Connect with us

GÜNCEL

İBB’nin 12 iştiraki, Fortune 500 Türkiye 2023 listesine girerek bir rekora imza attı

Yönetim Kurulu Başkanı Ertan Yıldız, ”“İBB tarihinde şu ana kadarki en yüksek sayıyla bu listeye girerek rekor kırdık. Buna ek olarak, daha önce 12 grup şirketi ile Fortune 500 listesine giren başka bir yapının olmadığını da ifade etmek isterim” dedi

Yayınlanma:

|

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) farklı sektörlerde faaliyet gösteren 12 iştirak şirketi, Türkiye’nin en büyük 500 şirketinin belirlendiği Fortune 500 Türkiye listesine aynı anda girerek rekor kırdı. 2023 yılı net satış gelirlerine göre belirlenen listede İGDAŞ, KİPTAŞ İSTAÇ AŞ, İSTON AŞ, İSPER AŞ, İSFALT AŞ, İSTGÜVEN AŞ, İstanbul Halk Ekmek AŞ, İstanbul Ağaç ve Peyzaj AŞ, İstanbul Enerji AŞ, Metro İstanbul AŞ ve Kültür AŞ yer aldı.

“Şehrimize ve ülkemize değer yaratıyoruz”

Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan İstanbul Yönetim Ajansı(İYA) Yönetim Kurulu Başkanı Ertan Yıldız, “İBB İştirak Şirketleri olarak şehrimizin ve ülkemizin sürdürülebilir kalkınması için 31 şirketimiz ile yorulmaksızın çalışmalarımıza devam ediyoruz. İBB Başkanımız Ekrem İmamoğlu tarafından İstanbul için belirlenen İstanbul’u yeşil, adil ve yaratıcı bir kent yapmak vizyonu çerçevesinde, cumhuriyetimizin ikinci yüz yılında hızla ilerliyoruz. İBB tarihinde şu ana kadarki en yüksek sayıyla bu listeye girerek rekor kırdık” ifadeleri kullandı. İlk kez 12 grup şirketi ile Fortune 500 listesinde yer bulduklarını kaydeden Yıldız, “Son derece mutlu ve gururluyuz. Tüm yöneticilerimizi ve şirketlerimizde görev yapan çalışma arkadaşlarımızı tebrik ediyorum. Daha mutlu İstanbullu; güven, huzur ve refah içinde daha yaşanabilir bir kent için ulaşım, şehircilik, perakende, enerji, teknoloji, ticaret ve hizmet faaliyet alanlarında şirketlerimiz ile şehrimize, ülkemize değer yaratıyoruz” diye konuştu.

“İştiraklerimizin her biri kendi sektörünün lideri şirketler konumunda”

Yıldız, şöyle devam etti:

2019’da göreve geldiğimizde yeni ve profesyonel yönetim ekiplerimizi kurduk, hedeflerimizi tanımladık ve stratejilerimizi belirledik. Kısa, orta ve uzun vadeli planlarımızı çıkarttık, bir yol haritası çizdik ve bu yolda başarı ile ilerledik. Bugün şirketlerimiz; İstanbul için değer yaratan, sürdürülebilirliği iş süreçlerine entegre etmiş, etik, şeffaf, etkin bir akıl ile finansal yapılarını yöneten, toplumsal fayda,  yenilikçi hizmet ve ürün geliştirme odaklı bir vizyon üzerinde faaliyetlerini başarı ile sürdüren, her biri kendi sektörlerinin lideri şirketler konumundadır.  2023 yılı itibarıyla 76 bin çalışan ve 145 Milyar TL cirosu ile Türkiye’nin en büyük şirket grupları arasında sayılabilecek İBB İştirakleri, her geçen gün yenilikçi projeleri ile büyümeye ve gelişmeye devam ediyor. Geride bıraktığımız 5 yıllık dönemde yaşanan ekonomik krizler ve pandeminin olumsuz etkilerine rağmen sürekli sağlıklı büyüme trendi içerisinde olduk. 2023 sonu TFRS mali verilerine göre 31 iştirak şirketimizin toplam cirosu 145 milyar TL, varlık büyüklüğü 162 milyar TL ve öz kaynakları 71 milyar TL oldu.”

