Connect with us

BANKA HABERLERİ

Kazanılan Maaşlar Üzerinden Yapılan Kıyaslarla: Türkiye vs Yurt Dışı Kariyer Planı

Türkiye’de bir kariyer planlaması yapmak mı yoksa Avrupa, ABD veya Kanada mı? Bir Ekşi Sözlük yazarı, Bankacılıktan, Telekomculara, Koç Grubundan, Savunma sanayine kadar kazanılan maaşlar üzerinden detaylı bir kıyaslama yapmış. Fikir vermesi açısından paylaşıyoruz. ( yazım hataları orijinal metinlere aittir )

Yayınlanma:

|

Türkiye’de kariyer yapmak ile başlayalım

türkiye’de kariyer basamakları çok basittir arkadaşlar. ben size en temel 2-3 tanesini söyleyeceğim. bunu da konuşan çok fazla yoktur bu yolu yürüyenler dışında. birkaç yolu söyleyeceğim hemen anlayacaksınız zaten. formülüze edelim hemen bunu:

bunu da şehir şehir yapacağım

lise + üniversite = iş

ankara fen-atatürk anadolu-gazi anadolu + odtü, bilkent = savunmaya sanayii şirketleri ya da odtü teknokent, bilkent cyberpark vs.

istanbul atatürk fen -izmir fen-robert vs yabancı okullar ve meşhur anadolu liseleri + boğaziçi-koç-sabancı = telekom şirketleri ve bankalar ve mckinsey

bu denklemerde en iyi kariyerleri modelledik. bakın en iyisi diyorum. şimdi en iyinin en iyisi ile bir örnek verelim.

izmir-ankara-istanbul fen lisesi ya da robert ve dengi okullar + boğaziçi = mckinsey.

bu yukarıdaki örnekten daha iyi bir kariyer türkiye şartlarında yok arkadaşlar. dikkat edilmesi gereken nokta şu an sadece türkiye kariyer patikalarından bahsediyoruz.

peki mckinsey’de çalışan yeni mezun ne kadar maaş alıyor? daha mezun olmadan mülakatlara başlayan mezun olacak öğrenci diyelimki ise alımı garantiledi, alacağı maaş 10-15 tl arası net. ben net rakam vereceğim türkiye için. 843 bin alıyorum forthnightly ya ben diyenleri ifşalamak da başka yarar sağlayan nokta olsun. ha bu arada dolar, euro, sterlin söylediğim maaşlar da brüt olacaklar. zaten belirteceğim.

Yapılabilecek en iyi kariyer başlangıç olarak size maksimum aylık net 15 bin TL ile sınır çiziyor

diyelim ki mckinsey devamlı bir kariyer yapıyorsunuz. 2 sene çalıştıktan sonra abd mba yolluyor şirket sizi. stanford, princeton, harvard ayarında bir okulda mba yaptınız ve geri geldiniz. mba sonrası alacağınız maaş da maksimum 50 bin lira. maksimum diyorum bakın. yani bunu herkes zaten alamıyor. ama benim tandığım var mckinsey’de çalışıyor şu kadar alıyor. ben bilemem. ben bildiğimi konuşuyorum. bir kere neden vermez mckinsey daha fazla para? aşağı yukarı abd’de çalışan birinin alacağı iyi maaş denen maaş 100 bin dolar civarıdır. hadi diyelim sıra dışı biri 140 bin dolar alsın. benim arkadaşım var apple’da 1 milyon dolar alıyor diyenleri dinlemiyoruz. benim en yüksek duyduğum maaş caltech’de çalışan bir havacılık mühendisiydi, jpl’de çalışan alman asıllı bir roket mühendisi aylık 50 bin dolar alıyordu. c-level konuşmuyoruz geleceğiz oralara da.

yani mckinsey business analystlerine ya da mba sonrası filan hadi diyelim associate olanlara dahi türkiye’de abd maaşlarından fazlasını vermezler. vermezler yani. en fazla abd çalışanları kadar maaş alırlar. yönetim kademeleri hariç. zaten mckinsey türkiye müdürü ya da ceo’su olacağım diye hayal kuran biri varsa kendisine başarılar diliyorum. olamaz demiyorum, umarım olur, hatta benim arkadaşım olsun çok isterim.

150 bin dolar diye abartı bir maaş koyalım. vergi sonrası bu 100 bin dolar civarına düşecek, bugünkü kur ile yıllık 800 bin tl aylık 60-70 bin lira.

Bankalara gidelim

bankalarda gm gmy pozisyonlarına gelmeden konuşuyorum, işte kimdeli uzman ve bunların süpervisörleri pozisyonları yani gmy ve altı yöneticilere kadar bu insanların alacakları maaşlar net en fazla 30 bin. bu noktalara öyle herkes gelemiyor, ben maksimum kariyerleri söylüyorum. uzmanlar filan bugün heralde en fazla 10 bin alırlar. çoğu da almaz yani bu parayı. bu arada bankada it’de çalışanlar falan 7-8 bin anca alırlar. türkiye’deki çoğu iyi kariyerli insanın maaşı 1-2 bin dolar arası bunu unutmayın yanı. 2 bin dolar üstü çok az insan kazanıyor. 4 bin dolar üstü hele çok çok az insan kazanıyor. ben uslu çocuk olup kendisini kariyerine adayıp çalışanların kariyerlerini anlatıyorum burada. katakulliler de var anlatacağım.

Telekomculara gelirsek

hiçbiri savunmaya sanayii ya da banka çalışanlarından daha fazla para kazanmıyor. banka çalışanından kastım vezne değil, genel müdürlük çalışanlarından bahsediyorum. maaş skalaları aşağı yukarı savunma sanayii çalışanlara göre 1 kademe offsetli. yani aselsan’da junior mühendis telekomcuların kıdemlisi gibi para alıyor. aslında bu 2 kademe oldu da işte o civarda. yani aselsan’da ise başlayan bir yeni mezun 1500 euro civarı para alır. senior ve kıdemli senior idi yanlış hatırlamıyorsam yani takım lideri (boss) dedikleri adam olmadan önceki maaşları 2000 euro üzeri. 2200 euro civarı. telekomcuların takım liderleri aşağı yukarı bunun %15 eksiğini alır. yani 2000 euro maksimum. bu arada tecrübeler 10 yılı aşkın, yani minimum 7- 8 sene.

