hedefine yaklaştığına dair güvenin arttığına işaret eden Başkan Powell, FED’in işgücü piyasasındaki riskleri dengeleyerek fiyat istikrarını korumayı amaçladığına da vurgu yaptı.

Hatırlatma yapmak gerekirse, FED’in TCMB’de farklı olarak fiyat istikrarının yanı sıra azami istihdamı tesis etmek görevi de bıulunuyor. FED’in pandemi döneminde işletmeleri ve hâliyle insanı yaşatmak için para musluklarını sonuna kadar açıp faiz oranlarını da hızlıca sıfırlaması ardından enflasyon 40 yılın zirvesi çıkarak adeta patlamış, FED’de fiyat istikrarı tekrar tesis etmek adına faiz oranlarını ciddi oranda yukarı çekmiş ve dahası da 14 aydır da yüksek seviyede tutmuştu. Lâkin, her ilacın şifa etkisi kadar yan etkisinin de olduğunu düşünürsek, yüksek faiz oranları FED’in favori enflasyon göstergesi olan kişisel tüketim harcamaları (PCE) enflasyonunu yıllık bazda %2,5 seviyesine kadar getirerek uzun vadeli enflasyon hedefi olan %2,0 seviyesine yaklaştığını teyit ederken, bu sefer de istihdam piyasaları ‘arıza’ çıkarmaya başladı. Şöyle ki, açık işgücü sayısı (JOLTS) neredeyse son 4 yılın en düşük seviyesine gerileyerek alarm zilini çaldı.

İstihdam ve enflasyon verileri birlikte ele alınırsa, FED’in dün akşam almış olduğu kararın arkasında enflasyonun güven vermesinden ziyade istihdama yönelik endişeleri payının çok da fazla olduğunu düşünüyoruz. 25 ile 50 baz puan arasında zigzag çizen piyasaların da sonunda istediğini aldığını not etmemiz gerekiyor. FED’in her ne kadar son zamanlarda doğru iletişimi yapmakta zorlandığını görsek de, nihayetinde doğru politika tercihini yaptığını düşünüyoruz. Karar ile birlikte yayınlanan projeksiyonlar da üyelerin enflasyon beklentileri aşağı yönde, işsizlik oranı ise yukarı yönde güncellediklerini gördük. Yılın geri kalan iki toplantısında FED’in faiz oranlarını toplam 50 baz puan daha düşürmeyi planladığını, 2025’te bir tam puan daha indirerek, 2026’da %2,75 – %3,00 aralığına çekmeyi planladığını görüyoruz.

Gelelim kararın piyasa yansımasına. Kararın piyasa beklentisi ile örtüşmesi sonrası ilk nazarda ABD Doları küresel bazda değer kaybetti. Bu minvalde, yakın dönemin zirvesini olan 1,12 seviyesini EURUSD paritesi bir kez daha test ederken, sterlin dolar karşısında 1,33 seviyesine gelerek son iki buçuk yılın en yüksek seviyesini test etti. Altının ons fiyatı 2,600 dolar seviyesine dayanarak tüm zamanların zirvesine yükselirken, rallide oldukça geride kalan ve son günlerde yeniden ön plana çıkardığımız gümüş 31 dolar seviyesinde bulunan kritik direncini bir kez daha zorladı. Rallide geride kalan bir diğer favori enstrümanımız olan direnişin parası bitcoin ise bir kez daha 62bin dolar seviyesine aşarak ön plana çıktı. Ara ara kâr satışlarına görülecek olsa da, uzun bir süredir bültenimizde yer verdiğimiz üzere dolar zayıflığının bundan sonrası için ana tema olmaya devam edeceğini düşünüyoruz.