Fortune 500 Türkiye listesine giren şirketler hakkında

İBB’nin 12 iştiraki, Fortune 500 Türkiye 2023 listesine girerek bir rekora imza attı.

İGDAŞ ciro yönüyle iştirak şirketlerimiz arasında en büyüğü olup 2023 yılı cirosu 49,4 milyar TL’dir. 2023 yılı içerisinde yaptığımız 830 milyon TL’lik yatırım ile İstanbul halkının kesintisiz ve güvenli şekilde hizmet almasını güvence altına aldık. İGDAŞ 7,1 milyon aboneye hizmet veriyor. Son 5 yıl içerisinde 2,3 milyon metre doğalgaz hattı döşedik. Şehrin daha önce ulaşılamamış bölgelerine hizmet götürdük. Önceki yönetimden devralmış olduğumuz BOTAŞ borçlarının tamamını kapattık. Sektörün ilk lisanslı AR-GE merkezini kurarak 23 fikri mülkiyet hakkı başvurusu yaptık.

KİPTAŞ’ın 2023 yılının cirosu 6,1 milyar TL olarak gerçekleşti. Şirketimiz sosyal belediyecilik anlayışına uygun olarak sosyal konut projeleri ve İstanbul Yenileniyor kapsamında dönüşüm projelerine ağırlık vermiştir. Büyümeye devam eden KİPTAŞ, piyasadaki tüm olumsuz koşullara rağmen 2023 yılında 344’ü sosyal konut, 438’i kentsel dönüşüm projesi olmak üzere 782 bağımsız birim üretti. Ağustos 2019 ila Mart 2024 tarihleri arasında ise toplamda 11 bin 34 bağımsız birimden oluşan 19 projeyi tamamlayarak hak sahiplerine teslim etmiştir.

Mart 2024’ten bugüne kadar ise 177 bağımsız birimden oluşan 2 proje tamamlanarak hak sahiplerine teslim edilmiş ve sahada aktif olarak; toplam 7.859 bağımsız birimden oluşan 31 proje yürütülmektedir.

İSTAÇ AŞ’nin 2023 yılı cirosu 9,5 milyar TL olarak gerçekleşmiş olup 1,2 milyar TL yatırım yapmıştır. Atıktan enerji üretim tesislerinde 2023 yılında toplam 1,3 milyon MW elektrik üretmiştir. Şirketimiz CRIF Türkiye Sürdürülebilirlik Araştırması’nda Çevre Yönetimi alanında A, Sosyal ve Sektörel alanda B skorunu alarak, “İyi Düzeyde Sürdürülebilirlik” genel skoru elde etti.

İSFALT AŞ’a gelecek olursak, 2023 yılı sonunda satışlarımız 10,3 milyar TL’ye ulaştı.  İBB 2050 Karbon nötr hedefinin bir paydaşı olarak iklim değişikliği ile mücadele, şirketimizin öncelikli politikalarından biri. İSFALT’ın hissedarı olduğu Cebeci Maden Ocakları’nda güvenli ve sürdürülebilir madencilik amacıyla “Cebeci Taş Ocakları Yeniden Yapılandırma Projesi” hayata geçirilmiştir. Bu proje, İstanbul’un kentsel yapılaşma sektörü için önemli olan kireçtaşı ve kumtaşı rezervlerinin çevre dostu ve sürdürülebilir bir şekilde kullanılmasını hedeflemektedir.

Okumaya devam et

Erol Taşdelen

Finansçılar ne işe yarar?

Yayınlanma:

|

Finansçılar, bir bireyin, bir şirketin veya bir kurumun parayı doğru şekilde yönetmesini sağlar.

Biraz açarsak;

  • Kaynak yaratırlar: Şirketin ya da kurumun ihtiyaç duyduğu parayı bulurlar (kredi, yatırımcı, halka arz, vs.).

  • Kaynak kullanımı planlarlar: Elde edilen parayı en verimli şekilde nerede, nasıl kullanacaklarına karar verirler.

  • Riskleri yönetirler: Kur dalgalanmaları, faiz artışları, ekonomik krizler gibi tehditlere karşı hazırlıklı olurlar.