Savunma sanayii

türkiye’de şu an heralde maksimum para kazandıracak yer burası. aselsan, tai, tei, roketsan, havelsan, tusaş, fnss daha aklıma gelmeyenler de vardır, buralarda çalışan makina, elektrik-elektronik, bilgisayar, yazılım, havacılık filan mühendisleri işte hepsi aynı.

Koç grubu şirketleri

tüpraş, arçelik, otokar, türk traktör filan, bunlar da ankara maaşları alırlar işte. aşağı yukarı yani. 1-2 bin dolar arası maaşları vardır. 1500 dolara bir gauss distribution koyun bence tam oturur.

“ama benim arkadaşım memet holdingte çalışıyor aylık 300bin alıyor” dediğim gibi bilemem. ben öyle bir kariyer görmedim kendi çevremde. güle güle harcasın kazandığı parayı.

Buraya kadar c-level ayrı tuttuk hep

c-level altı direktör filan denen, genel müdür denen, işte yönetim kurullarına azar yemeye çağrılan, şirkette kendisini ne ilah gibi ne de kül gibi gören arada kalan seviyeler için de maaş maksimum 50 bin. bunlar da çok yok. koca şirkette 3 tane 5 tane. daha doğrusu bunun ayrımı şöyle olacak, altına d segment bir makam aracı verilen ilk seviye diyelim, maksimum 50 bin lira. maksimum bu bakın. ortalaması 30-35 bin civarıdır.

“benim arkadaşımın babası turkcell yönetim kurulunda o ayda 350 bin alıyormuş” hah işte buna inanırım. neden? çünkü o pozisyonların çoğu siyasidir. o insanlar da siyasete yakınlığı ile fayda sağlasınlar diye oradadırlar. yoksa 5g teknolojisi, yapay sınır ağları filan anladıklarından değil. ya da makroekonomiyi iyi okuduklarından da değil. ya da herhangi bir yönetim becerilerinden de değil. sadece birkaç bakan tanıyor diye (evet milletvekili de kesmez) kanun yapılırken işte şirketin işine gelecek şerhleri koydurtmak için filan bu gibi insanlara aslında haraç ödenir. bu maaş o maaştır. hatırlar mısınız bir ara ordu valisi miydi, samsun valisi miydi, toplam maaşı 700 bin lira mı ne diye tantana çıkmıştı, bütün büyük şirketlerin yönetim kurulu üyesi oradan 100 bin ötekinden 50 bin filan acayip bir maaş topluyordu. yönetim kurulu üyeliklerinin birçoğu böyledir türkiye’de.

c-level ne kadar maaş alır? ben en son çok büyük bir çimento fabrikasının ceosunun transfer ücretini biliyorum bundan 10 sene önceydi daha öğrenciydim o zaman, şirket hisselerinin %15’ini adama vermişlerdi. epey de yüklü bir transfer parası da almıştı. o kısımlarda şirket hissesi verilebiliyor.

bir de hüsnü özyeğin’in kendi anlattığı bir hikaye, hüsnü özyeğin kendi ekibiyle yapı kredi bankası’nı bir proje ile %30 mü ne karlılığını arttırıyor. işte çok başarılılar filan. yönetim kuruluna diyor ki “bence bana şirket hissesi verin” bizim öyle bir politikamız yok diyorlar, istersen ayrılabilirsin diyorlar. bu şimdi çok zalimce gelebilir de işin bu kısımlarında kapital sahibinin pay alacağı kısıma göz diktiyseniz işlerin rengi değişir.

çok kabaca kazanılan para = share of capital + share of labor dan oluşur. bu da çok kabaca %40-%60 ile %60-%40 arasında bir dağılım ile gerçekleşir. yani bazı işlerde çalışan maaşlarına gider kazanılan paranın çoğu, bazı işlerde de kapital sahibinin kazancı daha büyüktür. artık kapital sahibinin payına düşenden direkt olarak pay alma yoluna gidiyorsanız bunlar yönetim kurulu üyelikleri, ya da ceo filan olmaktan geçiyor. cfo filan da her yerde kapital sahibinin payından pay çekemez. maaşlı çalışan denen nokta bizim tavanımız yani. share of capital tarafına geçilmediği noktadan konuşuyorum. maaşlı çalışan.

türkiye’de bu farklı alanlarda aşağı yukarı 50-70 bin arası çıkar aylık net maaş. buna hangi sektörü katarsanız katın. biri, bir müdür eğer bu rakamların üzerinde maaş alıyorsa orada bir katakulli dönüyordur. yani bir hukuksuzluk vardır. atıyorum bir tersanede bilmem ne müdürü 300 bin lira alıyorsa orada işçi sömürüsü vardır ve iş güvenliği yoktur. birgün birkaç işçi olur o mudur de hapse düşer. bu risk için o parayı alıyordur. bunları saymıyoruz.

Öyleyse Türkiye’de alınabilecek maksimum en süper maaş aylık 60 bin türk lirası civarıdır

yıllık 720 bin, ben bu tür işlere hep 10 yıllık bakarım. 10 yılda ne kadar kazanıyorsun diye bakarım. üzülerek söyleyeceğim bu maaşları alan birinin 10 yıllık tasarrufu 3 milyonu geçmez. neden? faiz arkadaşlar. net present value hesabı yaparsanız anlarsınız. bundan 8 sene önce daha kariyerinin orta basamaklarında olan şimdi bu 60 bin lirayı kazanan arkadaş 15 bin lira alırken aşağı yukarı 5 bin dolar alırken, şimdi kariyerinin tepesine çıktı ve 7 bin dolar alıyor. ki oraya herkes çıkamıyor. bu çoğu kişi için sabit kalıyor. yani pozisyon yükseliyor, promotion alınıyor ama maaş sabit kalıyor. alım gücü de işte sabit gibi filan.

