Connect with us

GÜNCEL

İSO: Sanayinin İklim Değişikliğine Uyumu Toplantısı

Yayınlanma:

|

Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilen, İstanbul Sanayi Odası koordinatörülüğünde ve TÜBİTAK MAM ortaklığında İklim Değişikliğine Uyum Hibe Programı kapsamında “İklim Değişikliğine Karşı Hassas Sanayi Sektörlerinin Adaptasyon Kapasitesinin Risk Değerlendirmesi Yoluyla Geliştirilmesi (ClimaTech 4 Industry)” Projemizin açılış toplantısı Odakule binasında gerçekleştirilecek.

Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından İklim Değişikliğine Uyum Hibe Programı kapsamında finanse edilen,İstanbul Sanayi Odası koordinatörlüğünde ve TÜBİTAK MAM ortaklığında “İklim Değişikliğine Karşı Hassas Sanayi Sektörlerinin Adaptasyon Kapasitesinin Risk Değerlendirmesi Yoluyla Geliştirilmesi (ClimaTech 4 Industry)” Projesi yürütülecek.

Projede, imalat sanayinde doğal kaynak ve su kullanım kaynakları üzerindeki baskı ve iklime bağlı sektörlerin darboğaz ve fırsatlarının analizi ile iklim değişikliğine uyum konusunda akademi ve sanayi arasındaki işbirliğini arttırmak, iklim değişikliğinin beklenen sektörel hassasiyetleri ve sosyo-ekonomik risklerini değerlendirmek, uyum seçeneklerini belirleyerek imalat sektörlerinin uyum kapasitesini geliştirmek ve dayanıklılığını arttırmak amaçlanmakta.

İKLİM DEĞİŞİKLİŞİNİN ÖNEMİ VURGULANDI

İklim değişikliği, küresel bir sorun olarak önümüzde durmaktadır. Bu bağlamda, sera gazı emisyonlarının azaltılmasına yönelik çabalar, uzun süredir önemli bir mücadele alanı olarak kabul edilmektedir. İklim değişikliğine uyum sağlama konusu da, özellikle sanayi sektörümüzün gelecekteki stratejilerini şekillendirmede büyük bir önem taşımaktadır. İstanbul Sanayi Odası olarak, sanayimizin bu değişime adaptasyon sürecini, kamu sektörü, akademik çevreler, sivil toplum kuruluşları ve sektör temsilcileriyle bir araya gelerek tartışmayı ve bu konuda derinlemesine bir analiz yapmayı hedeflemekte.

Bu çerçevede, Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti’nin destekleriyle, İstanbul Sanayi Odası koordinatörlüğünde ve TÜBİTAK MAM iş birliğinde gerçekleştirilen “Sanayinin İklim Değişikliğine Uyumu Toplantısı (ClimaTech 4 Industry)” projesi kapsamında, ilgili tüm paydaşların katılımını ve katkılarını beklemekteyiz.
Toplantımızın temel amacı, sanayi sektörümüzün iklim değişikliğiyle mücadelede adaptasyon kapasitesini güçlendirmek ve bu alanda alınabilecek önlemler ile uyum stratejileri hakkında kapsamlı bir diyalog ortamı yaratmak.
🗓️ 4 Mart 2024
⏰ 13:30 – 16:30
📍 İstanbul Sanayi Odası – Odakule
Kayıt olmak ve detaylı bilgi almak için linke tıklayabilirsiniz.

Program:

13:00-13:30 Kayıt
13:30-14:00 Açılış Konuşmaları
•Sultan TEPE, İSO Yönetim Kurulu Üyesi ve Sürdürülebilirlik Platformu Başkanı
•Doç. Dr. Abit BALIN, TÜBİTAK MAM, Strateji ve İş Geliştirme Direktörü
•Orhan SOLAK, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, İklim Değişikliği Başkanlığı, Başkan Yardımcısı

14:00-14:15 ClimaTech 4 Industry Proje Tanıtımı
•Özge GÜVEN, İstanbul Sanayi Odası, Çevre Mühendisi/Proje Uzmanı
•Ece Gizem ÇAKMAK, TÜBİTAK MAM, Başuzman Araştırmacı

