Connect with us

BANKA HABERLERİ

KKM’den çıkan para nereye gider?

Yayınlanma:

|

✔ Dolar iki aydır 10 kuruş bandında oynuyor, faiz yüzde 12’ye indirildi. KKM’de başlayan çözülmenin hızlanması kaçınılmaz. KKM’den çıkacak para nereye gider?

✔ Faiz getirisi için DTH olarak belki yine bankaya ya da cüzdana konmak üzere nakit dövize…

✔ KKM faizinin yaklaşık bir kat üstünde olan faizle mevduata…

✔ İktidarın en çok istediği alan olan borsaya…

✔ Altın ya da gayrimenkule…

Kur korumalı mevduat hesabındaki tutar, uygulamanın başladığı geçen yılın aralık ayının son haftasından bu yana ilk kez 11-18 Kasım haftasında 9.5 milyar lira geriledi. KKM’de zaten bir süredir yavaşlama gözleniyordu; 4-11 Kasım haftasındaki artış 1 milyar lirayı bile bulmamıştı ve nihayet 11-18 Kasım haftasında bu düşüş yaşandı.

KKM’deki gerilemenin çok da şaşılacak bir yönü yok.

Tasarruf sahibi bu enstrümanı niye tercih etmişse, o tercihi sağlayan etkenler ortadan kalkınca bu sefer de KKM’yi bırakmaya başladı.

KKM’nin tercih edilmesindeki en büyük etken tabii ki TL tasarruf edenlere kur artışı kadar getiri sağlanmasıydı. Hele hele TL tasarruflara enflasyonun çok altında faiz verilirken görünürde TL’de durup dövizdeki artış kadar kazanç elde etmeyi kim istemezdi ki…

Ama son dönemde KKM yatırımcısı açısından “tatsız” gelişmeler olmaya başladı.

Bir kere KKM’ye girmenin ve bu hesapta durmanın temel motive kaynağı olan kur artışı sona erdi. Ağustos ayının son haftasında 18 liranın üstüne çıkan dolar kuru üç aydır neredeyse sabit sayılır. Dolar kuru hele hele son iki aydır 18.50-18.60 arasına sıkışmış gibi.

Kur artmayınca geriye getiri olarak faiz kalıyor. Ağustosun son haftasında Merkez Bankası politika faizi artık yüzde 13’tü ve buna göre KKM’de tavan faiz yüzde 16 olarak uygulanıyordu. Tavan faiz, politika faizine bağlı olarak geçen hafta daha da düştü ve yüzde 12’ye indi.

Döviz getirisi yok, faiz getirisi en fazla yüzde 12; tasarruf sahibi de “Ben gidiyorum” demeye başladı. Üstelik tasarruf sahibinin KKM hesabını kapatmaya başladığı 11-18 Kasım haftasında faiz hala yüzde 13.5’ti ama 12’ye inileceği biliniyordu.

Peki nereye?

KKM’deki artış durdu ve gerileme başladı. Önceki hafta yaşanan gerilemenin geçici olacağını kimse beklemiyor, bu devam edecek.

Artık merak edilen şu:

“KKM’ye gitmeyecek ve daha da önemlisi buradan çıkacak para nereye yönelecek?”

Seçeneklere bakalım…

KKM’DEN ÇIKIP DÖVİZ ALINIR MI?

Herhalde hiç kimse bankada döviz artışına endeksli olarak KKM’de duran parasını “Döviz artmıyor” diye çekip bu parayla döviz almaz. Bu yapılırsa da iki nedenle yapılır:

■ KKM’de vade en kısa üç ay. Oysa parasını üç aylığına bağlamaktan vazgeçenler KKM’den çıkıp doğrudan döviz alabilir.

■ KKM’de dövizin herhangi bir faiz getirisi yok, yalnızca kur artışının kazancı söz konusu. Oysa şimdi bankalar döviz hesaplarına geçmişe göre yüksek sayılabilecek oranda faiz veriyor. İşte bu yüzden alacağı döviz DTH olarak bankada tutmak isteyenler tabii ki KKM’den çıkabilir. Bir dönem bankalar DTH için neredeyse hiç faiz vermiyordu. Oysa şimdi Merkez Bankası verilerine göre, tüm bankalar ortalamasında altı aya kadar vadeli dolar cinsi hesaplara yüzde 5.63 faiz uygulanıyor. Euroda ise altı aya kadar vadeli hesapların faizi yüzde 2.40 düzeyinde. Ancak bu faizi tüm bankaların vermediğini, ayrıca faiz oranının sık sık değiştiğini dikkate almak gerek. Ama sonuçta döviz mevduatına iyi kötü bir faiz var. KKM’de ise dövize faiz yok.