Piyasaların karar ardından ilk nazarda yukarıda da görüleceği üzere psikolojisi dolar sat ne bulursan al yönünde oldu. Doların piyasa kuru olan DXY son 14 ayın en düşük seviyesine gerilerken, piyasaların kılavuz kargası 10 yıllık ABD tahvil faizleri de hafif de olsa geriledi. Lâkin, Başkan Powell’ın faiz indirim kararı ardından düzenlediği basın toplantısında verdiği mesajları ile kazanımların pek de korunamadığını gördük. Powell, FED’in acelesi olmadığının altını çizerken bundan sonraki adımların 50 baz puan indirim şeklinde olmayabileceğine vurgu yapması ve bu bağlamda veri odaklı çizgilerini koruyarak her toplantıda ayrı ayrı değerlendirme yapacaklarını belirtmesi, piyasaları bir nebze de olsun üzdü. Bu sabah itibariyle, vadeli faiz kontratları, yılın son iki toplantısına yönelik toplam 75 baz puan faiz indirimi öngördüklerini (7 Kasım 50 baz puan, 18 Aralık 25 baz puan) hazır yeri gelmişken not edelim.

Powell’ın basın toplantısı sırasında verdiği mesajlar sonrası bu kadar büyük bir beklentinin fiyatlandığı gecede kâr satışları da gecikmedi. Piyasanın hevesi bir nebze de olsa kursağında ‘şimdilik’ kalsa da, risk iştahının yeniden artacağını ve yukarıda değindiğimiz üzere dolar zayıflığının bundan sonrası için ana tema olacağını düşünüyoruz. Bu minvalde, 31 dolar üzerinde haftalık kapanış durumunda gümüş alacağız. Çok uzun süredir var olan altın uzun pozisyonlarımız korumaya devam edeceğiz. Her düşüşte yatırımcı kimliğimiz ile bitcoin biriktirmeye, 69bin dolar üzerinde haftalık kapanış durumunda ise  pozisyon artırımına gideceğiz.

Türk mali piyasalarında ise TCMB’nin swap ve kamu dövizleri hâriç net döviz pozisyonu 16 ve 17 Eylül tarihinde 1,1 milyar; son on iş gününde ise 13,4 milyar dolar iyileşme kaydetti. Böylelikle, swap ve kamu dövizleri hariç net yabancı para pozisyonu +21,2 milyar dolar seviyesine yükselirken, kamu dövizlerini de dâhil manşet rakamın +29 milyar dolar seviyesine yükselerek son yılların en kuvvetli seviyesine geldi. Kurun son iki haftadır psikolojik 34 seviyesinin etrafında dar bir bantta hareket ederken TCMB’nin döviz alımlarının ivme kazanması ve karşılığında piyasalara verdiği TL miktarının artmasına paralel yaşanan likidite bolluğu ile TL referans faiz oranı (piyasada belirlenen faiz) TCMB’nin faiz koridorunun alt bandı olan %47 seviyesine kadar gevşedi. BIST100 endeksi dün günü yatay tamamlarken, bankacılık hisseleri günü %1 yükselişle tamamladı. CDS risk priminin ise 257 baz puana kadar gerilediğini not etmiş olalım.

FED kararı ardından ABD borsaları diğer enstrümanlarda olduğu üzere kazanımlarını koruyamayarak geceyi kâr satışlarına boyun eğer hafif de olsa ekside tamamladı. Bu sabah pasifiğin diğer ucunda ise güzel bir başlangıç olduğunu görüyoruz. FED’in faiz indirimi sonrası JPY değer kaybederken, ihracat odaklı şirketlere paralel gösterge endeks Tokyo borsası %2,5 yükselişle ön plana çıktı. Asya genelinde hâkim rengin yeşil olduğunun altını kalınca çizelim. ABD borsalarının dün akşam Powell sonrası kâr satışların yönelmesi ardından bu sabah ABD borsalarının vadeli işlemlerinde sert bir yükseliş görüyoruz. Nasdaq vadeli %1,4 yukarıda işlem görerek önde koşuyor. Bu iyimserliğin Avrupa borsalarına ve Borsa İstanbul’a da sirayet etmesini bekliyoruz.

