Connect with us

BANKA HABERLERİ

Prof. Dr. BORATAV: 2024 ve sonrasında Türkiye-IMF senaryosu

Sermayenin tahakkümünü daha da ağırlaştıran bu ortam faşizme geçiş içinde yaşanmaktadır. Bileşkesini, ekonomiyi ve tümüyle üstyapıyı içeren kapsamlı bir çürüme olarak ifade edebiliriz.

Yayınlanma:

|

İktisat çevrelerinde yaygın bir tespit var: “IMF’siz bir IMF programı içindeyiz; ödünsüz uygulanması Mart 2024 seçimlerinden sonra başlayacak…”

Ekonomi yönetimini devralan ekip, bu programın ana çerçevesine vakıf olduğunu çeşitli vesilelerle açıkladı.  Kritik ipucu, ücretlere dönüktür. TCMB başkanı, ücret artışlarının enflasyonist etkisini bu yakınlarda vurguladı (Ekonomim, 6 Kasım 2023). Mehmet Şimşek “emekçilerin enflasyon farkı ödemelerine son verileceğini”, çapraşık bir Türkçe ile Orta Vadeli Program (OVP) içine (s.21) yerleştirdi.

IMF programına Mart 2024 seçimleri yüzünden “sızmış” ödünler, yeni ekonomi yönetimi tarafından da onaylandı. Nitekim OVP, neoliberal ilkelerle siyasal öncelikler arasında bir uzlaşma belgesi olarak hazırlandı. Özelliklerini bu köşede açıklamıştım (soL Haber, 15 Eylül 2023). Mesela 2023-2026 arasında kamu açıkları millî gelirin yüzde 4,8’i boyutunda daralacak. Millî gelirin büyümesi ise (ne hikmetse?), yüzde 5’e yükselecek.

Saray, Mart 2024 sonrasında dört yıllık seçimsiz bir iktidar dönemine kavuşacaktır. Cumhurbaşkanı, niyetini belli etti: Seçimsiz yıllarda anayasal engeller ayıklanacak; halk muhalefeti bastırılacaktır.  Bu “dikensiz gül bahçesi”, ödünsüz bir neoliberal programın ideal ortamıdır. Erdoğan, insan haklarının uluslararası finans kapital için önem taşımadığını biliyor. Program uygulanacak; dış kaynak akımları canlanacaktır.

O zaman sorgulayalım: IMF’siz bir IMF programının ödünsüz uygulanması, Türkiye için ne tür bir ekonomik   senaryo öngörmektedir? Yanıtı, doğrudan IMF’den arayalım.

IMF’nin Türkiye belgeleri

IMF’nin Türkiye ekonomisi üzerindeki iki belgesini, 21 Nisan ve 13 Ekim 2023 tarihlerinde Sol Haber’de yayımlanan iki yazıda inceledim. İlk yazı, IMF’nin Nisan 2023 veri bankasında yer alan Türkiye öngörülerini gözden geçiriyordu. İkinci yazı ise Eylül sonunda Türkiye’ye gelen IMF uzmanlarının yayımladığı basın duyurusu tartışıyordu.

Ekim 2023’te IMF/WEO veri bankasındaki istatistikler tümüyle güncelleştirildi. Türkiye ekonomisinin 2023-2028 dönemine ilişkin önemli öngörülerini (son dört yılın ortalamaları ile) aşağıdaki tabloya alıyorum.

Türkiye ekonomisi 2023-2028, IMF öngörüleri (yüzdeler)

 

Bilinenleri hatırlatalım: Kapitalist dünya sisteminin üst-örgütlerinden biri IMF’dir; neoliberal doktrini inşa eden ve hayata geçiren kurumlardan biridir. Yönetiminde ABD’nin ‘ağırlığı vardır; ülkelere ilişkin her kritik kararda ağırlığını kullanır. IMF’nin uzmanlığı ekonomi alanındadır. “Neoliberal yapısal uyum politikaları” sınıflar-arası bölüşüm ilişkilerinde tarafsız değildir. Ana sözleşmesi ise IMF’yi güncel siyasetin dışında tutar.

Bu biçimsel kısıtlamanın yanıltıcı olduğu IMF-ülke ilişkilerinde ortaya çıkar. Örneğin 1980’de ve 2002’de Türkiye’deki iktidar değişikliklerinde IMF programlarının belirleyici rol oynadığına yakından tanık olduk.