14:15-14:25 Türkiye’nin İklim Değişikliği’ne Uyumu
Ali Cem DENİZ, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, İklim Değişikliği Başkanlığı, Çevre Yüksek Mühendisi

14:25-15:30 İklim Değişikliği Adaptasyonu Paneli
Moderatör: Erbil BÜYÜKBAY, İstanbul Sanayi Odası, Çevre ve Enerji Şubesi Müdürü
•İklim Değişikliğinin Bilimsel Değerlendirilmesi
Prof. Dr. Ömer Lütfi ŞEN, İstanbul Teknik Üniversitesi
•İş Dünyasının İklim Değişikliğine Adaptasyonu
Meral MUNGAN ARDA, UNDP, İklim Değişikliği ve Çevre Portföy Yöneticisi
•İklim Değişikliğine Adaptasyon Finansman Boyutu
Melis BİTLİS, TSKB Escarus, Direktör

15:30-16:00 İklim Değişikliğine Uyumda Örnek Uygulamalar
•Ahmet Burak BAŞPINAR, Pladis Global, Çevre & Enerji Kıdemli Müdürü ve Sürdürülebilirlik Koordinatörü
•Dr. Duygu YAVUZKASAP AYAKTA, Yünsa Yünlü Sanayi ve Ticaret A.Ş., Ar-Ge Yöneticisi
•Lütfü KIPKIP, Atkasan Atık Değerlendirme A.Ş., Fabrika Müdürü

16:00-16:30 Soru Cevap
16:30 Kapanış

 

Okumaya devam et

GÜNCEL

Mustafa Akpınar yazdı: BÜYÜME TUZAĞI

Yayınlanma:

|

Herkeste bir büyüme arzusudur gidiyor. Gerek patronların gerekse başta CEO’lar olmak üzere üst düzey yöneticilerin aklının bir ucunda hep şu düşünce vardır: Büyümeliyiz!

Büyüme stratejisi denilince aklıma, yönetim gurusu Michael Porter’in “Büyüme Tuzağı” yaklaşımı gelir. Bu yaklaşım şöyle der: Yöneticiler, şirketlerini hep büyütmek isterler. Bunlar, büyüme hayali peşinde koşarken verdikleri ödünler ve yaşanan tutarsızlıklar nedeniyle orijinal ürün ya da hizmetlerinden uzaklaşırlar, hatta kendi müşteri kitlesinin beklentilerini öylesine ikinci plana atarlar ki yüksek ciro uğruna ellerinde tuttukları rekabet avantajını da kaybeder.

Bu yaklaşımı örnekle somutlaştırmak gerekirse; güvenilir ve kaliteli çamaşır makinesine odaklanmış ve bu alanda ün yapmış bir markanın sektörün rüzgârından etkilenerek, bayilerinden ve etraftan gelen baskılara da bağlı olarak ürün yelpazesini genişletmesidir. Firma, çamaşır makinesine ek olarak tüm beyaz eşya ürünlerine hatta küçük ev aletleri sektörüne giriş yaparak ürün gamını oldukça artırır. Piyasaya hakim olmaya, ürün çeşitliliğine ve irili ufaklı marka sayısının artmasına odaklanan firmanın geriye dönüp baktığında yüksek cirosuna rağmen karlılığının büyük kısmının yine çamaşır makinesinden geldiğini görmesi şeklinde düşünebiliriz.

Patronlarımız mevcut işini kurumsal yaklaşım temelinde layıkıyla yapmak, yapacak profesyonelleri istihdam etmek yerine, yeni alanlara bilinçsizce girme konusunda oldukça mahirdirler. Bu yeteneğimizi daha iyi anlamak için etrafımızdaki sözüm ona bazı holdinglere veya birden fazla işle uğraşan firmalara bakmamız yeterli olacaktır. Zira üretim alanında başarılı firmalarımız üretim işine odaklanmak, alanında yapabileceğinin en iyisini yapmak, araştırma-geliştirmeye kafa yorarak ilişkili genişleme stratejisi izlemek yerine sırf popüler diye kazançlarını inşaat, hayvancılık veya enerji gibi hiç bilmedikleri alanlara aktarabiliyorlar. Peki, sonuç ne oluyor? Çoğunlukla hüsran. Bu durum, sadece üretim firmalarına has bir durum da değil. Bu gibi uygulamalar farklı sektörlerde faaliyet gösterenler için de geçerli. Bu tarz stratejik kararların ardında ne var diye baktığımızda; temelinde hesapsız büyüme arzusunun yattığını görebiliyoruz. Sanılıyor ki, daha fazla sektörde faaliyet gösterildiğinde daha güçlü olunur, kârlılığı yüksek alandaki başarılar her alanda benzer şekilde devam eder.

