Connect with us

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Kamu her 8 dolara 1 dolar kur farkı ödedi

Hazine’ye 92,5 milyar lira yük getirdiği açıklanan KKM’de, Merkez Bankası’nın üstlendiği maliyet ise 89,9 milyar lira olarak hesaplandı. Kamunun 2022’deki toplam yükü, 181,5 milyar liraya ulaştı.

Yayınlanma:

|

Merkez Bankası’nın genel kurulu önceki gün yapıldı. Genel kuruldan bir gün sonra açıklanan bağımsız denetim raporu öncesinde Ekonomist Uğur Gürses yıllık rapor verilerine göre Merkez Bankası’nın KKM için 88.9 milyar lira harcandığını böylece kamunun 2022 boyunca her 8 dolarlık KKM mevduatı için 1 dolar kur farkı ödediğini hesapladı.

Merkez Bankası’nın son dönemlerin en tartışmalı genel kurulu geride kaldı. Önceki gün tamamlanan genel kurula rağmen dün öğleden sonra yayımlanan bağımsız denetim raporunun yanı sıra kur korumalı mevduat hesabı için ödenen rakamın net olarak bilançoda yazılmaması ile 328 milyar lira gerçekleşmemiş zararın değerleme hesabında gösterilmesi ekonomistler tarafından eleştirildi. Eski Merkez Bankası çalışanı ve Ekonomist Uğur Gürses, KKM faturasının Merkez Bankası bilançosunda diğer giderler kaleminde gösterildiğini belirtirken eski Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz da KKM konusunda net açıklama yapılmamasını çelişki olarak niteledi. Gürses, Hazine’den yapılan 92.5 milyar lira ile TCMB’nin diğer giderler kaleminde gösterilen 88.9 milyar liralık KKM harcamasıyla birlikte kamunun geçen yıl her 8 dolar için 1 dolar kur farkı ödediğine dikkat çekti.

Gürses, yıllık raporda da KKM kur farkının örtülü biçimde “diğer giderler” kaleminde yer aldığını vurguladı. Gürses, “KKM ödemeleri diğer giderler kaleminde 88.9 milyarlık bir faiz dışı gider diye gösterilmiş. Böylece; geçen yıl Hazine 92.5 milyar, TCMB de 89 milyar lira kur farkı ödeyerek toplamda 181.5 milyar TL ödemiş. 80 milyar dolar seviyesinde KKM mevduatı olduğu ve yaklaşık da 10 milyar dolar kur farkı ödendiği dikkate alındığında kabaca kamu her 8 dolara 1 dolar kur farkı ödedi” diye konuştu.

YUVAM hesabı hakkında da bilgi yok

Yıllık raporda KKM’nin yanı sıra çok övünülen YUVAM hesabı hakkında da bilgi bulunmadığını vurgulayan Gürses, genel kurulla ilgili ikinci sıkıntının ise yayımlanması geciken denetim raporu olduğunu kaydetti. Gürses, 2000’den bu yana bağımsız denetim raporunun yayımlandığını ve hiç bu kadar geç yayımlanmadığını söyleyerek daha önce Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu’nun bir yayında söz verdiği bağış için de genel kurulda yasal hale gelebilmesi için karar çıkarıldığını kaydetti. Gürses, Merkez Bankası’nın 93.3 milyar lira kar elde ettiğini bunun 21.2 milyar lirasının vergi gideri olduğunu hatırlatarak 72 milyar liralık karı bulunduğunu ifade etti. Bu miktarın 32.6 milyar lirasının temettü olduğunu ve genel kurulda alınan kararla 30 milyar lirasının da ihtiyat akçesi adıyla bağış olarak aktarılacağını kaydetti.

 

328.5 milyar liralık değerleme hesabı

Gürses, 72 milyar liralık kar yazılmasına rağmen yıllık raporda 328.5 milyar liralık gerçekleşmemiş zarar olarak değerleme hesabı yer aldığını vurgulayarak “Değerleme hesabı bakiyesi değerlemeden kaynaklanan kur zararıdır. Çoğunlukla realize olduğu zaman kar zarar hesabına geçer. Realize olmuş bir kar zarar değil. Şöyle düşünün. Şirketsiniz bir binanız var bunun değeri 10 milyon liradan 25 milyona çıktı ve size 15 milyon liralık kar yazıp dağıtıyorsunuz. Yani satılmış bir ev yok ortada sadece piyasa değeri değişti. Merkez Bankası da bu değerleme farkını alıp dağıtıyor” diye konuştu.