Bu Ekim’de IMF’nin güncelleşmiş Türkiye öngörüleri bu nedenle büyük önem taşıyor. Kapsamlı bir ekonomik dönüşüm tasarlandığını belirleyebiliyoruz. Saray iktidarı son yedi yılda “yerli ve millî sermayeyi sınırsız ihya ederek” güçlenmiştir. IMF öngörülerinde içerilen senaryo, sermayenin tahakkümünü bu kez yeniden uluslararası ortama ve 2028’e taşımaktadır.

Kısaca deşifre edelim.

Temel değişim: Finans kapital desteğinde durgunlaşma

IMF, 2023-2028 döneminde Türkiye ekonomisinin durgunlaşarak kendine özgü bir istikrara ulaşacağını beklemektedir.

Temel varsayım, geçmiş yedi yılda neoliberal ilkeleri çiğnemiş olan “aykırı” politikalardan geleneksel reçeteye dönüştür.     “Sağduyulu bir ekonomiye geçiş”, parasal ve malî disiplin yöntemleriyle gerçekleşecektir. IMF öngörülerinde sadece kamu maliyesi için nicel göstergeler veriliyor. Bunları yukarıdaki tabloya almadım. Özetle 2023 sonrasında kamu açığı/millî gelir oranı 2,8 puan gerileyecek; bu ayarlama büyük ölçüde kamu harcamaları (2,3 puan) daralarak gerçekleşecektir.

Parasal ve malî disiplin, 2016-2022’de gerçekleşen yüzde 4,3’lük büyüme temposunu yüzde 3,2’lik bir patikaya yerleştirecektir (Tablo, satır 1).

İstikrar göstergeleri, “Türkiye’ye özgü”dür.  Enflasyon çok ılımlı bir tempoyla biraz hafiflemekte, dönem sonunda bile yüksek oranlarda kalmaktadır: 2025-28 TÜFE ortalaması yüzde 20’yi aşmaktadır (Tablo, satır 3).

Buna rağmen IMF, Türkiye ekonomisinin dış kaynak sıkıntılarıyla karşılaşacağını düşünmüyor. Göstergeleri tabloda yer alıyor: Cari işlem açığı ortalaması yüzde 3 civarındadır (satır 5). Dönem boyunca dolar kurundaki artış, TÜFE’nin gerisinde seyrediyor (satır 3 ve 4). Yani, TL reel olarak değerleniyor, dolar ucuzluyor. Bu nedenle de dolarlı GSYH, reel büyüme ortalamalarını aşmaktadır (satır 1 ve 2).

Nasıl mümkün oluyor?  Tek açıklama, dış kaynak akımlarının cari işlem açıklarını fazlasıyla aşmasıdır. IMF, parasal daralmayı temsil eden TCMB politika faizlerinin yüksek enflasyonun da üstüne yerleşeceğini bekliyor; ama nicel öngörü yapmıyor. Döviz kurunu aşan TL faizleri, spekülatif finans kapitalin “arbitraj getirileri” için ideal ortamdır. Tabloya almadığım öngörülere göre altı yılda 240 milyar dolar cari işlem açığı “fazlasıyla” karşılanacaktır. Yabancı sermaye girişleri rezervleri de besleyerek TL’yi değerlendirecektir.

Bu öngörüler, dış ekonomik bağımlılığın devamı anlamındadır. AKP’nin 2003-2007 Lale Devri’ne benzetmeyiniz, çünkü ithalat bağımlılığı bu kez durgunlaşan bir ekonomi içinde gerçekleşecektir.

Durgunlaşmanın toplumsal maliyeti

AKP iktidarının “aykırı” politikalarını içeren 2015-2022 ile IMF’nin 2024-2028 dönem öngörüleri arasında büyüme temposu (%4,3→%3,2) 1,1 puan yavaşlayacaktır (Tablo, satır 1). Toplumsal yansıması nasıl olacak?

Türkiye, 2023 dönemecine emek karşıtı çok ağır bir bölüşüm şoku yaşayarak girdi; göstergelerini defalarca ve ayrıntılarıyla açıkladık. IMF, sınıfsal bölüşüm göstergeleri ile ilgilenmez. Öngörülerinde sadece dar tanımlı işsizlik göstergesi (Tablo, son satır) yer alıyor: Son beş yılda 0,3 puanlık “ılımlı” bir artış bekleniyor.