Eğer büyüme kararı, şirketin güçlü yönleri ve fırsatlarından hareketle tüm boyutları düşünülmüş planlı bir şekilde alınıyorsa sorun yok. Fakat ülkemizdeki stratejik uygulamalara, ömrü daha ikinci kuşağa bile ulaşmayan şirket sayılarımızın azlığına, en ufak krizde bile batma tehlikesi yaşayan kurumlarımıza baktığımızda kararların pekte uzun vadeli bakış açısıyla alınmadığını görebiliyoruz.

Patronlar ve profesyoneller şu soruyu kendilerine tekrar sormalıdır: Yüksek ciro mu, yüksek kâr mı, yoksa her ikisi de mi?

Mustafa AKPINAR

Okumaya devam et

GÜNCEL

Elektrikli Araçlarda En Sık Yaşanan Sorunlar

Yayınlanma:

|

Yazan:

Elektrikli araçlar, çevre dostu yapıları ve düşük işletme maliyetleriyle otomotiv dünyasında devrim yaratmaya devam ediyor. Sıfır emisyon avantajı ve yakıt maliyetlerindeki tasarruf, birçok sürücünün tercihini elektrikli araçlardan yana kullanmasına neden oluyor. Ancak bu yeni nesil araçlar, sahip olduğu avantajların yanı sıra bazı teknik zorluklarla da karşı karşıya. Elektrikli araç kullanıcılarının sıklıkla karşılaştığı bazı sorunlar, bu teknolojinin henüz tam olarak olgunlaşmamış olduğu noktaları gösteriyor. 160 yıllık köklü geçmişiyle müşterilerine hizmet veren Generali Sigorta, elektrikli araç sahiplerinin en çok karşılaştığı sorunları ve bu sorunların olası çözümlerini paylaştı.

Batarya Ömrü ve Menzil Kaygısı

Elektrikli araç bataryalarının ömrü, kullanım süresi ve şarj etme alışkanlıklarına bağlı olarak zamanla azalabilir. Bu durum, özellikle uzun yolculuklarda sürücülerde menzil kaygısına neden olabilir. Bataryanın beklenenden daha hızlı tükenmesi korkusu, sürüş planlarını etkileyebilir. Araç sahipleri, sık sık batarya ömrünü uzatmak ve menzil kaygısını azaltmak için çeşitli stratejiler aramaktadır. Doğru şarj etme alışkanlıkları ve batarya sağlığına dikkat ederek bu endişelerin önüne geçmek mümkündür. Bu nedenle elektrikli araç kullanıcılarının batarya yönetimi konusunda bilinçli olması önemlidir.

Yetersiz Şarj Altyapısı

Elektrikli araçlar giderek yaygınlaşsa da kırsal bölgelerde şarj istasyonu sayısı hala yetersizdir. Uzun mesafe yolculuklarda sürücüler, uygun bir şarj istasyonu bulmakta zorlanabilir ve bu durum ciddi bir sorun haline gelebilir. Şarj altyapısının sınırlı olması, özellikle kırsal bölgelerde yaşayan veya bu bölgelere seyahat eden sürücüler için menzil kaygısını artırmaktadır. Şarj istasyonlarının daha geniş bir alanda yaygınlaştırılması, elektrikli araç kullanıcılarının bu tür sorunlarla karşılaşmasını önlemek ve sürdürülebilir ulaşımı teşvik etmek için önemli bir adım olacaktır.

Yüksek Şarj Süreleri

Elektrikli araçların şarj edilmesi, geleneksel araçlarda yakıt doldurma işleminden daha uzun sürebilir. Hızlı şarj istasyonları yaygınlaşmasına rağmen, standart şarj cihazlarıyla tam dolum süresi saatler alabilir. Bu durum özellikle zaman kısıtlaması olan sürücüler için önemli bir dezavantajdır. Uzun yolculuklar veya acil durumlarda hızlı şarj imkanlarının sınırlı olması, elektrikli araç sahiplerinde zaman yönetimi konusunda zorluklara neden olabilir. Şarj altyapısının gelişmesiyle birlikte bu dezavantajın azalması bekleniyor, ancak halen birçok kullanıcı için önemli bir endişe kaynağıdır.