MEVDUAT FAİZİ KKM FAİZİNİN ÇOK ÜSTÜNDE

KKM’de şu an ya kur artışı kadar getiri olanağı var ya da yıllık en fazla yüzde 12 faiz getirisi… KKM’yi tercih edenler için faiz baştan beri zaten ikinci plandaydı da, şimdi “Kur artışı yoksa faizi var” denilecek durum da ortadan kalktı.

KKM’de duran bir tasarruf sahibi en fazla yüzde 12 faiz alabilecek. Oysa bankalarda mevduat faizi ortalama yüzde 20-21 dolayında. TL mevduata çok daha yüksek faiz veren bankalar da var.

Hele hele toplam mevduatında döviz cinsi olanların payı yüzde 50’yi aşan bankalara zorunlu olarak düşük faizli kamu kağıdı alma zorunluluğu getirilmesi bankaları TL mevduat toplamak için faizi daha da artırmaya yöneltebilir.

Dolayısıyla KKM’den çıkacak tasarruf sahibi için artık mevduat da bu enflasyona göre kötünün iyisi bir seçenek olarak görünmektedir.

BORSADA KAZANÇ DA BÜYÜK, RİSK DE…

İktidar döviz kurunu ne pahasına olursa olsun baskılayıp bu düzeyde tutmak isteyecek. Bu durum ne kadar uzun soluklu olursa, o kadar olmasına çalışılacak.

Peki KKM’den çözülme olmasın diye kur biraz gevşetilir mi? Pek sanmıyorum. Böyle bir durumda enflasyonla ilgili tüm hesaplar şaşar.

KKM’den çıkan paranın dövize gitmesini önleyebilmek adına cazip alanlar yaratılmaya uğraşılacak ve vatandaş yavaş yavaş bu alana yönlendirilecek. Yani borsaya… Hem bu uzunca bir süredir yapılıyor zaten…

Kaldı ki herhangi bir yönlendirme olmasa bile borsayı tercih eden tasarruf sahipleri de çıkacak.

Borsada çok büyük kazanç olanakları bulunduğu tartışılmaz. Ancak aynı şekilde borsada büyük zarar riski olduğu da tartışılmaz. Yanlış bir tercih, yanlış şirket seçimi, küçük bir gerilemede panik halde zararına satış… Küçük yatırımcı bu tür hatalara çok sık düşer.

Dolayısıyla borsada yatırım için çok ince eleyip sık dokumak gerekir. Ama şu da bir gerçek, borsayla ilk kez tanışacak küçük yatırımcı istediği kadar detaylı inceleme yapsın, doğruyu bulamayabilir.

İşte bu durumlar için başvurulacak adres yatırım fonlarıdır. İlla hisse senedi mi almak istiyorsunuz, portföyü hisse senedinden oluşan onlarca fon var. Belki bir tek hisse senedinden elde edilen ölçüde getiri sağlanamaz; ama o bir tek hisse senedinin duruma göre anaparanızı önemli ölçüde eksiltmesi riskiyle de karşı karşıya kalmazsınız.

ALTIN DA BİR SEÇENEK

Türk halkının geleneksel tasarruf araçlarından olan altın da tabi ki şu dönemde yoğun ilgi görebilir. Hem takı, hem tasarruf aracı…

Zaten altın alanlar da öyle kısa dönemde al-sat yapma eğiliminde değildir. Altın uzun vadede hep kazandıran bir tasarruf aracı olarak görülmüş ve böyle düşünen vatandaş da pek haksız çıkmamıştır.

GAYRİMENKULE YÖNELME PEK OLMAZ

Bir adres de kuşkusuz gayrimenkul.

Ama gayrimenkulde hareket alanının çok daha sınırlı olduğunu kabul etmek gerekir. Gayrimenkulde finansal araçlar gibi bir hareket kolaylığı yok.