İYİ Parti Milletvekili ve eski Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz da, 2022 Faaliyet Raporu’nda da net bilgi olmadığına işaret ederek, sadece kar/zarar hesabındaki kalemin KKM’ye ilişkin olabileceği gözlemini aktardı. Yılmaz, “Genel kurulda esas alınan 2022 faaliyet raporuna göre, kar/zarar hesabının en altında ‘diğer’ diye, 89 milyar TL’lik ‘diğer’ kalemi var orada büyük bir ihtimalle KKM ile ilgili olarak üstlenilen yükümlülük. Dolayısıyla, KKM 2022’de Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından 92.5 milyar dolardı, 181.5 milyar TL’lik bir maliyetinin olduğunu söyleyebiliriz ama bu yönetimin ayıbı devam ediyor” dedi.

Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Kara da Twitter hesabından yaptığı paylaşımda şunları söyledi: “2022’de KKM’nin Hazine’ye maliyeti 92.5 milyar lira olmuştu. TCMB’ye maliyetini bilmiyorduk. Merkez Bankası Yıllık Raporu ipucu veriyor. TCMB’nin kar/zarar tablosundaki ‘diğer’ kalemi 89 milyar liraya işaret ediyor. Yani 2022’de KKM’nin kamuya toplam maliyeti kabaca 181.5 milyar lira olmuş.”

Merkez Bankası hissedarlarından bazılarının temsilcisi olan ve bu nedenle genel kurula katılan Bağımsız Denetçi Şakir Süloğlu da, banka bağımsız denetiminin de sorunlu olduğunu söyledi. Süloğlu, genel kurulda da gündeme getirdiği şekilde, bağımsız denetçi seçiminin Türk Ticaret Kanunu gereği genel kurulca yapılması gerektiğini üstelik bu hakkın yine TTK gereği devredilemez haklar arasında bulunduğunu kaydetti. Süloğlu, bu seçimin yapılmamış olması nedeniyle genel kurula sunulması gereken başta faaliyet raporu olmak üzere belgelerin sunulmamış sayılacağını, kar dağıtımının yapılamayacağını belirterek, “Bu durumda yapılan işlemler yapılmamış kabul edilecektir” diye konuştu.

Yastık altı döviz ve altın TL mevduat oranı hesabı dışında

Merkez Bankası (TCMB), yastık altı fiziki döviz ve altının bankaların mevduatları içinde TL oranı hesaplarında dikkate alınmamasına karar verdi. Bankalar TCMB tarafından belirlenen TL mevduat oranını yakalayamamaları halinde ek maliyetlerle karşı karşıya kalıyorlar. Yapılan bu düzenleme ile bankalara gelen yeni fiziki döviz veya altın nedeniyle TL mevduat oranının düşmesinin kısmen önüne geçilecek. Bankacıların verdiği bilgiye göre TCMB tarafından bankalara gönderilen talimatta, “Ayrıca deprem felaketi sonrası bankalara yönelen yastık altındaki yabancı para cinsinden birikimlerin ekonomiye kazandırılmasının hızlandırılmasını sağlamak amacıyla bankaya dışardan gelen efektif ve fiziki altın girişi sonrası açılan yabancı para cinsinden mevduat/katılım fonlarının 28 Mart 2023 tarihinden itibaren Türk lirası payı hesaplamasında dikkate alınmamasına karar verilmiştir” denildi. TCMB tarafından kurulan düzene göre bankaların verdikleri kredi ve aldıkları mevduat tutarlarına göre Hazine tahvili, diğer bir deyişle menkul kıymet tutmaları gerekiyor. Menkul kıymet tesis oranı mevduat için yüzde 10 seviyesinde ancak bu oranda TL payının yüksek olduğu bankalar için düşürülürken, TL payının düşük olduğu bankalar için yükseltiliyor. Talimata göre buna ek olarak krediler için belirlenecek menkul kıymet tesisine esas tutarın belirlenmesinde, tüzel kişilerin yanı sıra gerçek kişilerin dönüşüm hesapları da dikkate alınacak.