Şimdi gelelim yurt dışına. Almanya’dan başlayalım; İngiltere, ABD, Canada ve Avustralya diye devam edelim. maaşlar buralarda çok basit

almanya’da revaçta olmayan mühendislerin maaşları 2500 euro, bunların içinde inşaat mühendisleri de var. makina mühendisleri çok seviliyor almanya’da bunlar 3000 euro gibi başlıyorlar, aziları 3500 euro. bu türkiye’den tecrübeli filan aselsan mühendisleriden almanya’ya giden, buna hollanda’yı da katıyorum bu arada, en yüksek duyduğumuz maaş 4100 euro. bu sadece benim duyduğum değil, duyulan diyorum. yani bir sürü haber geliyor tanıdığın tandığından falan. “ya bizim arkadaş almanya’da 7 bin euro alıyor” benim çok yakın bir arkadaşım çocuk alman, babası ibm avrupa müdür, kariyerinin son zamanlarında 7 bin euro alıyormuş. adam işte 5 senedir filan emekli sanırım. gelişmiş ekonomilerde maaşlar aşırı stabil. yani ziraat mühendisi ile roket mühendisi maaşı arasında uçurum yok. hatta iyi bir ziraat mühendisi daha çok maaş alıyordur. o ülkenin en çok para kazandığı sektörü neyse onunla alakalı. almanya makina mühendisleri için cennet iken, avustralya ve canada geoteknik denilen inşaatın bir anadalı olan mühendisler için ve maden mühendisleri için cennet. abd yazılım ve biyoteknoloji, ingiltere finans alanında ve yine daha çok abd’ye yakınsayan bir yapıda.

Almanya için toparlarsak

3000 euro giriş maaşı ortalama %15 vergi bekar biri için, işte ortalama 2500 euro maaş alır. bu da erken kariyer için maksimum 4000 euro nete ancak çıkar. almanya’da benzer iki mühendis evlenirse ve bir de çocuk yaparsa vergiler de düşüyor, masraflar da düşüyor devlet yardım da yapıyor. böyle bir çift için baya baya yaşanacak bir yer almanya ya da hollanda. eski hocamın kızı böyle yapmış. kız sanırım tai’de çalışıyordu, eşi de öyleydi, bunlar hollanda’ya gittiler, ev almışlar filan işte 450 bin euro’ya borç ödüyorlarmış. gitmek zaten zor o ayrı, bir de durum bu yani. mutlularmış ama.

ABD konuşursak

abd’de six figure salary denen şey bir tür ne diyelim, fenomen diyebilir, fenomendir. “altı haneli maaş alıyorum.” zor iş. gerçekten. “ya benim bir arkadaş var 8 haneli alıyor facebook’ta çalışıyor hem de haftada iki gün ise gitmiyor” kendisini tebrik ediyorum, parasını güle güle harcamasını istiyorum.

bir arkadaşımın arkadaşı, hanımefendi, odtü elektronik derece ile bitirdikten sonra, boston üni’deydi sanırım, direkt lisans sonrası doktoraya başladı. 6 sene daha okudu, sonra apple’a girdi. bir düğünde rastlaşmıştık, daha o zamanlar yeni bitirecekti, ama apple’a gireceği kesindi. maaşı da 90 bin usd olacaktı. tabii ki before tax. (brüt) bundan bir 20 bin düşün. “benim bir arkadaş var mıcrosoft’da 400 bin dolar alıyor yıllık” olabilir ama bu çok nadirdir. abd için 6 haneli maaş ciddi bir nokta. her türlü alan için böyle. mühendislik için konuşuyorum. çoğu maaş 80 bin dolar civarıdır. 120 bin dolar filan için emin olun sizden garip bir şey istenir. yani ya yerin altında filan çalışırsınız, ya da nevada’da bir tesiste, ya da petrol platformunda, ya da ne bileyim uzayda filan. nasa astronotları 100 bin dolar filan kazanırlar yıllık. tabii ki before tax. uzaya gidiyorsun uzaya. bak uzay diyorum. dünya’da çalışmıyorsun yanı. uzayda çalışıyorsun. yerçekimi filan yok. çoğu şey yok hatta. 120 bin dolar filan maksimum, o da yine tecrübe ile.

Avustralya

avustralya’da en çok cerrahlar kazanıyor imiş. bütün maaşlar arasında en çok kazandıran mühendislik maaşı mining engineering, geotechnical engineering ve civil engineering. bunların sırası genel en çok maaş alan listesinde 7. sırada. bunların üstünde cerrah, avukat, dış hekimi filan var. en az kazanan mühendisliklerde makina dikkat çekiyor. makina mühendisleri az kazanıyor. denizaltı ile ilgili bir işi olanlar çok para kazanıyor. ülkenin neye ihtiyacı varsa kısacası. benzeri kanada için de geçerli. peki maaşlar ne düzeyde? maden mühendislerinin median maaşı 120 bin dolar. sıradan mühendislerden bahsediyoruz. 80 ile 160 bin dolar arasında bir skala. medyanı 120 bin dolar. tabii ki before tax. kafadan bir %20-30 silin. yani 130 bin dolar alan birinin eline 100 bin dolar geçer.

türkiye’de en süper kariyerli insanın o kariyerinden itibaren 10 içerisindeki tasarrufu 3-4 milyon lira olacaktır dedik. öncekilerle beraber maksimum 5 milyon. türkiye’deki en süper kariyerli dedik bakın. kazandığı paradan ettiği tasarrufu konuşuyorum. “benim bir tanıdığım var, 29 tane evi var” yatırım hesabı yapmadım. kazandığı kemiksiz parayı ve tasarrufunu söyledim.

yurtdışında ise yeni mezun bir mühendis için bu 10 yıllık tasarruf 200 bin dolar ile 1 milyon dolar arasında değişir. türkiye’nin en iyi kariyerlisi ile, yurt dışının sıradanını kıyasladık.

yurt dışında nispeten süperintendent, manager, director filan gibi bir pozisyona geldiğinizi farz edelim, zordur ama olsun türkiye’de de 50 bin maaş almak çok zor, bu kişilerin maaşları ülkeden ülkeye ve sektörden sektöre değişiyor. yani kıyaslaması çok zor aslında. ben kendi alanımdan bahsedersem, bu maaşlar 300 bin dolar civarına çıkıyor. buradan üzerine 10 yıl konduğunda 2.5 milyon dolar para kazanılır, kafayı tasarrufa takarsanız, 2 milyon dolar tasarruf edersiniz. ha biraz harcarsanız, 1.5 milyon dolar, çok harcarsanız 1 milyon dolar tasarruf edersiniz. çok harcamak demek de şöyle, yılda 100 bin dolardan fazla harcıyor olmanız lazım.

eğer işin c-level’ina gelirsek, oralara gelmeyelim bence. çünkü türkiye cumhuriyet merkez bankası’nın altın rezervlerinin toplamı kadar 10 yıllık kazancı olan ceo’lar var. yıllık geliri 1 milyar dolar olan insanlar var. c-level hiç girmiyorum. sıradan mühendis kıyaslaması yapıyoruz.