Batarya Soğuk Hava Performansı

Soğuk hava koşulları, elektrikli araç bataryalarının performansını olumsuz yönde etkileyebilir. Düşük sıcaklıklarda bataryaların şarj tutma kapasitesinde azalma yaşanır, bu da menzilin ciddi şekilde düşmesine neden olabilir. Kış aylarında bu durum, sürücülerin yolculuklarını daha dikkatli planlamasını ve şarj sürelerini göz önünde bulundurmasını gerektirir. Ayrıca soğuk hava koşullarında bataryaların daha hızlı tükenmesi, kullanıcıların daha sık şarj yapma ihtiyacı duymasına yol açabilir. Bu nedenle, elektrikli araç sahiplerinin kış aylarında ekstra önlem alması önemlidir.

Yüksek Bakım ve Onarım Maliyetleri

Elektrikli araçların karmaşık elektronik sistemleri ve bataryaları, arıza durumunda yüksek maliyetli onarımlar gerektirebilir. Özellikle yetkili servislerde yapılan bakım ve onarımlar, geleneksel araçlara kıyasla daha pahalı olabilir. Bu durum elektrikli araç sahipleri için ekstra bir maliyet yükü anlamına gelebilir. Ancak, Generali Sigorta’nın sunduğu elektrikli araç kaskosu, olası arıza ve hasar durumlarında araç sahiplerine finansal güvence sunar. Elektrikli araçlara özel olarak geliştirilen bu kasko hem batarya hem de elektronik sistemlerde oluşabilecek arızaları kapsayarak, yüksek onarım maliyetlerine karşı koruma sağlar. Bu sayede sürücüler araçlarının bakımını daha güvenle yaptırabilirler.

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Petrol üç yılın dibinde, FED kararına günler kala gözler TÜFE verisinde

Yayınlanma:

|

Yazan:

Türkiye’de enflasyon dinamikler ve para politikası ön planda kalmaya devam ederken, bilançoların yüksek seyreden faiz oranları nedeniyle zorlandığı bir ortamda, hisse senetlerinin yönelik yatırımcı ilgisizliği de kendisini çok açık bir şekilde hissettirmeye başladı. Otoritenin hemen hemen her platformda, enflasyon makul düzeye gerileyene kadar uygulamaya kararlı göründüğü sıkı para politikasının şifa etkisi kadar yan etkisinin de hisse senetlerini baskı altına aldığını çok net bir şekilde gözlemliyoruz. Bu bağlamda, Fitch’in haftanın son iş günü Türkiye’nin kredi notunu bir basamak daha atırmasına adeta omuz silken hisse senetleri, haftanın ilk günü olduğu üzere dün de satış baskısına boyun eğerek günü %0,8 oranında düşüş ile son iki haftanın en düşük seviyesinde tamamladı. Borsanın lokomotifi konumunda bankacılık endeksi ise dün %1,7 oranında ve daha da kötü bir performans kaydederken, son dört günde %7 kayıpla negatif ayrıştı.

Döviz kuru Ağustos ayında süratli bir seyir izlemesi ardından son haftalarda psikolojik 34 seviyesinin etrafında sakin bir seyir izlemeye başladığını görüyoruz. Şöyle ki, TCMB’nin analitik bilançosuna göre, 3 Eylül günü 4,8 milyar dolar kötüleşen ve +7,8 milyar dolar seviyesine gerileyen swap ve kamu dövizleri hâriç net pozisyon, müteakip günlerde TCMB’nin net alımları ile 5,3 milyar dolar artış göstererek yeniden +13,1 milyar dolar seviyesine yükseldi. Böylelikle, TCMB’nin kaybettiği rezervlerin önemli bir kısmını yerine koymasına paralel, artan döviz girişlerinin de yardımı ile kurun daha sakin bir patikada yol aldığının görüyoruz. En azından, birkaç ay daha, otoritenin faiz oranlarını sabit tutacağını, enflasyonun da baz etkisi ile gerilemeye devam edeceği bir ortamda, TL’nin sunduğu %6 civarında reel faizin azımsanmayacak düzeyde olduğunu, bunun da TL’yi bir müddet daha desteklemeye devam edeceğini düşünüyoruz. Lâkin, reel faizin uzun süre yüksek devam etmesinin yarattığı tahribatı da göz ardı etmeden, senenin son demlerinde TCMB’nin faiz indirimini gözden geçireceğini düşünmeye devam ediyoruz. Dün açıklanan sevimsiz sanayi üretim rakamlarını da bu perspektifte ele alıyoruz.