  • Raporlama ve şeffaflık sağlarlar: Bilanço, gelir tablosu gibi mali raporları hazırlarlar, böylece yatırımcılar ve yöneticiler şirketin durumunu net görür.

  • Yatırımları yönlendirirler: Şirketin büyümesi için doğru yatırım alanlarını belirler ve yönetirler.

  • Maliyet kontrolü yaparlar: Harcamaların gereksiz şekilde artmasını engeller, verimlilik sağlarlar.

  • Stratejik kararları desteklerler: Yönetimin büyük kararlar (satın alma, birleşme, yeni pazar açılımı gibi) alırken doğru finansal verilerle hareket etmesini sağlarlar.

Kısaca; finansçılar olmazsa, şirketler sadece para kazanmakla kalır ama parayı doğru kullanamaz, büyüyemez ve krizlere dayanamaz.

İyi kötü finansçı nasıl anlaşılır, nasıl çalışırlar:

İyi bir finansçı, şirketin adeta “kan dolaşım sistemini” sağlıklı tutan kişidir.

İyi ve kötü finansçı nasıl anlaşılır? diye soruyorsun. Hemen özetliyorum:

İyi Finansçı:

  • Veriye dayanır: Kararlarını hislere değil, veriye ve analize dayandırır.

  • Şeffaftır: Bilgiyi saklamaz, yönetime ve ekibe açık ve net raporlar sunar.

  • Riskleri iyi yönetir: Yatırımın, kredi almanın veya harcamanın risklerini önceden hesaplar.

  • Kaynak yaratmada yaratıcıdır: Sadece bankadan kredi almakla yetinmez, farklı finansman yolları üretir (yatırımcı, leasing, factoring, vs.).

  • Geleceği görür: Sadece bugünü değil, 6 ay-1 yıl sonrası için de nakit akışını, ihtiyaçları ve riskleri öngörür.

  • Etik kurallara uyar: Manipülasyon yapmaz, bilerek yanlış veya eksik bilgi sunmaz.

  • İş birliğine açıktır: Finansı şirketin diğer bölümleriyle birlikte çalışarak yönetir, kapalı kutu olmaz.

  • Harcama değil değer yaratır: Kaynakları verimli kullanır, şirkete değer katmaya odaklanır.

Kötü Finansçı:

  • Kısa vadeci düşünür: Sadece günü kurtarmaya çalışır, geleceği planlamaz.

  • Verisiz karar verir: İçgüdüleriyle veya yöneticinin baskısıyla anlık kararlar alır.

  • Riskleri görmezden gelir: Kriz anında şaşırır ve şirketi koruyamaz.

  • Bilgiyi saklar: Şeffaflık yoktur; eksik, süslenmiş veya yanlış rapor verir.

  • Sadece borç almayı bilir: Yaratıcı finansman çözümleri üretemez.

  • Etik dışı davranır: Verileri manipüle edebilir, hatalarını örtbas etmeye çalışır.

  • Departmanlar arasında duvar örer: Satış, üretim, insan kaynakları gibi bölümlerle işbirliği yapmaz.

  • Masrafı büyütür: Kaynakları doğru kullanamaz, kontrolsüz harcama yapar.

Okumaya devam et

Erol Taşdelen

Gösterişten Deneyime: Eğitimle Değişen Lüks Anlayışı…

Yayınlanma:

|

Lüks yaşam, temel ihtiyaçların çok ötesine geçen, yüksek kalite, konfor ve ayrıcalıklarla donatılmış bir yaşam tarzını ifade eder. Maddi açıdan güçlü bireylerin veya ailelerin, hayatlarının her alanında — barınmadan ulaşıma, yeme içmeden tatile, modadan eğlenceye kadar — en iyiyi, en özel olanı seçmesi şeklinde özetlenebilir.

Biraz daha detaylandırırsak:

  • Konfor ve kalite: Eşyaların, araçların, evlerin, giysilerin, tatillerin mümkün olan en yüksek kalite standartlarında olması.

  • Zamandan ve zahmetten tasarruf: Özel şoförler, aşçılar, kişisel asistanlar gibi hizmetlerle hayatı kolaylaştırmak.