FED sonrası gözler içeride TCMB, dışarıda ise İngiltere Merkez Bankası’nın olağan faiz toplantısını takip edecek. İngiltere tarafında özellikle enflasyon rakamlarının Ağustos ayında hizmet enflasyonunun yükseldiğini göstermesinin ardından faiz oranlarını %5’te sabit tutması beklenirken, Başkan Bailey’nin bir sonraki toplantıya yönelik faiz indirim sinyali vermesini bekliyoruz. TCMB’nin aylık olağan Para Politikası Kurulu toplantısının kararı ise KKTC saati ile  14:00 açıklanacak. Faiz oranlarının sabit tutulmasına kesin gözüyle bakılırken, karar metnine serpiştirilecek mesajlar ve son günlerde gerileyen piyasa faizlerine paralel sterilizasyon adımları dikkatle takip edilecektir.

FED 

17267194976d4bf4f3239619cdbbfdc26a4ce54e2d_1_1200.jpg

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

2 yıllık KKM zararı: 1 trilyon 58 milyar lira

Bütçeye hiçbir yükü olmayacak diye tanıtılan olarak tanıtılan Kur Korumalı Mevduat kamuyu iki yılda 1 trilyon 58 milyar lira zarara uğrattı. Aynı dönemde bütçede yapılan yatırımların toplamı 1.2 trilyon liraydı.

Yayınlanma:

|

Yazan:

İBB’ye bağlı İstanbul Planlama Ajansı (İPA) ‘Kamu kaynaklarının halk için kullanımında neredeyiz?’ sorusuna yanıt aramak üzere bir araştırma gerçekleştirdi. Dr. Ozan Bingöl ve Dr. Buğra Gökce’nin katkılarıyla gerçekleştirilen araştırmanın sonuçları, ‘Türkiye’nin israf karnesi’ başlığıyla rapor olarak yayımlandı. Raporda, Kur Korumalı Mevduat (KKM) uygulamasının, dönemin Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati tarafından bütçeye dolayısıyla da kamuya hiçbir yükü olmayacak bir politika aracı olarak tanıtıldığı hatırlatılarak, “Ancak Kur Korumalı Mevduat yüzünden kamu iki yılda 1 trilyon 58 milyar lira zarara uğradı” tespiti yapıldı. Bununla birlikte raporda yer verilen bilgilere göre, KKM uygulaması nedeniyle sadece 2022 ve 2023 yıllarında 1.2 trilyon liranın üzerinde bir kamu harcaması yapıldığı ortaya çıkıyor.

OKULLAR, YURTLAR YAPILIRDI

Bu devasa harcama tutarı, KKM uygulaması için getirilen vergi istisnaları nedeniyle vazgeçilen vergi tutarları, Merkez Bankası’nın KKM ödemeleri nedeniyle zarar etmesi kaynaklı ödeyemediği Kurumlar Vergisi ve Hazine’ye aktarılmayan temettü geliri de dikkate alınarak hesaplandı. 1.2 trilyon liralık kamu harcamasına dikkat çekilen raporda, aynı dönemde Merkezi Yönetim Bütçesi’nde yer alan tüm yatırım harcamalarının toplamının da 1.2 trilyon lira olduğuna dikkat çekildi. Bu harcama ile yapılabilecek okul, hastane, öğrenci yurdu, yol, demiryolu, köprü, tünel gibi yatırımlar dikkate alındığında masraf ve israf kalemlerinin ne denli büyük olduğu görülüyor.

1.5 trilyonluk ‘saatli bomba’

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, eski Bakan Nureddin Nebati’nin ‘asrın buluşu’ olarak lanse ettiği KKM’nin yükünden kurtulmak istiyor. Ancak, ciddi bir döviz talebine yol açacağı için ekonomistlerin ‘saatli bomba’ olarak tanımladığı KKM’nin, kademeli atılan adımlarla tasfiyesi gerçekleştiriliyor. KKM stoku Ağustos 2023’te 3.4 trilyon TL ile rekor kırmış ardından Merkez Bankası’ndan gelen düzenlemelerle gerilemeye başlamıştı. Özellikle 1 Ocak’tan itibaren TL dönüşümlü yeni KKM hesabı açılamaması ve mevcut hesaplarında vade sonunda yenilenememesi tasfiye sürecini hızlandırmıştı. KKM bakiyesi geçen hafta 1 trilyon 574.7 milyar liraya düştü.