Üstelik fiyatların çok yüksek seyrediyor olmasından dolayı bu alana yönelmek hiç de kolay değil.

KKM’deki yatırımcı profilini bilmiyoruz ama zaten küçük tutarlı birikimlerle hesap açtırmış olanların sistemden çıksalar bile bir gayrimenkule güçlerinin yetmeyeceği de çok açık.

Dolayısıyla KKM’den en düşük payı gayrimenkul piyasasının alacağını söylemek yanlış olmaz.

Alaattin AKTAŞ– ekonomim

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Fitch’ten Türk bankaları için ‘Kredi Kart risk’ uyarısı

Yayınlanma:

|

Yazan:

Fitch Ratings, kredi koşullarının daha da sıkılaşması veya ekonomik büyümenin yavaşlaması halinde Türk bankalarının bireysel kredi kartı kredilerinde son dönemde görülen hızlı artış nedeniyle risklerle karşı karşıya kalabileceğini belirtti.

Bireysel kredi kartı kredilerinin 2023 yılında yüzde 162 oranında büyüyerek enflasyonun (2023 sonu: yüzde 65) ve nominal kredi büyümesinin (sektör ortalaması: yüzde 53) çok üzerinde gerçekleştiğine işaret eden Fitch, “Hızlı büyüme 1Ç24’te de devam etti (yüzde 19). Bireysel kredi kartları, 2022 sonunda yüzde 6,0 ve 2021 sonunda yüzde 4,3 olan bankacılık sektörü canlı kredilerinin 2023 sonunda yüzde 10,1’ini oluştururken, takipteki kredilerin yalnızca yüzde 8,1’ini oluşturdu. Hanehalkı, enflasyonist ortamda alışverişlerini öne çekmek ve taksitle ödeme yaparak satın alma maliyetlerini birkaç aya yaymak için kredi kartı kullanımını önemli ölçüde artırttı” dedi.

Fitch, “Özel bankalar, kamu bankalarına kıyasla kredi kartlarına çok daha fazla maruz kalmaktadır ve bu durum büyük ölçüde kamu bankalarının hükümetin önceliklerine stratejik olarak odaklanmasını yansıtmaktadır. Özel bankaların kredi kartı riski 2023 sonunda toplam kredilerinin yüzde 19,2’sini oluştururken, kamu bankalarının kredi kartı riski sadece yüzde 4,9’dur. Ancak kredi kartı ürünlerindeki geniş marjlar, risk maliyetindeki artışa karşı bir miktar tampon sağlamaktadır” dedi.

Fitch, “Kredi kartları ve toplam bireysel krediler için TGA oranlarının önümüzdeki iki veya üç yıl içinde on yıllık ortalamalara paralel olarak yüzde 3’ün üzerine çıkmasını bekliyoruz. Ancak, para politikasının daha da sıkılaştırılması, ekonomik yavaşlama veya artan işsizlik, TGA oranlarını bu seviyelerin ötesine taşıyabilir” değerlendirmesini de yaptı.

Erol TAŞDELEN yazdı: VATANDAŞ BORÇ BATAĞINDA ÇIRPINIYOR, BORÇ STRESİ BİRİKİYOR!

VATANDAŞIN BANKA BORCU 3 TRİLYON LİRAYI AŞTI

 

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Akbank, sürdürülebilirlik temalı sendikasyon kredisini rekor taleple yeniledi

Akbank Genel Müdürü Kaan Gür, “Küresel ekonomideki zorluklara rağmen Türkiye ve Akbank’a olan güvenin devam ettiğini gösteren bir sendikasyon işlemine imza attık.” dedi.

Yayınlanma:

|

Yazan:

Akbank, sürdürülebilir finansman çerçevesinde yenilediği sendikasyon kredisine uluslararası piyasalardan rekor düzeyde talep geldiğini açıkladı.

Bankadan yapılan açıklamaya göre, Akbank, yenilediği sendikasyon kredisiyle Türk ekonomisine 600 milyon dolar destek sağladı.

367 gün vadeli sendikasyon kredisinin maliyeti SOFR+ yüzde 2,50 ve Euribor+ yüzde 2,25 olarak gerçekleşti. Bankanın sürdürülebilirlik temalı işlemine, 16 yeni bankanın katılımıyla toplam 20 ülkeden 45 banka katıldı.