Döviz piyasasında egemen olan sakinliğe paralel yabancı indinde Türkiye’nin risklerini gösteren 5 yıl vadeli CDS risk primi 270 baz puan civarında kalmaya devam ederken, dün Hazine ihalelerinin sorunsuz bir şekilde tamamlandığını gördük. 2 yıl vadeli gösterge tahvilin bileşik faizi %42,20 seviyesinde yatay bir seyir izlemeye devam ettiğini not edelim.

Dünyada ise gözler 18 Eylül tarihinde sonuçlanacak kritik FED faiz kararı öncesi bugün açıklanacak enflasyon verilerine çevrildi. Reuters anketine göre, ABD’de manşet TÜFE enflasyonun yıllık %2,9 seviyesinden %2,6’ya gerileyerek son 3,5 yılın en düşük seviyesini test etmesi beklenirken, çekirdek enflasyonun ise yıllık bazda %3,2 seviyesinde kalması bekleniyor. Fiyat istikrarı kadar, tam enflasyon görevi de olan FED, işgücüne yönelik son dönemlerde açıklanan verilerin beklenenden daha fazla yavaşlama göstermesi sonrası rahatsızlığını dile getirirken, piyasalar ise, FED’in yumuşak iniş senaryosunu tehlikeye attığına yönelik olumsuz bir hissiyat içinde 25 ile 50 baz puan faiz indirimi arasında kararsızlık sergilemeye devam ediyorlar. ABD enflasyon verisinin, haftaya sonuçlanacak olağan toplantıdan çıkacak karara ışık tutacağına kesin gözüyle bakıyoruz. Bu sabah itibariyle 18 Eylül toplantısına yönelik 25 baz puan indirime %70, 50 baz puan indirime ise %30 ihtimal tanınıyor. Bizler de FED’in herhangi bir panik havasına imkân vermemek adına 25 baz puan indirime gideceğini düşünüyoruz.

Haftanın ilk iş gününü alıcılı geçiren ABD’nin en büyük 500 şirketini kapsayan S&P500 endeksi, dün geceyi de, kapanışa doğru gelen alımların yardımı ile artıda tamamlamayı başardı. FED kararına ve ABD seçimlerine kadar piyasaların yön tayin etmekte zorlanacağını kanaatindeyiz. Wall Street, Kasım ayında Demokrat başkan adayı Harris’in kazanması ve vaat ettiği vergi artışlarını uygulaması durumunda, şirket kazançları ve hisse senedi piyasasının olumsuz etkilenmesinden endişe ediyor. Hatırlatma yapmak gerekirse, Trump, başkanlığı sırasında şirketlerin vergi oranını %35’ten %21’e indirmiş ve geçen hafta ABD’de üretim yapan şirketler için bu oranı %15’e düşürmeyi desteklediğini söylemişti. Harris ise geçen ay büyük şirketlerin adil bir şekilde vergi ödemesi gerektiğini belirterek bu oranı %28’e çıkarmayı planladığını açıkladı.