Mehtap Özcan ERTÜRK-Sözcü

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

TUSİD Başkanı Bekir Topuz: Döviz yükselirse zam gelir

Yayınlanma:

|

Yazan:

Türkiye Sanayici İş İnsanları Derneği (TUSİD) Başkanı Bekir Topuz, son dönemde ihracat yapan iş insanlarının girdi maliyetlerinin yükselmesiyle beraber döviz kurundan dolayı yaşanan sıkıntıları ezber bozan bir açıyla yorumladı.

Düşük kurdan en çok etkilenen iş insanlarından biri olduğunu söyleyen Bekir Topuz, buna rağmen dövizin yükselmesini istemediğini vurguladı. Odatv’ye konuşan Bekir Topuz, bunun nedenini ise şöyle açıkladı:

“Ben geçen sene bir milyon dolar bozdurarak genel giderlerimi sağlıyordum, şimdi 1,5 milyon dolar bozdurarak sağlıyorum. Kurdan en çok etkilenen iş insanlarından biri olsam da dövizin yükselmesini istemiyorum. Bu sefer yine her şeye zam gelecek ve kısır döngü devam edecek”

Devletin ihracatı desteklediğini anlatan Bekir Topuz, “Devlet ihracatı desteklemek için şu anda yüzde 2 olan döviz dönüşüm desteğini belki yüzde 5-6’lara çıkartabilir, ihracatçıya özel bir kur olabilir fakat genel manada döviz çıktığı zaman herkes etkilenir” dedi.

Endüstriyel mutfak sektöründe faaliyet gösteren iş insanı Topuz, Konya’da toplam 2 milyar TL’lik yatırım yaptıklarını ifade ederek, 700 kişilik iş istihdamının 1.300’e çıkacağını kaydetti.

TÜRKİYE’YE İTHAL MAL SOKMUYORUZ

Türk yapımı endüstriyel mutfak ekipmanlarının Amerikan pazarına girerek Çin ve ABD ile yarıştığını vurgulayan Bekir Topuz, sektör olarak Türkiye’ye ithal mal sokmadıklarını açıkladı. Topuz şunları da kaydetti:

“Mesela sadece benim şirketim yıllık en az 30 milyon dolar ithalata engel oluyor. Türkiye’ye bakın artık ithal buzdolabı, pişirici, bulaşık makinesi veya diğerleri giremez. Bir şansları yok çünkü. Avrupa’dan daha kaliteli ürün üretiyoruz ve tüm dünyaya satıyoruz. Bu yıl ihracatta 40 milyon doları bulacağız”

PASLANMAZA EK VERGİ İHRACATI VE İSTİHDAMI VURUYOR

Son dönemde sektörde en çok konuşulan konulardan bir tanesi de paslanmaz çeliğe getirilen ek vergi olduğunu anlatan Bekir Topuz, “Tencereden, tavaya paslanmaz çeliğin kullanıldığı tüm mutfak malzemelerinde fiyatın yükselmesine neden olan ek vergi ve anti damping soruşturması, ihracatı da olumsuz etkiliyor. Bu yıl ihracat, ek vergi sonrasında daralmaya başladı. Yaklaşık 800 milyon dolarlık bir kayıp olacak. Ek vergi sonrası sektörde ciddi anlamda işten çıkarmalar başladı. Konuyla ilgili olarak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile görüştük. İstihdamda ve ihracatta daha fazla kayıp yaşanmaması için bir çözüm bekliyoruz” dedi.

Odatv.com

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.