Yardım Hazine’ye aktarılmalı

Durmuş Yılmaz, Merkez Bankası’nın deprem yardımı kampanyası için ayırdığı 30 milyar TL’nin AFAD’a aktarılmasının da yanlış bir uygulama olacağını savundu. Bu yardımın hangi kuruluşa yapılacağına yönelik halen resmi bir açıklama yapılmadı. Yılmaz, yardımın AFAD’a yapılmasının mümkün olmadığını belirterek, “TCMB Kanunu gereği, AFAD gelip ‘Bana kredi ver’ dese verebilecek mi, hayır veremeyecek. Bu paranın doğru kullanımı, bu paranın TC Hazine’sine devredilip, Hazine’nin bu devredilen tutarı AFAD’a kullandırabilir. Merkez Bankası’nın yapacağı iş bunu doğrudan doğruya Hazine’ye devretmektir.” diye konuştu.

Muafiyet uygulaması genişletildi

Merkez Bankası deprem bölgesindeki KOBİ’lerin kredilerinin harcama mukabili uygulamasından muaf tutulması uygulamasına, deprem bölgesinde yerleşik olmasa da bölgeyle iş ilişkisi nedeniyle olumsuz etkilenen ve bölgeye yatırım yapanları da dahil etti. Buna göre, deprem bölgesinde yerleşik kişilerle ticari ilişkisi olup deprem nedeniyle zarar gördüklerini belgeleyen kişiler ile depremden etkilenenlerin barınma ihtiyaçlarının karşılanmasına veya deprem bölgesinde altyapı ve üstyapının yeniden imarına yönelik faaliyetlerde bulunacağını belgeleyen kişilere bu zarar ve faaliyetlerle orantılı olmak üzere kullandırılacak kredilerin 6 Şubat’tan 31 Ağustos’a kadar harcama mukabili uygulamasından muaf tutulması kararlaştırıldı.

Mehmet KAYA – Şebnem TURHAN –Ekonomim

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

ABC News: İsrail İran’da bir tesisi füzelerle vurdu

Yayınlanma:

|

Yazan:

  • Fenerbahçe’nin moral bozukluğu ile yatağa yatıp, jeopolitik risklerin tırmandığı endişesi ile yataktan fırladığımız bir Cuma sabahında öncelikle herkese günaydın diyerek kısa bir bülten kaleme almaya çalışalım. ABD’li bir yetkiliye dayandırdığı ABC News haberine göre -Reuters haberin teyide muhtaç olduğunu belirtmiş- gece geç saatlerde, İsrail füzeleri İran’daki bir bölgeyi vurdu; İran devlet medyası, İran’ın İsrail’e misilleme niteliğinde bir insansız hava aracı saldırısı başlatmasından birkaç gün sonra ülkenin merkezinde bir patlama olduğunu bildirdi.
  • İsrail’in İran’a ‘cevap’ verdiği endişesi ile sabah erken saatlerde Asya piyasalarında işlem gören ve jeopolitik risklere en hassas yatırım aracı olan Brent cinsi ham petrolün varil fiyatı, ilk tepki olarak %4 artışla 90 dolar seviyesini aşarken, altının ons fiyatı ise 2,415 dolar seviyesine kadar ani bir tepki yükselişi kaydetti. Hâliyle, güvenli limanlara sığınma isteği artarken, madalyonun diğer tarafında olan ve riski varlık sınıfına giren hisse senetleri satış baskısı ile karşı karşıya kaldı. Asya’nın gösterge endeksi Tokyo borsası %2,6 gerilerken, Tayvan borsasında düşüş %3,5 seviyesi ile ilk sırada yer aldı.  JPY satış baskısı ile bir kez daha karşı karşıya kalırken, Bitcoin’in 62-63bin dolar seviyelerindeki tatsız seyrini bu sabah da korumaya devam ettiğini not edelim.
  • Her ne kadar teyide muhtaç bilgi akışı sabah saatlerinde artan jeopolitik tansiyonun gölgesinde piyasaları endişeye sevk etse de, ABD’de son dönemde açıklanan güçlü makroekonomik verilerin törpülediği faiz indirim beklentisi ardından piyasaların kılavuz kargası konumunda ABD 10 yıllık tahvil faizlerinin de %4,6’lı seviyelere kadar yükselerek son 5-6 aylık dönemin en yükseğine gelmesi, piyasa oyuncularını ve beklentileri ‘yormaya’ başladı.
  • Dün de bültenimizde söz ettiğimiz üzere, bu kadar faiz artırımına rağmen bir türlü soğuyamayan ABD ekonomisinin gölgesine piyasalar yılın geriye kalan kısmında Eylül’de başlamak kaydı ile toplam 43 baz puan yani neredeyse 2 kere faiz indirimi fiyatlıyor. Hatırlanacağı üzere, neredeyse 3 aydan kısa bir süre önce FED bu yıl ne kadar faiz indirimi yapılacağından bahsederken, hatta yılın başında 6 kez faiz indirimi konuşulurken, gelinen noktada, FED yetkililerinin ağız değiştirerek daha şahin bir üsluba geçmesi, beklentileri de yeniden şekillendiriyor.
  • FED’in son günlerde 180 derece çark etmesi mali piyasaların canını acıtırken, işgücü piyasasından gelen zayıflama belirtilerini de göz ardı etmemek gerektiğini düşünüyoruz. Şöyle ki bu hafta Tesla, işgücünün %10’unu yani 14bin çalışanını işten çıkaracağını duyururken, Amazon, maliyetleri düşürmek amacıyla bu yıl zaten işten çıkarmalar yaptığını da not edelim. ABD’de enflasyon her ne kadar yapışkanlık arz etse de, yüksek seyreden faizlerin banka finansallarına da olumsuz etkisini bu hafta sonuçlarını açıklayan BofA finansallarında görürken, yakın geçmişte, yüksek faizler nedeniyle başarısız olan 3 ABD bankasının batışı hafızamızda hâlen daha taze bir yer tuttuyor. Bu bağlamda, FED’in 1 Mayıs tarihine sonuçlanacak olağan FOMC toplantısının önemli bir gündem maddesi teşkil edeceğinin altını kalınca çizmek gerekiyor.
  • Türk mali piyasaları ise dünkü günü oldukça sakin bir seyirle tamamladı. USDTRY kuru gün boyu 32,50 seviyesinde salınırken, BIST100 cephesinde ise adeta yaprak kıpırdamadı. Her hafta Perşembe günü açıklanan TCMB haftalık verileri ise, uygulanan politikanın işe yaramaya başladığını teyit etti. Bu bağlamda, yurtiçi yerleşiklerin döviz mevduatlarında (DTH) son 2 haftada 5,4 milyar dolar azalış kaydetti. Daha basit bir anlatımla, geçen ay seçim öncesi yaşanan kur atağı ile yurtiçi yerleşiklerin DTH hacmi 10,4 milyar dolar artış göstermesi ardından, beklenilen gerçekleşmeyince -seçim sonrası kur kopacak / kaçacak endişesi- alınan dövizlerin satılmaya başlandığını görüyoruz. TCMB’nin brüt döviz ve altın rezervlerinde toparlanma başlarken, swap ve kamu dövizleri hariç net pozisyonda 12 milyar dolar iyileşerek eksi 62,9 milyar dolar seviyesine geldi. Piyasa faizlerinde 3 aya kadar vadeli mevduat faizinin ikna edici seviyelere (%67,48) yükseldiğini de not edelim.
  • İzlenen politikaların taviz verilmeden korunması ve sabredilmesi durumunda, Türkiye ekonomisinde var olan normalleşmenin ivme kazanarak devam edeceğini hatta not artırımları ile taçlandırılacağını da peşinen söyleyebiliriz. Bu görüşümüze yabancı yatırımcının da prim verdiğini düşünüyoruz keza 5 Nisan ile biten haftaya ait menkul kıymet istatistikleri göre, yabancı yatırımcı 363 milyon dolar hisse senedi, 86 milyon dolar ise tahvil aldığını görüyoruz.  Son 3 haftada hisse senedi ve tahvil piyasasına gelen sıcak paranın 1 milyar doları aştığını not edelim.
  • ABC News’de yer alan haberde İsrail’in dün geç saatlerde İran’da bir tesisi vurduğu ve İran devlet medyasında çıkan haberlere göre de ülkenin merkezinde bir patlama gerçekleştiği yönünde hâlen daha teyide muhtaç haberler ardından yeni gün başlangıcında havanın limoni olduğunu bir kez daha not edelim. Asya borsalarında var olan satıcı hava, ABD borsalarının vadeli işlemlerine de %1 düşüş yönünde yansımış. Hafta sonu riski almak istemeyen yatırımcıların güvenli limanlara sığınma ihtiyacını gün içinde takip edeceğiz.