Toparlarsak, dağınık yazdım ama muhabbet eder gibi oldu

türkiye’de hayal kurarken fantazi tarafına geçip geçmediğinizin en temel noktası maaş konusunda 5 bin dolardır. 5 bin dolar net maaşı geçiyorsa hayaliniz, neyin hayalini kurduğunuza bir bakın derim. olmaz diye bir şey yok, fakat eğer bu 10 bin dolar filan oluyorsa o imkansız işte. onun için siyasi çıkar filan olması lazım.

türkiye’de gerecekten iyi kariyeri olan birinin net maaşı 20 bin liradır. yılda 240 bin lira yapar, 10 yılda 2.5 milyon diyelim. hiç net present value filan katmıyorum. yatırım da katmıyorum. bütün parayı da ilginç bir şekilde tasarruf ettiğinizi düşünüyorum, 2.5 milyon lira kazandınız. artık o parayla ev mi alırsınız araba mı siz karar verin. şu an türkiye’de doğru düzgün içinde ailenin yaşayacağı bir ev 2 milyon lira. hadi biraz daha keseyi daralttınız, 1 milyon en az. düzey nasıl bir yer, ankara için sinpaş’ın evleri, orta halli işte, istanbul için de gözde semtlerden ev almaz 1 milyon lira. 2 milyon lira ile de gözde semtlerden yeni ev alamazsınız. atıyorum caddebostan’dan yeni bir binadan güzel bir muhit, sıkış tepiş olmayan filan bir ev içinde ailenin yaşayacağı 4 milyon lira. ha daha hesaplı yerler yok mu? var tabii ki. bunlar sosyo-ekonomik meseleler. 300 bin liraya da ev var.

araba konusuna girmiyorum. türkiye’de arabalar çok pahalı. ama türk insanına bu yakışıyor buna hiç gocunmuyorum. birçok insan ev fiyatlarının balon olduğunu söylüyor. 600 bin lira istiyormuş eve, 100 metrekare filan diye küçümsüyor. ama 600 bin liraya passat hak eder diyor. bu insanın hayatı boyunca cebinde parası olmayacak emin olabilirsiniz. çünkü para hesabı yapamıyor, ne ne kadar eder anlayamıyor. ev 600 bin pahalı, içine girip yaşıyorsun bak, barınıyorsun, ama 500 bine passat hakkıdır diyor. passat ne ya? 10 sene sonra hurada yani. türk insanı garip bir araba sapığı. ben yemin ediyorum soğudum arabadan falan. yani çok severim ama artık iğreniyorum cidden. eskiden bir hayalim vardı onu alabileceğim zaman alacağım ilk arabamı diyordum, şimdi onu da yükselttim. yoksa olmasın. gerçi yurtdışında 200-250 bin dolara m5 alıyorsun. türkiye’de 4-5 milyon lira. araba cinsinden alım gücü gördüğünüz üzere 8-10 kat arasında yurtdışı lehine.

burada dikkat ederseniz, ne birim para saçmalığı hesabı yaptık, ne kadar bir şeyleri çarptık ettik falan. burada tasarruf hesabı yaptık sadece ve o tasarrufu yapan birinin hakettiği sosyo-ekonomik düzeyi karşılaştırdık.

Son bir toparlama yapalım

türkiye için,

ortalama başarılı bir kariyer sahibi herhangi biri aylık 10 bin lira net kazanır türkiye’de. bunun yarısı ve iki katı aynı ölçekte olacak. medyanı 10 bin olacak bunun yanı. kimler girer buna, işte devlet memurları, akademisyenler, kurumsalların mühendisleri.

yurtdışı için,

almanya, 2500-5000 euro aylık net ama bu gaus dist değil daha çok sola yatik weibull dist gibi şöyle yani

ingiltere, 2000-4000 pound 4000 bin pound filan çok zor maaşlar söyleyeyim.

abd yıllık altı haneli maaşlar çok iyi.

kanada altı hanalı maaşlar çok iyi

australia altı haneli maaşa ulaşmak o yukarıdakiler kadar zor değil. fakat sektöre çok bağlı. yazılımcılar o kadar para kazanmıyorlar açıkçası. yazılımcıların yeri abd.

Kapanışa gelelim

maaşla çalışan denen bir gerçek var. bunu unutmamak lazım. türkiye’de maaşlı çalışan biri geçim sıkıntısı çeker. çekmiyorum diyen yalan konuşuyordur ya da kötü bir sosyo-ekonomik bir çevreden geliyordur o yüzden yaşadığı hayat ona zaten cennet gibidir. ben asistanken geçim sıkıntısı çekiyordum. kazandığım paranın dolar karşılığı 1500 dolardı aylık ortalama net, ek gelirler ile birlikte. 1500 dolar şimdi 12 bin lira yapıyor. şimdiki asistanlar ne kadar kazanır? daha doğrusu benim o zamanki halimi şimdikine projekt etsek heralde 1100 dolar filan ederdi. ev kirası, üst baş, gezme tozma, yeme içme biter para. iyi yaşatır, mutlu olursunuz ama birikim olmaz, geleceğe güvenle bakamazsınız.