Sendikasyon kredisi, Türk bankacılık sektöründe önemli bir değişime katkı sağlayarak, Akbank’ın Sürdürülebilir Finansman Çerçevesi kapsamında kullandırılacak.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Akbank Genel Müdürü Kaan Gür, ‘Küresel ekonomideki zorluklara rağmen Türkiye ve Akbank’a olan güvenin devam ettiğini gösteren bir sendikasyon işlemine imza attık. Sendikasyon kredimizi 600 milyon dolar karşılığı tutarla ve yüzde 120 oranında yeniledik. İşlemimize katılan ve destek veren tüm yatırımcılara ve muhabir bankalara teşekkür ederiz.’ değerlendirmesinde bulundu.

Akbank Kurumsal ve Yatırım Bankacılığı Genel Müdür Yardımcısı Levent Çelebioğlu ise bankanın sendikasyon işlemlerinde sürdürülebilirlik kriterlerini yüksek seviyede tuttuğuna dikkati çekerek, ‘Her yeni sendikasyon kredimizin temasını sürdürülebilirlik stratejimiz doğrultusunda daha da kapsamlı hale getiriyoruz. Yeni işlemimizin kullandırım şartlarını da Sürdürülebilir Finansman Çerçevemizle uyumlu hale getirerek, bankamızın sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşması yönünde önemli bir adım daha attık. Ekim 2023 kredimize göre 100 baz puan maliyet indirimi ve yüzde 160’ın üzerinde talebe rağmen 600 milyon dolar karşılığı sınırlı tutarda kullandığımız sendikasyon kredimize gösterilen ilgi ve katılım oranı, Akbank’ın uluslararası borçlanma piyasalarındaki öncü kurum olduğunu teyit ediyor. Bu alanda sektörümüze öncülük eden çalışmalarımıza devam edeceğiz.’ ifadelerini kullandı.

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

ABD’de bir türlü soğumayan ekonomi ve belirsizliğini koruyan faiz indirim beklentisi

Yayınlanma:

|

Yazan:

  • FED başkanı Powell, dün yaptığı konuşmada, faiz oranlarının ne zaman düşürülebileceği konusunda herhangi bir yönlendirme sağlamaktan kaçınırken,  bunun yerine para politikasının daha uzun süre sıkı olması gerektiğini belirtti. Son dönemde ABD ekonomisinin güçlü olduğuna işaret eden makro ekonomik verilere hafta başı perakende satışlar verisinin de dâhil olması sonrasında gösterge 10 yıllık tahvil getirisi %4,7 seviyesine dayanarak son 5 ayın zirvesine yükseldi.
  • FED’in 2022 yılının başında başladığı faiz artırım döngüsü ile politika faizini %0-0,25 seviyesinden %5,25-5,50 seviyesine getirmesine rağmen ABD ekonomisi bir türlü soğumaması üzerinde düşünülmeye değer bir unsur olarak ön plana çıkarken, yükselen tahvil faizlerinin yan etkilerinin de tamamen göz ardı edilmemesi gerektiğini düşünüyoruz. Pek de uzaklara gitmeye gerek yok, neredeyse 1 sene önce, ABD’de, piyasa faiz oranlarının yükselmesi karşısında likidite sıkıntısına düşen ve zararına tahvil satmak zorunda kalan 3 bankanın başarısız olduğunu ve battığını unutmamak gerekiyor!
  • Bu nedenle, FED’in faiz indirmekte zorlanabileceği kaygısı son günlerde ana tema olsa da, faiz indiriminden kaçınmanın da yan etkileri olduğunu unutmamak gerekiyor! Konuyu pekiştirmek adına, son günlerde açıklanan banka bilançolarının da pek de sevimli olmadığını not edelim. Şöyle ki,
  • ABD’nin ikinci en büyük bankası olan Bank of America, dün açıkladığı finansallar sonrası hisse fiyatı %3,5 ile sert bir şekilde geriledi. Banka birinci çeyrekte 6,7 milyar dolar, yani hisse başına 76 sent kâr açıklarken, geçen yıl aynı dönemde 8,2 milyar dolar yani hisse başına 94 sent kâr açıklamıştı.
  • Türk mali piyasalara yönelik her ne kadar hafta başı kaleme aldığımız raporda olumlu görüşler beyan etsek de, küresel arenada cereyan eden olumsuz gelişmelerin gölgesinde görünüm biraz da olsa bozulduğunu kabul etmek gerekiyor. İsrail’in İran’a karşılık vereceği yönünde endişeler ve ABD cephesinde tüm gayretlere rağmen soğumayan ekonomi ve belirsizliğini koruyan faiz indirim beklentisi Türk mali piyasalarına da yansıdı. Her ne kadar jeopolitik risklerin daha da artmayacağı yönünde görüşümüz değerlendirmelerimizde baz teşkil etse de, sürecin nereye varacağını da tam olarak kestiremediğimizi not edelim. Dün BIST100 ana endeksi günü %1,4 düşüşle tamamlarken, lokomotif endeks bankacılık hisseler’%4,6 geriledi. USDTRY kuru beklentimize paralel bebek adımları ile 32,50 seviyesine yükselirken, CDS risk priminin de 318 baz puan seviyesine geldi.
  • TCMB Başkanı Karahan, ilk hedefin enflasyonu düşürmek olduğunu belirterek, enflasyonun %75 seviyesi ile zirve yapıp sene sonu %36 hedeflerine uyumlu bir şekilde gerileyeceğini söyledi. Enflasyonla savaşın zayıflaması durumunda, dolarizasyon eğiliminin yavaşlamayacağını belirten Karahan, rezerv biriktirme hedefinin yabancı akımına bağlı olarak orta vadeli baz alındığını hatırlattı. TCMB’nin 2023 yılında yazdığı 818 milyar TL zararın nedenini ise KKM’ye bağladı.
  • ABD’de her 100 günde 1 trilyon dolar artan borç yükünün fiziki varlıklara olan talebi artırmaya devam ettiğini not etmek gerekiyor. Örneğin, ABD tahvil faizleri ile negatif korelasyona sahip kıymetli madenler, yukarıda da değindiğim üzere, 10 yıllık tahvilin %4,70 seviyesine dayanarak son 5 ayın zirvesine yükselmesine rağmen, ezber bozarcasına, göreceli olarak güçlü seyirlerini koruduklarını görüyoruz: altının ons fiyatı 2,400 dolar civarlarında salınırken, gümüş ise 28,25 dolar seviyelerinde işlem görüyor. Kâr satışlarına ihtimal versek de, tırmanan jeopolitik riskler ve ABD’de artan fonlama maliyetine rağmen beliren enflasyon tehdidi ile yönün yukarı yönlü olduğunu düşünüyoruz.
  • FED Başkanı Powell’ın 3 aydır devam eden yukarı yönlü sürprizlerle birlikte son enflasyon verilerinin politika yapıcılara politikayı yakın zamanda gevşetme konusunda yeterli güveni vermediğini söylemesinin yankıları hisse senedi piyasalarında satışlara neden oldu. FED’in faiz oranlarını önceden düşünülenden daha uzun süre yüksek tutması gerekebileceğinin anlaşılması ardından ABD borsaları dün geceyi hafif de olsa düşüşle tamamlarken, bu sabah Asya borsalarında da karmaşık bir seyir hâkim olduğunu görüyoruz.
  • IMF-Dünya Bankası bahar toplantıları başladı. Dünya Ekonomi Görünümü raporunun başlığı “İstikrarlı ama Yavaş: Ayrışmanın Ortasında Dayanıklılık” oldu. Toplantılarda ana gündem maddeleri jeopolitik gerilimler ve enflasyon olacak. 2024 ve 2025’te dünya büyümesi %3,2 bekleniyor. IMF, devam eden yüksek enflasyon, Çin ve Avrupa’daki zayıf talep ve iki bölgesel savaşın etkileri nedeniyle, küresel ekonominin yavaş ama istikrarlı bir büyüme yılı daha geçirmeye hazır olduğunu söyledi.

Emre Değirmencioğlu

 

Okumaya devam et

KATEGORİ

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

KRIPTO PARA PİYASASI

BORSA

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKAVİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKAVİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKAVİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.