  • Özgünlük ve nadirlik: Sınırlı üretim ürünler (örneğin özel tasarım saatler veya otomobiller), kişiye özel tasarım evler ya da sanat eserleri gibi herkesin erişemeyeceği şeylere sahip olmak.

  • Prestij ve statü: Sosyal çevrede bir ayrıcalık ve saygınlık sembolü haline gelmek.

  • Deneyimlere yatırım: Dünyanın en iyi restoranlarında yemek yemek, egzotik ülkelere seyahat etmek, özel davetlere veya VIP etkinliklere katılmak gibi standart dışı deneyimler yaşamak.

Yani lüks yaşam, sadece zenginlik değil, aynı zamanda seçicilik, estetik anlayışı ve yaşam kalitesine yapılan bilinçli bir yatırım anlamına da gelir.

“Herkesin Lüksü Kendine: Eğitim ve Hayat Standartları”

Aslında lüks kavramı oldukça görecelidir; kişisel beklentilere, yaşam tarzına, kültüre ve hatta yaşanılan döneme göre farklılık gösterir.

Mesela:

  • Birine göre lüks; Boğaz manzaralı bir villada yaşamak olabilirken,

  • Başka birine göre sessiz bir köy evinde huzurlu yaşamak lükstür.

  • Kimine göre Michelin yıldızlı restoranlarda yemek yemek lüks sayılırken,

  • Bir başkası için doğal, katkısız ürünlerle kendi bahçesinde yemek pişirmek lükstür.

Çünkü lüksün temelinde aslında şu vardır:

“Benim için özel, zor ulaşılır ve değerli olan şey.”

Bu yüzden lüks, sadece maddi değil, aynı zamanda kişisel değerler, arzular ve yaşam hedefleriyle de çok yakından ilişkilidir.

EĞİTİM İLE LÜKS YAŞAM ARASINDAKİ İLİŞKİ NEDİR?

Eğitim ile lüks yaşam arasında güçlü ve çok katmanlı bir ilişki var.

Şöyle açıklayabilir:

  1. Gelir ve Eğitim Bağlantısı:
    Genellikle yüksek eğitim seviyesine sahip kişiler (özellikle üniversite, yüksek lisans, doktora gibi) iş hayatında daha yüksek pozisyonlara gelir, daha fazla kazanır. Bu da lüks tüketime erişimlerini kolaylaştırır.

  2. Lüksü Anlama ve Tercih Etme Biçimi:
    Eğitim düzeyi arttıkça, lüks tüketim daha gösterişten ziyade kalite, özgünlük, estetik ve deneyim odaklı bir hale gelir. Yani eğitimli bir birey için lüks sadece pahalı olanı almak değil, “doğru ve anlamlı seçimler yapmaktır.”

  3. Lüks Yaşamın Bilinçli Tüketimi:
    Eğitim, bireye sadece daha çok kazandırmaz; aynı zamanda lüksü seçerken bilinçli bir yaklaşım da kazandırır. Örneğin çevre dostu markaları tercih etmek, yerel sanatçılardan özgün eserler almak, etik üretim yapan modacıları desteklemek gibi…

  4. Sosyal Statü ve Eğitim:
    Bazı çevrelerde lüks yaşam, sadece maddi güçle değil, entelektüel sermaye ile de tamamlanır. Yani sadece marka çantaya sahip olmak değil, sanattan, edebiyattan, kültürden anlayarak bir hayat sürmek, o yaşamı zenginleştirir.

Eğitim, lüks yaşamın hem maddi altyapısını hem de kültürel ve estetik boyutunu şekillendirir.
Lüksü sadece “sahip olmak” değil, “doğru şeylere değer vermek” haline getirir.

Okumaya devam et

EKONOMİ

ASO Başkanı Ardıç: Dayanacak gücümüz kalmadı, yatırımı bırak üretim yapamıyoruz

Ankara Sanayi Odası Başkanı Seyit Ardıç, “Dayanacak gücümüz kalmadı, yüzde 60’ın üstünde faizle yatırımı bırak üretim yapamıyoruz. Sanayiciler yüksek enflasyonun yarattığı çoklu tahribatla ayakta kalmaya çalışıyor. Son 1 ayda yaşanan gelişmeler enflasyon beklentilerini olumsuz etkiledi. Güven algısına zarar verecek gelişmelerin uzağında durmalıyız” dedi.

