Connect with us

GÜNCEL

Prof.Dr. İzzettin ÖNDER: Asgari ücret ve enflasyon muhasebesi

Yayınlanma:

|

Kapitalizm, bir sistem olarak en net şekilde kriz dönemlerinde anlaşılır. Türkiye derin bir krizde seyrediyor, hatta çöküş yaşıyor. Paranın değeri hızla geriliyor ve tüm önlemlere rağmen gerileme durdurulamıyor. Bunun doğal sonucu olarak da tüm ücretliler ya da emekliler ayaktalar. Bugünlerde kebap ziyafetleri şenliğinde bütçe görüşmeleri yanında bir de Asgari Ücret Komisyonu toplantıları yapılmaktadır. Doğrusu çok merak ediyorum, ekonomik kriz ortamında ekonomi yönetiminin örtülü IMF ajanlarına terk edildiği koşulda bütçe görüşmelerindeki hararetli tartışmalarda karşı karşıya gelen milletvekilleri her gün bir başka kent yemek kültürü yaşanırken birbirlerine karşı nasıl davranmaktalar! Acaba, köfte ziyafetindeki tavırları mı, yoksa bütçe görüşmelerindeki tavırları mı gerçek zihniyetlerini yansıtır, bilemedim. Vekillerimize afiyet olsun, doğrusu halkın çıkarlarını böylesi cansiperane savunanlar değil ziyafet, her şeyi hak ediyorlar! Neyse, bu konuyu burada bırakıp, başlıktaki konuya dönelim ve kapitalist sistemde devlet aygıtının sermayeye ve emekçiye bakışını anlamaya çalışalım.

Önce asgari ücret konusunu bir-iki cümle ile kısaca yineleyelim. Yükselen fiyatlar karşısında ücreti ve asgari ücreti de yükseltmek kaçınılmaz olmaktadır. Ücret yükseliş hızı ile enflasyon hızı arasındaki fark paranın satın alma gücünü ve asgari ücretin gerçek yükseliş oranını belirler. Kapitalizmin birinci sömürücü yüzü bu konuda derhal karşımıza çıkar. Emekçiler asgari ücret yükselirken doğal olarak mutlu olur. Bu mutluluğun gerçek olabilmesi, enflasyonun durdurulma koşuluna bağlıdır. İlk anda asgari ücret yükselişleri gerçek olarak algılanır, çünkü fiyat artışları gecikmeli olarak devreye girer. Fakat fiyat artışı yaşandığında, artış hızına bağlı olarak, asgari ücretin gücünü baskılar ve emekçi, eski durumuna, hatta koşullara bağlı olarak, eskisinden daha da kötü duruma düşebilir. Bu duruma, yani asgari ücretin arttığı ilk dönemde yaşanan mutluluğun sebebine “para yanılsaması” adı verilir. Diğer bir deyişle, emekçiler yükselen asgari ücretin satın alma gücünde de aynı derecede yükselme sağlayacağı zehabına kapılırlar. Acaba bu durum aldatmaca mıdır, yoksa gerçek midir?   İşin bu cephesi emekçiler ve/veya emeklilerle ilgili bölümüdür. Şimdi de sermaye ile ilgili bölüme geçelim.