AKP’nin Türkiye’ye “armağan” ettiği toplumsal bunalımın açık göstergelerinden biri olan “geniş tanımlı işsizlik”, TÜİK tarafından “atıl işgücü oranı” başlığı altında derlenmektedir. 2015 sonrasındaki yüzde 4,3’lük büyüme, atıl işgücü yüzdesini altı puan civarında sıçratmıştır. Ocak-Eylül 2023 ortalaması %22,8’dir.

Önümüzdeki beş yılda yüzde 3,2’ye yönelen bir durgunlaşma eğiliminin Türkiye’yi sürükleyeceği toplumsal tabloyu kurgulayın: Geniş işsizlik oranının faal nüfusun dörtte birini aşması beklenir. IMF, boşta gezen gençlerin, diplomalı işsizlerin daha da yığılacağı bir Türkiye mi tasarlamaktadır?

Bir ‘çürüme’ senaryosu

Daha da vahimi var: IMF senaryosu yüzde 40’lık bir enflasyonun süregeleceğini öngörüyor. Uluslararası sermayeye açılan Türkiye, bu sayede “yerli ve millî sermaye” için bir “teselli ödülü” sunuyor. Açıklayalım:

Yeni ekonomi yönetimi, yükselen enflasyonda ücretleri sorumlu tutmaktadır. Bu iddia yanlıştır. Türkiye’de ücret payını eriten etkenlerin başında enflasyonun hızlanması geliyor. Son yılların enflasyonunda kâr marjlarındaki artışların katkısı belirlendi; bulgular yayımlanacaktır. 2028’e kadar yüzde 40’ın üzerinde seyredeceği öngörülen enflasyon, emekçi saflarındaki derin yoksullaşmayı daha da yaygınlaştıracaktır.

Sermayenin tahakkümünü daha da ağırlaştıran bu ortam faşizme geçiş içinde yaşanmaktadır. Bileşkesini, ekonomiyi ve tümüyle üstyapıyı içeren kapsamlı bir çürüme olarak ifade edebiliriz. Türkiye’nin bu geleceğe mahkumiyeti kabul edilebilir mi?

Ağır tarihsel sorumluluk Türkiye’nin sosyalist, devrimci akımlarına, örgütlerine, partilerine düşmektedir. Birlikte direnme yöntemlerini keşfederek hak etmeleri gerekecektir.

Prof. Dr. Korkut BORATAV – SOL.ORG.TR

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

“Kredi çekeceğiz” vaadiyle 20 milyon dolandırdılar… 14 kişi tutuklandı

Bursa Emniyet Müdürlüğü ekipleri; bankalarda tanıdıkları olduklarını belirtip kredi çekme vaadiyle vatandaşları dolandıran 20 kişiyi gözaltına aldı. Şahıslardan 14’ü tutuklandı. Vurgunun boyutunun 20 milyon liraya bulduğu belirtiliyor.

Yayınlanma:

|

Yazan:

Bursa Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü Mali Suçlar Büro Amirliği ekipleri banka aracılığıyla vatandaşları dolandıran şüphelilere yönelik geniş kapsamlı çalışma başlattı. “Bankalarda tanıdıkları vasıtasıyla uygun oranda yüksek meblağlı kredi çıkartacaklarını iddia edip vatandaşları 20 milyon lira dolandıran şebeke takibe alındı.

“KREDİ ÇEKECEĞİZ” VAADİYLE 20 MİLYON DOLANDIRDILAR 21 ŞÜPHELİYE POLİS 14’Ü TUTUKLANDI

Ekiplerin radarına takılan şüpheliler Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde teknik ve fizik takip sonrası gözaltına alındı. Şüphelilerin sosyal medyada kredi danışmanlığı adı altında paylaşımlar yaparak mağdur kişiler adına çektikleri para ile elektronik eşya alıp, 2. el olarak piyasaya sürerek haksız kazanç elde ettiği öğrenildi. Adresleri tespit edilen şüphelilere yönelik harekete geçen ekipler, Bursa başta olmak üzere İstanbul, İzmir, Tekirdağ, Antalya, Muğla ve Mardin’de 20 kişiyi gözaltına aldı.

“KREDİ ÇEKECEĞİZ” VAADİYLE 20 MİLYON DOLANDIRDILAR 21 ŞÜPHELİYE POLİS 14’Ü TUTUKLANDI

6 kişi tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılırken, Ş.D, B.D, D.D, B.E, B.O, M.A, H.K, E.S, S.Ö, U.A, Y.G, O.D, M.E, O.Y, isimli 14 şüpheli tutuklanarak cezaevine gönderildi:

Bursa İl Emniyet Müdürlüğü yetkilileri, dolandırıcılara fırsat verilmeyeceğini belirterek çalışmaların titizlikle devam edeceğini açıkladı.