Yayınlanma:

|

Yazan:

Ankara Sanayi Odası’nın (ASO) Meslek Komiteleri Ortak Toplantısı, Muğla’nın Sarıgerme ilçesinde yapıldı. Toplantının açılışında konuşan ASO Başkanı Seyit Ardıç, küresel gelişmeler ve ekonomiye ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Trump’ın yarın ne açıklayacağı konusunda kimsenin bir öngörüde bulunamadığını belirten Seyit Ardıç, dünya ticaretinin çoklu belirsizliklerin olduğu yeni bir döneme girdiğini bildirdi.

Küreselleşmenin yerini farklı kutuplaşmaların aldığını belirten Ardıç, dış ticarette yakın ve dost ülkelerin öne çıkacağını aktardı.

Avrupa ve Çin’e uygulanan yüksek tarifelerin yüzde 10 vergiye tabi Türkiye için avantaj teşkil edebileceğini söyleyen Ardıç, bu avantajın kullanılması için yapılması gerekenler olduğuna değindi.

“Yatırımcılar için uygun iklimi tesis etmeliyiz”

Gündemin ilk sırasında dünya ekonomisinden daha fazla pay alınması ve sürdürülebilir büyümeye odaklanılmasını öneren Seyit Ardıç, “Ekonomide güven algısına zarar verecek her türlü gelişmenin uzağında kalmalıyız, yatırımcılar için uygun iklimi tesis etmeliyiz” dedi.

İtalya’dan, Suudi Arabistan’a kadar uzanan coğrafyada en büyük sanayi üssünün Türkiye olduğunu dile getiren Ardıç, gelişen altyapı ile birlikte ülkemizin yeni üretim üslerinden birisi olma potansiyeli bulunduğunu belirtti.

Potansiyelin iyi kullanılabilmesi için reel sektöre daha fazla ağırlık verilmesini isteyen Ardıç, “Yüksek teknoloji ve katma değerli üretime yoğunlaşmalı, beşerî sermayemizi çok daha verimli kullanmalıyız. Küresel üretim üssü olma hedefi doğrultusunda sektörel ve tematik önceliklendirme yapmalıyız” diye konuştu.

Tarifeler sonrası değişen tedarik zincirinde hangi ülkeye ve sektörlerde yoğunlaşılması gerektiğini ortaya koyan planlar yapılması gerektiğini dile getiren Ardıç, Ankara’da; savunma sanayi, makine, müteahhitlik, medikal ve bilişim gibi sektörlerin ön plana çıkabileceğini aktardı.

Enflasyon görünümünün yavaş da olsa iyileşmeye devam ettiğini bildiren Ardıç, son bir ayda yurt içinde yaşanan gelişmelerin beklentileri olumsuz etkilediğini kaydetti.

“Maalesef yine başa döndük”

Nisan’daki 250 baz puanlık indirim ile politika faizinin yüzde 40’lara ineceğini beklediklerini hatırlatan Seyit Ardıç, “Bugün geldiğimiz nokta gecelik borç verme faizinin yüzde 49 çıkmasıyla, aslında faizlerde 9 puanlık bir artışı ile karşı karşıya kaldık” değerlendirmesinde bulundu.

Dezenflasyon programının 22 aydır devam ettiğini söyleyen Ardıç, sanayicilerin hem yüksek enflasyon hem de bunun yarattığı çoklu tahribatla ayakta kalmaya çalıştığını, tüm umutlarının enflasyonda iyileşmeyle birlikte faizin de makul seviyeye gelmesi olduğunu anlattı ve “Maalesef yine başa döndük” diye konuştu.

Enflasyonla mücadelede kontrolün kaybedilmemesi gerektiğinin altını çizen Ardıç, “Ama artık dayanacak gücümüz de kalmadı. Yüzde 60’ların üzerine çıkan bir kredi maliyeti ile sanayicinin, bırakın yatırım yapmayı, üretimine devam edebilmesi bile mümkün değildir” şeklinde konuştu.

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.