Bugünlerde muhasebe alanında enflasyon muhasebesi konuşuluyor. Peki, nedir bu enflasyon muhasebesi, kime ve ne işe yarar? Vergi sisteminde matrah nominal değerle hesaplanır. Yani, vergiye konu olacak gelir artışları enflasyondan arındırılmadan dikkate alınır. Örneğin, 1000 liralık gelir yüzde 10 oranında vergiye tabi olursa, 100 lira vergi ödemiş olacaktır. Enflasyonun da yüzde 10 olduğu durumda, 1000 liranın gerçek değeri 900 lira civarında olur. Hal böyle olunca verginin de daha az olması gerekir. Diğer bir açıdan bakacak olursak, şirketlerin kârları vergilendirilirken enflasyon nedeni ile gerçek kârın üzerinde bir vergi borcu ortaya çıkmaktadır. Başka bir deyişle, gelir veya kurumlar vergisi uygulamasında kâra ilaveten amortisman (aşınma payı) ve varlık değerleri üzerine de vergi salınmış olmaktadır. İlk bakışta enflasyon muhasebesi gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri için fevkalade haklı bir uygulama olarak karşımıza çıkmaktadır. Gelir ve kurumlar vergisinin varlık değerlerini değil, net kârı vergilendirmesi gerekir savı fevkalade geçerlidir. Peki, enflasyondan arındırılmayan kârların vergilendirilmesi haksızlık oluyor da, enflasyondan arındırılmayan ücretin vergilendirilmesi, hem de stopaj yoluyla, yani ücretin, ilgili elemanın cebine dahi girmeden vergilendirilmesi nasıl oluyor da haklı oluyor? Üstelik emek gelirlerinin ilk dilimi hemen hemen tüm Avrupa ülkeleri sistemininkinden daha yüksek oranda vergilendirilmekte olup, gelir basamakları da fevkalade basık olduğundan çoğu gelirlerde üst gelir dilimlerine yükseliş yılın ortasından itibaren gerçekleşmektedir.

Şimdi dostlar gelin bir öneri geliştirelim: Devlet sermayeye enflasyon muhasebesi uygulamasın, ücreti de bugünkü sistemden vergilemeye devam etsin. Sermaye gelirlerine enflasyon muhasebesi uygulanmaması sermaye sahibinin varlıklarını da vergilendiriyor olacaktır. Peki, patronların varlıklarını, hatta aşırı varlıkları sömürü olarak tanımlarsak, sömürülerin bir bölümünün vergilendirilerek, giderek yoksullaşan emekçilere ve/emeklilere gelir artışı olarak yansıtılması makul olmaz mı? Devlet aygıtı, asgari ücret konusunda emekçileri sermayeye ezdirmeme görüntüsü yanında, daha samimi davranarak, emekçilere ve emeklilere de dönem aralarında ayarlama yapsın, yani ücret gelirlerine de bir anlamda enflasyon muhasebesi uygulasın. Uygulayabilir mi? İşte bu konuda o güçlü gördüğümüz hükümetin, etrafa gürleyen hükümetin ne denli sermayenin emrinde ve güçsüz olduğunu görürüz. İşte emekçi dostlarınızın da bu noktayı görüp, siyasi bilinçlerini ona göre gözden geçirmeleri hem kendilerinin, hem de uçuruma doğru sürüklenen ülkemiz ve halkımızın kurtuluşu için elzemdir.

İşte dostlar, bir kriz döneminde devlet denen aygıtın sermayeye ve emeğe karşı davranışı ve tutumu çok açık ve net olarak görülmektedir. Devletin asgari ücreti, emeği sermayeye ezdirmeme görüntüsü halinde topluma sunması, salt o konuda geçerli görülebilir. Asgari ücret konusunda emeğe bir miktar yüzünü dönmesi sistemi meşrulaştırma ve emekçileri sermayeye karşı bilenmemeleri için yatıştırma faaliyetidir. Oysa devlet emekçi gelirleri konusunda gerçekten samimi olsa idi, yukarıda sözünü ettiğim vergi meselelerinde olduğu gibi, grev konularında ya da sair emekçilerin Anayasa çerçevesinde hak arayışlarında daha demokratik ve en azından yansız davranabilirdi. Görülüyor ki, kapitalist devletlerin ana hedefi sermayeyi kollamak, ancak zaman zaman sistemi tehlikeye atmamak amacıyla, ya da sermaye lehine piyasaları canlı tutmak hedefine yönelik olarak geçici süre için emekçilere para yanılsaması yaşatılır, Zira emekçilere verilen her bir kuruş, ileriki dönelerde aynısıyla, hatta olanaklar dahilinde fazlasıyla geri alınır. Bu durum refah devleti ya da sosyal demokrasi uygulamalarının nasıl aldatmaca olduğunun çok tipik göstergesidir.