>TCMB net döviz rezervleri

Swap ve kamu dövizleri hariç net pozisyonda 12 milyar dolar iyileşme görülüyor. Net rezervler eksi 62,9 milyar dolar seviyesine geldi.
1713502778d06accb1db4a9fe083b2494546f875f9_1_1200.jpg

>DTH

Yurtiçi yerleşiklerin döviz mevduatlarında (DTH) son 2 haftada 5,4 milyar dolar azalış kaydetti. Seçim öncesi yaşanan kur atağı ile yurtiçi yerleşiklerin DTH hacmi 10,4 milyar dolar artış göstermesi ardından, beklenilen gerçekleşmeyince -seçim sonrası kur kopacak / kaçacak endişesi- alınan dövizler satılmaya başlanmış.

171350277971bb6429339ef06539b29115034ebd54_2_1200.jpg

>Fiili faiz oranları

TCMB verilerine göre, 3 aya kadar vadeli mevduat faiz, geçen hafta %67 seviyesini aştı. KKM dönüşlerine uygulanan çok yüksek oranlar ortalamaları yukarıya çektiğini not edelim.

1713502779014c14d0228bf13764df781393b4373b_3_1200.jpg

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Jeopolitik riskler hafiflerken, ‘yumuşak iniş’ ihtimali umudunu yitiriyor…

Yayınlanma:

|

Yazan:

  • Piyasaların gözü kulağı jeopolitik gelişmelerde olsa da, FED’in yapışkan enflasyon ve güçlü makroekonomik veriler ardından tavrında görülen keskin değişim, ya da faiz indirim beklentisinin her geçen gün daha da azalmasının yankıları piyasalarda hissediliyor. Lâkin, FED’in önceliğinin tam istihdam ve fiyat istikrarı olduğu düşünülürse, istihdam cephesinden sanıldığının aksine pek de iyi haberlerin geldiğini söyleyemeyiz! Şöyle ki, son açıklanan tarım dışı istihdam verisi her ne kadar güçlü sonuçlansa da, nitelik anlamında zayıf bir tablo ile karşı karşıyayız: iş gücünde 6bin tam zamanlı işi kaybı yaşanırken, 691bin yarı zamanlı iş eklenmiş. Yüksek faizlerin piyasayı yormaya mı başladı sorusunu kendimize sormadan da edemiyoruz.
  • Hatırlanacağı üzere, neredeyse 3 aydan kısa bir süre önce FED bu yıl ne kadar faiz indirimi yapılacağından bahsederken, son günlerde 180 derece çark etmesi mali piyasaların canını acıtırken, işgücü piyasasından da zayıflama ibareler görmeye başlıyoruz. Şöyle ki bu hafta Tesla, işgücünün %10’unu yani 14bin çalışanını işten çıkaracağını duyurdu. Amazon, maliyetleri düşürmek amacıyla bu yıl zaten işten çıkarmalar yaptığını da not edelim. ABD’de enflasyon her ne kadar yapışkanlık arz etse de, yüksek seyreden faizlerin banka finansallarına da olumsuz etkisini bu hafta sonuçlarını açıklayan BofA finansallarında görürken, yakın geçmişte, yüksek faizler nedeniyle başarısız olan 3 ABD bankasının batışı hafızamızda hâlen daha taze bir yer tutuyor.
  • Hülâsa, FED son aylarda umut ettiği enflasyon verisini henüz bulamasa da, faiz indirimlerinin gelip gelmeyeceği büyük bir soru işaretine dönüşerek piyasaların yön tayin etmekte zorlanmasına neden olsa da, işten çıkarmaları başlaması ve yüksek faizlerin bankacılık sektörünü hırpalamaya başlaması,  FED’in bir noktada istemese de faiz indirimlerine soyunmak zorunda kalacağını düşündürüyor! Bu sabah itibariyle, faiz vadeli kontratlarının 2024’te 2’den az faiz indirimi beklediğini not edelim. FED üyelerinin faiz yorumlarında şahin üsluplarını da korunduğunu görüyoruz. Oy hakkında sahip Cleveland FED Başkanı Mester ile Kurul Üyesi Bowman, faiz indirimlerinde acele edilmemesi gerektiğini söyledi.
  • Ortak para birimi EUR, doların güçlenmesinin yanı sıra, Avrupalı politika yapıcıların iki ay içinde faiz oranlarını düşürmeye hazırlanmaları nedeniyle baskı altında kalarak bu hafta %2’ye yakın değer kaybederek beş ayın en düşük seviyesinin gerilemesi ardından bu sabah hafif de olsa toparlanarak 1,0660 seviyesine yükseldi. Dolar cephesinde yaşanan hafif de olsa değer kaybının arkasında, ABD, Japonya ve Güney Kore arasında, Asya’daki dolar kazanımlarının yavaşlamasına yönelik yakın istişarede bulunmak üzere alışılmadık bir üçlü anlaşmaya varıldığı haberinin yattığını düşünüyoruz! Bir türlü belini doğrultamayan Japon Yen’i, dolar başına 154,25 seviyesinde ve yaklaşarak son otuz yılın en düşük seviyesine yakın işlem gördüğünü de not etmiş olalım!
  • Emtia piyasalarında ise, kıymetli madenler cephesinde keskin yükselişler tersine dönmese de duraksadığını not etmek gerekiyor. Altının ons fiyatı geçen hafta Cuma günü test ettiği 2,430 dolar zirvesi ardından 2,370 dolar seviyelerinde salınırken, gümüş, teknik bir seviye olan 30 doları neredeyse test etmesi ardından 28,50 seviyelerinde salınıyor. Petrol, gerek talep endişeleri ve İran’ın hafta sonu saldırısına İsrail veya ABD’den net bir yanıt alınamaması nedeniyle son iki buçuk ayın en sert düşüşünü gerçekleştirdi. Jeopolitik riskler hafifliyor mu sorusunu da kendimize sormadan edemiyoruz. Her ne kadar İran petrolüne dramatik yeni yaptırımlar beklenmese de, ABD Venezuela’ya yönelik petrol yaptırımlarını yeniden uygulamaya hazırlandığını okuyoruz. Brent cinsi ham petrolün varil fiyatı haftabaşı 92 dolar seviyesini aşarak son 6 ayın zirvesini test etmesi ardından dün %3 gerileyerek 87 dolar seviyesinin diplerini test etti.
  • Yeni gün başlangıcında, ABD borsalarının aksine, pasifiğin diğer ucunda daha ılımlı bir tablo görüyoruz. Jeopolitik risk algısının bir miktar iyileşmesi küresel mali piyasalar üzerindeki satış baskısını hafiflettiğini söyleyebiliriz. Brent cinsi ham petrolün varil fiyatı ve ABD Dolarının değer kaybetmesi (DXY) bu görüşümüze baz teşkil ediyor. Bugün FED ve ECB cephesinden merkez bankası yetkililerinin konuşmalarını takip edeceğiz. Her hafta Perşembe günü olduğu üzere, ABD’de işsizlik maaşı başvuruları; Türkiye cephesinde ise TCMB ve BDDK haftalık verilerine ve konut satışlarına bakacağız. Mikro cephede ise Netflix finansalları önemle takip edilecek. IMF-Dünya Bankası toplantıları sürüyor. Bugün gözler AB Liderler Zirvesi’nde olacak.
  • Türkiye cephesinde ise dün açıklanan cari işlemler dengesi, yılın ilk 2 ayında 5,8 milyar dolar açık verdi. Geçen sene aynı dönemde bu rakamın yaklaşık 20 milyar dolar olduğu düşünülürse, olumlu bir tablo ile karşı karşıyayız. Öte yandan, çekirdek veride de olumlu bir seyir gördüğümüzü not edelim. Şöyle ki, altın hariç cari işlemler dengesi Şubat ayında 2,3 milyar dolar açık verirken, bu rakam geçen yılın Şubat ayında 5,2 milyar dolar düzeyinde idi. Tablonun ‘sırıtan’ rakamı ise net hata ve noksan kaleminin yılın ilk 2 ayında 6,9 milyar dolar açık vermesi oldu! Washington’da konuşan Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, piyasaların ve yatırımcıların genel olarak enflasyonun düşeceği ve OVP’nin sonuç vereceğine inanmaya başladığını söyledi. USDTRY kuru günü 32,54 seviyelerinde başlarken, bebek adımları ile kuzey yolculuğunun devam edeceğini düşünüyoruz.