Kaynak: İHA

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Fitch, Türk bankacılık sektörü için görünümünü “nötr” olarak revize etti

Yayınlanma:

|

Yazan:

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, Türk bankacılık sektörü için görünümünün 2024 yılı ortasındaki “iyileşen” durumundan 2025 yılı için “nötr“e revize edildiğini açıkladı.

Fitch “Türk Bankaları Görünümü” raporunda, belirlenen görünümün hala yüksek enflasyon ve Türk lirası faiz oranları, yavaşlayan ekonomik büyüme ve düzenleyici müdahaleden kaynaklanan varlık kalitesi üzerindeki kısa vadeli baskıyı, yetkililerin politika değişikliğinin ardından iyileşen işletme koşullarıyla dengelediğini belirtti.

Açıklamada, “TL mevduatlarının kısa vadeli niteliği göz önüne alındığında, 2025 yılında TL faiz oranlarının düşmesiyle bankaların net faiz marjlarının iyileşmesini bekliyoruz. Ayrıca, teminatsız perakende kredilendirme, KOBİ ve ticari krediler tarafından yönlendirilen, GSYH büyümesinin yavaşlaması ve hala yüksek olan enflasyon ve faiz oranlarından kaynaklanan sorunlu kredi oranlarında ve değer düşüklüğü giderlerinde ılımlı bir artış öngörüyoruz.” denildi.

Bankaların 2025 yılında dış piyasalara girmeye devam etmesini beklediğine işaret eden Fitch, ancak bunun 2024’teki güçlü dış piyasa ihraçlarının ardından daha fırsatçı bir şekilde olacağını ifade etti.

Fitch, “Hem karlılık hem de varlık kalitesi, düzenleyici değişiklikler, potansiyel Türk lirası değer kaybı ve daha riskli segmentlere ve sektörlere maruz kalma dahil olmak üzere makroekonomik ortama duyarlı olmaya devam ediyor. Temel senaryomuz, mevcut ekonomik programın devam etmesidir, ancak bir politika geri dönüşü enflasyonist baskıları ve makroekonomik ve finansal istikrar risklerini yeniden alevlendirebilir.” değerlendirmesinde bulundu.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Emirates NBD’de HAKAN ATEŞ’in DENİZBANK görevden ayrılacağını duyurdu

DENİZBANK tarafından KAP açılamasında Bankanın Ana Hissedarı olan Emirates NBD’nin HAKAN ATEŞ’in Genel Müdürlük görevinden ayrılacağını duyurduğu bilgisini paylaştı…

Yayınlanma:

|

Yazan:

Ana Ortağımız Emirates NBD tarafından Bankamızın Üst Yönetimindeki görev değişikliğiyle ilgili olarak 6 Aralık 2024 tarihinde yapılan basın açıklamasını bilgilerinize sunarız.

Emirates NBD, DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş’in görevinden ayrılacağını ve Bankanın yeni Genel Müdürü olarak Recep Baştuğ’un atandığını duyurdu.

Emirates NBD, bugün, 27 yıl süresince gösterdiği olağanüstü liderliğin ardından Hakan Ateş’in DenizBank Genel Müdürü olarak görevinden ayrılacağını duyurdu. Ateş, Emirates NBD bünyesindeki çalışmalarını DenizBank Yönetim Kurulu Üyesi olarak devam ettirecek.

Ateş, 1997 yılında DenizBank’ın Kurucu Başkanı olarak göreve başladığı günden bu yana Bankanın başarısında önemli bir rol oynadı. Onun liderliğinde DenizBank, Türkiye’nin önde gelen finansal kuruluşlarından biri haline gelip, dijital bankacılık ve inovasyon alanlarında sektörünün öncüsü oldu.

Bu geçiş sürecinin ardından, Recep Baştuğ, 1 Ocak 2025 itibarıyla DenizBank Genel Müdürü olarak Ateş’in görevini üstlenecektir. Baştuğ, 35 yıllık bankacılık kariyeri boyunca edindiği liderlik ve sektör deneyimiyle söz konusu göreve büyük bir birikimle gelmektedir. Son olarak, Türkiye’nin ikinci en büyük özel bankası olan Garanti BBVA’nın Genel Müdürü olarak görev yapan Baştuğ, Bankayı önemli makroekonomik ve rekabetçi zorlukların yaşandığı bir dönemde başarıyla yönetmiştir.

EMIRATES KAP

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.