yurt dışı böyle bir hesaba girince, şunu net söyleyebilirim, önceden 1500 dolar alan o asistan gibi yaşarken bir de en azından bunun yarısı kadar tasarruf yapabileceğiniz bir ekonomi sunuyor. bu da kafadan insanın ömrünü 2 kat uzatıyor demek aslında. tasarruf yoksa yaşadığınız kadar yaşarsınız, yani birebir fit eder ömür, ama tasarruf varsa içinde yaşadığınız alan tecrübe ettiğinize oranla daha büyüktür. şöyle izah edeyim, isterseniz daha çok yaşarsınız yani, çünkü paranız var kenarda. o da standart bir ömre, iki ömür, üç ömür sığdırmışsınız anlamına gelir. ben olaylara böyle bakıyorum. herkes 80 yıl yaşamıyor, kimisi 80 yıla 300 yıl sığdırıyor, kimisi 5 yıl gibi yaşıyor. bu da kazandığınız para ile alakalı. en azından bu seviyelerde para ile alakalı. 20 milyon dolar sahibi olmakla 100 milyon dolar sahibi olmak arasındaki yaşamsal fark, 100 bin dolar sahibi olmakla 1 milyon dolar sahibi olmak arasındaki yaşamsal farktan daha küçük.

hasılı, türkiye’de çalışan iyi kariyerli bir mühendis, kendi maaşı ile premium bir arabaya binemez. en ucuz premium araba şu an 400 bin lira. kira ödüyorsa bu insan bu arabaya binemez. e demek oluyor ki bu insan 400 bin liralık ev de alamıyor demek. e o zaman bu insan hiçbir şey alamıyor demek oluyor. üzücü ama böyle.

diyelim ki bu tip iki insan evlendi, o zaman birinin maaşını tamamen ev kredisine verip 600 bin liralık bir ev alınabiliyor. aylık taksitler 9800 tl 10 yıl ödeme toplam 1166 bin lira geri ödeme. 10 bin lira maaş alan kişi en az 28 yasında olur. 38 yasında bir ev sahibi olur, belki çok bir birikimi olur, yaşadıkları hayat da işte haftada bir belki akşam yemeği yenir dışarıda.

bu hesaplara göre, 10 yıllık düşününce, cevap kesinlikle yurtdışı çıkıyor. çünkü bu 10 yılı yaşıyoruz, gün gün yaşıyoruz. yasınıza 10 ekleyin ve kendinizi düşünün, sahip olduklarınızı düşünün ve sahip olabileceğiniz şeyleri düşünün. 20 yılda bir ev bir araba ancak alır bu kariyerdeki arkadaş. 20 yıl. yirmi. üniversiteden mezun hiç vakit kaybetmemiş filan biri ingilizceyi lisede vs halletmiş, unide hazırlık okumamış filan 22-23 yasında mezun oluyor. 20 ekle üzerine 42-43 yasına geliyor. bir ev var, bir araba. geçtim evi arabayı. mesela gezme, görme meseleleri. bir yurtdışı seyahati diyelim ki, öğrenciyken kalırsınız hostelde mostelde, fakat 30 yasında artık belli bir standartlara kavuştuktan sonra öyle bitli hostelde kalınmaz. en küçük yurtdışı seyahati 2 bin euro o da avrupa olursa. amerika filan en az 4-5 bin dolar. 2 bin euro ne kadar şimdi 20 bin lira. 20 bin lirayı ne kadar sürede tasarruf ediyorsunuz? bu para mecburen tasarruflardan karşılanacak evin kirasını vermeyip tatile gidemezsiniz. yıllık 120 bin kazanan birinin %30-40 arası ev kirası olur, 40 bin lira kira, kaldı 80 bin, 40 bin lira kişisel+genel masraflar, 40 bin lira tasarrufu olsun, tasarrufların yarısını tatile harcamak hakkında ne düşünüyorsunuz kendiniz cevaplayın.

evli iseniz, ev+araba 10 senede yapılır bunlar. o da sıkı tasarruf ile. 23 yasında da kimse evlenmez yani böyle bir kariyeri olan. hadi diyelim 30 yasında evlendiniz, 40 yasında bir ev bir araba sahibi olursunuz. çocuk yaptınız, ancak yaşanır işte. bebek arabası ile avm gezmece. ülkede eğitim kalitesi yerlerde, dolayısıyla özel okul şart filan.

daha korkuncunu söyleyeyim, tasarruf oranınıza bakın, diyelim ki %30, bunu 30 ile çarpın, %900, yıllık kazancınızın 9 katı bir ömür boyu yapacağınız toplam tasarruf. işte bununla ne alırsınız ne satarsınız siz düşünün. net bugünkü değer hesabı yapmıyorum bakın. düşününki ülkede enflasyon yok.

bir de kendi başımdan geçen bir hikayeyi anlatayım. yüksek lisans dersi ce 569 o dersin hocası bir kere verdi o dersi 2016-2017 döneminde, anlayanlar anlasın kim olduğunu, ben çok saygı duyarım, müthiş bir hocadır, aşırı saygı duyarım yani çok şey öğrendim kendisinden. bir gün bir dersin sonunda sınıfa baktı, herkes yüksek lisans doktora düzeyi, canavar gibiyiz, derste sorulan sorular filan hocayı mest etmiş, hoca kendi danışmanlık tecrübelerinden filan böyle mühendislik incelikleri anlatıyor filan. hoca durdu, gözleri doldu böyle durduk yere, o zamanlar işte dolar kuru 3 lira filan, “just for living a decent life, just a decent life” dedi, türkçeye döndü, bakın sadece decent bir hayat diyorum dedi, lüks filan değil dedi, ne demek decent hayat dedi, canın istediği zaman döner yiyebileceğin bir hayattan bahsediyorum yani dedi, aylık 20 bin lira minimum kazanmanız gerekiyor dedi. adamın gözlerinin neden dolduğunu anlamıştım. devamını söylemedi, “… ve belki de hiçbiriniz bu sınıftaki, aylık 20 bin lira bugünün şartlarıyla kazanamayacaksınız”. tahtaya tek tek metraj hesabı yapar gibi, hesap yaptı, topladı çıkardı, 21 bin lira kusur yaptı hadi dedi bu farkı da ben veriyorum. o dönemin ortalama dolar kuru 3.5 olsun aşağı yukarı 6 bin dolar yapıyor. bu rakam hiç değişmedi türkiye’de, şimdi de o decent hayat için 6 bin dolar gerekiyor. o da aylık yaklaşık 50 bin lira. kim kazanıyor bu parayı? direktörler, managerlar, büyükbaşlar yani. bunlardan türkiye kaç tane var? büyük kurumsalların hepsini katalım, 2000 filandır. 80 milyon üzerinden 4000’de bir kişi. on binde 3 kişi değil yani. işte meşhur büyük üniversiteleri biliyorsunuz, bunların özel olanları yılda 1000-1500, devlet olanları 2000-3000 mezun verir. yarsını at çöpe, aşağı yukarı 4000 güçlü aday yapar. işte bunlardan sadece bir tanesi bu maaş alabiliyor. kabaca şöyle düşünün her yıl bir kişilik kontenjan var.