Evrensel

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Kuveyt Türk’ten yılın ilk çeyreğinde 7 milyar TL net kar

Kuveyt Türk Genel Müdürü Ufuk Uyan: “Banka olarak, teknoloji ve ileri analitik araçları daha etkin kullanmak suretiyle müşterilerimize özelleştirilmiş ürün ve hizmetler sunmaya devam edeceğiz” dedi

Yayınlanma:

|

Yazan:

Kuveyt Türk, yılın ilk çeyreğinde, 2023’ün aynı dönemine kıyasla yüzde 75 artışla 7 milyar TL net kar elde etti.

Kuveyt Türk, 2024’ün ilk çeyreğine ilişkin finansal sonuçlarını paylaştı.

Toplanan fon büyüklüğü 2023 sonuna kıyasla yüzde 1,5 artışla 515 milyar TL olurken, kullandırılan fon büyüklüğü de yüzde 16 artış göstererek 388 milyar TL’ye yükseldi. Banka, net karını ise geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 75 artırarak 7 milyar TL’ye çıkardı.

– Aktif büyüklük 740 milyar TL’ye ulaştı

Öz varlıklarını 55 milyar TL’ye, aktif büyüklüğünü ise 740 milyar TL’ye ulaştıran Kuveyt Türk, aktif büyüklük açısından bankacılık sektöründe 10’uncu sıradaki yerini korurken, katılım finans kuruluşları arasında ilk sıradaki yerini sağlamlaştırdı.

Bankanın, yüksek aktif kalitesi odağıyla donuk alacaklar oranı yüzde 1,09 düzeyinde gerçekleşirken, cari hesabın, toplanan fonlar içerisindeki payı yüzde 55 seviyesine geldi.

Kuveyt Türk’ün yıllıklandırılmış ortalama öz kaynak karlılığı yüzde 57,22 düzeyinde gerçekleşti. Bankanın yasal limiti yüzde 12 olan sermaye yeterlilik oranı da yüzde 20,99 seviyesine ulaştı.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Kuveyt Türk Genel Müdürü Ufuk Uyan, Kuveyt Türk olarak yakın zamanda oluşturdukları 2026 stratejileri doğrultusunda çalışmalarını sürdürmeye devam ettiklerine dikkati çekerek, müşterilerinin çözüm ortağı olma vizyonuyla yeni müşteri kazanımlarını sürdürmeyi amaçladıklarını kaydetti.

Uyan, ‘Banka olarak, teknoloji ve ileri analitik araçları daha etkin kullanmak suretiyle müşterilerimize özelleştirilmiş ürün ve hizmetler sunmaya devam edeceğiz. Aynı zamanda, insan kaynağımıza sürekli yaptığımız yatırımlar ve en güncel ve stabil teknolojilerle donatılmış altyapımızla rekabet üstünlüğümüzü artırmayı amaçlıyoruz. Sürdürülebilir bir geleceğin inşasına katkı sağlamak için negatif çevresel etkileri en aza indirme hedefiyle sektörümüzde öncü olma vizyonumuzu pekiştiriyoruz.’ ifadelerini kullandı.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Yabancılar Türkiye’ye Neden Yatırım Yapıyor

Yayınlanma:

|

Yazan:

Aralık 2023 itibariyle Türkiye’de doğrudan yabancı yatırım stoku 264 milyar dolara ulaştı. Toplam yabancı firma sayısı da 88 bin seviyelerine erişti. En fazla yatırım yapan ülkeler arasında Hollanda, Almanya, ABD, Fransa, Azerbaycan ve Katar gibi aktörler bulunuyor. Son dönemde atılan adımlarla birlikte yabancı yatırımcı meselesi tekrar ön plana çıkıyor. Özellikle yerel seçimler sonrası yabancıların Türkiye ilgisinin arttığı görülüyor. Uluslararası kuruluşların kredi not artırımlarına eşlik eden yabancı yatırımlar daha çok Avrupa ülkelerinden geliyor. Seçimlerden sonraki beş hafta incelendiğinde 6 milyar doları aşan bir miktarın swap, borsa ve devlet tahvilleri aracılıyla Türkiye’ye geldiği anlaşılıyor. Bu finansal girişe 1 Nisan-5 Mayıs arasında yerleşiklerin 7,84 milyar dolarlık dövizden TL’ye geçişi eşlik ediyor.