Ekonomik büyümenin yavaşlamasına dair endişeler ve bankaların cari çeyrek için zayıf performans uyarıları nedeniyle Dow Jones endeksi, bankacılık hisselerindeki düşüşle dün akşam geriledi. Enerji sektörü hisseleri, OPEC+’ın 2024 ve 2025 için talep tahminlerini düşürmesiyle birlikte en çok değer kaybeden sektör oldu. Brent cinsi ham petrolün varil fiyatı 70 dolar seviyesinin de altına sarkarak son üç yılın dibini test etti. Teknoloji hisselerinde aşırı değerlemelere yapay zekânın ağır siklet şirketi Nvidia, geniş çaplı bir piyasa satışından nasibini alarak son iki haftada %20’nin üzerinde düşüş kaydetmesi sonrasında haftanın ilk iki gününde yara sararak %5 yükseldi. Son dönemlerde 2,530 seviyesindeki zirvesini dördüncü kez deneyerek geçemeyen ons altın, gerilediği seviyelerden toparlanarak yeniden 2,520 dolar seviyesine dayanırken, EUR’nun bu sabah dolar karşısında hafif de olsa yükselişle 1,1040 seviyesine geldiğini not edelim. Kalabalık laflardan kurtulursak, genel hatları ile dolar zayıflığının devam edeceğini düşünüyoruz.

Dün akşam düzenlenen Trump – Harris canlı yayın münazarasının da oldukça çekişmeli geçtiğini görüyoruz. İki aday ilk defa yüze yüze gelirken, Başkan Yardımcısı Kamala Harris, kürtaj, yasal sorunlar ve Trump’ın göreve uygunluğu üzerinden yaptığı sert eleştirilerle Trump’ı adeta savunmaya çekti. Harris, aynı zamanda ekonomik ve göç politikalarına yönelik saldırılarıyla Trump’ın zayıf noktalarını öne çıkararak onu tartışmalı ve çoğunlukla yanlış iddialar yapmaya zorladı. Harris’in ön plana çıktığı gecede, Trump’ın agresif tavrı bir miktar tepki çekti. Politik detaylardan ziyade, iki adayın keskin ideolojik farklarını gözler önüne seren münazara, seçimlere haftalar kala kararsız seçmenler üzerinde belirleyici bir etki yaratabilecek önemli bir fırsat sundu. Harris’in münazaranın galibi geldiği algısı ile kripto paralar dün akşam değer kaybetti.

Piyasa dostu olarak nitelendirilen politikalara Trump’ın daha yakın olduğunu, lâkin Harris’in dün akşamın galibi olduğu görüşünden hareketle, yeni gün başlangıcında Asya borsalarında ve ABD borsalarının vadeli işlemlerinde hâkim rengin kırmızı olduğunu görüyoruz. Japonya Merkez Bankası (BoJ) Yönetim Kurulu Üyesi Nakagawa, enflasyonun beklentiler doğrultusunda ilerlemesi hâlinde faiz artışlarına devam edeceklerini belirtti. Geçtiğimiz Mart ayında negatif faiz uygulamasına son veren BoJ, Temmuz ayında kısa vadeli politika faizini %0,25 seviyesine yükselterek on yıllık genişlemeci para politikasından uzaklaşma sinyali vermişti. Ancak bu politika değişikliği küresel hisse senetlerinde sert gerilemeye ve YEN’in dolar karşı değer kazanmasına yol açarak carry trade olarak adlandırılan ucuz faizli parayı borçlan ve yüksek faizli paralara yatırım yap stratejisini ‘baltalayarak’ risk iştahını kesin bir şekilde azalmasına neden olmuştu. BoJ cephesinden gelen açıklamalara paralel, bu sabah YEN dolar başına 141,50 seviyesine gelerek yılın en düşük seviyesini (YEN değerlendi) test etti. Hatırlanacağı üzere, YEN dolar başına Temmuz ayı başında 162 seviyesini test etmişti. İki tarih arasında YEN %12,50 değer kazandı.

YEN’in değer kazanması, FED toplantısına kalan sayılı günler ve nihayetinde ABD seçimlerine kalan sekiz haftadan kısa bir süre öncesinde piyasalar cephesinde volatilitenin devam ettiğini ve etmeye devam edeceğini düşünüyoruz. Gösterge endeks Tokyo borsası Nikkei225 bu sabah %1’e yakın gerilerken, teknoloji odaklı Hong Kong borsasında düşüş %1,5 oldu. Mali piyasaların gündeminde bugün KKTC saati ile 15:30’da açıklanacak ABD enflasyon rakamlarının önem arz edeceğini bir kez daha hatırlatalım. Sabah saatlerinde ise İngiltere’de sanayi üretimi takip edilebilir.

ABD Enflasyon

1726028203ae2f51675b25fcc71e35fb0436b45331_1_1200.jpg

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.