geçen gün bir yazıya rastgeldim, süper kariyerli bir arkadaşımız, şu an 35 bin lira aylık kazancı varmış ortalama, direktör düzeyinde bir telekomcu, şöyle bir şey demiş bu abimiz, kendisi genç de aslında, kariyerini çok çabuk yapmış, “ben 2012 (ya da 2011 yanlış olmasın) yılında maaşımın yarısı ile iphone almıştım, 7000 lira maaşım vardı, şimdi 35 bin lira kazanıyorum, onca promosyon, kariyer başarısı vs, iphone yine maaşımın yarısı” diyor.

türkiye’de emeklerimizin karşılığı o-den-mi-yor. 8 yıldır yükselen biri ekonomik olarak ancak seviyesini koruyabilmiş ki bu bahsettiğim kişi 4000’de birlik insandan biri.

hele bir de iki profesör karı-kocanın bütün bir ömürlerinin hikayesini anlatırsam, oturur ağlarsınız. ikisi de emekli şu an. starbucks’tan kahve içmemiş bir anne-baba. düşünebiliyor musunuz?

he n’apalım ölelim mi? tabii ki hayır, bunların da çözümü var, en az üç profesyonel yeteneğini birleştirirseniz kendinizde, bu kıskaçtan kurtarırsınız kendinizi. iki yetmez üç olacak.

fakat; bir ülkede ortalama bir mühendis doyurucu bir hayat tecrübesi edinebilmelidir.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

ABD’den GVA Capital’e 216 Milyon Dolarlık Yaptırım Cezası: OFAC’tan Sert Mesaj

Yayınlanma:

|

ABD Hazine Bakanlığı’na bağlı Yabancı Varlıklar Kontrol Ofisi (OFAC), yaptırımların uygulanması konusundaki kararlılığını bir kez daha ortaya koydu. OFAC, Rusya’ya yönelik yaptırımların ihlali nedeniyle San Francisco merkezli yatırım firması GVA Capital Ltd.’ye tam 215.988.868 dolarlık  ceza verdi.

Ceza Gerekçesi Ne?

OFAC, GVA Capital’in, yaptırım uygulanan Rus oligark Süleyman Kerimov adına bilerek yatırım yönettiğini tespit etti. Daha da dikkat çekici olan, şirketin Kerimov’un yaptırım statüsünden haberdar olmasına rağmen bu işlemleri yürütmüş olması.

GVA Capital’in ayrıca, OFAC tarafından yürütülen soruşturma kapsamında gönderilen resmi celbe yanıt vermemesi, cezanın bu denli yüksek belirlenmesinde etkili oldu.

OFAC Değerlendirmesi

Yetkililer, GVA Capital’in davranışını “kötü niyetli ve ağır ihlal” olarak nitelendirirken, şirketin bu süreci kendi rızasıyla ve gönüllü bir şekilde açıklamamış olmasını da cezayı artırıcı faktör olarak değerlendirdi.

Bu karar, ABD makamlarının yaptırım kurallarına uymayan finansal aktörlere karşı hoşgörüsüz bir yaklaşım sergilemeye devam edeceğinin açık bir göstergesi olarak yorumlandı.

OFAC SDN Listesine Yeni Eklemeler

Aynı gün OFAC, terörle mücadele çerçevesinde Özel Olarak Belirlenmiş Kişiler ve Kuruluşlar Listesi’ni (SDN Listesi) de güncelledi.

Yeni Eklenen Şahıs:

  • Adı: Nasr Mohsen Ali Huthele

  • Lakabı: Al-Shammari, Nasr

  • Uyruğu: Irak

  • Bağlantısı: İran destekli Şii milis örgütü Harakat al-Nujaba

  • Yaptırım Nedeni: Küresel terör faaliyetleri (EO 13224 & 13886 kapsamında SDGT statüsü)

Yeni Eklenen Kuruluş:

  • Adı: Kata’ib al-İmam Ali

  • Alternatif Adlar:

    • İmam Ali Tugayları

    • Kataib Ruh Allah Issa Ibn Miriyam

  • Kuruluş Yılı: 2014

  • Konumu: Irak & Suriye

  • Yaptırım Nedeni: Terörizmle bağlantılı faaliyetler (SDGT)

Ne Anlama Geliyor?

Bu gelişmeler, özellikle yatırım ve finans sektöründe faaliyet gösteren uluslararası kuruluşlar için net bir uyarı niteliği taşıyor. OFAC’ın bu kararı:

  • Yaptırım listesinde yer alan kişi ve kurumlarla bağlantılı her tür finansal faaliyetin ağır sonuçları olacağını,

  • Şirketlerin yalnızca yaptırım uygulanan varlıklarla değil, uyum süreçleriyle ilgili yükümlülüklere de dikkat etmeleri gerektiğini,

  • Ve en önemlisi, ihlal sürecinde iş birliği yapılmamasının ceza miktarını katlayabileceğini göstermektedir.

Finans sektöründe faaliyet gösteren şirketler için yaptırım uyumu, artık yalnızca bir hukuk meselesi değil; aynı zamanda kurumsal itibarı ve geleceği doğrudan etkileyen stratejik bir sorumluluk haline gelmiştir.

GVA Capital örneği, bu sorumluluğun ihmal edilmesi durumunda yıkıcı sonuçların kaçınılmaz olduğunu göstermektedir.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

QNB Türkiye’den Dış Ticarette Yeni Dönem: QNB Global Trade Markası Hayata Geçti

Yayınlanma:

|

Yazan:

Dış ticaret müşterilerine yönelik ürün ve hizmetlerini her zaman önde tutan QNB Türkiye, sektöre özel çözümler sunmak amacıyla QNB Global Trade markasını duyurdu. Dış ticaret firmalarına finansal destekten danışmanlığa, dijital çözümlerden eğitimlere kadar geniş bir hizmet yelpazesi sunan QNB Global Trade, Türkiye’nin dış ticaret potansiyelini artırmayı ve firmaların küresel pazarlarda daha etkin olmalarını sağlamayı hedefliyor.