Doğrudan yabancı yatırım beklentisinin aylık 1,5 milyar dolar olduğu göz önüne alındığında dört aylık süreçte 5 milyar dolarlık doğrudan yabancı yatırımın geldiği söylenebilir. Yaşanılan döviz girişine eşlik eden diğer bir süreçte Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) döviz rezervi birikim politikası yer alıyor. Son iki haftada 17 milyar dolarlık rezerv arışı seçimler sonrası 20 milyar doları aşmış gibi duruyor. Yabancı yatırımların bir diğer etkisi de enflasyon beklentilerinin iyileşmesinde görülüyor. TCMB’nin beklenti anketlerinde Ocak-Mayıs ayları içerisinde 12 aylık enflasyon beklentisi yüzde 45’lerden yüzde 35’lere kadar geriledi. Yılın sonuna doğru yıl sonu enflasyon beklentisi yüzde 10’lar düzeyine kadar düşebilir. Bir çıktı olarak Türkiye’ye gelen yabancı yatırımlar enflasyonla mücadeleyi daha kolay hale getiriyor ve istihdam, üretim gibi alanlara pozitif katkı sunuyor.

Son yıllarda Türkiye’ye hangi ülkeler en fazla yatırım yaptı diye bakıldığında Hollanda’nın açık ara önde olduğu görülüyor. Hollanda’yı İngiltere, ABD, İsviçre ve Almanya izliyor. 2019-2023 döneminde 32 milyar dolarlık doğrudan yabancı yatırım çeken Türkiye’nin en fazla yurt dışı yatırımı Hollanda’da yer alıyor. İngiltere ile de benzer bir ikili ilişkinin olduğunu söylemek mümkün. 25 milyar doları aşan dış ticaret hacmine bir o kadar ikili yatırım hacmi eşlik ediyor. Diğer yatırım yapan ülkelerle de benzer ilişkilerin olduğu görülüyor. Ocak-Nisan 2024 döneminde de benzer aktörlerin Türkiye’ye yatırım yaptığı ve dış ticaretle bağlantılı şekilde hareket ettiği anlaşılıyor.

S&P, Citibank ve JP Morgan gibi uluslararası finans kuruluşların olumlu açıklamaları ve Türkiye’nin kredi notunu yukarıya taşımaları yabancı yatırımcı ilgisini hem miktar hem de fiziki olarak artırıyor. Diğer bölgelere kıyasla Avrupa ülkeleri önde gelen yatırımcılar olarak öne çıkıyorlar. Fakat Türkiye’nin denge politikası göz önüne alındığında Çin, Japonya ve Güney Kore gibi ülkelerden yatırımların artması muhtemel. Son yıllarda Batı Asya ülkeleri Katar, BAE, Suudi Arabistan ve Kuveyt gibi aktörlerle yapılan yatırım anlaşmaları bu açıdan değerlendirilebilir. Özellikle Türkiye’nin imalat sanayi üretimi mevcut ülkeleri Türkiye’ye yatırıma yönlendiriyor. Genel olarak enerji ihraç eden Batı Asya ülkeleri kendi yerli sanayilerini tecrübe ve teknoloji transferiyle kuvvetlendirmek istiyor. Türk Savunma Sanayinin son yıllarda elde ettiği saha başarıları da (Irak, Ukrayna, Azerbaycan, Libya, Etiyopya ve Doğu Akdeniz) Türk sanayisine olan ilgiyi teşvik ediyor. Dünyanın en büyük 12. silah ihracatçısı haline gelen Türkiye’nin ilerleyen dönemlerde daha fazla yatırım çekmesi muhtemel.