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

VakıfBank’tan uluslararası piyasalarda 550 milyon dolarlık ilave ana sermaye tahvil ihracı

VakıfBank Genel Müdürü Abdi Serdar Üstünsalih, “Söz konusu işlem, VakıfBank tarihindeki uluslararası piyasalarda gerçekleştirilen ilk ilave ana sermaye tahvil ihracı olma özelliğini taşımaktadır” dedi

Yayınlanma:

|

Yazan:

VakıfBank, 550 milyon dolarlık ilave ana sermaye tahvil ihracını başarıyla tamamladı.

Bankadan yapılan açıklamaya göre, VakıfBank, 550 milyon dolar tutarında, vadesiz ve 5. yıldan sonra erken itfa opsiyonuna sahip, tamamı yurt dışı yerleşik kurumsal yatırımcılar tarafından satın alınan Basel III uyumlu ilave ana sermaye ihracı gerçekleştirdi.

Açıklamada, bankanın başarıyla tamamladığı ilave ana sermaye ihracıyla, yılbaşından itibaren uluslararası piyasalardan Türkiye’ye toplam 2,5 milyar dolar kaynak getirdiği belirtildi.

Açıklamada görüşlerine yer verilen VakıfBank Genel Müdürü Abdi Serdar Üstünsalih, son ana sermaye ihracıyla bu alandaki öncü konumlarını koruduklarını belirterek, ‘Söz konusu işlem, VakıfBank tarihindeki uluslararası piyasalarda gerçekleştirilen ilk ilave ana sermaye tahvil ihracı olma özelliğini taşımaktadır. Ayrıca, Türkiye’deki kamu bankaları arasında da piyasa işlemi olarak gerçekleştirilen ilk ilave ana sermaye tahvil ihracı olduğunun altını çizmek isterim.’ ifadelerini kullandı.

İşleme, İngiltere, Kıta Avrupası, Orta Doğu, Asya ve Amerika olmak üzere dünyanın farklı bölgelerinden yoğun yatırımcı talebi gelmesinin oldukça memnuniyet verici olduğunu vurgulayan Üstünsalih, şunları kaydetti:

‘İşlem büyüklüğünün 3 katına ulaşan güçlü talep sayesinde, işlemin getirisi ilk fiyat beklentisinden 37,5 baz puan iyileşerek yüzde 10,125 seviyesinde gerçekleşti. Bu durum, uluslararası yatırımcıların Türkiye’ye ve özellikle VakıfBank’a duyduğu güvenin açık bir göstergesidir.’

Üstünsalih, başarıyla tamamladıkları işlemin, yurt dışı kaynak olma özelliğinin yanı sıra ana sermayeyle toplam sermaye rasyolarına 100 baz puanlık pozitif katkı sağlamasını beklediklerini kaydederek, ‘Bu anlamda güçlenen sermaye rasyolarımızla, Türkiye’nin en büyük 2. bankası olarak her alanda verimlilik odaklı stratejilerimizi sürdürmeyi amaçlıyoruz. Bundan sonraki dönemde de uluslararası sermaye piyasalarını yakından takip ederek farklı yapılar altında yeni fonlama işlemlerine imza atmaya devam edeceğiz.’ değerlendirmesini yaptı.

Okumaya devam et

KATEGORİ

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

KRIPTO PARA PİYASASI

BORSA

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.