QNB Türkiye OBİ ve Ticari Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Engin TURHAN:

Küresel ticarette yol haritası için yeni rehberiniz: QNB Global Trade Dış Ticaret Bülteni

Değerli İş Ortaklarımız,

QNB Türkiye olarak sizlerle, dış ticaretin küresel dinamiklerini yakından takip eden, güncel gelişmeleri yorumlayan ve stratejik yol haritanıza katkı sunmayı amaçlayan yeni bir iletişim kanalında buluşmanın memnuniyetini yaşıyoruz.

QNB Global Trade Bülteni aracılığıyla, dış ticaret alanındaki bilgi ve deneyimimize ek olarak; güncel ekonomik gelişmelerden sektörel analizlere, büyüme fırsatlarından düzenleyici çerçevelere kadar geniş bir yelpazeyi kapsayan içerikleri her ay e-posta ile sizlere ulaştıracağız. Turkishtime iş birliğiyle hayata geçirdiğimiz bu platformun, küresel ticarette yol haritası oluşturma sürecinde sizlere rehberlik edeceğine inanıyoruz.

Bu ilk sayıda yeni markamız olan QNB Global Trade’i de sizlerle tanıştırmak istiyoruz. QNB Global Trade; dış ticaret yapan firmalara özel finansman modellerinden danışmanlık hizmetlerine, dijital çözümlerden eğitim desteğine kadar birçok alanda uçtan uca hizmet sunmak amacıyla kurgulandı. Hedefimiz, ülkemizin ihracat kapasitesini artırırken firmalarımızın küresel pazarlarda daha rekabetçi ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşmasına destek olmaktır.

Ülkemiz, Avrupa’ya olan coğrafi yakınlığı, güçlü insan kaynağı ve lojistik kabiliyetiyle küresel ölçekte rekabetçi bir üretim üstü olma potansiyelini her geçen gün daha da pekiştirmektedir. Diğer yandan,  korumacılık politikalarının güç kazandığı, küresel ticaret ve ekonominin yeniden şekillendiği bu dönemde; markalaşmanın, rekabetin temel belirleyicisi olduğunu görüyoruz. Artık sadece üretmek değil; sürdürülebilir olmak ve değer yaratan hikâyelerle uluslararası ticarette farklılaşmak her zamankinden daha kritik. Adaptasyon kabiliyeti yüksek, lojistik avantajlarını etkin kullanan ve stratejik olarak markalaşma yolunda ilerleyen firmaların uzun vadede kazançlı çıkacağına inanıyoruz. Bu doğrultuda QNB Global Trade olarak amacımız, finansal hizmetlerin ötesine geçerek; bilgiye dayalı danışmanlık ve sektörel yönlendirmelerle bu alanda sizlerin çözüm ortağı olmak.

İçinde bulunduğumuz dönemi bir dönüşüm süreci olarak değerlendiriyor; dış dünyadaki gelişmeler kadar iç dinamiklere de odaklanarak, birlikte hareket etmenin kıymetli olduğuna inanıyoruz.

Her ay sizlerle buluşacak olan bu bültenin, dış ticaret yolculuğunuzda size değer katacağına inanıyor; yeni dönemde birlikte büyümeyi diliyoruz.

Yolculuğumuzun bu ilk adımında bizimle olduğunuz için teşekkür ederiz.

Saygılarımla,

İhracat Finansmanında Yenilikçi Destekler

QNB Global Trade, dış ticaret yapan firmaların ihtiyaçlarına özel geliştirilmiş çözümleriyle sektöre yeni bir bakış açısı kazandırıyor. QNB Global Trade’in finansman çözümleri içinde yer alan yeni döviz kredisi “İhracatınla Öde” ile ihracat geliri olan firmalara ithalat ödemelerinde kullanacakları finansman desteği sunuyor. 12 ay vadeli kullandırılan kredi ile, firmalar hesabına gelen ihracat bedelleri ile geri ödeme yaparak avantajlı fiyatlarla finansman yüklerini hafifletebilirler.

QNB, bankacılık ve finans sektörünün yeşil ekonomiye geçişteki sorumluluğunun bilinciyle, reel sektörün ihtiyaç duyduğu yurt dışı finansman kaynaklarını temin ederek sürdürülebilir iş modellerine geçişlerin hızlandırılmasına katkı sağlıyor. Bu doğrultuda, İhracatçı firmalar için önem taşıyan Yeşil Mutabakat ve Sınırda Karbon Düzenlemesi’ ne paralel olarak “Yeşili Arttıkça Faizi Düşen Kredi” ile şirketlerin karbon ayak izlerinin azaltılması amacıyla yapılacak yatırımlara finansman ve rehberlik desteği sağlanıyor.

Kadınların iş gücüne katılımını ve ekonomik olarak güçlenmelerini destekleyen, toplumsal cinsiyet dengesini iyileştirmek için çalışan QNB, kadın girişimciler için sunulan Türk Eximbank kaynaklı Kadın Girişimci İhracat Destek kredileriyle, kadın girişimci ihracatçılar global pazarlarda rekabet avantajı kazandırmayı hedefliyor.

Döviz İşlemlerinde Avantajlı Çözümler

İhracat yapan firmaların kur dalgalanmalarına karşı risklerini minimize etmeleri ve küresel pazarlarda daha rekabetçi hale gelmeleri için dış ticaret müşterilerine özel tanımlanan QNB Global Trade Digit – Dijital Hazine ile döviz alım-satım işlemlerinde avantaj sunuyor. Ayrıca, küresel finans gücünü Türkiye’deki müşterilerine yansıtarak hızlı, güvenli ve maliyet avantajlı uluslararası para transferi hizmetleriyle finansal sınırları ortadan kaldırıyor, dış ticaret işlemlerini daha verimli hale getiriyor. Geniş global ağı sayesinde QNB Global Trade müşterileri, dünyanın dört bir yanına daha hızlı ve uygun maliyetli para transferi yapıyor.