Özellikle Türkiye’nin Araştırma ve Geliştirmeye (AR-GE) aktardığı ortalama yıllık 10 milyar dolar Türk sanayisini daha modern hale getirdi. 2003-2023 döneminde 166 milyar dolarlık AR-GE yatırımı Türk sanayi firmalarını teknoloji merkezli dönüştürdü ve dünyayla daha entegre yaptı. Dünyanın en büyük 13. sanayisini inşa eden ve 80 binden fazla üretim tesisiyle ürün çeşitliliğine sahip Türkiye’nin potansiyel taşıdığı ve daha fazla yatırımcı çekmesi beklenebilir. Sonuç itibariyle Ocak-Nisan 2024 dönemi mevcut potansiyel ve yatırım ivmesinin önemli bir göstergesi olarak okunabilir.

Deniz İSTİKBAL-WorldofTürkiye

Okumaya devam et

GÜNCEL

Tek evi olan tapu sahiplerine para iadesi müjdesi!

Tek bir evi olan tapu sahipleri tam tamına 5 yıldır ödedikleri emlak vergisini geri alabiliyor. İşte söz konusu para iadesi için yapmanız gerekenler…

Yayınlanma:

|

Yazan:

Milyonlarca tapu sahibini yakından emlak vergisinin ilk taksit ödemeleri Mayıs ayının sonu itibarıyla sona eriyor. Tapu sahipleri tarafından ödenecek olan vergiler emlak vergisi ile ilgili önemli bazı detaylar da mevcut.

Konu ile ilgili olarak paylaşılan detaylara göre, emlak vergisini ödemek zorunda olan vatandaşların dışında bir de emlak vergisinden muaf olanlar bulunuyor. Eğer siz de tek tek açıklanan söz konusu bu şartları sağlamışsanız, milyonlarca kişiyi ilgilendiren emlak vergisinden muaf olabilirsiniz. Ayrıca yine konu ile ilgili olarak verilen bilgiye göre, ayrıca Kamu Denetçiliği Kurumu tarafından açıklanan emsal kararla sadece tek bir konuta sahip olanlar ve emlak vergisi muafiyeti hakkı elde eden kişilere ödemiş oldukları paraları geriye dönük olarak 5 senelik şekilde almalarının da yolu da açılmıştı.

Peki tek bir konutu olan tapu sahipleri ödedikleri emlak vergisi iadelerini nasıl alabilir? Emlak vergisi iadesi 2024 nasıl alınabilir? İşte emlak vergisi iadesi ile ilgili olarak aktarılan o detaylar…

EMLAK VERGİSİ İADE DAVASI DETAYLARI 2024

Pek çok tapu sahibi tarafından merak edilen ve araştırılan konu ile ilgili olarak paylaşılan bilgilere göre Kamu Denetçiliği Kurumu (KDK) tarafından açıklanan ve emlak vergisini ödemiş olan milyonlarca tapu sahibini de yakından ilgilendiren söz konusu emsal kararla tek bir konutu olan ve emlak vergisi muafiyeti hakkı elde edenlere ödemiş oldukları tüm paraları geriye dönük olarak 5 senelik şekilde almalarının da yolu açılmıştı.

Konu ile ilgili olarak verilen bilgilere göre, kanunen 200 metrekareden büyük olmayan tek konutu olan emekliler, engelliler, gaziler, şehitlerin dul ve yetimleri, ev hanımları ve işsizler her yıl iki taksit olarak ödenen emlak vergisi ödemelerinden muaf oluyor.

EMLAK VERGİSİ İADELERİ NASIL ALINIR 2024?

14 Mayıs 2014 Tarih ve 53210 sayılı özelge gereğince belediyeler muafiyetten habersiz şekilde ödenen emlak vergisinin geriye dönük 5 yıl için iadelerini yapıyor.

Eğer konu ile ilgili bir örnek vermemiz gerekirse, emlak vergisini muafiyet durumunuzdan habersiz olarak 7 sene boyunca ödediğinizi düşündüğümüzde söz konusu bu durumda da geriye dönük olarak 7 sene değil sadece 5 sene için vergi iadesi tutarını talep edebilirsiniz. 5 seneden sonra zamanaşımı devreye girdiği için kalan 2 yıl için iade alamazsınız.

Okumaya devam et

KATEGORİ

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

KRIPTO PARA PİYASASI

BORSA

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.