Ayrıcalıklı Hizmetler ve Danışmanlık

QNB’nin dış ticaret alanında özel eğitimler almış uzman çalışanlarının yer aldığı Özelleşmiş Dış Ticaret  Şubeleri ile dış ticaret süreçlerinde hız, kolaylık ve güvenilirlik arayan müşterilerine verdiği hizmeti bir adım öteye taşıyor. Deneyimli şubelerde firmaların finansal çözümlerden mevzuat konularına kadar her alanda destek alması sağlanıyor. Ayrıca, QNB Türkiye müşterisi olsun ya da olmasın arayan herkesin dış ticaretle ilgili sorularına ücretsiz danışmanlık hizmeti veren Adım Adım İhracat Danışma Hattı ile tüm firmalara aşağıdaki konularda profesyonel destek sağlıyor. Oluşturulan dijital kütüphane ile dış ticaret hakkında sıkça sorulan sorulara YouTube videoları ile yanıt veriyor.

  • İhracat finansman çözümleri ve uygun kredi seçenekleri
  • Dış ticaret mevzuatı ve gümrük işlemleri hakkında bilgilendirme
  • Döviz işlemleri ve ödeme yöntemleri
  • Eximbank destekleri ve teşvik programları hakkında rehberlik
  • Bankanın sunduğu özel hizmetler hakkında rehberlik
  • Çözüm ortaklarından alınabilecek hizmetler hakkında yönlendirmeler

Dijital Bankacılıkla Kolay ve Hızlı İşlemler

QNB’nin dijitalleşme sürecinde yaptığı geliştirmeler ile ithalat akreditifi Dijital Köprü İnternet Bankacılığı üzerinden kolayca oluşturulabiliyor. QNB müşterileri taslak akreditif metnini sistemde tanımlı şablonları kullanarak oluşturma ve internet bankacılığından direkt bankaya gönderebilmeleri sayesinde zaman ve iş gücünden tasarruf sağlıyor.

QNB Global Trade’in sunduğu destekler sayesinde birçok ihracatçı firma yeni pazarlara açılırken, Türkiye’nin ihracat hacmi de artış gösteriyor. Banka, ihracatın desteklenmesi yoluyla cari açığın azaltılmasına ve dış ticaret dengesinin iyileştirilmesine katkıda bulunmayı sürdürüyor.

Önümüzdeki dönemde de Türkiye ekonomisinin büyüme hedeflerine paralel olarak ihracatçı firmaları desteklemeye devam edeceğini belirten QNB, küresel pazarlardaki Türk firmalarının rekabet gücünü artırmak için yeni finansal çözümler geliştirmeye devam edeceğini açıkladı.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Bankaların Takipteki Alacakları Artıyor: Yüksek Faiz Can Yakmaya Devam Ediyor

Yayınlanma:

|

Yazan:

Bankalar için en büyük risklerden biri olan kredi riski, giderek daha da görünür hale geliyor. 2024 Mart sonundan 2025 Mart sonuna kadar olan bir yıllık dönemde, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre, bankaların takipteki alacak miktarı 153 milyar TL, yani yaklaşık 4,5 milyar dolar arttı.

Bu artış, yalnızca rakamsal değil; Türkiye ekonomisi açısından oldukça sistemsal riskler içeren bir gelişmeyi de işaret ediyor.

📊 Takipteki Alacak Ne Anlama Geliyor?

Bankalar, müşterilerinin geri ödemediği kredileri belirli bir süre sonra “takipteki alacaklar” hesabına geçirir. Bu hesaplar için bankalar karşılık ayırmak, yani olası zararları bilançolarına yansıtmak zorundadır. Bu süreçte:

  • Yasal takip işlemleri başlatılır.

  • Bankanın risk profili bozulur.

  • Sermaye yeterlilik oranı, likidite oranı, öz kaynak ve aktif kârlılığı gibi temel finansal rasyolar olumsuz etkilenir.

Bu olumsuz gelişmeler, bankaların yeni kredi verme kapasitesini düşürmekte, böylece reel sektöre aktarılacak finansman kaynakları daralmaktadır.

📉 Ekonomiye Etkisi: Yatırım ve Tüketimde Sert Fren

Bankaların kredi verme iştahının azalması, doğrudan yatırım, üretim ve tüketim dinamiklerini yavaşlatmaktadır. Nakit akışı bozulan şirketler yeni yatırım yapamaz, tüketici finansmana ulaşamayınca harcamalarını kısmak zorunda kalır.

📌 KOBİ’ler Alarm Veriyor, Hanehalkı Borçluluğu Artıyor

BDDK verileri analiz edildiğinde:

  • KOBİ’lerde takipteki kredi miktarı son 1 yılda iki katına çıkmış durumda.

  • Hanehalkı tarafında ise tüketici kredileri ve kredi kartı borçlarında takipteki alacak miktarı 3 katına yükseldi.

Bu veriler, hem üretici hem de tüketici tarafında ciddi bir ödeme krizi yaşandığını gösteriyor.

🧟‍♂️ Zombi Şirketler Tehlikesi

Özellikle katma değer üretmeyen, borçla ayakta duran ve sadece finansal sistemin desteğiyle varlığını sürdüren “zombi” şirketler, potansiyel bir finansal kriz tetikleyicisi olarak öne çıkıyor. Bu şirketler, ne istihdam yaratıyor ne de ekonomiye gerçek katkı sağlıyor.

Henüz patlak vermemiş olsa da, bu şirketlerin çöküşü halinde bankacılık sisteminde yeni bir dalga sorunlu alacak artışı yaşanabilir.

Bu resim için alternatif metin açıklaması yok

🔚 Sonuç: Kısır Döngüye Gidiyoruz

Yüksek faiz ortamı, bankacılık sisteminin dengesini bozarken, reel sektörü ve hane halkını ödeme zorluğuna sürüklüyor. Takipteki alacakların bu hızla artmaya devam etmesi durumunda, kredi daralması daha da derinleşebilir ve ekonomik küçülme riski artar.

Ekonomideki bu kısır döngüyü kırmak için:

  • Faiz politikalarının öngörülebilir hale getirilmesi,

  • Kredi desteklerinin hedefli ve üretime dayalı hale getirilmesi,

  • Zombi firmaların tespit edilerek sistemden ayrıştırılması gereklidir.

Onur ÇELİK-CFO/YMM

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.